Etiket: tazminat

  • CHP milletvekilleri Başbakan Yardımcısı’na tazminat ödeyecek

    Başbakan Yardımcısı Fikri Işık’a, hakaret iddiasıyla yargılanan CHP Kocaeli Milletvekili Haydar Akar, CHP İstanbul Milletvekili Eren Erdem ile Yeniçağ gazetesi yazarı Yavuz Selim Demirağ, toplamda 20 bin TL tazminat cezasına çarptırıldı.

    Kocaeli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen davada, Başbakan Yardımcısı Işık’ın avukatı Halit Çokan da hazır bulundu. Çokan, CHP İstanbul Milletvekili Eren Erdem’in 24 Nisan’da yayınlanan bir televizyon programında, o tarihte Milli Savunma Bakanı olan müvekkiline hakaret ettiğini savunarak,100 bin lira manevi tazminat talebinde bulundu. Mahkeme Başkanı, davanın kabulüne karar vererek, CHP Milletvekili Eren Erdem’in, davacı Başbakan Yardımcısı Fikri Işık’a, suç tarihi olan 24 Nisan 2017’den itibaren işleyecek olan yasal faiziyle 5 bin lira manevi tazminat ödemesine hükmetti.

    Milletvekili Akar Başbakan Yardımcısı Işık’a 5 bin TL ödeyecek

    CHP Kocaeli Milletvekili Haydar Akar’ın 2 Ağustos’ta, partisinin Gebze ilçesinde düzenlediği toplantıda yaptığı konuşmada, Başbakan Yardımcısı Fikri Işık’ı FETÖ’cü olarak lanse ettiğini, böylece müvekkilinin kişilik ve şöhretinin zarar gördüğünü ifade eden avukat Çokan, 30 bin lira manevi tazminatın, suç tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etti. Mahkeme heyeti ise CHP Kocaeli Milletvekili Haydar Akar’ın, davacı Başbakan Yardımcısı Fikri Işık’a, suç tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faiziyle birlikte 5 bin lira manevi tazminat ödemesine hükmetti.

    Yazar Demirağ, Başbakan Yardımcısı Işık’a 10 bin TL ödeyecek

    Aynı mahkemede görülen diğer davada ise Işık’ın, Yeniçağ gazetesi yazarı Yavuz Selim Demirağ’ın gazetede yazığı köşe yazısında, müvekkilinin “kişilik haklarına saldırdığı ve hakaret ettiği” iddiasıyla, 100 bin lira manevi tazminatın, suç tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etti. Mahkeme Başkanı, davanın kabulüne karar vererek, Yavuz Selim Demirağ ile Yeniçağ Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş’nin Başbakan Yardımcısı Fikri Işık’a, suç tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faiziyle 10 bin lira manevi tazminat ödemesine hükmetti.

  • Psikolojik baskı yapan yöneticiye tazminat davası açılabilecek

    İşyerinde psikolojik baskıya diğer bir deyişle mobbinge maruz kalan kişiler artık şirketine değil direkt olarak baskı uygulayanın üstüne dava açabilecek. Ankara İstinaf Mahkemesi’nin verdiği kararı yorumlayan Avukat Cevat Kazma, karar sonrası memurların da baskı uygulayan amirlerine kişisel kusur gerekçesiyle dava açabileceğini söyledi.

    İşyerinde psikolojik baskıya diğer bir deyişle mobbinge maruz kalan kişiler artık şirketine değil direkt olarak baskı uygulayanın üstüne dava açabilecek. Çalıştığı iş yerinde üstü tarafından psikolojik baskıya (mobbing) uğrayan ve işinden ayrılan bir kişi olayı mahkemeye taşıdı. Yöneticisine 40 bin TL’lik manevi tazminat davası açtı. Yerel mahkeme bu konularda kişilere dava açılamayacağı gerekçesiyle davayı reddedince konu bir üst mahkemeye taşındı. Bölge Adliye Mahkemesi, yerel mahkemenin verdiği kararı bozarak, davacıyı haklı buldu.

    Avukat Cevat Kazma yaptığı açıklamada, karar ile birlikte mobbing davalarının doğrudan baskıyı uygulayan kişiye açılabileceğini belirterek, doğabilecek tazminatı da kişinin bağlı bulunduğu kurumun değil, mobbingi uygulayan kişinin ödeyeceğini söyledi.

    Cevat Kazma, çıkan kararın şirketler açısından da önemli olduğunu dile getirerek, “Özellikle kurumsal firmalardaki yönetimler, yöneticilerinin alt kadrolara uyguladıkları baskıyı göremiyor ancak ortaya çıkan zararı şirket ödüyordu” dedi.

    Özellikle kadın çalışanlara uygulanıyor

    Son yıllarda hem beyaz yakalı hem de mavi yakalı çalışanların ciddi anlamda psikolojik baskıya maruz kaldığını da vurgulayan Avukat Cevat Kazma, mobbing iddiası ile açılan dava sayılarının da artış gösterdiğini söyledi.

