Etiket: tazminat

  • Tunceli Valisinden HDP’li Vekile 30 Bin Liralık Tazminat Davası

    Tunceli Valisi Osman Kaymak, kendisine hakaret ettiği iddiasıyla HDP Milletvekili Alican Önlü hakkında 30 bin liralık tazminat davası açtı.

    Tunceli Valisi Osman Kaymak, avukatı Vedat Pehlivan aracılığıyla HDP Tunceli Milletvekili Alican Önlü’ye kendisine hakaret ettiği gerekçesiyle Asliye Hukuk Mahkemesi’nde 30 bin liralık tazminat davası açtı. Pehlivan tarafından Asliye Hukuk Mahkemesi’ne sunulan dava dilekçesinde milletvekili Alican Önlü’nün kasım ayında valilik makamı önündeki girişte polis memurlarına ve valiye hakaret ederek, görevli memuru darp etiği ileri sürüldü. Dava dilekçesinde Vali Kaymak’ın verilecek tazminatın miktarı ile ilgili olmadığı ifade edilerek, “Tunceli halkını, şehrini devleti ve hükümeti temsil eden müvekkilim taktir edilir ki verilecek tazminatın miktarı ile ilgili değildir. Halkı temsil eden, onun adına hareket eden davalının milletvekilliğini istismar ederek kendi halkının değerlerine aykırı bir davranışla gerçekleştirdiği fiilinin, halkın temsilinin istismarını önleyecek sosyal faaliyetleri finanse bir tazminat miktarının hüküm altına alınmasını talep ediyoruz. Bu kapsamda müvekkilim lehine hükmedilecek tazminatın milleti temsil eden şahısların halkın manevi değerlerine aykırı davranışlarına karşı demokratik tepki kültürünün yerleşmesini sağlayacak panel, sempozyum ve konferansların okullarda yapılması için harcanacağını da taahhüt ettiğimizin bilinmesini sayın mahkemeye arz ediyoruz” denildi.

    Vali Osman Kaymak’ın avukatı Vedat Pehlivan, dilekçenin sonuç bölümünde tazminat talebinin yanı sıra davalının küfür ve hakaret etmek suretiyle temsil ettiği halkın değerlerine aykırı davrandığı için Tunceli halkından özür dilemesi ile mahkeme kararının davalı tarafından TRT kanallarından birinde kendi sesinden okunmasını talep etti.

  • Eşini Bıçakla Öldürüp Tazminat İsteyen Kadının Yargılanmasına Başlandı

    Samsun’da bıçakladığı kocasının taburcu edildikten sonra tekrar götürüldüğü hastanede ölmesi üzerine Sağlık Bakanlığı’na toplam 285 bin lira tazminat davası açan 5 çocuk annesi kadın, “ölümü sebebiyet vermek” suçundan hakim karşısına çıktı.

    Samsun’un Canik ilçesi Gaziosmanpaşa Mahallesi’nde 13 Kasım 2014 tarihinde meydana gelen olayda, 5 çocuk annesi Bedriye Altun (39), 20 yıllık eşi Erdoğan Altun’u (42) kendisine şiddet uyguladığı sırada karnından bıçakla yaraladı. Hastaneye kaldırılan Erdoğan Altun, acil servisteki tedavisinin ardından aynı gün evine gönderildi. Polis tarafından gözaltına alınan Bedriye Altun ise ifadesinin ardından savcının talimatı doğrultusunda serbest bırakıldı.

    Taburcu olduktan bir gün sonra evinde rahatsızlanan Erdoğan Altun, ambulansla yine aynı hastaneye kaldırıldı ancak yapılan müdahalelere rağmen hayatını kaybetti. Eşinin ölmesi üzerine yeniden gözaltına alınan Bedriye Altun, ifadesinden sonra Samsun Adliyesi’ne sevk edildi ve çıkarıldığı nöbetçi mahkeme tarafından tutuklanarak Samsun Kapalı Cezaevi’ne gönderildi. Bedriye Altun cezaevindeyken, bıçakladığı kocasının ölümünden hastanenin kusuru olduğu iddiasıyla avukatı Ata Giritli aracılığıyla Bölge İdare Mahkemesi’ne kendisi ve 5 çocuğu için 260 bin liralık manevi, 25 bin lira da destekten yoksun kılma tazminatı olmak üzere toplam 285 bin lira tazminat dava açtı.

