Etiket: tutuklu

  • Samsun’da FETÖ’den 21’i tutuklu 38 iş adamının yargılanmasına başlandı

    Samsun’da FETÖ/PDY soruşturması kapsamında haklarında dava açılan 21’i tutuklu toplam 38 iş adamının yargılanmasına baylandı.

    Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında aralarında Samsun’da önemli şirketlerin ve firmaların sahiplerinin de bulunduğu 21’i tutuklu 17’si tutuksuz 38 iş adamı hakkında Samsun 3. Ağır Ceza Mahkemesinde “silahlı terör örgütüne üye olma, silahlı terör örgütünü kurma, yönetme, suç delillerini yok etme, gezleme, değiştirme, terörizmin finansmanının önlenmesi hakkındaki kanuna muhalefet” suçlarında dava açıldı.

    Tutuklu bulunan Hüseyin T., Tayfur Y., Abdullah E., Abdurrahman H., Adnan S., Ali K., Ali Y., Bayram Y., Celal A., Ferdi D., Hakan U., Hasan A., İsa Y., Mehmet A.I., Mustafa K.,Mustafa Y., Ömer İ., Önder A., Şaban T., Talip A. ve Vedat D. ile tutuksuz bulunan 17 kişinin Samsun 3. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanmalarına bugün başlandı. Sanık sayısı fazla olduğu için adliyenin konferans salonunda düzenlenen duruşma saat 09.30’da başladı.

    Basına kapalı olarak yapılan duruşma devam ediyor.

  • Tokat’taki tarihi eser operasyonunda tutuklu sayısı 9’a yükseldi

    Tokat’ta yüzlerce altın sikkenin yakalandığı tarihi eser operasyonda tutuklu sayısı 9’a yükseldi.

    Edinilen bilgiye göre, Tokat Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında Tokat merkezli İstanbul, Ankara, Amasya, Bursa, Kırıkkale, Kocaeli ve Şırnak’ta belirlenen adreslere düzenlenen operasyonda gözaltına alınan 16 kişiden 7’si pazartesi günü adliyeye sevk edilirken Y.Ç. adlı şahıs tutuklanmıştı. Bugün adliyeye sevk edilen 9 şahıstan emekli albay A.Y, astsubay C.G ile B.K, M.C, Ö.Ö, S.A.E, F.B, A.T çıkarıldıkları mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderilirken, diğer şahıslar adli kontrol şartı ile serbest bırakıldı.

    İl Jandarma Komutanlığı ekiplerinin tarihi eser kaçakçılarına yönelik 7 ay süren çalışması sonrasında düzenlen operasyonda şüphelilerin ev ve iş yerlerinde yapılan aramalarda 377 adet altın sikke, 52 adet gümüş sikke, 55 adet bronz sikke, 3 santimetre ebadında heykel, 1 afet bronz vazo, 1 adet bronz tabak, 3 adet 9 milimetre tabanca, 150 adet 9 milimetre çapında tabanca mermisi, 2 adet av tüfeği, 30 adet av tüfeği fişeği, 2 adet el dürbünü, 2 adet el telsizi, 2 adet G3 mühimmat, 35 adet cep telefonu, 31 adet sim kart, 2 adet hard disk, 8 adet dizüstü bilgisayar, 5 adet tablet, 1 adet altın arama detektörü, 1 adet sismik altın arama aparatı, 11 adet harici bellek, 7 adet CD, 1 adet el kamerası, 1 adet L seri 1 dolar ve 7 bin 500 lira para ele geçirilmişti.

  • FETÖ’den tutuklu Niğde eski Alay Komutanı karşısına çıktı

    Niğde’de FETÖ/PDY’nin darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında ’Terör örgütüne üye olma’, ’Suç delillerini gizleme’, ’Resmi evrakta sahtecilik’ suçlamasıyla hakkın dava açılan Niğde eski İl Jandarma Komutanı İbrahim Taşkın hakim karşısına çıktı.

