Etiket: Tıbbi

  • Balcalı Tıbbi Müdahalede Çağı Takip Ediyor

    Tükrük Bezi Endoskopisi (Sial Endoskopi) yöntemiyle tükürük bezi içindeki taş veya herhangi bir darlık açık cerrahiye gerek kalmadan tedavi ediliyor.

    Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi bilim insanları tıp alanındaki yeni teknolojileri takip ederek çeşitli cerrahi müdahalelerde hastanın da konforunu ön plana alarak çalışmalarını sürdürüyor. Bu çerçevede Kulak Burun Boğaz kliniğinde tükürük bezinde oluşan taş, tıkanıklık veya darlık gibi rahatsızlıklara Tükrük Bezi Endoskopisi yöntemiyle müdahale ediliyor.

    Balcalı Hastanesi Kulak Burun Boğaz Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Süleyman Özdemir klinikte beraber çalıştıkları Yard. Doç. Dr. Özgür Sürmelioğlu ve Uzman Dr. Muhammet Dağkıran ile birlikte Tükrük Bezi Endoskopisi yöntemini hastalara başarıyla uyguladıklarını söyledi.

    Doç. Dr. Özdemir hastanın tükürük bezinin içinde taş, darlık ya da tıkanma gibi bir takım durumun meydana geldiğini, oluşan komplikasyonla birlikte tükürük bezinin şiştiğini veya tükürük salgısının azaldığını belirtti. Bu durumda eskiden olsa açık cerrahi yöntemiyle tükürük bezinin alınması gibi bir olguyla karşı karşıya kalınabildiğini ifade eden Doç. Dr. Özdemir, ancak şimdi Tükürük Bezi Endoskopisi yöntemiyle tükürük bezi kanalının içene çok küçük bir kamerayla girerek içerdeki sıkıntının sebebinin saptandığını, sonrasında ise bu sıkıntının çözümüne yönelik tedavi yönteminin uygulandığını vurguladı.

    Doç. Dr. Özdemir, Tükürük Bezi Endoskopisi yöntemiyle tükürük bezi içinde taş varsa kırıldığını yada darlıkların genişletilebildiğini belirterek, uygulamanın Türkiye’de sayılı merkezlerde bölgede ise Balcalı Hastanesi ve Mersin’de yapıldığını kaydetti.

    Dünyada son 7-8 yılda uygulamaya geçen yöntemle ilgili kursu ise İsviçre’de aldıklarına işaret eden Doç. Dr. Özdemir, 10 günlük bir eğitim süresinin ardından yöntemi başarıyla uygulamaya geçirdiklerini dile getirdi.

    Doç. Dr. Süleyman Özdemir Tükürük Bezi Endoskopisi yöntemiyle operasyon sonrası hastanın iyileşme sürecinin daha konforlu olduğuna dikkati çekti. Eskiden bu yöntemle tedavi olmak isteyen hastaların bu bölgeden dış merkezlere gittiğini belirten Doç. Dr. Özdemir, artık böyle bir duruma gerek olmadığını hastanın gönül rahatlığı ile bu yöntemle tedavisini Balcalı’da olabildiğini kaydetti.

  • Sınır Hattında Tıbbi İlaç Ele Geçirildi

    Kilis’te, Suriye’den Türkiye’ye getirilen çok sayıda tıbbi ilaç sınır devriyeleri tarafından ele geçirildi.

    Edinilen bilgiye göre, Akıncı köyünde 2’nci Hudut Tabur Komutanlığı’na bağlı Öncü Hudut Karakolu ekipleri, sınır hattında devriye gezerken, Suriye’den Türkiye’ye kimliği belirsiz kişi veya kişiler tarafından getirilen 2 bin 454 paket hap, 900 paket fitil, 100 miligramlık toz ilaç, 200 tüp 8 miligramlık sıvı ilaç, 95 tüp 30 miligramlık sıvı ilaç, 100 tüp 600 miligramlık ilaç, 10 adet hap, 2 bin 300 paket 400 miligramlık hap ele geçirildi.

    Olayla ilgili soruşturma sürdürülüyor.

  • Tıbbi Ve Endüstriyel Atık İmhasında Örnek Tesis

    Ankara Büyükşehir Belediyesi, bilimsel çalışma, etkin planlama ve başarılı bir uygulamayla gerçekleştirdiği Ankara Katı Atık Yönetimi Projesi ile Mamak çöplüğündeki sorunu çözdükten sonra, kentin geleceğini güvence altına alacak projeleri art arda gerçekleştirmeye devam ediyor.

