Etiket: Tüberküloz

  • 24 Mart Dünya Tüberküloz Günü

    24 Mart Dünya Tüberküloz Günü

    Erzurum İl Sağlık Müdürlüğünce 24 Mart Dünya Tüberküloz Günü dolayısıyla bir açıklama yapıldı.

    Açıklamada, “24 Mart Dünya Tüberküloz Günü dolayısıyla her yıl olduğu gibi bu yıl da tüberküloz (verem) hastalığı konusunda toplumun bilgilendirilmesi amacıyla “24 Mart Dünya Tüberküloz Günü” etkinlikleri çerçevesinde bütün yurtta çeşitli faaliyetler yürütülmektedir. Verem insanlık tarihi kadar eski bir hastalık olmasına rağmen hala tüm dünyada bir halk sağlığı sorunu olarak önemini korumaktadır. DSÖ küresel tüberküloz 2018 Raporuna göre 2017 yılında Dünyada 10 milyon yeni tüberküloz vakası tespit edilmiştir. Bunların 9 milyonu erişkin,1 milyonu çocuktur.

    Rapora göre 2017 yılında dünya genelinde en çok ölüme yol açan 10 nedenden biridir ve 1,6 milyon kişinin tüberküloz hastalığından hayatını kaybettiği bildirilmiştir.

    Verem hastalığı, hasta insanlardan öksürme, hapşırma ile ortama yayılan mikrobun, solunum yoluyla alınması sonucu bulaşır ve tedavi edilmeyen her hasta yılda 10-15 kişiye verem hastalığını bulaştırır.

    Verem hastalığı en çok akciğerleri tutmakta olup hastalık lenf bezleri, kemikler, böbrekler gibi diğer organlarda görülebilir.

    Bu hastalık; halsizlik, iştahsızlık, kilo kaybı, gece terlemesi, öksürük, balgam, öksürükle kan tükürme, nefes darlığı gibi belirtilerle ortaya çıkabilir. Özellikle iki-üç haftadan uzun süren öksürükte veremden şüphelenmek gerekir.

    Müdürlüğümüze bağlı Yakutiye İlçe Sağlık Müdürlüğü Verem Savaşı Biriminde (Verem Savaş Dispanseri) verem hastalığının teşhis ve tedavisi ücretsiz olarak yapılmakta olup bu hastalığın tedavisinde kullanılan bütün ilaçlar Verem Savaş Birimimizce ücretsiz verilmektedir.” denildi.

  • GAÜN Hastanesi’nde tüberküloz bölge toplantısı yapıldı

    GAÜN Hastanesi ve Türk Mikrobiyoloji Cemiyeti iş birliğinde düzenlenen “Tüberküloz Bölge Toplantısı” Gaziantep Üniversitesi Şahinbey Araştırma ve Uygulama Hastanesi Oditoryum’unda gerçekleştirildi.

    Dünyada ve Türkiye’de tüberküloz, TDM enfeksiyonları, pulmoner tüberküloz tanısında güncel yaklaşımlar gibi konuların konuşulduğu toplantının açılış konuşmasını yapan Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Tekin Karslıgil, “Bugün burada bölge toplantısı yapacağız. Bölgedeki üniversitelerle zaman zaman bir araya gelip toplantılar düzenliyoruz. Bu toplantıyı bu sene Gazi şehrimizde yapmaktan mutluluk duyuyoruz. İlk iki toplantımız Mersin ve Antakya’da gerçekleştirdik. Bugün düzenlenen üçüncü toplantımızın konusunu tüberküloz olarak seçtik. Tüberküloz önemli bir halk sağlığı sorunu. Bugün düzenlemiş olduğumuz bu programımızda Dünya’da ve Türkiye’de tüberkülozun durumundan bahsedeceğiz. Katılımlarınız için hepinize çok teşekkür ediyorum. Verimli bir toplantı geçmesini diliyorum” dedi.

    Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Fatih Köksal ise, “Başta Tekin hocam olmak üzere bu toplantının düzenlenmesine katkı sağlayan herkese teşekkür ediyorum. Kurumların omuz verdiği değil de kurumlarına omuz veren yöneticilerin olduğu bir kuruluştayız. Gaziantep Üniversitesi’nin değerli yöneticilerine hem bu toplantıya katkı verdikleri için hem de üniversitenin gelişimde gösterdikleri başarı ve sahiplenme duygusu için şükranlarımı arz ederim. Anteplilerin hepsi teşekkürü hak ediyor. Çünkü şehirlerine ve kültürlerine sahip çıkıyorlar. Gaziantep bir dünya markası. Muhteşem bir şekilde ilerleyen bir şehir. Bugüne kadar bölgede 14-15 toplantı yaptık. Bölgedeki tüm şehirleri gezmeye çalıştık. Bunu hep beraber yaptık. Biz bir takımız. Biz sıfata değil fiile bakıyoruz. “Fiil olarak ne yaptık, faydalı şeyler yapabiliyor muyuz?” ona bakıyoruz. Gelişmekte olan ülkeler bulaşıcı hastalıklar meselesini halletme yolundalar. Gelişmiş ülkeler de halletti. Ancak az gelişmiş ülkelerde bunu göremiyorsunuz. Tüberküloz en eski, en iyi bildiğimiz bir hastalık. Önlenebilir bir hastalık. Ancak bu hastalıkta bir artış söz konusu, önlenemeyen bir yükseliş ve engellenemeyen yüksek bir mortalite(ölüm) oranı var. Tüberküloz için konuşulması gereken, yapmamız gereken çok şey var. Bu toplantıları çok önemsiyoruz. Bu nedenle bu ve benzeri konularda bölge toplantıları gerçekleştirmeye devam edeceğiz. Emeği geçen herkese tekrar teşekkür ediyorum” diye konuştu.

    İl dışından çok sayıda katılımın olduğu ve yoğun ilgi gören toplantıya, Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yusuf Zeki Çelen, Şahinbey Araştırma ve Uygulama Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Suat Zengin ve çok sayıda doktor katıldı.

  • 24 Mart Dünya Tüberküloz Günü

    Adıyaman Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Erdoğan Öz, 24 Mart Dünya Tüberküloz Günü nedeniyle yaptığı açıklamada, Verem (Tüberküloz) hastalığının kalıtsal değil bulaşıcı bir hastalık olduğunu söyledi.

    Sağlık Müdürü Erdoğan Öz, 24 Mart Dünya Tüberküloz Günü nedeniyle açıklamada bulundu. Hastaların öksürme ve hapşırmaları sırasında etrafa saçtıkları verem mikroplarının solunması ile sağlam kişilere bulaşabileceğini kaydeden Erdoğan Öz, “Dünya genelinde tüberkülozla ilgili en önemli tehlike hastaların ilaçlarını düzenli kullanmamaları veya tedavilerini yarım bırakmaları sonucunda gelişen ilaç direncidir. İlimizde 2018 yılında verem savaşı dispanserlerinde takip ve tedavisi yapılan tüberküloz hasta sayısı 36 kişidir. 15 yaş altında 2 hastamızın takip ve tedavisi sağlanmıştır. 1 ÇİD TB hasta mevcuttur. Takip ve tedavi ettiğimiz hastaların yüzde 58’i erkek, yüzde 42’si kadındır. Hastaların yüzde 42’sinde akciğer tüberkülozu varken, yüzde 58’sında akciğer dışındaki organlar (lenf bezleri, plevra, kemik, böbrek, beyin vb.) tutulmuştur.

    İlimizde Tüberküloz hastalığının teşhis, takip ve tedavisi ücretsiz olarak yapılmaktadır. Bireyin ve toplumun tüberküloz hastalığından korunmasında en önemli husus, tüberküloz hastalarına erken tanı konması ve en kısa sürede tedaviye başlanmasıdır. Bu nedenle iki-üç haftadan uzun süren öksürük, balgam, öksürükle kan tükürme, nefes darlığı, halsizlik, iştahsızlık, kilo kaybı, ateş, gece terlemesi şikâyetleri olan vatandaşlarımızın verem açısından kontrollerinin yapılabilmesi için en yakın sağlık kuruluşuna müracaat etmesi gerekmektedir” dedi.

