Etiket: Tatar’dan

  • KKTC Cumhurbaşkanı Tatar’dan Yunanistan Başbakanı Miçotakis’e: “Kıbrıs’ın kan gölüne dönüşmesinin sorumlusu Yunanistan’dır”

    KKTC Cumhurbaşkanı Tatar’dan Yunanistan Başbakanı Miçotakis’e: “Kıbrıs’ın kan gölüne dönüşmesinin sorumlusu Yunanistan’dır”

    Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis’in Türkiye hakkındaki küstah söylemlerine karşı çıkarak, “Kıbrıs’ın kan gölüne dönüşmesinin sorumlusu Yunanistan’dır” dedi.

    KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar yaptığı yazılı açıklamada, Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis’in Türkiye’yi işgalcilikle suçladığı küstah söylemlerine karşı çıktı. Tatar, “Kıbrıs’ta esas işgalci olan EOKA terör örgütünü kuran, Akritas Planı doğrultusunda Kıbrıs Türk halkını yok etmek için başlatılan Rum saldırılarını destekleyen ve organize eden, Kıbrıs’ın Yunanistan’a ilhakını gerçekleştirmek için 15 Temmuz 1974 darbesini düzenleyen Yunanistan’dır” dedi.

    Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs konusuyla ilgili gayri resmi 5 + BM toplantısının gerçekleşmesi yönünde girişimler devam ederken, bulunacak çözüm modeliyle ilgili kararlı duruşlarını devam ettirdiklerini belirtti.

    “Geri adım atmayacağız”

    “Duruşumuzdan geri adım atacak değiliz” ifadelerini kullanan Tatar, “Kararlılığımız halkımızın siyasi eşitliğini, egemenliğini, Türkiye’nin etkin ve filli garantörlüğü ile Türk askerini Kıbrıs’taki varlığını korumak, halkımızı azınlık durumuna düşürmemek ve tek gerçekçi çözüm yolu olan egemen iki ayrı devlet modelini hayata geçirmek yönündedir” dedi.

    Kıbrıs’ın gerçeklerine uygun olan egemen iki ayrı devlet modelini hayata geçirebilmek için uğraşlarına devam ettiklerini belirten Tatar, “Rum-Yunan ikilisinin çözüm karşıtı tahrikleri de devam ediyor. Bunun en son örneği de Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis’in Güney Kıbrıs ziyaretinde yaşanmıştır” ifadelerini kullandı.

    “Rum-Yunan ikilisinin gerçek dışı iddiaları diyalog ve görüşmeleri dinamitleyici nitelikte”

    Cumhurbaşkanı Tatar, “Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis ile Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasaidis’in birlikte düzenledikleri ortak basın toplantısında yapmış oldukları açıklamalar Rum-Yunan zihniyetinin değişmediğini ve değişmeyeceğini bir kez daha gözler önüne sermiştir. BM Genel Sekreterinin gayri resmi 5+BM toplantısının gerçekleşmesi yönünde girişimleri devam ederken, Rum-Yunan ikilisinin Kıbrıs Türk tarafı ile Türkiye’ye yönelik gerçek dışı iddiaları ve suçlamaları diyalog ile görüşmeleri dinamitleyici niteliktedir” dedi.

    “Türkiye’nin garantörlüğü ve Türk askerinin Kıbrıs’taki varlığı devam ettiği sürece emellerine ulaşamayacaklar”

    Tatar, “Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis yaptığı açıklamada 1960 garanti sistemini hedef alırken, Türkiye’nin garantörlüğü ile Türk askerinin Kıbrıs’tan uzaklaştırılmasını içeren bir çözümü hedeflediklerini belirtmiştir. Anastasiadis’in bu açıklaması Rum tarafının değişmez hedefi olurken, 1962 yılından bu yana Türkiye’nin garantörlüğünü kaldırma yönünde devam ettirdikleri faaliyetlerin günümüze yansımasıdır. Türkiye’nin garantörlüğünün ve Türk askerinin Kıbrıs’taki varlığı devam ettiği sürece emellerine ulaşamayacaklarını çok iyi bilmektedirler” ifadelerini kullandı.

