Etiket: Tezcan:

  • CHP Genel Başkan Yardımcısı Tezcan: “Suriyelilere bin 250 TL ödeniyor”

    CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, her yoksul ailede kadının banka hesabına 1000 TL yatıracaklarını belirterek, “Yoksulluktan kurtuluncaya kadar, nasıl ödersin, öderiz kardeşim, Suriyeli göçmen vatandaşa ayda bin 250 TL. Ben kendi yoksul vatandaşıma niye 1000 TL ödemeyeyim, neden ödeyemeyeyim?” dedi.

    CHP Kilis İl Teşkilatı tarafından düzenlenen iftar programında konuşan CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, kapıları açarken, kendi insanlarımıza, haksızlık oluşturacak sonuçların, doğmasına mani olmanın hükümetlerin görevi olduğunu söyledi. Tezcan, koşulsuz, misafire, misafir gibi davranacaklarını ifade ederek, “Kendi insanımıza kol kanat açacağız. Bunun içeride problem oluşturmasına engel olacağız. Gün boyu vatandaşlar ile sohbet etme imkanı bulduk. Oralardan gelen en büyük şikayet, haksız bir rekabet ile karşı karşıyayız. Bunları önlemek devletin görevidir. Hiç kimse kendi yurdunda 2’inci sınıf vatandaş gibi muamele göremez. Mesele şudur bölge barışının tesis edilmesi gerekiyor. Kuşkusuz, yerinden, yurdundan edilen, kucak açmak, millet olarak görevimiz. Ama insanlar misafir edildikten sonra kendi ata yurtlarına, kendi yerlerine dönmelerini sağlamak zorundayız. Türkiye’nin öncelikle dış politikayla ilgili atması gereken esaslı bir adım var. Bölge barışının tesis edilmesinde önce olmak zorundayız” diye konuştu.

    Tezcan, konuşmasına şöyle devam etti:

    “Bakın biz diyoruz ki bölgede dört devlet var: Türkiye, İran, Irak, Suriye. Ne zamanki bu bölgeye dışarıdan birileri parmağını soktuğu zaman dünyanın egemen güçleri, dünyayı yönetmeye kalkan aslında bu bölgedeki enerji kaynaklarını petrolünü, buralarda yaşayanların alın terini sömürmeden başka derdi olmayan uluslararası eğmen güçler, ne zaman bir bölgeye parmaklarını soksalar, orada çatışma, kan problem oluyor. Onun için biz CHP olarak barış örgütü öneriyoruz. Ortadoğu Barış ve İşbirliği Teşkilatının kurulmasını öneriyoruz. Bu uluslararası örgüt, gelin biz öncülük edelim. Bunu yaptığımız zaman evini, yurdunu terk edenler, ülkelerine dönecekler.”

    Her yoksul ailede kadının banka hesabına 1000 TL yatıracaklarını ifade eden Tezcan, “Yoksulluktan kurtuluncaya kadar, nasıl ödersin, öderiz kardeşim, Suriyeli göçmen vatandaşa ayda bin 250 TL ben kendi yoksul vatandaşıma niye 1000 TL ödemeyeyim, neden ödeyemeyeyim” şeklinde konuştu.

    İftar yemeğine CHP Kilis İl Başkanı Mehmet Akif Perker, Merkez İlçe Başkanı Akif Onur, milletvekili adayları Ali Tuna, Mehmet Ali Ağcabay, muhtarlar, sivil toplum örgütü temsilcileri ve partililer katıldı

  • Başkan Niyazi Tezcan: Yerli otomobil Kütahya’da üretilmeli

    Kütahya’nın Dumlupınar İlçesi Belediye Başkanı Niyazi Tezcan, yerli otomobilin Kütahya’da üretilmesi gerektiğini söyledi.

