Etiket: “terörle

  • Bakan Eroğlu: “Terörle mücadele kararlılıkla sürecek”

    Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu, terörle mücadelenin kararlılıkla sürdürüleceğini söyledi.

    Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Yalova’da 22 milyon TL değerindeki Armutlu Yumrudere Barajı, Armutlu Sarpdere Barajı ve Armutlu Deresi 2. kısım ıslahı projelerinin temel atma töreni ile Termal Kadıköy beldesi Kızılcık Dere ıslahı ve üç ormancılık projesinin toplu açılış törenine katıldı. Törene Bakan Eroğlu’nun yanı sıra Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürü Murat Acu, Orman Genel Müdürü İsmail Üzmez, Doğa Koruma ve Milli Parklar (DKMP) Genel Müdürü Nurettin Taş ve Meteoroloji Genel Müdürü İsmail Güneş de katıldı. Bakanlık projelerinin tanıtım videosunun izlenmesinin ardından kürsüye çıkan Bakan Eroğlu, Yalova’da yapılacak 22 milyon TL’lik yatırımın yanı sıra 193 milyon TL’lik 18 yatırımın daha müjdesini verdi. Doğu ve Güneydoğu’da süren terör operasyonlarına da değinen Bakan Eroğlu, “Şu anda bu devlet her zamankinden daha güçlüdür. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Son terörist etkisiz hale gelinceye kadar mücadelemiz sürecektir. Arkalarında hangi devlet, hangi istihbarat teşkilatı olursa olsun bu kahraman millet onları perişan edecektir. Bende diyorum ki Yarabbi FETÖ başta olmak üzere PKK, PYD, DEAŞ gibi bütün terör örgütlerini ve bunların arkasındaki devletleri perişan et ve tarih sahnesinden sil. Türkiye’nin yıldızı parlak. Bizi Avrupa’ya almayan ülkeler var ya çoktan dağılacak. Bizi alıncaya kadar dağılacaklar. Ama bu bayrak ilelebet bu topraklarda dalgalanacak. Bu ülkenin ve toplumun büyük hedefleri var. Hedefimiz Cumhuriyetin 100. kuruluş yıl dönümünde, 2023 yılında dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girmektir” dedi.

    Bakan Eroğlu, konuşmasının ardından Yalova Valisi Tuğba Yılmaz, AK Parti Yalova Milletvekili Fikri Demirel, AK Parti Yalova İl Başkanı Yusuf Ziya Öztabak ve AK Partili belediye başkanları ile birlikte butona basarak projelerin temel atma ve açılışını gerçekleştirdi.

  • Güvenlik korucuları terörle mücadelede daha aktif olacak

    Van Güvenlik Korucuları ve Şehit Aileleri Derneği Başkanı Ayhan Kahraman, çözüm sürecinde kaldırılması gündeme gelen geçici köy korucularının özlük hakları, isim değişikliği ve 5 bin yeni kadroyla terörle mücadelede daha aktif hale getirileceğini söyledi.

    Yaklaşık 35 yıldır bölgede PKK ile mücadelede aktif rol alan ve bugüne kadar binlerce şehit veren güvenlik korucularının verilen haklardan memnun olduğunu dile getiren Van Güvenlik Korucuları ve Şehit Aileleri Derneği Başkanı Kahraman, “Gece gündüz, kar kış demeden askerlerimizle ve özel harekatçılarımızla bütün operasyonlara katılmaktayız. Biz korucular 22 ilde bölgenin coğrafik yapısını iyi bildiğimiz için askerlerimizin önünden giderek operasyonlarda aktif rol almakta ve terörle mücadeleye devam etmekteyiz. Bu uğurda 2016 yılı içerisinde yaklaşık olarak 44 arkadaşımızı şehit verdik. Bu da bizlerin terör örgütü PKK ile ne kadar aktif mücadele ettiğimizin bir göstergesidir. İnşallah yeni kadro, isim ve statümüzle bu anlamda çok daha aktif olarak rol alacağız” dedi.

    “Artık güvenlik korucuları da tabanca taşıyabilecek”

    Çözüm sürecinde koruculuk sisteminin kaldırılmasının gündeme geldiğini hatırlatan Kahraman, şunları söyledi:

    “Çözüm sürecinde koruculuk sistemi kalktı kalkacak derken, devlet terörle mücadelede korucuların ne kadar elzem olduğunun farkına varmış olmalı ki bu süreçte 5 bin yeni kadro bizlere verildi. Daha düne kadar korucularımız emekli olduklarında 280 TL maaş alırken, bugün devlet yetkilerimizin gayretleri ile asgari ücret olan bin 300 lira maaş almaktalar. Daha önce korucularımıza 840 TL gibi bir maaş verilirken, şimdilerde maaşları en düşük memur maaşına endekslenmiş durumda. Yine korucularımıza tanınan haklardan en önemlilerinden biri de silah ruhsat hakkıdır. Biliyorsunuz özellikle çözüm sürecinde savunmasız olan 13 arkadaşımız şehit edildi. Başkale ilçesinde geçtiğimiz gün katledilen arkadaşlarımız yine silahsızdılar. Çünkü arkadaşlarımız uzun namlulu silahlarını kendileriyle taşımamakta ve sokak ortasında ya da evlerinin önünde alçakça saldırılarla şehit ediliyorlar. Bu sayede korucularımız da tabanca taşıyabilecekler.”

