Etiket: Ticarette

  • Büyükekşi: “Dış Ticarette Hedefimiz TL Kullanımını Artırmak”

    TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, Türkiye ihracatının bu yıl geçen yıldan daha düşük bir düzeyde gerçekleşmesini beklemediklerini kaydederek “Amacımız fiyatlardaki gerilemeyi, miktar artışı ile telafi edip 2016 ihracatını daha yukarılara taşımak” dedi.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Şili, Peru ve Ekvator’a gerçekleştirilen resmi ziyarete katılan Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, hem geziye hem de ihracata yönelik değerlendirmelerde bulundu. Türkiye ihracatının 2016 yılında geçen yıldan daha düşük bir düzeyde gerçekleşmesini beklemediklerini kaydeden Büyükekşi, “İhracatçılarımız bu yıl daha fazla üretip daha fazla ihraç edecek. Yılsonunu nasıl kapatacağımız fiyat gelişmelerine ve sorunlu ülkeler ile ticaretimize bağlı olacak. TİM olarak beklentimiz, hammadde ve petrol fiyatlarındaki gerilemenin bu yıl dengeleneceği şeklinde. Biz ise daha fazla üretip daha fazla ihracat yapacağız. Amacımız fiyatlardaki gerilemeyi, miktar artışı ile telafi edip 2016 ihracatını daha yukarılara taşımak. Bunun için Hükümetimizin de desteğine ihtiyacımız var. Şu anda kapsamlı bir paket üzerinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz” diye konuştu.

    Büyükekşi, “Önceki yıllarda ihracatımızın yüzde 1’inden de azını TL ile yaparken, 2015 yılında ihracatımızın yüzde 4,2’si TL ile gerçekleştirildi. Diğer taraftan 2015 yılında toplam ihracatımızın yüzde 47,2’si dolar, yüzde 44,6’sı avro, yüzde 4,2’si TL, yüzde 3,4’si sterlin ile gerçekleştirildi. Dış ticaretimizde TL’nin kullanımını daha üst seviyelere çıkarmak öncelikli hedeflerimiz arasında yer alıyor. Ekonomi Bakanımız yabancı muhataplarıyla görüşmelerinde her mecrada bu konuyu dile getiriyor. Ülkemiz için kritik öneme sahip bazı ülkelerle TCMB’nin de desteği ile TL kullanımının artmasını amaçlıyoruz” dedi.

    EMTİA ÜLKELERİ OLUMSUZ ETKİLENDİ

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın vizyonu ile uygulamaya konulan Afrika Stratejisi kapsamında Etiyopya, Gana, Cibuti, Latin Amerika’da Meksika, Kolombiya, Küba gibi ülkeleri ziyaret ettiklerini hatırlatan Büyükekşi, ayrıca Körfez bölgesinde Suudi Arabistan, Katar, Umman, Kuveyt, İran gibi ülkelere giderek ihracatçıların sorunlarını ilgili makamlara ulaştırdıklarını söyledi. Emtia ihracatçısı ülkeler olan Şili, Peru ve Ekvator’a yapılan ziyaretlerin ihracata olumlu etkilerinin olmasını beklediklerini ifade eden Büyükekşi, “Bu üç ülke son iki yılda emtia fiyatlarındaki düşüşten olumsuz etkilendi ancak bizler bu bölge ile ticaretimizi geliştirmek zorundayız” ifadelerini kullandı.

    TİM olarak hem Cumhurbaşkanı hem Başbakan ile ihracatçıları dünyaya taşımaya ve onlara yeni pazar fırsatları sunmaya devam edeceklerini kaydeden Büyükekşi, “İhracat yelpazesinin gelişimi için bu yıl da dünya ekonomisinin yarısını, dünya ticaretinin üçte birini temsil eden 34 ülkeye ticaret heyeti düzenlemeyi planlıyoruz. Gittiğimiz ülkelerde ikili ticari ilişkilerimizi kazan-kazan prensibinde maksimum seviyelere taşıyarak, ülkemiz potansiyelini ve gücünü bütün dünyaya anlatmayı amaçlıyoruz” diye konuştu.

