Etiket: Tarık

  • Gümüşhanespor, Tarık Daşgün ile yollarını ayırdı

    Spor Toto 2. Lig Kırmızı Grup’ta şampiyonluk mücadelesi veren Gümüşhanespor’da Teknik Direktör Tarık Daşgün ile yollar ayrıldı.

    Ligde üst üste aldığı puan kayıpları ile şampiyonluk yarışında şansını zora sokan ve Play-off’tan bir üst lige çıkma mücadelesi vermesi beklenen Gümüşhanespor’da ligin bitimine 2 maç kala Teknik Direktör Tarık Daşgün ve Başkan Kaya Büyükbayraktar bir toplantı gerçekleştirerek kalan haftalarda birlikte hareket etmeme kararı aldı.

    Ayrılık kararını karşılıklı olarak aldıklarını ifade eden Teknik Direktör Tarık Daşgün ayrılık kararıyla ilgili detaylı nedenleri daha sonra açıklayacağını söyledi.

    Sezon başında kırmızı-beyazlılarla anlaşan ve Ziraat Türkiye kupasında başarılı sonuçlar çıkarıp, takımla çıktığı 32 lig maçında 19 galibiyet, 8 mağlubiyet ve 5 beraberlik alan teknik direktör Tarık Daşgün, “Kulüp ile yollarımızı ayırdık. Ancak Başkan ile son kez konuşacağım ve daha sonra detayları açıklayacağım” dedi.

    Kırmızı-beyazlıların bugünkü antrenmanı ise kaleci antrenörü Uğur Sözüpek yönetiminde gerçekleştiği öğrenildi.

    Diğer yandan Gümüşhanespor’un takımın başına Ünal Karaman’ı getirmek için görüşmeler yaptığı iddia edildi.

  • Tarık Dursun K. Yazar Evinin konuğu İpekçi

    Konak Belediyesinin İzmirli yazar Tarık Dursun K.’nın adıyla hizmete açtığı Karataş semtindeki Tarık Dursun K. Yazar Evinin son konuğu ‘Büyük Adam Küçük Aşk’ filminin yönetmeni Handan İpekçi oldu. Konak Belediyesince restore edilerek İzmir’e kazandırılan tarihi eve misafir olan yapımcı, yönetmen ve senaryo yazarı İpekçi, yeni çekeceği filmle ilgili çalışmalarını burada sürdürüyor.

    Uzun metrajlı yeni bir film çalışması içinde olduğunu dile getiren İpekçi, üzerinde çalıştığı projenin trajikomik bir öykü olduğunu ve bazı sahnelerin de İzmir civarında geçecek şekilde kurgulandığını kaydetti. 2 ay İzmir’de kalarak çalışmalarını sürdüren İpekçi, misafir olarak kaldığı süre boyunca Konak Belediyesi film atölyesi ve senaryo atölyesi ile atölye çalışması da yaptı.

    “Sabun köpüğü filmler moda”

    Türk sinemasının geldiği noktayı da değerlendiren Handan İpekçi, “Teknoloji hızla değişiyor. Sanat filmleri, tür filmleri, ticari film çeşitlemesi devam ediyor. Ticari filmlerin dışındaki vizyon filmleri salon bulamıyor ne yazık ki. Böylece bir sonraki film için de finans bulma zorluğu yaşanıyor. Özellikle dağıtımcılar seyircinin sabun köpüğü gibi tüketebileceği filmler istiyor, dizi estetiğinin sinemaya yansımasının da bunda etkisi var” diye konuştu.

    Diğerlerine örnek olsun

    Konak Belediyesinin Tarık Dursun K. Yazar Evi’ne konuk olmaktan çok büyük mutluluk duyduğunu da ifade eden İpekçi bu uygulamanın Türkiye’nin diğer illerinde de yaygınlaşması gerektiğini söyledi. İpekçi, “Burada kaldığım süre benim için çok verimli oldu. Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş’a teşekkür ederim. Umarım burası hiç boş kalmaz. Kadın bir belediye başkanı olarak çalışmalarını önemsiyorum. Belki kadın sinemacılara yönelik de pozitif bir ayrımcılık yapar” dedi.