    “35 yıldır koruculara verilen ‘geçici’ ve ‘köy’ ibareleri kaldırıldı”

    35 yıldır koruculara verilen ‘geçici’ ve ‘köy’ ibarelerinin kaldırıldığının altını çizen Kahraman, “Artık korucularımız ‘güvenlik korucusu’ olarak isimlendirildi. Onun için de ben buradan Sayın Cumhurbaşkanımıza, Başbakanımıza ve Dışişleri Bakanımıza teşekkür etmek istiyorum. Bunun camiamıza hayırlı olmasını diliyorum” ifadelerini kullandı.

    Yeni alınacak olan korucularda aranacak şartlar

    Yeni alınacak olan güvenlik korucularının da rastgele alınmayacağını kaydeden Kahraman, “Yeni kadroya alınacak olan korucularımızda askerlik şartı aranacak, şehit yakınları, emekli korucularımızın çocukları, bunların yakınlarına öncelik tanınacak. Herkes korucu olamayacak. Tabi bunların GBT’sinde kişisel bilgileri kadar her şeyleri araştırılarak özenle seçilecek. Her önüne gelen korucu olamayacak. Kısacası güvenlik korucularımızdan oluşan özel timler olacak ve operasyonlarda en saflarda askerimiz ve özel harekatçılarımızla birlikte operasyonlarda aktif olarak yer alacaklardır” diye konuştu.

    Ayda bir defa jandarma birliklerinde eğitim

    Kahraman, ayda bir defa jandarma birliklerinden korucuların silahlı eğitimleri ve denetlemeleri olacağını da dile getirerek, “Özet olarak yeni korucu profili eskisi gibi köylerinde nöbet tutan yaşlılardan oluşmayacak. Yeni korucu profili dinamik, genç, silah ve teçhizatlarıyla askerimiz ve polisimiz gibi eğitimli ve donanımlı olacak” şeklinde konuştu.

  • Azeri Milletvekili Paşayeva: “Avrupa’nın terörle mücadelede bu çifte standartlardan kurtulması gerekir”

    Azerbaycan Milletvekili Ganira Paşayeva, “Avrupa’nın terörle mücadelede bu çifte standartlardan kurtulması gerekir” dedi.

    Denizli Gazeteciler Cemiyeti’ni ziyaret eden Azerbaycan Milletvekili Ganira Paşayeva, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Cemiyet Başkanı Ümit Varol ve yönetim kurulu üyeleriyle görüşen Paşayeva, Azerbaycan topraklarının yüzde 20’sinin hala Ermenistan’ın işgali altında olduğu için 1 milyon insanın 25 senedir evine dönemediğini, Ermenistan’ın tüm bunları uluslararası güçlerin gözü önünde yaptığını kaydetti. Avrupa Birliği’nin terör konusunda gerçekçi olmadığını ve çifte standart uyguladığını belirten Paşayeva, “Maalesef ki Avrupa’nın terörle mücadelede çifte standartları var ve Avrupa terörle mücadelede bu çifte standartlardan kurtulması gerekir. Eğer terör nerede olursa olsun, terör örgütleri ile mücadelede çifte standartlar olmasın. Maalesef ki Avrupa birçok konuda Türkiye’ye karşı, Azerbaycan’a karşı biz bunu yaşamışız, bugün aynı şeyi Türkiye’ye karşı görüyoruz. Yeterli destek vermiyorlar. Ben bunu Strasbourg’ta bunu açık bir şekilde söyledim. Siz Türkiye’ye teröre karşı gereken desteği vermiyorsunuz. Bu çifte standartları bitirmeniz gerekir, terörle böyle mücadele olmaz. Türkiye’nin terörle mücadele ettiği dönemde bazı Avrupa ülkelerinin hatta başkentlerinde terör örgütüne destek çadırları kuruldu. Basında bunun nasıl servis edildiğini de görebiliyoruz. Bu terörle mücadele değil, açık ve dolayısıyla teröre bir destektir. O yüzden bazı Avrupa ülkelerinin terörle mücadele konusundaki yaklaşımları bizi rahatsız ediyor. Bunu da açık söylüyoruz, bu çok üzücü bir şeydir. Terör örgütü neredeyse onun adına terör örgütü denilmesi gerekir” diye konuştu.

