Etiket: Türk’ün

  • ’Türk’ün Suriyeli’ye intikamı’ paylaşımına gözaltı

    İzmir’de Şafak ismini kullanan Hasan K. isimli ayakkabı ustası, işe geç kalan Suriyeli çalışanının üzerine basarak çektiği fotoğrafı sosyal medya hesabından “Türk’ün Suriyeliye intikamı” notuyla paylaşınca polisler tarafından gözaltına alındı.

    İzmir Ayakkabıcılar Sitesinde ayakkabı ustalığı yapan kendisini Şafak ismiyle tanıtan Hasan K. işe geç kalan Suriyeli çalışanının üzerine basarak çektiği fotoğrafı sosyal medya hesabından paylaştı. “Türk’ün Suriyeliye intikamı” notuyla paylaştığı fotoğrafa yazılan bir yoruma ise “Sabah işe geç kalmanın cezasını kestim” şeklinde yanıt veren Hasan K.’ye tepkiler artınca harekete geçen İzmir Emniyeti, düzenlediği operasyonla 6145 sokaktaki işyerinde kıskıvrak yakaladı.

    Şaka yapmak istemiş

    Bir gazetecinin “Neden yaptın?” sorusuna “Sana mı soracağım lan çakal” diye yanıtlayan Hasan K. ifadesi alınmak üzere Işıkkent Polis Merkezine getirildi. Hasan K.’nın polisteki ilk ifadesinde şaka yapmak için o fotoğrafı çektiğini ve paylaştığını söylediği belirtildi.

    Bu tür olayların esnafı üzdüğünü söyleyen İzmir Ayakkabıcılar Sitesi Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hasan Hüseyin Kavlak, “Bu tür haberlerle anılmak istemiyoruz. Bizim esnafımızın hepsi duyarlı ve insancıldır, hepsi ekmeğinin peşindedir. Bu hareketleri tasvip etmiyoruz. Böyle davranan esnaflar varsa da ben uyarmak istiyorum. Hepsi devlete hesap verir” dedi.

  • Arabistan’da idamı bekleyen Türk’ün ailesi perişan

    Hatay’da yaşayan Perihan Töremiş, ağabeyinin çalışmaya gittiği Suudi Arabistan’da idam cezasına çarptırıldığını söyledi ve devlet büyüklerinden yardım istedi.

    Hatay Arsuz Karaağaç Mahallesi’nde oturan 44 yaşındaki Yıldıray Töremiş, 12 yıl önce çalışmak için Suudi Arabistan’ın Riyad kentine gitti. Bir restoranda döner ustası olarak çalışan Töremiş, 7 yıl önce polis tarafından bir eve yapılan baskında yakalanarak tutuklandı. Hakkında idam cezası verildiği iddia edilen Yıldıray Töremiş’in Hatay’daki ailesi, onun kurtarılması için yardım bekliyor.

    Yıldıray Töremiş’in kız kardeşi Perihan Töremiş, “En son 7 yıl önce buraya gelecekti. Arkadaşlarının da memlekete gönderecekleri valizleri olduğunu, onları almak için gittiği ev ya da binada uyuşturucu baskını yapan polisler tarafından yakalanarak tutuklandı. Ağabeyimin olayla ilgili hiçbir günahı ve suçu yoktur. Bizler yıllardır acı içindeyiz. Burada bir yanlışlık olduğunu anlatmaya çalışıyoruz. Ama anlatacak kimsemiz kalmadı. Dışişleri Bakanlığı ile de görüştük. Ama bir netice alamadık. En son öğrendiğimiz idam cezası verilmiş. Hatay Valiliğine dilekçe verdik. Cumhurbaşkanımıza, Başbakanımıza devlet büyüklerimize sesleniyorum ne olur ağabeyimi kurtarın. Bu idamı durdurun. Ekmek davası için gitti benim ağabeyim. O suçsuz” dedi.

    Perihan Töremiş, Suudi Arabistan’da ağabeyinin ölümle kalım arasında olduğunu belirterek, bu kadar ağır bir cezayı ağabeyinin hak etmediğini söyledi. Töremiş, yaşlı anne-babasının olaydan haberi olmadığını, kaldıramayacakları için hiç haber vermediklerini de belirtti.

  • Mercedes-Benz Türk’ün yeni başkanı Süer Sülün oldu

    Süer Sülün, Mercedes-Benz Türk’ün tarihindeki ilk Türk Direktörler Kurulu Başkanı oldu.

    Mercedes-Benz Otomobil Pazarlama ve Satış Grubu Başkanı olarak atanan Mercedes-Benz Türk Direktörler Kurulu Başkanı Britta Seeger’in yerine Mercedes-Benz Türk Otobüs ve Kamyon Pazarlama ve Satış Direktörü görevini yürüten Süer Sülün’ün atandığı açıklandı. Açıklamaya göre Sülün, 1 Ekim 2016 tarihi itibariyle görevi Britta Seeger’den devralacak. Bu atama ile Süer Sülün, Mercedes-Benz Türk’ün tarihindeki ilk Türk Direktörler Kurulu Başkanı oldu.

