Etiket: Tüsiad

  • TÜSİAD Başkanı Bilecik: “Zorluklardan son derece başarı ile çıkacağız”

    TÜSİAD Başkanı Erol Bilecik, “Ekonomide istediklerimizi de elde edebilmek için ilk önce istemeden elde ettiklerimizin bir miktar analizini yapalım. Şüphesiz krizlerden, zorluklardan son derece başarı ile çıkacağız. Uygulanan bütün programlarda, bunların bu aşamadan çıkmaları için önemli desteğimiz var” dedi.

    Genç Yönetici ve İş İnsanları Derneği (GYİAD), Dijital Çalışma Grubu liderliğinde Aile Şirketleri ve KOBİ’ler İçin Başarı: ’Dijital Dönüşüm Konferansı’ düzenledi. GYİAD Yönetim Kurulu Başkanı Yiğit Savcı, Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Erol Bilecik ile Türk Telekom CEO’su Paul Doany’nin önemli değerlendirmeler yaptığı konferansta dijital dönüşümün nedenleri, aile şirketleri ve KOBi’lerde dijital dönüşümün nasıl olması gerektiği konuşuldu. Sektörden dijital dönüşüm örneklerinin de aktarıldığı konferansta, dijitalleşmenin Türkiye için önemine de değinildi.

    “Geleneksel iş yapış şekilleri dönüştürülmeli”

    Aile şirketlerinin ve KOBİ’lerin yeniliklere karşı direnç gösterdiğini ve çekinceli yaklaştığını belirterek dijitalleşmenin Türkiye’de böyle bir konumda olduğundan bahseden GYİAD Yönetim Kurulu Başkanı Yiğit Savcı, “Ancak bu çekinceli yaklaşım kaçınılmaz sonla yüz yüze geleceğimiz gerçeğini de patronların önüne her defasında bir şekilde getiriyor. Şirketlerimizde oturup ah vah demek yerine gelişmiş ülkelerle aramızdaki teknoloji farkını azaltmak için neler yapmalıyız konusuna kafa yormalı ve bir hareket planı hazırlamalıyız” diyen Savcı, dijital dönüşümün, aile şirketleri ve KOBİ’ler için büyük fırsatları getirdiğini söyledi ve ekledi: “Teknoloji sayesinde ortaya çıkan fırsatlara odaklanılması gerektiğinin altını bir kez daha çizmek isterim. Dijital dönüşüm aile şirketleri ve KOBİ’ler için büyük fırsatları getiriyor. Hepimiz iş yapış şekillerimizi gözden geçirmeliyiz. Önümüzdeki dönemde ailelerin ikinci nesilleri veya kurumiçi girişimcilik ile geleneksel iş yapış yöntemlerimizi dönüştürmemiz gerekecek” dedi

    “Şüphesiz krizlerden, zorluklardan son derece başarı ile çıkacağız”

    Ekonomiye dönük olarak bazı tespitlerinin analizlerini yapmak istediğini vurgulayan TÜSİAD Başkanı Erol Bilecik, ekonominin iyileştirilmesi ile ilgili olarak, “İstediğiniz geleceği üretmeye çalışmazsanız, elde ettiğiniz geleceğe de katlanmak durumunda kalırsınız. Ekonomide istediklerimizi de elde edebilmek için, ilk önce istemeden elde ettiklerimizin bir miktar analizini yapalım. Şüphesiz krizlerden, zorluklardan son derece başarı ile çıkacağız. Uygulanan bütün programlarda, bunların bu aşamadan çıkmaları için önemli desteğimiz var. Ancak tespiti ve tahlili hep beraber aynı kelimelerle ifade edecek olursak, buradan çıkış daha kolay olur” ifadelerini kullandı.

