Etiket: Tıp

  • Rektör Eruslu: “Tıp Fakültesi Projesi Rafa Kalkmadı, Uygun Zamanı Bekliyoruz”

    Yalova Üniversitesi Rektörü Niyazi Eruslu, Tıp Fakültesi konusunun rafa kalkmadığını, sadece uygun zamanın gelmesini beklediklerini söyledi.

    Yalova Üniversitesi’ne devredilen Termal’deki Rehabilitasyon Merkezi Sağlık Meslek Yüksek Okulu olarak eğitim vermeye başladı. 330 öğrencinin eğitim verdiği binanın 2 blokunun eğitime açıldığını 3. blokun eğitime açılması için ise çalışmaların sürdüğünü dile getiren Yalova Üniversitesi Rektörü Niyazi Eruslu, “Burası Sağlık Bilimleri Fakültesi’nin altyapısını, Sağlık Bilimleri Fakültesi ise Tıp Fakültesi’nin alt yapısını oluşturacak” dedi.

    Tıp Fakültesi projesinin rafa kalkmadığını, ancak uygun zamanı beklediklerini vurgulayan Eruslu, “Sağlık Meslek Yüksekokulu açıldı. 1 ve 2. blok bitti, 3. blok için çalışmalara başlanıyor. Eylülde eğitimlerimiz başladı. Oraya bir turizm okulu yapmayı hedefliyoruz. Merkezdeki turizm bölümünün bir bölümünü de oraya taşımayı hedefliyoruz. Orada fizik tedavi, rehabilitasyon, acil tıp, sağlık işletmeciliği, yaşlı bakımı gibi alanları orada toplayacağız. Orası Sağlık Meslek Yüksekokulu olarak hizmet veriyor. Sağlık Bilimleri Fakültesi ile ilgili YÖK’e bir dosya hazırladık. İzin bekliyoruz. Ondan sonra Tıp Fakültesi için çalışmalara başlayacağız. Tıp Fakültesi’nin kurulabilmesi için şu anki kanuna göre 750 binin üzerinde bir nüfus gerekiyor. Yalova, İstanbul ve Kocaeli’nin toplam nüfusu 19 milyon 750 bin. Bu barajı da bölgesel olarak hesapladık. Fakülte için epey bir zaman gerekiyor. Bizim için imkansız yoktur, sadece zamanı vardır” diye konuştu.

  • Dünya Prematüre Günü Meram Tıp Fakültesi’nde Kutlandı

    Necmettin Erbakan Üniversitesi (NEÜ) Meram Tıp Fakültesi’nde 17 Kasım Dünya Prematüre Günü, geçen yıl taburcu olan bebekler, aileleri ve hastanede görev yapan doktorlar ile sağlık personelinin katıldığı programda kutlandı.

    17 Kasım Dünya Prematüre Günü’nün ilk defa 2008’de kutlanmaya başlandığını ve 2011’den beri bütün dünyada devam ettiğimi ifade eden NEÜ Meram Tıp Fakültesi Yeni Doğan Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Rahmi Örs, “Biz de bugün, geçtiğimiz dönemde taburcu olan bebeklerimizle beraber onları topluma en sağlıklı şekilde kazandırmanın, ailelerin çocuk sahibi olmasının mutluluğunu yaşıyoruz” dedi.

    Bir farkındalık oluşturmayı amaçladıklarını belirten Prof. Dr. Örs, “Dünya’da 10 bebekten biri prematüre doğuyor. Türkiye’de de 140 bin prematüre bebek doğuyor. Bu rakam dünyadaki pek çok ülkenin tüm doğumlarından daha fazla… Önemli bir nüfus… Ülkemizdeki gelişmeler sonrasında prematürelerin hayatta kalma oranında ciddi düzelmeler var. Şu anda bulunduğumuz ünite Türkiye’de alt yapı ve donanım olarak, çalışan personelin kalitesi, niteliği açısından oldukça üst sıralarda yer alan bir ünite” diye konuştu.