    Başkan Niyazi Tezcan, yaptığı açıklamada, Kütahya’nın büyükşehirlere eşit mesafe uzaklıkta olduğunu belirterek, ’’Kuruluşun, kurtuluşun toprakları Kütahya yerli otomobil için en uygun şehirdir. Altıntaş ilçemize ağır sanayiye yönelik kurulan Zafer OSB yerli otomobil fabrikasının kurulması için uygun bir bölge. Aynı zamanda burası Zafer Havalimanı’nın yanında bir yer. Kütahya konum olarak İstanbul, Ankara ve İzmir’in tam ortasında bir şehir” dedi

    Kütahya’nın hem İstanbul-Antalya koridoru üzerinde yer aldığına hem de doğuyu batıya, kuzeyi güneye bağlayan yolda yer aldığına işaret eden Tezcan, ’’Ankara-İzmir otoyolunun da Zafer Organize Sanayi Bölgesi’nden geçecek. Kütahya tüm bireyleriyle el ele verip bu çok önemli yatırımı almalıdır. Dumlupınar Belediyesi olarak biz üzerimize düşen her göreve hazırız’’ diye konuştu.(YD-EFE)

  • Batuhan Yaşar:”Bülent Tezcan o sözleri niye söyledi?”

    İhlas Medya Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar Türkiye Gazetesindeki köşesinde, “Kılıçdaroğlu, ekonomik olarak Türkiye’yi kuşatmaya çalışanlara destek mi veriyor?”, “CHP erken seçimi niye istiyor?”, “CHP küresel güçlere mesaj mı veriyor?”, “İstifa eden belediye başkanlarını kim kullanmak istedi?”, “CHP’den istifa ederek Meral Akşener’in partisine geçen milletvekiline neden tepki gösterilmedi” sorularına cevap aradı

    Batuhan Yaşar’ın, “Bülent Tezcan o sözleri niye söyledi?” başlıklı yazısının tamamı ise şöyle:

    “Aslında olaylar hiç de göründüğü gibi değil.. Düğmeye çoktan basıldı.. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun son grup toplantılarına bakın:

    Türkiye sanki büyük bir savaşın içindeymiş izlenimi vermeye çalışıyor..

    Nereye mi?

    Tabii ki yurt dışına..

    Uluslararası fonlara “Türkiye’ye para getirmeyin” diyor..

    Yabancı yatırımcıya “buraya gelmeyin” mesajı gönderiyor..

    Özetle ekonomik olarak Türkiye’yi kuşatmaya çalışanlara tam destek veriyor:

    -Ekonomi tökezlesin

    -Döviz fiyatları uçsun

    -Türkiye tam da kaosun içine çekilsin

    CHP ERKEN SEÇİMİ NİYE İSTİYOR?

    CHP’ye yakın kalemler uzun süredir köşelerinde erken seçimi ısıtıyor..

    Kılıçdaroğlu’nun örgütüne “seçime hazır olun” mesajı verdiğini yazıp çiziyorlar..

    Gelin isterseniz fotoğrafa biraz daha yukarıdan bakalım:

    Perde arkasında kurgulanan hamlelere bakalım..

    Adalet Yürüyüşünde Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’si ne çağrısı yaptı:

    – Sokağa çıkın..

    Yürüyüşün ardından Maltepe mitinginde neler oldu?

    – TBMM yok sayıldı.. Parlamento sanki sokağa taşınmış izlenimi verildi.. Kemal Bey mitingde ‘evet diyenler’, ‘hayır diyenler’ jargonunu boşuna kullanmadı..

    Daha sonra erken seçim dillendirilmeye başlandı..

    Köşeler ve TV ekranları kullanıldı..

    Sanki AK Parti de erken seçim istiyor havası oluşturuldu..

    Altyapı tamamlanınca Kemal Bey seçim çağrısı yaptı..

    Dikkat ettiniz mi?

    “Önce mahalli seçimleri yapalım” dedi..

    Burada da çok büyük bir oyun var..

    AK Parti son 15 yılda toplam 12 seçim kazandı..

    CHP bütün bu seçimlerin (genel-yerel-referandum) hep kaybedeni oldu..

    Peki yarın yapılacak herhangi bir seçimi kazanma ihtimali var mı?

    Son bir ay içinde yapılan kamuoyu yoklamaları bunun mümkün olmadığını, yani CHP’nin 13. kez mağlup olacağını gösteriyor..

    YİNE KAOS PLANI

    Peki CHP mağlup olacağını bile bile niye erken seçim istiyor?

