Etiket: Tarihçi

  • Tarihçi Şimşirgil:”osmanlı Yüzakımızdır”

    Ordu Üniversitesi 21. Yüzyıl Gençlik ve Münazara Kulübü tarafından her yıl yapılan yılın enleri oylaması, bu yıl ‘Yılın Geleceğimize Işık Tutan Tarihçisi’ni seçti.

    Üniversitenin web sayfasında yapılan oylama sonucu ‘Tarih ve Medeniyet’ adlı televizyon programı ile adından bahsettiren tarihçi Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil, birinci seçildi. Tıp Fakültesi Morfoloji Binası konferans salonunda yapılan ödül törenine, Rektör Prof. Dr. Tarık Yarılgaç, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Ş. Metin Kara ve Prof. Dr. Tevfik Noyan, ODÜ akademik, idari personelleri ve çok sayıda öğrenci katıldı.

    “OSMANLI KARALANIYOR”

    Tarihin derin sayfalarından bilgiler aktaran, hayatımızda ki öneminden ve tarihin gerçekliği dışında yapılan film, dizi ve kitapları eleştiren Prof. Dr. Şimşirgil, “Osmanlı 200 yıl dünyanın süper gücü, daha sonra uluslararası bir güç, sadece 50 sene de ulus güç olarak yaşamını sürdürmüştür. Bugün Türkiye ulus bir güçtür. Bu devletin toprakları üzerinde 50’nin üzerine devlet kuruldu. Osmanlı 22 milyon metrekareye hükmetmiştir. Bu devletin değerlerini iyi bilmemiz ve öğrenmemiz lazım. Osmanlı’nın adı gitti ama milletimizin serüveni devam ediyor. Dünyada başka hiçbir devlet, Osmanlı kadar karalanmadı. Selçuklu, Karahanlı ve Gazneli de Türklerin ortak tarihi. Osmanlı Devleti’ni yıkmak için 300 yıl çalışıldı. Senaryolar yazıldı, kumpaslar kuruldu. ’Hasta adam’ değildi. Osmanlı başımızı yere eğdirecek bir miras bırakmadı” dedi.

    Konuşma sonunda sahneye davet edilen Prof. Dr. Tarık Yarılgaç, “Şanlı tarihimizin, bugün olduğu gibi gelecekte de bizi aydınlatmaya devam etmesi siz gençlerin doğru bilgiyi nesilden nesile aktarmasıyla mümkün. Dolayısıyla gerçek bilgiye ulaşmak için her zaman araştırıp okumalısınız. Dünyada Osmanlı gibi 620 yıl yaşayan başka bir hanedanlık yok. Bu bile bizim için gurur verici. Hocamıza verdiği bilgilerden dolayı çek teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.

    Yaptığı konuşmanın ardından katılımcıların sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil, ödülünü Rektör Prof. Dr. Tarık Yarılgaç’ın elinden aldı. Katılımcılarla hatıra fotoğrafı çekiminin ardından Prof. Dr. Şimşirgil, öğrencilere kitaplarını imzaladı.

  • Tarihçi Prof. Dr. Metin Hülagü: ‘’Hocalı Katliamı Gibi Olaylar Tüm İnsanlığın En Temel Sorunu’’

    Plato Meslek Yüksekokulu Müdürü ve Türk Tarih Kurumu Eski Başkanı Prof. Dr. M. Metin Hülagü, “613 kişinin hayatını kaybettiği Hocalı Katliamı, Türk ve İslam dünyasının meselesidir” dedi.

    Azerbaycan’ın Hocalı kasabasında 1992 yılının 25 Şubat’ı 26 Şubat’a bağlayan gecede Ermenistan’ın, bölgedeki kuvvetlerin de desteği ile aralarında çocuklar, hamile kadınlar ve yaşlıların da bulunduğu 613 kişinin vahşi bir şekilde öldürüldüğünü belirten Plato Meslek Yüksekokulu Müdürü ve Türk Tarih Kurumu Eski Başkanı Prof. Dr. M. Metin Hülagü, “Yapılan incelemelerde cesetlerin birçoğunun yakıldığı, gözlerinin oyulduğu, başları kesildiği görülmüştür” ifadelerini kullandı. Hocalı Katliamı’nın Türk-İslam dünyası için çok önemli bir hadise olduğunu dile getiren Hülagü, “Mutlak surette unutmamamız gereken şey; bu katliamı kimlerin ne için, nasıl ve niye yaptığıdır. Hocalı, örneklerini bugün de tekrar ettiğini gördüğümüz, yakın tarihimizdeki en vahim hadiselerden birisidir” diye konuştu.