    “2018 Küresel Rekabet Gücü raporunda küresel rekabette 140 ülkede 61’inci sıradayız”

    İçinde bulunduğumuz yüzyılın ihtiyaçlarına geçmiş yılların çözümleriyle yanıt vermenin imkansız olduğunu söyleyen Bilecik, “Artık bu çözümler, yeni beklentilere cevap vermemeye başladığında değişim başlar ve hızlı bir şekilde hamleler yapılır. Gerek dünyada, gerek ülkemizde dijitalleşme konuları özel bir önemle ele alınıyor. Dünya Ekonomik Forumu’nun yaptığı ’2018 Küresel Rekabet Gücü’ raporunda küresel rekabette 140 ülkede 61’inci sıradayız. Geride kalmak gibi bir konforumuz yok. Dijital dönüşüm, rekabet edebilmek için önemli. Dijitalleşme sürecinin yeni iş kolları ve farklı yatırım alanları doğurmasını bekleniyor. İnnovasyon ve üreticilik odaklı yeni mesleklerin ortaya çıkması kaçınılmaz. Bu nedenle yeni neslin eğitim sisteminin ve mevcut çalışanların yetkinliklerinin dönüştürülmesi, genç nüfusa analitik ve eleştirel düşünce yeteneğini kazandırmak çok önemli” şeklinde konuştu.

    “Dijital dönüşümü reddedenler veya uyum sağlayamayanlar ne yazık ki gelecekte tutunamayacak”

    Özellikle aile şirketlerinin dijital dönüşümle ilgili 10 yıllık öngörülerini planlamaları gerektiğini söyleyen Türk Telekom CEO’su Paul Doany, “İşleri nasıl gelişecek, nelere ihtiyaç duyacaklar, pazarda nasıl gelişmeler oluyor gibi incelemeler yapmaları şart. Bu noktada yöneticilerin, şirket sahiplerinin ve karar vericilerin inisiyatif alıp adım atmaları gerekiyor. İnsan, tabiatı gereği değişime direnç gösterir ve hatta bazen reddeder. Fakat dijital dönüşümü reddedenler veya uyum sağlayamayanlar ne yazık ki gelecekte tutunamayacak. Bu nedenle şirketlerin, yönetime, yönetim kurullarına, CEO’larına bunun bir gereklilik olduğunu anlatmaları gerek. Hatta ihtiyaç duyulduğunda dışarıdan da destek alınmalı” dedi.

  • TÜSİAD: “Şimdi toplumsal uzlaşma içinde reform zamanı”

    TÜSİAD tarafından 24 Haziran seçimlerine ilişkin yayınlanan açıklamada, “Seçim sonuçları ülkemize hayırlı olsun; şimdi toplumsal uzlaşma içinde reform zamanı” denildi.

    Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD), dün gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı ve 27’inci dönem Milletvekilliği seçimlerine ilişkin açıklama yaptı. Yapılan değerlendirmede, ‘toplumsal uzlaşma ve reform’ vurgusunda bulunuldu. Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği tarafından yayınlanan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

    “Türkiye için çok önemli bir seçim dönemini daha geride bıraktık. Yeniden Cumhurbaşkanı seçilen Recep Tayyip Erdoğan’ı ve yeni Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni tebrik ediyor, ülkemize hayırlı olmasını diliyoruz.

    Seçimlerin ardından, 21’inci yüzyılda Türkiye’ye yakışan güçlü bir demokrasi sınavımız devam ediyor. İlk uygulamanın sonraki dönemler için emsal olacağı bilinciyle, yeni meclisimizin katılımcı kanun yapma, etkin denetim ve partiler arası uzlaşmaya dayalı yeni bir çalışma geleneği oluşturmayı başarmasını temenni ediyoruz. Şimdi yeni yasama ve yürütme erkinin acil olarak odaklanması gereken kapsamlı bir politika ve reform gündemi var:

    Hukuk devletinin ve özgürlüklerin en ileri demokrasiler düzeyinde tesisi;

    Yüksek enflasyon ve cari açık sorunlarının çözümüne yönelik akılcı bir ekonomi programı ve mali disiplin;

