Etiket: Termik

  • Çatalağzı ve Muslu’daki termik santral başvurusu ile ÇED süreci durduruldu

    Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, belediye başkanlarının şikayetini dikkate alarak Çatalağzı ve Muslu bölgesindeki yeni termik santral başvurusu ile ÇED sürecini durdurdu.

    Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Muslu ve Çatalağzı Belediye Başkanlıklarının şikayetini dikkate alarak Eren Enerji’nin yeni termik santral başvurusu ile Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) sürecini durdurdu.

    Bakan adına Genel Müdür Yardımcısı Ali Rıza Tanas imzası ile Zonguldak Valiliği’ne, Muslu Belediye Başkanlığı ve Atatürkçü Düşünce Derneği’ne sürecin durdurulduğuna ilişkin yazı gönderildi. Gönderiler yazıda, Zonguldak İl sınırları içerisinde yapılması planlanan termik santral projelerinin mevcutta yer alan termik santrallerle birlikte değerlendirilmesi neticesinde, ortaya çıkması muhtemel çevresel problemler ve insan sağlığına ilişkin hassasiyetler sıralanarak belediyelerin şikayetleri dikkate alındı.

    “ÇED süreci durdurulmuştur”

    Ali Rıza Tanas imzalı yazıda bakanlığa yapılan başvurunun ardından inceleme ve değerlendirme komisyonunun toplandığı ve neticesinde ÇED sürecinin durdurulduğu dikkat çekildi. Yazıda, şöyle denildi:

    “Zonguldak Eren Enerji Termik Santrali-IV (700 MWe/707,8MWm/1.677,5MWt) ve Derin Deniz Deşarjı’’ entegre projesi ile ilgili olarak ÇED Yönetmeliği’nin 8’inci maddesi kapsamında hazırlanan ÇED Başvuru Dosyası ile ilgili olarak 17.04.2015 tarihinde e-ÇED sistemi üzerinden Bakanlığımıza başvuru yapılmıştır. Proje ile ilgili olarak ÇED Yönetmeliği’nin 12’inci maddesi gereğince 27.09.2016 tarihinde gerçekleştirilen 1’inci İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu toplantısı neticesinde bahse konu projeye ilişkin ÇED süreci durdurulmuştur.”

    Memnuniyetle karşılandı

    Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Çatalağzı ve Muslu beldelerinde yapımı planlanan yeni santrali durduran karar ise memnuniyetle karşılandı. Muslu Belediye Başkanı Sabahattin Adıyaman ve Çatalağzı Belediye Başkanı Adnan Akgün; Çevre ve Şehircilik Bakanlığının, bölgesel hassasiyetleri ve kamuoyunun sağlığına dair duyarlılığına yönelik aldığı ÇED sürecini durdurma kararını memnuniyetle karşıladıklarını dile getirerek, haklı ve samimi mücadelelerinin verdiği bu sonucun tüm Zonguldak halkına hayırlı olmasını dilediler.

  • ÇMO Genel Başkanı Bozoğlu: “2 termik santral için 43 bin 156 ağaç kesilecek”

    Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) Genel Başkanı Baran Bozoğlu, Adana, Mersin, Hatay bölgesinde yoğunlaşan termik santral projelerinin sağlıklı yürütülmediğini söyleyerek, “2 termik santralin yapılması için 43 bin 156 adet ağaç kesilecek” dedi.

    ÇMO Genel Başkanı Baran Bozoğlu, bir dizi temaslarda bulunmak için Adana’ya geldi. Çukurova Gazeteciler Cemiyeti’nde basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Bozoğlu, “Adana ve Hatay illerinde mevcut ve planlanan termik santrallerin kaplayacağı toplam ormanlık alan miktarı 3.645.883,31 metrekare yani yaklaşık 365 hektar olarak belirlenmiştir. Planlanan santrallerin Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporlarında kesilecek ağaç miktarları net olarak belirtilmemiştir. Yalnızca planlanan 2 santral projesi kapsamında kesilecek ağaç miktarı 43 bin 156 adet olarak verilmiştir. Yok olan bu ormanlarla birlikte karbondioksit tutma ve oksijen üretim kapasitesinin azalacağı su götürmez bir gerçektir” dedi.

