Etiket: tutuklu

  • 277 İş Yurdunda 50 bin hükümlü ve tutuklu aktif olarak çalışıyor

    Afyonkarahisar Dinar Cumhuriyet Başsavcısı Emrah Özge Yelken, Adalet Bakanlığı bünyesinde faaliyet gösteren 277 İş Yurdunda 50 bin hükümlü ve tutuklunun sistem içerisinde aktif olarak çalıştığını ve bu kişilerin sigortalarının ödenerek, ödenek aldıklarını söyledi.

    Dinar ilçesinde Belediye Başkan Yardımcısı Rafet Şimşek’in katılımıyla Dinar T Tipi Cezaevi yerleşkesinde fidan dikim etkinliği gerçekleştirildi. Gerçekleştirilen etkinliği Şimşek’in yanı sıra Kaymakam Mustafa Şahin, Dinar Cumhuriyet Başsavcısı Emrah Özge Yelken, Garnizon Komutanı Serkan Ateş, Cezaevi Müdürü Metin Erkılıç, yargı mensupları ile cezaevi personelleri katıldı. Cezaevi İş Yurdu Müdürlüğü bünyesinde gerçekleştirilen etkinlik kapsamında bölgeye çok sayıda “chetnir” cinsi ceviz fidanı dikimi yapıldı. Fidan dikim etkinleri sonrasında protokol, Erkılıç tarafından cezaevi kantini salonunda ağırlandı.

    Erkılıç, burada yaptığı konuşmada cezaevi bünyesinde mahkumların topluma kazandırılması ve meslek edindirilmeleri konusunda yürütülen faaliyetler hakkında bilgiler verdi. Erkılıç ayrıca Kaymakam Şahin’e ve Başkan Acar’a iş kolu faaliyetleri kapsamında ceviz fidan dikim alanına yapılan yardım ve desteklerinden dolayı teşekkür etti.

    “Dinar’da 63 hükümlü sigortalı olarak sistemde aktif olarak çalışmaktadır”

    Başsavcı Yelken ise konuşmasında, İş Yurtları’nın Türkiye genelinde yürüttüğü faaliyetler hakkında bilgiler vererek şunları söyledi:

    “Ceza infaz kurumu İş Yurtları’nın bugün itibariyle sayısı 277 ye ulaşmış olup çok geniş bir yelpaze içerisinde üretim ve hizmet faaliyetleri gerçekleştirilmektedir. 2016 yılı itibariyle yaklaşık 50 bin hükümlü ve tutuklu iş yurtları sistemi içerisinde aktif olarak çalışmaktadır. Bu sistem içerisinde çalışan hükümlü ve tutuklulara belli bir ücret ödenmekte sigortaları yapılmakta, kar payı verilmekte ve kendilerinden diğer hükümlülerden farklı olarak iaşe bedeli alınmamaktadır. Dinar T Tipi kapalı ve açık cezaevi infaz kurumunda da İş Yurdu faaliyetleri yürütülmektedir. Bu bağlamda bugün itibariyle 63 hükümlü sigortalı olarak sistemde aktif olarak çalışmaktadır. İş yurdu faaliyetleri olarak ise fırın bölgesi, tekstil iş kolu (terlik ve ev işi tekstil oturma grubu dikimi yapılmakta), adliye ve ceza infaz kurumu çay ocağı ve kafeterya işletmesi adliye ve ceza infaz kurumu kantini, adliye temizlik hizmet işleri, terzicilik ve fotoğraf atölyesi bulunmaktadır.”

    Öte yandan, Başsavcı Yelken, yerleşkede 8 bin 700 fidan dikimi yapılacağını kaydetti.

  • Tutuklu sanık Bahadır Erdemli savunma yaptı

    15 Temmuz darbe girişiminde Malatya’daki 2. Ordu Komutanlığında aktif rol oynadığı ileri sürülen Bahadır Erdemli, yaptığı savunmasında darbeye karşı çıkmak için karargah çevresine gelen vatandaşlara hakaret etti. Zaman zaman savunmasında sesini yükselten sanığı mahkeme başkanı “Burası içtima alanı değil” diyerek uyardı.

