Etiket: Tez

  • Yeni Kent Meydanı tez konusu oldu

    Osmangazi Belediyesi’nin en önemli projelerinden biri olan Kent Meydanı Kentsel Dönüşüm Projesi, Uludağ Üniversitesi Mimarlık Fakültesi öğrencilerine tez konusu oldu. Genç mimarlar, Bursa’ya yeni bir çehre kazandıracak projenin uygulama alanını yerinde inceledi.

    Bursa’yı özlenen kent meydanına kavuşturacak proje için bölgedeki binaların ve işyerlerinin tamamına yakını kamulaştırılırken, yürütülen yıkım işlemlerinin tamamlanmasıyla birlikte 2017 yılı içerisinde ilk kazma vurulacak. Toplam 33 bin 528 metrekare alanı kapsayan Santral Garaj Kent Meydanı Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Projesi, Uludağ Üniversitesi Mimarlık Fakültesi öğrencileri için tez konusu oldu. Uludağ Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nilüfer Akıncıtürk, öğrencileriyle birlikte Osmangazi Belediyesi’ni ziyaret ederek Kent Meydanı Kentsel Dönüşüm Projesi hakkında Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar’dan bilgi aldı.

    Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar, Kent Meydanı Kentsel Dönüşüm Projesi’nin sadece Osmangazi’nin değil Bursa’nın çehresini değiştirecek bir proje olduğunu ifade etti. Başkan Dündar, “Kent Meydanı, Osmangazi Belediyesi binasından itibaren meydanın altından geçen caddeyi yol altına alarak meydan ile alt taraftaki mahalleleri üstten birleştirip bir yaya aksı oluşturacak. Bu, Bursa’ya yeni bir meydan kazandırma projesi. Bu bölge Bursa’nın çok hareketli bir yeri. Gerek araç gerekse yaya trafiği noktasında hareketli bir yer. Bizler de burası ile ilgili ciddi çalışmalar içerisindeyiz. Bugüne kadar 101 milyon TL kamulaştırmaya para harcayarak o bölgedeki kamulaştırmaları belli bir noktaya getirdik. Kamulaştırılan yerleri yıkıyoruz o meydan yavaş yavaş açılıyor. Hedefimiz 2017 yılı içerisinde burasını tamamen elde ederek projenin uygulamasına geçmek” dedi.

    Belediye olarak bu projeyi uygularken üniversite ve STK’larla birlikte çalıştıklarını anlatan Dündar, “Projeyi daha geniş kitlelere yayarak onların desteğini de alıyoruz. Uludağ Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Dekanımız ve öğrencilerimiz bölgeyi inceliyor. Üniversitemiz bu bölgeyle ilgili proje çalışması başlattı, bitirme tezi olarak onlara görev verdi. Tabii öğrencilerimizin yapacağı çalışmalar bizlere katkı sağlayacaktır. Bizler öğrencilerimize başarılar diliyoruz. Bu çalışmayla birlikte birçok kişinin buraya ilgisini çekmek önemli. Öğrencilerimize daha üniversitede okurken şehirle ilgili çalışmalara katılmış oluyorlar. Belediye üniversite işbirliği olarak yararlı çalışmaların ortaya çıkacağını düşüyorum. İnşallah Bursa’mız için güzel bir proje ortaya çıkacak” diye konuştu.

    Uludağ Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nilüfer Akıncıtürk, Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar’a teşekkür ederek, “İzmir, Ankara, İstanbul ve Bursa’nın buluşma, kırılma noktasını diploma projesinde bir grup öğrencimizle çalışmak istedik. Bursa’ya bir şeyler yapabilmiş olmak, katkıda bulunmak açısından bizim için gurur verici. Bu proje için birebir yerinde analizler yaparak, daha sonra da maketlerimizle, projelerimizle o süreci finale taşımak istiyoruz. Bu bölgeyi eğer iyi bir şekilde geleceğe taşırsak Uludağ Üniversitesi Mimarlık Fakültesi olarak gurur duyacağız” dedi.

  • Tez konusu mezar taşlarının karakalem resimlerini yapıp sergiledi

    Balıkesir’de Kuva-i Milliye Müzesi’nde açılan mezar taşları sergisi ilgi gördü.

    Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü yüksek lisans öğrencisi Gülcan Kaba, Burhaniye mezar taşlarını tez konusu yaptı. Gülban Kaba, 6 ayda binlerce mezar taşını inceledi ve seçtiklerinin karakalem resimlerini yaptı. Gülcan Kaba, daha sonra bu çalışmalarını Kuva-i Milliye Müzesi’nde sergiledi. 16 eserin yer aldığı sergi 10 Ekime kadar açık kalacak.

    Serginin açılışına katılan Belediye Başkan Yardımcısı Cemal Akkılınç, ”Hayatımda ilk defa böyle bir sergiye katılıyorum. Kendisini bu çalışmalarından dolayı tebrik ederim. Hakikaten çok ilginç, sürprizlerle dolu bir sergi. Her biri değişik anlamlar ifade ediyor. Burhaniye’mizin değişik merkez ve köylerini tek tek gezerek bir tez hazırlamış. Kendisine eğitim hayatında ve gelecekte başarılar diliyorum” dedi.

    Tarihi mezar taşlarının büyük ilgisini çektiğini Gülcan Kaba, ”Mezar taşı deyip de geçmemek gerekiyor. Her taşın ayrı bir anlamı var. Alim, asker, din adamı, çocuk, genç, kadın gibi herkesin rütbesi taşlardan belli oluyor. Ecdadımızın estetik zevkini, sanatını göstermek istedim. İncelediğim taşlardan bazılarının karakalem resimlerini yaptım. Daha sonra bunları sergilemeye karar verdim” diye konuştu.

  • Gözaltına alınan profesörün darbe için tez hazırladığı iddia edildi

    Kocaeli’de gözaltına alınarak adliyeye sevk edilen Kocaeli Üniversitesi’nde görevli Prof. Dr. Nusret İlker Çolak’ın, eğitim gören askeri personeller için olası darbe sonrası yaşanabileceklere yönelik tez hazırlattığı iddia edildi.

    Kocaeli Emniyet Müdürlüğü’nün FETÖ/PDY terör örgütüne yönelik düzenlediği operasyonlar kapsamında gözaltına alınan Kocaeli Üniversitesi’nde Hukuk Fakültesi Dekanı olarak görevli Prof. Dr. Nusret İlker Çolak, öğlen saatlerinde adliyeye sevk edilmişti. Adliyede işlemleri devam eden Prof. Dr. Nusret İlker Çolak’ın yüksek lisans ve doktora öğrencileri olan TSK görevlisi hakim, savcı ve rütbeli askerlerden oluşan yaklaşık 30 kişiye darbe ve sonrası yaşanabilecekleri konu alan tez hazırladığı ve bu tezlerin kabul edildiği ortaya çıktı. Prof. Dr. Nusret İlker Çolak tarafından hazırlanan tezlerin arasında ise 15 Temmuz darbe girişiminden önce TSK’da görevli olan İbrahim Yurtsever için hazırladığı “Cumhurbaşkanı yüce divanda nasıl yargılanır” adındaki tez yer aldığı belirlendi.

    Öte yandan, adliyeye sevk edilen Prof. Dr. Nusret İlker Çolak’ın evinde yapılan aramalarda ise montajlarla hazırlanmış Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ait ses kayıtları ele geçirildi. Ayrıca Prof. Dr. Nusret İlker Çolak’ın hazırladığı tezlerle yüksek lisans ve doktora yapan 30 TSK görevlisinin tutuklandığı öğrenildi.

  • (Özel Haber) Şehit Kızı Müdürün Verdiği Acı Haber Tez Konusu Oluyor

    Polis memuru olan babası, kendisi 16 aylıkken şehit olan Adana Emniyet Müdürlüğü Sosyal Hizmetler Şube Müdürü Nalan Özen’in şehit yakınlarına acı haberi vermesi bir üniversite öğrencisi tarafından bitirme tezi oluyor.

    Adanalı 12 polis memuru temmuz ayından beri artan terör olaylarından dolayı şehit oldu. Şehit ailelerine acı haberi vermek gibi bir zor görev ise Adana Emniyet Müdürlüğü Sosyal Hizmetler Şube Müdürü olan ve aynı zamanda polis memuru babasını 16 aylıkken şehit veren Nalan Özen’e düşüyor. 2 çocuk annesi Nalan Özen, şehit haberini verdikten cenazeler şehitler defnedilinceye ve sonrasında bir an olsun aileleri yalnız bırakmıyor. Kendisi de şehit kızı olduğu için onların acısını en iyi bilen birisi olarak Özen, şehit yakınlarına bazen ellerini tutarak, bazen de gözyaşı dökmeleri için omuz vererek onlara destek olmaya çalışıyor.

