Etiket: TURU

  • KUDAKA’dan TÜRSAB Üyesi Tur Operatörlerine Erzincan Tanıtım Turu

    KUDAKA’dan TÜRSAB Üyesi Tur Operatörlerine Erzincan Tanıtım Turu

    Erzincan Valiliği himayesinde, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün katkılarıyla Kuzeydoğu Anadolu Kalkınma Ajansı (KUDAKA) tarafından TÜRSAB üyesi Ankara seyahat acentelerine yönelik turizm tanıtım etkinliği düzenlendi.

    Kuzeydoğu Anadolu Kalkınma Ajansı’nın 2021 Yılı Çalışma Programı, Turizmin Geliştirilmesi Sonuç Odaklı Programı’nda yer alan “Turizm değerlerinin tur operatörlerine tanıtılması ve işbirliklerinin geliştirilmesi” faaliyeti çerçevesinde 1-4 Şubat 2021 tarihlerinde bölgenin ulusal ve uluslararası marka değeri taşıyan kültür ve turizm altyapıları ile kültürel ve turistik değerlerinin tanıtılması amacıyla TÜRSAB üyesi seyahat acentesi yetkilileri Erzincan’a davet edildi.

    Program kapsamında Kemah ilçesinde Sultan Melik Türbesi, Kemah Kalesi ve Gülabibey Camisi, Kemaliye (Eğin) ilçesinde Taşyol, Karanlık Kanyon ve Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, Apçağa köyünde bulunan Ahmet Kutsi Tecer Müzesi, İliç ilçesindeki Aydınlık Kanyon’u ziyaret eden misafirler, burada düzenlenen tekne turuna katıldılar.

    Refahiye Dumanlı Yaylası, Ekşisu Mesire Alanı, Girlevik Şelalesi, Terzi Baba Türbesi, Erzincan Bakırcılar Çarşısını gezen seyahat acentesi yetkilileri, Erzincan tulum peyniri ve yöresel ürünleri yerinde görmek için esnaf ziyaretinde bulundular.

    Türkiye’nin en modern mekanik tesislerinden biri olan ve kayak dışında yamaç paraşütü, offroad, yürüyüş, bisiklet, dağcılık gibi farklı aktivitelerin gerçekleştirildiği Ergan Dağı Kayak Merkezi’ne düzenlenen inceleme ziyaretinde devam eden yatırımlar ve yapılabilecek işbirlikleri için planlamalar görüşüldü. Ergan Dağı’nda acentelerle bir araya gelen KUDAKA Genel Sekreteri Oktay Güven, Erzincan turizmine yönelik değerlendirme ve istişarelerde bulundu.

    Düzenlenen tanıtım turu programının son gününde geniş kapsamlı bir değerlendirme ve istişare toplantısı düzenlendi. Erzincan Valisi Mehmet Makas’ın başkanlığında gerçekleştirilen toplantıya Erzincan milletvekilleri Süleyman Karaman ve Burhan Çakır, Erzincan Belediye Başkanı Bekir Aksun ve il protokolü katıldı.

    Erzincan milletvekili Süleyman Karaman’ın bilgilendirme sunumuyla başlayan toplantıda, Ankara’dan gelen 19 kişilik TÜRSAB üyeleriyle Erzincan’da düzenlenecek ilave turizm organizasyonları ve ihtiyaçlara ilişkin değerlendirmeler gerçekleştirildi.

    Heyete öncülük eden TÜRSAB Başkanı Danışmanı Orhan Karayaşar, düzenlenen tanıtım turu organizasyonuna ilişkin değerlendirme ve önerilerini Erzincan Valiliği’ne bir rapor şeklinde sunacağını ifade ederek Vali Mehmet Makas’a TÜRSAB adına bir plaket verdi. KUDAKA tarafından hazırlanan Erzincan’ın tanıtımına yönelik hediyelerin TÜRSAB üyelerine takdim edilmesiyle birlikte program sona erdi.