    “Türkiye kırmızı çizgimiz”

    Türkiye’nin Barış Harekatı ile tüm Kıbrıs’a barış ve huzur getirdiğini dile getiren Tatar, Türkiye’nin garantörlüğü ile Türk askerinin Kıbrıs’taki varlığının, Kıbrıs Türk halkının en büyük güvencesi ve kırmızı çizgisi olduğunu ifade etti. Tatar, Kıbrıs Türk halkının asla Türkiye’nin garantörlüğü ile Türk askerinden vazgeçmeyeceğini kaydetti.

    “Rum-Yunan ikilisi görüşmelerin çökmesine neden oldu”

    Tüm müzakere süreçleri boyunca Türkiye’nin garantörlüğünün kaldırılmasını, Türk askerinin Kıbrıs’tan uzaklaştırılmasını talep eden ve Kıbrıs Türk halkına azınlık hakları öneren Rum-Yunan ikilisinin bu tutumunun kabul edilemeyeceğini bildiren Tatar, “Son olarak Mont Pelerin ile Crans Montana görüşmelerinde de ’sıfır asker- sıfır garanti’ dayatmasında bulunan, Kıbrıs Türk halkının siyasi eşitliği ile egemenliğini kabul etmeyen Rum-Yunan ikilisi bu görüşmelerin çökmesine neden olmuştur” ifadelerini kullandı.

    “Bu yolda da yürümeye devam edeceğiz”

    Cumhurbaşkanı Tatar, “Bunların yanı sıra Annan Planı referandumu ve Crans Montana’da yaşananlar federasyona dayalı çözüm modelinin tükendiğini de gözler önüne sermiştir. Rum’un azınlığı olmaya karşı çıkan Kıbrıs Türk halkı, egemen iki ayrı devlete dayalı çözüm modelinin hayata geçmesini istemektedir. Son Cumhurbaşkanlığı seçiminde de iradesini bu yönde kullanmıştır. Temennimiz ve uğraşımız Rum zihniyetinin değişmesi, Kıbrıs’a ve bölgeye huzuru getirecek egemen iki ayrı devlete dayalı çözüm modelinin kabul edilmesidir. Kıbrıs sorununa çözüm bulunması girişimlerinde en gerçekçi yol budur. Bu yolda da yürümeye devam edeceğiz” dedi.

  • KKTC Cumhurbaşkanı Tatar’dan Rum lidere: “Gerçekleşmeyecek hayaller peşinde koşmamalı”

    KKTC Cumhurbaşkanı Tatar’dan Rum lidere: “Gerçekleşmeyecek hayaller peşinde koşmamalı”

    KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar Rum lider Nikos Anastasiadis’in açıklamalarına yönelik, “Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis’e çağrım, gerçekleşmeyecek hayaller peşinde koşmaması ve diyalog çağrılarımıza olumlu yanıt vermesidir. Dileğim ve temennim 2021 yılında egemen iki devletli çözüm şekline ulaşmamızdır” dedi.

    Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) Başkanı Nikos Anastrasiadis’in dün yaptığı açıklamaların ardından Rum lidere çağrıda bulundu. Tatar, “Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis’e çağrım, gerçekleşmeyecek hayaller peşinde koşmaması ve diyalog çağrılarımıza olumlu yanıt vermesidir” dedi.

    KKTC Cumhurbaşkanı Tatar, Anastasiadis’in dünkü açıklamalarına yönelik yaptığı açıklamada, “Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu II. Hrisostomos’un ’Anastasiadis iki devletli çözüm istedi’ açıklamasından sonra Güney Kıbrıs’ta konu ile ilgili tartışmalar devam ederken, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis 2021 yılında yaptığı ilk açıklamada, ’federasyondan başka bir çözüm şeklini görüşmem, Crans Montana’da savunduklarıma bağlıyım” derken iki devletli çözüm şeklini BM Genel Sekreteri’nin eski Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide’nin kurguladığını ileri sürerek sorumluluğu ona yüklemeye çalışmıştır” dedi.

    Tatar, “Gerçekte ise Anastasiadis’in iki devletli çözümün gerçekçi bir çözüm olduğuna inandığı biliniyor. Kıbrıs konusuyla ilgili faktörler de bunu biliyor. Türkiye Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu ile görüşmesinde de bunu dile getirdiği bizzat Sayın Çavuşoğlu tarafından da açıklanmıştı” ifadelerini kullandı.

