Etiket: Türkülerle

  • (Özel Haber) Türkülerle Amerika’yı fethettiler

    Türk gençleri, Anadolu’nun nağmelerini Amerika’da yükseltiyor. Dünyanın en önemli müzik okullarından biri olan Berklee’de eğitim gören Türk gençleri, Boston’da kurdukları The Çay Party grubu ile Anadolu’nun türkülerini Amerikalılara sevdirmeyi başardı. Grup üyesi Mersinli genç keman sanatçısı Bengisu Gökçe, “Biz, Anadolu’nun müziklerini, kültürünü Amerika’daki insanlara tanıtmayı kendimize görev biliyoruz” dedi.

    Türkiye’deki müzik eğitimlerinin ardından Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) Boston şehrindeki Berklee College Of Music’te öğrencilik hayatlarına devam eden Türk gençleri, farklı ülkelerden genç müzisyenlerle birlikte kurdukları The Çay Party grubu ile Türk müziğinin nağmelerini seslendiriyor. Gerek verdikleri konserlerde gerek sosyal medya ve müzik sitelerinde büyük ilgi gören grup, Türk müziğinin ve Türkiye’nin tanıtımına büyük katkı sağlıyor. Müzik eğitimleri başarılarla dolu, Türkiye’nin parlayan yıldızları Denizlili Mahir Can Küçük ve Mersinli Bengisu Gökçe’nin büyük emekleriyle her geçen gün tanınırlığını artıran The Çay Party, uzak diyarlara türkülerin tadını yaşatıyor.

    Genç yaşında birçok başarıya imza attı

    Bodrum Müzik Festivali’nde Doğuş Çocuk Senfoni Orkestrası’nın konserine solist olarak davet edilerek Türkiye’ye gelen Mersinli genç keman sanatçısı Bengisu Gökçe, konserin ardından memleketi Mersin’de, İHA muhabirine The Çay Party’i ve hedeflerini anlattı. Genç müzisyen Mahir Can Küçük’ün 2014 yılında kurduğu The Çay Party’e 2016 yılında dahil olan grubun tek kadın üyesi 26 yaşındaki Gökçe, Mersin Üniversitesi (MEÜ) Devlet Konservatuvarı Keman Performans Bölümü mezunu. MEÜ’de henüz 7 yaşında başladığı keman eğitiminde, 4 yıllık üniversite eğitimini 2 yılda büyük bir başarıyla tamamlayan Gökçe, bir yıl MEÜ Devlet Konservatuvarı’nda hocalık yapmasının ardından Almanya Berlin’de Hanns Eisler Müzik Okulu’na kabul edildi. Buradaki bir yıllık eğitimden sonra 2015 yılında Berklee College Of Music sınavlarına giren ve burslu olarak okula kabul edilen Gökçe, halen öğrencilik hayatına burada devam ediyor.

    Genç yaşında müzik hayatına birçok başarı sığdıran, katıldığı ulusal ve uluslararası yarışmalardan ödüllerle dönen Gökçe, Türkiye’nin çok büyük orkestraları eşliğinde solist olarak çalma fırsatları yakaladığını, bu anlamda çok şanslı olduğunu söyledi. Berklee’deki ilk yılında okulun konçerto yarışmasını kazanarak okul orkestrasında solist olarak çalma şansı elde ettiğini, aynı yıl yaylı bölümünü kazandığını ifade eden Gökçe, halen çalışmalarına hocalarla konserler vererek ve solo performanslarıyla devam ettiğini belirtti.

    “The Çay Party’nin bu kadar ilgi göreceğini düşünmüyorduk”