    – Çünkü AK Parti Genel seçimlerde aldığı oyları mahalli seçimlerde alamıyor.. Mahalli seçimlerdeki oy oranı yüzde 40-42’lerde geziyor..

    Tam da bu noktada CHP’nin kurgusu devreye giriyor:

    – “Bakın yüzde 42’de kaldılar..”

    – “Cumhurbaşkanının meşruiyeti kalmadı..”

    – “Hükûmetin de öyle..”

    Ardından kaos planı devreye sokulacak..

    Aynı 7 Haziran 2015 seçimlerinin ardından yapıldığı gibi..

    “Hadi Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerini de erkene alalım” diyecekler..

    Sokağı hareketlendirecekler..

    Dün TGRT’de canlı yayında konuk ettiğimiz AK Parti Sözcüsü Mahir Ünal çok önemli iki cümle söyledi:

    – “Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’si yerli ve millî değildir, Türkiye düşmanı bütün güçlerle iş birliği içindedir..”

    – “Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’si FETÖ’nün siyasi aparatıdır bunu açık net söylüyorum..”

    ‘AKP’ DEMEYİN ‘AK PARTİ’ DEYİN!

    Çok değil bundan 5-6 ay önce CHP Sözcüsü Bülent Tezcan siyasi havanın yumuşatılmasını isteyenlerdendi..

    Hatta “AKP demeyin AK Parti, Adalet ve Kalkınma Partisi ifadesini kullanın” demişti..

    Şimdi çıktı Cumhurbaşkanı Erdoğan için “faşist diktatör” dedi..

    Peki birdenbire ne oldu, ne değişti?..

    Cevabı çok basit:

    – CHP şimdilerde içeriden dışarıya konuşmaya başladı..

    – Yanında duracağından emin olduğu küresel güçlere mesaj veriyor..

    – FETÖ’ye “Bu söylemi 165 ülkede kullanın” diyor..

    İSTİFA EDEN BELEDİYE BAŞKANLARI KULLANILMAK İSTENDİ

    Yeri gelmişken yazalım..

    İstifa eden AK Partili belediye başkanlarına “Direnin CHP arkanızda” mesajları gönderildi..

    Ama hepsi ters tepti..

    Hatırlayın iş Melih Gökçek’in CHP’ye geçeceğine kadar götürüldü..

    Bunlar ciddi ciddi konuşuldu..

    İSTİFA EDEN MİLLETVEKİLİNE TEPKİ YOK

    Aytun Çıray CHP’den istifa etti ve Meral Akşener’in partisine geçti..

    Kemal Beye bu sorulunca sanki çok normalmiş gibi konuştu..

    Hatta tepkisizliği “CHP’den başka milletvekilleri de istifa edip Meral Akşener’in yanına gidebilirler” şeklinde yorumlandı..

    Kemal Kılıçdaroğlu olarak baktığımızda 15 Temmuz darbe gecesinin hâlâ aydınlatılamayan karanlık noktaları var..

    Kemal beyin son söylemlerinde ekonomik kriz arzusu görülebiliyor..

    Asgari ücretin dolara endekslenme çağrısında olduğu gibi..

    2019’a giden yol türbülanslarla dolu..

    Gezi, 17-25 Aralık yargı darbesi, 15 Temmuz darbe girişiminde başarılamayanlar yeniden denenecek…(BC –

  • CHP’li Tezcan hakkında suç duyurusunda bulundu

    Zonguldak’ın Ereğli ilçesinde taşeron işçisi Erol Acar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret ettiği gerekçesi ile CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan hakkında suç duyurusunda bulundu.

    2014 yılında yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında aday olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kampanyasına destek vermek için maaşının bir kısmını vererek destek olan Acar, suç duyurusunu içeren dilekçesini Kdz. Ereğli Cumhuriyet Başsavcılığına teslim etti. Acar, Tezcan’ın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hakkındaKİ iftira ve hakaret içeren açıklamasının bir seçmen olarak kendisinin yaraladığını belirterek, “Erdoğan’a oy veren bir birey olarak, Bülent Tezcan hakkında suç duyurusunda bulunuyorum” dedi.