    “TÜRK VE İSLAM DÜNYASININ MESELESİ”

    O dönemde Türkiye’nin bir noktaya kadar Azerbaycan’ın yanında bulunabildiğini söyleyen Prof. Dr. Hülagü, “Türkiye Azerbaycan’a bir noktaya kadar yardımda bulunmaya, siyasi açıdan destek çıkmaya çalıştı’’ ifadelerinde bulundu. Aslında bu ve benzeri hadiselerin öncelikle Türk ve İslam dünyasının meselesi olmakla birlikte, genel olarak tüm insanlığın en temel sorunu olduğunu dile getiren Hülagü, ‘’İslam ve Türk dünyası geçen asrın sonundan itibaren sürekli ezildi. Yüzyılın başlarından itibaren ise sürekli kan ve can verip insan ve toprak kaybı yaşadı. Dün Hocalı Katliamı ve benzeri olaylar, bugün ise başta Suriye olmak üzere tüm bölgede yaşanan olaylar, öncelikle bölge ve nihayetinde tüm dünya barışının devamı için önemli hadiselerdir. Bu tür olaylar son bulmadıkça çatışmalar, katliamlar, kıyımlar nihayete ermedikçe bölgeye barışın gelmesi mümkün değildir. Türk dünyasının kurtuluşu kendi dışında değil kendi içerisindedir. Türk ve Müslüman dünyasının kendi içinde birlik oluşturması, kendi huzur ve barışını kendi tesis etmesi gerekir. Aksi takdirde biz daha birçok Hocalı Katliamlarına şahit oluruz” diyerek sözlerini sürdürdü.

    “RUSYA ERMENİSTAN’A DESTEK OLMAK ZORUNDA KALDI”

    Ermenistan’ın Hocalı’daki katliamda Kafkaslarda fazla etkin olmak isteyen Rusya’dan destek aldığını dile getiren Prof. Dr. M. Metin Hülagü, “Dağlık Karabağ Bölgesi askeri ve stratejik açıdan oldukça önemli bir bölge. Ermeniler Hocalı’yı kuşatırken Rusya’dan destek aldılar. Ruslar bugün Suriye’de nasıl kendi çıkarları için Esad’a destek veriyorsa, o günlerde de Ermenilere destek vermişti. Dağlık Karabağ’ın önemli bir bölge olması Rusya’yı bölge hâkimiyeti açısından mutlaka Ermenistan’ı korumak, askeri ve siyasi işbirliğini sürdürmek zorunda bıraktı” dedi.

    Prof. Dr. Hülagü, “Bunun sonucunda Rusya zorunlu olarak Ermenistan’a destek çıkma gereği duydu. Günümüzde hala da bu zorunluluğu duyuyor. Bugün bile Rusya, Ermenistan’daki bir takım üniversitelerde ortaklığı bulunduğunu, bir takım partilerin Rusya’nın dümen suyunda hareket ettiğini ve onlar adına çalıştığını biliyoruz. Dolayısıyla dün de bugün de o bölgede hâkimiyet kurmak ve stratejik üstünlüğü ele geçirmek açısından, Rusya’nın o zamandan beri Ermenistan’a sahip çıktığını görüyoruz” diyerek açıklamalarına devam etti.

    “BATININ TAVRI SAMİMİYETSİZ”

    Hocalı Katliamı karşısında dünyanın takındığı tavrın bugün Suriye’de yaşananlara karşı göstermiş oldukları samimiyetsiz yaklaşımdan çok da farklı olmadığının altını çizen Prof. Dr. Hülagü, “Batı’nın Hocalı’da yaşanan katliam karşısında sergilediği tavır, bugün yüzlerce insanın öldürüldüğü Suriye hadisesine yaklaşımından farklı olmamıştır. Bugün Ortadoğu’da yaşanan acılara ne kadar ses çıkartılıyorsa o zaman Hocalı’da yaşanan insani drama da o kadar ses çıkartılıyordu. Batı nasıl bugün mültecilere kapılarını açmıyorsa o zaman da açmıyordu. Yani samimi olmayan bir tavır sergiliyorlar” ifadelerini kullandı.