    SON BEŞ YILDA 98 HEYETLE YURTDIŞI ZİYARETİ YAPILDI

    TİM olarak Türkiye’nin ihracatını artırmak için sürekli hareket halinde olduklarını ve bu yıl da aynı azim ve kararlılıkla yola devam edeceklerini söyleyen Büyükekşi, “İhracatçılarımız yüzlerini tüm dünyaya çevirdi. Küresel ekonomideki durgun trend ve bölgemizdeki istikrarsızlık aktif olmamızı gerektiriyor. Biz dışa açık bir ülkeyiz, ikili ticari ve ekonomik ilişkilerimizi geliştirmek için aktif bir politika izliyoruz. TİM olarak, küresel krizi izleyen 2010-2015 yılları arasında toplam 8 Cumhurbaşkanlığı heyeti, 13 Başbakanlık heyeti, 40 Ekonomi Bakanlığı heyeti, 37 TİM-THY heyeti gerçekleştirdik. Toplamda 3 bin 500 işadamımız ile 98 heyet gerçekleştirdik. Gerçekleştirdiğimiz ziyaretlerle, dünya nüfusunun yüzde 75’ine, dünya ticaretinin neredeyse yüzde 90’ına ulaştık” dedi.

    Büyükekşi, geçen yıl gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin zayıf büyüme performansının küresel ihracat ve ithalattaki canlılığı da negatif etkilediğini, dünya ticaretinin yaklaşık yüzde 12’sinin daraldığını, buna paralel Türkiye’nin ihracatının geçen yıl yüzde 8,7 azalarak 143,9 milyar dolar olduğunu hatırlattı. Bununla birlikte 239 ülke ve bölgeye ihracat gerçekleştirdiklerini, 60 ülkeye ihracatın arttığını vurgulayan Büyükekşi, 80 ilin ihracat yaparken, 18 ilin ihracatını artırdığını, 97 faslın 15’inde ise ihracatın arttığını söyledi.

  • Ticarette Karekodlu Çek Dönemi

    Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) ve Kredi Kayıt Bürosu A.Ş. (KKB) işbirliğinde, Karekodlu Çek Uygulamaları Bilgilendirme Semineri, ATSO Meclis Salonunda gerçekleştirildi. ATSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mustafa İssi’nin ev sahipliği yaptığı seminerde, Findeks Grup Yöneticisi Serkan Siyasal da karekodlu çek hakkında bilgi aktardı.

    EN BÜYÜK PROBLEM TAHSİLAT

    ATSO Başkan Yardımcısı Mustafa İssi etkinlik açılışında yaptığı konuşmada, üyelerin son yıllarda en çok yakındıkları konuların başında tahsilatlarda yaşanan sıkıntıların geldiğini belirterek, tahsilat sorununda da en önemli unsurun karşılıksız çek olduğunu ifade etti. Karşılıksız çeklerin bankalara ibraz edilen çeklere oranının adet ve tutar olarak yüzde 4 düzeyinde olduğunu ifade eden İssi, “Antalya’da da benzer bir oran söz konusudur. Oran düşük gibi görünmesine rağmen işlemeler için yıkıcı etkileri olabilmekte, ticarette güveni sarsabilmektedir” dedi.

    Karşılıksız çek oranlarının düşük olmasına rağmen, piyasada büyük bir yakınma sebebi olmasını da sorunlu çekin gerçekte daha fazla olduğunu ve karşılıksız çeklerin işleminin başka çare kalmadığında yapıldığını ve çeke karşı ciddi bir güven kaybı olduğuna dayandıran Başkan Yardımcısı İssi, “Oysa ticaretin esas unsuru güvendir. Güven olmayan yerde ticaret de gelişmez. Maalesef Türkiye’de eskiden söz senetti, şimdi bırakın sözü, bırakın senedi, çek bile güven telkin etmiyor. Antalya’da artık birçok işletme çok emin olmadığı takdirde sipariş kabul etmiyor, mal vermiyor” şeklinde konuştu.

    Karekodlu çek uygulamasının yapılan reklama rağmen yeterince bilinmediğinin ve bu yenilikten gerekli düzeyde yararlanılmadığının altını çizen İssi, “Kredi Kayıt Bürosunun teknik altyapıyı kurmasıyla karekodlu çek uygulaması, ülkemizin ticari hayatına çok önemli bir yenilik getirmiştir. Yasal düzenleme öncesinde Türkiye’de kredi sicili merkez bankası tarafından tutuluyordu. Bu yapı tüccarın çek sicili konusunda çok da detaylı bilgi vermiyor ve 10 yılda tek bir çeki dönen firmanın bile sistemde çeki dönenler kategorisinde yer aldığı görülüyordu. Kişi veya şirketlerin ödeme alışkanlıklarıyla ilgili detaylı bilginin bir merkezde toplanmasıyla çek sistemi daha sağlıklı ve rahat işleyecektir” ifadelerini kullandı.

