Etiket: Tedirgin

  • Kuru fasulye ithalatında ’sıfır gümrük vergisi’ iddiaları üreticiyi tedirgin etti

    Mersin Ticaret Borsası (MTB) ve Ulusal Baklagil Konseyi (UBK) Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Özdemir, kuru fasulye ithalatında gümrük vergisinin yeniden sıfırlanmasına yönelik iddiaların üreticiyi tedirgin ettiğini belirterek, “Kuru fasulyede sıfır gümrükle ithalat büyük zarar verir” dedi.

    Özdemir, yaptığı yazılı açıklamada, 25 Aralık tarihinde gerçekleştirilen Ulusal Baklagil Konseyi 8. Olağan Genel Kurulunda bakliyat sektöründeki temel sorunlara ilişkin görüşlerini ve bu sorunlara yönelik çözüm önerilerini paylaştı.

    Belirtilen sorunlar içerisinde en acil konunun kuru fasulye için gümrük vergisinin yeniden sıfırlanması olduğunu dile getiren Özdemir, “Geçtiğimiz yıl 2 Aralık 2017 tarihli Resmi Gazete kararı ile kuru fasulye ithalatında gümrük vergisi 1 Haziran 2018 tarihine kadar sıfırlanmıştı. Son günlerde kuru fasulye için gümrük vergisinin yeniden kaldırılmasına yönelik yapılan lobi çalışmalarına ilişkin duyumlar alıyoruz. Hatta yeni yıl ile birlikte bu kararın alınmış olacağına yönelik güçlü söylentiler var. Bu söylentiler ne yazık ki özellikle üreticilerimiz açısından büyük tedirginlik oluşturuyor” ifadelerini kullandı.

    “Çiftçilerimiz kuru fasulye ekiminden uzaklaşır”

    Şu an kuru fasulye için uygulanan yüzde 19.3’lük gümrük vergisinin üreticiler açısından koruma kalkanı görevi gördüğünü vurgulayan Özdemir, “Zaten bakliyat üretimimiz iç talebi karşılamadığından yıllardır bakliyat dış ticaretinde net ithalatçıyız. Kuru fasulye üreticilerimizi korumak, motive etmek ve daha da cesaretlendirmek gerekirken, alınacak böylesi bir karar maalesef tam tersi bir etkiyle sonuçlanacaktır. Çiftçilerimizin ürünlerinin değer yitirmesine neden olacağı gibi, yaklaşmakta olan ekim mevsiminde kuru fasulye tohumu ekecek üreticilerimizin tercihlerini de olumsuz yönde etkileyecektir. Çiftçilerimizi kuru fasulye üretiminden uzaklaştırarak, alternatif ürünleri onlar için daha cazip yapacaktır” diye konuştu.

    “Yüzde 19.3’lük gümrük vergisi devam etmeli”

    Diğer yandan, ülke genelinde toplam 18 bin mağazası bulunan üç büyük marketin birer kiloluk paketlerde kuru fasulye satış fiyatının KDV dahil 7.95 TL olduğunu belirten Özdemir, mevcut piyasa şartlarında bu fiyat düzeyinin pahalı olmadığını, zaten serbest olan kuru fasulye ithalatının şu anki gümrük vergisi oranları ile devam etmesi gerektiğini ifade etti. Özdemir ayrıca, tüm dünya ithalatta gümrük vergisi ile kendi ürünlerini korurken, yerli ve milli politikalar geliştirmek için yoğun çaba sarf edilen bu dönemde ülkenin böyle bir karardan büyük zarar göreceğini vurguladı.