    Öz, açıklamasının devamında, “Tedavi süreci en az 6 ay süren bu hastalıkta düzenli ve eksiksiz ilaç kullanımı büyük önem arz etmektedir. İlaç tedavisine başlandıktan 15-20 gün sonra bulaştırıcılık büyük oranda azalmakta, tedavisini önerilen sürede düzenli şekilde kullanan hastalar yüzde yüze yakın oranda şifa bulmaktadır. Tüberküloz hastalarının tedavileri doğrudan gözetim altında uygulanmakta olup yeni vakalarda tedavi başarısı oranları yüzde 98’lerdedir. Bazı vakalar klasik verem tedavisi ilaçlarına dirençlidir ve tedavileri ancak ikinci seçenek tüberküloz ilaçları ile mümkündür. Bu da tedavi başarısını azaltmakta ve tedavi maliyetini arttırmaktadır. İlimizde 2015 yılında tespit edilen 82 vakanın 2’si çok ilaca dirençli tüberküloz hastasıdır. İlimizde Çok ilaca dirençli tüberküloza yönelik olarak pek çok çalışma yapılmaktadır. İlaca dirençli vakalar dahil tüberküloz hastalarının tedavisinde kullanılan bütün ilaçlar Bakanlığımızca temin edilerek ücretsiz olarak hastalara verilmek üzere sağlık kuruluşlarına dağıtılmaktadır” ifadelerine yer verdi.

  • Otopside tüberküloz paniği

    Gaziantep’te yol kenarında öldükten 4,5 saat sonra cenazesi kaldırılan 36 yaşındaki kadının otopsisinde tüberküloz paniği yaşandı. Akciğerinde tüberküloz hastalığına rastlanan Suriyeli kadının otopsisi yarıda kesildi. Hastalığın bulaşıcı olması sebebiyle 4 kişilik otopsi ekibi karantinaya alınarak, Verem Savaş ekiplerinden yardım istendi.

    Edinilen bilgiye göre, Gaziantep’in Nizip ilçesinde yaşadığı öğrenilen Elhammud, kalp rahatsızlığı nedeniyle Gaziantep’te tedavi görmeye başladı. Ersin Arslan Devlet Hastanesinde Pazartesi gününden itibaren tedavi gördüğü ileri sürülen kadın, iddiaya göre bugün tekrar gittiği hastanede yapılan tetkik ve işlemlerin ardından hiçbir şeyi olmadığı söylenerek evine gönderildi.

    Babası Muhammed ile birlikte ticari taksiye binen Suriyeli kadın, Nizip ilçe otobüslerinin kalktığı Seferpaşa Mahallesi Araptarlı Sokak’ta bulunan minibüs garajına geldi. Saat 15.40 sıralarında ticari taksiden inen Suriyeli kadın, “Başım ağrıyor” diyerek yere yığıldı. Minibüse binemeyen kadın, uzun süre hareketsiz yerde yattı. Olay yerine çağrılan 112 Sağlık ekipleri tarafından ilk müdahalesi yapılan kadının öldüğü belirlendi.

    Cenazesi kaldırılmadı

    Olay yerine gelen sağlık ekipleri, hastalığı nedeniyle öldüğünü belirlediği kadının normal ölüm vakası olarak değerlendirerek geri döndü. Bunun üzerine olay yerine çağrılan cenaze aracı ise iddiaya göre raporu olmadan cenazeyi alamayacağını söyledi. Çevredeki vatandaşların girişimlerine rağmen ceset saatlerce sokak ortasında kaldı. Cenazenin yaklaşık 4 saat geçmesine rağmen alınmaması üzerine Şahinbey İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri olaya müdahale etti. Polis ekipleri, tutanak ve rapor hazırlayarak, 112 ekiplerini tekrar olay yerine çağırdı.