    Bu hadiselerin bir daha tekerrür etmemesi için temennide bulunan Prof. Dr. Hülagü, “Maalesef gözümüzün önünde alev alev yanan bir Orta Doğu var. Neredeyse bütün devletler müdahil olmuş durumda. Fakat akan kan Müslüman ve Türkmen kanı. Dolayısıyla bunlardan ders çıkararak geleceği yeniden inşa etmemiz gerekiyor” diye konuştu.

  • Afganistanlı Tarihçi TİKA’nın Düzenlediği Törenle Anıldı

    Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) tarafından Afganistan’da yaşamış ve iz bırakmış tarihi şahsiyetlerin ve eserlerinin hatırlanması amacıyla düzenli olarak gerçekleştirilen etkinliklerde bu kez Afganistan’ın modern tarihçiliğinin babası olarak bilinen Feyz Muhammed Katib anıldı.

    TİKA, faaliyet gösterdiği coğrafyalarda gerçekleştirdiği projelerle kültürel etkinliklerin desteklenmesine devam ediyor. Bu kapsamda TİKA tarafından Afganistan’da yaşamış ve iz bırakmış tarihi şahsiyetlerin ve eserlerinin hatırlanması amacıyla düzenli olarak gerçekleştirilen etkinlikler kapsamında Afganistan’ın modern tarihçiliğinin babası olarak bilinen Feyz Muhammed Katib anıldı. Program başlamadan önce Afganistan Başbakan Yardımcısı (İcra Başkan Yardımcısı) Hacı Muhammed Muhakkik, Afganistan Parlamentosu’ndan milletvekilleri ve üst düzey heyetle birlikte TİKA Kabil Koordinatörlüğü’nü ziyaret etti. Ziyarette TİKA Kabil Koordinatörü Süleyman Şahin tarafından Afganistan’daki TİKA faaliyetleri hakkında bilgilendirme yapıldı. TİKA’nın Afganistan genelinde yürüttüğü projelerden dolayı teşekkür eden Afganistan Başbakan Yardımcısı Muhakkik, Afganistan genelinde çalışabilen ve her kesime saygılı duran TİKA projelerinin diğer ülkelere ve uluslararası kuruluşlara örnek olması gerektiğini söyledi. Muhakkik, her sektörde hizmet yürüten TİKA’nın çalışmaları içinde kültürel alanda yapılanların da ayrıca memnuniyet verici olduğunu belirtti.

    Ziyaretin ardından program, Kur’an-ı Kerim tilaveti ve milli marşların okunması ile başladı. TİKA Kabil Koordinatörü Şahin’in konuşmasından sonra Cumhurbaşkanlığı Müşaviri Yunus Tuğra tarafından Afganistan Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Raşit Dostum’un kutlama mektubu okundu.

    Afganistan Başbakan Yardımcısı Muhakkik, yaptığı konuşmada Türkiye’nin Afganistan’da her sahada projeler yürüttüğünü, bu konuda TİKA’nın gayretli çalışmaları olduğunu belirtti. Muhakkik, altıncısı düzenlenen Afganistan modern tarihçiliğinin babası Feyz Muhammed Katib programına katılmaktan ve burada konuşmaktan mutluluk duyduğunu kaydetti. Feyz Muhammet Katip’in Afganistan’da yetişmiş önemli insanlardan olduğunu ifade eden Afganistan Başbakan Yardımcısı Muhakkik, Türkiye tarafından böyle bir şahsiyetin yadedilmesinden de mutluluk duyduğunu belirtti.

    Etkinlikte daha sonra Üstad Zehra Lutfi “Tuhfetul Habib ve Suracul Tevarih’in karşılaştırması”, Üstad Muhammed Natiki “Tezekkürül İnkılap kitabının önemi” ve Üstad Serdar Rahmanoğlu “Feyz Muhammed Katib hakkında genel değerlendirme” başlıkları altında birer konuşma yaptı. Programa çok sayıda yazar ve tarihçinin yanısıra Afganistan Parlamentosu Belh Milletvekili Hacı Muhammed Abdu, Semangan Milletvekili Masume Havari, Sarıpul Milletvekili Sayd Muhammed Huseyin Şerifi, Daykundi Milletvekili Şirin Muhsini ve Kabil’de görevli Türk subayları katıldı. Etkinlik düzenlenen kokteyl ile son buldu.