    Darbe kalkışmasının en önemli ayaklarından biri olan Malatya’da, 28’i tutuklu 76 sanığın yargılanması sürüyor. Bugünkü duruşmada, darbe girişimi esnasında karargahta güvenlik kamerasına yansıyan görüntüleri ve iddianamede yer alan suçlamalar ile darbe girişiminin planlayıcısı olarak yargılanan dönemin 2. Ordu Komutanlığı Plan Hareket Şube Müdürü Kurmay Albay Bahadır Erdemli savunma yaptı.

    Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesi heyetine savunmasını yapan Erdemli, zaman zaman sesini yükselterek konuşunca mahkeme başkanından uyarı aldı. Mahkeme Başkanı Vedat Koç, bağırarak savunma yapan Erdemli’ye ‘Burası içtima alanı değil, ses tonunuzu yükseltmeden konuşun. Bağırarak konuşmak zorunda değilsin, burası içtima alanı değil’ diyerek uyardı.

    15 Temmuz günü Malatya’da 3 Alaydan 2’sinde devir-teslim yapıldığını ifade eden Erdemli, “Hazırlık yapılsa o gün devir teslim yapılmazdı. Gece 03.00 gibi yapılacağı iddia edilen darbe için gece eğitimleri planlanmaz mıydı” diyerek darbeyi önceden haber aldığı yönündeki iddiaları reddetti.

    Darbe girişimi gecesi güvenlik güçlerinin 2. Ordu Komutanlığı Karargahı çevresinde aldığı önlemleri eleştiren Erdemli, “Darbe girişimi günü hiç kimseye ateş etmedim, ettirmedim” ifadesinde bulundu. Olay gecesi sıralı komutanlarının verdiği emirleri yerine getirdiğini iddia eden sanık Erdemli, “Olayların başından itibaren amirlerimin emir ve komutalarına riayet ettim. Emniyet tedbirleri için emirler verdim” diye konuştu.

    Hakkındaki ‘Bylock’ kullanıcısı olduğu yönündeki iddiayı da kabul etmeyen Erdemli, savunması sırasında yine ses tonunu yükseltince mahkeme başkanı tarafından ikinci kez uyarıldı. Mahkeme Başkanı Koç, sanığa ‘Türk milletinin adına yargılama yapan mahkemenin huzurundasın. Bağırarak konuşma. Savunmayı almayız’ diyerek uyarıda bulundu.

    Erdemli, savunmasında ayrıca “Bir suç duyurusunda bulunuyorum” diyerek olay günü darbe girişiminin öğrenildiği halde tedbir almayanlar hakkında suç duyurusunda bulunduğunu ifade etti.

    Daha sonra soru cevap kısmında mahkeme başkanı ve savcıdan gelen soruları yanıtlayan Erdemli, “Sıkıyönetim mesajı ile ilgili bilgi önce kime geldi” sorusunu, “Önce bana geldi, Erkan Albay söyledi. Ben de Mustafa Serdar Sevgili’ye söyledim” diye cevapladı.

    Sözde sıkıyönetim mesajının Ordu Komutanı Huduti’ye arzından sonra komutanın ‘Karargaha geçelim, bu imzalar yetkili imzalar değil’ dediğini öne süren Erdemli, ‘Ordu komutanının makamında kim ne söyledi’ sorusuna ise “Ordu komutanımız bir sorgulama içindeydi, konuşmaları çok hatırlamıyorum. Çok şiddetle bir aramalar devam ediyordu. İçeride ne kadar kaldığımı hatırlamıyorum. İnsanlar 1 hafta önce yedikleri yemekleri hatırlamıyorlar” şeklinde yanıt verdi.

    Yine bir soru üzerine Yüzbaşı Kemal Keskin’e karargaha hiç kimsenin girmemesi yönünde emir verdiğini doğrulayan Erdemli, “Yüzbaşı Kemal Keskin’e ordu komutanının böyle bir emir verdiğini söylemedim” dedi.

    ’Komuta katında kimseye emirler verdin mi’ sorusuna “Emniyetin alınması için emirler verdim” diyerek cevap veren Erdemli, Yarbay Suat Özocak ve Binbaşı Bülent Kuzucu’nun kelepçelenmesi emrinin sebebini ise “Güvenemedim, ürkek tavırlar içindeydiler. Aramızda bir konuşma geçti mi hatırlamıyorum” diye ifade etti.

