Etiket: Taşıdı

  • Atılım Üniversitesi tercih dönemindeki tanıtım programlarını açık havaya taşıdı

    Atılım Üniversitesi tercih dönemindeki tanıtım programlarını açık havaya taşıdı

    Atılım Üniversitesi her sene olduğu gibi bu sene de üniversite sınavına giren öğrencilerin tercih sürecinde yanlarında olacak. Bu senenin önceki senelerden farkı ise tercih tanıtım çalışmalarının açık havada yapılacak olması.

    Üniversite sınavına giren milyonlarca öğrenci ve ailelerini çok yakından ilgilendiren üniversite tercihleri için Atılım Üniversitesi her sene olduğu gibi bu sene de kollarını sıvadı. Tüm dünyayla birlikte Türkiye’nin de içinde bulunduğu salgın dolayısıyla tercih tanıtım çalışmalarının açık havada yapılacağı açıklandı.

    Ankara Atılım Üniversitesi, geniş yeşil alanıyla salgın dolayısıyla alınan önlemleri bir adım ileriye taşıyarak tanıtım faaliyetlerine boyut kazandırmaya hazırlanıyor. Hem online hem de yüz yüze tanıtım faaliyetlerini gerçekleştiren Atılım Üniversitesinde fakülte ve bölümleri tanıtan akademik personel dışında, bölümleri ile ilgili kendi deneyimlerini paylaşan öğrenciler tanıtım faaliyetlerinde yer alacak. Açık havada oluşturulan tanıtım alanında Covid-19 nedeniyle görüşmeler sırasında sosyal mesafenin korunması ve maske kullanımı da dikkatle takip edilecek.

    Her yıl sıralamalar konusunda merak edilenleri yanıtlamaya çalışan rehber hocalar yine kampüs alanında oluşturulan alanda adayların muhtemel seçenekleriyle ilgili bilgiler verecek. Atılım Üniversitesinde bayram nedeniyle ara verilen tanıtım faaliyetleri 4 Ağustos 2020’de yeniden başlayarak her gün online bölüm tanıtımlarının yapılacağı etkinliklerle yüz yüze tanıtım faaliyetlerine bayram sonrasında yeniden başlanacak.

  • Milletvekili Erbaş, Domaniç’teki sel felaketini mecliste gündeme taşıdı

    Milletvekili Erbaş, Domaniç’teki sel felaketini mecliste gündeme taşıdı

    Milleyetçi Haraket Partisi (MHP) Kütahya Milletvekili Ahmet Erbaş, TBMM’de söz aldığı konuşmasında, Domaniç’teki sel felaketini mecliste gündeme getirdi.

    Erbaş konuşmasında, “Geçen ay don olayı yaşayan Kütahyalı çiftçilerimiz, bu kez de sel felaketiyle karşı karşıya kalmıştır. Süratli bir şekilde ilgili bakanlıkların tüm birimleri devreye girmeli, acil eylem planı belirlenmeli, tüm emekleri sular altında kalan çiftçilerimizin yaraları bir an evvel sarılmalıdır” dedi.

    Erbaş, “Kütahya Domaniç ilçemizde dolu yağışı sonrası meydana gelen sel felaketinde tarım arazileri çok ciddi şekilde zarar görmüştür. Domaniç Devlet Hastanesine giden karayolunda çökmeler meydana gelmiştir.Herhangi bir can kaybımızın yaşanmaması en büyük tesellimizdir. Çiftçilerimiz ve belediyemiz yaşanan felaketten dolayı zor durumda kalmış olup çözüm noktasında devletimizin yardım eğilimini beklemektedir.Geçen ay don olayı yaşayan Kütahyalı çiftçilerimiz, bu kez de sel felaketiyle karşı karşıya kalmıştır. Süratli bir şekilde ilgili bakanlıkların tüm birimleri devreye girmeli, acil eylem planı belirlenmeli, tüm emekleri sular altında kalan çiftçilerimizin ve Domaniç belediyemizin yaraları bir an evvel sarılmalıdır” diye konuştu.

  • Halkbank aktif büyüklüğünü 457 milyar TL’ye taşıdı

    Halkbank aktif büyüklüğünü 457 milyar TL’ye taşıdı

    Halkbank, toplam kredilerini 2018 yılsonuna göre yüzde 16,7 artışla 399 milyar TL’ye yükseltti. TL cinsinden nakdi kredilerdeki artış miktarı yüzde 28,6 olarak gerçekleşen Banka’nın aktif büyüklüğü ise; aynı dönemde yüzde 20,8 artışla 457 milyar TL oldu.