    “Dışa bağımlılığımız artar”

    Kuru fasulyede gümrük vergisini bir kez daha sıfırlayarak üreticilere yeni bir darbe vurulmaması gerektiğini söyleyen Özdemir, şöyle devam etti; “Ekonomik açıdan içerisinde bulunduğumuz bu sıkıntılı günlerde, çiftçilerimiz büyük mücadele vererek üretimlerini sürdürüyorlar. Üretimde sıçrama oluşturacak politikalar geliştirmemiz ve çiftçilerimizi destekleyerek üretim için teşvik etmemiz gerekirken, gümrük vergisinin önceki yıl olduğu gibi geçici olarak bile olsa yeniden kaldırılmasının ülkemize hiçbir katkısı olmayacaktır. Zaten şu an hem ihraç pazarlarımızı elde tutabilmek hem de iç talebe cevap verebilmek için ithalat yapıyoruz. Çiftçilerimizi üretimden uzaklaştıracak böylesi kararlar uzun vadede dışa bağımlılığımızı artıracaktır. Dolayısıyla, bu yönde gelen taleplerin reddedilmesinin büyük önem taşıdığı kanaatindeyim.”

  • Sokak köpekleri tedirgin ediyor

    Giresun’ un Espiye ilçesinde sokaklarda sürü halinde gezen başıboş köpekler vatandaşları tedirgin ediyor.

    Özellikle geceleri sokaktaki vatandaşların ve sabah okula giden öğrencilerin korkulu rüyası haline gelen sahipsiz köpekler kontrol altına alınmayı bekliyor.

    Sayıları her geçen gün artan sokak köpekleri, ilçe merkezindeki halkı tedirgin ediyor. Gruplar halinde dolaşan köpekler, sabahın erken saatlerinde yoldan geçen vatandaşları korkutuyor. Vatandaşlar, sokak köpeklerinden kurtulmak için yetkililere çağrıda bulunarak, köpeklerin hem vatandaşları korkuttuğunu hem de ilçenin imajını zedelediğini belirttiler.

    Başıboş köpekler yüzünden özellikle geceleri yolda yürümeye korktuklarını ve yetkililerin bu konuda ciddi bir çözüm bulamadığını söyleyen vatandaşlar, “Bu köpekler akşamları ve sabahın erken saatlerinde toplu halde dolaşıyorlar. Sokaklar köpekle doldu Özellikle bayanlar ve çocuklar köpeklerden çok korkuyor. Sabahın erken saatlerinde okula giden çocuklarımız bu köpeklerden çok korkuyorlar. Bu köpeklerin öldürülmesini kesinlikle istemiyoruz ancak bir an önce bunların barınaklarda toplanması gerekli” dediler.

  • Hakkari’deki hava kirliliği tedirgin ediyor

    Hakkari’de havaların soğumasıyla binaların bacalarında çıkan ve hava kirliliğine neden olan dumanlar vatandaşı tedirgin ediyor.

    Hakkari’de kış aylarında kalitesiz yakıtın kullanılması hava kirliliğine neden oluyor. Özelikler bazı kurumlara ait binaların bacalarında çıkan duman ise, görenleri hayretler içerisinde bırakıyor. 2017 Şubat ayı Dünya Sağlık Örgütünün (WHO) verilerinde, çapı 2.5 mikron ve altında olan partikül madde hesabına dayanarak hazırlanan raporda, Hakkari’nin Avrupa’da havası en kirli 3 şehir arasında yer alması vatandaşları tedirgin etmişti. Son günlerde özellikle bazı kurumların bacalarında çıkan dumanlar ise, adeta kent merkezini yaşanmaz hale getirdi.

    Bazı kurumların hava kirliliğine karşı önlem almadığını iddia eden vatandaşlar, bunun ispatının ise sabah saatlerinde ortaya çıktığını ifade ettiler.

    Hakkari Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü yetkilileri ise, hava kirliliğine karşı tüm önlemleri aldıklarını belirterek, kurallara uymayanlar hakkında yasal işlem başlatacaklarını belirttiler.

  • Eğirdir Kaymakamından sevindirici haber: “Şu an için tedirgin olunmasına gerek yok”

    Türkiye’nin 2. büyük tatlı su gölü olan Eğirdir Gölü’nün su seviyesinde son yıllarda görülen düşüş endişelendirirken, Eğirdir Kaymakamı Abdullah Akdaş, gölün takip altında olduğunu ve su seviyesindeki azalma ile ilgili gerekli önlemlerin alındığını söyledi.

