Etiket: Turizminin

  • Türk turizminin ünlü oteli el değiştirdi

    Türk turizmine damga vuran konaklama tesisleri arasında yer alan ve 54 yıllık bir marka olan Kuşadası’ndaki İmbat Otel’in satıldığı öğrenildi.

    Kuşadası’nın dünyaca ünlü Kadınlar Denizi plajlarında denize sıfır İmbat Otel, 1964 yılında Özbaş ailesi tarafından yaptırılmıştı. Bir zamanlar konaklamak ve tatil yapmanın Türkiye’de ve Avrupa’da ayrıcalık olduğu İmbat Otel, tam 54 yıl boyunca Türk turizmine hizmet veriyordu ve birçok ünlü ismin tatil için tercih ettiği ilk tesisler arasındaydı. Aynı bölgedeki Grand Blue Sky Oteli’nin de sahibi olan Erol Özbaş, yapılan görüşmelerin ardından ailesinin ilk göz ağrısı İmbat Hotel’i Ankara’daki Double Tree By Hilton Oteli’nin sahibi olan gruba sattı. Edinilen bilgiye göre, Kadınlar Denizi’nde kendine özgü koyu da olan ünlü otelin el değiştirdi.

    -1964 yılında hizmete açıldı

    54 yıl sonra el değiştiren Kuşadası İmbat Oteli, Ali Rıza Özbaş tarafından yaptırıldı ve Türkiye’de turizmin başladığı ilk merkez olan Kuşadası’nda kapılarını 1964 yılında hizmete açtı. Kuşadası’nın dünyaca ünlü Kadınlar Denizi’nde kendine özgü koyu bulunan denize sıfır 310 odalı İmbat Otel’i 2004 yılında yenilenmişti.

    -Grand Blue Sky’ı işletmeye devam edecekler

    Ali Rıza Özbaş’ın hayatını kaybetmesinin ardından otel, oğul Erol Özbaş tarafından yürütülüyordu. Erol Özbaş, aynı bölgedeki ailenin diğer oteli Grand Blue Sky’ı işletmeye ve turizm sektöründeki faaliyetlerine devam edecek.

  • Kuşadası’nda ’Sağlık Turizminin Geliştirilmesi’ paneli düzenlendi

    Kuşadası’nda gerçekleştirilen 8. Uluslararası Sağlık Turizmi Kongresi kapsamında “Aydın ve Kuşadası Bölgesinde Sağlık Turizminin Geliştirilmesi” konulu panel düzenlendi.

    Türkiye Sağlık Turizmi Derneği tarafından düzenlenen panelin moderatörlüğünü Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Serpil Demirağ yaptı.

    Amara Sealight Elite Hotel’de düzenlenen panele konuşmacı olarak Belediye Başkanı Kayalı’nın yanı sıra Aydın Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü Seyfi Bozçelik, Aydın İl Sağlık Müdürü Fevzi Yavuzyılmaz ve Aydın Kültür ve Turizm Müdürü Murat Yılmaz katıldı.

    Panelde ilk sunumu yapan Aydın Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü Bozçelik müdürlüğünün Aydın ili genelinde yürüttüğü faaliyetler hakkında bilgi vererek sağlık turizminde yaşlı ve engellilere yönelik çalışmaları aktardı. Bozçelik’in ardından konuşan Aydın İl Sağlık Müdürü Yavuzyılmaz, Aydın ve ilçelerinin sağlık turizmi yapmaya elverişli olduğunu belirterek bakanlık olarak bu alandaki olumlu tüm çalışmaları desteklediklerinin altını çizdi. Aydın Kültür ve Turizm Müdürü Yılmaz ise Aydın ilinde özellikle Kuşadası’nın turizmin her alanına uygun bir alt yapısı olduğunu belirterek gelecek yıllarda sağlık turizminde önemli gelişmeler yaşanacağını söyledi.

