Etiket: Tıp

  • Samsun’da “Tip 2 Diyabet Ve Metabolik Cerrahi Sempozyumu” Yapılacak

    Samsun Büyük Anadolu Hastaneleri tarafından 26 Aralık Cumartesi günü “Tip 2 Diyabet ve Metabolik Cerrahi Sempozyumu” düzenlenecek.

    Samsun Büyük Anadolu Hastaneleri Metabolik Cerrahi ve Obezite Merkezi ile Metabolik Cerrahi Derneği’nce 26 Aralık 2015 Cumartesi günü Sheraton Otel’de düzenlenecek olan “Tip 2 Diyabet ve Metabolik Cerrahi Sempozyumu” için Samsun Büyük Anadolu Hastaneleri, Kurumsal İlişkiler ve İş Geliştirme Müdürü Fatih Esen, basın mensuplarıyla bir araya geldi.

    Atamed Teşhis Merkezi’nde düzenlenen basın toplantısında konuşma yapan Samsun Büyük Anadolu Hastaneleri, Kurumsal İlişkiler ve İş Geliştirme Müdürü Fatih Esen, konuşmasına 19 Kasım tarihinde menfur bir hadise sonucu görevi başındayken hayatını kaybeden Opr. Dr. Aynur Dağdemir’i anarak başladı. Esen, “Samsun Büyük Anadolu Hastaneleri Metabolik Cerrahi ve Obezite Merkezi ile Metabolik Cerrahi Derneği tarafından 26 Aralık 2015 tarihinde saat 14.00’te Samsun Sheraton Oteli’nde gerçekleştirilecek olan ‘Tip 2 Diyabet ve Metabolik Cerrahi Sempozyumu’ gerçekleştireceğiz. Programımızda Samsun Büyük Anadolu Hastaneleri Genel Cerrahi, Obezite ve Metabolik Cerrahi Uzmanı Opr. Dr. Muzaffer Al, Metabolik Cerrahi Derneği Başkanı Doç. Dr. Alper Çelik ve İstanbul Medeniyet Üniversitesi’nden Prof. Dr. Aytekin Oğuz birer sunum yapacaklar. Sunumlarında, diyabetin güncel durumu, tip 2 diyabet ve metabolik sendrom, metabolik cerrahinin temel konsepti gibi konular üzerine konuşmaları olacak. Toplantımız soru önerileri, plaket sunumu ve gala yemeği ile son bulacak. Programda ayrıca hastanemizde gerçekleştirilecek olan tip 2 diyabet TB+SG metabolik cerrahi ameliyatının da videosu ayrıntılı bir şekilde akademisyenler tarafından gösterimi yapılacak” dedi.

    Sempozyumun Samsun, Sinop, Tokat, Amasya, Ordu, Giresun, Trabzon ve Rize illerinde görev yapan dahiliye, endokrinoloji doktorları ile Samsun’da bulunan aile hekimlerinin katılımlarıyla birlikte yapılacağını ifade eden Esen, “Sempozyumda tip 2 diyabetin artık çaresinin olduğu, yüzde 90’lara varan başarılı sonuçlar alındığı ifade edilecek. İnsanlar bu hastalığı obezite ile karıştırıyor bir anlamda verilen bilgilerle buda ortadan kalkacak. Bu ameliyatın Samsun Büyük Anadolu Hastanelerinde metabolik cerrahi merkezinde son teknolojiyle başarılı bir şekilde yapıldığının bilgisini bölgemizde ve tüm Türkiye de algısının oluşmasını sağlamak. Bu sempozyumumuzda Samsun Büyük Anadolu Hastanelerinin tip 2 diyabet ve metabolik cerrahi konusunda merkez olduğu anlatılacak ve yapılan çalışmalar hakkında sunumlar yapılacak. Hastanemiz adına konuyla ilgilenen hekim arkadaşlarımızı davet ediyorum” diye konuştu.

    “Tip 2 Diyabet ve Metabolik Cerrahi Sempozyumu” 26 Aralık Cumartesi günü saat 14.00’te başlayacak.

  • TİKA’dan Kosova Adli Tıp Ajansı’na Cihaz Desteği

    Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA), Kosova Adli Tıp Ajansı’na uluslararası standartlara ulaşmasını sağlayan cihaz desteğinde bulundu.

    Kosova’nın çok yönlü kalkınmasına önemli destekler sağlayan Başbakanlık Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) önemli bir projeye daha imza attı. TİKA, Kosova Adli Tıp Ajansı’na uluslararası standartlara ulaşmasını sağlayan cihaz desteğinde bulundu. Bu kurumun teknik kapasitesinin üst düzeye çıkarılmasını sağlayan cihazlar, Kosova Adli Tıp Ajansı Olay Yeri İnceleme laboratuvarları merkezinde düzenlenen törende teslim edildi.