    Bağımsızlığı ve kararları ile ulusal ve uluslararası düzeyde güven veren bir Merkez Bankası ve tüm kurumlarda liyakat temelli atama sistemi;

    Vergi reformu ile verginin tabana yayılması ve kayıt dışılık ile etkin mücadele;

    4’üncü Sanayi Devrimi’nin temeli olan dijital dönüşüme ve doğayla uyumlu nitelikli büyümeye uygun bir kalkınma anlayışı;

    Türkiye’nin en önemli küresel güçlerinden birinin insan kaynakları olduğunun bilinciyle ve toplumsal uzlaşma içinde hazırlanacak köklü bir eğitim reformu;

    Eğitim, çalışma yaşamı, karar alma ve toplumsal yaşamın her alanında kadın-erkek eşitliğinin sağlanması;

    Uluslararası rekabet gücümüz ve dünyanın bütün bölgelerine yönelik etkimiz açısından elzem olan Avrupa Birliği’ne uyum sürecinin hızlanması.

    Türk iş dünyasının ulusal ve uluslararası düzeyde en önde gelen sivil toplum kuruluşu olan TÜSİAD olarak ülkemizin 21. yüzyılda güçlü bir demokrasi, güçlü bir ekonomi ve refah seviyesi yüksek bir toplum olması için her zaman olduğu gibi azim ve kararlılık içinde seferber olacağız.”

  • TÜSİAD Başkanı Bilecik: “Merkez Bankası’nın faiz adımı bir nebze olsun rahatlık sağladı”

    TÜSİAD Başkanı Erol Bilecik, “Dün Merkez Bankamız tarafından atılan adım son iki haftadır yaşanan süreçte bir nebze olsun rahatlık sağlamıştır. Bundan sonraki süreçte istikrarı önceliklendiren politika ve söylemlerin devam ederek, ekonomi yönetimimizin uyum ve ahenk içerisinde politika yapım sürecini devam ettirdiğini görebilmeyi arzuluyoruz” dedi.

    Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yüksek İstişara Konseyi toplantısının açılışında konuştu. Bilecik, dün Merkez Bankası’nın faiz artırma adımının piyasalarda bir nebze olsun rahatlama sağladığını belirtti. Bilecik, ayrıca güçlü bir vergi reformuna da ihtiyaç duyulduğunu söyledi.

    TÜSİAD olarak hiçbir zaman siyasete karışmadıklarını belirten Bilecik, “Dönem dönem; özellikle de seçim öncelerindeki gibi siyasetin ülke gündeminin en üst sırasında olduğu zamanlarda, polemik konusu olur; ‘TÜSİAD siyasete karışır’ denir. TÜSİAD olarak biz, ilkelerimiz gereği, hiçbir zaman siyasete karışmayız. Biz, her çağdaş ülkenin önde gelen iş dünyası temsil örgütü gibi ekonomiden demokrasiye; teknolojiden eğitime, Türkiye’yi dünyada daha güçlü kılacak tüm alanlarda veri temelli analizler yapar, politika ve uygulama önerilerimizi kamuoyuyla ve devletimizle paylaşırız. Bu, vatanseverliğin ve demokrasinin gereğidir.

    Uzun bir süredir, dünyadaki gidişata ve Türkiye ekonomisinin büyüme dinamiklerine bakarak, büyüme modelimizi gözden geçirmemiz gerektiğini savunuyoruz. Güven veren, yapısal sorunları giderici temel reformları önceliklendiren yeni bir ekonomi anlayışına ihtiyacımız olduğuna inanıyoruz” dedi.

    Dünyada 2008 krizinin getirdiği koşullarda, sonuna kadar açılan para musluklarının oluşturduğu bol ve ucuz para döneminin bir gün sona ereceğini bildiklerini kaydeden Bilecik, bu konunun altını sürekli çizdiklerini söyledi. Bilecik, “Ekonomimizin ihtiyaç duyduğu köklü reformları, bu bolluk döneminde yaparsak, olası bir daralma döneminde karşımıza çıkabilecek zorluklarla daha kolay baş edeceğimizi birçok defa dile getirdik. Sorunlarınızı zora girdikten sonra çözmeye kalkarsanız, çok daha büyük maliyetlere katlanmak zorunda kalabilirsiniz” şeklinde konuştu.

