Etiket: Tiroid

  • Gaziantep’te ’Gaziantep Tiroid Okulu’ paneli düzenlenecek

    SANKO Üniversitesi ve endokrin cerrahisi derneği işbirliği ile “Gaziantep Tiroid Okulu” paneli düzenlenecek.

    SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi ve Endokrin Cerrahisi Derneği işbirliği ile “Gaziantep Tiroid Okulu” düzenlenecek.

    SANKO Üniversitesi Sani Konukoğlu Uygulama ve Araştırma Hastanesi toplantı salonunda 8 Aralık 2018 tarihinde düzenlenecek “Gaziantep Tiroid Okulu kapsamında moderatörlüğünü Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Ali Uğur Emre’nin yapacağı “Tiroid Nodülüne Yaklaşım ve Cerrahi Karar” konulu panel gerçekleştirilecek.

    Panelde, Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü’nden Prof. Dr. Mehmet Uludağ, İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Fatih Tunca, SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Göktürk Maralcan, SANKO Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümünden Endokrinolojive Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Baştemir, Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Ersin Akarsu ve İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı’ndan Doç. Dr. Serkan Teksöz paylaşımda bulunacak.

    Panelin ardından düzenlenecek “Trans Oral Endoskopik Tiroid Cerrahisinde Anatomi ve Endikasyonlar”,“Trans Oral Endoskopik Tiroid Cerrahisinde Sinir Monitörizasyonu” konulu oturumlar sonrasında canlı ameliyat yayını eşliğinde bilgilendirme yapılacak.

    Sani Konukoğlu Uygulama ve Araştırma Hastanesi’nde 8 Aralık 2018 Cumartesi günü saat 09.00 – 13.00 saatleri arasında düzenlenecek Gaziantep Tiroid Okulu’na dileyen herkes davetiyesiz ve ücretsiz katılabilecek.

  • Tiroid bezi hastalıkları ve belirtileri

    Samsun Büyük Anadolu Çiftlik Hastanesi doktorlarından İç Hastalıkları (Dahiliye) Uzmanı Uzm. Dr. M. Atakan Canbulat, “Tiroid hastalığından korunmak için düzenli spor yapın ve iyot zengini gıdalardan tüketin” dedi.

    Vücutta hormon salgılamak gibi önemli bir görevi bulunan tiroid bezi normalden daha çok veya az hormon salgıladığında, sağlık sorunlarını ortaya çıkardığını söyleyen Canbulat, “Tiroid bezi, boynun ön bölümünde gırtlağın altında bulunan ve şekil itibariyle kelebeğe benzetilen bir bezdir ve endokrin bezi olarakta adlandırılır. Tiroid bezi, tiroksin (T4) ve tiriiyodotironin (T3) olmak üzere iki tip hormon salgılar. T3 ve T4, vücudun metabolizma hızını düzenleyen iki hormondur. Tiroid bezini harekete geçirense, beyinde bulunan hipofiz bezi tarafından salgılanan TSH hormonudur. Kandaki tiroid hormonları azalınca, hipofizin TSH salgısı artar ve bu hormon tiroid bezinden, tiroid hormon salgısını artırır. Tiroid bezi hastalıkları arasında, guatr, nodul, tiroidit, hipertiroidi, hipotiroidi ve son olarak tiroid bezi hücrelerinde oluşan tiroid kanseri sayılabilir” diye konuştu.