    Kamu bankaları ve ekonomi yönetimi ile ilgili kurumların güçlü bir koordinasyon ve ortak hedefler etrafında kenetlenerek ekonomideki dengelenme sürecinde önemli rol aldığı 2019 yılında, Halkbank’ın KOBİ kredileri alanındaki pazar payı yüzde 18,5 olarak gerçekleşti. Bankanın toplam kredileri bir önceki yılın sonuna göre yüzde 16,7 artarken, Türk Lirası cinsinden nakdi kredilerdeki artış oranı yüzde 28,6 oldu. Döviz kurundaki oynaklığın azaldığı bu dönemde, müşterilerini Türk Lirası ürünler kullanmaya teşvik eden Bankanın toplam mevduatı ise; 298 milyar TL olarak gerçekleşti.

    Yılın ikinci yarısında faiz oranlarında önemli bir düşüş yaşandığına ve tüm piyasa göstergelerinin olumlu yönde değiştiğini belirten Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan şunları söyledi:

    “Ekonomi yönetimi ile ilgili kurumlarımız arasındaki uyum ve güçlü koordinasyon başarılı sonuçları da beraberinde getirmiştir. Yeni Ekonomi Programı’ndaki hedeflere ulaşılması yönündeki kararlılığımızla bu yılı da yoğun bir şekilde sahada geçireceğiz, müşterilerimizin taleplerine en uygun çözümleri sunabilmek için büyük gayret göstereceğiz. İVME Finansman Paketi, İstihdam Odaklı İşletme Kredisi, Ekonomi Değer Kredisi, Kampanyalı Konut Kredisi, Kampanyalı İhtiyaç Kredisi, TLREF’e Endeksli Kredi ve Yerli Üretim Taşıt Kredisi gibi yenilikçi ürünlerimizde kredi kullandırımımız 2019 yılında 30 milyar TL’ye ulaştı. Yenilikçi ürünlerimizle, müşterilerimizi desteklemeye devam edeceğiz.”

    “Türkiye’nin daha güçlü ve rekabetçi bir sanayisi olacak”

    İlgili tüm bakanlıkların yeni dönem stratejilerinin merkezinde teknoloji odaklı dönüşümün yer aldığını ve bu konuda toplumsal bir değişim hareketi yaşandığına dikkat çeken Arslan, “Firmalarımız Ar-Ge ve teknoloji alanındaki yatırımlarını teşvik edecek pek çok mekanizmaya sahip olmuştur. Bu sürecin tamamlayıcısı olarak bankalarımız, reel sektörü rekabetçi hale getirmek üzere finansmana erişim kapasitelerini daha da artırmıştır. Ortak bir iradeyle hayata geçen bu politikaların, ülkemizin geleceğine önemli bir katkısı olacaktır. Türkiye katma değeri yüksek üretiminde uzmanlaşmış, ihracatta bölgesel bir güç olma hedefine bu çalışmalarla ulaşacaktır” dedi.

    Yerli sanayiyi daha rekabetçi hale getirirken, istihdamı artırmanın da ana gündem maddeleri arasında yer alacağını bildiren Arslan, 2019 yılı sonunda 4 ayrı ana başlığı olan bir İstihdam Odaklı İşletme Kredisi, geliştirdiklerini söyledi. Halkbank bu ürünle, ilave istihdam sağlama potansiyeli olan firmaların finansman ihtiyaçlarını uygun şartlarla karşılayacak ve firmaların istihdama olan etkilerinin artırılmasını sağlayacaktır.

    “Esnafa özel önem veriyoruz”

    Halkbank’ın reel sektöre verdiği desteğin baş aktörünün KOBİ’ler olduğu bu dönemde, esnaf ve sanatkâr kesimle işbirliğinin güçlendiğini ifade eden Arslan şöyle belirtti:

    “Hazine ve Maliye Bakanlığımız’ın desteği; Esnaf ve Sanatkârlar Kredi ve Kefalet Kooperatifleri ile Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Kredi ve Kefalet Kooperatifleri Birlikleri Merkez Birliği’nin işbirliğiyle esnaf bankacılığı alanında çok önemli çalışmalar yapıyoruz. 2019 yılında 264 bin esnaf ve sanatkâra 25 milyar TL kredi kullandırarak esnaf kredileri bakiyemizi 41 milyar TL’ye, kredi bakiyesi bulunan esnaf ve sanatkâr sayısını ise 567 bine yükselttik. 2020 yılında da gerek Esnaf ve Sanatkârlar Kredi ve Kefalet Kooperatifleri kefaletiyle, gerekse Banka tarafından doğrudan kullandırım yoluyla, esnaf ve sanatkârlar işletme kredilerinde 200 bin TL, işyeri ve araç alımlarında 500 bin TL’ye kadar kredi kullanabileceklerdir. Faiz indirimleri kapsamında işletme kredilerinde 5 yıl, araç alımlarında 7 yıl, işyeri alımlarında ise 10 yıla kadar vade seçeneklerinden yararlanabileceklerdir.”