    Kuşadası Belediye Başkanı Özer Kayalı ise Kuşadası’nda sağlık turizminin medikal alanda gelişebileceğini belirterek “Kuşadası doğal ve kültürel değerleriyle turizmin her alanında faaliyet gösterebilecek bir alt yapıya sahip. Biz Kuşadası Belediyesi olarak bu olanakların farkındayız ve yetkilerimiz dahilinde çalışmalar yürütüyoruz. Kuşadası’nda sağlık turizmi her geçen yıl biraz daha gelişiyor. Bizim bu alanda en önemsediğimiz konu jeotermal kaynaklar kullanılarak yürütülen termal turizm. Davutlar Mahallesi’nde kullanım hakkı bize ait olan bir jeotermal kuyumuz var. Yakın zamanda bu kuyunun faaliyetlerini geliştireceğiz. Biz Kuşadası Belediyesi olarak Kuşadası turizmine fayda sağlayacak her türlü çalışmaya destek olmaya hazırız” dedi.

  • Bursa tarih turizminin merkezi olacak

    Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, UNESCO Dünya Mirası Bursa Bilgilendirme Toplantısı’nda; Hanlar Bölgesi, Sultan Külliyeleri ve Cumalıkızık ile 2014 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi’ne giren Bursa’nın turizminin bundan sonra daha da gelişeceğini söyledi.

    Büyükşehir Belediyesi’nin koordinasyonunda hazırlanan ‘Bursa ve Cumalıkızık: Osmanlı İmparatorluğu’nun Doğuşu’ isimli adaylık dosyasının değerlendirilmesinin ardından Bursa, 2014 yılında, Hanlar Bölgesi, Sultan Külliyeleri ve Cumalıkızık ile UNESCO Dünya Miras Listesi’ne adını yazdırdı. Bursa’da faaliyet gösteren kamu kurum ve kuruluşlarından temsilciler ile ilgili bölgelerin muhtarları ve vatandaşların da katıldığı UNESCO Dünya Mirası Bursa Bilgilendirme Toplantısı, Tayyare Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi.

    Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, toplantıda yaptığı konuşmada, Bursa’nın tarih ve turizm şehri olduğunu vurguladı. UNESCO Dünya Miras Listesi’ne giren Bursa’nın özelliklerine işaret eden Başkan Aktaş, kentin değerlerinin öne çıkarılıp tanıtılması konusunda Büyükşehir Belediyesi ve Valilik’in yanı sıra Bursa’ya değer katan, bu kentte çalışan ve yaşayan herkesin sorumluluk taşıması gerektiğini belirtti. Bursa’nın tarihi derinliğinin algılanıp kentin misafirlerine de anlatılması gerektiğini ifade eden Başkan Aktaş, “Bursa’nın bundan sonra gelişen alanı kesinlikle turizmdir. UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne girmek kesinlikle bir ayrıcalıktır. Bursa’nın bu değerini daha donanımlı kullanmalıyız” diye konuştu.

    Bursa’nın potansiyeli zengin

    Bursa Valisi İzzettin Küçük de kentin değerlerine dikkati çekerek, “Türkiye’de koruma altına alınmış eserler bakımından en zengin 2. il Bursa’dır. Hitap ettiği turizm potansiyeli açısından da en zengin ilimiz olan Bursa’daki bu eserlerin korunması ve gelecek nesillere taşınmasını önemsiyoruz” dedi.

    UNESCO Bursa Alan Başkanı Prof. Dr. Neslihan Dostoğlu ise UNESCO hakkında bilgi verdiği toplantıda, Bursa’nın UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne giriş süreci ve avantajları ile ilgili bir sunum yaptı.

    İznik’in de UNESCO Dünya Mirası Listesi’nin geçici listesinde olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Dostoğlu, UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne giren şehirlerle ilgili farkındalığın arttığını, turizm, sahiplenme, finansal destek, koruma, hasar giderilmesi ve teşvik konularında bu şehirlerin artı değer kazandığını sözlerine ekledi.

  • Karavil: “Diyarbakır inanç turizminin merkezidir”

    Abdülkadir Karavil Grup Yönetim Kurulu Başkanı, Organize Sanayi Bölgesi Başkan Vekili ve sarı listeden Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkan adayı Abdülkadir Karavil, sahip olduğu potansiyelle Diyarbakır’ın inanç turizmi merkezi olduğunu söyledi.