    Törene Kosova ve Türkiye’den temsilcilerin yanı sıra uluslararası alanda üst düzey yetkililer de katıldı. Konuklara, laboratuvarda uzmanlar tarafından TİKA’nın sağladığı cihazların tanıtımı yapıldı. Tatbik edilmesi ilgiyle izlenen cihazların hem önemi hem de fonksiyonları anlatıldı. TİKA’nın sağladığı cihazlar sayesinde Kosova Adli Tıp Ajansı’nın 3 laboratuvarına Uluslararası Standardizasyon belgesi verildi.

    Törende konuşan Kosova İçişleri Bakanı Skender Hyseni, Kosova Adli Tıp laboratuvarlarının uluslararası standartları yakalamasında Türk Hükümeti ve TİKA’nın sağladığı desteklerle çok önemli rol oynadığını belirterek, Türkiye Hükümeti ve TİKA’ya teşekkürlerini ifade etti.

    Türkiye’nin Priştine Büyükelçisi Kıvılcım Kılıç da törende yaptığı konuşmada, Kosova’da Adli Tıp gibi kurumların güçlenmesini önemsediklerini belirterek, Türkiye’nin Kosova’yı her alanda desteklemeyi sürdüreceğini kaydetti.

    Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Kosova Misyonu şefi Büyükelçi Jean-Claude Schlumberger, içinde Olay Yeri İnceleme Ajansı’nı da barındıran Kosova Adli Tıp Ajansı laboratuvarlarının akredite edilmelerinde, TİKA’nın bağış yaptığı cihazların da önemli katkı sağladığına vurgu yaptı. Tören, Kosova Adli Tıp Ajansı Müdürüne standardizasyon belgesinin takdim edilmesiyle sona erdi.

    Türkiye’nin Priştine Büyükelçisi Kıvılcım Kılıç İHA mikrofonlarına yaptığı açıklamada, Adli Tıp’ın özellikle adalet sistemi, hukuk sistemi açısından çok önemli bir kurum olduğunu ve bu kuruma katkı sağlamış olmaktan Türkiye ve TİKA olarak çok büyük mutluluk ve onur duyduklarını ifade etti. Büyükelçi Kılıç, “Kosova gibi yeni kurulmuş ama 7-8 senelik genç cumhuriyet olmasına rağmen kurumlarını geliştirme, demokrasisini oturtma, kurumsallaşma yolunda önemli adımlar atmış bir ülkede, en önemli kurumlardan birisinin de Adli Tıp Kurumu olduğunu düşünüyoruz” ifadesini kullandı.

    TİKA Kosova Koordinatörü Eyüp Yavuz Ümütlü ise Kosova Adli Tıp Ajansı için çok önemli bir gün olduğunu kaydederek, “Burada iki etkinlik yapıldı. Birisi, Adli Tıp Ajansı’nın 3 laboratuvarı akredite edildi, uluslararası standartlarda olduğu belgelendi. Akreditasyon çerçevesinde laboratuvarların akredite edilmesi için çok kritik bir cihaz vardı. Alternatif Işık Kaynağı dediğimiz bu cihaz sayesinde parmak izi, bir çok cismin incelenmesi ve bilimsel kanıt olarak kullanılmasını sağlayan cihaz, bu cihazlar eksikti. Bu hem akreditasyon için gerekli hem de mahkemeye bilimsel bir kanıt sunabilmek için çok kritik bir cihazdı. Bu cihazı sağladık” ifadelerini kullandı. Kosova’yı bir çok alanda desteklediklerini kaydeden Ümütlü, “Bu da ne kadar farklı alanlarda Kosova’yı desteklediğimizi gösterdiğimiz bir etkinlik olduğunu düşünüyorum” dedi.

    TİKA, Kosova’da halkın büyük takdirini kazanan eğitimden tarımcılığa kadar projeleri hayata geçiriyor.

  • Turgut Özal Tıp Merkezi Bir İlki Daha Başardı

    Malatya’da siroz hastalığı ile kalp kapağı darlığı şikayeti bulunan Mardinli Şeyhmus Özgün, tavi yöntemiyle kalp kapağı darlığı tedavi edildikten sonra karaciğer nakli sonrası sağlığına kavuştu.