  • Fatih Çetinkaya: “30 Ağustos Türk’ün ölümsüz bir abidesidir”

    Milliyetçi Hareket Partisi Ankara İl Başkanı Fatih Çetinkaya, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurtuluşu ile taçlanan zaferler ayı Ağustos’ta ecdatla bir kere daha gurur duyduklarını söyledi.

    MHP İl Başkanı Fatih Çetinkaya, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurtuluşu ile taçlanan zaferler ayında, Türk milletinin ecdadıyla bir kere daha gurur duyduğunu ve onlara her zaman layık olduğunu gösterdiğini ifade etti.

    Çetinkaya, “26 Ağustos’ta başlayıp 30 Ağustos’ta noktalanan Büyük Taarruz, Türk’ün kudret ve kahramanlığını tarihe bir kere daha geçiren muazzam bir zaferin adıdır. Gazi Mustafa Kemal ve arkadaşları, aziz milleti ile omuz omuza hürriyet ve istiklal aşığı olduğunu bu büyük mücadelesiyle dünyaya göstermişlerdir” dedi.

    MHP Ankara İl Başkanı Fatih Çetinkaya’nın 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 94. yıldönümü dolayısıyla yayınladığı mesaj şöyle:

    “30 Ağustos Zafer Bayramı’nın bir yıldönümünü daha heyecan ve hayranlıkla kutlamanın onurunu yaşıyoruz. Mustafa Kemal ve dava arkadaşlarının öncülüğündeki büyük kurtuluş mücadelesi, 30 Ağustos Başkomutanlık Meydan Muharebesi ile taçlanmıştır. Aziz milletimiz, istiklaline göz dikenlere Dumlupınar’da önemli bir ders vermiştir. İşgale uğrasa da, yoksul düşse de, darda kalsa da Türk milletinin neleri başarabileceği 30 Ağustos 1922’de bir kere daha gösterilmiştir. Cumhuriyetin ilanı ile sonuçlanan bu büyük başarı, Türk’ün kendi topraklarında asla belinin bükülemeyeceğinin ve varlığının yok edilemeyeceğinin ispatı olmuştur.”

  • Almanya, Türk Düşmanlığını Türk’ün Diliyle Yapıyor

    ABD’de düzenlenen en önemli uluslararası eğitim fuarı NAFSA (National Assocaiton of Foreign Student Advisors-Yabancı Öğrenci Danışmanları Ulusal Derneği) sona erdi. Fuar kapsamında düzenlenen oturumlardan birine, Almanya’dan bir üniversiteyi temsilen katılan Türk kökenli bir öğrencinin, Türkiye’yi kötüleyen sözleri ve ona İstanbul Aydın Üniversitesi (İAÜ) Mütevelli Heyet Başkanı Dr. Mustafa Aydın’ın gösterdiği tepki damgasını vurdu.

    Colorado eyaletinin Denver kentinde düzenlenen eğitim zirvesine Türkiye’den yaklaşık 20 üniversite 100’e yakın akademisyenle katıldı.

    NAFSA’nın, dünyanın en büyük yükseköğretim zirvesi olduğunu söyleyen İAÜ Mütevelli Heyet Başkanı Dr. Aydın, günümüzde uluslararası çalışmaların çok önem arz ettiğini, o yüzden Türkiye’deki üniversitelerin evrensel düşünüp dünya üniversitesi olmaları gerektiğini dile getirdi.

    “Türkiye olarak bizde Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) bünyesinde, Eğitim Ekonomisi İş Konseyi’nin koordinesiyle her yıl 20’nin üzerinde üniversiteyle beraber bu fuara katılıyoruz” diyen Dr. Aydın, “Bunun için büyük bir ekiple 100’ün üzerinde Türk akademisyen ve 20’nin üzerinde üniversiteyle NAFSA’ ya katıldık. Çok güzel çalışmalar ve iş biriliği yapıldı. Yükseköğretimdeki yeni trendler, yaklaşımlar, teknolojinin yükseköğretimde kullanılması, dünyanın ihtiyaçları gibi konular gündeme getirildi. Konferanslar, seminerler yapılarak üniversiteler arasında iş birliği gerçekleşti” dedi.

    BİR TÜRK’E YAKIŞMAYACAK HAREKET

    Eğitim fuarında her yıl yaklaşık bir saat oradaki yabancı üniversite ve katılımcılara Türk yükseköğretimini sunduklarını ifade eden Dr. Aydın, bu yıl sunumda tatsız bir olay yaşadıklarını dile getirerek sözlerine şöyle devam etti;

