Etiket: test

  • Meme Kanseri Tanısında Genetik Test Devri

    Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serdar Saydam, genetik geçişli olmayan ve toplumda yaygın olarak görülen meme kanseri tipini genetik taramayla tespit etmeye yönelik bilimsel çalışmalarda önemli mesafe kat edildiğini belirtti.

    Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serdar Saydam, Antalya’da gerçekleştirilen 13. Ulusal Meme Hastalıkları Kongresi’nde gündeme gelen kanser tedavisindeki son gelişmeler hakkında bilgi verdi. Kongrede gündeme gelen en önemli konulardan birinin, ‘meme kanseri tanısında genetik çalışmalar’ olduğunu anlatan Dr. Saydam, “Bilim dünyası bu konuda önemli bir mesafe kat etti. Genetik geçişli kanserler, tüm meme kanserlerinin yüzde 8-10’u kapsıyor. Geriye kalan yüzde 90’lık kesimi sporadik dediğimiz kanser tipi oluşturuyor. Bu tip kanserlerde ailede hiç meme kanseri öyküsü yok iken; bir anda meme kanseri gelişiyor. Bu grupta yer alan kanserleri tüm kadınların yüzde 8-10’nunda ortaya çıkıyor. Ancak bu kanserin nedenini bilemediğimiz için kadınların hepsini taramaya (mamografi) gönderiyoruz. Sporadik kanserin de kimlerde görülebileceği konusunda genetik çalışmalar var. Bu kansere yol açtığı belirlenen genler bulunmaya başladı. Yani gelecekte genetik geçişli kanserlerin dışında kalan gruba, bazı gen analizleri yapılıp sonucuna göre, ‘Sen mamografi yaptır, sen risk grubunda değilsin yaptırma’ denilebileceğini düşünüyoruz” dedi.

    100 KADINDAN DOKSANINDA TARAMAYA GEREK KALMAYACAK

    Meme kanserlerinin çoğunluğunda ailede hiçbir kanser öyküsü olmadığına dikkat çeken Dr. Saydam, genetik tanı çalışmalarının gelişmesiyle tarama programlarının daha çok hedefe yönelik ve daha az kadını kapsayacak şekilde yapılacağını belirtti. Şu an 40 yaşın üzerindeki tüm kadınlara yılda bir mamografi çekildiğini anlatan Dr. Saydam, “Toplumdaki 100 kadından 10’unda meme kanseri gelişiyor. Ama biz 100 kadının hepsine de belirli bir yaştan mamografi çekiliyor. Şimdi kanser gelişecek 10 kadını ayırt etmek için genetik test çalışmaları yapılmaya başlandı. Kanserden sorumlu genler bulunmaya çalışılıyor. Bu çalışmalar sonuçlandığında 10 kişinin genetik olarak kansere yatkın olduğu saptanacak. Böylelikle 100 kişiden 90 kişinin taramadan geçmesine gerek kalmayacak” diye konuştu.

    Kemoterapinin verilip verilmeyeceği konusunda bilgi veren genetik testlerin de çok geliştiğini belirten Dr. Saydam, meme kanserinde hedefe yönelik verilecek ilaçlarla ilgili de genetik çalışmaların ilerlediğini söyledi. Dr. Saydam, şunları söyledi:

    “Gelecekte genetik testler sayesinde her hasta bireysel olarak değerlendirilecek. Ve her hastaya ayrı bir tedavi uygulanacağını düşünüyoruz.Kadınlık hormonları pozitif olan hastalara ve kanser koltuk altına sıçramamış hastalarda kemoterapi uygulanıp uygulanamayacağı konusunda genetik analizler yapılabiliniyor. Bu testler artık yurt dışında rutin olarak uygulanıyor.”

  • Otomotiv Test Merkezinde Geri Sayım Başladı

    Bursa’nın Yenişehir ilçesine yapılması planlanan otomotiv test merkezi için geri sayım başladı.