    Mardinli 66 yaşındaki Şeyhmus Özgün’e 1971 yılında siroz hastalığı teşhisi konuldu. Bununla birlikte kalp kapağı darlığı sorunu bulunan Özgün, hastalıklarının tedavisi için yurt içi ile yurt dışında birçok hastaneye başvurdu. Yaşaması için acilen karaciğer nakli yapılması gereken Şeyhmus Özgün’e, kalp kapağındaki darlıktan dolayı pek çok hastane tarafından bunun olamayacağı söylendi. Hastanın hayatı İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi’ne başvurması ile kurtuldu.

    İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi Kardiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ramazan Özdemir, hastanın karaciğerindeki yetmezlik nedeni ile pek çok yan rahatsızlığı olduğunu belirtti. Hastanın kanamaya eğilimi nedeniyle kalp ameliyatının çok riskli olduğunu anlatan Özdemir, şöyle devam etti:

    “Ameliyat masasında ölebilirdi. Hastamız değişik şehirlerde birçok hastaneye gitmiş, ameliyat olamazsın denilerek geri gönderilmiş. Ancak merkezimizin en büyük avantajı hem Tavi işlemi, hem de karaciğer naklinin aynı merkezde yapılabiliyor olması. Hastamıza önce tavi işlemini uyguladık 10 gün sonrada karaciğer nakli oldu. Bu hastamız tıp literatüründe bir ilk, Tavi+karaciğer nakli yapılan ilk hasta, bu hastamızın bir özelliğiyle daha var. Tavi yöntemi ameliyatı riskli olan hastalara uygulanıyor. Kapak hastalıklarının ana tedavisinin cerrahi veya damar yoluyla girilerek kapak değişimi yapılması olduğunu kaydediyor.”

    Prof. Dr. Ramazan Özdemir tavi yöntemini 2013 yılından beri uyguladıklarını ifade etti.

    Malatya İnönü Üniversitesi Karaciğer Nakil Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Sezai Yılmaz ise sağlık açısından son derece sıkıntılı olan hastanın sağlığına kavuştuğunu dile getirdi. Yılmaz, “Hastanemize başvuran karaciğer hastalarının birçoğu yaşlı ve kalp rahatsızlıkları da olan kişiler. Bu özelliklerinden dolayı birçok hastaya karaciğer nakli yapamıyoruz. Çünkü böyle bir ameliyatı kaldıramıyorlar. Bu hastamız geldiğinde sağlık açısından son derece sıkıntılıydı. İlk önce tavi yöntemiyle kalp kapağı şikâyeti çözüldü. Bize sorunsuz bir hasta verdiler. Biz karaciğer nakli gerçekleştirdik. Şu anda hastamız gayet iyi durumda.

    Şeyhmus Özgün ise “Kendimi çok iyi hissediyorum. 1971 yılından siroz rahatsızlığım vardı. Birçok ilde hastanelere gittim. Suriye’ye bile gittim tedavi olmak için. En sonunda buraya geldim. İntihar etmeye bile giriştim. Ancak çare bulamamıştım. Hocalarıma teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.

  • Tıp Fakültesi Öğrencilerine Önlük Giydirildi

    Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Tıp Fakültesi’nde geleneksel hale gelen önlük giydirme töreni yapıldı.

    YYÜ Tıp Fakültesi’nde düzenlenen törenle birinci sınıf öğrencilerine önlük giydirildi. Tıp Fakültesi Toplantı Salonu’nda yapılan ve öğrenci velilerinin de katıldığı törende konuşan YYÜ Rektörü Prof. Dr. Peyami Battal, tıp fakültesinin kurulduğu günden beri bölgeye, ülkeye hizmet ettiğinin altını çizerek, “Fakültemiz bunların yanında yurt dışında da önemli görevler ifa eden bireyler yetiştirmeye devam etmektedir. YYÜ artık ülkemizde ve yurt dışında da ismini duyuran bir üniversite haline gelmiştir” dedi.

    Öğrenci velilerine de seslenen Rektör Battal, “Çok iyi bir üniversitede ve çok iyi bir fakültede bulunuyor çocuklarınız. Bundan dolayı mutlu olabilirsiniz. Öğrencilerimiz her dakika gerek telefonla gerek sosyal medya üzerinden rahatça bize ulaşabiliyor. Değerli veliler bu konuda da müsterih olun. Çocuklarınız önlük giyme töreniyle birlikte artık gelecekteki hayatlarına ilk adımı atmış olacak. YYÜ ailesinin bir ferdi olan öğrencilerimizi kutluyorum. Fakültemiz hem hocalar bakımından çok iyidir hem de donanım bakımından çok modern bir fakültedir. Önlük giyme töreninin hayırlara vesile olmasını diliyorum” diye konuştu.