    The Çay Party’nin, Berklee’den geçen Mayıs ayında mezun olan müzisyen Mahir Can Küçük tarafından 2014 yılında kurulduğunu aktaran Gökçe, “2016 Ocak ayında Mahir’den aldığım bir teklifle gruba dahil oldum. Ben, Türkiye ve Berlin’deki eğitimim süresince maalesef Türk, Ortadoğu ve dünya müzikleriyle hiç ilgilenme fırsatı bulamamıştım. Boston’da 2016 yılından itibaren çalışmaya başladığım değerli hocam Filistinli Simon Shaheen, bana Türk müziği ile ilgili her şeyi öğretti. Tabi daha öğrenecek çok şey var, fakat öyle bir hocaya sahip olduğum için çok şanslıydım. Mahir’in grubunda yer almak da bana kendi kültürümüz, kendi müziğimizle ilgili çok fazla şey öğretti. Çok şanslıyım, çok mutluyum. Biz hala çalışmalarımıza devam ediyoruz. Biz Türk müziği yapmaya ilk başladığımız zaman bu kadar ilgi göreceğimizi düşünmüyorduk, çünkü Amerikalıların ne kadar Türk müziğini anlayabileceğinden çok emin değildik. Tanıtma amaçlı girdiğimiz bu yolda çok büyük ilgi gördük. Konserlerde türküler, Türkçe pop ve grup üyelerinin eserlerini seslendiriyoruz. Grubumuz 8 kişi ve sadece Mahir ve ben Türk’üm. Grubumuzda Amerikalı, Kanadalı, Filistinli arkadaşlarımız var. Biz, ülkemizin halk müziğini, sanat müziğini, onların da anlayabileceği başka stillerde de birleştirip ama Türk müziğinin özünü koruyarak seslendirdiğimiz için etkileşim çok güzel oldu, Amerikalı ve Avrupalı arkadaşlarımızdan büyük ilgi gördük” diye konuştu.

    “Anadolu’nun müziklerini, kültürünü Amerika’da tanıtmayı kendimize görev biliyoruz”

    Türk müziklerini, Türk enstrümanları kullanarak, türkülerin melodilerini, söyleme ya da çalma şekillerini muhafaza ederek ve biraz caz, biraz rock ses soundları ekleyerek sunduklarını belirten Gökçe, böylece ilginin çok arttığını söyledi. Sosyal medya ve müzik sitelerinde de popüler olduklarını anlatan Gökçe, “Biz Çay Party olarak, Türkiye’nin, Anadolu’nun müziklerini, tınılarını, kültürünü Amerika’daki insanlara tanıtmayı kendimize bir görev biliyoruz. Bu kadar ilgi aldığımız için aslında şans bize geldi. Biz hiç beklemiyorduk. Bu fırsatı, Türkiye’nin değerlerini orada tanıtmak için kullanmak istiyoruz” ifadelerini kullandı.

    “Türkiye ve dünya müzisyenleri arasında köprü olmak istiyorum”

    Berklee’den mezun olduktan sonra Hollywood film endüstrisinin kalbi Los Angeles’e gitmeyi planladığını dile getiren Gökçe, hedeflerini ise şöyle anlattı: “Orada hem filmler için müzikler kaydederken hem dünya müzikleri yaparken hem şarkıcı hem kemancı olarak hayatımı sürdürmek istiyorum. Ayrıca, şu ana kadar aldığım Türk, Ortadoğu ve batı müziklerini birleştirerek, Türk müziğini aynı Çay Party’de yaptığımız gibi farklı kültürlerden insanlara tanıtmayı da çok istiyorum. Ben Berklee’ye gidebilmiş, orada birçok müzisyenle tanışmış ve onlarla konserler verebilmiş bir insan olarak bunu bir şans ve aslında bir görev olarak düşünüyorum. Orada tanıştığım inanılmaz müzisyenler var. O müzisyenleri neden sadece ben tanıyor ve görüyor olayım? Türkiye’nin müzik endüstrisiyle Amerika ve dünyanın başka yerlerindeki müzisyenler arasında bir köprü olmak istiyorum. Orada tanıştığım insanları, orada yaptığım projeleri Türkiye’ye getirmek istiyorum. Bunu kendime misyon olarak belirledim. Bu, uzun soluklu bir proje. O zamana kadar da Türk müziğini oradaki insanlara tanıtmayı amaçlıyorum.”

  • Eskişehirli ozanlar ’’Dünya Kadınlar Günü”nü türkülerle, şiirlerle kutladı

    Eskişehir Şairler, Yazarlar, Ozanlar Derneği (EŞYODER) üyesi ozanlar, Odunpazarı Kent Konseyi binasında ’’Dünya Kadınlar Günü”nü, kendi besteledikleri türküleri ve yazdıkları şiirleri söyleyerek kutladı.