    Bu tür psikolojik baskıların kadın çalışanlara daha fazla yapıldığını ifade eden Cevat Kazma, “Bana sormadan nasıl hamile kalırsın? Nasıl evini taşırsın? Yıllık izinde neden telefonumu açmıyorsun? Bana sormadan nasıl yurtdışına çıkabilirsin?” gibi baskıların yanı sıra, diğer çalışanların yanında küçük düşürücü, iğneleyici söz ve hakaretlerin de sıkça dava konusu haline geldiğine değindi.

    Bu davranışların uzun vadede çalışanda bıkkınlığa ve yılgınlığa sebebiyet verebildiğini, depresyon ve psikolojik sorunlara da yol açabildiğini söyleyen Cevat Kazma, “Çalışanın verimi ciddi anlama düştüğü gibi şirkete de çok önemli zararlar verebiliyor” dedi.

    Memurlar da amirine dava açabilecek

    Mobbingin çalışma hayatının en önemli sorunlarından biri haline geldiğini ve sektör fark etmeksizin herkesin mağdur olabildiğini ifade eden Cevat Kazma, kamu kurumlarında yaşanması halinde de memurun amirine kişisel kusur gerekçesiyle dava açabileceğini söyledi.

    Arabulucular devreye girebilir

    Çalışanlar arasındaki anlaşmazlık ve uygulanan baskılar sonrası açılacak davaların şirketin işleyişini ve imajını etkileyebileceğini söyleyen Cevat Kazma, bu sorunların dava yoluna gitmeden, arabuluculuk sistemi ile kolayca çözülebileceğini de sözlerine ekledi.

  • Emekli olan profesörün ardından davul çaldıran eski rektör 5 bin lira tazminat ödeyecek

    Çukurova Üniversitesi’nin (ÇÜ) eski rektörü Prof. Dr. Alper Akınoğlu, emekli olan Ziraat Fakültesi öğretim görevlisi Prof. Dr. Rıza Kanber’in arkasından iddiaya göre davul çaldırdığından dolayı 5 bin lira tazminat ödeyecek.

    Edinilen bilgiye göre, 1 Temmuz 2011 tarihinde meydana gelen olayda, Ziraat Fakültesi öğretim görevlisi Prof. Dr. Rıza Kanber, dönemin rektörü Prof. Dr. Alper Akınoğlu’na, “Gittiğiniz yol doğru değil. Üniversiteyi bilimden uzaklaştırıp ayrımcılık yapıyorsunuz” sözlerini kullandı. Bunun üzerine Akınoğlu ve Kanber arasında sorunlar başladı.

    Prof. Dr. Akınoğlu, Prof. Dr. Kanber’e karşı “Emekli olduğun gün arkandan davul- zurna çaldıracağım” sözlerinin ardından profesörün emekli olduğu gün fakülte önünde davul çalındı. Bazı öğretim üyeleri aşağı inip davulcuları kovarken, üniversite basın bürosundan yapılan açıklamada ise davulun ’jest ve sürpriz’ amacıyla çalındığı ifade edildi.

    Olayın ardından Prof. Dr. Kanber, kendisini ’toplum önünde aşağıladığı ve kişilik haklarına saldırıda bulunduğunu’ gerekçe gösterip Prof. Dr. Akınoğlu hakkında 10 bin liralık tazminat davası açtı. Prof. Dr. Akınoğlu ise açıklama yaparak, davul çaldırılması olayıyla bir ilgisinin bulunmadığını iddia etti.

    Adana 1. Asliye Hukuk Mahkemesi, Prof. Dr. Alper Akınoğlu hakkında hakaret ederek Prof. Dr. Rıza Kanber’in mesleki itibarını zedelediği gerekçesiyle 5 bin lira tazminat ödemesine karar verdi. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi ise kararı kısmen bozdu. Yerel mahkeme önceki kararında direnince, dosya Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nda ele alınarak yerel mahkemenin kararını onadı.

  • Koruma altındaki kirpileri öldürdüler, tazminat ödeyecekler

    Elazığ’da koruma altında bulunan 2 oklu yaban kirpisini öldüren şahıslar hakkında yasal işlem yapılırken, öldürülen her bir kirpi için tazminat talep edileceği bildirildi.

    Olay, merkez ilçe Koçkale köyü sınırları içerisinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Doğa Koruma ve Milli Parklar Elazığ Şube Müdürlüğü aldığı bir ihbarı değerlendirerek gittiği köyde A.T. ve A.Ç.’nin 2 adet oklu yaban kirpisini öldürdüğünü belirledi. Ekipler, iki şahıs hakkında koruma altında bulunan yaban hayvanlarının avlanmalarından, avcılık belgeleri olmadan avlandıklarından ve avlanma sezonu dışında avlanmak kabahatlerinden dolayı idari para cezası uyguladı.

    Doğa Koruma ve Milli Parklar Şubesinin, iki kişi hakkında her bir oklu kirpi için tazminat talep edeceği bildirildi. Bir oklu kirpinin tazminat bedelinin bin 500 TL olduğu öğrenildi.