    1 yılda toplam açığa çıkacak Co2 miktarı en az 183 milyon 522 bin ton

    Adana ve Hatay illerinde mevcut ve planlanan termik santrallerde yılda 67 milyon 407 bin 626 ton kömür yakılmasının planlandığını ifade eden ÇMO Genel Başkanı Baran Bozoğlu, daha sonra şunları söyledi:

    “Bu miktar kömürün yakılması ile birlikte yılda 10 milyon 721 bin 782 ton kül açığa çıkacaktır. Mersin ilinde planlanan Eren Termik Santrali’nde ise yılda 5 milyon 480 bin ton kömür yakılması planlanmaktadır. Bu miktar kömürün yakılması ile birlikte yılda 564 bin 480 ton kül açığa çıkacaktır. Yılda toplam 72.887.626 ton kömür yakılacak ve 11.286.262 ton kül açığa çıkacaktır. Bu miktarda bir tüketimin ve oluşacak etkinin kümülatif olarak değerlendirilmediği görülmektedir. Hava kirliliğine dair de kümülatif etkinin değerlendirilmediği yine raporlarda oraya çıkmaktadır. Bölgede yılda toplam açığa çıkacak karbondioksit (Co2) miktarı en az 183 milyon 522 bin ton olacaktır.”

    “Paris iklim anlaşması bir an önce meclisten geçmeli”

    Paris iklim anlaşmasına da değinen Bozoğlu, “Özetle, dünyanın yok oluşuna katkı vermemek adına termik santraller projeleri acilen sonlandırılmalıdır. Halihazırda devam eden ancak yetersiz olan enerji tüketimimizi azaltacak, verimliliği arttıracak ve kayıp ve kaçakları engelleyecek çalışmalar daha fazla desteklenmelidir. Yenilenebilir, temiz ve kuşkusuz yerli enerji üretim biçimlerinin geliştirilmesi sağlanmalıdır. Paris Anlaşması’nın meclisimizde kabul edilmesi için vakit kaybedilmemelidir” şeklinde konuştu.

  • Termik santrale karşı çıkan muhtarlar, avukatlara dava vekaleti vermeye başladı

    Bartın’ın Amasra ilçesinde kurulmak istenilen termik santrale karşı çıkan muhtarlar, avukatlara dava vekaleti vermeye başladı. İptal edilen ÇED raporunun, başka isimle kabul edildiğini ileri süren vatandaşlar, uygulamanın hukuksuz olduğunu savundu.

    Bartın’ın Amasra ilçesine kurulmak istenilen termik santral için ÇED raporu ilk olarak iptal edildi. İddiaya göre santrali yapacak olan firma aynı koordinatlar üzerinden yeni rapor hazırlayarak sadece ismi değiştirdi. Bu ÇED başvurusunun olumlu neticelenmesi üzerine binlerce vatandaş harekete geçti. 126 sivil toplum kuruluşu firmaya dava açmak için harekete geçti.

    Muhtarlar dava için vekalet verdi

    Santralin bölgeye ve turizme çok zarar vereceğini ileri süren Amasralı muhtarlar, dava açılması için noterler aracılığıyla avukatlara vekalet vermeye başladı. Muhtarlar Günü olması sebebiyle toplanan 35 köy muhtarı Atatürk anıtına çelenk sundu. Daha sonra topluca notere giden muhtarlar, Amasra’ya kurulmak istenen termik santrale karşı açılacak olan davaya müdahil olmak istediklerini söyleyerek avukatlara vekalet verdi.

    3 bin yıllık tarihi ile dikkat çekiyor

    Fatih Sultan Mehmet Han’ın sözlerinden de alıntı yapan muhtarlar, “Biz ilçemizin turizm ile kalkınmasını ve anılmasını istiyoruz. Yıllar önce Osmanlı padişahı ilçenin güzelliğini görüyor ve Amasra’ya o zaman hak ettiği değeri veriyor. Bu santrali buraya kurmak isteyenler atalarına, dedelerine hiç mi saygı duymuyor” dedi.

    Bartın’ın sahil şeridinde bulunan ve her yıl binlerce turisti ağırlayan Amasra ilçesi, doğal güzelliklerinin yanı sıra tarihi ile de dikkat çekiyor. Yaklaşık 3 bin yıllık geçmişi ile tarih sayfalarında yer alan Amasra’ya, 1460 yılında Fatih Sultan Mehmet Han’ın da bir sefer düzenlediği tarih kitaplarında yer alıyor. Sefer sırasında Fatih Sultan Mehmet Han’ın yanında bulunanlara, “Çeşm-i Cihan bu mu ola” satırlarda yazıyor. İlçenin güzelliğini gören Fatih Sultan Mehmet Han’ın kaleye haber göndererek, “Bu kadar güzel bir yere zarar vererek almak istemem. Kalenin anahtarını bana getiriniz” sözleri de ilçede herkes tarafından biliniyor.