    “Faizlerdeki gelişmeler bireysel kredi talebini olumlu etkiledi”

    Halkbank’ın bireysel bankacılık alanında da kontrollü bir büyüme sağladığının altını çizen Arslan, faiz oranlarındaki değişimlerin kredi talebini olumlu yönde etkilediğini söyleyerek, “2019 yılında iyileşen mali piyasa koşulları, tüketicilerin bir önceki yıl ertelenen ihtiyaçlarının karşılanması noktasında yeni imkânlar sağlamıştır. Enflasyonda yaşanan iyileşmeyle birlikte konuttan taşıta, eğitimden sağlığa kadar müşterilerimizin her türlü harcamalarına özel yeni finansman imkânları geliştirilmiştir. Kamu bankaları olarak bu konuda da öncü olduğumuza inanıyoruz. Yeni yılda da müşterilerimizin yanında olmaya devam edeceğiz” dedi.

  • ETÜ Projelerini başkente taşıdı

    ETÜ Projelerini başkente taşıdı

    Türk Havacılık ve Uzay Sanayi (TUSAŞ) Genel Müdürü Prof. Dr. Temel Kotil, ileri malzeme ve kaplama, katmanlı imalat ile termoplastik konularında proje çalışmalarında bulunduklarını vurgulayarak özellikle lisans seviyesinde yetenekli öğrencilerin ve öğrenci kulüplerinin sisteme dahil edilmesi gerektiğini açıkladı. Ar-Ge konusunda şeffaf davrandıklarını ve ihtiyaç duydukları alanların web sayfası aracılığıyla paylaşıldığını ifade ederek ortak çalışmaya önem verdiklerini belirtti.

    Erzurum Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bülent Çakmak, Atatürk Üniversitesi ile birlikte başlatılan Ortak Ar-Ge programı hakkında bilgi verdikten sonra ETÜ bünyesinde gerçekleştirilen projelerden söz etti.

    Tusaş Ar-Ge günleri adı altında Erzurum’da düzenlenecek ortak bir çalıştayın sözü alındı. Ardından Savunma Sanayi Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir ve ASELSAN Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Haluk Görgün’e ziyarette bulunan heyet ülkenin ihtiyaçları doğrultusunda Erzurum Teknik Üniversitesi ve Atatürk Üniversitesi bünyelerinde bulunan Ar-Ge altyapıları kullanılarak savunma sanayine yapılabilecek katkılar konusunda toplantılar gerçekleştirildi. ETÜ Rektörü Prof. Dr. Bülent Çakmak ortak Ar-Ge işbirliği kapsamında fotonik alanında bir örnekleme yaparak ASELSAN bünyesinde ürüne yönelik projelere talip olduklarını aktardı.

  • Milletvekili Dikbayır, Tank Palet Fabrikası’nın özelleştirilmesi kararını TBMM’ne taşıdı

    İYİ Parti Sakarya Milletvekili Ümit Dikbayır, TBMM’nde 2018 yılının son oturumunda Genel Kurul’da yaptığı konuşmada Tank Palet Fabrikası’nı gündeme taşıdı ve fabrikanın özelleştirilme kararının Anayasa ve yasalara aykırı olduğunu belirtti.

    İYİ Parti Sakarya Milletvekili Dikbayır, TBMM’ndeki Genel Kurul’da yaptığı konuşmada, Tank Palet fabrikasının 50 yıllık birikimi ve deneyimi ile son 10 yılda 3 defa en verimli işyeri olarak seçildiğini ifade ederek, “Sektöründe dünyadaki ilk 5 arasındaki bir fabrikadır. Bu fabrikanın bugün yeniden kurulması, 20 milyar dolarlık bir yatırımı gerektirmektedir. Bilgi ve tecrübe oluşumu ise en az on yılı bulmaktadır. Fabrikada gururumuz fırtına obüs seri üretimi, gündüz ve gece görüş dürbünleri üretimi, dünyanın en uzun süre dayanıklı tank ve tırtıllı araç paleti üretimi sıfırdan yüzde 100 milli olarak yapılmakta, Leopard 1 ve 2 tanklarının ve diğer tankların modernizasyonu tamamen sökülerek yeniden yapılması şeklinde modernize edilmeye devam edilmektedir” dedi.