    Meram Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Ahmet Tekin ise, 35 yatak kapasiteli ünitelerinde yıllık sekiz elli hastaya hizmet verdiklerini kaydetti. Prof. Dr. Tekin, “Bu hastaların büyük bir kısmını yıllar önce kaybediyorduk ama burada çok deneyimli bir ekip sayesinde bu çocukların büyük kısmı yaşama tutunuyor” diyerek, bu hizmetin sürdürülmesine emek sarf eden herkese teşekkür etti.

    Daha sonra, geçen yıl çocukları prematüre doğan ve sağlığına kavuşan aileler gün dolayısıyla hazırlanan pastayı kesti.

    Kızının 28 haftalık ve 1 kilo doğduğunu uzun süre tedavinin ardından sağlığına kavuştuğunu dile getiren Sebahat Titiz, “Geçen sene biz ağlıyorduk bu sene hem buraya moral almaya hem de teşekkür etmeye geldik” dedi.

    Naime Dahir Ali ise, bebeğinin 2,5 ay kuvözde yattığını ancak şimdi sağlığının çok iyi olduğunu belirterek: “Buradaki personelden, herkesten Allah razı olsun” ifadelerini kullandı.

  • Tıp Fakültesi Öğrencisinden Örnek Davranış

    Hatay’ın Arsuz ilçesinde tıp fakültesi öğrencisi Hüseyin Güven, ikamet ettiği mahallede halkın entelektüel düzeyini yükseltmek ve çocukları internet kafelerden uzaklaştırmak için kütüphane açtı.

    Gezi Parkı olaylarında hayatını kaybeden Ali İsmail Korkmaz’ın adına kurulan bir vakıftan kitap ve bilgisayar desteği alan Mustafa Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi Hüseyin Güven, Arsuz Belediyesi’nin de yer tahsisi ile ikamet ettiği Madenli Mahallesi’nde kütüphane açtı. Tek amacının halkın entelektüel düzeyini yükseltmek ve çocukları internet kafelerden uzaklaştırmak olduğunu söyleyen Güven, “Kütüphaneyi açtığımız günden bu yana aileler de bize destek gösterip çocuklarını kitap okumaları için kütüphaneye gönderiyorlar. Burası yalnız kütüphane olmayacak. Edebiyat söyleşileri, konferanslar gibi sosyal aktiviteler de yapacağız” dedi.

    Yeni açtıkları kütüphanelerinde masa, sandalye ve raf eksiği bulunduğunu belirten Hüseyin Güven, hayırseverlerden yardım beklediklerini kaydetti.

  • Bakan Topçu: “Dünya Markası Olabilmemiz İçin Bu Tip Yapıtlara İhtiyaç Var”

    Kültür ve Turizm Bakanı Yalçın Topçu TRT 1 televizyonunda yayınlanan “Diriliş: Ertuğrul” isimli dizi için Beykoz’da oluşturulan film platosunu ziyaret etti. Dizinin çekildiği mekanları dolaşan Bakan Topçu, oyuncularla sohbet ettikten sonra yönetmen koltuğuna oturarak sahne çekimini izledi.

    Kültür ve Turizm Bakanı Yalçın Topçu TRT 1 televizyonunda yayınlanan “Diriliş: Ertuğrul” isimli dizinin Beykoz’daki setini ziyaret etti. Ziyaret kapsamında Beykoz Kundura Fabrikası’ndaki alana gelen Bakan Topçu’yu, yetkililer karşıladı. Karşılamanın ardından Topçu, dizinin çekimlerinin yapıldığı setleri ziyaret ederek yetkililerden bilgi aldı. Dizinin yönetmenleri eşliğinde tek tek gezilen her mekanda Bakan Topçu incelemelerde bulundu.