    Türkiye için prestij ve milli proje olarak gösterilen otomotiv test merkezi yatırımı hakkında açıklamalarda bulunan Yenişehir Belediye Başkanı Süleyman Çelik, “Bir süreden beri devam eden test merkezindeki çalışmalarda son aşamaya gelindi. Kamulaştırma bedelleri hesaplara yatırıldı. Şu anda haritaları hazırlanıyor. İmar safhasına geldik. Başbakanımızın Bursa programı öncesi Sanayi Bakanımız ile yatırımın yapılacağı alanda incelemelerde bulunduk. Bizler de 1/000’lik ve diğer planlarda son aşamaya geldik. İnşallah artık en kısa zamanda temel atmak nasip olur” dedi.

    Çin’de bulunan otomotiv test merkezi tesislerinde de incelemelerde bulunan Çelik, “Bizim yapacağımız tesislerde son teknoloji kullanılacak” diye konuştu.

  • Alüminyum Test Eğitim Ve Araştırma Merkezi Projesi Başlıyor

    İSTKA’dan destek alan Alüminyum Test Eğitim ve Araştırma Merkezinin imzaları atıldı.

    Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi (FSMVÜ) çatısı altında faaliyetlerini sürdüren Alüminyum Test Eğitim ve Araştırma Merkezi (ALUTEAM) tarafından hazırlanan, İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB) ile Girişimci Alüminyum ve Sanayici İş Adamları Derneği (GALSİAD) ortaklığında sunulan Alüminyum Test Eğitim ve Araştırma Merkezi Güdümlü Proje, İstanbul Kalkınma Ajansı (İSTKA)’dan destek almaya hak kazandı.

    FSMVÜ-ALUTEAM, İDDMİB ve GALSİAD tarafından birlikte yürütülecek olan Alüminyum Test Eğitim ve Araştırma Merkezi Güdümlü Projesi’nin protokol imzaları İstanbul Valisi ve İstanbul Kalkınma Ajansı Yönetim Kurulu Başkanı Vasip Şahin, FSMVÜ Mütevelli Heyeti Başkanı İsmail Gerçek, FSMVÜ Rektörü Prof. Dr. Musa Duman, İDDMİB Yönetim Kurulu Başkanı Rıdvan Mertöz ve GALSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Celalettin Kırboz’un yanı sıra alüminyum sektörünün ileri gelenlerinin katılımıyla İstanbul Valiliğinde atıldı. 6.5 milyon TL’nin üzerinde bir yatırımla hayata geçirilecek olan projeyi İSTKA yüzde 75 oranında finanse edecek. İstanbul Kalkınma Ajansı olarak destek verilen projelerin özelliklerine değinen İstanbul Valisi Vasip Şahin, “Güdümlü projenin üniversitemize, sanayimize ve İstanbul’a hayırlı olmasını temenni ediyorum. Burada aranan en önemli özelliklerden biri inovatif olmasıdır. İkincisi yenilikçi ve mümkün olduğunca ihracata yönelik olması veya yönelik değilse en azından ithalatı önleyici yatırımlar olmasına dikkat ediyoruz” dedi.

    “TÜRKİYE’DE ALÜMİNYUM, DEMİR-ÇELİKTEN SONRA EN FAZLA İTHAL EDİLEN HAMMADDE”

    Alüminyumun Türkiye’de demir-çelikten sonra en fazla ithal edilen hammadde olduğunu vurgulayan Şahin, “Biz bugün imzaladığımız bu protokolle alüminyum sektörünün test ve eğitim noktasındaki altyapısına destek vermeyi amaçladık. Türkiye ancak bunu sağladığı takdirde yoluna devam edebilecektir. İnşallah bereketli, faydalı sektöre ve üniversitemize ciddi katkılarda bulunacak bir proje olmasını temenni ediyorum. Bundan sonra artık iş, sektöre ve üniversiteye düşüyor” diye konuştu.

    Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesini girişimlerinden dolayı tebrik eden Şahin, açıklamalarına şöyle devam etti: “Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesini ayrıca tebrik ediyorum. Ciddi ve desteğe değer projeler getiriyor. Biliyorsunuz destek bizim değerlendirmemizle belli aşamalardan ve objektif safhalardan geçerek sonuçlanıyor. İnşallah bundan sonra da aynı tür projelere devam edeceğiz. Hayırlı uğurlu olsun.”

