Etiket: Terminatör

  • Terminatör gerçek olabilir

    Türkiye’deki girişimci şirketlerini, ulusal ve uluslararası yatırımcılarla buluşturan T-Bootcamp etkinliğine katılan IPFC Online Kurucusu ve CEO’su Pierre Pinna, robotların önümüzdeki 5 yıl içinde pek çok mesleği insanlardan devralacağını söyledi. Yapay zeka ve dijital dönüşüm konularında dünyada tanınmış isimlerinden biri olan Pinna, “Çok yakın bir zamanda çalışma mekanlarımızı robotlarla paylaşacağız. Bilim kurgu filmleri tabii ki gerçek olabilir” dedi.

    Girişimci ve yatırımcıların en önemli buluşma noktalarından biri olan, Türkiye’deki inovasyon çabalarını ön plana çıkaran T-Bootcamp etkinliği, Yaşar Üniversitesi Minerva Kuluçka Merkezi ve teknoloji platformu oluşturma kuruluşu WBCONS-HD işbirliğiyle İzmir’de Selçuk Yaşar Kampüsünde düzenlendi. Yapay zeka ve dijital dönüşüm konularında teknoloji dünyasının önde gelen isimlerden IPFC Online Kurucusu ve CEO’su Pierre Pinna, hızla yayılan Fintech ve Blockchain uygulamaları konularında önemli liderlerden Inclusivity Network Kurucusu Antonio Javier Ruiz, Peak State Consulting Direktörü Anuj Khanna, Teknoloji ve İnsan Kolejleri Kurucusu Zeynep Dereli ile İzmir ve İstanbul’dan katılan girişimciler konuşmacılar arasında yer aldı. Girişimciler dikkat çeken projelerini katılımcılara sundular.

    Robotların pek çok mesleği insanlardan devralacağını ifade eden Pierre Pinna, önümüzdeki 5 yılın senaryosunu çizdi. Etkinlikte niteliksiz işlerde çalışan kişiler için önümüzdeki yılların ekonomik açıdan daha da zor geçeceğine değinen Pinna, “Yapay zeka sayesinde robotlar önümüzdeki 5 sene içinde pek çok mesleği insanlardan devralacak. Çok yüksek yetenek gerektiren meslekler ise bize kalacak. İnsanlığı ilerletmek ve kötü şartlar altında yaşayan insanlar için bu aslında bir şans. Yakında çalışma mekanlarımızı robotlarla paylaşacağız. Bu nedenle robotlarla işbirliği içinde olabilmek için genç insanları eğitmemiz gerekiyor. Özellikle gençlerin, makine öğrenimi, derin öğrenme ve veri analitiği konularında eğitimli olmaları gerekiyor. Niteliksiz işlerde çalışan insanları bu alanlara kaydırarak eğitim vermemiz gerekiyor” dedi.

    Bilim kurgular gerçek olabilir

    Popüler bilim kurgu filmlerinden Terminatör gibi filmlerin bir gün gerçek olabileceğini; ancak robotların insanlığa zarar vermeyeceği görüşünü savunan Pinna, “Bilim kurgu filmleri tabii ki gerçek olabilir. Şu bir gerçek ki 10-20 sene sonra robotlar tüm sektörlerde bizden çok daha aktif çalışacaklar dolayısıyla insanları domine edecekler; ancak korkmayın, bize zarar vermeyecekler ya da bizi yok etmeyecekler. Bunlar sadece film senaryoları. Robotlardan korkmaktan ziyade ülkelerin siber güvenlik konusunda çalışma yapmaları ve buna yeterince bütçe ayırmaları gerekiyor. Bu robotların bizim işlerimizi elimizden almalarından çok daha önemli bir konu” diye konuştu.

    Günümüzde insanları yönetmek için kullanılan global methotların gerçekçi olmadığını da savunan Pierre Pinna, “Hem büyük, hem küçük ölçekli firmalara dijital transformasyonda başarılı olabilmeleri için hizmet veriyoruz. Bünyemizde 100’e yakın kişi görev alıyor; artık çalışanları global methotlarla yönetmek gerçekçi değil. Çalışanlarınıza büyük bir amaç vermeniz, onlara saygı duymanız ve her zaman objektif olmanız gerekiyor; ancak böylece kendilerinden yeterince verim alabilirsiniz” dedi.

