Etiket: tarih

  • Başkan Demir kentsel dönüşüme ve Toybelen’e tarih verdi

    Başkan Demir kentsel dönüşüme ve Toybelen’e tarih verdi

    Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir, “24 Eylül’de 700 konut Kıranköy 1. Etap, 26 Eylül’de 700 konut Kıranköy 2. Etap ve 28 Eylül’de 1500 dükkanlı Toybelen’in ihalesini yapıyoruz” dedi.

    AK Parti İlkadım İlçe 5. Olağan Kongresi Samsun Büyükşehir Belediyesi Çok Amaçlı Salon’da gerçekleştirildi. Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir kongrede, yürütülen projeler hakkında bir konuşma yaptı. Alt yapı projelerinin son durumları hakkında bilgi veren Başkan Mustafa Demir, “5 yılda bütün kırsal alt yapıyı bitireceğiz, demiştik. Yollar dahil, içme suları da dahil şu anda hedefin önündeyiz. Birçok ilçemizde önümüzdeki sene alt yapıyı bitiriyoruz. Bir kısım ilçelerimizde 2021-2022 yılında ve en geç 2023 yılında tüm alt yapıyı 950 mahallede bitiriyoruz” diye konuştu.

    İlkadım ilçesinde yürütülecek projelerden bahseden Mustafa Demir, “İlkadım’daki projelerimiz büyük çapta uygulama safhasına geldi. Projelerimizin birisi hariç tamamında ciddi bir kamulaştırma ve yargı süreçleri var. Onlar tamamlanmak üzere. Eski Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nin oradaki yeri yeni projesini bitirir bitirmez hemen ihalesine çıkacağız. İlkadım’ın göbeğinde müthiş bir yaşam alanı, tarihi nostaljik Osmanlı dönemine atıf yapan güzel bir mimariyle orayı vatandaşlarımıza kazandıracağız” şeklinde konuştu.

    Kentsel dönüşüm projeleriyle ilgili tarih veren Başkan Demir, “Canik’te Yeni Mahalle kentsel dönüşümüne başladık. 24 Eylül’de 700 konut Kıranköy 1. Etap, 26 Eylül’de 700 konut Kıranköy 2. Etap ve 28 Eylül’de 1500 dükkanlı Toybelen’in ihalesini yapıyoruz. Hem Canik’i hem Atakum’u dolayısıyla İlkadım’ı da ciddi anlamda ilgilendiriyor” ifadelerini kullandı.

    Otopark ve yollarla ilgili çalışmalarında devam ettiğini belirten Demir şöyle devam etti:

    “Subaşı’ndaki otopark projemiz bitti. Şu anda ihale şartnamesini hazırlıyoruz. 2021 yılında inşasına başlayacağız. Mekanik yapıyoruz. Anakent İş Merkezi’nin kamulaştırma çalışmasında değer tespitleri yapıldı. Projesi bitti. 153 Kent Yönetim Merkezi’nin de projesi bitti. Onu da 2021 yılında inşa edeceğiz. 100. Yıl Bulvarı’nı 2022 yılında yenileyeceğiz. Atatürk Bulvarı’nı, İsmet İnönü Bulvarı’nı Atakum da dahil Belediyeevleri Kavşağı’ndan OMÜ’ye kadar komple dijital teknoloji ve yapay zeka ile birlikte Trafik Yönetim Sistemi’ne geçiş için çalışmalarımız devam ediyor.”

    Saathane Meydanı’nda yapılacak dönüşümü de anlatan Mustafa Demir, “Büyükşehir Belediyesi’ne gelirken orada bakın Saathane’nin maketini yaptık. Saathane öyle olacak. Bu yıl sonuna kadar Taşhan’ın oradaki düzenlemeyi yapıyoruz. Orayı yaya trafiğine açıyoruz. Arkasından yetiştirebilirsek oradaki köhne binaları yıkacağız. 2021 yılında inşasına başlıyoruz. Arkasında Büyük Cami’nin önündeki o alanı da işlemlerini başlatıp orayı da kamulaştırıp dahil edeceğiz. Pazar Camisi’nin önündeki binayı da alıp orayı inşallah tarihi bir Osmanlı dönemi çarşısına dönüştüreceğiz” sözlerine yer verdi.