    KAREKODLU ÇEKİN FAYDALARI

    Sistemin çekle iş yapan her kurumun işine yarayacağını dile getiren İssi, karekodlu çek sisteminin avantajlarını sıraladı. İssi, karekodlu çek sisteminin eski sisteme göre; kabul edilecek çekin güvenilirliği hakkında bilgi vereceğini, karşılıksız ve sahte çek riskini en aza indireceğini, kullanacak kişiye güvenilirlik açısından itibar kazandıracağını, çeklerin piyasadaki kullanımını kolaylaştıracağı ile birlikte ödeme ve tahsilat planlarının da daha sağlıklı yapılmasını sağlayacağını belirtti.

    Karekodlu çek uygulaması hakkında katılımcılara detaylı bilgi veren Findeks Grup Yöneticisi Serkan Siyasal, uygulamanın avantajlarını aktardı, uygulamanın ticari itibar açısından öneminin altını çizdi.

    ATSO Başkan Yardımcısı Mustafa İssi de seminer sonunda günün anısına Siyasal’a bir tablo hediye etti.

  • Konya İle Fas Arasındaki Ticarette Yeni Dönem Başlayacak

    Yaklaşık 10 milyon dolar ile Konya’nın ihracatında 35’inci sırada yer alan Fas’ın Ankara Büyükelçiliği Ekonomi Müsteşarı Taoufik Maazouzı, Konya Sanayi Odası (KSO)’nı ziyaret etti.

    Konya ile Fas arasındaki karşılıklı ticaretin artırılması gerektiğinin vurgulandığı ziyarette, Konya ile Fas’ın yoğun işbirliği yapabileceği sektörlerin tespit edilmesi ve 2016 yılında Konya’da, Konya-Fas Tanıtım Günleri yapılması kararı alındı.

    Ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getiren KSO Başkanı, TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Memiş Kütükcü, oda olarak Konya’nın ihracat pazarlarını çeşitlendirmek ve ihracatçıların mevcut pazarlarda yeni işbirlikleri yapmalarını sağlamak amacıyla çalışmalar yaptıklarını, bu anlamda Fas ile yapılacak çalışmaların iki bölge için de yeni fırsatlar oluşturacağını söyledi.

    KÜTÜKCÜ’DEN, FASLI İŞADAMLARINI TARIM FUARI’NA DAVET

    Konya ile Fas’ın karşılıklı ticari ilişkilerini geliştirmek amacıyla oda olarak gerekli tüm çalışmayı yapmaya hazır olduklarını aktaran Kütükcü, Faslı işadamlarını önümüzdeki yıl Konya’da yapılacak Tarım Fuarı’na davet etti. Fas’ın Türkiye ile iyi ilişkileri olan dost ve kardeş bir ülke olduğunu, Fas’ın Fes şehri ile Konya Sanayi Odası’nın kardeş oda anlaşması bulunduğunu ifade eden Kütükcü, ancak karşılıklı ticaretin bu ilişkilerle doğru orantılı olmayacak düzeyde düşük kaldığını aktardı. Kütükcü, “Ticaret hacmimizin gelişmesi için her türlü çalışmayı yapmaya hazırız. Geçtiğimiz yıllarda Fas’a Konya’dan iş adamlarımız gitti ve orada ikili iş görüşmeleri gerçekleştirdi. Önümüzdeki yılın Mart ayında şehrimizde Konya’da yapılması planlanan Tarım Fuarı’nda, Faslı iş adamlarımızı da görmek istiyoruz. Burada yapılacak ziyaretlerin ve ikili iş görüşmelerinin ticaret hacmini artıracağını ümit ediyoruz. 2016 yılında, Konya ile Fas arasındaki karşılıklı ticaretin artacağı yeni bir dönemin başlamasını ümit ediyoruz” şeklinde konuştu.