  • 5 yeni böcek türü keşfedildi

    5 yeni böcek türü keşfedildi

    Atatürk Üniversitesi Biyoçeşitlilik Uygulama ve Araştırma Merkezinde dünya literatürü için 5 yeni böcek türü tanımlanarak bilime kazandırıldı

    Atatürk Üniversitesi Biyoçeşitlilik Uygulama ve Araştırma Merkezinde görevli araştırmacılar, Zoological Institute of Russian Academy of Sciences (Rusya) ve London Natural History Museum’de (İngiltere) görev yapan bilim insanları ile iş birliği içerisinde gerçekleştirdikleri ortak çalışmalar neticesinde tespit ettikleri 5 yeni böcek türünü isimlendirerek literatüre kazandırdılar.

    Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri doğrultusunda biyoçeşitliliği korumak üzere yürütülen çalışmalar sonucu Coleoptera (Insecta) takımının Curculionidae familyasına ait 5 yeni böcek türü keşfedildi. Etimolojik olarak isimlendirilen bu böcek türlerinden Asproparthenis omeri Aras vadisinde, Thamiocolus hamzai Amanos Dağlarında, Thamiocolus dieckmanni Toroslarda, Larinus mumbaicus (Mumbai) ve Larinus nilgiricus (Nilgiri Vadisi) ise Hindistan’da tespit edildi.

    “Merkezimiz Yeni Tür Arayışına Devam Ediyor”

    Yeni Nesil Üniversite Tasarım ve Dönüşüm Projesi kapsamında kurulan ve bugüne kadar birçok önemli çalışmayı hayata geçiren Biyoçeşitlilik Uygulama ve Araştırma Merkezinin dünya literatürüne kazandırdığı bu 5 yeni böcek türü vesilesiyle alanında öncü merkezlerden birisi haline geldiğini ifade eden Rektör Prof. Dr. Ömer Çomaklı, Türkiye’den tanımlanmış türlere ait tip materyallerin Atatürk Üniversitesi Biyoçeşitlilik Bilim Müzesinde muhafaza edildiğini ifade etti.

    Gerek dünyada gerekse ülkemizdeki yeni türlerin keşfedilmeyi beklediğini belirten Rektör Çomaklı, bu alanda hızlı çalışmanın oldukça önemli olduğuna vurgu yaparak zaman kaybının yaşanması halinde tespit edilmeyi bekleyen birçok canlı türünün yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalabileceğini söyleyerek: “Kurduğumuz bu merkez sayesinde hem ülkemizde hem de ülke dışında geniş bir çalışma alanına sahip olduk. Son teknoloji ile donatılan merkezimizde görevli, alanında uzman akademisyenlerimiz ile biyoçeşitlilik konusunda ülkemize yeni kazanımlar sağlamayı hedefliyoruz. Bu kapsamda keşfettikleri yeni türler vesilesiyle üniversitemizin isminin bilim dünyasında duyurulmasına katkı sunan Biyoçeşitlilik Uygulama ve Araştırma Merkezi çalışanlarını tebrik ediyor, başarılar diliyorum” diye konuştu.

    “Taksonomi Bilimine Gereken Öncelik Verilmeli”

    Konuyla ilgili değerlendirmede bulunan Merkez Müdürü Prof. Dr. Levent Gültekin ise: “Türlerin keşfi, taksonomik teşhis, tanımlama ve isimlendirme işlemlerini gerçekleştiren taksonomi bilimine gereken önceliğin verilmesi ve biyoçeşitlilik konusunun öncelikli araştırma alanları içerisine dahil edilmesi ülkemiz biyoçeşitliliğinin korunması adına oldukça önem arz etmektedir” dedi.

    Bu yönde atılmış en önemli adımlardan birinin Atatürk Üniversitesi bünyesinde kurulumu devam eden Biyoçeşitlilik Bilim Müzesi olduğuna dikkat çeken Gültekin: “Böylesine önemli bir hizmeti üniversitemize kazandıran ve biyoçeşitlilik unsurlarının araştırılmasına katkı sağlayan Rektörümüz Prof. Dr. Ömer Çomaklı’ya teşekkür ediyor, Birleşmiş Milletler kalkınma hedefleri doğrultusunda biyoçeşitliliği koruma ve geliştirme adına gerçekleştirilen keşiflerin bilim camiasına hayırlı olmasını diliyorum” şeklinde konuştu.