    KKTC Cumhurbaşkanı Tatar, “Ama ne var ki Rum Ortodoks Kilisesi, AKEL, ELAM ve diğer unsurların büyük baskısı altında kalan Sayın Anastadiadis, eski politikalara geri dönmek zorunda kalıyor. Bunların yanı sıra Anastasiadis söz konusu açıklamasında, 22 Eylül 2017 tarihinde BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’e gönderdiği mektubunda ileri sürdüğü iddiaları tekrarlarken, ’Türkiye’nin Kıbrıs’ı ilhak etmek için girişimlerde bulunduğu’ iddiasını da yeniden gündeme getirmiştir. ’Zürih-Londra Antlaşmaları Türkiye için bir ara istasyondan başka bir şey değildi. Türkiye, Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasasının uygulanmasını her alanda engelledi’ iddiasında da bulunurken, yine gerçekleri gizlemeye çalıştı” dedi.

    Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, açıklamasının devamında şu ifadeleri kullandı:

    “Burada bir kez daha belirtmek gerekir ki Kıbrıs Türk halkı ile Rum halkının eşit kurucu ortaklığında kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin ’Enosis’e sıçrama tahtası’ ve ’ara hedef’ olarak niteleyen Başpiskopos Makarios ile Rum-Yunan liderliğiydi. Bu hedefe yönelik olarak Akritas Planı hazırlanırken, Rum gizli örgütlenmesi ve silahlanması da sürüyordu. Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası da Rum liderliği tarafından ayaklar altında çiğnenirken, Anayasada Kıbrıs Türk halkına sağlanan haklar da yok edilmek isteniyordu.”

    “15 Temmuz darbesinin de hedefi Kıbrıs’ı Yunanistan’a ilhak etmekti”

    Enosis hedefli olarak başlatılan Kanlı Noel saldırılarında neler yaşandığını da çok iyi hatırladıklarını ifade eden Tatar, “Halkımızın direnişi ve Türkiye’nin müdahalesi olmasaydı Kıbrıs’ta ikinci Girit faciası yaşanacaktı. Yunan cuntası tarafından organize edilen 15 Temmuz darbesinin de hedefi Kıbrıs’ı Yunanistan’a ilhak etmekti. Türkiye 20 Temmuz Barış Harekatı’nı gerçekleştirmeseydi Kıbrıs Türk halkı soykırımdan geçirilip katliam çukurlarına gömülecekti. Bu arada Yunanistan eski Başbakanı Kostas Simitis’in de Güney Kıbrıs’ın tek yanlı ve haksız bir şekilde AB üyesi yapılmasından sonra yaptığı açıklamayı da hatırlatmak gerekir. Simitis aynen şöyle demişti, ’Kıbrıs’ın AB üyeliğiyle Enosis gerçekleşti” ifadelerini kullandı.

    “Kıbrıs’ın gerçekleri, yaşananlar ve Rum-Yunan zihniyeti ortadadır” diyen KKTC Cumhurbaşkanı Tatar, “Hala daha devam etmekte olan bu zihniyete göre Kıbrıs Elen adasıdır, Kıbrıs Türk halkı azınlıktır, siyasi eşitlik ile devlet yönetiminde söz hakkına sahip değildir. Yine bu zihniyete göre Kıbrıs’ın ve doğal kaynaklarının tek sahibi ve hakimi Rumlardır. 1968 yılından bu yana devam eden müzakere süreçlerinin başarısızlıkla sonuçlanmasının ana nedeni de halen devam etmekte olan Rum-Yunan zihniyetidir” dedi.

    Özellikle Crans Montana’da federasyona dayalı çözüm şeklinin çöktüğünü ve Rum tarafının adil bir anlaşma istemediğinin bir kez daha ortaya çıktığını söyleyen Tatar, “Tüm bu nedenlerle Türkiye’nin desteğiyle de egemen iki devlete dayalı çözüm şeklini gündeme getirdik. Devletimizin varlığı, halkımızın egemenliği, özgürlüğü ve güvende yaşaması için egemen iki devletli çözüm diyoruz. Bu yolda da yürümeye devam edeceğiz” ifadelerine yer verdi.

