Etiket: Tedavisinin

  • Yaralı ‘kerkenez’ kuşu tedavisinin ardından doğaya salındı

    Yaralı ‘kerkenez’ kuşu tedavisinin ardından doğaya salındı

    Karabük’te yaralı olarak bulunan kerkenez kuşu tedavisinin ardından tekrar doğaya salındı.

    Edinilen bilgiye göre, vatandaşlar tarafından yaralı olarak bulunan kerkenez kuşu Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğü ekiplerine teslim edildi. Veteriner kliniğinde tedavi altına alınan yırtıcı kuş iyileştikten sonra yeniden doğaya salındı.

  • Gazi Uzman Çavuş Akyüz GATA’daki tedavisinin ardından memleketine döndü

    Batman’ın Hasankeyf ilçesinde 4 Ekim tarihinde PKK’lı teröristlerin asfaltın altına tuzakladığı patlayıcının patlatması sonrasında 8 askerin şehit olduğu saldırıdan yaralı olarak kurtulan Trabzonlu uzman çavuş Muhammed Salih Akyüz, Ankara GATA’daki tedavisinin ardından ambulans uçakla bugün akşam saatlerinde memleketi Trabzon’a getirildi.

    GATA’daki yaklaşık 40 günlük tedavisinin ardından Ankara’dan Trabzon’a getirilen gazi Akyüz’ü havalimanında Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu, ailesi, yakınları ve sevenleri karşıladı. Ambulans uçaktan iner inmez ambulansa konulan gazi Akyüz, baba ocağı Maçka ilçesi Galyan-Kuşçu’daki evine götürüldü.

    Büyükşehir Belediye Başkanı Gümrükçüoğlu, gazi Akyüz’ün sağlık durumunun iyi olmasının kendilerini mutlu ettiğini belirterek “Allah onu sevdiklerine ve vatanımıza bağışladı. Türkiye Cumhuriyeti’nin terörle mücadelesi bundan sonra da kararlılıkla sürecektir” dedi.

  • Dünyada 50’den az bulunan balık baykuşu tedavisinin ardından doğaya salındı

    Dünyada 50’den az sayıda bulunan ve nesli tükenmekte olan yaralı balık baykuşu, Çukurova’nın en büyük ve tek hayvan parkı olma özelliğine sahip Tarsus Hayvan Parkı’nda tedavi edildikten sonra, bulunduğu yer olan Adana’nın Karaisalı ilçesinde doğaya salındı.

    Dünyada sadece Toroslar’da bulunan nadir bir tür olan balık baykuşu, Doğa Koruma ve Milli Parklar 7. Bölge Müdürlüğü’ne bağlı Adana Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından sağ kanadı kırık bir şekilde Tarsus Hayvan Parkı’na getirilmiş ve tedavi altına alınmıştı. Gerekli tedavisi yapılan balık baykuşu, 9 aylık bir tedavi sürecinin ardından Adana Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından teslim alınarak, Adana’da doğaya bırakıldı.

    Tarsus Hayvan Parkı’nda biyolog olarak görev yapan Altay Atlı, 9 ay önce balık baykuşunun yaralı bir halde Doğa Koruma ve Milli Parklar 7. Bölge Müdürlüğü’ne bağlı Adana Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından kendilerine getirildiğini ve tedavisini tamamladıklarını belirterek, “Mersin Büyükşehir Belediyesi Tarsus Hayvan Parkımızda doğadan yaralı gelen hayvanların tedavilerini de gerçekleştiriyoruz. Bize Mersin ve Adana Milli Parklar ekipleri tarafından yaralı hayvanlar getiriliyor. Burada tedavileri yapıldıktan sonra doğaya geri bırakılıyor. Yaklaşık 9 ay öncesinde Türkiye’de ve dünyada çok nadir bulunan bir baykuş türü olan balık baykuşu geldi. Veteriner hekimlerimizin incelemeleri sonucunda sağ kanadında bir kırık olduğu tespit edildi. Bakım ve tedavisini Tarsus Hayvan Parkı’nda gerçekleştirdik. Kırık biraz zaman alan bir süreç ama şimdi iyileşti. Yaklaşık 9 ay boyunca elimizle beslediğimiz oldu, balık yakalayıp getirdiğimiz oldu. Tedavisi tamamlandıktan sonra şu anda doğada kendi başına yaşamını devam ettirebilecek seviyeye geldi” dedi.