    Niğde 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, Konya’nın Akşehir ilçesinde bulunan cezaevinde tutuklu olan sanık Niğde eski Jandarma Komutanı İbrahim Taşkın ve avukatları hazır bulundu. Cemaatle okul yıllarında tanışan Taşkın, “Okul yıllarında namaz kılan biriydim cemaatle tanıştıktan sonra açıktan namaz kılmanın yanlış olduğunu okuldan atılabileceğimi ve tuvalette gizli abdest almamı ve namazımı açıktan kılmamam gerektiğini söylediler. Bazen içki içmemi söylüyorlardı. Evlenme konusunda ise yüzbaşı rütbesine kadar evlenmemize karşı oluyorlardı. Psikolojik baskılardan bir tanesi de eşimin başı kapalı olmasına rağmen cemaat mensubu kişiler eşimin başını açmadığı takdirde meslekten atılacağımı ima ediyorlardı. Eşimle bunu konuşarak eşimin başını açmak zorunda kaldık” dedi.

    “ByLocku Cafer Kod isimli kişi yükledi”

    ByLock programını telefonuna, Van ilinde görevli iken Cafer kod isimli kişinin yüklediğini söyleyen Taşkın, “İlk zamanlar ankesörlü telefonla görüştük daha sonra Cafer Kod adlı kişi daha sonra ankesörlü telefonla konuşmanın zor olduğunu söyleyerek bana ByLock yükledi. Cemaat bana Namık kod adı verdi ama görev yaptığım yerlerde cemaat mensupları bu ismi bilmiyordu. Bu ismi kullanmadım. Görev yaptığım yerlerde bazen cemaat mensuplarıyla evlerde ve çay bahçelerinde buluşurdum. Bana Fetullah Gülen’in CD’lerini verirlerdi” dedi.

    Taşkın, 15 Temmuz gecesinde ise isminin sıkıyönetim listesinde gördüğünü daha önceden kendisine haber verilmediğini ifade etti.

    Mahkeme heyeti, Taşkın’ın tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı 8 Haziran’a erteledi.

  • FETÖ’den tutuklu Niğde eski Alay Komutanı karşısına çıktı

    Niğde’de FETÖ/PDY’nin darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında ’Terör örgütüne üye olma’, ’Suç delillerini gizleme’, ’Resmi evrakta sahtecilik’ suçlamasıyla hakkın dava açılan Niğde eski İl Jandarma Komutanı İbrahim Taşkın hakim karşısına çıktı.

    Niğde 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, Konya’nın Akşehir ilçesinde bulunan cezaevinde tutuklu olan sanık Niğde eski Jandarma Komutanı İbrahim Taşkın ve avukatları hazır bulundu. Cemaatle okul yıllarında tanışan Taşkın, “Okul yıllarında namaz kılan biriydim cemaatle tanıştıktan sonra açıktan namaz kılmanın yanlış olduğunu okuldan atılabileceğimi ve tuvalette gizli abdest almamı ve namazımı açıktan kılmamam gerektiğini söylediler. Bazen içki içmemi söylüyorlardı. Evlenme konusunda ise yüzbaşı rütbesine kadar evlenmemize karşı oluyorlardı. Psikolojik baskılardan bir tanesi de eşimin başı kapalı olmasına rağmen cemaat mensubu kişiler eşimin başını açmadığı takdirde meslekten atılacağımı ima ediyorlardı. Eşimle bunu konuşarak eşimin başını açmak zorunda kaldık” dedi.

    “ByLocku Cafer Kod isimli kişi yükledi”

    ByLock programını telefonuna, Van ilinde görevli iken Cafer kod isimli kişinin yüklediğini söyleyen Taşkın, “İlk zamanlar ankesörlü telefonla görüştük daha sonra Cafer Kod adlı kişi daha sonra ankesörlü telefonla konuşmanın zor olduğunu söyleyerek bana ByLock yükledi. Cemaat bana Namık kod adı verdi ama görev yaptığım yerlerde cemaat mensupları bu ismi bilmiyordu. Bu ismi kullanmadım. Görev yaptığım yerlerde bazen cemaat mensuplarıyla evlerde ve çay bahçelerinde buluşurdum. Bana Fetullah Gülen’in CD’lerini verirlerdi” dedi.

    Taşkın, 15 Temmuz gecesinde ise isminin sıkıyönetim listesinde gördüğünü daha önceden kendisine haber verilmediğini ifade etti.