  • Prostat kanseri erkeklerde en sık görülen ikinci kanser türü

    Prostat kanseri erkeklerde en sık görülen ikinci kanser türü

    Dünyada ve Türkiye’de erkeklerde en sık görülen kanser türlerinden olan prostat kanseri, erkeklerde kansere bağlı ölümlerde de akciğer kanserinin ardından ikinci sırada yer alıyor. 2018 yılı istatistiklerine göre, dünya genelinde 1,28 milyon hasta prostat kanseri tanısı almış bulunuyor.

    Türk Üroonkoloji Derneği tarafından hazırlanan “Türkiye Prostat Kanseri Haritası”nın sonuçlarına göre, prostat kanseri, hastaların yarısında 60-69 yaş aralığında görülürken, düzenli kontrollere dair farkındalığın artmasıyla geçmiş yıllara oranla daha erken aşamalarda tespit ediliyor.

    Türk Üroonkoloji Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Süleyman Ataus, “Sık idrara gitme, idrar yaparken zorlanma ve idrarda kan görülmesi gibi ürolojik şikayetlerin yaklaşık yarısında prostat kanseri saptanıyor. Yine derneğimiz tarafından 2009 yılında yapılan çalışmada bu oran yüzde 90’a yakındı. Bu oranın azalmasında prostat kanserine yönelik toplumsal bilincin artmasının etkili olduğunu düşünüyoruz. Bununla birlikte mevcut oran da, belirtilerin çeşitliliği karşısında prostat kanserine yönelik düzenli kontrollerin önemini ortaya koyuyor. Hazırladığımız rapor ülkemizde prostat kanseri farkındalığının artırılmasını, bu konuların bilimsel alanlarda tartışılmasının sağlanmasını amaçlıyor” diye konuştu.

    Tanı anında metastatik kanserin saptanma sıklığı son 10 yılda yarı yarıya azaldı

    Raporda, hastalığın prostat dışında başka dokularda ve organlarda da saptanması anlamına gelen metastatik yayılmaya da dikkat çekiliyor. Metastatik kanserin tanı anında hem hasta hem de hekim açısından can sıkıcı bir durum olduğunun altını çizen Ataus, “Hastaların yüzde 8,9’unda tanı anında metastatik hastalık saptanırken, bu oran 2009 yılında yine derneğimiz tarafından gerçekleştirilen çalışmada yüzde 17 olarak saptanmıştı. Aradan geçen 10 yılda yaklaşık yarı yarıya azalmanın söz konusu olduğunu görmek sevindiricidir” ifadelerini kullandı.

    Son 10 yılda erken teşhiste önemli ilerlemeler yaşandı

    PSA (Prostat Spesifik Antijen) taraması, özellikle metastatik hastalık (yaygın-sistemik hastalık) görülme oranlarında düşüşe neden olan faktörler arasında gösteriliyor. Rapora göre hastaların yüzde 62,5’inde tanı anında ölçülen PSA değeri 10 ng/dl’nin altında saptanıyor. Bu oranın 2009 yılında yine Üroonkoloji Derneği tarafında gerçekleştirilen bir çalışmada yüzde 50,6 olarak saptandığını hatırlatan Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Sinan Sözen, “Son 10 yılda prostat kanseri çok daha düşük PSA değerlerinde yakalanıyor ve erken teşhiste büyük ilerlemeler yaşanıyor. Bununla birlikte PSA testinin tek başına yeterli olmadığı ve mutlaka üroloji uzmanı tarafından yapılacak prostat muayenesi ile birlikte değerlendirilmesi gerektiğini de unutmamamız gerekiyor” dedi.

    Sözen, “Özel prostat MR’ında prostat bezinde kanser için şüpheli bir alan olup olmadığı değerlendiriliyor. Kanser şüphesi saptanan bölümler işaretlenip daha sonra özel bir yazılım sayesinde ultrasona yerleştiriliyor. Biyopsi yaparken MR ve ultrason görüntülerinin birleşmiş halini görüp doğru noktadan, doğru hedeften biyopsi yapabilmek mümkün oluyor” dedi.