    Doğa Koruma ve Milli Parklar 7. Bölge Müdürlüğü’ne bağlı Adana Şube Müdürlüğü’nde yaban hayatı teknikerliği yapan Adem Çolak ise “Şubat ayında Adana’nın Karaisalı ilçesinde vatandaşlar tarafından yaralı halde bulunan bu baykuşumuzu tedavi amacıyla Tarsus Hayvan Parkı’na getirmiştik. Burada tüm tedavileri tamamlandıktan ve rehabilitasyonu geçtikten sonra tekrar alındığı ortama bırakıyoruz. Tarsus Hayvan Parkı bu konuda çok başarılı. Doğada zarar görmüş tüm hayvanları tedavi etme konusunda çok iyi başarı sağlıyor. Bu çok değerli türü bugün akşam saatlerinde bulunduğu ortama bırakacağız. Kendilerine teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.

  • Utandığı için 13 yıl doktora gitmedi, tedavisinin ardından baba oldu

    İzmir’de 13 yıl önce testis kanseri tanısı konan ancak hastalığından utandığı için doktor kontrollerine gitmeyen Bayram Karaboğa’nın, tedavisinin ardından 13 yıl boyunca çektiği evlat hasreti sona erdi.

    Kendisine 2005 yılında testis kanseri tanısı konan Bayram Karaboğa (40), bir müddet tedavi oldu ve iyileştiğini düşünerek bir daha doktora gitmedi. Hastalığından utandığı için kontrollerine gitmeyen genç adam, hep baba olmak istese de hastalığından dolayı bir türlü çocuk sahibi olamadı. 2018 yılında yeniden hastalığı nükseden Bayram Karaboğa, yaşadığı ağrılara dayanamayarak doktora gitti. Kanser hücresinin nüksettiğini öğrenmesiyle ameliyat olmak zorunda kalan genç adam ardından kemoterapi aldı. Tedavilerini hiç aksatmayan Karaboğa, yıllardır özlemini çektiği evlat hasretine de tam 13 yıl sonra kavuştu.

    “Utandım ve doktora gitmedim”

    Yaşadığı süreci anlatan Bayram Karaboğa, “Yıllar önce testislerimde şişkinlik oldu utandım, hastaneye gitmedim. İnsanların utanmamasını tavsiye ediyorum. Çünkü ben geç kaldım ve çok farklı neticeleri oldu. Daha sonra ameliyat oldum ve sonrasında bir buçuk yıl kemoterapi aldım. Kontrollerim vardı ancak kemoterapiden nefret ettiğim için hastaneye 13 yıl boyunca hiç uğramadım. Neticesinde bel ağrısı şikayetiyle doktora gittim ve farklı şeyler çıktı. Atar ve toplardamar üzerinde 5 kitlenin olduğunu söylediler. Ben bunun farkına daha önce hiç varmamıştım. İnsanların bundan çekinmemesi lazım. Eğer ki bir teşhis konulmuşsa mutlaka doktorun tavsiyesine uyarak, devamlı gidip kontrollerini dikkatli şekilde yaptırmalarını tavsiye ediyorum. Hiçbir yerde hiçbir şekilde çekinmesinler. Çünkü sonrasında ağır bedeller ödenebiliyor. Sağ olsun yine Taner hocamız beni bu illetten kurtardı. Şimdi harfiyen verdiği kontrollere 2 ayda bir gelip uyuyorum” dedi.

    “Tedavimin ardından 13 yıl sonra baba oldum”

    Rahatsızlığından dolayı 13 yıl boyunca evlat hasreti çektiğini dile getiren Karaboğa, “Baba olamıyordum. Ameliyatımdan ve tedaviden sonra baba oldum. Allah herkese nasip etsin. Onu görünce gözüm başka hiçbir şeyi görmüyor. Bambaşka bir duyguymuş, bilemiyorum. Bu duyguyu yaşamak lazım, inanın anlatamıyorum. Hayatta kalmaya devam edeceğim. Mücadele edeceğim, Allahımın vermiş olduğu sağlığı iyi kullanmak için çabalayacağım” ifadelerini kullandı.