    Kurmay Başkanı Avni Angun’a silah çekmediğini iddia eden Erdemli, “Silahımı teslim verme hadisesidir. Ordu komutanına herhangi bir şekilde silah çekmedim” diye konuştu. Darbe gecesi ordu komutanının güvenli bir yere alınmasını teklif ettiğini de ileri süren Erdemli, halkın birikmesi ile emniyetsiz bir ortamın ortaya çıktığını ve Altay kışlasından çağrılan ZPT’lerin ise polisin almış olduğu güvenlik önlemlerine olduğunu söyledi.

    Nizamiyede görevlendirilen Yüzbaşı Kemal Keskin’in kendi telefonundan ordu komutanı ile konuştuğunu ifade eden Erdemli, ’Kamera kayıtlarına göre, Kemal Yüzbaşıyı sıkıyönetim mesajı gelmeden önce nizamiyede görevlendirme emrini vermişsin’ sorusuna da “Hatırlamıyorum” dedi.

    Darbe girişimi gecesi halkın 2. Ordu Komutanlığı bölgesinde toplanmasına ve emniyetin aldığı güvenlik önlemlerine de tepki gösteren Erdemli, darbe girişimine karşı toplanan halka da ağır ithamlarda bulundu. Erdemli, “Malatya halkını tenzih ederim, zihniyetini araştırsan serseri diyebileceğimiz insanlar vardı” ifadelerini kullandı.

    “Kışlanın dışına çıkmamışız, kışlanın dışında içeri girmek isteyen bir grup vardı” diyen Erdemli, “Kimse darbeci değil” ifadesini savundu.

  • Tutuklu yakınlarının araçlarını soyan hırsızlar yakalandı

    Mersin’in Anamur ilçesinde cezaevi yanında park edilen tutuklu yakınlarının araçları soydukları belirlenen 3 kişi yakalandı.

    Edinilen bilgilere göre, Anamur T Tipi Cezaevinin yanındaki boş araziye park edilen tutuklu yakınlarına ait 4 otomobil, 3 kişi tarafından soyuldu. Araçlarda bulunan çanta, telefon, dizüstü bigisayar ve bir miktar parayı alan hırsızlar olay yerinden kaçtı. Olayın fark edilmesinden sonra kamera kayıtlarından yola çıkan Anamur İlçe Jandarma ekipleri, hırsızları yakalamak için çalışma başlattı.

    Hırsızlık süphelileri Aydıncık polisi ve jandarmasının yol çevirmesinde yakalandı. Gözaltına alınan şüpheliler Kuday O, Emrah A. ve İmam A. Anamur İlçe Jandarma Komutanlığındaki sorgularının ardından adliyeye sevk edildi.

  • Tutuklu sanık Mustafa Serdar Sevgili: “Ordu komutanının ve Kurmay Başkanının emirlerini yerine getirdim”

    15 Temmuz darbe girişimi esnasında Malatya 2. Ordu Komutanlığı İdari Kurmay Yarbaşkanı olan Tuğgeneral Mustafa Serdar Sevgili, darbe girişiminde etkin rol oynadığı iddialarını kabul etmeyerek, “FETÖ ile hayatım boyunca irtibatım ve ilişkim olmadı” dedi. Sevgili, ayrıca darbe gecesi ordu komutanı ve kurmay başkanının emirlerini yerine getirdiğini savundu.

    15 Temmuz FETÖ darbe girişimine ilişkin Malatya’da görülen davada, darbe girişiminde etkin rol oynadığı ve Yurtta Sulh Konseyi tarafından yayınlanan ‘Darbeye Teşebbüs Mesaj Formunda’ Sıkıyönetim Komutan Yardımcısı olarak atandığı ileri sürülen dönemin 2. Ordu Komutanlığı İdari Kurmay Yarbaşkanı olan Tuğgeneral Mustafa Serdar Sevgili savunmasını yaptı.