    Bedriye Altun hakkında da “ölüme sebebiyet verecek şekilde kasten yaralama” suçundan 8 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası istemiyle Samsun 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Bugün görülen davanın ilk duruşmasında kendini savunan Bedriye Altun, “Erdoğan Altun ile 20 yıllık evliydik. Bu evlilikten 5 çocuğumuz oldu. 8 yaşında engelli bir çocuğumuz var. Ben engelli çocuğuma hamile iken eşim bana vurmuştu. Bu nedenle yargılanıp ceza almıştı. 2007 yılında da Sevgi adlı bir bayanla da dost hayatı yaşamaya başladı. Bu bayanı bizim eve getirdi. Olay tarihinde alkollü olarak eve geldi. Engelli oğlumu kaldırıp indirdiği için kızım Tuğba’nın kolu şişmişti. Kızım doktora gitmek istedi. Ben de eczaneye borcumuz olduğu için kızımın doktora gitmesini istemedim. Kızım da bu durumu babasına söylemiş. Eşimle bu konuda tartışmamız oldu. Elinde sopa ile 2 kızım ve 1 oğlumu dövmeye başladı. Ben de çocukları dövdüğü için kendisine tepki gösterdim. ’Bana karışamazsın. Bunlar benim çocuklarım’ diyerek bana vurmaya başladı. Beni itekleyince mutfaktaki musluğa çarptım. Musluğun üzerinde bıçak vardı. Bıçağı rastgele ona salladım. ’Yaralandım’ deyince ambulansı aradık. Eşim ambulansla gitti ve ben de peşinden hastaneye gittim. Emniyette ifadem alındıktan sonra serbest bırakıldım. Ben gece eve geldiğimde eşim de eve gelmişti. Sabaha kadar eşim rahatsızlandı. Sürekli lavaboya gidip geliyordu. Sabah kahvaltı yaptı. Saat 12.00 gibi de lavaboya giderken düştü. Kendisini yeniden hastaneye götürdüm. Hastanede yapılan tetkikte bağırsakta yaralanma olduğunu ve ameliyat olacağını söylediler. Ameliyat oldu. Ameliyat sonrası yoğun bakımda vefat etti. Eşim haftanın 2-3 günü içki içerdi. Çocukları da sürekli dövüyordu. Bana ve çocuklarıma şiddet uyguluyordu” dedi.

    Bedriye Altun’un avukatı Ata Giritli ise, “Maktul müvekkilim ile kaldığı eve kadın getirmiştir. Onunla yaşamaya zorlamıştır. Müvekkilim 6 aylık hamileyken kendisi tarafından dövülmüş, karnına tekme atılmış, 15 gün hastanede kalan müvekkilim engelli bir çocuk doğurmuştur. Müvekkilim ve çocuklarına sürekli şiddet uygulanmıştır. Kasıtlı adam öldürme olmadığı açıktır. Meşru müdafaa kapsamında kaldığını düşünüyoruz. Kaldı ki, maktul bıçaklandıktan sonra hastaneye gitmiş, hastanede doktor tarafından usulüne uygun tedavisi yapılmadığı için onların ihmali sonucu ölmüştür. Esas b.u olayda kusurlu olanlar doktorlardır. Müvekkilimin üzerine atılı suçun vasfında değişme ihtimali vardır. Şuanda çocuklarına banacak kimse yoktur. Bu nedenle bilhakkın tahliyesine karar verilmesini, olmadığı takdirde adli kontrol hükümlerinin uygulanmasına karar verilmesini talep ediyoruz” diye konuştu.

    Kardeşi öldürülen Turan Altun sanıktan şikayetçi olduğunu söyledi.

    Altun çiftinin çocukları 12 yaşındaki C. Altun, 16 yaşındaki K. Altun, 19 yaşındaki E. Altun, 17 yayındaki T. Altun duruşmada tanık olarak ifade verdiler. C. Altun, babasının kendini ve annesini dövdüğünü ileri sürdü. K. Altun, “Sanık annem, ölen de babamdır. Babam olay günü alkollü bir şekilde ve geldi. Sinirliydi. Annemle tartıştılar. Bizi dövdü. Anneme tekme attı. Mutfakta annem ile konuşuyordu. Annem çığlık attı. Babam karnından yaralanmıştı. Babamı hastaneye götürdüler. Babam yaralandığında 112 Acil ile ben konuştum” şeklinde konuştu.