    KONYALI İŞADAMLARINA FAS’TAN DAVET

    Ev sahipliğinden dolayı KSO Başkanı Kütükcü’ye teşekkür eden Ekonomi Müsteşarı Taoufik Maazouzı de, Konya’ya geldiğinde kendisini memleketinde gibi hissettiğini söyledi. Türkiye ile Fas’ın ticaretinin büyük oranda tarım makineleri sektöründe gerçekleştirildiğini ifade eden Maazouzı, bu ticarette de Konya’nın önemli payının olduğunu belirtti. Konya Sanayi Odası Başkanı Kütükcü’ye Fas’ın ticaret hacmi ve yatırım imkanları ile ilgili bir dosya sunan Müsteşar Maazouzı, Konyalı işadamlarını Fas’a yatırıma davet etti.

  • GAÜN’de Dış Ticarette Riskler’ Konferansı

    Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Toplumsal Duyarlılık Projeleri (TDP) Merkezi Proje Uzmanlarından İpek Tezel tarafından, ’Dış Ticarette Riskler’ konferansı verildi.

    GAÜN Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu Konferans Salonu’nda gerçekleşen konferansta Tezel, günümüzde çok önemli bir yer tutan dış ticaretin avantajlarını yakalayabilmek için risklerin iyi analiz edilmesi ve yorumlanması gerektiğini belirtti. Konferansta, ülkemizin şu an içinde bulunduğu dış ülkelerle yaşamış oluğu siyasi kaostan kaynaklanan risklere de atıfta bulunularak çeşitli risklerden örnekler sundu. Dış ticarette ithalatçı ve ihracatçı açısından çeşitli riskler olduğu ifade eden Tezel, yeni pazarlar veya var olan pazarlarda bu risklerin çok iyi bir şekilde tespit edilerek, analizlerinin yapılması gerektiğini söyledi. Tezel, riskleri minimize etmeye çalışırken TC Dış İşleri Bakanlığına bağlı bulunan Ticari Ateşelikler, Eximbank Sigortaları, İhracat Sigortaları, Sözleşme ve Emtia sigortalarına dikkat etmelerini vurguladı. Tezel, ayrıca firmaların vermiş olduğu referansların mutlaka göz önünde bulundurularak görüşmeler sağlanması gerektiğini sözlerine ekledi. GAÜN Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu Müdürü Yrd. Doç. Dr. Metin Yıldırım, öğretim görevlileri ve çok sayıda öğrencilerinin katılımıyla gerçekleşen konferansın sonunda, Yüksekokulu Müdürü Yrd. Doç. Dr. Metin Yıldırım tarafından belge verildi.

  • Ticarette Güvenin Karekodu

    Türkiye Bankalar Birliği (TBB), Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ile Kredi Kayıt Bürosu (KKB) işbirliğinde hayata geçirilen karekodlu çekin, karşılıksız ya da sahte çek olaylarını sona erdirip ticarette güveni yeniden sağlayacağı bildirildi.

    Ege Bölgesi Sanayi Odası, Kredi Kayıt Bürosu ile birlikte reel sektörün karşılıksız çek mağduru olmasını önleyecek karekodlu çek kullanımının iş dünyasına getirdiği yenilikleri ortaya koyan bir seminere imza attı. EBSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Erdoğan Çiçekçi, kötü niyetli kişilerin malı aldıktan sonra çekleri ödemediklerini, piyasada bunun bilinmesine rağmen bankaların aynı kişilerin diğer firmalara verdiği çeklere vadesi gelmediği için karşılıksız işlemi yapmaması nedeniyle mağduriyetin büyüdüğünü hatırlattı. Çiçekçi, çözüm arayışlarına girişildiğini söyledi.

    “ÇEKİN İTİBARI TARTIŞILMAYA BAŞLANMIŞTI”

    Çiçekçi, geçen 15 Haziran’da kamuoyuna duyurulan karekodlu çekle karşılıksız çek sayısının azaltılması ve çek sahtekarlıklarının önüne geçilmesinin amaçlandığını belirtti. Çiçekçi, bu uygulamanın ticari hayata güven ve disiplin getireceğini vurgulayarak şunları söyledi: “Karşılıksız çekte hapis cezasının kaldırılması ile birlikte kötü niyetli kişilerin piyasaya dahil olmasıyla karşılıksız çek adedi ve tutarında ciddi artış meydana gelmişti. Bu durum her geçen gün mağduriyet oluştururken, çekin itibarı da tartışılmaya başlandı. Bu farkındalık içerisinde, TOBB ile Kredi Kayıt Bürosu arasında 1 Mart 2013 tarihinde imzalanan protokole istinaden oda ve borsa üyelerimizin kendilerine ait çek ve risk raporlarına ulaşmaları ve bunları isterlerse üçüncü kişilerle paylaşmaları mümkün hale getirildi. Sorunların devam etmesi karşısında bu kez Türkiye Bankalar Birliği, TOBB ve KKB işbirliğinde karekodlu çek uygulaması hayata geçirildi.”

