Etiket: tarih

  • Kayıp Türkler ‘Dadaş’ çıktı

    Kayıp Türkler olarak gündeme gelen ve Moğolistan’ın kuzey sınırındaki Sayan Dağları yamaçlarında yaşayan, Türkçe konuşan ‘dukha’ adlı topluluğun atalarının Erzurumlu olduğu belirlendi.

     

    AHMET AKBUĞA

    Atatürk Üniversitesi Asılsız Soykırım İddialarıyla Mücadele Derneği (ASİMED) Başkanı Yrd. Doç. Dr. SavaşEğilmez, yaptıkları araştırma sonucunda Atlas Dergisi Yayın Yönetmeni Özcan Yüksek ve fotoğrafçı Selcen Küçüküstel tarafından hazırlanan “Dukha Halkı Kayıp Türkler” belgeseli sonrasında gündeme gelen kayıp Türklerin Erzurumlu olduklarını söyledi. Eğilmez, şöyle konuştu:

     

    “Belgeselin sahibi yapımcılar şu tespitlerde bulunuyorlar; Tarih öncesini yaşayan ve bizimle aynı dili konuşan bir toplumla karşı karşıyayız. Bundan 10 bin yıl önce insanların yaşadığı şekilde yaşıyorlar. Her şeyi ortaklaşa paylaşıyorlar. Aralarında eşitlikçi ilişkiler var. Suç işlemiyorlar. Kadın erkekten ya da erkek kadından üstün değil. Ren geyikleriyle birlikte onların vahşi göç yollarında onlarla birlikte dolaşıyorlar. Moğolistan’a Tuva’dan gelen, avlarını paylaşan, ormanlardan yemiş toplayan, doğayla uyumlu ortaklaşmacı bir toplum olan Dukhalar, Sayan Dağları’nda yaşayan ve nesli hızla tükenen ren geyikleriyle birlikte göçebe olarak yaşıyor. Ren geyiklerinin sütü ve peyniriyle, topladıkları yaban yemişleriyle beslenen bu topluluk Türkçe’nin lehçelerinden birini konuşuyor. Şaman inançlarını sürdüren Dukhalar, doğa ile çok özel ilişkiler içindeler. Kirlenmesin diye nehirlerde ellerini biler yıkamıyorlar.

     

    Belgeselde anlatılan yaşam tarzı, şaman toplulukların bir çoğunda var olan geleneksel yaşam biçimidir. Konuştukları lehçeden bazı örnekler şu şekildedir; Kaçan: Ne zaman. Tanardı: Yarın. Keni: Hani. Neymiş : Neden. Neçe :Ne kadar Moğolistan toprakları, gerek Türk tarihi gerekse Türk kültürü bakımından önemli bir konuma sahiptir. Bu coğrafyada Türk tarihinin ve kültürünün devam ettiğinin en önemli göstergesi, Moğolistan etnik grupları arasında yer alan Türk kökenli azınlıkların halen yaşattıkları kültür tarzıdır. Bilindiği gibi Moğolistan nüfusunu teşkil eden 24 boy içinde yer alan Kazak, Hoton, Tuva ve Duhalar (Tsaatan/Geyik Çobanları) olmak üzere dört boy eski Türk kültürünü devam ettirmektedir. Bunlardan Duhalar hem yaşam tarzı hem de kendilerine has kültür özelliği ile araştırılması gereken önemli topluluklardandır. Bunlara çekilen belgeselde söylendiği gibi kayıp Türkler demek yerine kaybolmak üzere olan Türkler demek daha doğru bir tabirdir. Zira Duhalar çok uzun yıllardan beri bilinmekte ve az da olsa üzerinde çalışmalar yapılmaktadır. Duhaların Erzurum ile bağlantısı da olabilir. Yaptığımız araştırmalarda XV. yy da Erzurum’da hakim olmuş Duharlu sülalesinin atalarından olabileceği ihtimali ortaya çıkmıştır. Moğol istilası ile bölgemize gelen Duharlu sülalesi, XV.yy da bölge tarihinde aktif bir rol oynamıştır. Akkoyunlu ve Karakoyunluların Anadolu’ya gelişleri ve bu coğrafyada faaliyet göstermeleri şüphesiz Anadolu’nun Türkleşmesi için mühim hadiselerden biridir. Bu iki devlet, birbirlerine her fırsatta zarar vermiş, birbirlerinin şehirlerini yağmalamış, birbirlerinin vatandaşlarını öldürmüşler ve birbirlerinin arazilerini işgal etmişlerdir. Bu oymak Akkoyunlu-Karakoyunlu mücadelelerinde etkin bir rol oynamıştır.Başlangıçta, Akkoyunlularla beraber olan Erzurum Duharluları,Bayburt, İspir ve Rize çevresinde de hakim unsur olmuşlardır. Duharlular, Kara Yusuf’un 1410 yılında bu bölgeleri ele geçirmesiyle Karakoyunlulara katıldılar. Duharlular, 1457 yılında Bayburt kalesini savaşmaksızın Uzun Hasan’a teslim ettiler. Safevilerin, Akkoyunluları yıkmasından ve Osmanlıların Doğu Anadolu’yu ele geçirmelerinin ardından Duharlu oymağı, kendi topraklarında, Osmanlı Tımar sistemi içinde yaşamını sürdürmüştür. Bazı kaynaklar Duharluların bilinen en eski bölgelerinin Toharistan olduğunu belirtmektedir. Göktürk Hakanlığı döneminde bu bölgeye, bugün ki Moğolistan topraklarından Türklerin geldiği de bilinmektedir. İsim benzerliği ve bunlar göz önüne alındığında, Erzurum Duharluları ile Moğolistan’da bulunan Duhalar arasında bir bağlantı olduğu söylenebilir. Tabi ki bunu kesin bir şekilde ifade edebilmek için, daha net bilgilerin ortaya çıkarılması lazım. Bu konudaki çalışmalarımıza devam edip, sonuçlarını en kısa zamanda yayınlayacağız.”