    Altay tankının 500-700 milyon dolarlık bir yatırımla Tank Palet fabrikasının üretebileceğini de belirten Milletvekili Dikbayır, “Fabrika Sakarya ili Arifiye ilçesi E5 ile otobanın tam ortasında, bin 800 dönümlük her türlü yeni yatırıma müsait, çok geniş bir arazi üzerinde kuruludur. 500 ile 700 milyon dolarlık bir yatırımla altı ay içerisinde seri Altay tankı üretim kapasitesi Savunma Sanayi Başkanlığı tarafından tespit edilmiştir. Bizzat başkan ve millî savunma bakan yardımcısı tarafından Altay tankının ana üretiminin bu fabrikada Milli Savunma Bakanlığı ASFAT AŞ kanalıyla yapılacağı deklare edilmiştir” diye konuştu.

    Tank Palet fabrikasının tekrar yerine konulması mümkün olmayan kritik önemde stratejik bir tesis olduğunu da kaydeden Milletvekili Dikbayır, “On yıldır sadece prototipi için Altay tankına 1 milyar doların üzerinde ülkemizin kaynakları harcanırken, ülkemizde Altay tankını az bir yatırımla yani belirttiğimiz gibi 500 ila 700 milyon dolarlık bir yatırımla ve 100 kadar yeni işçi alımı yapılarak, altı ayda seri üretim yapabilecek, devletin elindeki tank üretme kapasitesi ve tecrübesi olan tek fabrikamızdır. Hiçbir tank ve obüs üretme yeteneği ve kapasitesi olmayan Ethem Sancak ve Katar girişimine satılması iddiaları bulunmaktadır. Aklı başında her firma veya holding bile kendi elindeki pırlanta değerinde, ekonomiye sağladığı katma değeri olan böyle bir fabrikayı kaptırmamak için uğraşacakken, kendi Silahlı Kuvvetlerine ve stratejik iş birliği içerisinde olduğu dünyanın diğer silahlı kuvvetlerine üretim ve satış yapmakta olan böyle bir fabrikanın göz göre göre millilikten çıkarılması mantıkla izah edilemez” şeklinde konuştu.

    Tank Palet ile ilgili alınan özelleştirme kararının bir çok kanuna ve Anayasa’ya aykırı olduğunu da vurgulayan İYİ Parti Sakarya Milletvekili Ümit Dikbayır, “Fabrikanın hukuki vasfı, Türk Silahlı Kuvvetlerine hizmet üreten diğer tabur, alay veya tugaylarla aynı durumdadır. Askeri tırtırlı araçların bakım, onarım ve modernizasyonunu yapan bu fabrika müdürlüğünün işletmesinin devri, Anayasa’mızın, savunmanın devletin görevi olduğu, savaşa hazırlık yapması gerekliliği ilkesi, Türk Silahlı Kuvvetleri ve Millî Savunma Bakanlığı Kuruluş Ve Teşkilat Kanunu’na ve en önemlisi 4046 sayılı Özelleştirme Kanunu’nun 1’inci maddesinde sayılan özelleştirme kapsamına alınabilecek kuruluşları belirleyen maddeye aykırıdır. Bu nedenle de bu fabrikanın özelleştirme kapsamına alınması, Türk Silahlı Kuvvetlerinin bir birliğini özelleştirmekle aynı hukuki sonuçları doğurmaktadır. Tekrar ediyorum altını çizerek: Bu nedenle, bu fabrikanın özelleştirme kapsamına alınması, Türk Silahlı Kuvvetlerinin bir birliğini özelleştirmekle aynı hukuki sonuçları doğurmaktadır” ifadelerini kullandı.

    Milletvekili Dikbayır, “Bu özelleştirme kararından vazgeçilerek fabrikanın mevcut haliyle Altay Tank Projesi’ni alan firma ile ASFAT AŞ kanalıyla iş birliği ve sözleşme yapılarak tank üretim sürecinde kullanılmasının daha doğru olacağını ifade ederek milli fabrikamıza sahip çıkmalıyız. Bakın, bu yol olur yani diğer savunma sanayi fabrikalarımızın özelleşmesine yol olur. Sizlere şunu hatırlatmak istiyorum: Çanakkale Savaşı sürerken Asteğmen Mehmet Muzaffer Komutanımızın Yahudi bir tüccardan ordumuza kamyon lastiği alabilmek için sahte senet düzenlemek zorunda kaldığını unutmayın. Türk Silahlı Kuvvetlerinin fabrikaları milli ve yerli kalmalıdır. Bu, çok önem arz etmektedir” dedi.

    Milletvekili Dikbayır, Ocak ayının ikinci haftasında konu ile ilgili olarak bir araştırma önergesi ve kanun teklifi hazırlayıp Meclis Genel Kurulu’na sunacaklarını da belirterek, milletvekillerinden destek istedi.