    Mahkeme heyeti, Taşkın’ın tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı 8 Haziran’a erteledi.

  • FETÖ’den tutuklu iş adamları suçlamaları reddetti

    İzmir’de Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) soruşturması kapsamında, örgüte finansal destek sağladığı iddiasıyla tutuklanan ünlü iş adamları Abdullah Kavuk, Ahmet Küçükbay, Şeref Sipahi ile tutuksuz sanık Metehan Kavuk, ilk kez hakim karşısına çıktı. Duruşmanın öğleye kadar devam eden bölümünde mahkemeye savunma yapan Abdullah Kavuk, Metehan Kavuk ve Şeref Sipahi, örgüt ile bağlantılarının olmadıklarını, haklarındaki iddiaları ret ettiklerini söyledi. Tutuksuz yargılanan Metehan Kavuk, “Ülkesinin çıkarını savunan şerefli bir babanın oğluyum. Değerli bir ailenin ferdiyim. Mahkemeden herhangi bir talepte bulunmuyorum” dedi.

    İzmir 13. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen ilk duruşmaya tutuklu sanıklar Abdullah Kavuk, Ahmet Küçükbay, Şeref Sipahi, tutuksuz sanık Metehan Kavuk, sanık avukatları ve sanık yakınları katıldı. Üye hakim, sanıklar hakkında hazırlanan iddianameyi okudu. İddianamenin okunmasından sonra sanıkların savunmaları alınmaya başladı.

    “Ülkesini seven şerefli bir babanın oğluyum”

    İlk olarak savunmasını tutuksuz yargılanan Metahan Kavuk vermeye başladı. Hakkında hazırlanan iddianameyi kabul etmediğini belirten sanık Metehan Kavuk, “Hayatımın hiçbir bölümünde, FETÖ’nün okulunda okumadım, bankasına para yatırmadım, gizli haberleşme programı ’Bylock’u kullanmadım. Gizli bir tanığın verdiği ifade nedeniyle buradayım. Soyadım Kavuk olduğu için mi yoksa babamın soyadını taşıdığım için mi tutuklandım bilmiyorum. Ülkesinin çıkarını savunan şerefli bir babanın oğluyum. Değerli bir ailenin ferdiyim. Mahkemeden herhangi bir talepte bulunmuyorum” dedi.

    “İş adamları toplantısında dini sohbetler yoktu”

    Tutuksuz yargılanan Metehan Kavuk’un ardından tutuklu yargılanan Kavuk’un babası Abdullah Kavuk savunmasını yaptı. FETÖ ile hiçbir bağlantısının olmadığının ifade eden Abdullah Kavuk, “Hayatım boyunca devletimin yanında yer aldım. Gediz Üniversitesini İzmir’e bir üniversite kazandırmak için kurduk. 17-25 Aralık öncesi cemaat açısından hiçbir tehlike olmadığı için üniversite için yardım ettim. İzmir’de iş adamları ile bir araya geliyorduk. Bu toplantılara kısmen katıldım, kısmen katılmadım. Bu toplantılarda o dönem EXPO vardı, nasıl katkı yapabilir onun için ve İzmir’e yatırımlar hakkında konuşuluyordu. Toplantılar her zaman olmazdı. Toplantıyı yapacak iş adamı, yemeği düzenler, davet ederdi. Ramazan ayında bir toplantı daha sık olurdu. Hatta evlerde bile olurdu bu toplantılar. Buruda dini sohbetler olmazdı, iş konuşulurdu. Düzenli yapılan toplantılar değildi. ’Babalar grubu’ diye tabir edilen grubu bilmiyorum. Ben o toplantılarda hiç bulunmadım. Katıldığım toplantıları da söyledim, onlarda iş adamlarıyla ilgili toplantılardı” diye konuştu.

