Etiket: tatlı

  • Vali Varol’dan huzur operasyonuna tatlı destek

    Amasya Valisi Dr. Osman Varol, akşam saatlerinde başlatılan huzur operasyonunda görev alan 400’den fazla jandarma ve polise jest yapıp tatlı ikramında bulundu.

    İl Jandarma Komutanı Albay Selami Akşit ve Emniyet Müdürü Fahri Bulut ile birlikte jandarmalarla polislerin şehir genelindeki farklı noktalarda düzenledikleri uygulama noktalarını dolaşan Vali Varol, güvenlik görevlilerinin yanlarına gidip elleriyle dağıttığı baklavadan yedirdi. Osman Varol, kontrol edilen araçlardaki vatandaşlarla çevre güvenliğini alan askerleri de unutmayıp onlara da korumasıyla tatlı gönderdi.

    Operasyonlara dikkat çeken Amasya Valisi Varol, “Özelliklede yeni yılın yaklaştığı günlerde bu uygulamaların ülkemizin huzuru açısından çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Durdurulan vatandaşlarımızla da sohbet ettiğimizde onlar da memnun olduklarını, bu uygulamalar sayesinde kendilerini huzurlu hissettiklerini belirtiyorlar” dedi.

    Habercilerin sorusu üzerine denetledikleri görevlilere moral vermek için tatlı dağıttığına değinen Varol, “Bizim kültürümüzde bir yere ziyarete giderken ufak bir şey götürülür. Arkadaşlara moral vermek için tadımlık bir şey getirmiş olduk” diye konuştu.

  • “Acı Tatlı Ekşi” oyuncuları, İzmir’de sinemaseverlerle buluştu

    “Acı Tatlı Ekşi” filminin başrol oyuncuları, İzmir Optimum’da sinemaseverlerle buluştu.

    “Acı Tatlı Ekşi” filminin başrol oyuncuları Özge Özpirinçci ve Buğra Gülsoy ile filmin yönetmeni Andaç Haznedaroğlu sinemaseverlerle buluştu. Film gösterimi öncesi söyleşiye katılan oyuncular, ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

    İzmir’de olmaktan mutluluk duyduğunu ifade eden Özge Özpirinçci, “Gelen herkese çok teşekkür ederim. Ayaklarınıza sağlık, umarız filmimizi beğenirsiniz. Bugün sizinle beraber izleyeceğiz filmimizi, çok heyecanlıyım. Ben galada hiçbir şey anlamadım, bugün izleyeceğim ve hepinizle beraber bende ilk kez izliyormuşum gibi olacağım. Umarız beğenirsiniz, iyi ki geldiniz çok teşekkür ederim” dedi.

    Oyuncu Buğra Gülsoy ise “Tabi filmimizde birçok duygu var. Hepimizin gündelik hayatlarından, düşüncülerimizden yaşamaya devam ettiğimiz duygular var. Dolayısıyla gerçek duygulardan esinlenilmiş bir film oldu. Gerçek hayattan değil gerçek duygulardan esinlenildi. Güzel bir çalışma oldu” diye konuştu.

    Filmin yönetmeni Andaç Haznedaroğlu da filmin çekildiği yer olan Alaçatı’yı çok beğendiğini dile getirdi. Söyleşinin ardından oyuncular, “Acı Tatlı Ekşi” filmini izleyicilerle birlikte Optimum salonlarında izledi.

  • Vatandaşlardan hırsızları yakalayan jandarmaya ’tatlı’ teşekkür

    Kayseri’nin İncesu ilçesinde meydana gelen hırsızlık olayını çözen jandarma ekiplerine, eşyalarını teslim almaya gelen vatandaşlar tatlı ikramında bulunarak teşekkür etti.

    İncesu İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri tarafından, bölgede meydana gelen hırsızlık olayları ile ilgili olarak yapılan çalışmalarda PTS, MOBESE ve güvenlik kameraları incelenerek Mehmet B. ve Murat Ş. yakalanarak gözaltına alınmıştı.