    Teknoloji ve İnsan Kolejleri Kurucusu Zeynep Dereli de, yakın gelecekte yok olacak mesleklere dikkat çekti. Dereli, “Dünyada 1,7 milyar iş gücü gidiyor, yerine 1,9 milyar yeni iş gücü geliyor. Bu 1,9 milyar iş yeni yetkinlikler gerektiriyor. Bu yeni düzen muhasebe elemanlarının, sigorta sektöründe çalışan elemanların, hukuki basit sözleşmeler konusunda çalışanların, call center merkezlerinde çalışanların işlerini bitirecek; çünkü hep aynı, motomot çalışılan işler kalmayacak. Artık ucuza iş gücü yaratabilmek değil katma değerli işler yaratmak değerli. İleri ki dönemlerde diğer büyük ekonomilerin sömürgesi haline gelmek istemiyorsak kendi iş gücümüzü ona göre yetiştirmemiz gerekiyor” diye konuştu.

  • Terminatör böcekler ormanlarda

    Bursa Orman Bölge Müdürlüğü, çam ormanlarına yangınlardan daha fazla zarar veren çam kese böceği için biyolojik mücadeleye hız verdi. Bursa’daki laboratuarda özel olarak üretilen ve çam kese böceğiyle mücadele eden terminatör böcekler ormanlara salındı.

    Orman ekosistemine zarar verdiği için kimyasal ilaçlamaya son veren Bursa Orman Bölge Müdürlüğü, ormanlarda tespit edilen çam kese böceğine karşı biyolojik mücadelesini aralıksız sürdürüyor. Bursa Osmangazi’de kurulan Biyolojik Mücadele Laboratuvarında üretilen terminatör böcekler ormanlara salınıyor.

    Bursa Orman Bölge Müdürü Arif Can, “Antalya Orman Bölge Müdürlüğünden çam kese böceğinin yırtıcısı olan 2 bin 500 adet calosomasycophanta denilen anaç terminatör böcek ergini getirilmiştir. Müdürlüğümüz laboratuvarında bu erginlerden terminatör böcek üretimine başlandı. Şimdiye kadar 31 bin adet yırtıcı böcek üretilerek ormanlara salındı. Türkiye’de bu böcek türü yaklaşık 100 yıldır etkili olmaktadır. Bizim terminatör böcek salım hedefimiz 50 bin, ancak ne kadar çok yaparsak o kadar faydalıdır” dedi.

    Orman Genel Müdürlüğü’nün birçok bölge işletmelerinde bu laboratuvarın kurulduğunu ve kurulmaya devam ettiğini ifade eden Bursa Orman Bölge Müdürlüğü Orman Zararlılarıyla Mücadele Şube Müdürü Özden Açıcı, “Antalya’dan getirdiğimiz anaçları ilk olarak dişi ve erkek birey ayrımı yapılarak kutulara aktarıyoruz. Bunları besleyerek yumurtalar elde ediyoruz. Bu anaçlar yumurtladıktan sonra anaçları tekrar geri alıyoruz. Toprak içerisinde kalan yumurtaları topluyarak Arı ayrı küçük kavanozlara aktararak yumurtadan larvaların çıkışını bekliyoruz. Yumurtadan çıkan larvalar beslenerek büyümesi sağlanıyor. Biz larva aşamasındayken toprağa yani ormana salım işlemini gerçekleştiriyoruz. Ne kadar erken salım yaparsak o kadar doğaya uyum sağlaması kolay oluyor. Toplam yumurta, larva ve salım işlemi yaklaşık 45 günü buluyor. Ama böceklerin hayat döngüleri tamamen hava sıcaklığı ve iklimle alakalı oluyor. Biz burada laboratuvar koşullarında ısıyı ve nemi dengeleyerek üretim sürecini uzatmaya çalışıyoruz. Bunlar salındıktan sonra doğal ortamlarında 3-4 yıl yaşıyorlar” dedi.

    Bursa Bölge Müdürlüğü olarak 2016 yılında laboratuvarı kurduklarını ve 2017 yılı itibariyle üretime başladıklarını belirten Açıcı, “Daha önce kese böcekleriyle mücadelemiz mekanik yapılıyordu. Yani çam keselerini toplayarak yakıyorduk. Bunun haricinde mazot ile karışım yapıp keselerin içerisine koyuyorduk. Eylül ayında oluşan bu keseler Nisan ayına kadar ağaçlarda yaşamlarını sürdürüyorlar. Bu süreç içerisinde bir ağaçta bulunan birden fazla kese, ağacın gelişmesini ve direncini zayıflatıyor” diye konuştu.