    Kadınlara eşit hakların verilmesi ile dünya barışını güçlendireceğini belirten EŞYODER Başkanı Ertuğrul Şakar, yaptığı açıklamada, ’’Dünya Kadınlar Günü münasebetiyle, ozanlarımız Şehribanu Kubat, Arif Çayır, Tahsin Genç, Dürdane Mert (Aşık Nurşah), Şemşettin Kubat (Yoksul Derviş) ve Hamza Halaç kendi besteledikleri kadınlarımızla ilgili türkülerini sazları eşliğinde söyledi. “Dünya Kadınlar Günü”nü, şair kadınlarımız da “Kadınlar Günü” ile ilgili kendi yazdıkları şiirlerini okudu. “Dünya Kadınlar Günü”, kadınlar açısından çok daha farklı bir gündür. Türk kadınlarının, Cumhuriyetin ilanı ile beraber birçok Avrupa ülkesinden önce önemli siyasi ve sosyal haklar elde etmesinin ilanı olan bu anlamlı günü hep birlikte kutluyoruz. Kadın, anne olarak aile ve toplum arasında bir köprü görevi görüyor. Dünya üzerinde gördüğümüz her şey kadının eseridir. Derneğimize üye şairler, yazarlar ve ozanlar arasında da kadınlarımız vardır. Bu anlamlı gün, kadınlarımız için kutlu ve mutlu olsun’’ diye ifade etti.

  • Kendini türkülerle anlatan şehir ‘’Emirdağ’’

    Kültür Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü katkılarıyla hazırlanan, yönetmenliğini Sertaç Karabulut’un yaptığı, Emirdağlılar Vakfı tarafından hazırlattırılan “Kendini Türkülerle Anlatan Şehir-Emirdağ” belgeseli Taşbaşı Kültür Merkezi’nde davetlilere gösterildi. Belgeselin gösteriminin ardından “Emirdağ ve Eskişehir Şiirleri ve Türküleri Şöleni” yapıldı.

    Belgesel etkinliğe, Emirdağlılar ve Eskişehir halkı yoğun ilgi gösterdi. Etkinliğe; Eskişehir Vali Yardımcısı Aslan Avşarbey, Eskişehir Milletvekilleri Cemal Okan Yüksel ve Utku Çakırözer ile meslek odaları ve sivil toplum kuruluşlarının başkanları ve şiir ve türkü dostları katıldılar. Eskişehir Şairler Yazarlar ve Ozanlar Derneği (EŞYODER)’nin katkı sağladığı geceye; Eskişehir Şairler Derneği, Eskişehir Kültür ve Sanat Derneği (ESKÜDER), Emirdağ ve Çevre Köyleri Derneği, Ümraniye ve Çevre Köyleri Derneği, Boynuyoğunlular Derneği ve Örenköylüler Derneği yönetici ve üyeleri de katılım gösterdi.

    Eskişehir Vali Yardımcısı Aslan Avşarbey, yaptığı konuşmada, çocukluğunda ilk öğrendiği türkünün, babasının sazıyla çalıp söylediği “Emirdağlarına Kara Gidelim” Türküsü olduğunu ve Emirdağ türkülerini ayrı sevdiğini belirtti. Avşarbey, Eskişehir’de, Emirdağlılarla birlikte olmaktan mutlu olduğunu söyledi. Aynı zamanda şair de olan Vali Yardımcısı Avşarbey, kendi şiirini okuyarak Emirdağ’lılara büyük bir jest yaptı.

    Aşıklık geleneğinin günümüzdeki en önemli temsilcisi, Sanatçı Kubat’ın amcası Aşık Yoksul Derviş (Şemsettin Kubat) verilen Emirdağ’ın simgesi ‘’Topakev’’ maketinden yapılma “Emirdağ Türkülerine Hizmet Ödülü”, Eskişehir Milletvekili Okan Cemal Yüksel, Emirdağ Türkülerinin pek çoğuna kaynaklık eden, kendi yaktığı türkülerle gönüllerde yer alan ve ‘Emirdağ Türkülerin Babası’ olarak anılan Halis Erenoğlu’na da Emirdağ’ın simgesi ‘’Topakev’’ maketinden yapılma “Emirdağ Türkülerine Hizmet Ödülü” de, Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer tarafından verildi.

    Kültür Bakanlığınca Yerel Sanatçı ünvanı tescillenen Bülent Çıraklı, yerel televizyonlarda program yapan Ulvi Karakuş ve yerel sanatçılar Halil Kızıler, Hamza Halaç, Fikret Akın, Şehribanu Kubat ve Meltem Elçin, Emirdağ ve Eskişehir türkülerini söylediler.

  • Sivas’ta 15 Temmuz şehitleri türkülerle anıldı

    Sivas’ta Muzaffer Sarısözen Güzel Sanatlar Lisesi tarafından düzenlenen programda 15 Temmuz darbe girişiminde şehit olanlar türkülerle anıldı.