    Zanlıların, ilçe genelinde bir çok eve girerek hırsızlık yaptıkları ve 216 kalem malzeme çaldıkları belirlenmişti. Haklarında işlem başlatılan zanlılar çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı.

    Yapılan çalışmalarda şu ana kadar Mehmet B. ve Murat Ş.’nin gerçekleştirdiği 35 hırsızlık olayı aydınlatılırken, malzemelerini teslim almaya gelen vatandaşlar jandarma ekiplerine tatlı ikram ederek teşekkür etti.

  • Pancarın “tatlı” yolculuğu başladı

    Türkiye’nin şeker ihtiyacının önemli bir bölümünün karşılandığı Çorum’da pancarın tarladan sofraya zahmetli yolculuğu başladı.

    Genellikle modern tarım tekniklerinin kullanıldığı bölgede bazı çiftçiler hala geleneksel yöntemleri tercih ediyor. Tarladan fabrikaya getirilen pancarlar, çeşitli işlemlerden geçirilip yaklaşık 1,5 günlük çalışmayla şekere dönüştürülüyor. Hasat edildikten sonra traktör veya kamyonlarla fabrikaya getirilen pancarlar, kantara boşaltıldıktan sonra polar ölçümü yapılarak bant sistemi ile yıkanacağı bölüme taşınıyor. Pancarlar burada su içinde yıkama kanallarına gönderiliyor. Kanalda otlardan ve taşlardan arındırılan pancarlar, yine bant sistemi ile işleme alanına getiriliyor. Burada cips haline dönüştürülen pancarlardan şerbet elde ediliyor. Şerbet buhar kazanlarından geçirilerek koyulaştırıldıktan sonra pişirme kazanlarında lapa haline getiriliyor. Lapalar soğutucularda soğutulup kristalleşmesi sağlanıyor. Yaş halde elde edilen şeker elenip kurutuluyor. İşlemlerin tamamlanmasının ardından ortaya çıkan şeker torbalanıp, stoklanıyor.

    Çorum Şeker Fabrikasının ekonomiye katkısı 400 milyon lira

    Çorum’un en büyük kamu yatırımı olan şeker fabrikasında kristal şekerin yanı sıra yan ürün olarak melas ve yaş pancar posası üretimi yapılıyor. Fabrikaya bağlı merkez, Alaca, İskilip, Osmancık, Sungurlu ve Yerköy olmak üzere 6 bölge şefliği bulunurken, 147 köyde 3 bin 40 çiftçi tarafından 97 bin 950 dekarlık alanda pancar ekimi yapıldı. Bu alandan elde edilecek ürün miktarı 525 bin ton olup, fabrikanın Bor, Kırşehir ve Çarşamba Şeker Fabrikalarından alacağı 220 bin ton pancar ile işleyeceği pancar miktarının 710 bin ton olacağı belirtildi. Şeker fabrikasında işlenen pancardan yaklaşık 97 bin ton kristal şeker, 31 bin ton melas, 180 bin ton yaş pancar posası üretimi beklenirken, işletmenin bu yıl yapacağı üretim faaliyetlerinden bölgeye sağlanacak parasal değer 400 milyon lira.

    Pancarın tarladan şekere uzanan yolculuğu hakkında bilgi veren Şeker İş Sendikası Başkanı Sefer Kahraman, pancarın münavebeli ekilen bir bitki olduğunu belirterek, “Pancarın ne kadar ekileceğini, hangi bölgelere ekim yapılacağını, kotasını, tohum ekildikten sonraki süreçte sulamasından gübrelemesine yetişip sökülmesi anına kadarki süreci fabrikamızdaki ekim söküm çavuşları vasıtasıyla kontrol ederek çiftçilerin iyi bir verim alması sağlanır. Daha sonra modern tarım teknikleriyle çiftçilerimiz bu pancarları söküyorlar. Söküldükten sonra pancarları fabrikamıza getirerek teslim ediyorlar” dedi.