  • Memur Sen Genel Başkan Yardımcısı Olçum: “Bu sistem diktatör değil millete çalışacak terminatör üretir”

    Memur Sen Genel Başkan Yardımcısı Atilla Olçum, “Bu sistem dışarıdaki küresel baronların, içerideki işbirlikçileriyle bu ülkenin oynadıkları oyunları göz önüne getirdiğimizde bu sistem diktatör değil üretse üretse terminatör üretir. Millete çalışacak, bir terminatör üretir” dedi.

    “Memur Sen’e Davet Tercihimiz Evet” programı kapsamında Memur Sen Genel Başkan Yardımcıları Hasan Yalçın Yayla ve Atilla Olçum Isparta’ya geldi.

    Halk Eğitim Merkezi’nde düzenlenen program öncesi genel başkan yardımcıları İHA’ya açıklamalarda bulundu. Memur Sen Genel Başkan Yardımcısı Atilla Olçum, 16 Şubat tarihinden itibaren 81 il ve 100 büyük ilçede referandum süreciyle ilgili “Memur Sen’e Davet Tercihimiz Evet” sürecine girdiklerini belirterek, “46 gündür geziyoruz. Bu ziyaretlerimizin referandumla birlikte iki gündemi daha var. Malumunuz sendika konfederasyonu olmamız sebebiyle genel merkez olarak 1 milyon 111 bin 111 üye hedefimiz var. Bu hedef 15 Mayıs 2017 için geçerli. Bir de ağustos ayında yapacağımız toplu sözleşme var. Yetkili konfederasyon olmamız sebebiyle bu yıl 5 milyon kamu çalışanını temsil edeceğiz. Yeni dönem toplu sözleşmede kamu çalışanları adına isteyeceğimiz taleplerle ilgili bir süreç yönetiyoruz” dedi.

    “Bu sistem terminatör üretir”

    Olçum, 16 Nisan’da Türkiye’nin hükümet sisteminin değişikliğinin oyalanacağı bir referandum süreci olduğunu belirterek, “Memur-Sen olarak kurulduğumuz günden bu yana kamu çalışanlarının öncüsü, sözcüsü olmakla birlikte milletin de değerlerini merkeze alarak, milletin sözcüsü olmayı kendimize misyon edindik. 2010 yılında yine bir referandum yapılmıştı. Biz o zaman toplumsal sözleşmeye de toplu sözleşmeye de evet demiştik. Ülkenin demokratikleşmesi adına biraz daha sivil siyasetin bürokrasinin sivilleşmesi adına kapının aralanacağına olan inancımızdan dolayı yine sağımızda ve solumuzdaki sendikalar baktığınızda tek evet kampanyası yürüten konfederasyonduk. Sağımız ve solumuzdaki sendikalar o süreçte hayır kampanyası yürüttüler. Memura toplu sözleşme hakkı verilmesine rağmen hayır kampanyası yürüttüler. Sürece hep ideolojik olarak yaklaşmışlardı. O dönemde de durdukları yer hayırdı. Milletin karşısıydı. Bugün 15 Temmuz gibi bir süreçten sonra b milletin 16 Temmuz sabahına uyandıktan sonraki sivil sürecinde, kendini yönetme sürecinde biz yine milletin anında yer alıyoruz. Milletin değerleriyle barışık bir siyaset anlayışının bu ülkede hayata geçeceğine olan inancımızdan dolayı evet diyoruz. Tüm teşkilatlarımızla alandayız. Milletle kucaklaşıyoruz. Bu süreci sadece Cumhurbaşkanımıza, Başbakanımıza bırakmıyoruz. Çünkü bu ülkenin geleceği bizim geleceğimiz. Çocuklarımızın geleceği. Hani diyorlar ya tek adamlık diktatörlük ben de diyorum ki; Bu sistem dışarıdaki küresel baronların, içerideki işbirlikçileriyle bu ülkenin oynadıkları oyunları göz önüne getirdiğimizde bu sistem diktatör değil üretse üretse terminatör üretir. Millete çalışacak, bir terminatör üretir. Her 10 yılda bir darbelerle yaşayan bir ülke konumuna geldik. Her 10 yılda iradesine ipotek konulan bir ülke konumuna geldik. O zaman artık buna son vermek gerekiyor. 16 Nisan, 15 Temmuz destanını kurumsallaştırmanın da zamanıdır” diye konuştu.