    Kaymakam Abdullah Akdaş, Eğirdir Gölü su seviyesinde geçtiğimiz yıla oranla 58 santimetre düşüş gözlendiğini, düşüşün en büyük etkeninin yurt genelinde yaşanan kuraklık olarak belirlendiğini, Eğirdir Gölü’nden Kovada Gölü’ne can suyu salınmasının da su seviyesinin düşmesinde önemli rol oynadığını belirtti.

    Minimum kodun 1.5 metre üzerinde

    Kovada Gölü’nü korumak amacıyla yıl boyu Eğirdir Gölü’nden salınan suyun artık salınmadığını dile getiren Kaymakam Akdaş, Eğirdir Gölü’nün Devlet Su İşlerinin (DSİ) sürekli takibi altında olduğunu, Eğirdir Gölü minimum su kodunun 914 metre olarak belirlendiğini ve halen su seviyesinin minimum kodun yaklaşık 1.5 metre üzerinde olduğunu açıkladı.

    “Şu an için tedirgin olunmasına gerek yok”

    Yaklaşık 2 yıldan bu yana yaşanan kuraklığın ülkedeki tüm gölleri, kaynakları olumsuz etkilediğini de bildiren Kaymakam Akdaş, DSİ tarafından gölün titizlikle takip edildiğini yineleyerek “Önümüzdeki aylarda kuvvetli yağışlar bekleniyor. Halkımızın hassasiyetini memnuniyetle karşılıyoruz, ancak şu an için tedirgin olunmasına gerek yok” dedi.

    “Küresel ısınmanın olumsuz etkisi Eğirdir Gölü’nde de hissedilmektedir”

    Konuyla ilgili yapılan açıklamada, “Göllerimizin son yıllarda karşılaştığı sorunlar önemli boyuttadır. Küresel ısınmanın su kaynakları üzerindeki olumsuz etkisi Eğirdir Gölü’nde de hissedilmektedir. Gölü besleyen büyük akarsular bulunmayışı, yağış azlığı ve sıcak geçen gün sayısının fazlalığı ile beraber, buharlaşma, gölün membaında ve mansap havzasında tarımsal kullanım, içme ve kullanma suyu ve çevresel sebepler ile su taleplerinin artışı göl seviyesinin beklenenden yaklaşık 60 santim aşağıda su yılını tamamlamasına ve fiili olarak gölün bugünkü seviyesinin 916,18 metreye düşmesine neden olmuştur. Eğirdir Gölü’nden sulama ve içme suyu amaçlı olarak yararlanılmaktadır. Doğrudan gölden su temin eden projeler: Atabey, Hoyran, Senirkent 1. ve 2. Merhale, Gelendost 1. ve 2 merhale, Boğazova, Tokmacık-Çaltı, Barla Sulamaları- yanı sıra KHGM pompaj sulamaları da mevcuttur. Ayrıca, Isparta ili içme ve kullanma suyu teminini de Eğirdir Gölü’nden sağlamaktadır” denildi.

    “Burdur Gölü Ar-Ge çalışmasından çıkacak sonuçlar bölgedeki tüm göllerde uygulanacak”

    Açıklamanın devamında “Göle gelen fiili akımın uzun yıllar ortalaması yıllık 800 hm3 ‘tür. Planlanan tahsis miktarı 350 hm3, fiili olarak çekilen su miktarı 174 hm3 tür. KHGM projeleri, halk sulamaları ve içme suyu çekiminin de toplamda 20-50 hm3 arasında değiştiği düşünülmektedir. Yani görüldüğü gibi depolama tesislerimizde tutulan su miktarı belli olup, suyu vatandaşlarımızın ihtiyacı için inşa etmekteyiz. Gölün üzerindeki en büyük baskı buharlaşmadır. Yıllık buharlaşmanın da göl aynasının sığ olması nedeni ile ortalama 500 hm3 olduğu hesaplanmıştır. Eğirdir Gölü’nden pompajla, gölü besleyen dereler üzerinde kurulu gölet ve baraj sulamaları ile toplamda bugüne kadar 110 bin dekar tarım arazisi suya kavuşturulmuştur. Bu rakama Kovada sonrası yer alan sulamalar dahil değildir. Kurak dönemlerde yaşanan olumsuzlukların daha az hissedilir ve önü alınabilir olması adına kurumumuz göl çevresinde yer alan tüm sulama tesislerinde kapalı sulama sistemlerine dönüş için gerekli proje ve inşaat çalışmalarını titizlikle sürdürmekte, günümüzün ekonomik koşulları da dikkate alınarak peyderpey yatırım programı da dikkate alınarak hayata geçirmektedir. Burdur Gölü Ar-Ge çalışmasından çıkacak sonuçlar da dikkate alınarak bölgedeki başta Burdur ve Eğirdir Gölleri olmak üzere tüm göl, gölet ve barajlarda gerekli tedbir ve uygulama çalışmaları başlatılacaktır” ifadeleri yer aldı.