    “Türkiye ekonomisine duyulan güven yeniden tesis edilmeli”

    Bir an önce Türkiye ekonomisine duyulan güvenin yeniden tesis edilmesi gerektiğini belirten Bilecik, aksi takdirde; ekonominin sert bir düzeltme ile karşı karşıya kalacağını aktardı. Bilecik, “Ekonominin temelinde bir süredir zayıflamalar gözlendiğinin altını çizen Bilecik, “Hepimiz piyasaları, kur, faiz, enflasyon oranlarını yakından takip ediyoruz. Son dönemde hem dışarıdaki gelişmeler, hem de içeride uygulanan genişlemeci politikalar, bu göstergelerde ciddi bozulmalara yol açtı. Ülke olarak yaşadığımız zorluklar, sonu gelmeyen bir seçim takvimi, hain darbe teşebbüsü, bölgemizdeki gelişmelerin oluşturduğu tehditler, elbette bizi zorluyor.

    Tüm bu etkenlere rağmen, ekonominin temelinde bir süredir zayıflamalar gözleniyordu. Maalesef, yüksek enflasyon ve ağır borç problemi nedeniyle, Türkiye ekonomisindeki dengeler hayli kırılgan hale gelmişti.

    Tasarruf oranlarımız, iç talebe dayalı yüksek büyümemizi finanse etmekte yetersiz kalıyor. Dış borca bu nedenle bağımlıyız. Dış borç, kamu ya da özel sektör ayırt etmeden hepimiz için bir kur riski taşıyor. Ülkemizin döviz ihtiyacının bir şekilde, tercihen uzun vadeli doğrudan yatırımlarla, bunların yetmediği durumda kısa vadeli, daha likit araçlarla karşılanması gerekiyor” diye konuştu.

    Bilecik, “Dünyanın tüm ekonomileri için geçerli bir gerçeği anımsatmak isterim: Kural temelli, öngörülebilir politikalara dayanmayan günübirlik tedbir ve paketler, bir ülkenin ekonomisinin sürdürülebilirliğini sorgulanır hale getirir. Nitekim; kurda gördüğümüz hızlı yükseliş, Türkiye ekonomisi için bu sorgulamanın başladığını gösteriyor. Bir an önce ekonomimize duyulan güveni yeniden tesis etmemiz gerekiyor. Aksi takdirde; ekonomimiz sert bir düzeltme ile karşı karşıya kalacaktır” ifadelerini kullandı.

    “Merkez Bankası’nın adımı bir nebze rahatlattı”

    Dün Merkez Bankası tarafından atılan adımın son iki haftadır yaşanan süreçte bir nebze olsun rahatlık sağladığını dile getiren Bilecik, “Bundan sonraki süreçte istikrarı önceliklendiren politika ve söylemlerin devam ederek, ekonomi yönetimimizin uyum ve ahenk içerisinde politika yapım sürecini devam ettirdiğini görebilmeyi arzuluyoruz. Yakın geçmişte ekonomi yönetimimiz çok önemli başarılara imza attı. Kalıcı başarıya ulaşmak için beklentimiz, önümüzdeki hassas dönemde de ekonominin kararlılıkla ve akılcı politikalarla yönetilmesidir” dedi.

    Bilecik, yüksek büyümeyle ekonominin tekerleklerinin hızlı döndüğünü ama aynı anda yüksek cari açık ve yüksek enflasyon nedeniyle ekonominin patinaj yaptığını ve ilerleyemediğini söyledi.