    Sarı Listeden aday olduğunu açıklayan Karavil, Diyarbakır’ın zengin kültürel potansiyelinin yeterince değerlendirilemediğini belirtti. Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığı’nı kazanmaları halinde tanıtıma çok önem vereceklerini ifade eden Karavil, “Diyarbakır, Türkiye’nin turizmine bu bölgeden açılan bir penceredir. Diyarbakır, Müslümanların yanı sıra Yahudiler, Hıristiyanlar, Ermeni, Süryaniler ve diğer pek çok din için kutsal kabul edilecek potansiyele sahip bir kenttir. Şehrimiz, inanç turizmi ve kültür turizmi açısından adeta bir açık hava müzesi gibidir. 7 peygamber mezarı ve 2 peygamberin kabri bu kenttedir. Ayrıca 500’ün üzerinde sahabe metfundur. İslam Alemi’nin 5. Harem-i Şerifi sayılan Ulu Cami bu kenttedir. Sahip olduğu daha birçok varlıkla Diyarbakır inanç turizminin merkezidir. İnsanlığın ilk yerleşik yaşama geçtiği, yazının bulunduğu, toplum düzenini belirleyen yasaların yazıldığı, tapınaklar gibi ilklerin yaşandığı, Sümer, Babil, Pers, Asur, Hurriler gibi dünya uygarlık gelişimine katkı sunmuş medeniyetlerin izlediği bir yerdir de Diyarbakır. Zengin bir kültür hazinesine sahiptir” dedi.

    Karavil, Diyarbakır’ın sahip olduğu kültürel kimliğiyle Türkiye’nin olduğu gibi tüm dünyanın da en önemli kentlerinden biri olduğunu kaydederek, Diyarbakır’ın insanı cezbeden dokusuyla bir medeniyet ve inanç şehri olduğunu ifade etti. Diyarbakır’ın 33 medeniyete ev sahipliği yaptığını hatırlatan Karavil, ’’Medeniyetlerin izleri bugün hala kentin sokaklarına, caddelerine, camilerine, kiliselerine, evlerine havasına suyuna sinmiştir’’ diye konuştu.

    Karavil, Diyarbakır’ın tarihinde zengin bir ticaret şehri olduğunu da belirterek, şöyle devam etti:

    ’’Turizmin gelişmesi kentin ve ülkenin ekonomisine katkısı yadsınamaz bir gerçektir. Önemli bir potansiyele sahip Diyarbakır’da inanç turizmi ile insanları buraya çekebiliriz. Diyarbakır inanç turizminin yanı sıra kültür turizminde de önemli bir potansiyele sahiptir. Dünyanın en uzun ikinci suru ile dünyanın günümüze ulaşan en büyük kemer açıklığına sahip Silvan’daki Malabadi Köprüsü gibi birçok tarihi eseri barındırır bu kadim kent. Sorunu çözmek için önce başaracağınıza inanmanız lazım. Turizmi canlandırabiliriz. Tüm kurumlarla işbirliği içerisinde projeler hazırlayarak turizmi canlandırmayı hedefliyoruz. İyi bir proje hazırlanır ve uygulanırsa, başarı sağlanır. Amacımız Diyarbakır’a kaybettirdiklerini kazandırmaktır.”

  • Rize’de “Doğu Karadeniz Turizminin Geliştirilmesi ve Çeşitlendirilmesi” paneli

    Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, Türkiye’nin dünyanın 6. büyük destinasyonu olduğunu belirterek, “Türkiye’nin turizm destinasyonu sadece deniz, kum, güneş değil, son birkaç yıldır geleneksel pazarın dışına çıkıp sahip olduğu diğer imkanlarını devreye aldığı zaman ilk 3’e girmemesi için hiçbir neden yok” dedi.

    Rize’nin İyidere ilçesindeki bir otelde gerçekleştirilen Rize 1. Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkeleri (MENA) Doğu Karadeniz Turizm ve Yatırım Zirvesi’ndeki “Doğu Karadeniz Turizminin Geliştirilmesi ve Çeşitlendirilmesi” paneli İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı’nın katılımıyla gerçekleştirildi. Panelde ilk olarak söz alan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Karadeniz turizminin daha işin başında olduğunu belirterek, çeşitlenme açısından daha bir elin parmakları kadar olmadığını söyledi.