  • Hepatit A korkusu velileri tedirgin etti

    Muş’un Kepenek köyünde 28 öğrenciye hepatit A virüsü bulaşmasından dolayı tedirgin olan velilere seslenen İl Milli Eğitim Müdürü Metin İlci, “Velilerimizin tedirginlik duymalarını gerektirecek bir durum söz konusu değil. Öğrencilerimiz gönül rahatlığıyla okullarına devam edebilirler” dedi.

    Merkeze bağlı Kepenek Köyü İlköğretim Okulunda rahatsızlanan 28 öğrenci, geçen hafta Muş Devlet Hastanesinde tedavi altına alınmıştı. Öğrencilere bulaşan hepatit A virüsünden tedirgin olan veliler, çocuklarını okula gönderme noktasında tedirginlik yaşıyor. 300 öğrenci kapasiteli Kepenek Köyü İlköğretim Okuluna gelen öğrenci sayısı ise, yaşananlardan dolayı 100’ü bulmuyor.

    Okulda eğitim görmeye devam eden öğrencilerden Maviş Kalır, hastalandıkları için arkadaşlarının okula gelmediğini ifade ederek, bazı arkadaşlarının ise korktuklarından dolayı okula gelmediğini söyledi.

    Konuyla ilgili gazetecilere açıklamalarda bulunan Köy Muhtarı Nurettin Arslan ise, bulaşıcı bir hastalık olduğunu kaydederek, “Bu nedenle öğrencilerin okula gitmesi biraz tedirginlik oluşturuyor. Öğrencilerde bu nedenden dolayı okula gidemiyor. Bu konuda Muş Valiliği ve İl Sağlık Müdürlüğünün gerekli önlemi alması önemlidir” dedi.

    Su depolarında temizlik çalışması başlatıldı

    İl Özel İdaresi ve İl Sağlık Müdürlüğü ekiplerince köyün su deposunda temizlik çalışması başlatıldığını ifade eden Muhtar Arslan, “Şu anda su depomuzda İl Sağlık Müdürlüğü ve İl Özel İdaresinden gelen ekipler temizlik yapıyor. Depodaki pislik temizlenerek klor atılacak. Buradaki deponun temizlenmesinin ardından okulunda su deposunda temizlik çalışmasına geçilecek” diye konuştu.

    “Tedirginlik gerektirecek bir durum söz konusu değil”

    İl Milli Eğitim Müdürü Metin İlci ise, “Kepenek köyümüzde öğrencilerin içtikleri sudan zehirlenmesi ile ilgili bir durum hasıl oldu. İl Sağlık Müdürlüğü ve Milli Eğitim Müdürlüğümüzce yapmış olduğumuz denetimlerde, çocukların içmiş olduğu suda herhangi bir zehir bulunamadı. Bu anlamda velilerimizin tedirginlik duymalarını gerektirecek bir durum söz konusu değil. Öğrencilerimiz gönül rahatlığıyla okullarına devam edebilirler. Bu konuda İl Sağlık Müdürlüğü ve ilgili ekipler kontrol ve denetimlerini sürekli yapıyorlar. Bundan sonrada öğrencilerin okula devam etmelerini istiyoruz” şeklinde konuştu.

    Öte yandan, bazı öğrencilerin hastanede tedavilerinin devam ettiği bildirildi.