    Nalan Özen müdürün bu acılı dolu hayat hikayesi basın mensupları tarafından haber yapılınca Erciyes Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nde okuyan bir öğrencinin dikkatini çekti. Son sınıfta okuyan öğrenci bu yıl bitirme tezi hazırlayacağı için Nalan Özen’i arayıp iletişime geçti. Nalan Özen ise gerekli izni alması halinde tez konusu olmaktan kurumu adına onur duyacağını söyledi.

    Babası 41 yıl önce bir asayiş çatışmasında şehit olan Özen, içi acımasına rağmen gözyaşlarına hakim olduğunu belirterek, “O an çok zor hele ilk etapta ailenin yanına gidip evladının, eşinin, babasının vatanı için şehit olduğunu söylemek gerçekten çok zor. İnsanlar, keşke şehit olmasaydı da şu an yanımızda olsaydı tabii ki doğal olarak diyorlar. Bu zor görevi başarıyla yapmak da güzel, kendim tekrar aynı şeyleri yaşıyorum. Meslekte yıllarımızı verdiğimiz için çalıştığım bütün kadrolarda yine bu işi yaptığım için bir nevi sanıyorum profesyonelleştik. Bu işi yaparken duygusallığa yer olmuyor yani duygusallık hata yaptırır bu iş hata götürmez” dedi.

    “YILLARCA BİR TOPRAĞI BABA DİYE SEVDİM”

    Özen, babası şehit olduğunda 16 aylık olduğunu, babasını hiç hatırlamadığına dikkat çekerek şunları kaydetti:

    “Yıllarca bir toprağı okşayıp baba diye sevdim, bir de resmini okşayıp baba diye sevdim ama çok zor. Burada şehit olan Murat Savaş Kale şehidimizin 40 günlük bir bebeği vardı çok savunmasız aynı benim yaşadıklarımı yaşayacak hiçbir şey bilmeyecek. Sadece anlatılanlarla babasını tanıyacak ve ölene kadar da o eksikliği o yoksunluğu hiç bitmeyecek. Kendisi baba olsa bile bitmeyecek. Ben anne oldum hayır bitmiyor onun acısını hiçbir şey dindiremez, ömrünü bize veren annem bile dindiremedikten sonra ona en yakın kişi odur hiç kimse dindiremez. Onun yokluğunu da acısını da dindiremeyiz ancak hafifletebiliriz onu da annemiz yapabilir.”

    “TEŞKİLATIM ADINA GURUR VERİCİ”

    Özen, televizyon ve gazete haberlerinden sonra bir üniversite öğrencisinin kendisini arayarak hayatını tez konusu yapmak istediğini söylediğini anımsatarak, “Sizin meslektaş adayınız olan bir kardeşimiz aradı, kendilerinin bitirme tezi hazırladıklarını ve meslek konusunda tez hazırlamada sıkıntı yaşadıklarını bu haberlerden dolayı benim, kendisinin tez konusu olmamı istedi. Bu haberleri örnek alarak tezini buna göre hazırlamak istediğini söyledi. Ben tabii ki olur ama her işte olduğu gibi bu devletin işinde de bir resmi prosedür olduğunu izlemesi gereken yolu da söyledim kardeşimize. Herkesin hissettiği gibi kendisi ve hocaları, şehit çocuğu olmak ve değerli basın mensupları arkadaşların gördüğü gibi başarıyla yaptığım için değişik bir vakaymışım kendilerine göre. Hem şehit çocuğu olarak hem bir kadın ve bir yönetici olarak kolay kolay kimsenin yapamayacağı bir işi başarıyla yapabilmek onların hoşuna gitmiş o yüzden de bana böyle bir teklifte bulundular. Böyle bir teklif karşısında ne yapacağımı şaşırdım bu kadar önemli bir üniversitenin gündemini meşgul etmek hem hoş hem şaşırtıcı, teşkilatım adına da gurur verici bir şey” diye konuştu.