    “GÖRÜNTÜYE DEĞİL BİLGİYE BAKIN”

    Kredi Kayıt Bürosu Genel Müdürü Kasım Akdeniz, karekodlu çek uygulamasının hem keşidecinin hem de alacaklının haklarını güvence altına aldığını belirtti. Güven telkin etmek amacıyla lüks otomobil ve şık giyimin öne çıktığını anlatan Akdeniz, “Ben adamı gözünden tanırım” öngörüsünün de bazen işe yaramadığını söyledi. Akdeniz, çek konusunda şöyle konuştu:

    “Binlerce liralık malınız gittikten sonra bir de bakmışsınız gerçekte öyle bir şirket yok, araçlar da günübirlik kiralanmış. 1 milyon 500 bin civarındaki çek keşidecisinin 317 bininin halen ödenmemiş en az bir çeki bulunuyor. Bunlardan 238 binin elinde daha önce aldığı ve halen keşide edilmemiş boş çek yaprağı göz önünde bulundurulmalı. Her ay ortalama 20 bin kişinin çeki karşılıksız çıkıyor ve bundan birçok kişi zarar görüyor. Bu 20 bin kişinin geçmiş çek ödemelerine bakıldığında yaklaşık yüzde 80’inin geçmişte de çeklerinin karşılıksız çıktığı görülüyor. Çekin ödenmemesi KOBİ’lerin yıkımıdır. Bu kişilerin çekleri kabul edilmeden önce çek raporlarına bakılması halinde olumsuz ödeme geçmişinin görülmesi ve olası zararların önlenmesi mümkün. Bu nedenle karar verirken görüntüye değil bilgiye bakın.”

    GÜVEN SAĞLAYACAK

    Çekin sermayeyi paylaşmak anlamına geldiğini vurgulayan Akdeniz, karekodlu çek uygulamasının hem keşidecinin hem de alacaklının haklarını güvence altına aldığına dikkat çekerken, “Güvenli ticari hayatın yolu vadeli mal satılan kişileri tanımaktan geçiyor. Karekodlu çek sayesinde muvafakat en baştan alınmış oluyor. Çekin sahte olup olmadığı, keşidecinin geçmiş performansı görülüyor. Keşideci de artık kredibilitesinin fiyata ve vadeye yansımasını istiyor, bilgilerini paylaşıyor. Karekodlu çek, bu bilgiye güvenli ve hızlı ulaşımı sağlayarak ticarette güvenin simgesi olacak ve çekte itibar sağlayacak. Sistemi kullanırsak reel sektörde bankaların hacmine ulaşırız. Güven arttıkça ticaret hacmi, üretim ve istihdam artar. Güveni artırmak da şeffaflıkla olur. Karekodlu çekte sistemin tüm altyapısı çalışıyor, ihtiyaç olan tek şey reel sektörün farkındalığıdır” dedi.

    SİSTEM NASIL İŞLİYOR?

    Akıllı cep telefonlarına indirilen uygulama sayesinde çekin doğruluğu ve keşidecinin geçmiş çek ödeme alışkanlığı saniyeler içinde görülebiliyor. Keşidecinin geçmişine ayna tutan bu yapı ile karşılıksız çek riski yüzde 80 azaltılabiliyor. Bunun için çeki alan kişinin, çek yaprakları üzerinde yer alan karekodu, akıllı telefonuna indireceği Findeks Mobil Uygulamasına üye girişi yaparak okutması yeterli oluyor. Böylece çek bilgileri ile keşidecinin kimliğine ilişkin bilgi o an ekrana yansıyor. Hemen ardından alınabilen Karekodlu Çek Raporu sayesinde, keşidecinin daha önce düzenlediği çeklerden ödenen, arkası yazılan ve sonradan ödenen çeklerin adetsel ve hacimsel oranları yüzde olarak görülebiliyor. Aynı zamanda çek üzerindeki bilgilerde herhangi bir silinti, kazıntı, tahrifat veya bir başka kimyasal sahtecilik durumu tespit edilerek henüz zarar oluşmadan önlem alınmış olunuyor.