    Muzaffer Sarısözen Güzel Sanatlar Lisesi tarafından Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen ’Bir Milletin Uyanışı’ isimli programa Sivas Valisi Davut Gül, 5’inci Piyade Eğitim Tugay Komutanı Piyade Albay Mehmet Kip, İl Jandarma Komutanı Albay Sinan Şen, İl Emniyet Müdürü Turan Aksoy ve bazı il protokol üyeleri ile birlikte yaklaşık 500 kişi katıldı. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan programda konuşan İl Milli Eğitim Müdürü Mustafa Altınsoy, tarihe not düşen unutulmaz olaylar olduğunu ve bu olayların unutulmaz kahramanları olduğunu belirterek, “Bizim tarihimize not düşeceğimiz ve nesilden nesile aktararak asla unutturmayacağımız olaylardan birisi de hiç şüphesiz 15 Temmuz darbe girişimi ve sonrasında yaşanan kahramanlık destanıdır. 15 Temmuz sadece bir darbe girişimi olarak zikredilse de bu girişimin ülkemizi darbe ile işgal süreci olduğunu bugün daha iyi anlıyoruz. İstiklal şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un geçmişte ’Kimi Hindu, kimi yamyam, kimi bilmem ne bela’ sözleri ile tarif ettiği azgın bir güruh 15 Temmuz gecesi tekrar sahneye çıkmış, hain planlarını uygulamaya kalkmışlardır. Bu hain darbe teşebbüsü sadece devletimize değil milli irademize de yapılmıştır. Bu darbe girişimi bizim temel hak ve özgürlüklerimizi ve bizi biz yapan değerleri elimizden almayı amaçlayan bir girişimdir. Dış güçlerin desteği ile gözünü kana bürümüş hainler kendi milletine namlu doğrultmuştur. Fakat bu hainler milletimize namlularını doğrulturken Ömer Halisdemir’i, Münir Murat Ertekin’i, Recep Gündüz’ü ve ismini sayamadığımız daha nice yiğidi hesaba katmamışlardır. Bu yiğitler tanklarla, toplarla ve çelik zırhlı duvarlarla karşılarına dikilen hainlere ’iman dolu göğüsleri’ ile karşı koymuş, serhat olmuş ve şehadet mertebesine erişmişlerdir” dedi.

    Konuşmanın ardından bağlama öğretmeni Umut Yaymak’ın koro şefliğinde türküler seslendirilerek 15 Temmuz şehitleri anıldı. Konser esnasında sinevizyona 15 Temmuz şehitlerinin fotoğrafları yansıtıldı.

  • İzmir’de 1 Mayıs Türkülerle Kutlanıyor

    İzmir’de binlerce kişi, Gündoğdu Meydanı’nda 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü coşkuyla kutlandı.

    1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü, İzmir’de yaklaşık 40 bin kişinin katılımıyla kutlandı. Sendika temsilcilerinin birer konuşma yaptığı programda anonslar yapıldığı sırada devrim şehitlerinin isimleri sayılırken, Dersim isyanının önderi Seyit Rıza’nın isminin okunmasını protesto eden aralarında Vatan Partisi ve Türkiye Gençlik Birliği üyelerinin de bulunduğu bir grup alanı terk etti. Öte yandan bazı gruplar da ellerinde Abdullah Öcalan’ın resimlerinin bulunduğu bayraklar salladı.

    “BU 1 MAYIS İŞÇİ BAYRAMI MİLAT OLSUN”

    Programda ortak basın bildirisini valiliğin eylemlere katıldığı gerekçesiyle açığa aldığı Dr. Fatih Sürenkök ve eğitimci Bahri Akkan okudu. Bildiride laiklik ve demokrasi vurgusu yapılırken, kiralık işçi, esnek çalışma, kıdem tazminatı uygulamalarının yanı sıra işçi ölümleri, istismar ve kadına yönelik şiddet de protesto edildi. Açıklamada, “Bu 1 Mayıs bir milat olsun. İzmir’in demokratları, devrimcileri, emekçileri olarak bu birlikteliğimizi koruyarak alanlarda kol kola olalım. Biz güçlerimizi birleştirdikçe ne saray ne de saltanat kalacaktır. Biz halkların birlikte kardeşçe yaşadığı özgür, laik, demokratik, emekçi bir Türkiye yaratacağız” ifadeleri kullanıldı.

    Ortak basın bildirisinin ardından İlkay Akkaya, sevilen şarkılarıyla alanda bulunanlarla buluştu. Kalabalığın da türkülere eşlik ettiği konserin ardından alandaki kalabalık dağılacak.