    Bilecik son günlerde açıklanan akaryakıtta ÖTV indirimi gibi düzenlemeler ile ilgili de “Bugünlerde, art arda pek çok paket açıklanıyor. Kurdaki artışların enflasyona etkisini azaltmak için akaryakıt ÖTV’sinde indirim; konut satışlarını artırmak için KDV’de indirim yapıyoruz. Vergisini ödemeyenleri affedip, borçlarını yeniden yapılandırıyoruz. Neredeyse her yıl yeni bir vergi affı var. Bu kadar yüksek büyümeye rağmen vergilerimizi hala normal yollarla toplayamıyoruz. Dolaylı vergilere başvuruyoruz. Oysa asıl ihtiyacımız, güçlü bir vergi reformudur” dedi.

    “Bankacılık sistemine sürekli yükleniyoruz”

    Bilecik, bankacılık sistemine fazla yüklenildiğini belirterek, “Bankacılık sistemine sürekli yükleniyoruz. Faizler düşük olsun, fonlama TL olsun istiyoruz ama TL cinsinden kredilerin mevduata oranı yüzde 150’ye varmış, sermaye maliyeti giderek artmış durumda. Bankalarımızın sermaye yapısı güçlü. Sağlıklı bir sektörümüz var ama büyümeyi sürekli ucuz banka kredisiyle fonlamamız, sermaye piyasalarımızı geliştirmeden yola devam etmemiz mümkün değil. Türkiye’nin ihtiyacı, dünyadaki ekonomik dönüşüme uygun yeni ekonomi politikalarıdır. Seçime katılacak tüm Cumhurbaşkanı adaylarından ve siyasi partilerden, bizi 21. yüzyılın ikinci çeyreğine taşıyacak ekonomi programları ve bu programlara temel teşkil eden analizlerini daha fazla duymak istiyoruz” şeklinde konuştu.

    Bilecik son olarak “Kutuplaşmayı besleyen siyasi tansiyon düşmezse, ekonomik tansiyon yükselir” seçimlerle ilgili şöyle konuştu:

    “Propaganda döneminde partilerin ve Cumhurbaşkanı adaylarının ülkedeki kutuplaşmayı giderecek söylemler benimsemelerini, hepimizin bu ülkenin yurttaşı olduğumuzu göz önünde bulundurarak siyaset üretmelerini istiyoruz. Kutuplaşmayı besleyen siyasi tansiyon düşmezse, ekonomik tansiyon yükselir. Kurumlarımızın tarafsız, adil, her siyasi görüşe aynı mesafede kalarak, eşit şartlarda mücadele edilen bir ortamı sağlamalarının önemini özellikle vurgulamak istiyorum. Çünkü sandıktan yalnızca oy değil, Türkiye’nin geleceği çıkacak.”

  • Erciyes Üniversitesi, TÜSİAD Bu Gençlikte İş Var Yarışmasına en çok başvuru yapan ikinci üniversite oldu

    TÜSİAD’ın geleceğin genç girişimcilerine, iş dünyasının deneyimlerini sunma amacıyla düzenlenen “TÜSİAD Bu Gençlikte İŞ Var!” yarışmasının 2018 döneminin ödülleri sahiplerini buldu.

    TÜSİAD Bu Gençlikte İŞ Var!” yarışmasına bu yıl Türkiye genelinde 74 ilden ve 161 üniversiteden 1,621 iş fikriyle 4,268 genç başvurdu. Erciyes Üniversitesi yarışmaya en çok başvuru yapan ikinci üniversite oldu.

    Yarışmada sırasıyla ön eleme, eğitim kampı, TÜSİAD rehberleriyle çalışma ve yarı final etaplarını geçen bu beş ekip arasından üçüncülüğü Erciyes Üniversitesi Teknoloji Geliştirme Bölgesi Erciyes Teknopark Sera Kuluçka Merkezi’nden “Bkare” ekibi aldı. Gıdaları mikrofilm teknolojisi ile kaplayarak küflenme sorununa karşı geliştirdikleri doğal çözümle 25 bin liralık Üçüncülük Ödülünü kazanan “Bkare” ekibi önemli bir başarıya imza atmış oldu.