    Acar, verdiği ifadenin ardından adliyeden ayrıldı.

  • CHP Parti Sözcüsü Tezcan: “Sayın Genel Başkanımızın Türkiye’yi dışarıya şikayet etmeye dönük bir beyanatı yoktur”

    CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun Alman dergisine verdiği röportajla ilgili eleştirilere ilişkin, “Sayın Genel Başkanımızın söyledikleri çok açıktır. Türkiye’yi dışarıya şikayet etmeye dönük bir beyanatı yoktur” dedi.

    CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısı Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında gerçekleştirildi. MYK’nın gündemini ise CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Tezcan düzenlediği basın toplantısında paylaştı. Türkiye’nin hızlı bir şekilde bir istihbarat devleti olma yolunda ilerlediğini ileri süren Tezcan, “Bir belge göstereceğim, bu bir tutanak. Bu soruşturma sırasında cumhuriyet savcılıklarının devletin belirli kurumlarından FETÖ terör örgütü soruşturmaları nedeniyle bilgi talep etmesi üzerine emniyet birimlerince hazırlanan bilgi tutanağı. Bu mahkeme dosyasından alınmıştır. Bu tutanakta diyor ki; ‘Bir kişi ile savcılık soruşturma yapıyor dava açılıyor. Bu kişinin terör örgüt ile bağlantısı var mıdır yok mudur?’ diye soru soruyor. Emniyet birimlerinden soruyor. Emniyet birimlerinin hazırlayıp verdiği cevap tutanağı. O kişiyle ilgili bilginin kaynağı olarak gösterilen bir bilgi kaynağı var emniyet birimlerinde. ’Başkanlık Ulusal Güvenlik Birimi’nden gelen bilgiler diyor. Emniyet, hakkında soruşturma yapılan kişi ile ilgili çeşitli kaynaklardan soruşturmalar yapmış. O soruşturmalarda FETÖ terör örgütüyle irtibatı olup olmadığını araştırmış ve bu araştırma yaptığı kaynaklardan birisi de ’Başkanlık Ulusal Güvenlik Kurumu’ imiş. Devletin böyle bir kurumu yoktur. Veri havuzunda mahkemelerin ve savcılıkların soruşturma yapmak için bilgi sordukları Jandarma İstihbarat olabilir, Milli İstihbarat olabilir, diğer istihbarat olabilir, buralar resmi bilgi toplanacak kurumlardır. Ama görüyoruz ki yargı organları soruşturma yaparken başka bir birimden daha emniyet bilgi alıyor. ’Başkanlık Ulusal Güvenlik’ diye bir birim, yasalarımızda düzenlenmiş böyle bir birim yok. Bu açık bir biçimde yasa dışı istihbarat toplama faaliyetidir. Böyle bir örgüt yok, böyle bir örgüt kanunen kurulmuş değil. Birileri böyle bir örgüt adına bilgi topluyorsa bilin ki bu bir özel örgüttür. Kanunen tarif edilmeyen bir özel örgüttür. Kanunen tarif edilmeyen ve özel bilgi toplayan, fişleme yapan bu örgütler hukuk karşısında suç örgütüdür. Başkanlık diye bir kurum yok Türkiye’de. Başkanlık özel güvenlik birimi diye bir birim oluşturulmuş, belli ki buradan çıkan sonuç bu. Başta AK Parti Genel Başkanı olmak üzere Başbakan, İçişleri Bakanı, Adalet Bakanı, hükümet şu meseleyi açıklamak zorundadır; bu birim kimdir? Kimler devlet içinde başkanlık adı altında bir Başkanlık Ulusal Güvenlik Birimi diye bilgi topluyor, fişleme yapıyor. Bu bilgileri mahkemeler nasıl soruyor ve buna dayanarak dosya oluşturuyor? Emniyet birimleri nasıl mahkemelere bunu veri havuzu kabul ederek buradan gelen bilgileri veri havuzunda toplanan bilgiler diyerek mahkemelere bildiriyor? Bu bir yeni paralel devlet oluşturma sürecidir. Hükümet derhal bu işi açığa çıkarmak zorundadır” şeklinde konuştu.