    “Cemaatin terör örgütü olduğunu öğrenince geriğini yaptık”

    Hiçbir himmet toplantısına katılmadığını ve himmet vermediğini ifade eden Abdullah Kavuk, “17-25 Aralık’tan sonra devletimin yanında oldum. Ayrıca, 17-25 Aralık öncesinde FETÖ’ye sempatizan olmadım. Çocuklarımı bu örgüte ait okullara göndermedim. Örgütün hiçbir gazetesine, dergisine abone olmadım. ’Bylock’ programını cezaevinde öğrendim. Gediz Üniversitesini cemaate hizmet etsin diye kurmadık. İzmir’e üniversite kazandırmak için kurduk. Ben 2015’te Gediz Üniversitesini bıraktığımda devlete 40 milyon dolar karı vardı. 17-25 Aralık’tan sonra devletimiz cemaatin terör örgütü olduğunun söyleyince FETÖ ile bağlantılı olan mütevelli heyetinde olan Bekir Baz’ın istifasını istedik ve o da istifa etti” diyerek savunmasının sonunda tahliyesini isteyerek şirketlerinin ve üzerindeki kayyumun kaldırılmasını talep etti.

    “Bağışçı haklıydı, biz geciktirdik”

    Duruşma savcısının üniversiteye bağışlanan 20 milyonluk arazi sorusu üzerine sanık Abdullah Kavuk, “Bana Çiğli’deki arsadan bahsettiler ve buranın hastane yapılması şartı ile bağışlanacağını söylediler. Bizde bu arsayı hastane kompleksi yapılmak üzere hayırsever Hatice Bahriye Yağcı’dan şartlı bağışı kabul ettik. Problemli bir yerdi. Bizde üniversiteye bağlı bir hastane yapmayı geciktirdik. Bağışçı da, gecikmeden dolayı, bizden arsayı geri almak için dava açtı. Bağışçı haklıydı, biz geciktirdik ancak gecikme bizden kaynaklı değildi” ifadelerini kullandı.

    “Ortaokul mezunuyum üniversite hocalarına akıl verecek biri değilim”

    Bir diğer sanık Şeref Sipahi ise “Benim FETÖ ile alakam yoktur. İddianamede belirtildiği gibi örgütün paralarını aklamadım. Kimseden yardım almadım. FETÖ’nün toplantılarına katılmadım. Gediz Üniversitesindeki bağlantım da vakıftan kaynaklanıyor. Vakfın kurucusu ağabeyim Şerafettin Sipahi’dir. O vakfı kurarken yönetimde 2 Sipahi’nin de bulunmasını şart koşmuş. Ban ortaokul mezunuyum üniversiteye aklım yetmez ama ağabeyimin zoru ile girdim. Yılda 3 defa düzenlenen toplantılara bir defa anca katılırdım. Ben dediğim gibi ortaokul mezunuyum, oraya gidip üniversite hocalarına akıl verecek, sohbet edecek biri değilim. Benim FETÖ ile alakam yok, kuyumcu dükkanımda bizzat dururum, sabah 5 buçukta işe başlar gece 10’a kadar dükkanda olurum. Benim toplantılara katılacak zamanım yok. İşimin başındayım. Örgüte himmet vermedim. Örgüt adına para almadım. ’Babalar gurubunu’ bilmiyorum. Onların toplantılarına hiç katılmadım” şeklinde konuştu.

    Sabah başlayan duruşmaya öğle arası molası verilirken öğleden sonra devam edecek duruşmada Ahmet Küçükbay savunmasını yapacak.

    Olayın geçmişi

    İzmir’de, 15 Temmuz darbe girişimin ardından, ünlü iş adamları Orkide Yağları ve Küçükbay Şirketler Grubu sahibi olan Ahmet Küçükbay, Kavuklar Şirketler Grubu sahibi ve Gediz Üniversitesinin eski Mütevelli Heyet Başkanı Abdullah Kavuk ile oğlu Metehan Kavuk, Şeref Kuyumculukun sahibi Şeref Sipahi tutuklanmıştı. Soruşturmayı yürüten savcı Zafer Dur, dört önemli isimle ilgili soruşturma dosyasını ayırdı ve savcı iş adamları hakkında hazırlanan iddianameyi İzmir 13. Ağır Ceza Mahkemesine gönderdi. FETÖ örgütüne finansal destek sağladıkları iddiasıyla tutuklanan iş adamları hakkındaki 168 sayfalık iddianame mahkeme tarafından kabul edildi. İddianamede, 4 iş adamına 10 ile 15 yıl arasında ceza verilmesini istedi. İddianamenin kabul edildiği gün Metehan Kavuk dosya üzerinden görülen dava ile tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.