    Ankara Büyükşehir Belediyesi, Avrupa Birliği (AB) standartlarında başarıyla sürdürdüğü, tıbbi ve endüstriyel atıkların özel yöntemlerle ayrıştırılması, depolanması, taşınması ve imhasını da gerçekleştiriyor. Uygulama, Başkent’in mücavir alanına dahil olan tüm çevre ilçelerde de aynı titizlikle uygulanıyor. Sincan Çadırtepe Katı Atık Depolama Alanı’nda bu yıl içinde hizmete giren Entegre Endüstriyel ve Tıbbi Atık Bertaraf Tesisi’nde, Başkent’te ortaya çıkan günlük 30 tonluk tıbbi atık, yakılarak gaza dönüştürülüyor.

    Büyükşehir Belediyesi Sağlık İşleri Daire Başkanlığı’nca yürütülen uygulamayla, Başkent’in 25 ilçesini kapsayan toplam 100 devlet hastanesi, askeri ve özel hastane, 2 bin 45 özel poliklinik, medikal laboratuvar, hayvan hastanesi, veterinerlik hizmeti veren poliklinik, 375 aile sağlığı merkezi, 32 diyaliz merkezi ve 7 güzellik merkezinin bulunduğu toplam 2 bin 559 kuruluştan, günde ortalama 30 ton tıbbi atık toplanıyor. Büyük hastanelerden her gün, bazen de günde 2 kez tıbbi atık topladıklarını belirten Sağlık İşleri Daire Başkanlığı yetkilileri, küçük sağlık kuruluşlarından ise kapasitesine göre haftada 1 veya 3 kez atık topladıklarını ifade ettiler.

    SAĞLIKLI DEPOLAMA

    Ankara’da tıbbi malzeme kullanan sağlık kuruluşları, kırmızı poşetlerde topladıkları tıbbi atığı, özel korunaklı depolarda saklıyor. Daha sonra bu atıklar, Büyükşehir Belediyesi Sağlık İşleri Daire Başkanlığı’nın, tıbbi atık taşımaya uygun dizayn edilen 13 araçla, eğitimli personeli tarafından depolardan teslim alınıyor.

    GÜVENLİ TAŞIMA

    Yetkililer, bu işte görevli personelin, enfeksiyon tehlikesine karşı koruyucu elbise ve maskenin yanı sıra kesici ve delici maddelere dirençli eldiven ve çelik tabanlı ayakkabıyla donatıldığını söylediler. Araçların her gün yıkanarak dezenfekte edildiğini ifade eden yetkililer, taşıma ve imha işleminin, AB standartlarına uygun ve sağlıklı şekilde gerçekleştirildiğini vurguladılar.

    DÜNYAYA ÖRNEK TESİS

    Endüstriyel ve Tıbbi Atık Bertaraf Tesisi, yılda 100 bin ton ara depolama, 100 bin ton gazlaştırma – yakma ve yılda 200 bin ton nihai depolama kapasitesine sahip ünitelerinden oluşuyor. Tesiste ayrıca tıbbi atıklar için 300 tonluk bir soğuk hava deposu da bulunuyor. Teknolojisi ve teknik kapasitesiyle Türkiye’de tek olan Endüstriyel ve Tıbbi Atık Bertaraf Tesisi’nde, endüstriyel atıklar da gazlaştırılarak bertaraf ediliyor. Her biri saatte 7.5 ton endüstriyel ve tıbbi atık yakma kapasitesine sahip 2 üniteden oluşan tesis, saatte 15 ton atık bertaraf edebilme kapasitesine sahip bulunuyor. Atıklar bu tesiste bin 100 ile bin 500 derece arasında, gazlaştırma teknolojisiyle bertaraf ediliyor.

    Endüstriyel ve tıbbi atıkların yakılma işlemi sırasında her iki ünitede açığa çıkan gazdan elde edilen “syngaz” da elektrik enerjisine çevrilerek, tesisin ısıtmasında kullanılıyor. Gazlaştırılma işlemi sonunda kalan yüzde 7-8 arası kül ise nihai depolama alanlarında inşa edilen özel membranlı lodlarda (yalıtımlı bölme) sağlık ve çevrenin korunmasıyla ilgili uluslararası standartlara uygun şekilde depolanıyor.