    Türkiye’nin terörle mücadele ettiği dönemlerde bazı Avrupa ülkelerinin destek verdiğini belirten Paşayeva, “Bu konuda tabi terör örgütü ile de mücadelede biz her zaman bazen görüyoruz ki, o terör örgütü Avrupa’da her zaman siyasi, finans, basın destekleri başka bazı Avrupa ülkelerinde de buluyor. Terör bir insanlık suçudur, insanlık aleyhine cinayettir ve buna da suskun kalmak olmaz. Nerede kim tarafından, kimlere karşı yapılırsa, hiç fark etmeden terör konusunda düşüncenin aynı olması gerekir. Terörle mücadelede farklı yaklaşımın olmaması gerekir” şeklinde konuştu.

    Fetullahçı Terör Örgütü’nün Azerbaycan’da faaliyet göstermesi konusunda da konuşan Paşayeva, “Azerbaycan, Türkiye’nin aleyhine olan herhangi bir faaliyete izin vermez. Böyle bir şey 25 yıldır, hiç kimse getirip de şu olmuştu da, şuna izin verilmişti de diyemez. Çünkü bu konuda Azerbaycan Cumhurbaşkanımız, Türkiye ziyaretinde açık bir şekilde söyledi. ‘Türkiye’nin gücü bizim gücümüz, sizin gücünüz de bizim gücümüz’ dedi. Türkiye’yi zayıflatacak, Türkiye’ye zarar verecek hiçbir şey Azerbaycan’da olamaz ve Azerbaycan’da kimse ona destek veremez” ifadelerini kullandı.

    Son olarak HDP’li milletvekillerinin tutuklanmasıyla ilgili konuşan Paşayeva, teröre destek verenlerin milletvekili olması veya politikacı olmasının kişiyi hiçbir şeyden uzak tutmayacağını kaydetti. Paşayeva, “Terör örgütü Türkiye’ye çok zarar verdi. Ne zarar verdiğini hepimiz biliyoruz. Ne kadar insanımızı kaybetti, Türkiye’ye her konuda çok zarar verdi ve terör örgütüne destek verilmemesi gerekir. Dünyanın her yerinde terör örgütüne destek verenler cezalandırılır. Terör örgütüne destek verenlere dokunmayan bir ülkeyi dünyanın hiçbir ülkesini tanımıyorum, terör örgütüne kim destek verirse, hepsi cezalandırılır. Burada başka bir yaklaşım yok. O yüzden Türkiye’nin hakkı vardır, terör örgütüne destek veren insanların sorgulanması lazım. Sizin milletvekili olmanız, politikacı olmanız sizi hiçbir şeyden uzak tutamaz. Azerbaycan’da da bu böyledir, eğer herhangi bir insan terör örgütüne destek verirse, ne milletvekili kimliği onu kurtarır ne de başka bir şey onu korur, işin adı terör ise hiçbir şey de onu koruyamaz. O yüzden Türkiye devleti de araştırmaya başlamış ve terör örgütüne desteği varsa tabi ki cezalandırılacaklar. Bir şeye destek vermeyen insan mahkemeden korkmaz. Eğer bir insan suçsuzsa mahkeme 10 sefer çağırsa da onun korkusu olmaz, gene gider. Yani o yüzden Türkiye Devletinin bu konuda hakkı var, buna da başka bir şey ilave etmemize gerek yok” dedi.

  • Başbakan Yıldırım: “Terörle mücadelemizde kararlılığımız devam ediyor”

    Başbakan Binali Yıldırım, Erzurum’da yaralı askerleri ziyaret ettikten sonra yaptığı açıklamada, “Terörle mücadelemizde kararlılığımız devam ediyor. En ufak bir geri adım yok” dedi.

    Erzurum’da şehitler için düzenlenen törene katıldıktan sonra Atatürk Üniversitesi Yakutiye Araştırma Hastanesi’nde tedavi gören yaralı askerlere geçmiş olsun ziyaretinde bulunan ve ardından da Erzurum Valiliği’ni ziyaret eden Başbakan Binali Yıldırım, çıkışta gazetecilere açıklamada bulundu. Başbakan Yıldırım, terörle mücadelede kararlılığın devam ettiğini ifade ederek, en ufak bir geri adım atılmayacağını söyledi. Yıldırım şöyle konuştu:

    “Dün gece Tendürek-Doğubayazıt arasındaki üst bölgesinde maalesef pusu neticesi korucularımız şehit oldu. 8 korucu, 2 de jandarma askerimiz şehit oldu. Yaralı askerlerimiz var. 2 şehidimizi Erzurum’da memleketlerine dualarla uğurladık. Milletvekillerimizle beraber gazilerimizi hastanede ziyaret ettik. Durumları iyi yaralı askerlerimizin. Şehit köy korucularımız da adli raporları tamamlandıktan sonra Ağrı’ya defnedilmek üzere memleketlerine yolcu edildi. Terörle mücadelemizde kararlılığımız devam ediyor. En ufak bir geri adım yok. Bu memleketin her karış toprağına vatandaşlarımız rahatça gidip gelebilecek. Oralarda yaşayabilecek, iş güç yapabilecek. Operasyonlar devam edecek. Yarın Ağrı Doğubayazıt’ta görev yapan, operasyonlarda görev yapan birlikleri ziyaret edeceğim. Korucularımızın yakınlarına taziye vereceğiz.”

  • Hükümetin terörle mücadelesini her şart ve koşulda destekliyoruz

    Demokrat Eğitimciler Sendikası Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Zülfikar Kotanlı, hükümetin terörle mücadelesini her koşulda desteklediklerini ancak görevden almalarda ve işe son vermelerde hakkaniyetin gözetilmesini sapla samanın iyi ayırt edilmesi gerektiğini söyledi.

    Kotanlı, “Tarihte kara bir leke olarak yerini alacak olan 15 Temmuz 2016 tarihli şerefsizce yapılan kalkışma ve darbe girişimini fetö/pyd terör ve tedhiş örgütü her koşulda Müslüman Türk milletinin lanetine uğradığı gibi hak ettiğini mutlaka bulacağı kanaatindeyiz. Görevden uzaklaştırılan kamu görevlilerinin suçlarının taraflara bildirilmesi ve suçsuz olanlara ayrıca savunma hakkı verilmesi yargının kararı bağlayıcı olacağı gibi yapılan mücadelede Fetö/pyd gibi diğer bir terör örgütü pkk ayırt edilmemeli aynı kararlılıkla üzerine gidilmelidir. Sayın Başbakan Binali Yıldırım‘ın yaptıkları son açıklamalarında teröre bulaşmış 14 bin öğretmenin açığa alınacak olması bizleri ziyadesi ile sevindirmiştir bu nedenle Başbakana geleceğimizin teminatı olan çocuklarımız adına yüce Türk milleti adına şükranlarımızı arz ediyoruz.” dedi.

    Demokrat Eğitimciler Sendikası Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Zülfikar Kotanlı, ÖYP ile atanan akademik personelin durumlarının yeniden gözden geçirilmesini belirterek şöyle konuştu:

    “Üniversitelerde çeşitli fakültelerde bin bir zorluklarla akademik kadroya atanan kardeşlerimiz 2 Eylül tarihinde çıkarılan KHK ile mağdur edilmişlerdir.

    Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı (ÖYP) kapsamında “33.maddenin (a) fıkrasına göre araştırma görevlisi kadrosuna atanmış olup bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte araştırma görevlisi kadrosunda bulunanların statüleri her hangi bir işleme gerek kalmaksızın 50 nci maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde belirtilen

    Statüye düşürülmüş sayılır ve bunlar hakkında söz konusu (d) bendi hükümleri uygulanır” deniliyor.

    “Bu KHK ile statüleri değiştirilen araştırma görevlileri 33 üncü maddenin (a) fıkrasına göre yeniden atama yapılmayanlar mecburi hizmet yükümlülükleri kaldırılır’’ şeklinde uygulamaya sokulması ile binlerce araştırma görevlisi mağdur edilmektedir.

    Çıkarılan KHK ile tüm inisiyatif üniversitelerde bölüm başkanlarına ve dekanlara verilmektedir. Bölüm başkanları ve dekanlar istediklerini istedikleri gibi kadrolara atayabilecek istediklerini kadro dışı bırakacaktır. Bu KHK doğrultusunda alınan karar başından beri ÖYP sistemine karşı çıkan ve ÖYP asistanlarını hor gören ve dışlayan üniversite hocalarının kendi istedikleri kişileri kadrolara doldurmaları için fırsat doğurmakta ve ekmeklerine yağ sürmektedir. Yıllarca emek sarf ederek yıllarını bilim için feda eden araştırma görevlisi olma seviyesine gelen, yüksek lisans ve doktora tezlerini veren akademisyenlerin mağduriyetlerinin giderilmesi hususunda Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve Sayın Başbakan Binali Yıldırım’ ın müdahil olmalarını bekliyoruz.

    Umuyor ve diliyoruz ki çıkarılan bu KHK yeniden gözden geçirilir ve fetö /pyd ve pkk terör örgütlerine bulaşmış hainler araştırılarak üniversitelerden uzaklaştırılarak emekleriyle hak eden genç akademisyenler bilime kazandırılır.”