    Çiftçilerin pancarların şeker oranı ve fire tespiti konusunda kendilerine sürekli sorular yönelttiğini dile getiren Kahraman, “Çiftçilerimiz müsterih olsun. Hiçbir çiftçimizin hakkı yenmez. Otomatik olarak el değmeden polar ölçümleri yapılıyor. Otomatik olarak da fire tespiti yapılıyor. Bazen çiftçilerimiz aynı tarladan getirdiğimiz pancarlarda farklı farklı şeker oranı çıkıyor diyorlar. Bu durum gübrelemeden topraktaki su birikintisine ve çiftçilerin yaptığı bakıma kadar değişebilir. Bir de pancarların otomatik makinelerde numunesi alınıyor. Bu alım sırasında tamamen el değmiyor. Çorum Şeker Fabrikası olarak çiftçilerimizin tarladan buraya getirdikleri göz nuru olan pancarlarını hakları ve hukuklarını koruyarak ambarlarımıza şeker olarak teminini sağlıyoruz” ifadelerini kullandı.

    Nişasta bazlı şekerler hakkında da açıklamada bulunan Kahraman, “Nişasta bazlı şekerlerin kotasının artması pancar çiftçisinin tarlasındaki ekim alanlarının daha az olması demektir. Avrupa Birliği ülkelerinde Hollanda tamamen sıfırladı, Fransa sıfırladı. Almanya yüzde 2 ila 3 seviyesi arasında. Ülkemizde şuanda yüzde 15 ama gayriresmi olarak yüzde 30’lara kadar çıktı. Bu da ne demektir; ülkemizdeki çıkan, üretilen şeker miktarının yüzdesine göre bunu değerlendiriyoruz. 2 milyon ton şeker elde ediyorsak, bunun yüzde 2’si ne kadar yaparsa o kadar nişasta bazlı şeker üretilmesi lazım. 1998 yılından bugüne kadar sürekli artırılıyor. Bu da ülkemizin, çiftçimizin pancar ekim alanlarının azalmasına neden oluyor. Bir diğer yönü de sağlık. Nişasta bazlı şekerlerdeki fruktoz olayı doğal olmadığı için bilim adamlarından öğrendiğimiz, eğitim programlarında gördüğümüz konu obezite ve değişik rahatsızlıklara sebebiyet verdiği söyleniyor. Halkımızdan doğal ürünlerden yana olmalarını istiyoruz. Elmayı kaynatırsak reçel olur. Pancarı kaynatırsak pekmez olur. Mısırı kaynatırsak hiçbir şey olmaz. Ülkemizde mısırdan nişasta bazlı şeker üretiliyor. Bunu da halkımızın kendi değerlendirmesi gerekir. Fruktoz dediğimiz NBŞ’lerden uzak durmaları gerekir” diye konuştu.

    “Kadro sorunumuz çözülmeli, bacalarımızın tütmesini istiyoruz”

    Çorum Şeker Fabrikası ve fabrika çalışanlarının kadro sorunu hakkında da bilgi veren Kahraman, şunları kaydetti:

    “Bu sezon Çorum Şeker Fabrikasında 710 bin ton pancar işlenecek fabrikamızda. Bundan 90 bin ton kristal şeker üretimi, 180 bin ton küspe, 30 bin ton civarında melas elde edeceğiz. Çorum Şeker Fabrikasının istihdamla birlikte bölgeye sağladığı katma değer 400 milyon lira. Fabrika Çorum’un tek sanayi kuruluşu. Bölgedeki tüm esnafa katkısı olan bir kuruluş. Çorum Şeker Fabrikasının sanayideki en büyük sorunu yetersiz eleman sayısı. 15 yıl önce 600 işçimiz vardı, bugün fabrikanın 300 işçisi var. Bunun 110 tanesi geçici işçi. Bu çalışanların kadro sorunu var. Kadro sorunları halledilerek şeker sanayisine yeniden eleman alınması en büyük beklentimiz. Taşeron işçi gündeme geliyor, çözülsün, ülkenin kanayan yarası. Bizim de personel sorunu çözülmeli, arkasından yeni eleman alınmalı. Fabrikamızın bacaları tütmeli. Ülkemize katma değer ve istihdam sağlamaya devam etmeli.”