    T. Altun ise, “Olay günü kolum şiş olduğu için sağlık ocağına gitmek istedim. Ancak annem eczaneye borcumuz olduğu için beni göndermek istemedi. Aramızda tartışma çıktı. Ben kapıyı sertçe çekip dışarı çıktım. Bu sırada babam arayınca annemde tartışmamızı kendisine söylemiş. ’Akşam eve gelince görüşürüz’ demiş. Akşam eve geldiğinde babam aşırı derecede alkollüydü. Bizi sürekli dövdüğü bir fındık çubuğu vardı. Onu annemden istedi. Annem vermek istemeyince anneme vurmaya çalıştı. Bunun üzerine annem de çubuğu vermek zorunda kaldı. Kardeşlerimi dövdü. Annem araya girdi. Bunun üzerine anneme de tekme tokat vurdu. Masayı üzerindeki yemeklerle birlikte tekme atıp yere devirdi. Babam ile annem mutfakta konuşurken annemin çığlığını duydum. Daha sonra babam yaralanmıştı. Babam hastaneye gidip geldi. Ertesi gün rahatsızdı. Yere düştü. Yeniden hastaneye gitti. Babam bayağı uzun süredir bana, kardeşlerime ve anneme şiddet uyguluyordu. Bize özel yaptırdığı fındık çubuğuyla vuruyordu” ifadelerini kullandı.

    E. Altun da olayı sırasında evde olmadığını ancak babasının kendisine, kardeşlerini ve annesine şiddet uygulandığını doğruladı.

    Mahkeme heyeti Samsun 5. Asliye Ceza Mahkemesi’ne doktorlar Y.K. ve B.T.’nin de “taksirle ölüme neden olma” suçlarından 2 yıldan 6 aya kadar hapis cezası haklarında açılan dava dosyasının mahkemelerine gönderilerek incelenmesine, Bedriye Altun’un tutukluluk halinin devamına ve Samsun Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi’ne sevk edilerek burada cezai ehliyetiyle ilgili rapor alınmasına karar vererek duruşmayı erteledi.

  • Hekimlerin Mali Sorumluluk Sigortası Tazminat Limitleri Yükseltildi

    Sağlık Sen İzmir Şube Başkanı Ekrem Özdemir, Resmi Gazete’de yayınlanan tebliğe göre hekimlerin mali sorumluluk sigorta güvenceleri tazminat tutarlarının yükseltildiğini açıkladı.

    Hekimlerin tıbbi uygulamalar esnasında yaşadıkları çeşitli mesleki hatalar nedeniyle haklarında açılan tazminat davalarında karşılaştıkları yüksek tutardaki mali riskleri için 2010 yılında Mali Sorumluluk Sigortası getirildiğini anlatan Ekrem Özdemir, “Son dönemde hekimler aleyhine açılan davalarda tazminat bedelleri Mali Sorumluluk Sigortası teminat bedellerinin üzerine çıkmaktaydı. Yetkili sendika olarak teminat bedellerinin yükseltilmesi taleplerimiz arasındaydı. Bugün itibariyle Mali Sorumluluk Sigortası’na ilişkin yeni düzenlemeler yapılarak Resmi Gazete’de yayınlandı. 28 Ekim 2015 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan tebliğe göre, vaka başına olan 400 bin TL üst tazminat sınırı, özellikle riski yüksek cerrahi branşlarda 600 bin TL ve 800 bin TL’ye çıkarıldı. Böylelikle hekimlerin 400 bin TL’yi aşan tazminat ödemelerinde sınırları yüzde 50 ve yüzde 100 artırılarak, mesleki mali sorumluluk sigorta güvencelerinin koruma düzeyi yükseltildi. Ayrıca, yıllık sınır olan 1.800.000 TL de aynı şekilde üst olarak uygulanmaya devam edecek. Düzenlemede ödenmekte olan primlerde herhangi bir artış söz konusu değildir” diye konuştu.