    Belirtileri

    En belirgin tiroid işaretinin, kişinin kendisini halsiz ve yorgun hissetmesi olduğunu söyleyen Canbulat, “Soğuğa karşı hassasiyetin artması da, ciltte kuruluk ve şişlik dışarıdan fark edilebilecek düzeyde gelişebilir. Fiziki bulguların ardından yapılacak kan testi ile teşhis konulabilir. Tiroid uyarıcı hormon yüksek; fakat T3 ve T4 değerleri düşük ise hipotiroidi ihtimali oldukça yüksektir. Egzersiz yapın. Optimum tiroid fonksiyonu için, haftada en az üç gün 40 dakika egzersiz gerekir. Tiroid fonksiyonunu geliştirmek için iyot zengini gıdalardan daha fazla tüketin. Az yağlı peynir tercih edin. İnek sütü için. Yumurta yemeyi ihmal etmeyin. Az yağlı dondurma yiyebilirsiniz. Az yağlı yoğurt tercih edin. Tuzlu su balıklarından sevdiklerinizi yiyin. Soya sosu tüketin” şeklinde konuştu.

  • “Tiroid Kanseri” erken tanı ile tedavi olabiliyor

    SAMSUN (İHA) – Onkoloji Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Serdar Yol, her geçen gün görülme sıklığını artan, insan vücudunda belirti göstermeden ilerleyen ’Tiroid Kanseri’nin tedavi edilebilen bir hastalık olduğunu söyledi.

    Samsun Büyük Anadolu Meydan Hastanesi doktorlarından Onkoloji Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Serdar Yol, her geçen gün görülme sıklığını artan, insan vücudunda belirti göstermeden ilerleyen ’Tiroid Kanseri’ hakkında uyardı. Türkiye’de her geçen gün görülme sıklığını artan Tiroid Kanseri özellikle kadınlarda sıkça rastlanan bir sağlık sorunu olduğu ifade ediliyor. İnsan vücudunda belirti göstermeden ilerleyen bu kanser tipinin, erken tanı ile tedavi edilebildiğini belirten Uzman Prof. Dr. Yol, Tiroid Kanseri hakkında dikkat edilmesi gerekenler hakkında bilgi verdi.

    Hastalık hakkında bilgiler veren Uzman Prof. Dr. Yol, “Boynun ön kısmında yer alan, insan vücudunun protein ve enerji metabolizmasında önemli görevler üstlenen tiroid bezi, hormonları üreten, endokrin sisteminin en mühim organlarımızdan bir tanesidir. Bu önemli organımız işini yapmadığı zaman kansere kadar uzanan sağlık sorunları ile ortaya çıkar. Tiroid kanseri hastalığının büyük bir bölümünde hasta da herhangi bir şikayet belirtisi görülmez. Kimi hastalar da boyun kısmında kitle oluşmuş ya da lenf bezlerinde büyüme görülebilir. Bazı vakalar da ise boğazda rahatsızlık hissi, nefes alıp vermede sıkıntı görülse de, farklı sebepler de mutlaka dikkate alınmalıdır. Eğer kişi sesinde kısılma, nefes darlığı, iştahsızlık ve boyunda lenf bezlerinin şişmesi gibi durumlarla karşı karşıya kalırsa, bu durum ilerlemiş tiroid kanseri olabilme ihtimalleri arasındadır” dedi.

    Hastalığın tedavi ve tanı sürecinden de bahseden Uzman Prof. Dr. Yol, şunları söyledi:

    “Hastalığın belirtisi olan şikayetleri olanların mutlaka bir sağlık kurumuna başvurmalı. Kesin kanser tanısı, şüphe edilen lenf bezesi veya tiroid nodülünden, ultrason desteğiyle yapılacak ince iğne biyopsi materyalinin patolojik incelemeleri sonucu netlik kazanır. Kanser tanısının konulmasından sonra boyun bölgesindeki lenf bezlerinin durumu cerrahi tedavi planı açısından titizlikle değerlendirilmelidir.”

  • Tiroid metabolizmanın orkestra şefi

    Tekrarlayan gebelik kayıpları ve tüp bebekteki başarının tiroid hormon düzeyi ile yakından ilgisi olduğunu belirten Prof. Dr. Faruk Buyru, “Tiroid hormonları asıl olarak metabolizmayı düzenleme görevi yapsalar da üreme fonksiyonu ve zeka gelişimi dahil pek çok rolleri var” dedi.