    Hastaların yüzde 6’ya yakınında tanı sonrası aktif izlem kararı alınıyor

    Prostat kanseri tanısında son on yılda yaşanan en önemli değişiklerden biri olarak hastalığın ilerlemesi açısından düşük risk grubundaki hastalara yapılan-önerilen “Aktif İzlem” tedavi protokolü gösteriliyor. Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Saadettin Eskiçorapçı, “Hastaya zarar verme riski düşük olan hastalığın tedavisinin yol açabileceği olası komplikasyonlardan sakınmayı sağlayan aktif izlem protokolünde hastalar yakın bir takip programında tutulurken, aktif tedaviye ilerleme görülen olgularda geçiliyor” ifadelerini kullandı. Türkiye’de Prostat Kanseri Raporuna göre hastaların yüzde 5,7’sinde tanı sonrası aktif izlem ile takip kararı alındığı belirtiliyor.

    Robotik ve fokal tedaviler yükselişte

    Lokalize hastalıkta dünya genelinde en çok başvurulan tedavi yönteminin ise cerrahi olduğu vurgulanıyor. “Radikal Prostatektomi” ameliyatı sadece ABD’de yılda 80 bin hastaya uygulanırken bu cerrahi teknikle ilgili olarak son yıllardaki en önemli gelişmenin robot yardımıyla gerçekleştirilen laparoskopik cerrahi yöntemi olduğu vurgulanıyor. Eskiçorapçı, “Radikal prostatektomi ameliyatı uygulanan hastaların yaklaşık 3’te 1’inde laparoskopik veya robot yardımıyla laparoskopik cerrahi yöntemi uygulanıyor. Seneler içerisindeki dağılıma bakıldığında ise, açık cerrahi sayılarının sabit seyrettiği ancak laparoskopik ya da robot yardımıyla laparoskopik cerrahi sayılarında ise bir artışın olduğu görülüyor. Hastaların tedavileri için bir teknik arayışı içinde olmaları yerine tecrübeli ve güvenilir bir cerrah arayışı içinde olmaları faydalıdır. Tüm organı tedavi etmek yerine görüntülemeye dayalı hedefe yönelik ‘Fokal Tedaviler’ ise yakın gelecekte ön plana çıkmaya başlayacaktır” dedi.

  • THY Kadın Voleybol Takımı, 2021 CEV Challenge Kupası 16 turu için hazırlıkları tamamladı

    THY Kadın Voleybol Takımı, 2021 CEV Challenge Kupası 16 turu için hazırlıkları tamamladı

    2019 ve 2020 yıllarında namağlup Balkan Şampiyonu olarak Türkiye’yi Avrupa’da başarıyla temsil eden Türk Hava Yolları Spor Kulübü Kadın Voleybol Takımı, 2021 CEV Challenge Kupası son 16 turu maçı için hazırlıklarını tamamladı.

    Türk Hava Yolları Kadın Voleybol Takımı, İspanya’ya bağlı Kanarya Adaları’nın Las Palmas şehrinde oynayacağı 2021 CEV Challenge Kupası son 16 turu maçı için hazırlıklarını tamamladı. 16 Aralık Çarşamba günü Türkiye saatiyle 20.00’da C.S.M. Lugoj takımıyla karşılaşacak olan Türk Hava Yollarında, Genel Sekreter Ramazan Yıldırım, başantrenör Marcello Abbondanza, oyuncular Aslı Kalaç, Berin Yıldırım ve Daly Santana müsabaka öncesinde görüşlerini aktardı.

    Ramazan Yıldırım: “Yarım kalan şampiyonluk hedefimizi inşallah bu sene tamamlayacağız”

    Türk Hava Yolları Spor Kulübü Genel Sekreteri Ramazan Yıldırım son 16 turu öncesi, “Takım olarak oldukça yoğun bir tempo içerisindeyiz ancak şu ana kadar olan süreci çok iyi yönettik. Misli.com Sultanlar Ligi için koyduğumuz hedefleri gerçekleştirmek adına çok kritik maçlar kazandık. İlk dört takım arasına girebilmek için zorlu bir mücadelenin içerisinde olduğumuzu biliyor ve buna göre çalışıyoruz. Bir diğer hedefimiz 2021 CEV Challenge Kupası’nı kazanmak. Takım olarak çok önemli bir sürecin içerisindeyiz. Adım adım ilerleyip, iki maçı da kazanarak, yarı finale yükselmeyi istiyoruz. Geçtiğimiz sene yarım kalan şampiyonluk hedefimizi inşallah bu sene tamamlayacağız” dedi.