    Tatar, “Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis’e çağrım, gerçekleşmeyecek hayaller peşinde koşmaması ve diyalog çağrılarımıza olumlu yanıt vermesidir. Dileğim ve temennim 2021 yılında egemen iki devletli çözüm şekline ulaşmamızdır” dedi.

  • KKTC Cumhurbaşkanı Tatar’dan “yeni bir sayfa” ve “yeni bir süreç” vurgusu

    KKTC Cumhurbaşkanı Tatar’dan “yeni bir sayfa” ve “yeni bir süreç” vurgusu

    Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, BM Genel Sekreteri Kıbrıs Geçici Özel Danışmanı Jane Holl Lute ile görüşmesinin ardından açıklamalarda bulundu. Tatar , “yeni bir sayfa” ve “yeni bir süreç” vurgusu yaptı.

    Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri’nin Kıbrıs için görevlendirdiği Geçici Özel Danışmanı Jane Holl Lute, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile bir araya gelerek, 5+1 konferans zeminin oluşturulması konusunda görüş alışverişinde bulundu. Yaklaşık 2 saat süren görüşmenin ardından Cumhurbaşkanı Tatar açıklamalarda bulundu.

    Görüşmede Lute’ye Kıbrıs Türk tarafının pozisyonunu anlatma fırsatı bulduğunu belirten Tatar, Lute’nin kendisine BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in mesajını ve iyi dileklerini ilettiğini belirtti. Halkın desteğiyle kendisinin Cumhurbaşkanı seçildiğini ve şu anda Kıbrıs’ta artık yeni bir dönemin başladığına vurgu yapan Cumhurbaşkanı Tatar, 52 yıldır federal temelde yapılan görüşmelerde herhangi bir sonucun çıkmadığını aktardı. Tatar, bunu en iyi bilenlerden bir tanesinin de Crans-Montana’da süreci en iyi yaşayan ve orada büyük tecrübe kazanan BM Genel Sekreteri’nin olduğunu Lute’ye ilettiğini aktardı.

    Cumhurbaşkanı Tatar, “Artık egemen eşitliğe dayalı yan yana yaşayan ve iş birliği içerisinde olan iki devletin bu şekilde bir müzakere sürecini böyle bir noktaya taşıması bakımından önemli olabileceğini ilettik” dedi.

    Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun çağrısı üzerine 5+1 gayrıresmi bir toplantının yapılması ve orada artık Kıbrıs’ın yeni gerçeklerini ifade etme şansının ortaya çıkmasının önemini Lute’ye aktardığını ifade eden Tatar, “Dolayısıyla ondan sonra başlayacak olan müzakere süreçlerine yeni bir zeminin kazandırılması için bütün bunların gerekçelerini detaylı bir şekilde kendisine ilettik” ifadelerini kullandı.

    Kıbrıs Türk halkının barış, huzur ve güvenlik içerisinde yaşama hakkı olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türk halkının 1960 Uluslararası anlaşmasının iki tarafından bir tanesi olarak tarihten gelen ve anlaşmalardan ortaya çıkan egemenlik hakkı olduğunu kaydetti.

    Cumhurbaşkanı Tatar, “Diğer tarafın domine etmeyeceği ve gerçekten self-determinasyon hakkımızı da kullanabileceğimiz bir ortamın yaratılması için böyle bir sürecin başlatılması gerektiğini kendisine detaylı bir şekilde ifade ettik” dedi.

    Kıbrıs Türk halkının 1974’ten beridir süregelen müzakere süreçlerinde iyi niyet, esneklik ve anlayış göstermelerine rağmen Annan Planı zamanında olduğu gibi Crans-Montana’da da karşılık bulamadıklarını belirten Tatar, böyle bir zemindeki müzakere sürecinin bundan sonra da netice vermeyeceğini vurguladı.