    Handan İpekçi kimdir?

    Handan İpekçi 1956 yılında Ankara’da dünyaya geldi. Gazi Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu Radyo Televizyon Bölümü’nden mezun oldu. TRT’de program asistanı olarak profesyonel hayata adım atan İpekçi, bir süre dizilerde çalıştıktan sonra sinemada asistanlık yaptı. Yönetmen koltuğuna ilk olarak senaryosunu şair Yaşar Miraç’ın yazdığı Kemençenin Türküsü adlı belgesel için oturdu. 1994 yılında, 12 Eylül askeri darbesini çocukların dünyasından anlatan ilk uzun metrajlı filmi ‘Babam Askerde’yi çekti. Bir iş adamının maddi yardımları ile çekilen film vizyona giremeyince, İpekçi kendi imkanları ile gösterimler düzenledi ve bu şekilde yaklaşık 10 bin izleyiciye ulaştı. Film Arası dergisine verdiği bir röportajında kendisinin de 12 Eylül Askeri Darbesinin mağdurlarından olduğunu söyleyen İpekçi, “Askerle hesaplaşacaksak bunun 12 Eylül’e doğru gitmesi lazım” demişti. Türkiye’de çeşitli ödüller alan ‘Babam Askerde’, yine yönetmenin kendi çabaları sayesinde 1995 yılında Berlin Film Festivali’nin Panaroma bölümünde gösterildi. İpekçi en büyük çıkışını birçok ödül aldığı Büyük Adam Küçük Aşk filmiyle ile yaptı. Küçük bir Kürt kızını evlatlık edinen ve inandığı ön yargılardan küçük kızla psikolojik mücadelesi sonucunda Kürtçe öğrenecek kadar vazgeçen emekli bir hakimin öyküsünü anlatan film, Antalya Film Festivali’nden Altın Portakal dahil beş ödülle döndü.

  • Şehit Tarık Koçoğlu için mevlit okutuldu

    Vali Yardımcısı Mehmet Emin Avcı, şehit Piyade Üsteğmen Tarık Koçoğlu’nun Melikgazi İlçesi Hisarcık Mahallesindeki baba ocağında okutulan Mevlid-i Şerif’e katıldı.

    Mevlide, Vali Yardımcısı Mehmet Emin Avcı’nın yanı sıra, Garnizon Komutanı Tuğgeneral Ercan Teke, 12. Hava Ulaştırma Üs Komutanı Tuğgeneral Selçuk Aygün, İlçe Kaymakamları, İlçe Belediye Başkanları ve vatandaşlar katıldı. Vali Yardımcısı Mehmet Emin Avcı, devlet olarak her zaman şehitlerin emaneti olan ailelerinin yanında olacaklarını vurgulayarak, “Şehidimize bir kez daha Allah’tan rahmet, ailesi ve yakınlarına sabırlar diliyorum. Şehidimizin emanetlerine sahip çıkarak onun mezarında rahat uyumasını sağlamak bizlerin görevidir” diye konuştu. Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan mevlit programında dualar okundu.

    Piyade Üstteğmen Tarık Koçoğlu, ‘Fırat Kalkanı Harekatı’ esnasında Suriye’nin El Bab bölgesinde terör örgütü mensupları tarafından gerçekleştirilen saldırı sonucu şehit olmuştu.

  • Anadolu Aydınlar Ocağı’nın Onur Konuğu Emekli Tümgeneral Tarık Özkut

    Anadolu Aydınlar Ocağı toplantısı Erenköy’deki Kazım Karabekir Kültür Merkezinde gerçekleştirildi. Onur konuğu olarak Emekli Tümgeneral Tarık Özkut’un ve Anadolu Aydınlar Ocağı Genel Başkanı Prof. Dr. İbrahim Öztek’in yer aldığı toplantıda, ülkemizin karşı karşıya geldiği son derece önemli güncel konular ele alındı.