    Marcello Abbondanza: “Güçlü ve dirençli olmalıyız”

    Başantrenör Marcello Abbondanza ise, “Burada zorlu karşılaşmalar oynayacağımızı bilerek geldik. Yarın, geçtiğimiz sene oynadığımız C.S.M. Lugoj ile karşılaşacağız. İyi bir takım. Kesinlikle iyi konsantre olmamız gerekiyor, kolay geçmeyeceğini düşünüyorum. Takımımızın durumu iyi ancak üst üste çok maç oynadığımız için biraz yorgunuz. Güçlü ve dirençli olmalıyız çünkü burada oynayacağımız maçın telafisi olmayacak. Tek maç üzerinden oynuyoruz. En iyi performansımızı sergileyerek, yarı finale yükselmek istiyoruz” diyerek düşüncelerini ifade etti.

    Aslı Kalaç: “En iyi performansımızı sergilediğimizde bu maçlardan galibiyetle ayrılacağımıza inancım tam”

    Takımın başarılı orta oyuncusu Aslı Kalaç da, “Çok yoğun geçen bir maç programımız var ama bunun üstesinden iyi geldiğimizi düşünüyorum. Beş maçlık galibiyet serisi elde ettik. Ligde sıralamada istediğimiz yerde olduğumuz için mutluyum. Önümüzde Fenerbahçe OPET, Nilüfer Belediyespor gibi takımlarla oynayacağımız çok kritik maçlar var. Şu anda CEV Challenge Kupası’ndaki şampiyonluk hedefimizi gerçekleştirmek için son 16 turu maçımıza odaklandık. Kazandığımız takdirde çeyrek final maçına çıkacağız. Sahada en iyi performansımızı sergilediğimizde bu maçlardan da galibiyet ile ayrılacağımıza inancım tam” dedi.

    Berin Yıldırım: “O kupa bu sene bizim olacak”

    2016 yılından bu yana Türk Hava Yolları forması giyen yetenekli libero Berin Yıldırım, “Takımımızda harika bir atmosfer var. Gerek saha içinde gerekse saha dışındaki uyum ve arkadaşlık çok iyi. Bu zorlu ve yoğun sezonun bizim için bu kadar iyi geçmesinde uyumumuzun önemli bir faktör olduğunu düşünüyorum. 3 günde bir maç oynadığımız bir temponun içerisindeyiz ve takımımızın hedefleri oldukça büyük. Her maça adım adım odaklanıyoruz. Yarın oynayacağımız maç, kupayı kazanma yolunda çok önemli. Bu yüzden konsantre olup, elimizden gelenin en iyisini yapmamız gerekiyor. Takımıma çok inanıyorum. O kupa bu sene bizim olacak” açıklamasında bulundu.

    Porto Rikolu milli smaçör Daly Santana ise, “Geçtiğimiz haftalarda takımımdan çok şey öğrendim. Mücadele şeklimizden ve her maçta elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışmamızdan dolayı gerçekten gurur duyuyorum. Bana gelince, ameliyat ve iyileşme sürecim gerçekten iyi geçti ve yüzde 100 performansıma geri dönmek için çok çalışıyorum. Sahada olmak beni çok mutlu ediyor ve takımıma elimden gelen en iyi şekilde yardımcı olmayı istiyorum. Bu sezon takımımıza olan destek inanılmazdı. Her maçımızı takip eden ve bizi evinden destekleyen herkese teşekkür etmek istiyorum” şeklinde konuştu.

  • İnsan sağlığı için zararlı olmayan yeni bakteri cinsi ve türü keşfedildi

    İnsan sağlığı için zararlı olmayan yeni bakteri cinsi ve türü keşfedildi

    Atatürk Üniversitesi Fen Fakültesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü öğretim üyelerinden Prof. Dr. Ahmet Adıgüzel ile çalışma arkadaşları, Pasinler ve Aziziye ilçelerinde bulunan termal kaplıcalardan aldıkları su ve çamur örnekleri neticesinde insan sağlığı için her hangi bir zararı bulunmayan yeni bakteri cinsi ve türü keşfetti.