    “Yeni bir sayfa, yeni bir sürecin başlatılması noktasında Kıbrıs Türk halkının bunu hak ettiğini” belirten Cumhurbaşkanı Tatar, esas mağdur olanın Kıbrıs Türk halkı olduğunun altını çizdi. Direkt uçuşların engellenmesi gibi Kıbrıs Türk halkına ve gençliğine uygulanan spor, kültürel ve siyasi alanlardaki haksız izolasyonlara değinen Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türk halkının ve gençlerinin artık dünyaya açılması gerektiğini açıkladı. Cumhurbaşkanı Tatar, Doğu Akdeniz’de son yıllarda yaşananlarla Kıbrıs’ın artık eski Kıbrıs olmadığına işaret ederek, bölgenin hidrokarbon araştırmaları ile stratejik olarak gelişmekte olduğunu ifade etti.

    “Eğer Kıbrıs’ta sürdürülebilir adil ve kalıcı bir anlaşma olacaksa, tüm bu gelişmelere bağlı olarak yeni birtakım süreçlerin de değerlendirilmesi gerektiğini kendisine ifade ettik” diyen Cumhurbaşkanı Tatar, Lute’nin bunları dinlediğini, not aldığını ve sorular sorduğunu kaydetti. Tatar, Lute’nin Rum lider Nikos Anastasiadis ile yapacağı görüşme sonrasında açıklama yapabileceğini veya tekrar liderlerle görüşme isteyebileceğini belirti.

    “5+1 konferans mutlaka olmalı”

    Lute’nin görevinin iki tarafı yoklamak olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Tatar, Lute’nin daha sonra Yunanistan’a geçeceğini ve Türkiye’ye de gidebileceğini kaydetti. Lute’nin araştırmaları sonrası 5+1 konferansı için zemin olup olmayacağını BM Genel Sekreteri’ne ileteceğini ve orada alınacak karara bağlı olarak bu süreci yöneteceğini ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, Lute’ye mutlaka 5+1 konferansın olması gerektiğini ifade ettiğini vurguladı.

    Cumhurbaşkanı Tatar, Lute’nin anlattıklarını 5+1 konferansta da paylaşma imkanı bulmak istediklerini belirterek, Kıbrıs’ın gerçeklerinin ve konjonktürünün son gelişmelere bağlı olarak yan yana yaşayan iki devlet olduğunun altını çizdi. Cumhurbaşkanı Tatar, Lute’ye teşekkür ederek, Kıbrıs’ta tüm taraflara fayda sağlayabilecek adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir anlaşma istediklerini sözlerine ekledi.

  • KKTC’nin yeni Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’dan zafer konuşması

    KKTC’nin yeni Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’dan zafer konuşması

    Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) yeni Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, seçim galibiyetinin ardından yaptığı konuşmada, “Gerilim artık geride kalmıştır, KKTC’yi ileriye nasıl taşırız, ona bakacağız” ve “Hiçbir zaman bizim Türkiye ile bağımızı koparamayacaklar” dedi.

    KKTC’nin Cumhurbaşkanlığı seçiminde ilk turda en yüksek oyu alan Ersin Tatar, ikinci turda Mustafa Akıncı ile yarıştı. Resmi olmayan sonuçlara göre Ulusal Birlik Partisi’nin (UBP) adayı Ersin Tatar oyların yüzde 51,74’ünü alarak, seçimin galibi oldu. Bağımsız aday Mustafa Akıncı ise oyların yüzde 48,26’sını aldı.

    KKTC’nin yeni Cumhurbaşkanı Tatar, seçim galibiyetinin ardından zafer konuşması yaptı. Tatar, “Gerilim artık geride kalmıştır, KKTC’yi ileriye nasıl taşırız, ona bakacağız” ifadelerini kullanarak, “Başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ve yardımcısı Fuat Oktay’a da teşekkür etmek istiyorum. Biz vefalı insanlar olarak bu topraklarda yaşam mücadelesi verirken şehitler veren Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte olmaktan onur duymaktayım” dedi.

    “Oy verenlere de vermeyenlere de teşekkür etmek istiyorum”

    Ardından kendisine oy veren, vermeyen herkese teşekkür eden Tatar, “Halkımıza çok teşekkür ediyorum. Kıbrıs Türk halkı kendi iradesini sandığa yansıtarak beni Cumhurbaşkanı seçmiştir. Ben oy verenlere de vermeyenlere de teşekkür etmek istiyorum. Bizim için önemli olan kutuplaşmak değil birlik beraberlik içinde KKTC’yi daha güzel günlere taşıyabilmektir. Demokrasi sınavına katkı koyan diğer adaylara da teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.

