Etiket: Tezcan:

  • CHP’li Tezcan; “PKK Kongresine Gitmedim”

    CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Aydın Milletvekili Bülent Tezcan, HDP kongresinde sözde gerilla marşında ayağa kalkıp, saygı duruşunda bulunduğu iddialarıyla ilgili olarak açıklamalarda bulundu.

    Tartışmalara ilişkin konuşan Bülent Tezcan, “HDP kongresine ben Cumhuriyet Halk Partisi’ni temsilen gittim. PKK kongresine gitmedim. Partiyi davet ettiler, ben de CHP adına konuk olarak kongreye gittim. Kongrede, her parti kongresinde nasıl davranılıyorsa o hal ve çerçevede davrandım. Ne PKK marşı, ne PKK militanları için bir saygı duruşu söz konusu değil. PKK bir terör örgütüdür, PKK’nın terör örgütü olduğu konusunda bugüne kadar bende bir tereddüt olmadığı gibi bundan sonra da yoktur” diye konuştu.

  • Tezcan: “Geri Kalmış İller İçin Farklı Teşvik Yasası Çıksın”

    Bitlis Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Başkanı Davut Tezcan, “Son yıllarda devlet tarafından Bitlis’e bir şey yapılmamış dersek etik olmaz. Ancak, hakkaniyete göre harcanmayan paraların hesabının sorulması lazım” dedi.

    Tezcan, makamında gazetecilere yaptığı açıklamada, son dönemde yol ve tünellerin yapılmasının şehir geçişi açısından önemli olduğunu ifade etti.

    BTSO Başkanı Davut Tezcan, gelişme bazına bakıldığı zaman, netice itibari ile üniversitenin kurulduğunu anlatan Tezcan, şöyle konuştu:

    “Bu da bir şekilde şehrin faydasına bir durumdur. Bitlis’te fiziksel olarak çarpık yapılaşma olmuştur. Ne caddesi var ne de bulvarı, tahrip olmuş bir şehir var. Nüfusumuz tabelada 47 bin görünüyor. Ancak gerçek oran mıdır bu da tartışılır. Bu nüfusa göre, kenti 25 kilometreye yaymak hangi akla ve hangi fikre uygundur onu da bilmiyorum. Hem esnaf açısından hem de kışın ulaşım konusunda sıkıntı yaşanıyor. Şehir büyüdükçe muhakkak yayılacak. Aynı şekilde nüfus arttıkça yeni imar yerleri hizmete girecek. Ancak bunun yerine mantıklı bir yayılma olmadı.”

    Bitlis’te piyasaya giren paranın az olduğunu anlatan Tezcan, şunları söyledi:

    “Son zamanlarda ihtiyaç fazlası daire yapılmış, bu binalar boş kaldığı müddetçe dökülecek. Afet konutları göz önündedir. Yani devletin parasının ne şekilde kullanıldığı bellidir. Bugün bunun hesabının sorulması lazım.”

    Bitlis ve diğer geri kalmış iller için farklı bir teşvik yasasının oluşturulması gerektiğini savunan Tezcan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Seçim öncesi ve sonrası açısında değişen çok fazla bir şey yoktur. Sadece seçim öncesi hükümetin olmayışı nedeniyle insanlarda bir tedirginlik vardı. Şimdi hükümet tek başına iktidara geldiği için insanlarda bu tedirginlik sadece psikolojik olarak kalktı. Yeni bir yatırım ve yeni paketler hükümet tarafından açıklanmaya başlandı. Bizim bu hükümetten beklediğimiz mutlak suretle bu şiddet olaylarının sonlandırılması ve tekrar çözüm sürecinin başlamasıdır.”

    Terör olayları devam ettiği sürece beyin ve sermayenin göç edeceğini anlatan Tezcan, sözlerine şöyle devam etti: “Bu göçlerin olması ayrı bir dert, yerlerinin doldurulması ayrı bir derttir. Göç edenlerin çoğu yetişmiş hem ticari anlamda hem de manevi anlamda verimli olanlardır. Bu göçün olmasının yegane sebebi şiddet olaylarından kaynaklanıyor. Mutlak suretle yeni teşvik yasası çıkması lazım. Bu yasalar bölgelere göre çıkmayacak. Gelişmişlik düzeyinde teşvik yasasının çıkması gereklidir. Eğer burası gayrisafi milli hasıladan daha az para alıyorsa, buradaki yer altı yapıları, okullarımız ve hastanelerimiz gibi kamu yapılarımız yapılmamışsa bunların önünü açabilmek için ve hız vermek için buranın acil afet bölgesi ilan edilmesi lazım. Bizim buraları acil afet bölgesi ilan ettikleri zaman vergi, sigorta ve kredilerde yapılanmaların yapılacağı gibi yatırım yapanlarında önünün açılması lazım. Vergi ve sigortanın en azından ödenebilir bir şekilde dizayn edilmesi gerektiğini düşünüyorum.”

    Bitlis’in gelişmişlik seviyesinin hemen yanı başında bulunan Van ve Diyarbakır’la aynı durumda olmadığını anlatan Tezcan, “Bu iller 6’ıncı bölgede bizde 6’ıncı bölgedeyiz. Bu şekilde bir mantık olmaz. Mutlak suretle gelişmişlik ve bizim gibi geri kalmış illere farklı teşvik yasalarının çıkması lazım. Aynı şekilde belediyelere ve özel idarelere daha fazla kaynak ayırmaları lazım. Özel sektörün önünün açılması ve bizim gibi geri kalmış bir şehre devlet mutlak suretle farklı yaklaşmalıdır” dedi.

    Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun vaatlerine de değinen Tezcan, şunları söyledi: “Seçim meydanlarında Sayın Başbakanın dediği vaatlerinin arkasında durması sevindirici bir şeydir. En azından insanlarımıza umut veriyor. Bir iki ayın içinde verdikleri sözün arkasında durmaları tabii ki herkes için olumlu ve sevindirici bir durumdur. Ancak bu yeterli değil, emeklilere bin 200 TL yıllık zam verilecek. Emekliler ikinci bir işte istihdam edeceği zaman maaşından yüzde 15’lik bir kesinti oluyor. Bunun kesinlikle kalkması lazım ve bundan feragat edilmesi gerekiyor. Asgari ücretin bin 300 TL’ye çıkması özel sektöre yük getirmiştir. En azından vergi ve sigorta yükünün azalması gerekiyor. Aksi takdirde işverenleri kayıt dışı çalıştırmaya yöneltecek. Sürekli dediğimiz bir şey var. Ödenebilecek vergiyi tabana yaymak ve kayıt dışını önlemek. Bu nedenle kayıt dışından kayıt altına almak için bir tedbir alınmalıdır.”

  • CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan:

    Nevşehir’de partisinin il kongresine katılan ve gazetecilerin sorularını da cevaplandıran CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, ülkede bir an önce toplumsal barışın sağlanması gerektiğine dikkat çekti.

    Gazetecilerin soruları üzerine partideki kongre sürecini değerlendiren CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, 16-17 Ocak 2016 tarihlerinde gerçekleştirilecek olan kurultayla birlikte CHP teşkilatlarının yeni bir azim ve heyecanla siyaset yapmayı sürdüreceğini belirtti. Tezcan, “Partimiz 27 Aralık tarihi itibariyle Türkiye genelinde il kongrelerini tamamlayacak. 16-17 Ocak’ta da kurultayımızı yapacağımız. Kurultayımızla beraber yeni bir azim, yeni bir inanç ve mücadele azmiyle yolumuza devam edeceğiz. 2010 yılından beri partimizde önemli bir reform süreci var. Çok önemli bir dönüşüm yaşıyoruz. Ciddi bir parti reformu yaşıyoruz. Cumhuriyet Halk Partisini Türkiye’deki özgürlüklerin güvencesi sayıyoruz. Sayın Genel Başkanımızla beraber Türkiye’de önemli bir demokrasi atılımını gerçekleştirecek adımları atmak için mücadelemizi sürdürüyoruz” dedi.

    Doğu ve Güneydoğu illerinde terör olaylarını nasıl değerlendirildiği de sorulan CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, Cumhuriyet Halk Partisinin terörle mücadele de gereken desteği her zaman vereceğine işaret etti. Türkiye’nin çok ciddi bir çatışmanın içerisinde olduğunun altını çizen Tezcan, “Kuşkusuz teröre karşıyız. Terörün her türlüsüne karşıyız. Türkiye’yi bölmek isteyen her türlü girişimin karşısındayız. Ancak bunu yaparken Türkiye’de hukukun içerisinde kalmak, hukuktan taviz vermemek gibi de bir görevimiz var. Devletin görevi bütün vatandaşları korumaktır, özgürlükleri korumaktır. Birilerinin şunun cevabını vermesi gerekiyor. Güneydoğu’da, Doğu’da o silahları kimler yığdı. Kimlerin gözü önünde bunlar yapıldı. Çözüm sürecinin terör örgütünün tahkimat süreci olduğunu biz başından beri söylemiştik. Bugün güvenlik güçlerinin hendekleri kapatıp terörle mücadele etmesine kimse karşı gelemez ancak, demokrasiler hesap verme sürecidir. Bu silahlar gömülürken bu hükümet neredeydi? Buralar silah cephanesine çevrilirken bu hükümet neredeydi? Günü kurtarmak telaşı içerisindeydiler. Türkiye’nin önümüzdeki süreçte mutlaka toplumsal barışı tesis etmesi gerek. Ne hendeklerle, ne de çatışmayla bu barış tesis edilebilir. Devletle hesaplaşılmaz ancak devlette oradaki insanlarımıza orayı yaşanmaz hale getirmeyecektir. Okulları çalıştıramazsanız, insanları 20 gün evinden çıkamaz hale getirirseniz artık orada devletin varlığı hakkında ciddi endişeler de oluşturmuş olursunuz. Bu terörü ortadan kaldırmak değil, tam aksine terör örgütünün istediği çizgiye gelmek demektir. Çok dikkat etmemiz gerekiyor. Terörle mücadelede biz verilmesi gereken tüm desteği veririz. İnsan hakları ve hukukun üstünlüğü konusunda da gerekli duyarlılıklar gösterilmelidir. Biz başından beri samimi çözümlerden yana oluruz dedik. Ama iktidar siyasi menfaatler uğruna hareket etti. Sorumluluğun bir yanı terör örgütünde ise bir tarafı da Türkiye’yi bu günlere getiren hükümettir” diye konuştu.