    “2023 HEDEFLERİNİ GERÇEKLEŞTİRMEK İÇİN REKABETİN İÇİNDE YER ALMALIYIZ”

    Gerçek, bu projeyle esas hedeflenen amacın alüminyum sektörünün katma değeri yüksek yeni ürünler üretmesi olduğunu belirterek “Çünkü sektör şu an bu tür Ar-Ge faaliyetlerine ve üretim geliştirme faaliyetlerine yeteri kadar insan kaynağı ve maddi kaynak ayıramıyor. Çünkü bunlar maliyetli şeyler” diye konuştu.

    Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı İsmail Gerçek, Kalkınma Ajansı’nın desteği ve üniversitenin de ev sahipliği yapmasıyla finansal kaynağın büyük oranda çözüldüğünü ifade etti.

    Kurulacak merkezin niteliklerine değinen Gerçek, açıklamalarına şöyle devam etti: “Özel sektörle kamu sektörü ve eğitim kurumu arasındaki işbirliği ile bir taraftan burada bir test merkezi kuracağız ve bu yolla daha kaliteli, katma değeri daha yüksek alüminyum üretilmesi sağlanacak, öte yandan üretilen alüminyumların testi yapılmak suretiyle uluslararası rekabette üstünlük sağlamayı hedefliyoruz. Çünkü artık dünyada rekabet çok arttı. Artık firmalar sadece kendi ülkelerinde satış yapmıyor. 2023 hedeflerine baktığımızda, Türkiye’nin alüminyum sektöründen 8 milyar dolarlık bir ihracat bekleniyor. Bu ihracatı sağlayabilmek için mutlaka rekabetin içerisinde bir yer bulmamız gerekiyor. Artık kalitesi düşük alüminyum, dünya alüminyum sektöründeki satışlarda pazar payı bulamıyor. Pazar payını bulabilmemiz için kaliteyi artırmamız gerekiyor. İnşallah bu üçlü sacayağı, Kalkınma Ajansı’nın desteği ve özel sektörümüzle birlikte bunu sağlamayı hedefliyoruz.”

    “ALÜMİNYUM SEKTÖRÜNÜN İHTİYAÇLARINI KARŞILAYACAK BİR PROJE”

    Projenin amaçlarını anlatan FSMVÜ Rektörü Prof. Dr. Musa Duman, bu projenin alüminyum sanayicilerimizin çok önemli ihtiyaçları olan, onların üretiminde bir katma değer sağlayacak olan araştırma geliştirme ve üretim alanlarıyla ilgili test ve araştırma merkezini içeren önemli, güdümlü bir proje olduğunu söyledi. Proje çalışmalarının iki yıl süreceğini anlatan

    Duman, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Ülkemizin 8 milyar dolar hedeflediği ihracat kaleminin kalitesini, katma değerini, üretim niteliklerini artıracak ve bunu sağlayacak bir proje olarak tasarlandı. Haliyle yeni Türkiye’mizin hedefleri arasında yer alan 2023 sanayi-ihracat hedeflerimizin gerçekleştirilmesinde de önemli katkı sağlayacak.”

    “AKADEMİSYEN AÇIĞININ KARŞILANMASI ÖNÜMÜZÜ AÇACAK”

    Projenin ihtiyaçlarına değinen GALSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Celalettin Kırboz da, “Öncelikle bizim akademisyen açığımız var. Akademisyenler konusunda üniversiteden destek alacağız. Bu çok önümüzü açacak bir pozisyon. Sonra laboratuvar anlamında yapılacak şeyler var orada da önümüz açılacak. Bir de bu projenin içinde direk metalden çalışan metal prototipleme merkezimiz olacak. Bu da bizim için kalıpsız imalatta ve örnek malzeme üretiminde son derece olumlu bir durum. Başlangıçta taleplerin karşılanacağı ümidindeyiz, sonrasında geliştirmeyi düşünüyoruz” diye konuştu.

  • Doç. Dr. Güney: “şüpheli İlişki Sonrası Mutlaka Test Yaptırılmalı”

    Mikrobiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Çakır Güney, dünyada 35 milyon kişide Türkiye’de ise 10 binden fazla insanda görülen AİDS’in aslında daha fazla insanda olduğunu, çok sayıda insanın utandıkları için test yaptırmadıklarını söyledi.

    Mikrobiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Çakır Güney, Türkiye’de 10 bine yaklaşan, dünyada ise 35 milyondan fazla insanın HIV enfeksiyonunun etkisinde olduğunu belirterek, “Tek gecelik şüpheli ilişki yaşayanlar AIDS olabileceklerine dair kuşkularını gidermek için test yaptırmaya başladı. Ancak utandığı için testi yaptırmayanlar daha fazla” dedi.

    ERKEN TEŞHİS HAYAT KURTARIR

    Erken teşhis edilir ve uygun şekilde tedavi edilirse, AIDS’ten korunarak uzun yıllar yaşanabileceğine dikkati çeken Güney, şüpheli her türlü cinsel ilişki, güvenli olmayan kan alışverişi sonrası ve hamilelik öncesi HIV testi yaptırılmasını tavsiye etti. Ankaralab Laboratuarlarında her gün onlarca kişiye HIV testi yaptıklarını belirten Doç. Güney, “Hastaların en büyük tedirginliği kimliklerinin ortaya çıkacağı endişesi yaşamaları. Test yaptırırken kendi isminizi söylemek zorunda değilsiniz. Hiçbir özel hastane ya da laboratuarın nüfus cüzdanınızı ya da fotokopisini isteme hakkı yok. Sağlık Bakanlığı’nın da bu konuda genelgesi bulunuyor” diye konuştu.

    İLİŞKİDEN HEMEN SONRA TEST UYGUN DEĞİL

    Kuşkulu bir cinsel ilişkiden hemen sonra test yaptırmanın uygun olmayacağına işaret eden Güney, şu bilgileri verdi:

    “Virüsün ortalama 2-12 hafta kuluçka dönemi olduğu için testin doğru zamanda yaptırılması gerekiyor. HIV teşhisi için kullanılan testler, hastanın kanında, HIV RNA’sı ve HIV’in p24 antijeni ile bu virüse karşı vücudun savunma sistemleri tarafından geliştirilen özel antikoru saptamak amacıyla yapılır. Bu testler virüs vücuda girer girmez pozitifleşmez. HIV RNA’sı, p24 antijeni veya antikorların testlerle saptanabilir düzeye ulaşması, her kişide farklı zamanlarda gerçekleşir. Testler arasında farklılık olmasına karşılık bu süre genellikle 2-12 hafta arasındadır. Bu nedenle, kuşkulu bir ilişkiden hemen sonra test yapılması uygun değildir.”

    TEST VİRÜSTEN KORUMAZ TEDAVİYİ BAŞLATIR

    Güney, HIV testi yaptırmanın kimseyi HIV enfeksiyonu ya da bunun sonucu gelişen AIDS’ten korumayacağının altını çizerken, bu testlerin düzenli yapılmasının daha erken tanı konulup, tedavi programına bir an evvel başlanmasını için önemli olduğunu aktardı.

    AIDS’İN BELİRTİLERİ

    Doç. Güney, HIV enfeksiyonun belirtilerin şöyle sıraladı:

    “HIV bulaşmasından 2-12 hafta sonra hastaların önemli bir kısmında hafif kırgınlık, halsizlik gibi soğuk algınlığı ya da grip benzeri belirtiler gösterir. Ancak bu durum kısa sürede geçer. 8-10 yıl belirtisiz bir dönem gösterdikten sonra, hızlı kilo vermek, kuru öksürük, yüksek ateş, bitkinlik, ishal, hafıza kaybı, depresyon gibi belirtiler gösterir.”

  • Test Sayesinde Yeteneklerini Keşfediyorlar

    Manisa Celal Bayar Üniversitesi (CBÜ) Tıp Fakültesi Psikometrik ve Psikomotor Ölçme ve Değerlendirme Merkezi sorumlusu Prof. Dr. Necip Kutlu, laboratuvarda yaptıkları testle birçok insanın kendi yeteneğini keşfetmesine yardımcı olduklarını söyledi.

    CBÜ Tıp Fakültesi Psikometrik ve Psikomotor Ölçme ve Değerlendirme Merkezi ve Yunusemre Kent Konseyi Engelli Meclisi engellilere destek olmak amacıyla “Zihinsel ve fiziki engelli çocuğa sahip ebeveynlerin duygusal durumu ve kognitif fonksiyonlarının incelenmesi” projesini hayata geçirdi. Projeyle gönüllü ebeveynlerin içinde bulunduğu durum hakkında bilgilendirilmesi, fizyolojik açıdan dikkat, stres ve muhakeme altında tepkilerini kontrol etmesinin sağlanması amaçlanıyor.