  • CHP’li Vekilden Gazeteciye 51 Bin TL’lik Tazminat Davası

    Zonguldak’ın Ereğli ilçesinde Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş kendisine hakaret ettiği iddiası ile bir yerel gazete sahibine 51 bin TL tazminat davası açtı. Halk Postası Gazetesi Sahibi Mehmet Öztürk ise sürekli basın özgürlüğünden bahseden CHP’li bir milletvekilinin yüksek miktardaki tazminat davasını kazandığı takdirde ödeyecek durumu olmadığını belirterek, sonunun Mustafa Balbay gibi olacağını söyledi.

    Kdz. Ereğli ilçesinde haftalık yayın yapan Halk Postası Gazetesi Sahibi Mehmet Öztürk, üyesi bulunduğu Ereğli Gazeteciler Derneği binasında basın toplantısı düzenleyerek, CHP Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş’ın kendisine 51 bin TL tazminat davası açtığını söyledi. Demirtaş hakkında milletvekili olması nedeniyle eleştirel düzeyde yazılar kaleme aldığını ifade eden Öztürk, sürekli basın özgürlüğünden bahseden CHP’nin bir milletvekilinin hakkında açtığı davanın kendisini susturmak maksadı taşıdığını dile getirdi.

    GAZETECİ ÖZTÜRK: “BİZİM DE SONUMUZ BALBAY GİBİ OLACAK”

    Öztürk gazetecilere yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi: “Basın özgürlüğü savunucusu olarak geçinen CHP Zonguldak Milletvekili Avukat Ünal Demirtaş’ın Halk Postası Gazetesi Sahibi ben Mehmet Öztürk’e 51 bin TL’lik tazminat davası açması basın camiası üzerinde bir bomba etkisi yarattı. Bu güne kadar basını sindirme eylemleri ile AK Parti’yi suçlayan CHP’lilerin gücü belli yerel bir gazeteye 51 bin TL’lik dava açması bana Silivri zindanlarında çok ziyaretine gittiğim Mustafa Balbay’ı hatırlattı. Bizim de sonumuz herhalde Mustafa Balbay gibi olacak. Ama CHP Milletvekili Ünal Demirtaş yüzünden. Sayın Kılıçdaroğlu’nun TV kanallarında bahsettiği basın özgürlüğü bu olsa gerek. İşte Sözcü Gazetesi’nde AK Parti’yi kınayan, CHP’nin üzerinde medyaya baskı yapılıyor diye durduğu bir partinin milletvekili şu anda Kdz. Ereğli’de haftalık yayın yapan yerel gazeteye 51 TL tazminat davası açması gündeme bomba gibi düştü. Biz basın özgürlüğü savunucusu olduklarını söyleyen CHP’lileri, Ünal beyi eleştirdiğim konularda şahsına münhasır hiçbir hakaret, rencide edici bir şey söylememişimdir. Sadece onun milletvekili olması hasebiyle yerelde ve genelde yapmadıklarını eleştirmemiz, basına karşı yapmış olduğu hakaretlere vermiş olduğumuz cevaplar karşısında şahsıma 51 bin TL’lik tazminat davası açarak bir türlü sansür, bir türlü kapatma, bir türlü yıldırma eylemi içerisine girmiştir.”

    “CHP İKTİDARA GELDİĞİNDE BİZ DAHA ÇOK MAHKEMELERE GİDECEĞİZ”

    CHP’nin sürekli olarak AK Parti’yi susturmakla eleştirdiğini anlatan Öztürk, kendisinde CHP’li bir vekil tarafından susturulmaya çalışıldığını söyledi. Öztürk konuşmasında, “AK Parti’yi basını susturmakla suçlayan CHP Milletvekili Ünal Demirtaş, Kdz. Ereğli’de bir ilki gerçekleştirmiştir. Ben buradan tüm CHP’lilere sesleniyorum; eğer bunların demokrasi anlayışı buysa, eğer bunların basını savunma eylemleri buysa demek ki bunlar iktidara geldiğinde biz daha çok mahkemelere gideceğiz. Belki de zindanlara AK Parti’den daha fazla insanın atacağı düşüncesi içerisindeyim. Ben artık tarafım, mağdurum. Bu mağduriyetimin hukuk önünde giderileceğini gözlüyorum ama sakın ‘Sosyal demokratım’ deyip bu ülkede demokrasi havarisi kesilenlerin anti demokratik uygulamalarla basını susturmasının bir gerçeğinin Kdz. Ereğli gibi küçük bir ilçede yapmaları kamuoyuna verdiğim mesajın altını kalınca çizmiştir” dedi.