  • Amasra’da termik santral krizi büyüyor

    Bartın Platformu Üyesi olduklarını söyleyen bir grup vatandaş, termik santral yapılmasına tepki amacıyla protesto gösterisi yaptı.

    Bartın’a bağlı Amasra ilçesinde kurulması onaylanan termik santralin ÇED süreci içerisinde yüklenici firmanın başvurusuna olumlu cevap verilmesinin ardından, Bartın ve Amasra’da vatandaşlar kararı protesto etmek için sokağa döküldü. Amasra’ya termik santral kurulmasını istemeyen 120 sivil toplum kuruluşundan oluşan Bartın Platformu üyeleri, Amasra Belediyesi önüne giderek protesto gösterisi yaptı. Bartın Platformu kurulduğunda belirlenen 2 basın sözcüsünden birisi olan Amasra Belediye Başkanı M. Emin Timur’un, daha sonra Bartın Platformu ile anlaşamadığını belirterek oluşumdan ayrılmasını protesto etmek isteyen yaklaşık 50 kişilik grup, protesto gösterilerini gerçekleştirdikten sonra olaysız bir şekilde dağıldı.

    Konu ile ilgili açıklamada bulunan Amasra Belediye Başkanı M.Emin Timur ise “Belediye binası önüne gelerek beni istifaya davet edenleri kınıyorum. Benim termik santral mücadelesinde, duruşumda hiç bir değişiklik yok. Amasra’ya kurulmak istenilen termik santrale karşıyım. Termik santral başvurusunun ayaklarından olan Liman ve Kül Depolama tesisi ÇED’lerine karşı hukuk mücadelesi vermek yerine bana karşı tepki gösterenler termik santral mücadelesine zarar vermekteler. Benim termik santral mücadelemden şüphe ederek belediye binasının kapısına gelenler hakkında suç duyurusunda bulunacağım” dedi.

  • Çevreciler Termik Santrale Karşı Hukuk Zaferini Halay Çekerek Kutladı

    Bursalı çevreciler, Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi’ne (DOSAB) kurulmak istenen kömürlü termik santral projesine karşı açtıkları davayı kazanmalarını halay çekerek kutladı.

    Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi Buhar ve Enerji Üretim Tesisi projesiyle ilgili ÇED raporunun olumlu yönde vermesinin ardından ’DOSAB Termik Santraline Hayır Platformu’ üyeleri, ÇED kararının yürütmesinin durdurulması için Bursa 2. İdari Mahkemesi’ne dava açtı. Mahkeme, ÇED raporunda santralin ve kömür sevkiyatının çevreye, şehrin havasına ve yer altı sularına vereceği zararın net olarak belirtilmediği kanaatine vararak, raporun iptaline karar verdi.

    Termik santral projesine karşı açtıklarını davayı kazanan çevreciler hukuk zaferlerini kutladı. DOSAB Termik Santraline Hayır Platformu üyeleri, Heykel’de mahkeme kararını sevinç gösterileriyle kutladı. Davul zurna eşliğinde halaylar çeken platform üyeleri, şehir içinde kalan bir bölgeye kurulmak istenen termik santrale karşı açtıkları davayı kazandıklarını, adaletin en doğru kararı verdiğini söyledi.

    ÇED raporunun iptal edilmesini değerlendiren Avukat Eralp Atabeg, “Son derece sevinçliyiz. İki yıl önce başlayan, hatta daha da geriye giden mücadelenin sonucunu yaşıyoruz. Elde edilen bu netice tamamen zaferdir. DOSAB tarafından hazırlanan ÇED raporu, bilirkişi raporu yerden yere vurulmuştur. Tamamen hatalı, eksik ve yanlış olduğu bütün rapor hazırlayıcılarına söylenmiştir. Bu şehrin kirli havasını daha da kirletmek için mücadele ediyorlardı. Hukuktan başka yolumuz yoktu. Uzun süren bir dava süreci oldu. Bu ülke ve insanlar için en hatalı davranan zaten DOSAB yönetimiydi. Bizim söylediklerimiz mahkemece kabul edildi” dedi.