    Erciyes Üniversitesi’nin elde ettiği bu başarıyla ilgili açıklama yapan Rektör Prof. Dr. Muhammet Güven şunları söyledi: “Ülkemizin gelecekteki refah seviyesini gençlerimizin belirleyeceği yadsınamaz bir gerçektir. Genç girişimciliğin teşvik edilmesi ve yaygınlaştırılması adına hem Erciyes Üniversitesi hem de Erciyes Teknopark olarak üzerimize düşen her türlü sorumluluğu yerine getirmekteyiz. Erciyes Teknopark Sera Kuluçka Merkezi’nde yeni girişimcilerin yetişmesi adına önemli çalışmalar yapılmaktadır. Girişimcilik konusunda farkındalığı artırma adına yaptığımız çalışmalar, TÜSİAD Bu Gençlikte İş Var yarışmasında tüm Türkiye’de en çok başvuru yapan 2. üniversite olmamızla meyvesini vermeye başlamıştır.

    TÜSİAD Bu Gençlikte İş Var yarışmasında emeği geçen tüm ekibe de bu vesileyle teşekkürlerimizi sunarız.

    Erciyes Üniversitesi ve Erciyes Teknopark olarak, Türkiye’nin büyümesi ve kalkınmasında önemli rol oynayacak girişimci gençleri desteklemeye, toplumun bütün kesimlerinde yenilikçi iş fikirlerini ortaya çıkarmaya devam edeceğimizi tekrar vurgulamak isterim.”

  • TÜSİAD Başkanı Bilecik: “Daha güzel günlerin geleceğine olan inancımızı hiçbir zaman kaybetmedik”

    Türkiye Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Erol Bilecik, “Hatay’ın yaşamakta olduğu bu ekonomik sıkıntılarının yakın zamanda geride kalacağına ve daha güzel günlerin geleceğine olan inancımızı hiçbir zaman kaybetmedik” dedi.

    TÜSİAD Başkanı Erol Bilecek ve heyeti, Cilvegözü Sınır Kapısını ziyaret ederek Sahra Hastanesi hakkında bilgi alıp askerlere ve yaralılara baklava ikram etti.

    Daha sonra Reyhanlı Ticaret Odası’na ziyarette bulunan Bilecik, burada yaptığı konuşmada, “Reyhanlı ilçesi son dönemlerde maalesef, komşu ülkelerde meydana gelen siyasi çalkantıların ve savaşın ağırlığını en fazla hisseden kentlerimizin başında yer alıyor” dedi.

    Başkan Bilecik, konuşmasını şöyle sürdürdü:

    “Gelişmelerin bölge ekonomisinde ne kadar olumsuz etkileri olduğunu biliyoruz ve gözlemledik. Hatay’a ziyaretimiz sırasında bölgedeki iş sıkıntılarını dinlemek ve onlara destek vermek bizlerin boynunun borcudur. Alınacak önlemlerin ve atılacak adımların bölgenin sıkıntılarının gidermeye yardımcı olmasını canı gönülden diliyorum. Hatay’ın yaşamakta olduğu bu ekonomik sıkıntılarının yakın zamanda geride kalacağına ve daha güzel günlerin geleceğine olan inancımızı hiçbir zaman kaybetmedik. Bölgede gerek yatırım ortamını gerekse iş ortamı bakımından açısından eksiklikler olduğunu mevcuttur. Bu sorunlarının birçoğu şüphesiz bölgeseldir. Hatay’da özellikle son yıllarda insani hiçbir kural tanımayan terör örgütünün saldırılarını da göğüslemesi bunun zaten en iyi göstergesidir. Hatay’ın sorunlarının çözülmesi hem bölgemizi, hemde ülkemizi büyük ölçüde rahatlatacaktır.”

    TÜSİAD Başkanı Erol Bilecik ve yanındaki heyet daha sonra Reyhanlı ilçesine Afrin tarafından atılan roket sonucu şehit olan 17 yaşındaki Fatma Avlar’ın ailesine taziye ziyaretinde bulundu.