    “Ciddi bir risk altındaydı”

    Hastasının 2005 yılında ikinci evre testis kanseri tanısı aldıktan sonra kemoterapi uygulandığını anlatan Taner, “İlginç olan 2005 yılında ameliyat olan bir hastanın ve ‘tedavi oldu’ dediğimiz bir hastanın, yaklaşık 13 yıl sonra hastalığının nüksetmesi. Geç relaps diye tabir ettiğimiz bu grubun hastalığının görülme sıklığı çok çok düşüktür. Tüm testis kanserleri içinde yüzde 1,5-2’dir. Ciddi bir risk altındaydı hem hastalık anlamında hem de cerrahi olarak risk taşıyordu. Hem nadir görülmesi hem de ciddi bir ameliyat olması nedeniyle yapılma sıklığı da az, yapan sayısı da çok az. Hastamızı ameliyat ettik, kitleyi tamamen çıkardık ve ardından hastamızı izlemeye aldık. Yaklaşık 6 aydır da bir sorun yok” dedi.

    “Ürolojik kanserler içinde nadir görülen kanser türü”

    Hastasının tedavisinin ardından uzun yıllar sonra çocuk sahibi olduğuna değinen Prof. Dr. Rauf Taner Divrik, “Testis tümörü hastalarının yaklaşık yüzde 50’si tanı aldığı anda bile infertilite yani kısırlık riskine sahiptir. Bizim hastamız cerrahiden sonra kemoterapi de aldı ve bunun sperm üzerinde geçici de olsa olumsuz etkisi vardır. Yaklaşık yüzde 25 grup da kemoterapi sonrası kısırlık nedeniyle çocuk sahibi olamaz. Bizim hastamız da uzun süre çocuk sahibi olamadı ancak tedaviden sonra çocuğu oldu. Zaten kemoterapinin yapmış olduğu etki geriye dönüşümlü bir etkidir. Hastamız da yüzde 50 geçici olan gruba girmiş ve çocuk sahibi olmuştur” dedi.

    “Ağrı olduğunda mutlaka üroloji uzmanına başvurun”

    Testis kanserinin özellikle ürolojik kanserler içinde çok nadir görülen bir kanser türü olduğunu belirten ve hastalık hakkında bilgi veren Ege Şehir Hastanesi doktorlarından Prof. Dr. Rauf Taner Divrik, şunları söyledi:

    “Testis tümörü iki gruba ayrılıyor. Bir grupta daha erken 15-25 yaş aralığında görülür. Diğeri ise daha çok 35-45-50 yaşlara kadar çıkar. Özellikle genç erkeklerde görülmesi hem toplumda şaşkınlık oluşturur hem de tedavi anlamında önemli bir yer tutar. Daha çok erkeklerde testis ağrısı ya da testiste kitle şeklinde kendini gösterir. Genelde kitleyi çok önemsemezler ama ağrı başladıktan sonra doktora gitme isteği duyarlar. Testisle ilgili hastalar aslında geç tanı alıyor. Bununla ilgili hem bizim Türkiye’de yapmış olduğumuz yayın var ki dünya yayınları da böyledir. Genelde ortalama 2-3 ay hatta 6 aya kadar kitleyle ağrıyla dolaşıp nerdeyse bazıları ileri evreye geldikten sonra doktora başvuruyor. Bunun nedeni belki kapalı bir toplum olmamız, inançlar, kültürel yapımız gibi nedenlerle geç başvuruyorlar. Ama acıkan insan yemek yer, dolayısıyla bu çok doğal bir durumdur ve üstelik de hastalıktır. Bir ağrı olduğunda gidebileceğiniz, yapabileceğiniz en doğru hareket bir üroloji uzmanına başvurmaktır.”

  • Yaralı karaca tedavisinin ardından doğaya bırakıldı

    Giresun’da vatandaşlar tarafından yaralı olarak bulunan karaca tedavisinin ardından doğaya bırakıldı.

    Giresun’un Tirebolu ilçesinde fındık bahçesinde ayaklarından yaralanmış olarak bulunan karaca, Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğüne teslim edildi. Karaca, Giresun Milli Parklar Şube Müdürlüğü görevlilerince Giresun Belediyesi Hayvanat Bahçesi’ndeki veteriner hekime tedavi ettirildi. Burada yapılan tedavisinin ardından iyileşen karaca yeniden doğaya bırakıldı.