    Derviş turizmcilere ihtiyaç olduğunu dile getiren Bakan Soylu, “Yapması gereken, üzerine titremesi gereken alması gereken çok mesafe vardır. Burada derviş turizmcilere ihtiyaç vardır. Çok açık. En büyük eksiğimiz yaylarımıza yapmış olduğumuz hırçın davranışlardır. Tarihimize, bize emanet edilenlere karşı maalesef 300, 400, 500 metrekarelik bazen 5-6 katlı yaylarda yapmış olduğumuz evlerdir. Her şey bizi affedebilir ama doğa ve bize bırakılan emanetler affetmeyecektir. Artık bu doğa cinayetlerini işlemeyi bırakalım. Eşimiz, dostumuz, akrabamız, yakınımız oy ve siyaset kaygısı bunların her birini bir tarafa bırakalım. Burada hepimiz sorumluyuz. Elimizde büyük bir miras var ve biz bu mirası plansız bir şekilde acaba har vurup harman savuracakmışız diye endişe içerisindeyiz. Şahsen ben endişe içerisindeyim. Dünya yeni keşfetmeye başlıyor biz bu keşfi açmalıyız. Ne kadar doğal, orjinal olabilirsek o kadar açabiliriz. Helikopterle gelecekler günlerce kalacaklar. Önümüzdeki büyük bir fırsat var. Mardin ve Diyarbakır’ın da otellerini izliyorum. İnanın geçen sene neredeyse hepsi kapanma aşamasındaydı. Allah nazardan korusun bu sene hepsi yüzde 100’e yakın doluluk yaşıyorlar. Çarpık yapılaşmaya son vermek zorundayız” dedi.

    Bakan Avcı: “Almanya, Belçika, ABD, Fransa ne kadar güvenliyse Türkiye’de o kadar güvenlidir”

    “Almanya, Belçika, ABD, Fransa ne kadar güvenliyse Türkiye’de o kadar güvenlidir” diyen Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı da, “Bir ülkede istikrar, güven ortamı varsa güvenlik sorunları asgariye inmişse o ülkede turizm gelişiyor. Aksi taktirde ne yaparsanız yapın olumsuz algı sizin bütün birikimlerinizi heba ediyor. Son zamanlarda özellikle Türkiye’nin güvenliği ve güvenirliliği konusundaki dünyada olumlu bir imajın oluşması için sadece algı olarak değil duygu olarak ta imajın oluşması için gece-gündüz çalışan İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu’ya teşekkür ediyoruz. Ben yurt dışında zaman zaman sektör temsilcileriyle ve turizm medyasıyla bir araya geldiğimiz zaman bunu çok rahatlıkla söyleyebiliyorum. Almanya, Belçika, ABD, Fransa ne kadar güvenliyse Türkiye’de o kadar güvenlidir. Hatta Türkiye yaşadığı bu kadar tecrübelerden sonra bunlardan çıkardığı dersler itibariyle bunların hepsinden çok daha güvenli bir ülkedir” şeklinde konuştu.

    “Türkiye’nin turizm destinasyonu sadece deniz, kum, güneş değil”

    Türkiye’nin sürdürülen olumsuzlama kampanyalarına rağmen dünyanın 6. Büyük turizm destinasyonu olduğuna dikkat çeken Bakan Avcı, “Türkiye Batı medyasında sistematik bir şekilde sürdürülen olumsuzlama kampanyalarına rağmen bugün dünyanın 6. büyük turizm destinasyonudur. Avrupa’nın da 4. büyük destinasyonudur. Türkiye’nin turizm destinasyonu sadece deniz, kum, güneş değil, son birkaç yıldır geleneksel pazarın dışına çıkıp sahip olduğu diğer imkanlarını devreye aldığı zaman ilk 3’e girmemesi için hiçbir neden yok. Türkiye kış turizminde olağan üstü bir potansiyele sahip. Türkiye doğudan batıya, kuzeyden güneye tam bir açık hava müzesi” diye konuştu.

    “Bu büyük potansiyeli heba etme tehlikesi ile karşı karşıyayız”

    Büyük bir tehlike ile karşı karşıya olunduğunu işaret eden Bakan Avcı, “Bu büyük potansiyeli heba etme tehlikesi ile karşı karşıyayız. Yayla turizmi bakımında İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu uyarıda bulundu. Sadece bu uyarı ile kalmayacak aynı zamanda bundan böyle geriye doğru da işleyecek şekilde yayla turizmimizin tahribe yönelik hiçbir girişime katiyen izin verilmeyeceğini, gereken ne ise bunu harfiyen yerine getirileceğini hepimizin bilmesi gerekiyor. Aksi taktirde bir yörenin adı bir kere kötüye çıkarsa daha sonra bunu geriye sarmak, toparlamak, telafi etmek olağan üstü zor” ifadelerini kullandı.