    Merkezin sorumlusu Prof. Dr. Necip Kutlu, merkezin 2011 yılında kurulduğunu ifade ederek, merkezin amacının insanların davranış şekillerini bilimsel olarak incelemek olduğunu belirtti.

    Merkezin üniversite seviyelerinde kurulan ilk merkezlerden biri olduğunu kaydeden Kutlu, “Genellikle psikiyatri ve nöroloji hastaları geliyor. Ama sağlıklı insanlarda gelebiliyor. Görsel algı, dikkat nedir, bunu inceliyoruz. Şoför araç sürerken etrafındaki yayaları görebiliyor mu? Bir usta bir kabloyu bağlarken yanında hata yapıp yapmadığını görebiliyor mu? Bunları ölçüyoruz. Bunlar düzenli mi düzensiz mi bunu ölçüyoruz. Yani biz insanların alt yapısını ölçüyoruz. İki psikiyatri hocamız çalışıyor. İki psikolog var, asistanlarımız var. Gelen insanları hem psikolojik olarak, hem de davranış biçimleri olarak ölçebiliyoruz” dedi.

    Engellilere hizmet için bu çalışmayı başlattıklarını vurgulayan Kutlu, “Anne babaların psikolojik durumu nasıl. Bunlarla ilgili çalışmalar yapıyoruz. Engelli kardeşlerimize ister zihinsel olsun, ister bedensel olsun yardımcı olmak istiyoruz. Genel zekalarını ölçerek, ‘sen bu topluma aitsin, senin benden farkın yok’ imajını vermektir. Yani onlara değer verdiğimizi göstermeye çalışıyoruz. Manisalılara hizmet etmek istiyoruz. Sanayide çalışanlarını yeteneklerini ölçmek için çalışma yapıyoruz. Bunlara eğitim vermek gerekiyor” diye konuştu.

    İLK ADIMI ATIYORUZ

    Yapılan değerlendirmelerden sonra ihtiyaç olduğu takdirde gerekli yerlere yönlendirildiğini kaydeden Kutlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz laboratuvar sonuçlarına göre davranıyoruz. Yani ilk adımı atıyoruz. Evlatlarımız bizim en kıymetlimizdir. Dünyada en güzel yatırım insan beynine yapılan yatırımdır. Şimdi yatırırsanız 10 sene sonra meyvesini alırsınız. Sosyal insanlara, seçilmiş insanlara ihtiyaç var.”

    Yapılan testlerden belli bir ücret alındığını ifade eden Kutlu, amaçlarının para kazanmak değil hizmet etmek olduğunu söyledi.

    ÖNEMLİ BİR ADIM

    Yunusemre Kent Konseyi Engelli Meclisinden Bedriye Pehlivan ise, engelli meclisi olarak gönüllü ebeveynler ile projeyi yürütenler arasında köprü vazifesi gördüklerini kaydederek, “Almaları gereken psikolojik desteğin araştırılmasında önemli bir adım olduğunu belirtmek istiyoruz. Bu nedenle, bütün engelli bireyi olan ebeveynleri, engelli eşlerini projeye gönüllü olmaya davet ediyoruz” dedi.

    RIDVAN VE ALEX AYNI YETENEKTE

    Merkezdeki testlerden biri olan tahmin etme hızını ölçen cihazın bugün dünyanın birçok ülkesinde spor kulüpleri tarafından kullanıldığını aktaran Kutlu, bu yeteneğin Türkiye’de Rıdvan Dilmen ve Alex De Souza da çok iyi olduğunu söyledi. Bu testin sadece futbolda değil bilardo ve tenis gibi sporlarda da çok faydalı olduğunu kaydeden Kutlu, dünyanın birçok kulübünün bu testi sporcularına yaptırdığını ancak Türkiye’de böyle bir uygulamanın henüz olmadığını söyledi. Amaçlarının yetişmiş insan ve herkese yeteneğine göre eğitim vermek olduğunu aktaran Kutlu, insanların yeteneklerini keşfetmelerine yardımcı olduklarını belirtti.