    Guatr ve diğer tiroid hastalıkları, Türkiye’de sık görülen hastalıklar. Kadınlarda erkeklere göre daha çok rastlanıyor. Tiroid hormonları asıl olarak metabolizmayı düzenleme görevi yapsalar da, üreme fonksiyonu ve zeka gelişimi dahil pek çok rolleri var. Boyunda yer alan ve şekli kelebeğe benzeyen tiroid bezi, beyinde bulunan hipofiz bezinin kontrolünde çalışıyor. Hipofizden salgılanan TSH hormonu, tiroid bezinde T3 ve T4 olarak adlandırılan iki ana hormonun salgılanmasını kontrol ediyor. Tiroidin az çalışmasına hipotiroidi, fazla çalışmasına ise hipertiroidi deniyor. Tiroidin normal çalışıp çalışmadığını anlamak için ilk bakılacak hormon TSH’dır. Tiroid bezinin normal çalışabilmesi için besinlerle yeterli iyot alımının da olması gerekiyor.

    Tirodin az ya da çok çalışması gebe kalamama ve düşüğe neden olabilir

    Prof. Dr. Faruk Buyru, tiroid hastalıklarının herhangi bir probleme yol açmadan erkenden tedavi edilmesi gerektiğini kaydediyor. Buyru, “Tirodin az veya çok çalışması adet düzensizlikleri, adet görememe, gebe kalamama veya düşüğe neden olabilir. Son yıllarda yine tüp bebekteki başarı şansı TSH düzeyi ile ilişkilendiriliyor, çünkü TSH’nın yüksek olması başka bir problem olmasa da düzeltilmesi gereken bir sorun. Tiroidin az çalışmasının çabuk yorulma, kabızlık, soğuktan rahatsız olma, yorgunluk ve unutkanlık gibi pek çok soruna yol açıyor.En sık nedeni vücutta kendi tiroid hücrelerine karşı zararlı antikor oluşumu olarak tanımlanabilecek Hashimoto hastalığıdır. Bir diğer neden de iyot eksikliğidir. Sıklığı yüzde 2-4 kadardır, gizli hipotiroidi sıklığı ise yüzde 8’e kadar çıkmaktadır. Belirgin hipotiroidisi olan kadınlar gebe kalmakta güçlük çekerler. Tiroidi az çalışan gebelerde düşük riski artmıştır. Yine bu gebelerde tansiyon yüksekliği, bebekte düşük doğum ağırlığı, erken doğum ve bebekte zeka geriliği gibi problemler daha sık görülür. Doğum sonrası kanama riski de yüksektir. Bu annelerin doğurdukları bebekler de zeka gelişimi açısından dikkatle incelenmelidir. Zaten tüm yenidoğanlarda tiroid fonksiyonları araştırılmakta ve gerekirse çok erken dönemde tedaviye başlanmaktadır.” dedi.

    Gebelik öncesi tiroid hormonuna bakmanın çok önemli olduğunu Prof.Dr. Buyru, “Sağlıklı bir gebelik için, gizli tiroid hastalıklarını ortaya çıkartabilmek amacı ile gebelik öncesinde de TSH bakılması önerilmektedir. TSH düzeyinin 2.5 ve altında olması arzu edilir. Gebelikte ise TSH ile birlikte T4 bakılması önerilir.” diye konuştu.

    “Hipertiroidi olanların gebelik bulantı ve kusması daha fazla”

    Prof.Dr. Buyru, tiroid bezinin çok çalışması durumunda ise iştah açılmasına rağmen kilo kaybı, çarpıntı, sinirlilik ve gebelerde bulantı ve kusmanın daha fazla görüldüğünü ifade ediyor. Buyru, “Gebelerde fazla çalışan tiroid tedavi edilmezse preeklampsi olarak bilinen tansiyon yüksekliği- gebelik zehirlenmesi, bebekte gelişme geriliği, erken doğum ve bebeğin anne karnında ölüm riski artar. Gebede çarpıntı olması uyarıcı olabilir. Hipertiroidi nedeni ile ilaç kullanan gebelerde ilacın dozu iyi ayarlanmazsa, ilaçlar bebeğe geçip bebekte hipotiroidiye neden olabilir” şeklinde konuştu.