    2019 yılında Pasinler ve Aziziye ilçelerinde bulunan termal kaplıcalardan alınan su ve çamur örnekleri, Atatürk Üniversitesi Fen Fakültesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü, Mikrobiyoloji ve Biyoteknoloji Araştırma Laboratuvarına getirilerek termofilik mikroorganizmaların izolasyonu gerçekleştirildi.

    Bacillus Cinsine Ait Yeni Bir Tür Bulundu

    Elde edilen izolatlardan bazılarının yeni tür ve hatta cins olabileceği düşüncesiyle, aynı yıl içerisinde Atatürk Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri (BAP) birimine başvuruda bulunduklarını ve kısa süre içerisinde destek aldıklarını söyleyen Prof. Dr. Ahmet Adıgüzel, bu kapsamda yapılan klasik ve ileri moleküler analizler sonucunda, bu bakterilerden birinin yeni cins, diğerinin ise Bacillus cinsine ait yeni bir tür olduğu sonucuna vardıklarını belirtti.

    Elde edilen bu verileri Uluslararası Kültür Koleksiyon Merkezleri (DSMZ, NCCB ve CETC) ile paylaşarak organizmaların evrensel kabul numaralarının alındığını ifade eden Adıgüzel: “Daha sonra, yeni tür ve cins bildirimlerinin yapıldığı yayınlar hazırlanarak, mikrobiyal taksonomi alanındaki dünyanın en prestijli dergisi olan International Journal of Systematic and Evolutionary Microbiology (IJSEM)’ye incelenmek üzere sunuldu. Haziran ayında Bacillus cinsine ait Bacillus pasinlerensis yeni türü yayımlanarak literatüre kazandırılırken, diğer organizma ise ekim (2020) ayı içerisinde Calidifontibacillus yeni cinsine ait Calidifontibacillus erzurumensis tip türü ile sistematiğe dâhil edildi. İnsan sağlığı için zararlı olmayan bu bakterilerin keşfi bilim dünyasına önemli katkılar sunacak. ” dedi.

    Araştırma planlanırken; yeni tür veya cins bildirimi yapılacak düzeyde verinin elde edilmesi sonucunda, örneklerin alındığı lokasyonların adlarının test bakterilerine verilmesini amaçladıklarını dile getiren Prof. Dr. Adıgüzel: “Pasinler ilçemiz ile Erzurum ilimizin isimlerini, mikrobiyal taksonomi alanında sürekli olarak anılacak şekilde literatüre kazandırdık. Hedefe ulaşma noktasında üniversite yönetimimiz başta olmak üzere, tüm idarecilerimize ve bu araştırmanın yürütülmesinde emeği geçen ekip arkadaşlarıma teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.

    “Üniversitemizde İlk Defa Böyle Bir Çalışma Yapılıyor”

    Türk bilim insanları tarafından bakteriyal cins düzeyinde taksonomiye kazandırılan bu önemli çalışmanın Türkiye’de yapılan ikinci, Atatürk Üniversitesinde ise yapılan ilk çalışma olduğuna dikkat çeken Rektör Prof. Dr. Ömer Çomaklı ise konuyla ilgili şunları söyledi: “Bu çalışma; üniversitelerimizin bulunduğu il sınırlarında yer alan lokasyonlardan alınan örnekler kullanılarak, bakteriyal yeni cins bildiriminin gerçekleştirildiği ilk çalışmadır. Mikrobiyal taksonomi açısından yeni cins ve tür bildirimi ne kadar önemli ise, ülkemizin öncelikli alanları içerisinde yer alan biyoteknolojik proseslerin verimli işleyişi bakımından da, alternatif yeni mikroorganizmaların bilim insanlarının kullanımına sunulması bir o kadar değerlidir. Bu vesileyle şehrimizin ve ilçemizin isimlerinin bilim dünyasında yer almasını sağlayan akademisyenlerimize teşekkür ediyor, çalışmalarında başarılar diliyorum.”