    “Sunum bitince soru cevap bölümüne gelindi. Sorular esnasında bir katılımcı, Türkiye’nin güvensiz bir ülke olduğunu, uluslararası öğrencilerin Türkiye’ye gelmemesi gerektiğini, hatta kendilerinin Almanya’yı temsilen orada olduğunu söyleyerek Türkiye’ye öğrenci göndermediklerini dile getirdi. Konuşmasından Türkçeye yakın bir aksanı olduğunu hissettim. Sorunun gerekli cevabı verildikten sonra bu arkadaşım kimliğini öğrenmek istedim. Sonrasında bu kişinin Almanya’da yaşayan bir Türk olduğunu öğrendik. Oradaki bir üniversiteyi temsilen fuara gelmiş. Sunumdan sonra kendisini çağırdım ve ‘Bir Türk olarak böyle bir platformda Türkiye’nin güvensiz olduğunu söylemen, Türkiye’ye öğrenci gönderilmemesini teşvik etmen sana yakışıyor mu’ dedim. Bana verdiği cevap, ‘Alman hükümeti beni görevlendirdi. Bu toplantıda böyle bir soru sormakla görevlendirildim’ oldu. Ben kendisine ‘Bir yerden zaten emir aldığın belliydi, yoksa ülkesini seven bir insan böyle bir platformda Türkiye’nin güvensiz bir ülke olduğunu söylemez. Kaldı ki zaten böyle bir şey yok’ dedim.”

    “BİZİM BİZDEN BAŞKA DOSTUMUZ YOK”

    “İşte orada Türkiye’nin düşmanlarını, haince emelleri olanları görebildik” diyen Dr. Aydın, “2016 Şubat ayında Avrasya yüksek zirvesini yaptık. Hemen bir hafta öncede Sultanahmet’te bir patlama olmuştu. O patlamadan bir hafta sonra toplantıyı yapmamıza rağmen dünyadan binlerce akademisyen ve 200 civarında dünya üniversitesi buraya geldi. Dünyanın her yerinde patlamalar oluyor, olmaması lazım ama bunların arkasında kimlerin olduğu da ortada. Ama bu ülkenin vatandaşının, bu ülke topraklarında yetişmiş bir insanın Alman hükümetinin görevlendirmesiyle öyle bir platformda Türkiye’yi torpillemesi, kamuoyu nezdinde güvensiz bir ülke konuma getirmeye çalışması ve yabancı öğrencilerin buraya gelmemesi için gayret göstermesi kabul edilebilir bir şey değil. Bizim bizden başka dostumuz yok. Kendi ayaklarımız üzerinde durmayı öğrenmemiz lazım” dedi.

    “DÜNYAYA ÇOK DİLLİ, ÇOK KÜLTÜRLÜ BİR KAMPÜS SUNUYORUZ”

    Türkiye son yıllarda yükseköğretimde uluslararasılaşma anlamında ciddi bir atılım yaptığını söyleyen, İstanbul Aydın Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Direktör Yardımcısı Selman Arslanbaş, şöyle konuştu:

    “Bunda YÖK’ün yapmış olduğu State and Turkey çalışmasının çok büyük etkisi var. Şuan Türkiye’de 100 bine yaklaşan uluslararası öğrenci var. 2050’lili yıllarda 250 bin öğrenciye ulaşmayı arzu ediyoruz. İstanbul Aydın Üniversitesi olarak Yükseköğretim kurumunun açıklamış olduğu istatistiklere göre vakıf üniversiteleri içerisinde uluslararası öğrencisi en fazla olan üniversite olmaktan ayrı bir mutluluk yaşıyoruz. Biz çok dili, çok kültürü, teknolojik bir kampüste Avrupa üniversiteleriyle yarışır bir şekilde onlara eğitim sunmakla yola çıktık. Uluslararası öğrenciler Türk toplumunun onlara göstermiş olduğu yakınlıktan kendilerini evlerinde gibi hissetmekten mutlular”.

    AMERİKA’DAN OKUMAYA GELDİ TÜRKİYE’Yİ ÇOK SEVDİ

    Amerika’dan Uluslararası İlişkiler okumak için iki yıl önce Türkiye’ye ailesiyle gelen Rin Al-Kahal, Türkiye’yi çok sevdiğini ifade etti. “Türkiye’de hayat kolay olduğu için mutluyum” diyen Al-Kahal, “Burada Türk arkadaşlar edindim, çok iyi insanlar Türkçe öğrenmem için bana yardım ettiler. Hocalarım derslerim konusunda bana çok yardımcı oldu” dedi.

    “KENDİMİZİ MEMLEKETTE GİBİ HİSSEDİYORUZ”

    Somali’den 2012 yılında Türkiye’ye gelen ve Uluslararası İlişkiler bölümünden bu yıl mezun olduğu için üzgün olduğunu dile getiren Bella Muhammed, “Bu okulda olduğum için mutluyum. Tekrar okumak istiyorum, 4 yıl iyi geçti. İnsanlar çok sıcakkanlı. Memleketten geldik ama burada kendi memleketimizde gibi hissediyoruz. Bir aileden taşınıp başka aileye gelmiş gibiyim. Yeterli bir eğitim aldığımı düşünüyorum. İster işe başlarım istersem de yüksek lisans yaparım. İstanbul Aydın Üniversitesi iyi bir üniversite, yazmak isteyenler hoş gelirler, buyursun gelsinler hiç pişman olmazlar” diye konuştu.