  • Uluslararası düzeyde en “tatlı” okul başladı

    Türkiye’nin en çok tercih edilen vakıf üniversitelerinden İstanbul Aydın Üniversitesi’nin Uluslararası İlişkiler Direktörlüğü bünyesinde yer alan Uluslararası Kısa Dönem Eğitim Programları Koordinatörlüğünün üç yıl önce geliştirdiği “Delightful School Istanbul”un 2017 yaz dönemi programı başladı.

    Birer gönüllü kültür elçisi konumuna gelecekler

    Bugüne kadar çeşitli ülkelerden 500’den fazla öğrencinin katıldığı programa bu yıl 16 farklı ülkenin 25 farklı üniversitesinden 70 uluslararası öğrenci yer aldı. 12 Ağustos’a kadar sürecek olan programda öğrenciler, dünyanın en seçkin akademisyenlerinden, zeytinyağının insan sağlığı üzerindeki etkilerinden robot geliştirmeye, DNA’nın keşfinden, moda tasarımına kadar çok farklı konularda eğitim alırken, tarihi, kültürel ve sosyal etkinlik ve gezilerle de Türkiye’yi ve İstanbul’u daha yakından tanıyarak, birer gönüllü kültür elçisi olarak ülkelerine dönüyorlar.

    Kış, yaz ve bahar olmak üzere yılda üç kez düzenlenen Delightful School Istanbul programında, çok kültürlü bir ortamda görülen eğitimin neticesinde, öğrencilere farklı kültürleri tanıma ve iletişim kurma deneyim ve becerisi kazandırma amaçlanıyor. Ayrıca, özenle seçilen ve alanında uzman öğretim elemanları tarafından İngilizce olarak verilen derslerde, bilimsel düzeyde bilgiler edinilmesi hedefleniyor. Üstelik bu derslerin, AKTS sayesinde kredi olarak kullanılması da mümkün. Programda son olarak, program içeriğinde bulunan sosyal ve kültürel aktivite ve tanıtımlar sayesinde, öğrencilerin Türkiye’yi ve İstanbul’u daha yakından tanıması, görmesi ve tecrübe etmesi amaçlanıyor.

    “Dünya barışına katkıda bulunuyoruz”

    Konuyla ilgili olarak konuşan İAÜ Uluslararası İlişkiler Direktör Yardımcısı Ayşe Deniz Özkan da gençlerin uluslararası düzeyde ilişkiler kurmasıyla dünya barışının oluştuğuna dikkat çekerek, “Eğitim aynı zamanda keyifli de olmalı. Gençler hem öğrenecek hem gezecek hem de birbirleri ile arkadaşlık kuracaklar. Dünya barışı gökten zembille inmiyor. Gençler birbirleri ile tanışıp beraber vakit geçirdikleri zaman bu barış ve kardeşlik düşüncesi hayata geçecek. Böyle böyle biz de dünya barışına katkıda bulunuyoruz” dedi.

    “Bu imkanı sağladığı için üniversitemize çok teşekkür ederiz”

    İAÜ Uluslararası Kısa Dönem Değişim Programları Koordinatörü Emin Devrim Fidan da bu tarz eğitim programlarının öğrenciler için çok iyi bir tecrübe olduğuna dikkat çekti. Emin Devrim Fidan aynı zamanda, “İki hafta içerisinde öğrenciler Türkiye’ye adım attıklarından itibaren, üniversite ve bizim öğrencilerimiz ile tanışıp hem burada dünyanın dört bir yanından gelen akademisyenlerden kaliteli bir eğitim alıyorlar hem de sosyal ve kültürel etkinliklere katılıyorlar. Bu program sonunda öğrenciler birbirlerine sarılarak ve ağlayarak ayrılıyor. Çünkü onlar burada kurmuş oldukları arkadaşlıkları bir ömür hatırlayacaklar. Bunların hepsi bizim için gerçekten çok önemli tecrübeler. Bu imkânı bize sağladığı için üniversitemize çok teşekkür ederiz” diye konuştu.