    “AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan dünkü konuşmasında Sayın Genel Başkanımızı tehdit ediyor”

    AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dünkü konuşmasında CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nu tehdit ettiğini savunan Tezcan, “Biz ilk defa Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturduğu günden itibaren devletin en tepesinden milletin ve siyaset kurumunun tehdit edildiği bir süreç yaşıyoruz. Bu tehditlere pabuç bırakmayacağız. Bu tehditlerin hiçbirisi ne bizi ne Sayın Genel Başkanımızı korkutmaya, yıldırmaya, geri adım attırmaya yetmeyecektir, yaramayacaktır” dedi.

    “CHP’ye ve CHP Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu’na dönük bir kumpas hazırlığının ikrarıdır Recep Tayyip Erdoğan’ın bu konuşmaları”

    Tezcan, konuşmasına şöyle devam etti:

    “Şimdi bize çıkmış, ‘Adalet önünde hesap verecekler’ diyor. Biz adalet önünde hesap vermeye hazırız. Adalet önünde hesap vermekten korkmuyoruz. Gerçek bir adaletin önünde hesap verme söz konusu olduğunda adliye kapılarından evlerine gidecek yolu bulamazlar AK Parti hükümeti. Bir şeyi görüyoruz ki aslında Recep Tayyip Erdoğan’ın bu konuşmalarının satır aralarında başka bir şey saklı. Bir yeni kumpas girişimi var. CHP’ye ve CHP Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu’na dönük bir kumpas hazırlığının ikrarıdır Recep Tayyip Erdoğan’ın bu konuşmaları. Enis Berberoğlu ve ona yönelik baskı altında verilen mahkumiyet kararı üzerinden kendilerince CHP’ye dönük bir kumpasın peşindeler. Bizim alnımız ak, bizim çekinecek ve korkacak hiçbir şeyimiz yok.”

    “Bu Adalet Kurultayında adalet anıtı yapacağız”

    MYK’da ‘Adalet Kurultayı’ ile ilgili de etraflı görüşmeyi yaptığını kaydeden Tezcan, “Adalet Kurultayı Çanakkale’de 26-30 Ağustos tarihleri arasındaki 5 gün içerisinde tamamlanacaktır. Burada çok güzel etkinlikler olacak. Paneller olacak, insan hikayelerini dinleyeceğiz, insanlar adaletsizlikle ilgili hikayelerini anlatacaklar. Bu Adalet Kurultayında adalet anıtı yapacağız. Adalet için bir tuğlada sen koy diyeceğiz. Herkes gelecek. Kendi tuğlasını koyarak orada binlerce insanın ortak emeğiyle kalıcı adalet anıtı yaratacağız. Hikayeni yaz da gel diyoruz. Herkes uğradığı adaletsizlik hikayesini bir sayfaya yazıp gelecek, orada bir kutunun içine atacak. Ortak adalet kitabı doğacak buradan” şeklinde konuştu.

    “Başbakan ve Adalet Bakanı ‘yeni bir devlet kuruyoruz’ diyen parti üyesiyle ilgili önce bir kalksın disiplin soruşturması yapsın”

    Tezcan, basın mensuplarının sorularını da cevapladı. Bir soru üzerine Tezcan, “Başbakan ve Adalet Bakanı ‘yeni bir devlet kuruyoruz’ diyen parti üyesiyle ilgili önce bir kalksın disiplin soruşturması yapsın. ’Biz yeni bir devlet kuruyoruz, o devletin lideri Recep Tayyip Erdoğan’dır’ diyen densiz parti üyesi hakkında önce bir disiplin işlemi yapsınlar, onu bekliyoruz. Hala böyle bir hareket yok” değerlendirmesinde bulundu.