    Suçlamaları kabul etmedi

    Sevgili, savunmasına “15 Temmuz 2016 günü yaşanan olaylarda hayatını kaybeden şehitlere ve silah arkadaşlarıma Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum” diyerek başladı. Hiçbir suç işlemediğini iddia eden Sevgili, “Meslek hayatım boyunca aldığım maaşımı hak etmeye ve vazifemi en iyi şekilde yapmaya çalıştım. Annemin bana öğrettiği şekilde çocuklarıma haram lokma yedirmedim. Mesleğim için yaptığım fedakarlıklar nedeniyle eşim ve çocuklarımla yeterince ilgilenmedim ve bu da aile hayatımda derin sorunlar oluşturmuştur” ifadelerine yer verdi.

    “Eğer izne ayrılmış olsaydım bu olaylara şahit olmayacaktım”

    Avukatı tarafından getirilen belgelerin kendisine verilmediğini öne süren Sevgili, bu nedenle savunmasını yeteri kadar hazırlayamadığını ifade etti. Normal izin planlanmasına göre 15 -31 Temmuz tarihleri arasında izine ayrılacağını ancak sonradan Kurmay Başkanının da aynı tarihte izne ayrılacak olması nedeniyle bu izin planını değiştirmek zorunda kaldıklarını ifade eden Sevgili, “Kurmay Başkan vekili olarak kalacağım için izne ayrılamadım. Eğer izne ayrılmış olsaydım Ankara’ya gitmiş olacaktım ve böyle bir konuya da şahitlik yapmamış olacaktım. Darbe planı yapmış olsaydım eğer günler öncesinde izne gitmek için bir çabam olmazdı” ifadelerini kullandı.

    “Verdiğim emirler tamamen idari bir tedbirdir”

    15 Temmuz günü sabah saatlerinde olağanüstü bir durumun olmadığını ve akşam eve gitmek üzere aracın hazırlatılmasını emri verdiğini belirten Sevgili savunmasını şöyle sürdürdü:

    “Lojmana giderken aynı gün devir teslim töreni yapılan Kara Havacılık Alayı’na gidip yeni komutana hayırlı olsun dileklerimi iletmek istedim. İçeri girdiğimde telefon geldi ve mesaj emrinin geldiği iletildi. Ben de daha sonrasında yeniden karargaha geçerek gelen mesaj emrini okudum. Yanımda Erkan Varol ve Bahadır Erdemli vardı. Hareket Yıldırım mesajını okuduktan sonra bunu ordu komutanına arz etmek için konuta gideceğimizi ve kışla nizamiyesine de giriş çıkışlara dikkat edilmesi emrini verdim. Mesaj emrini aldıktan sonra verdiğim emirler tamamen idari bir tedbirdir. Gelen emri aldıktan sonra inceleyip odamdaki telefonda evrakın altında imzası bulunan Tuğgeneral Mehmet Partigöç’ü aradım. ‘Bu evrakın maiyeti nedir’ dedim o da ‘götürün komutana arz edin’ deyip telefonu yüzüme kapattı”

    “Mesajı ordu komutanına ulaştırarak şahsi sorumluluktan kurtulmak istedim”

    Harekat Yıldırım Mesajının bomba niteliğinde olduğu ve bunu bir an önce ordu komutanına arz ederek üzerindeki şahsi sorumluluktan kurtulmak istediğini öne süren Sevgili, “Konuta geldiğimizde ordu komutanımız evrakları inceledi ve ‘karargaha gidelim’ dedi. Ben ordu komutanının makam aracına bindim, yolda sıralı komutanlara ulaşmaya çalıştık. Sonrasında ben, Tuğgeneral Zeki Karataş ve Ordu Komutanı makam odasına girdik, komutanımız burada tekrar mesajı okudu, televizyondan gelişmeleri takip etti, bir taraftan da Ankara’ya ulaşmaya çalıştı” ifadelerine yer verdi.