    Yaklaşık 4.5 saattir yerde bulunan kadının cenazesi, olay yeri inceleme ekipleri ve savcılığın yaptığı incelemenin ardından kesin ölüm nedenin belirlenmesi amacıyla Gaziantep Adli Tıp Kurumuna kaldırıldı.

    Otopside tüberküloz paniği

    Bu sabah saatlerinde otopsiye alınan kadının akciğerinde tüberküloza rastlandı. Hastalığın bulaşıcı olması sebebiyle otopsi yarım bırakılarak 4 kişilik ekip karantinaya alındı. Adli Tıp Kurumunda özel bir bölüme alınan 4 kişilik otopsi ekibi için Sağlık Bakanlığı Verem Savaş Dispanserinden destek istendi.

    Özel kıyafetlerle Adli Tıp Kurumuna gelen ekipler, 4 kişilik otopsi ekibine müdahale etti. Korucuyu iğne ve ilaç verilen otopsi ekibi kontrol altına alındı. Otopsi ekibi özel koruyucu elbiseleri giydikten sonra otopsiyi tamamladı.

    Yaşanan panik sırasında Adli Tıp kurumu çevresinde güvenlik önlemleri alınırken cenaze yakınları dışarı çıkarıldı. Otopsinin ardından cenaze, genç kadının babası Muhammed Hamut’a teslim edildi. Aile de sağlık kontrolünden geçmesi için uyarıldı. Cenazenin Nizip ilçesinde defnedileceği öğrenildi.

  • Prof. Dr. Figen Atalay Tüberküloz Hakkında Bilgilendirdi

    Bülent Ecevit Üniversitesi TIP Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Figen Atalay, 24 Mart ‘Dünya Tüberküloz Farkındalık Günü’ nedeni ile Tübörküloz (Verem) hastalığı hakkında açıklamalarda bulundu.

    Tüberküloz ’un Dünya için önemli bir sağlık sorunu olmaya devam ettiğini söyleyen Bülent Ecevit Üniversitesi TIP Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Figen Atalay, “Robert Koch’un Tüberküloz’a (Verem) neden olan basili keşfini duyurduğu 24 Mart (1882) günü ‘International Union Against Tuberculosis and Lung Disease’ (IUATLD) önerisi ve Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) desteğiyle “Dünya Tüberküloz Günü” kabul edilmiştir. 24 Mart Dünya Tüberküloz Günü, geçtiğimiz yıllara aranla görülme sıklığı azalıyor bile olsa, ülkemiz ve Dünya için önemli bir sağlık sorunu olmaya devam eden Tüberkülozu hatırlamak ve hatırlatmak için önemli bir araçtır” dedi.

    Türkiye genelinde Tüborküloz hastalığından bahseden Prof. Dr. Figen Atalay; “Türkiye’de 2014 yılında toplam 13.378 tüberküloz hastası verem savaşı dispanserleri kayıtlarına girmiştir. Toplam olgu hızı yüz bin nüfusta 17,2’dir.2014 yılı TB hastalarının %92’si (12.253 kişi) yeni TB olgusu, %8’i (1.125 kişi) önceden tedavi görmüş olgudur. Toplam 13.378 hastanın 7.728’i (%58) erkek, 5.528’i (%42) kadındır.Hastaların 8.632’sinde (%65) akciğer tüberkülozu varken, 4.746’sında (%35) akciğer dışındaki organlar (lenf bezleri, plevra, kemik, böbrek, beyin vb.) tutulmuştur.Hastaların %6’sı (809 kişi) yabancı ülke doğumlu hastadır.Tüm tüberküloz hastalarında, 2013 yılı için tedavi başarısı %86,3 olarak tespit edilmiştir. Tedavi başarısı yeni olgularda %87,9 ve önceden tedavi görmüş olgularda %67,0’dir. 2013 yılı hastalarında ölüm oranı %4,7’dir (625 vaka)” şeklinde konuştu.