    Moğolistan’a Tuva’dan gelen, avlarını paylaşan, ormanlardan yemiş toplayan, doğayla uyumlu ortaklaşmacı bir toplum olan Dukhalar, Sayan Dağları’nda yaşayan ve nesli hızla tükenen ren geyikleriyle birlikte göçebe olarak yaşıyor. Ren geyiklerinin sütü ve peyniriyle, topladıkları yaban yemişleriyle beslenen bu topluluğun Türk dilini konuşması dikkat çekiyor. Şaman inançlarını sürdüren Dukhalar, doğa ile çok özel ilişkiler içindeler. Kirlenmesin diye nehirlerde ellerini bile yıkamıyorlar.

  • Yerel Seçimde Yeni Tarih

    Yerel Seçimde Yeni Tarih

    AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, yerel seçim tarihi olarak CHP’nin 3 Kasım ya da 17 Kasım’ı teklif etmesi halinde ‘evet’ diyeceklerini söyledi.

     

    Elitaş, yerel seçimlerin erkene alınmasına ilişkin Anayasa değişikliğinin Cumhurbaşkanı Abdullah Gültarafından yeniden Meclis’e gönderilmesi sonrası muhalefetle başlayacak yeni görüşmelere ilişkin açıklamalarda bulundu. Gazetecilerin yeni bir tarih belirlenip belirlenmeyeceğine ilişkin sorularını cevaplandıran Elitaş, dün MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin imzalarının arkasında olduğunu açıkladığını hatırlattı. Elitaş, “Bildiğiniz gibi MHP ile AK Parti’nin oy sayısı toplam 377 ediyor. Yani 367’den 10 fazla oyumuz var. Mazeretli arkadaşlarımız vardı o süreçte ve 360 oy çıktı. Ama esas olan, CHP’nin kameralar önünde ilk görüşmeler anında ‘ben buna imza atmayacağım ama destekleyeceğim’ sözünden sonra zaten biz bu girişimle girdik” dedi.

     

    Ancak Anayasa değişikliğinin CHP’nin verdiği sözün arkasında durmaması sonucu 6 Ocak 2013 tarihinde, yani kış ayında sandığa gitme zarureti ortaya çıktığını ve Cumhurbaşkanı Gül’ün de bunu görerek iade ettiğini hatırlatan Elitaş, şöyle devam etti:

     

    “Tekrar aynı durum ortaya çıkarsa, ki bunu aynen kabul edip 367’yi bulamadığımız takdirde bu sefer mecburen halk oylamasına gitmemiz gerekir. O halk oylaması da Ocak ayının son haftası, Şubat ayının ilk haftası olabilir. Sayın Cumhurbaşkanın da tekrar geri gönderme yetkisi olmadığından dolayı referandum sakıncasıyla karşı karşıya kalınabilir. O anlamda baktığımızda CHP’nin bu konuda desteklemesi gerekir diye düşünüyoruz.”

     

    MHP’nin 27 Ekim tarihindeki ısrarının hatırlatılması üzerine ise Elitaş, “Biz tarih konusunda ısrarlı değiliz. 27 Ekim olabilir, 3 Kasım olabilir, 17 Kasım olabilir. Nitekim CHP 3 Kasım diye telaffuz etmişti. Yani sözlerinden vazgeçmelerinin yolunun tarih olmaması gerekir diye düşünüyorum. MHP ve AK Parti 27 Ekim tarihinde uzlaştıktan sonra CHP’nin de evet demesi gerekirdi. Ama şu anda bizim için tarihle ilgili bir sıkıntı, problem yok. 27 Ekim de olabilir, 3 Kasım da olabilir, 17 Kasım da olabilir. Açıkçası, CHP’nin tavrını bekliyoruz” dedi.

     

     

    “ÖNCELİK MHP OLABİLİR”

    Yerel seçim tarihine ilişkin görüşmelerin bugün olabileceğini belirten Elitaş, ‘Öncelik CHP mi olacak?’ sorusuna, “Öncelik MHP olabilir” karşılığını verdi.