    ENDÜSTRİYEL ATIK VE KÜL, ANALİZDEN GEÇİRİLİYOR

    Sincan Çadırtepe Katı Atık Depolama Alanı’na getirilen endüstriyel ve tıbbi atıklardan alınan numuneler, tesiste bulunan laboratuvarda analizden geçilerek; atığın, niteliğine, tehlike derecesine göre sınıflandırılıp, çevre sağlığı standartlarına uygun yöntemlerle yakılması sağlanıyor.

    “NİHAİ HEDEF, ANKARA’NIN ÇÖPÜNÜ YAKARAK, YÜZDE 90’INI YOK ETMEK”

    Ankara Büyükşehir Belediyesi adına projenin uygulamasını yürüten Invest Trading Consulting Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kantur, Sincan Katı Atık Depolama Alanı’nda, Türkiye’nin en büyük kapasiteli endüstriyel atık ve tıbbi atık bertaraf tesisini kurduklarını söyledi. Kantur, Ar-Ge çalışma ve araştırmalarının ışığında, deneyimlerini, endüstriyel atıkların bertarafı için seferber ettiklerine dikkat çekti.

    Kantur, “Ankara Katı Atık Projesi”nde nihai hedefin, “Depolanacak atık miktarını en aza indirerek, depolama alanlarının ömrünü uzatmak, yeni çöplük alanlara ihtiyaç duyulmasının önlenmesi” olduğunu söyledi. Tehlikeli atıklarda olduğu gibi, geri dönüşüm için ayrılan bölüm dışında, evsel atıkları da yakarak yok etmeyi planladıklarını bildiren Ali Kantur, “Hedefimiz, Ankara’nın çöpünü yakarak, asgari yüzde 90’ını yok etmek” dedi.

    “BELEDİYE BÜTÇESİNDEN PARA ÇIKMADI”

    Büyükşehir Belediyesi, bölgenin çehresini değiştiren ve bundan sonra da artı değer olarak ekonomiye katkı sunmaya devam eden Ankara Katı Atık Projesi’ni, bütçesinden tek kuruş harcamadan gerçekleştirdi. “Ankara Katı Atık Projesi”nin, bu anlamda Türkiye’de ilk ve örnek nitelikte bir proje olduğunu vurgulayan Ali Kantur, “Gelişmiş ülkelerde çöplerin yok edilmesi, özellikle termal projelerin uygulanması, çok yüksek maliyetlere neden oluyor” diye konuştu.

  • Tıbbi Aromatik Bitki İşleme Tesisi Köylüyü Kalkındıracak

    Tokat’ta kırsal alanda inşaatı devam eden 6 milyon TL’lik tesiste işlenecek olan tıbbi aromatik bitkilerin yurt dışına ihraç edilerek yöre halkına iş ve ekonomik girdi sağlanması bekleniyor.

    Tokat’ın Çamlıbel beldesi Behrem Mahallesi’nde girişimci 50 yaşındaki Mustafa Erden, kendi topraklarına uzman olduğu tıbbi aromatik bitkilere yönelik yatırım yapmak için kolları sıvadı. Uludağ Üniversitesi Uluslararası İlişkiler ve Kocaeli Üniversitesi Tıbbi Aromatik Bitki Teknolojisi Programı mezunu olan Erden’in, AB programı çerçevesinde Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu Tokat İl Koordinatörlüğü 13. dönem ipard programına sunduğu yaklaşık olarak 6 milyon TL’lik “Meyve, Sebze Depolama ve Pazarlama tesisleri” projesi kabul edildi. 3 bin 950 metre kare kapalı alanı olacak tesiste sarımsak, nane, reyhan, kekik, salep gibi bitkileri işlenerek pazara sunulacak. Ayrıca soğuk hava depolarında yaş sebze ve meyveler depolanabilecek. Çiftçi dönüm başına daha yüksek oran da kar bırakan ürünlerle kazancı artacak. Tesis faaliyete geçtiğinde bölgede bulunan çimento fabrikasından sonra yöre halkına kazanç sağlayacak ikinci bir tesis olacak.