    Tatar, “Tabii ki pandemi döneminde yaşanan sıkıntılar, ekonominin büyük sıkıntı içine girmesi, kamu maliyesinde yaşanan sıkıntılar ve bize büyük destek vererek anavatan Türkiye Cumhuriyeti’ne de teşekkür ediyorum. Gerilim artık geride kalmıştır, KKTC’yi ileriye nasıl taşırız ona bakacağız. Ben Cumhurbaşkanı olarak KKTC’yi daha ileriye taşımak için, onurlu bir yaşam için çalışacağım. Müzakere masasında başı dik ve onurlu bir şekilde bulunacağım. Ezik değil. Tarafsızlığımı koruyarak toplumsal uzlaşı ile Anayasal sorumluluk çerçevesinde çalışacağım” dedi.

    “Hiçbir zaman bizim Türkiye ile bağımızı koparamayacaklar”

    Türkiye ve KKTC ilişkilerine vurgu yapan Tatar, “Ne mutlu bize ki 74 barış harekâtıyla devletimiz kurduk. Tüm dünyaya seslenmek istiyoruz. Bu egemenlik meselesi çok önemlidir. Çözüm modeli ne olursa olsun biz var olmaya devam edeceğiz. Hiçbir zaman bizim Türkiye ile bağımızı koparamayacaklar. Kıbrıs Türk halkı kendi devletinin çatısı altında var olmaya devam edecek. Önemli olan sorumluluğumuzun bilinci içinde tuzaklara düşmemek” ifadelerini kullandı.

    “Hiçbir zaman yılmayacağız. Egemenliğimize, bağımsızlığımıza sahip çıkacağız”

    Tatar, “Tüm dünyaya buradan seslenmek istiyorum. Siz hala daha Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne direk uçuşlara müsaade etmiyorsunuz. Gençlerimizi spor müsabakalarında reddediyorsunuz. Oynanan oyun, Kıbrıs Türkünü ezmek ve yıldırmak. Asla böyle bir oyuna gelmeyeceğimizi Sarayönü Meydanı’ndan haykırmak istiyorum. Hiçbir zaman yılmayacağız. Egemenliğimize, bağımsızlığımıza sahip çıkacağız” dedi.

  • AK Partili Tatar’dan Çağrı

    AK Parti’den geçen dönemlerde Şırnak milletvekili adayı olan Arslan Tatar, tüm kente çağrıda bulunarak, “Bu terör belasına bizden başkası ‘dur’ diyemez. Gelin hep beraber Allah için ‘dur’ diyelim” dedi.

    AK Parti Şırnak 25 ve 26’ncı dönem 1’inci sıra milletvekili adayı olan Arslan Tatar, bölgede yaşanan terör olaylarına ilişkin açıklama yaptı. 1990 yılında Şırnak’ın il statüsüne alındığına dikkat çeken Tatar, son zamanlarda yaşanan terör olayları yüzünden merkezin Cizre’ye kaydırılmasının gündeme geldiğini anımsattı. Memleketin terör olayları yüzünden çığırından çıkarıldığını bu nedenle hükümetin böyle bir girişimde bulunduğunu vurgulayan Tatar, “Sormak istiyorum daha ne zarar görebilir bir memleket? Ya da ne kadar zarar verebiliriz kendimize bu belaya karşı susarak? İlimiz için üzüntü verici bu konu ile yapmış olduğum girişimler neticesinde eğer bir ve beraber olup bu teröre ‘dur’ demeyip, susmaya devam edersek bu süreci yaşamaya mahkumuz. Ben gövdemi bu taşın altına koyup gerekli bütün girişimleri yapıyorum ve bütün halkı elini bu taşın altına koymaya davet ediyorum” dedi.

    Şırnaklı vatandaşlara çağrıda bulunan Tatar, “Buyurun gelin hep beraber bıkmadan gücenmeden her kapıyı çalalım. Unutmayalım ki bu memleket bizim memleketimiz. Bu terör belasına bizden başkası ‘dur’ diyemez. Gelin hep beraber Allah için ‘dur’ diyelim” diye konuştu.