    “Bahadır Albay, kurmay başkanına kelepçe takmak için benden yardım istedi”

    Karargahta oldukları sürede Ordu Komutanı Huduti’nin bağlı birlik komutanlarına kimsenin emirsiz hareket etmemesi emrini verdiğini öne süren Sevgili, Albay Bahadır Erdemli’nin Kurmay Başkanı Avni Angun’a silah çekmesi olayını da anlatarak, “Tartışmanın nasıl çıktığını hatırlamıyorum. Albay Bahadır Erdemli’nin Kurmay Başkanına silah çektiğini gördüm. Fatih Gürcan kurmay başkanını oradan uzaklaştırdı. Herkes birbirine bakıyor ama kimse bir şey yapmıyordu. Bir süre sonra aradan zaman geçtikten sonra Bahadır Albay ordu komutanının odasında geldi ve elindeki tabancanın namlusunu kendisine doğrultarak kurmay başkanına ‘alın vurun beni’ diyerek bir şeyler söyledi. Emir subayı devreye girdi ve silahı aldı, Sedat Kaya bendeki silahı da aldı. Bahadır Albay, kurmay başkanının odadan çıkmasını sürekli kendisi hakkında dedikodu yaptığını söylüyordu. Bahadır Albay kurmay başkanına kelepçe takmaya çalıştı, benden de yardım istedi, ben de kendisinin yaptığının yanlış olduğunu söyledim ve ‘takmıyorum’ dedim” ifadelerine yer verdi.

    “Haberci askerler Fatih Binbaşının öldürüldüğünü söylediler”

    Sabaha doğru dışarıdan silah seslerinin arttığını ifade eden Sevgili, “Haberciler gelip Fatih binbaşının öldüğünü söylediler, ben de eğilerek Fatih binbaşının olduğu yere gittim. Yerde kafasından vurulduğunu gördü, bu sırada bina dışından polisler tarafından ateş ediliyordu. Kendi odama girdim bütün camların dışarında gelen camların kırıldığını, oturduğum koltuğun da mermi izi vardı baş kısmında” diye konuştu.

    “Ordu komutanının emri ile Kemal Yüzbaşıyı ikna etmeye gittim”

    Daha sonra da Albay Bahadır Erdemli ile Binbaşı Eyüp Kök’ün öldürülen Fatih binbaşının cesedini taşıdığını gördüğünü ileri süren Sevgili, sonrasında Ordu Komutanı Adem Huduti’nin emri ile nizamiyeye Yüzbaşı Kemal Keskin’in ikna edilmesi için gittiğini iddia etti. Sevgili, “Komutanım ben buradan kesinlikle ayrılmayacağım, polisin içeri girmesine izin vermeyeceğiz. Burası bizim namusumuz, koskoca ordu komutanı var içeride” dedi. Ben de geri dönüp Ordu komutanına durumu arz ettim o da ‘bekleyelim’ dedi” iddialarında bulundu.

    “Kimseye emir vermedim”

    Darbe gecesi hiç kimseye emir vermediğini ileri süren Sevgili, “Ordu komutanının ve Kurmay başkanının olduğu bir yerde benim emir vermem söz konusu olamaz. Ben verilen emirleri görmedim, belge imzalamadım, ıslak imzam varsa kriminal inceleme yapılmasını istiyorum” dedi. 2 Hava Kara Alayına uçak hazırlatılması için emir vermediğini de öne süren Sevgili, karargahta yoğun ateşin sürdüğü bir süre zarfında Ordu Komutanı Huduti’nin Vali Mustafa Toprak’ı telefonla arayarak ateşin kesilmesini istediğini de iddia etti. Valinin ‘ateş edilmiyor’ demesi üzerine cep telefonu ile Ordu Komutanının silah seslerini valiye dinlettiğini öne süren Sevgili, bunun üzerine bir süre sonra ateşin kesildiğini ifade etti.

    “Bahadır Albay’ı ikna ettim”

    Albay Bahadır Erdemli’nin de ikna edilmesi için Ordu Komutanının kendisine emir verdiğini savunan Sevgili, “Ben Albay Bahadır Erdemli ile görüştüm ve ikna oldu. Ordu komutanının odasına gidip söyledim. Albay Bahadır teslim olduktan sonra komutanın koruma astsubayı bana silah doğrultarak ‘siz de şu tarafa geçin, zorluk çıkarmayın’ diyerek beni de teslim olacaklar arasına geçtim” dedi.