  • Araştırmacı Tarihçi Yazar Yavuz Bahadıroğlu Sapanca’da Konferans Verecek

    SAKARYA (İHA) – Araştırmacı Tarihçi Yazar Yavuz Bahadıroğlu Sapanca’da ‘Kuruluştan Kurtuluşa Devlet ve Millet’ isimli konferans verecek.

    Sapanca Belediyesi tarafından Osmanlı Devleti’nin Kuruluşu’nun 177. Yıldönümü münasebetiyle Sapanca Halk Eğitim Merkezi Salonu’nda bir konferans düzenleyecek. Gerçekleşen konferansa Araştırmacı Tarihçi Yazar Yavuz Bahadıroğlu konuşmacı olarak katılarak ‘Kuruluştan Kurtuluşa Devlet ve Millet’ isimli konferansı verecek. Sapanca Belediye Başkanı Doç. Dr. Aydın Yılmazer, Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan itibaren evrensel değerlerin sözcüsü bir devlet olduğunu vurgulayarak, konferansa katılacakların Yavuz Bahadıroğlu gibi konunun uzmanı bir yazardan yararlanacaklarına inandığını belirtti.

  • Tarihçi Talha Uğurluel Selçuklu Döneminde Aksaray’ı Anlattı

    Aksaray Belediyesinin organize ettiği ve tarihçi yazar Talha Uğurluel sunumuyla Selçuklu Döneminde Aksaray konulu konferans düzenlendi.

    Kültür Merkezinde gerçekleştirilen konferansa, Belediye Başkanı Haluk Şahin Yazgı eşi Hasibe Yazgı, Aksaray Üniversite Rektörü Prof Dr. Yusuf şahin, Emniyet Müdürü Mehmet Aslan ve eşi Zehra Aslan, Belediye Meclis Üyeleri ve vatandaşlar katıldı.

    Ünlü tarihçi Talha Uğurluel, 1071 Malazgirt savaşıyla Anadolu’nun kapılarının Türklere açıldığı söyleyerek, bu tarihten itibaren Anadolu’ya hızla yerleşen Türkmen Boylarının Anadolu’nun Türkleşmesine büyük katkılar sağladığını söyledi. Aksaray’ın Selçuklu Devletinin ikinci başkenti olduğunu anlatan Uğurluel, II. Kılıçaslan döneminde Aksaray’da askeri bir üst kurulduğunu hatırlattı. Uğurluel, Osmanlının ilk dönemlerinde Aksaray’ın Karamanoğlu Beyliği idaresinde ve kilit noktada bulunduğunu söyledi.

    Anadolu’nun birçok kentinde olduğu gibi Aksaray’da da Selçuklu izlerini taşıyan çok sayıda tarihi Cami, han hamam ve medreselerinin bulunduğunu aktaran Ünlü Tarihçi, “Geçmiş tarihimizi ışık tutan ve atalarımızın inşa ettiği yapıtlar incelik ve zerafet dolu. Bunları anlatmak için ciltler dolusu kitaplar yazmış olsak yine yetmez” dedi.

    Aksaray’da ayakta kalan tarihi yapıların çok kıymetli olduğunu belirten Uğurluel, “Aksaray’da Eğri Minare var. Mimarisi harikalarla dolu. Gerçi atalarımız tüm yapılarında bizim anlam çıkarmamız gereken dersler var. Eğri Minareyi tek düşünemeyiz, onun mimarisinin bir benzerini Ahlat’ta görebiliriz, Van’da görürüz. Hatta şimdiki Özbek yurdunun mimarisine dayanır geçmişi. Yine Ulu Camisi var Aksaray’ın. O döneme göre çok büyük bir eser. Başkent olmayan yerde para basılmaz. Bir dönem Aksaray Selçuklu’da İkinci Başkentlik yaptığının kanıtı olan Hangah var bu şehirde. Yine Selçuklu Hamamı restore edildiğine şahit oldum ve çok sevindim. Atalarımız Anadolu’ya yerleşirken burada bir medeniyeti inşa etmişler” diye konuştu.

    Program sonunda Belediye Başkanı Haluk Şahin Yazgı, Tarihçi Yazar Talha Uğurluel’e verdiği bilgilerden dolayı teşekkür ederek plaket hediye etti.