    Erenköy’deki Kazım Karabekir Kültür Merkezinde yapılan Anadolu Aydınlar Ocağı toplantısında Kıbrıs’ta son oyunlar, 20 YANVAR (Rusların 20 Ocak 1990 günü 65 bin kişilik bir ordu ile Azerbaycan’ı işgali), Amerikalı Gazeteci Clarence K. Streit’in 1921 Milli Mücadele günleri hatıraları ve Bilinmeyen Türkler konusu, Fırat Kalkanı, Iraktaki gelişmeler, Koalisyon güçlerinin hareketi, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin durumu, Ekonomimiz, Milli İstihbarat ve Milli Güvenlik, Yeni Anayasa ve Başkanlık gibi konular ele alındı.

    Prof. Dr. İbrahim Öztek, 20 YANVAR veya KARA 20 OCAK ile ilgili açıklamasında, “20 yanvar/20 ocak, Azerbaycan Türk’ü veya Türk’lük için yas ve matem günü değildir. Bugün Azerbaycan Türk’ünün, acımasız Sovyet rejimine karşı şahlanışı, zincirlerini parçalayarak, bayraklaşmasıdır. O günün şehitlerine ve tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Rusların korktuğu oldu ve Azerbaycan’ın bağımsızlık aşkı dev gibi bir ateş oldu ve tüm Sovyet cumhuriyetlerini sardı. Sonunda o koca İmparatorluk parçalandı ve çöktü. Sovyet rejimi altında inleyen 15 cumhuriyet daha özgürlüğüne kavuştu. Şimdi bu cumhuriyetler Azerbaycan için şükran günü düzenlemeli değil mi?” dedi.

    Eski GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi Komutanı Emekli Tümgeneral Tarık Özkut ise Amerikalı Gazeteci Clarence K. Streit’in 1921 Milli Mücadele günleri hatıraları ve Bilinmeyen Türkler konusunu işledi. Özkut Paşa, “Ülkemizde yeterince bilinmeyen bu konuda; Clarence’nin Atatürk’le yaptığı röportajda, Atatürk hakkında ’Beni Türk konukseverliğiyle karşıladı. Benimle 2 saat boyunca Fransızca konuştu. Yakışıklı, güzel görünümlü, çok düzgün giyimli, düzgün konuşan, fiziksel açıdan yakışıklı, yapılı, 40 yaşında olmasına rağmen, çok daha genç görünen idealist bir insandı. Fakat onu gözlüklü ve kalpaksız gördüğünüzde bir profesör izlenimi veriyordu.’ dedi.

    Clarence’in, Atatürk’ten duydukları, Cumhuriyet, demokrasi, çağdaşlık fikirleri, Halide Edip’le tanıştıktan sonra tanıdığı Türk kadını, Türkiye’deki eğitim, çocukların, köylülerin yaşam tarzları candanlığı karşısında şaşkına dönüyor. Gördükleri ve duyduklarına inanamıyordu. Çünkü Anadolu’ya gelmeden önce son derece ön fikirliydi. Ona Türkler barbar, Atatürk bir isyancı, hayalperest, kendini bilmez bir diktatördü denmişti.

    Clarence, İzlenimlerini yüz kadar fotoğrafla süsledikten sonra hazırladığı kitabını ne Paris’te, ne Amerika’da ne de bir başka bir yerde bastırma imkanı bulamadı. Zira Türk düşmanı batılılara, Türkler ve Atatürk hakkındaki olumlu izlenimlerini bir türlü kabul ettirememişti. Clarence daha sonra 1923-1925 yılları arasında da hayran kaldığı Türkiye’de görev yaptı. Hazırladığı kitap, 2007 yılında Bahçe Şehir Üniversitesinde görev yapan Amerikalı profesör Heath W. Lowry tarafından bastırılır” dedi.