    “Binbaşı Fatih Kılıç’ın cesedinin taşınmasını gördüm”

    Darbe gecesi beylik tabancası dışında herhangi bir silahı olmadığını öne süren Sevgili savunmasını şöyle sürdürdü:

    “Kimseye silah doğrultmadım, ateş etme emri de vermedim. Belimdeki silahı da emir subayı aldı. Ben kimseye uçak hazırlatılması için emir vermedim. Kameraların açılarının değiştirilmesi emri vermedim. Darbe girişiminden gelen mesaj emri ile haberdar oldum. Ne sözlü ne de yazılı olarak hiçbir yere bu mesaj emrini göndermedim. Şehir merkezine birlik çıkarmadım, mesajı alır almaz ordu komutanına arz etmek için yola çıktık. Onun verdiği emirleri yerine getirdim. Sıkı yönetim komutanlığındaki görevlendirme listesinde komutan yardımcısı olduğum bilgisinden haberim ve dahlim yoktur. Bu durum benim için esef vericidir. Hiçbir zaman ast rütbeden emir almadım. Ben hayatımda hiçbir terör örgütüne üye olmadım. FETÖ ile ilişkim ve irtibatım yoktur. Bunların bankasına para yatırmadım, 1 dolarım yok, Bylock programını kullanmadım. Böyle önemli ve tehlikeli olan bir mesaj emrini biran önce ordu komutanına ileterek şahsi sorumluluktan kurtulmak istedim. Darbeden önceden haberim olsa eve gidip sonradan geri gelmez, kışlada beklerdim. Yüzbaşı Kemal Keskin’i ikna etmek için karargah dışına sadece bir kere çıktım. Geri dönerken Tuğgeneral Zeki Karataşı’nda aynı maksatla kurmay başkanı tarafından nizamiye gönderildiğini gördüm. Binbaşı Fatih Kılıç’ın cesedinin taşınmasını gördüm, sadece insanlık görevi olarak nereye taşıdıklarını sordum.

    Ordu Komutanının ifadesinde ‘Mustafa Serdar Sevgili ürkek bir şekilde odada oturuyordu’ söylemine katılıyorum. Evet maalesef halim öyleydi, meslek hayatımda ilk kez böyle bir olayla karşılaşıyordum. Makam odasının önünde toplantı yaptılar şeklindeki iddiaları kabul etmiyorum. Herkesin olduğu açık alanda nasıl bir toplantı olabilir, böyle bir toplantı olabilir mi. Komutanın Ankara’ya kaçırması iddiasını çok komik bir iddiadır. Kurmay başkanı bana ’maksadınız nedir?’ diye sormadı. ’Kimler var, maksatları ne’ diye sordu. Emir subayının odasında kimseye ’telefonları bağlamayın’ diye bir emir vermedim. Ordu komutanını odasındayken sohbet ederken kurmay başkanı ’yanlış siyasetten ve darbenin yanlış olduğu’ şeklinde ifadeler kullandı. Darbe girişimine katılanlar listesinde benim ve emir astsubayımın bulunması gerçek yaşanılanlarla bağdaşmamaktadır.

    Malatya Valisi ile ordu komutanı defalarca görüştü. Komutanımız bağlı birlikler ile görüştü, kimsenin yerinden çıkmaması emrini verdi. Nerede bulunduğum ve ne yaptığım konusunda da kamera kayıtlarının incelenmesini arz ederim. Albay Bahadır Erdemli’ye ‘yanlış yapıyorsun, yapma’ dedim başkaları da bunu söyledi. Sonuç olarak 14 taşında iken giydiğim TSK formasını 34 yıl leke getirmeden kanun ve nizamlara uyarak gururla taşıdım. Kanun dışı hiçbir faaliyetim olmamıştır.”

    Adının sıkıyönetim komutanlığı listesinde komutan yardımcısı olarak yazılmasının da bilgisi dışında olduğunu öne süren Sevgili, “Aynı şartlarda ve aynı ortamda olduğum kişiler tarafından ismimin darbeye karışan kişiler listesine yazılmasını da haksızlık olarak görüyorum” dedi.