    İncelemelerin ardından basın mensuplarını sorularını yanıtlayan Bakan Topçu, “Küresel marka yolunda bir sanat eserimizin çekim mekanından olmaktan gerçekten Kültür ve Turizm Bakanı ve aynı zamanda medeniyet dünyamızın bir vatandaşı olarak çok gururlu ve onurluyum. Bu dizimiz gösterime başladığından bu yana gerçekten ciddi bir hayran kitlesi ve izleme almakta. Bunu biliyorum, çünkü takip eden hayranlardan birisi de benimdir. Böyle olmasının nedeni oyuncularından senaristine yapımcısına ve tabiî ki bunu gösterime sunan TRT’nin birer marka olmasıdır. Marka oyuncularla bu iş yapılıyor. Gerçekten çok ciddi bir senaryo yazılmış, yönetmen müthiş, kameramanlar, figüranına kadar her şey müthiş durumda. Böyle ciddi bir ekip, ciddi bir sonuç çıkartıyor” dedi.

    “DÜNYA MARKASI OLABİLMEMİZ İÇİN BU TİP YAPITLARA İHTİYAÇ VAR”

    2004 yılında Türkiye Cumhuriyeti devletinin bu dizi ve film sanayisinden kazandığı para sadece 10 bin dolardır” diyen Bakan Topçu, “Şuan da geldiğimiz noktada hamdolsun 200 milyon dolardır. Ben Kültür ve Turizm Bakanı olarak sinemaya bu yıl için bakanlıktan bir katkıda bulundum. Gönlüm bundan daha fazla katkıda bulunmak ister. Çünkü şunun farkındayım gerçekten sinema sektörü veyahutta dizi görsel sahne oyunları, bunlar hem turizm gelirlerinin artmasına kültürleşmeye katkıda bulunuyor. Buradan Türkiye Cumhuriyeti devletine ve 64. Hükümete de sesleniyorum. Enerjimizi turizme, sinema sektörüne ve sahne oyunlarına yani ülkemizi, kültürümüzü, değerlerimizi dünyaya açacak yerlere yatırmamız doğru bir yatırım olur. Bizim kültür ve turizm değerlerimiz dünya markası olabilmesi, alıcısının olabilmesi için bu tip yapımlara, sanatçılara ve bunların arkasında durmaya devlet olarak bunları desteklemeye cidden çok ihtiyaç vardır” ifadelerini kullandı.

    “SULTAN ALPARSLAN’IN MEZARI BULUNACAK, HAYATI İÇİN ORTAK BİR FİLM HAYATA GEÇECEK”

    Bir hayallerinin olduğunu kaydeden Bakan Yalçın Topçu, “Atamız Alparslan’ın inşallah mezar yeri, TİKA’nın anavatanımızdaki çalışmalarıyla neticelenmek üzeredir. Sayın genel müdürle yaptığımız Türkmenistan ziyaretinde de Başbakan kendi heyeti huzurunda bizlere söz verdiler. Bu kayıtlara ve notlara geçti. Sonrasında biz Sultan Alparslan’ın hayatıyla ilgili bir ortak Türkmen-Türk ortak yapımı dizi olmasını söyledik. Kendisi tekrar bana döndü ve dedi ki, bana 2 söylediniz. Sultan Alparslan’ın mezarının bulunmasıyla ilgili çalışmalar emir verdim, hızlanacak. Ortak bir dizi dediniz, onu da söyledim bu da hayata geçecek. Şimdi onların tarafsızlık bayramı var. Sayın Cumhurbaşkanı ve Başbakanımız büyük ihtimalle orada olacaklardır. Biz de şahsen davetliyiz, orada olacağız. İnşallah Sultan Alparslan’ın hayatıyla ilgili bir dizi de sizlere TRT’ye ve bu ekibe nasip olur” diye konuştu.

    Bakan Topçu açıklamalarının ardından çekimleri devam eden dizinin bir sahnesi için yönetmen koltuğunda oturdu. Dizi yönetmeni ve görüntü yönetmeninin de eşlik ettiği Bakan Topçu, çekimler hakkında bilgi alarak dizi hakkında yorumlarda bulundu. Ardından önceden hazırlığı tamamlanan sahnenin çekimlerine geçildi. Dizideki bir sahnenin çekimini Bakan Topçu bizzat yönetmen koltuğundan takip etti. Sahnenin çekildiği esnada dizinin başrol oyuncusu Engin Altan Düzyatan da, Bakan Topçu’nun ile tokalaştı. Tokalaşmanın ardından Düzyatan da Bakan Topçu’ya eşlik ederek sahnenin çekimlerini ekrandan takip etti.