    “Biz kontrollü darbe sözüyle ilgili ne söylediğimizi net olarak ifade ettik”

    “Biz kontrollü darbe sözüyle ilgili ne söylediğimizi net olarak ifade ettik” diyen Tezcan, “Kavramları kimin nasıl tarif ettiğinin bir önemi yok. Kontrollü darbe demek bir tiyatro demek değildir. Bu darbe girişimi bir tiyatrodur demiyoruz. Gerçekten bir darbe girişimi olmuştur. Darbenin merkez örgütü FETÖ’dür. Ama bu darbe girişimi öngörülmüştür, istihbaratı alınmıştır, önlenmemiştir. Sonuçlarından yararlanılmıştır. 20 Temmuz darbesi yaratılmıştır. Onun için bu darbeye kontrollü darbe diyoruz. Yoksa ne şehitlerin kanı boşa aktı diyen var. Ancak zamanında önlem almayarak 250 şehidimiz ve 2 bin 193 gazimize bu girişimin mal olmasının hesabını da öngörüp önlem almayanlar bir gün vereceklerdir” şeklinde konuştu.

    “Yenikapı ruhunu inciten biz değiliz”

    Başbakan Binali Yıldırım’ın “Yenikapı ruhu”nun incindiğine yönelik açıklamasının hatırlatılması üzerine Tezcan, “Yenikapı ruhunu inciten biz değiliz. Yenikapı ruhunu inciten aslında hem Sayın Başbakan hem AK Parti Genel Başkanının tutum ve söylemleri, darbenin siyasi ayağını gizlemeye dönük tutumlarına baktığımızda aslında milletin darbeye karşı direniş ruhunu incittiler. Milletin ortak değerleri savunma konusundaki kararlılığını incittiler. Daha Yenikapı ruhu onların söylemiyle devam ediyorken Lozan tartışmalarını biz açmadık, Sayın Recep Tayyip Erdoğan açtı. Devletin vatanının tapusu olan Lozan’ı paçavra gibi göstermeye çalışan biz değiliz. Milletin ruhunu inciten bu” ifadelerini kullandı.

    “Türkiye’yi dışarıya şikayet etmeye dönük bir beyanatı yoktur”

    Tezcan, Kılıçdaroğlu’nun Alman dergisine verdiği röportajla ilgili soru üzerine şunları kaydetti:

    “Sayın Genel Başkanımızın söyledikleri çok açıktır. Türkiye’yi dışarıya şikayet etmeye dönük bir beyanatı yoktur. Siz adaleti yok ederseniz, hukuku yok ederseniz ülke içerisinde ana muhalefet partisi genel başkanı da bunu söyleyecektir. Bunu nerede hangi gazetede olursa orada söyleyecektir. Dergi kendi yorumunu katarak bir açıklama yapmış gerçeğe aykırı bir açıklama yapmış onu da böyle bir açıklamamız yoktur diye derhal düzelttik. Türkiye’yi yabancı ülkelere şikayet etme konusunda bir tecrübe arıyorlarsa o tecrübeyi bizde bulamazlar. O tecrübeyi kendi geçmişlerinde baktıklarında çok rahat görürler. AK Parti iktidar olmadan önce Avrupa ve Amerika’da şikayet etmedik kapı bırakmadılar Türkiye’yi. Bunlar tükenen iktidarın son çırpınışlarıdır.”

    “Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş’un bir an önce cevabını hızlandırmasını umuyor ve bekliyoruz”

    CHP’nin 26-30 Ağustos tarihlerinde Çanakkale’de planladığı Adalet Kurultayı’nı Gelibolu Tarihi Alanı’nda gerçekleştirmek için Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş ile temas kurmasıyla ilgili sorulan soruya Bülent Tezcan, “Gelmedi henüz, bekliyoruz. Anlayamıyorum. Hükümetler gelip geçicidir. AK Parti hükümeti Türkiye’nin ilanihaiyet bir hükümeti olmayacak. Gelibolu da hükümetlerin malı değildir, bu milletin malıdır. Çanakkale’de ortak kanımız akmıştır. Türkiye’de Türk’ü, Kürt’ü, Laz’ı, Çerkez’i herkesin ortak kanının aktığı yerdir. O yüzden Gelibolu ile ilgili bu büyük buluşma konusunda izin verileceğini umuyoruz, verilmesini bekliyoruz. Sanıyorum bazı işlemlerdeki gecikmelerden dolayı bekliyoruzdur diye düşünüyorum. Sayın bakandan haber bekliyoruz. Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş’un bir an önce cevabını hızlandırmasını umuyor ve bekliyoruz” cevabını verdi.