    KÖYLÜ KADINLAR İŞ İMKANI BULABİLECEK

    Köy hayatında büyük zorluklar çeken kadınların bu tesis sayesinde iş imkanı bulabileceğini ifade eden Erden, 125 kişinin çalışabileceği tesiste sezona göre bu rakımın 400 kişiye çıkabileceğini söyledi. Beraberce çalışacakları bir çiftçi zinciri oluşturmayı arzu ettiklerini ifade den Erden, tesisin başta Çamlıbel olmak üzere Artova, Yeşilyurt ve Sulusaray ilçeleri olmak üzere 5 bin aileye kazanç sağlamasını beklediklerini söyledi. Talebe göre çiftçiye fide dağıtarak teşvik edeceklerini belirten Erden, “Çiftçimiz kapısının önünde olsun, 2-3 dönümlük arazide ürünleri yetiştirip bize satacaklar. Bizler tesisimizde işleyip, gereği gibi depolayıp kurutma ve öğütme ünitelerinden geçirip sağlıklı koşullarda paketleyip bunun ihracatını yapacağız” dedi.

    “PANCARIN KİLOSU 15 KURUŞ, SARIMSAK 13 TL”

    Öğütülmüş sarımsağa talebin çok fazla olduğunu ifade eden Erden, “Et entegre tesisleri, döner şirketlerinde sarımsak kullanımı çok yaygın. Daha da yaygınlaşacağı kanaatindeyim. Bu sene sarımsağın kilosu 10-13 TL arasında. Bu imkanlardan çiftçimiz faydalanabilir. Az bir girdi ile önemli bir kar elde edebilir. Pancarın kilosu 15 kuruş, sarımsağın kilosu 13 lira. Arada büyük bir rakam var. Kekik ilk sene ekildiği zaman 7 sene toprakta kalabiliyor. Her sene yeninden biçilebiliyor. Kekiğin kilosu da bugün itibariyle 7-8 lira. Bu bölgede biz 3 yıldır kekik ve sarımsak üretimi yapıyoruz. Ama çiftçimiz pancar dışında bu ürünlerden fazla ekim yapmıyor. Bu tesisle çiftçimize alternatif gelir sunacağız. 43 çeşit bitki yetiştirme imkanı var. Bunu çiftçimizle beraber kol kola girerek bunun üretimini yapacağız” diye konuştu.

    ÜRÜNLER İŞLENEREK PAZAR PAYI ARTIRILACAK

    Sarımsak, soğanla alakalı olarak yapılan üretimlerde bakteri, mantar ve virüslerle bulaşık hale gelen ürünün pazar payını etkilediğine dikkat çeken Erden, “Tesisimizde ürünün mahiyetine göre pazara hazırlayabileceğimiz için hem pazar payını artıracak hem de insanımızın maddi açıdan daha yüksek imkanlar elde etmesine neden olacak. Bizzat piyasada kabul edilen ürünlerin fidelerini çiftçimize ulaştıracağız Nane, reyhan, kekik, sarımsak bunların ekimlerini çeşitlendireceğiz” şeklinde konuştu.

    6 MİLYON TL’LİK YATIRIMDA KREDİ SORUNU

    Erden, yüzde 50’si hibe olan tesisin iki ayrı alanda üretim ve pazarlamaya yönelik inşa edildiğini ifade ederek açıklamalarına şöyle devam etti: “Kırsal alanda yapılan bu yatırıma hayata geçirme anlamında elektrik ve suyunu getirme noktasında büyük zahmetlerimiz oldu ama bu bizi yıldırmadı. Sayın Vali beyin manevi destekleri oldu. Aromatik bitkilerle ilgili önemli tavsiyeleri oldu. Bizde topluma yönelik sosyal ve ahlaki yönü olduğu için bu projeyi yaptık. Ama sıkıntılarımız olmuyor değil. Finansal açıdan problemler yaşıyoruz. Şuana kadar bu tarlaya gömmüş olduğumuz para 1 milyon 965 bin TL geçenlerde bir eksper geldi. Burayı değerlendirdi fiyat olarak koyduğu rakam 150 bin lira. Bu bizi sıkıntıya sokuyor. Trafosu, elektrik direkleri ile elektrikçiye ödediğimiz para 215 bin TL, bunun betonu, demiri, işçiliği, projesi, ruhsatı, yapı denetimi var. Her adımı takip edilen kontrol altına olan bir fabrika. Şuana kadar bankalara kredi anlamında başvurduk ama olumlu cevap alamadık. Kendi imkanlarımızla bu seviyeye kadar getirdik. AB’nin kesinleşmiş 3 milyon hibesi olan bir tesis. Bu anlamda 1 milyon TL’lik kredi talebimiz bankaları nasıl sıkıntıya sokacak anlamadım.”