    Prof.Dr. Faruk Buyru, basitçe bir hormon kullanımının tiroid fonksiyonlarını normale dönmesini sağlayabildiğini vurgulayan Buyru, “Bir endokrin uzmanına danışarak iyot tüketimini de önerebiliyoruz. Sulardaki iyot düzeyi düşük ise günlük toz ya da tablet şeklinde iyot kullanmasını da isteyebiliyoruz. Böylelikle gebelik esnasında rastlanabilecek problemleri azaltmaya çalışıyoruz; aynı zamanda gebe kalma şansını da artırmayı amaçlıyoruz” ifadelerini kullandı.

  • İyi huylu tiroid nodüllerinde ameliyatsız tedavi yöntemi ‘Radyofrekans Ablasyon’

    Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Tıp Fakültesi Girişimsel Radyoloji Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Fahrettin Küçükay, iyi huylu tiroid nodüllerinin (Guatr) yeni ameliyatsız tedavi yöntemi “Radyofrekans Ablasyon” hakkında bilgilendirici açıklamalarda bulundu.

    “Radyofrekans Ablasyon ameliyatsız, ağrısız bir tedavi yöntemidir”

    Doç. Dr. Fahrettin Küçükay yeni tedavi yöntemi hakkında açıklamada bulunarak, “Guatrda (iyi huylu tiroid nodülleri) Radyofrekans Ablasyon tedavi yöntemi dünyada 2006 yılında başlamıştır. Radyofrekans Ablasyon ameliyatsız, ağrısız, işlem sonrasında hemen günlük hayatınıza devam edebileceğiniz, güvenli, etkili ve gittikçe popüler olan bir tedavi yöntemidir. Yöntem artık tedavi kılavuzlarında yerini almaya başlamıştır. İşlem sonrası hasta memnuniyet oranları da oldukça yüksektir. Radyofrekans Ablasyon semptomatik tiroid nodüllerinde (Ağrıya, basıya, yutkunma problemlerine, nefes darlığına, öksürüğe, tiroid hormon bozukluğuna ve kozmetik sorunlara yol açan nodüllerde) uygulanan bir yöntemdir. Bu yöntemde boyun bölgesi uyuşturulduktan sonra ultrason rehberliğinde, ince bir iğne yardımı ile tiroid dokusundaki nodüllere girilir. İğne ucundan verilen kontrollü alternatif akımla nodül içinde ısı artışı ve nodül harabiyeti sağlanır. Buna bağlı olarak nodül zaman içinde gittikçe küçülerek ortadan kaybolur” şeklinde konuştu.

    “Komplikasyon oranları oldukça düşüktür”

    Doç. Dr. Küçükkay, bu tedavi yönteminin avantajlarından da bahsederek, “Ameliyatsız bir tedavi yöntemidir. Ağrısız ve ciltte iz bırakmayan, ortalama 20 dakika süren, tedavi sonrası hemen günlük yaşamınıza geri dönebileceğiniz konforlu bir tedavidir. Komplikasyon oranları oldukça düşüktür. Nüks halinde kolaylıkla tekrar uygulanabilir. Bu tedavi yöntemi daha sonraki ameliyat dahil diğer tedavi yöntemlerine bir engel teşkil etmez. Riskleri nelerdir? Oldukça nadir olarak kanama, ses kısıklığı, nodülde parçalanma ve ağrı oluşabilir (Bunların görülme sıklığı yüzde 1’in altındadır). Böyle bir durumda gerekli müdahaleler yapılır. Tedavi olmak isteyen hastalar, üniversitemiz hastanesi, Girişimsel Radyoloji Polikliniğine başvurması halinde tedavi planlaması yapılacaktır” ifadelerini kullandı.