    Sahnenin çekilmesinin ardından platodaki incelemelerine devam eden Bakan Topçu, dizide kullanılan kılıç, kalkan ve baltaları da inceledi. İncelemelerinin ardından dizinin medrese bölümünün çekiminin yapıldığı seti de gezdi. Burada Bakan Topçu’ya dizide oyuncuların kullandığı bir eşyada hediye edildi. Bakan Topçu kendisine hediye edilen eşyayı da başına taktı. İncelemelerinin ardından dizi ekibi ile Bakan Topçu hatıra fotoğrafı çektirdi.

  • ERÜ Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı Ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ekrem Ünal:

    Erciyes Üniversitesi ile Talas Belediyesi tarafından ortaklaşa ‘Nadir Çocukluk Çağı Hastalıklarının Resimlerle Tanıtım Sergisi’ düzenlendi. Sergide konuşan Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ekrem Ünal, “Türkiye’de yaklaşık 4 bin çocuğun nadir görülen hastalıklardan mağdur olduğunu biliyoruz” dedi.

    Sabancı Kültür Sitesinde düzenlenen sergiye Erciyes Üniversitesi Rektör Vekili Hamza Çakır, İl Sağlık Müdürü İsmail Kılıç, Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ekrem Ünal, öğrenciler ve davetliler katıldı. Sergide konuşan Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ekrem Ünal, “Bizim buradaki amacımız çocukluk çağında görülen nadir hastalıklara toplumun dikkatini çekmek. Bunlar tıbbın yetimleri olarak addediliyorlar. Çok nadir görüldüğü için milletin dikkatinden çıkıyor. Biz doktorlar ve hastalar bunun çok büyük sıkıntısını çekiyoruz. Dünyada çok sayıda hastanın bu hastalıklardan mağdur olduğu, bunların tedavilerinin altyapılarının bilinmediğini biliyoruz. Türkiye’de yaklaşık 4 bin çocuğun nadir görülen hastalıklardan mağdur olduğunu biliyoruz. Burada bunun bilincine varılması için bu sergimizi açtık” diye konuştu.

    Sergiye hastaları olan Mehmet Öztürk’ün de katıldığını belirten Ünal, “Mehmet’in hastalık teşhisinde Almanya’da Münih Üniversitesi ile birlikte ortaklaşa çalışma yapılarak hastalığın tanısı konulup arkasından kemik iliği nakli yapılarak kendisi hayat tutundu. Artık düzenli olarak kan alma alışkanlığından kurtuldu. İşte bizde bunların anlatılması için bu sergiyi kurduk” ifadelerini kulandı.

    Primer İmmün yetmezliği ile doğan ve bu hastalık nedeniyle kemik iliği nakline ihtiyaç duyan Mehmet Öztürk’te (4) sergiye babası Mustafa ve annesi Beyhan Öztürk ile birlikte katıldı. Sergide konuşan Mehmet Öztürk’ün babası Mustafa Öztürk, “Bizim çocuğumuzun vücudunda sürekli morarmalar ve çocuğumuzun kanaması olduğu zaman kanamanın durmaması gibi sorunları vardı. Şuanda sağlığı çok şükür iyi. Bizim bir isteğimiz var. Bizim çocuklarımıza bakım aylığı bağlanmıyor. Devlet büyüklerimizden bu şekilde hasta olan çocuklara aylık bağlanmasını talep ediyoruz. Çocuğumuzun hastalığı ile mücadele ediyoruz. İlik nakli oldu ama arkasından ne çıkacağı belli değil. Naklin bitmesine 3 ay kaldı. Sonuç ne getirir bilemiyoruz. İnşallah iyi olacak” şeklinde konuştu.