  • Zeytinburnu Tıbbi Bitkiler Bahçesi, Tohum Takas Şenliği’nde

    Şile’de bu yıl 3’üncüsü düzenlenen Tohum Takas Şenliği’ne Zeytinburnu Tıbbi Bitkiler Bahçesi de katıldı. Renkli görüntülere sahne olan şenlikte Zeytinburnu Tıbbi Bitkiler Bahçesi’nde görevli Uzman Biyolog Tuğçe Ağba, “Bitkinin neslini devam ettirebilmesi ve biyo çeşitliliğin devam edebilmesi için tohumlara çok ihtiyacımız var” dedi.

    Tarımın yapılmaya başlandığı günden bu yana süregelen tohum takası Şile’de düzenlenen 3’üncü Tohum Takas Şenliği’nde geleneğini sürdürdü. Yüzlerce vatandaş özenle sakladıkları çeşitli tohumları şenlik kapsamında birbiriyle takas etti. Yeryüzü Doğal Ürünler Pazarı ev sahipliğinde gerçekleşen Tohum Takas Şenliği, gün boyu süren çeşitli etkinliklerle devam etti. Renkli görüntülerin yaşandığı şenliğe Zeytinburnu Tıbbi Bitkiler Bahçesi de katıldı.

    MİNİK ELLER TOHUM EKTİ

    Zeytinburnu Tıbbi Bitkiler Bahçesi’nde görevli Uzman Biyologlar Şilelileri bitkiler konusunda bilinçlendirirken, aynı zamanda evde yapılabilecek bitki karışımları hakkında da bilgilendirdi. Tohum Takas Şenliği’nde minik eller de toprakla buluştu. İlk kez tohum ekme heyecanı yaşayan minikler çeşitli tohumları özenle saksılara yerleştirdi.

    “BİTKİ NESLİNİN DEVAMI İÇİN TOHUM ÖNEMLİ”

    Bitki neslinin devam etmesi için tohumun büyük bir öneme sahip olduğunu belirten Zeytinburnu Tıbbi Bitkiler Bahçesi’nde görevli Uzman Biyolog Tuğçe Ağba, “Bu yıl bu festivale ilk kez katılıyoruz. Biz de Zeytinburnu Tıbbi Bitkiler Bahçesi olarak tohum takas şenlikleri düzenliyoruz. Bu tür etkinlikler bizim için önemli çünkü tohum bizim en önemli bitki parçamız.  Bitkinin neslini devam ettirebilmesi ve biyo çeşitliliğin devam edebilmesi için tohumlara çok ihtiyacımız var. Yerel tohumlar da bizim için çok önemli ve bu tür etkinliklerde çok fazla yerel tohuma ulaşabiliyoruz. Gelen tohumları kontrol altına alıyoruz. Bizler dağıtıyoruz. Bu yıl ki tohumlarımız içerisinde 60 yıllık domates tohumumuz var” şeklinde  konuştu.

    “ÇOK ANLAMLI BİR ŞENLİK”

    Şenliği anlamlı bulduğunu belirten Nalan Okutan, “Tohum takasımızı yaptık. Biz mısır verip domates ve salçalık biber alacağız. Şenlik çok güzel oldu bence. Bu gelenek devam etmeli” dedi.

    Yerli tohum bulmanın zor olduğunu belirten Dilek Yürük ise, “Yedikule marullarını takas ettik. Bu marullar ne yazık ki geniş alanlarda yetiştirilemiyor.  Bu işe gönül verenlerle ve tohum takasıyla bu işe gönül verenlerle orijinal tohumları tekrar bahçelerde yetiştirebiliyoruz. Yedikule marul şenliği yapmıştık. Orada tohum alanlar bize tohumlarını getiriyorlar şimdi.  Her türlü uygun ortamda ata tohumlarının devam edebilmesi için elimizden geleni yapıyoruz” diye konuştu.

    “KENDİ TOHUM BANKALARINI OLUŞTURUYORLAR”

    Tohum takasının nemli bir gelenek olduğuna vurgu yapan Şile Belediye Başkanı Can Tabakoğlu ise, “Tabiatın aslında ekonomideki gücü, bütün bunlar anlatılmaya çalışılan bir konsept. Takas şenliğinde bizler, burada bize ait olan, getirmek isteyen herkesin getirdiği, doğal tohumları başka tohumla takas etmek suretiyle kendi tohum bankasını oluşturmasına olanak sağlıyoruz” diye konuştu.