    Daha sonra Prof. Dr. Öztek, son zamanlarda yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. Öztek, “Son yıllarda Türk Silahlı Kuvvetleri üzerine oynanan oyunların, gizli servisler ortaklığında bir tarikat oyunu olduğu ve bunun 15 Temmuz gecesi gün ışığına çıktığı herkesin malumudur. Aldatılan, kullanılan, vaatlerde bulunulanlar, kişiler olmasına karşın, komuta kademe sistemlerinin, askeri lise ve harp okullarının GATA’nın, askeri hastanelerin, askeri yargı sisteminin günahı nedir? Sivil okullardan ancak personel subayı yetiştirebilirsiniz. Subay; vatan millet sevgisini, vatanı için savaşılmasının önemini, şehadet ruhunu askeri orta okul ve askeri liselerde öğrenir. Bu ruhu daha sonra veremezsiniz. O yaştan sonra vatan için ölmek yerine, öz çıkarları için yaşamak ruhu gelişmeye başlar. Harp cerrahisini bilmeyen doktorlar, savaş yaraları ile baş edemezler.

    Milli güvenlik ve milli istihbaratımızdaki zafiyet, Rus Büyükelçisi Karlov’u El Nusra adına bir Türk polisi tarafından öldürülmesi ile doruğa ulaşmıştır. Batılı ajanlar yanı sıra doğulu teröristler Türk toplumunda huzuru yok etmeye devam edeceklerdir. Geleceğimiz için, Türkiye’ye yakışır gerçek milli ve ilmi istihbarat ve güvenlik teşkilatları yeniden ve temelden inşa edilmelidir” diye konuştu.

    Yeni Anayasa ve Başkanlık sistemi konusunda ise Öztek, “Milletimizin son derece önemli edinilmiş anayasal hakları vardır. Bu haklar Cumhuriyet, demokrasi, hukukun üstünlüğü, kuvvetler ayrılığı, laiklik, sosyal devlet anlayışı gibi medeniyet, çağdaşlık ve özgürlükçü haklardır. Türkiye’de kim yaşarsa yaşasın, adı ne olursa olsun, ’Türkiye Cumhuriyeti Devletini kuran halka Türk milleti denir’ prensibi unutulmamalıdır. O nedenle tek devlet, tek bayrak, tek millet, tek dil diyen yöneticiler, bu sözlerini zaman zaman unutarak, başka bir dil kullanmamalıdır” şeklinde konuştu.

    Toplantının sonunda sorulan sorular, Em. Tümg. Tarık Özkut ve Prof. Dr. İbrahim Öztek tarafından cevaplandırıldı. Toplantının onur konuğu olarak Özkut Paşaya Anadolu Aydınlar Ocağının şilti ve bayrağı takdim edildi.

  • Ünlü sanatçı Tarık Mengüç kızı için dua istedi

    Ünlü sanatçı Tarık Mengüç, sosyal medyadan paylaştığı bir video ile ev kazası geçirerek hastaneye kaldırılan kızı için hayranlarından dua istedi.

    Tarık Mengüç sosyal medya hesabından bir video ve hastane görüntülerini yayınlayarak, 2,5 yaşındaki kızı Sevde için dua istedi. Mengüç, yayınladığı videoda küçük kızının ağzını koltuğa çarparak ev kazası geçirdiğini ve hastanede tedavi altına alındığını söyledi. Kızının çarpma sonucu dişlerinin damaklarına saplandığını ve üst dudağında kesikler olduğunu belirten Mengüç, hayranlarından dua istedi.

    “Takatim kalmadı”

    Çektiği videoda oldukça üzgün olduğu gözlenen ünlü sanatçı birkaç gündür hastanede olduklarını ve artık takatinin kalmadığını ifade etti. Kızının yemek yiyemediğini ve su içemediğini de belirten Mengüç, tedavi için zaman gerektiğini belirtti.