    “SOL TANDANSLI BİR İNSANIM, ÜZÜLDÜĞÜM DE BU”

    Kendisinin sol tandanslı bir gazeteci olduğunu ve CHP’li bir vekilin kendisine dava açmasına üzüldüğünü dile getiren Öztürk sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Ben ilerici ve demokrat bir insanım. 27 yıllık gazeteciyim. Kesinlikle sol tandanslı bir insanım. Bunu Ereğli’de bilmeyen yok, saklamaya da gerek görmüyorum. Benim maalesef üzüldüğüm de bu. Ben Mustafa Balbay’ın Türkiye Gazeteciler Cemiyeti eski Genel Başkanımız Atilla Sertel’in dava arkadaşıyım. Bunlar yıllardır basın özgürlüğünün kısıtlanması noktasında sıkıntı yaşayan insanlar. Silivri zindanlarında birçok gazeteci dostumla beraber oldum. Ama akıbetimiz de CHP’li milletvekili tarafından böyle bir dava açılması ile ciddi bir mağduriyet içerisindeyim. Yerel bir gazetenin aylık geliri malum. Biz gelirimizle 51 bin TL’yi ödemek ne mümkün. Böyle bir şey mümkün mü? Bu bizim ekonomik eylemimizi sona erdirmektir. CHP’li bir milletvekili siyasi görüşü ne olursa olsun onun gazetecilik hayatını söndürecek bir dava açmıştır. Açılan davadaki konular eleştiri sınırlarının ötesine geçmeyen, bir gazetecinin kendine göre eleştiri hakkını kullanmasıdır. O’nun bunları kabul edip etmemesi, kızıp kızmaması apayrı bir konu ama 51 bin TL çok ciddi bir rakam.”

    Öztürk kendisine açılan tazminat davasının lehine sonuçlanması halinde CHP Zonguldak milletvekili Ünal Demirtaş hakkında kendisi için “Ahlak yoksunu” dediği için dava açacağını ifade etti.

    CHP’Lİ VEKİL DEMİRTAŞ: “GÜNDEMİMDE SEÇİM VAR”

    Gazeteci Mehmet Öztürk’e açılan dava ile ilgili görüşlerini açıklayan CHP Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş ise, “Benim gündemimde bunlar yok. Gündemimizde seçim var” dedi. Kendisi hakkında eleştiri sınırlarını aşan yazılar kaleme alındığı için bu davaları açtığını dile getiren Demirtaş, benzer davaları başka gazeteciler için de açtığını ifade etti. Demirtaş, hakkında yazılan yazılar ve açılan davanın basın özgürlüğü ile bir ilgisi bulunmadığını da sözlerine ekledi.

  • 1 milyon TL’lik rekor dava

    Başbakan Erdoğan, Brüksel’de kendisini Esad’la kıyaslayan ve ağır hakaretlerde buluna Kılıçdaroğlu’na 1 milyon liralık rekor manevi tazminat davası açtı. Erdoğan’ın dilekçesinde yer alan ifadelerden bazıları şöyle: Seçilmiş Başbakanı katildir, eli kanlı zalim diktatör Esad ile Başbakan aynı yönetim anlayışındadır” algısını oluşturmaya çalışılıyor.

     

    BABAYİĞİT GÖREMİYORUM
    Erdoğan, AB Konsey Başkanı Herman Rompuy ile birlikte düzenlediği basın toplantısında Kılıçdaroğlu’nu sert sözlerle eleştirdi. Erdoğan, “Onu muhatap olarak kabul etmiyorum. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti Başbakanına o denli bir hakareti yapabilecek bir babayiğit karşımda göremiyorum” ifadelerini kullandı. Erdoğan ayrıca Red-Hack grubunun ortaya attığı Reyhanlı saldırısını El-Nusra örgütünün yaptığı yönündeki iddialar için de, “Bu konularda nihai netice alınmadan açıklanması o örgütlerin propagandasına yarar” dedi.