    Konuşmanın ardından fakülteye LYS puan sıralaması bakımından birinci olarak yerleşen öğrencilere YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç’ın imzası bulunan teşekkür belgesi Rektör Battal tarafından verildi. Ardından öğrencilere önlükleri Rektör Prof. Dr. Peyami Battal, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Faik Öner, Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Tuncer ve akademisyenler tarafından giydirildi.

  • Şifa Üniversitesi Rektörü, Tıp Merkezlerinin Kapatılması Kararını Değerlendirdi:

    Şifa Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Mehmet Ateş, üniversiteye bağlı 9 tıp merkezi için YÖK’ün verdiği kapatma kararını değerlendirdi. Ateş, ‘’Bu işlem savcılık ya da mahkemelerce yapılan bir operasyon, işlem değildir. Kapatma işlemleri üniversitemizin eğitim faaliyetlerini değil yalnızca sağlık uygulama ve araştırma merkezinin ek binaları ile ilgilidir. 5 ilde, tıp fakültesi bulunan 23 vakıf üniversitesini ilgilendirmiş olmasına rağmen Türkiye’de sadece İzmir İl Sağlık Müdürlüğü ve İzmir Valiliği tarafından uygulamaya konulmuştur’’ dedi.

    İzmir İl Sağlık Müdürlüğü’nün Valilik oluru ile ‘eğitim yapılmadığı ve sadece sağlık hizmeti verildiği’ gerekçesi ile Şifa Üniversitesi’nin 9 hastane ve polikliniğine ilişkin işlemi ile ilgili Şifa Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Ateş basın toplantısı düzenledi. Şifa Üniversitesi Bornova Eğitim Araştırma Hastanesi’de gerçekleştirilen basın toplantısında konuşan Rektör Ateş, medyaya 11-12 Aralık 2015 tarihinde yansıyan üniversitenin sağlık uygulama ve araştırma merkezinin ek binalarının kapatılması süreci adli bir süreç olmayıp tamamıyla idari bir süreç olduğunu belirterek, ’’Bu işlem savcılık ya da mahkemelerce yapılan bir operasyon, işlem değildir. Kapatma işlemleri üniversitemizin eğitim faaliyetlerini değil yalnızca sağlık uygulama ve araştırma merkezinin ek binaları ile ilgilidir. Bu uygulamaya dayanak teşkil eden YÖK Yürütme Kurulu Kararı Türkiye’deki sağlık eğitimi veren, tıp fakültesi, uygulama merkezi, semt poliklinikleri bulunan tüm vakıf üniversitelerini kapsamaktadır. YÖK’ün 04.11.2015 tarih 228 sayılı “semt poliklinikleri” konulu kararı doğrultusunda yapıldığı iddia edilen uygulama ülkemizin 5 ilinde, tıp fakültesi bulunan 23 vakıf üniversitesini ilgilendirmiş olmasına rağmen Türkiye’de sadece İzmir İl Sağlık Müdürlüğü ve İzmir Valiliği tarafından uygulamaya konulmuştur’’ dedi.

    YÖK’ÜN BİLGİSİ VARDI

    Bornova Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin 11 Mayıs 2011 YÖK Yürütme Kurulu Kararı ile kurulduğunu ifade eden Şifa Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Ateş, ’’Üniversitemiz bünyesinde yer alan Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Tıp Fakültesi, Diş Hekimliği Fakültesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi ve Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulunda, 2015-2016 eğitim öğretim yılı itibariyle 2 bin 663 öğrenci lisansüstü, lisans ve ön lisans programlarında kayıtlı olarak “akademik sağlık eğitimi” görmektedir. Bu kadar çok sayıda öğrenciye İzmir’de 8 ayrı yerde bulunan ek binalarımızda kaliteli bir eğitim verebilmek amacıyla gerekli sınıf akademisyen istihdamı sağlanmıştır. Tüm bu gelişmeler YÖK’ün bilgisi dahilindedir’’ dedi.