  • Avukat Rezan Epözdemir: “Münevver Karabulut ailesi ödenen tazminat emsal olacak”

    İstanbul’da 8 yıl önce sevgilisi tarafından vahşice öldürülen Münevver Karabulut’un otopsisi esnasında yan masadaki erkek cesetten sperm bulaşmasıyla ilgili ailenin açtığı davada, Adalet Bakanlığı’nın aileye 225 bin lira tazminat ödemesine ilişkin açıklamada bulunan Avukat Rezan Epözdemir, Türk hukuk tarihinde ilk defa Adli Tıp Kurumu’nun kusuru nedeniyle böylesine yüksek bir manevi tazminat kararı çıktığını söyledi. Epözdemir, “Bakanlık, 30 gün içerisinde mağdur ailenin hak etmiş olduğu tazminatı ödemek zorundadır. Biraz emsal, belirleyici ve caydırıcı maiyette manevi tazminat kalemleri artık çıkabilecek” dedi.

    İstanbul’da 3 Mart 2009 yılında sevgilisi Cem Garipoğlu tarafından vahşice öldürülen Münevver Karabulut’un otopsisinin tutanağında genç kızın iç çamaşırında sperm bulunduğu belirtilmişti. Araştırmalar sonucunda spermin otopsi esnasında yan masada bulunan ölmüş bir erkek cesedinden bulaştığı tespit edilmişti. Bunun üzerine Münevver Karabulut’un annesi Nagihan ve babası Süreyya Karabulut, avukatları Rezan Epözdemir aracılığıyla Adalet Bakanlığı’na 250 bin TL’lik manevi tazminat davası açtı. İstanbul 4. İdare Mahkemesi’nde görülen davada, mahkeme Karabulut ailesine 25 bin lira manevi tazminat ödenmesine hükmetti. Bunun üzerine davanın avukatı Epözdemir, Danıştay’a itiraz etti. İtiraz sonucunda tazminatın az olduğunu ifade eden Danıştay 10. dairesi de kararı bozdu. İstanbul 4. İdare Mahkemesi, geçtiğimiz günlerde Karabulut ailesine Adalet Bakanlığı tarafından 225 bin lira tazminat ödemeye mahkum etti.

    “Türk hukuk tarihinde ilk defa böylesine bir karar çıktı”

    Gelişmenin ardından verilen karar hakkında açıklamalarda bulunan Avukat Rezan Epözdemir, “7 yıl sonucunda çok ciddi bir hukuki mücadele verdik. Biliyorsunuz, Adli Tıp Kurumu’nda yaşanan sperm skandalı nedeniyle biz Türk hukuku tarihinde ilk defa Adli Tıp Kurumu’nun hizmet kusuru var gerekçesiyle hak arama özgürlüğümüzü kullanmıştık. Sonrasında da manevi tazminat davası açmıştık. İlk mahkemede 250 bin liralık tazminatın fazla olduğunu ve 25 bin liralık manevi tazminatın hükmedilmesi gerektiğini söylemişti. Biz de bu kararı Danıştay’da temyiz ettik. O zamana kadar Yargıtay ve Danıştay’ın yüksek ve kontrol mahkemeleri, ‘Manevi tazminat zenginleştirme aracı olamaz’ diyordu. İlk defa bu kararla bu ülkeyi terk etti ve Danıştay; ‘Manevi tazminat bir özel hukuk cezası olmalıdır. Failde ceza ve caydırıcılık mağduru değilse tatmin duygusu oluşturmalıdır, caydırıcı maiyette olmalıdır’ dedi. 250 bin liranın tamamının kabul edilmesi gerektiğinden bahisle bu kararı bozdu. Bu tabi bizim hukuk sistemimiz açısından emsal bir karar, Türk hukuk tarihinde ilk defa Adli Tıp Kurumu’nun kusuru nedeniyle böylesine yüksek bir manevi tazminat kararı çıkıyor. Bunun pratikteki yansımaları ve tezahürlerine baktığımız da iş, trafik kazalarında ve kasten öldürmelerde bütün bu ölümlü olaylarda mağdur aileler, ‘biz acı ve keder duyduk manevi tazminat talep ediyoruz’ derken, biraz emsal, belirleyici ve caydırıcı maiyette manevi tazminat kalemleri artık çıkabilecek. Bunlar söz konusu olabilecek. Bu kararda bunun önünü açtı” dedi.

    “Adalet Bakanlığı 30 gün içerisinde bu tazminatı ödeyecektir”

    Epözdemir, “7 yıllık hukuki mücadelemiz sonucunda böylesine emsal bir karar almamız son derece sevindirici. Bundan sonraki süreçte Danıştay’ın kararı bozmasının ilanından sonra dosya İlk Derece Mahkemesi’ne geldi. Bu mahkemede kararı bozarak, Danıştay’ın bozma kararına uydu. 30 gün içerisinde bu karar Adalet Bakanlığı’na gidecek. Bakanlıkta 30 gün içerisinde mağdur ailenin hak etmiş olduğu tazminatı ödemek zorundadır. Bakanlıkta 30 gün içerisinde bunu ödeyecektir” diye konuştu.