    “Milletin değerlerinin yanında olduk”

    Memur Sen Genel Başkan Yardımcıları Hasan Yalçın Yayla da, “Biz 16 Nisan’ın bir milat olduğuna inanıyoruz. Biz aynısını 2010 referandumunda da yaşamıştık. O zamanki referandum 12 Eylül darbesiyle, vesayet odaklı bir hesaplaşmaydı. Aynı zamanda memur sendikacılığı adına toplu görüşmeden toplu sözleşmeye geçilen önemli bir adımdı. Bu önemli adımda Memur-Sen dışındaki konfederasyonların hayır demesi o zaman ki zihniyetin şimdi de aynı olduğunu gösteriyor. Biz her zaman milletin yanında olduk. Milletin değerlerinin yanında olduk. Bugün de bakıyorsunuz Türkiye’nin önünü açacak, belki attığımız yavaş adımlardan sonra koşarak ilerleyeceğimizi bir sürece gireceğimiz bir sistem değişikliği. Biz bunu böyle görüyoruz. Belki siyasetten zor daha önce alanlara indik. Toplumun en dinamik kesimi olması gereken yer memurlar. Çünkü belli bir eğitim seviyesine sahipler. Öyleyse toplumu biz bilgilendirmeliyiz. Memur-Sen olarak bizim söyleyeceklerimiz var. Bizim bu millete borcumuz var. Türkiye’yi dolaşıp niye evet dediğimizi anlatmak için alanlardayız” dedi.

  • Terminatör Böcekler İşbaşında

    Çam ormanlarının azılı düşmanı çam kese böceğiyle mücadele için Isparta’da laboratuvar ortamında üretilen terminatör böcekler doğaya salınacak.

    Çam ormanlarının yoğun olduğu Isparta bölgesinde ağaçların düşmanı çam kese böceğiyle mücadele, hiçbir kimyasal maddeye ihtiyaç duyulmadan, biyolojik yöntemle yapılıyor. Isparta Orman Bölge Müdürlüğü bünyesinde üretilen ve adına terminatör denilen (Calasoma sycophanta) böcek sayesinde, çam kese böceğinin yoğun şekilde üremesinin önüne geçiliyor. Üretilen 12 bin adet böcek kısa bir zaman dilimi içinde doğaya salınacak.

    DOĞAYA ZARAR VERMEDEN MÜCADELE

    Isparta Orman Bölge Müdürü İsmail Tüfekçi, gazetecilere yaptığı açıklamada çam kese böceği ile mücadele kapsamında terminatör böcek üretme istasyonuna sahip olduklarını söyledi. Çam ormanlarında her yıl sonbaharda üreyen çam kese böceklerinin ağaçlara zarar verdiğini kaydeden Tüfekçi, “Ağaçlarımızı kurutmuyor ancak atımını engelliyor. Bu zararlıyla mücadele etmenin en güzel yolu da tabiata zara vermeyen terminatör böcekle yapılan biyolojik mücadele. Çok yoğun üremenin olduğu çam kese böceğinin olduğu yere terminatör böceğini salmak üzere bu istasyonda böcek üretimi yapıyoruz” dedi.

    “EKO SİSTEM KORUNUYOR”

    Böcek üretiminin nasıl yapıldığını anlatan Tüfekçi, “Bunun için tabiatta var olan anaç böcekleri toplayıp laboratuvar ortamında yumurtalarını alıyoruz. Bir böcek 50 yumurta verebiliyor. Buradan aldığımız yumurtaları beşerli gruplar halinde tüp içinde bir hafta saklıyoruz. Yumurtaları fidan üretiminde kullandığımız kapların her bir odacığına bir yumurta koyuyoruz. Beslenmesi için de çam kese böceği konuyor. Terminatör yumurtaları 21 gün sonra tabiata salınacak duruma geliyorlar. Bunları daha sonrada doğaya salıyoruz. Çam köse böceğinin yoğun ürememesi böylece sağlanıyor. Eko sistem korunmuş oluyor. Bu yıl hedefimiz olan 10 bin terminatör böcek üretim hedefini geçtik. Şu günlerde de doğaya salınacak” açıklamasında bulundu.

    10 YILDA 120 BİN BÖCEK

    Biyolojik mücadelede önem arz eden böcekten 2004 yılından bu yana 120 bin adet doğaya bırakıldığını kaydeden Tüfekçi, her yıl biyolojik mücadele çalışmaların arttırılacağını sözlerine ekledi.