    EK BİNALARDA YÜRÜTÜLEN FAALİYETLER İÇİN İZİN BAŞVURUSUNDA BULUNULDU

    Şifa Üniversitesi’nin her yıl YÖK tarafından denetlendiğini dile getiren Ateş, ’’Denetleme raporlarında ek binalarda verilen sağlık ve eğitim hizmetleri detaylı olarak irdelendiğini, kapatılan ek binalar bugüne kadar YÖK tarafından da Bornova Uygulama ve Araştırma Merkezi’mizin bir parçası olarak kabul edildiğini ileri sürdü. Ek binaların uygulama merkezlerinin bir parçası olup olmadığı sorusunun cevabı 8 Ağustos 2014 YÖK Yürütme Kurulu Kararı ile verildiğini ifade eden Ateş, ‘’Bu kararda ‘eğitim verilen tüm alanların uygulama merkezinin parçası olduğu’ kabul edilmektedir. 04.11.2015 tarihli YÖK Yürütme Kurulu toplantısında 2014 yılında alınan ek binaların uygulama merkezinin parçası sayıldığına dair kararın kaldırılmasına, semt polikliniklerinin faaliyetlerinin sona erdirilmesine, kapatma işlemlerinin tamamlanarak karardaki şartlara uygun olarak faaliyet gösterecek ek hizmet binalarının izin alınmak üzere 06.12.2015 tarihine kadar YÖK Yürütme Kurulu’na bildirilmesine karar verilmiştir. Bu karar doğrudan doğruya tüm vakıf üniversitelerine iletilmiştir. Üniversitemiz bu yazı üzerine, 594 sayfadan oluşan 04.12.2015 tarihli cevabi yazımız ile ek binalarımızda yürütülen eğitim öğretim faaliyetleri, çalışan akademisyen sayısı, akademisyenler nezaretinde yapılan uygulama ve stajlar, öğrenci sayısı, derslik kapasitesi, sosyal alanlar detaylı olarak belgeleriyle birlikte açıklanarak izin başvurusunda bulunmuştur’’ dedi

    TUTANAKLARA HER ŞEY GEÇTİ

    Üniversitenin ek hizmet binalarını İzmir Valiliği ve İl Sağlık Müdürlüğüne iletildiğini iddia eden Şifa Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Ateş, ‘’Bu bilgilendirmelere rağmen İzmir İl Sağlık Müdürlüğü 07.12.2015 tarihinde üniversitemize yazı yazarak ‘Ek hizmet binaları ile ilgili Yükseköğretim Kurulu Başkanlığına herhangi bir başvurunun olup olmadığı, alınmış izin belgesi var ise izin belgesinin bir örneğinin 09.12.2015 saat 13.00’e kadar müdürlüğümüze iletilmesi’ istenmiştir. İl Sağlık Müdürlüğü’nün bu yazısı üzerine 08.12.2015 tarihinde, ek hizmet binaları ile ilgili izin başvurumuzun 04.12.2015 tarihinde ekleri ile birlikte Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı’na sunulduğu bildirilmiştir.İl Sağlık Müdürlüğü bu yazımız kendilerine ulaşmasına rağmen 09.12.2015 tarihinde saat 13.15’de başlamak üzere, haber vermeden, tüm ek binalarımıza durum tespiti yapmak üzere ekiplerini göndermiştir. Yapılan incelemelerde, denetlenen ek binalarda eğitim faaliyetlerinin yürütüldüğü bizzat İl Sağlık Müdürlüğü ekipleri tarafından tespit edilmiş, öğrenci isimlerine kadar tutanaklara geçirilmiştir. Görüldüğü üzere bu binalar gerçekten eğitim faaliyetlerinde kullanılmakta olup İl Sağlık Müdürlüğü tarafından da bu durum tescil edilmiştir. Durum tespiti için gelen ekiplere hiçbir yerde zorluk çıkarılmamış, görmek istedikleri her yer açılarak gösterilmiştir. Buna rağmen İl Sağlık Müdürlüğü, valilik oluru ile ek binaların kapatılmasına karar vermiş, kapatma işlemini polis marifetiyle gerçekleştirmiştir. Yaşanan bu süreç adli bir süreç olmamasına rağmen, idarenin çok sayıda polis ile kapatma işlemine gelmesi vatandaşlar üzerinde bunun bir operasyon olduğu algısı oluşmasına neden olmuştur’’ diye konuştu.

    TÜRKİYE’DEKİ TÜM VAKIF ÜNİVERSİTELERİNİ KAPSIYOR

    Bu olayın idari idari işlem olduğunu ve Türkiye’deki tüm vakıf üniversitelerini kapsadığını ifade eden Ateş, ’’İzmir’de faaliyet gösteren başka bir vakıf üniversitesinin de iki ayrı uygulama merkezi aynı gün aynı işlemler sonucunda kapatılmıştır. Hatalı olduğuna inandığımız bu işlemin bir an evvel düzeltilmesi gerekmektedir. Aksi halde yaklaşık bin 500 çalışan, eğitim faaliyetlerinin aksaması nedeniyle öğrencilerimizin, sağlık hizmeti bekleyen çok sayıda randevulu hastanın mağdur olacak’’ dedi