    Tüborküloz hastalığının solunum yolu ile bulaştığını söyleyen Prof. Dr. Figen Atalay, Tüberküloz hastalığının aileden genetik olarak geçmediğini ancak tüberküloz hastasının ailesine verem mikrobunu bulaştırma olasılığının çok yüksek olduğunu belirtti. Atalay konuşmasında şöyle devam etti; “Tüberküloz hastalığının etkeni “Mycobacterium tuberculosis” ismi verilen bir basildir ve solunum yoluyla bulaşır. Tüberküloz aileden genetik olarak geçmez ancak tüberküloz hastasının ailesine verem mikrobunu bulaştırma olasılığı çok yüksektir. Çünkü, aynı havayı en uzun süre paylaştığı kişiler aile bireyleridir. Bu nedenle, tüberküloz tanısı kesinleşince, bütün aile bireyleri ve hasta ile aynı havayı paylaşan işyeri ya da başka ortamdaki kişiler verem savaşı dispanserinde muayene için çağrılırlar. Bu mikrop, hasta kişilerin öksürmesi, hapşırması, konuşması sırasında oluşan damlacıklar içinde havaya atılır. Tüberküloz basilinin içinde bulunduğu bu damlacıkların solunması ile sağlıklı bireyler mikrobu alır. Enfekte olan her kişide mutlaka hastalık gelişmez. Alınan basiller kişiyi hastalandırmaksızın vücutta uyur durumda kalır ve vücut direncinin düştüğü bir anda hastalık oluşturur. Hastalık gelişme riskinin en yüksek olduğu dönem ilk iki yıldır.”

    Tüberküloz tanısının balgamda verem mikrobunun gösterilmesi ile konulduğunu belirten Prof. Dr. Figen Atalay, Tüberküloz tedavisinin düzenli sürdürülmesi ve tamamlanmasının zorunluğu belirtti. Tübörküloz hastalığının belirtilerdenden bahseden Atalay; “Tüberküloz tanısı, balgamda verem mikrobunun gösterilmesi ile konulur. Hastanın yakınmaları ve akciğer film bulguları ile hastalıktan şüphelenilir. Hastalarda şu yakınmalar olabilir: iki haftadan uzun süren öksürük, ateş, gece terlemesi, göğüs ağrıları, iştahsızlık, zayıflama (kilo kaybı), halsizlik, kan tükürme . Hastanın yakınmaları ve akciğer film bulguları hastalıktan şüphelenmeyi sağlar. Şüphelenilen hastalarda kesin tüberküloz tanısı mikroskopta basilin gösterilmesi ve besiyerinde basilin üretilmesi ile konur. Hastadan alınan balgam ya da nadiren diğer örnekler bu amaçla laborutavarda incelenir ve tanı kesinleştirilir. Verem savaşı dispanserlerinde tanı işlemleri, tedavi, ilaçlar ve takip ücretsizdir.Uygun ilaçları yeterli süre kullanmakla hastaların neredeyse hepsi başarıyla tedavi edilebilmektedir. Hastayı iyileştiren tedavi, hastanın sağlığı yanında toplum sağlığı açısından da son derece önemlidir. Tedavi, bulaşıcı bir hastalık olan veremle savaşın en önemli yöntemidir. Bu nedenle, tedavinin düzenli sürdürülmesi ve tamamlanması zorunludur. Tüberkülozda ilaç direnci, tüberküloz mikrobuna etkili olan ilacın artık etki etmemesidir. Bu, laboratuvar testi ile anlaşılabilir. Nedeni, yanlış ilaçlarla, eksik ilaçlarla tedavi yapılması ya da tedavinin düzenli kullanılmaması, erken kesilmesidir. Tedaviye başlanan, düzenli ilaç içen hastanın bulaştırıcılığı kaybolur ve toplum için risk oluşturmaz. Bu hastaların damgalanması ve toplumdan dışlanması engellenmelidir” dedi.