    “MHP ile 27 Ekim’de mutabakat sağlanamazsa 3 Kasım için CHP ile mi görüşeceksiniz?’ sorusu üzerine Elitaş, “CHP 3 Kasım derse ‘evet’ diyebiliriz. Çünkü seçimlerin öne alınmasıyla ilgili MHP’nin de, AK Parti’nin de, CHP’nin de irade beyanı var. Eğer CHP 3’ü veya 17’si derse yok demeyiz” dedi.

  • Yerel seçim teklifi sunuldu

    Yerel seçim teklifi sunuldu

    Yerel seçimlerin 27 Ekim 2013’te yapılmasına ilişkin Anayasa değişikliği teklifi ile yasa teklifi, TBMM Başkanlığı’na sunuldu.

     

    Teklifleri, AK Parti Grup Başkanvekili Nurettin Canikli ile MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır, TBMM Genel Sekreteri İrfan Neziroğlu’na verdi.

     

     

    Canikli, yaptığı açıklamada, yerel seçimlerin öne alınması konusundaki teklifler üzerinde MHP ile yaptıkları çalışmaları tamamladıklarını belirterek, gerekli imzaların da toplandıktan sonra verildiğini ifade etti.Anayasa değişikliği teklifinin Meclis açıldıktan sonraki ilk haftada TBMM Anayasa Komisyonu’nda, sonraki ikinci haftada da Genel Kurul’da görüşülmesinin öngörüldüğünü bildiren Canikli, Genel kurulda ilk tur görüşmelerinin 9 Ekim Salı, ikinci turunun ise 12 Ekim Cuma günü yapılmasının planlandığını anlattı.

     

    Canikli, teklifin önce bugün verileceği daha sonra yarına bırakılması nedeniyle ilgili olarak, ”İki genel başkanın imzalaması talebinden kaynaklandı. MHP Genel Başkanı Sayın Bahçeli imzalamıştı, Sayın Başbakan da teklife imza atmak istedi. Bundan dolayı teslim konusunda zaman değişimi oldu. Başka bir nedeni yok” dedi.

     

    MHP Grup Başkanvekili Şandır da teklifin ülkeye ve millete hayırlı olmasını dileyerek, ”MHP’nin  gerekçesi, 29 Mart 2009 tarihinde yapılan seçimlerin kış şartlarında çok ağır geçmesi ve çok müessif bir kazayla, rahmetli  Muhsin Yazıcıoğlu’nu seçimlerden önce helikopter kazasında kaybetmiş olmamızdır. Biz 27 Ekim’e alınmasını hem konuyla ilgili tartışmaların bitirilmesi, hem de kolay, rahat, katılımı yüksek seçimin yapılmasını talep ettiğimiz için böyle bir şeyi kamuoyunun bilgisine sunduk. İktidar partisi grubu da bunun doğru olduğunu görünce mesele birlikte bir Anayasa değişikliği teklifine dönüştü” diye konuştu.

     

    Şandır, MHP olarak seçilmiş belediye başkanlarının emeklilik ve sigortayla ilgili kazanılmış haklarının korunmasını istediklerini belirterek, ”Umut ediyorum ki bu noktada da ileri zamanda ortak çalışma yaparak seçilmiş insanların kazanılmış haklarını korumada bir hukuk çıkartırız’ dedi.

     

    Teklifin verilmesinde zamanlama değişikliğinin, ”genel başkanların imzalaması arzusundan kaynaklanan gecikme olduğunu” kaydeden Şandır, bunu tamamlayarak teklifi verdiklerini söyledi.

     

    Canikli’nin, teklifin 256 AK Parti, 51 MHP milletvekilinin imzasıyla verildiğini söylemesi üzerine Şandır’ın, ”Biz tamız, anlaşılıyor ki AKP’de fire var. Bu MHP’nin farkıdır” demesi, gülüşmelere yol açtı.

    -Teklif-

    Anayasa değişikliği teklifi, Anayasa’ya ”Geçici 20. madde”nin eklenmesini öngörüyor. İlk fıkrada, ”Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra yapılacak ilk mahalli idareler genel seçiminde oy verme gününün 2013 yılının Ekim ayının son pazar günü olduğu” ifadesi yer alıyor.

    Maddedeki ikinci fıkrada ise yapılacak mahalli idareler seçiminde Anayasanın 67. maddesinde yer alan ”Seçim kanunlarında yapılan değişiklikler, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde yapılacak seçimlerde uygulanmaz” hükmünün, Mahalli İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanun’un seçimin başlangıç tarihi ve oy verme gününe ilişkin hükümleri bakımından uygulanmayacağı” öngörülüyor.

    Mahalli İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanun’da değişiklik yapılmasına ilişkin yasa teklifi ise yasanın ”Seçim dönemi, seçim başlangıç tarihi ve seçim günü”’nü düzenleyen 8. maddesinde, ”Her seçim döneminin beşinci yılındaki 1 Ağustos günü seçimin başlangıç tarihidir. Aynı yılın Ekim ayının son Pazar günü oy verme günüdür” şeklinde değişiklik yapılmasını içeriyor.