    Soru-Cevap bölümü

    Savunmanın ardından geçilen soru-cevap kısmında Mahkeme Başkanının “Hareket Yıldırım mesajını okuduktan sonra Adem Huduti ne yaptı” sorusuna Sevgili, “Emrim altında bulunan isimlere baktı ve ‘Bunların bu evrakları hazırlamaya yetkisi var mı’ dedi. Ordu komutanı daha sonra karargaha gidelim dedi” şeklinde cevap verdi.

    15 Temmuz gecesi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın televizyondaki mesajını izleyip izlemediğinin sorulması üzerine konuşan Sevgili, “Cumhurbaşkanının mesajını ordu komutanının odasında dinledim ve rahatladım. Odada bulunan Ordu Komutanı ile Kurmay başkanının ne tepki verdiğini de hatırlamıyorum. Hepimiz dinliyorduk televizyondan” diyerek cevapladı.

    Mahkeme Başkanı Vedat Koç’un, “Ordu komutanının emri ile nizamiyeye gittiğini söyledin. Yüzbaşının ordu komutanının talimatını dinlememesi doğal mı” sorusuna tutulu sanık Mustafa Serdar Sevgili, “Doğal değil. Tam bir kriz ortamıydı. Vazgeçmesini söyledim. Elinde uzun namlulu silah vardı” diye cevap verdi.

    Mustafa Serdar Sevgili, Mahkeme Başkanı Vedat Koç’un “O gece için darbecidir diyebileceğin kimler var” sorusuna ise ‘Ben böyle bir isim vermeyi uygun görmüyorum. Ordu komutanı darbe yanlısı değildi. Gelişmelere baktık. Darbe yanlısı olduğu yönünde bir şey söyleyemem. Gelişmeleri beraber takip ettik. İlk zaman hepimiz bekledik. Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanlarına ulaşmaya çalıştı. Ben darbe yanlısıdır diye bir şey söyleyemem’ diyerek cevapladı.

    Yine Mahkeme Başkanının “Ordu komutanının sıkıyönetim formuna kanunsuzdur diye şerh düştüğünü gördün mü” sorusunu Sevgili, ‘Yazarken değil, söylerken duydum” diyerek cevapladı.

    Soru-cevap kısmında daha sonra bir avukatın darbe girişiminden 1 gün önce 14 Temmuz’da Ankara’da darbe girişimine karışan kişilerle telefonla konuşup konuşmadığını sorması üzerine Sevgili, “Bilmiyorum” cevabını verdi. Bunun üzerine avukatın elindeki HTS kayıtlarını göstererek Sevgili’nin makam telefonundan Tümgeneral Mehmet Dişli ile 14 Temmuz günü saat 21.00 sularında görüşme kaydının olduğunu söylemesi üzerine Sevgili, “Ben konuşmadım” dedi.

    Tekrar araya giren Avukat, “Sizin cep telefonu ile HTS kayıtlarına göre görüşme yapılmış” deyince Sevgili, “Telefonum makamdaydı, emir astsubayım ya da habercim görüşmüş olabilir” şeklinde cevap verdi. Avukatın, 15 Temmuz’un ilk saatlerinde Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ın başdanışmanı Kurmay Albay Orhan Yıkılkan ile görüşüldüğünü de sorması üzerine Sevgili, böyle bir görüşmenin olmadığını ileri sürdü.

    Mahkeme Başkanı Koç, duruşmayı öğleden sonra 14.00’e erteledi.

  • Kocaeli’de fuhuş operasyonu: 6 tutuklu

    KOCAELİ(İHA) – Kocaeli’nin Karamürsel ilçesinde polis ekiplerinin operasyonu ile yakalanan 5 kardeşin kurduğu 7 kişilik fuhuş çetesinden 6’sı tutuklandı.

    Karamürsel’de 6 Mart günü polis ekiplerince 13 adrese operasyon düzenlenmiş ve fuhuş yaptırdığı tespit edilen 5’i kardeş 7 kişi gözaltına alınmıştı. Gözaltına alınan şüpheliler ise sabah saatlerinde emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilmişti. Adliyede işlemleri tamamlanan 7 kişiden 6’sı tutuklanarak cezaevine gönderildi.