    Kongreye, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Samsun Milletvekili Çiğdem Karaaslan, Milletvekilleri Fuat Köktaş, Orhan Kırcalı, Ahmet Demircan, Tekkeköy Belediye Başkanı Hasan Togar, Canik Belediye Başkanı İbrahim Sandıkçı, Bafra Belediye Başkanı Hamit Kılıç, Kavak Belediye Başkanı İbrahim Sarıcaoğlu, Terme Belediye Başkanı Ali Kılıç, 19 Mayıs Belediye Başkanı Osman Topaloğlu ve partililer katıldı.

  • Galericiler için yetki belgesinde 31 Ağustos son tarih

    Galericiler için yetki belgesinde 31 Ağustos son tarih

    İnegöl Ticaret ve Sanayi Odası (İTSO) Başkanı Yavuz Uğurdağ, 2. el motorlu kara taşıtları alım satımı yapanların 31 Ağustos’a kadar yetki belgesi almak zorunda olduklarını belirtti.

    İnegöl Ticaret ve Sanayi Odası (İTSO) Başkanı Yavuz Uğurdağ, Ticaret Bakanlığı tarafından hazırlanan ve Resmi Gazetede yayınlanan 2. el motorlu kara taşıtları ticaretine ilişkin yönetmelik değişikliği ilgili bilgilendirmelerde bulundu.

    Yönetmelikle ilgili açıklamalarda bulunan İTSO Başkanı Yavuz Uğurdağ, “Ticaret Bakanlığı tarafından hazırlanan 2. el motorlu kara taşıtları ticaretine ilişkin yönetmelik değişikliği Resmi Gazete’de yayınlandı. Buna göre oto kiralama işi yapan firmaların en az 1 yıl süreyle kiraladıkları araçların satışları yönetmelik hükümlerinden muaf tutulacaklar. Bir takvim yılı içinde 3’ten fazla motorlu kara taşıtı satışı aksi Bakanlıkça tespit edilmedikçe ikinci el motorlu kara taşıtı ticareti kabul edilecek. Galericilerin yetki belgesi almalarında işyeri için aranan fiziki şartlar yönetmelikten çıkarıldı, bunun yerine yetki belgesi almadan önce işyeri açma ve çalışma ruhsatı almaları ve ruhsat için aranan işyeri fiziki şartlarını karşılamaları hususu getirildi. Yönetmelik hükümlerine aykırı hareket eden ve uyarılara rağmen aykırılığı ortadan kaldırmayan veya aynı takvim yılında aykırılığı tekrarlayan işletmelerin yetki belgelerinin iptal edileceği kararına varıldı.”dedi

    “Ödemeler elektronik sistem üzerinden yapılacak”

    İkinci el motorlu kara taşıtı satışlarında ödemelerin elektronik sistem üzerinden yapılmasının zorunlu hale getirildiğini hatırlatan Uğurdağ, “Elektronik sistemin kullanılmasının bedeli satıcıya yüklenmiştir. Taşıt teslim belgelerinin, ikinci el motorlu kara taşıtı ticareti yapan işletmeler tarafından en az 5 yıl saklanması zorunlu tutuldu. Bunların yanı sıra, internet sitelerine motorlu kara taşıtı ticareti yapan firmalar tarafından verilen ilanlarda; 01.01.2021 tarihinden itibaren yetki belgesi olmayan firmaların ilgili internet sitesine üyeliğine izin verilmeyecektir. Motorlu kara taşıtı ticareti yapan firmalarda mesleki yeterlilik belgesi sahibi alım satım sorumlusu veya danışmanı istihdam etmek zorunlu kılınmıştır. 15.08.2020 tarihinden önce yetki belgesi almış olan firmaların işyeri açma ve çalışma ruhsatlarını ve 09.06.2020 tarihinden önce işyeri açma ve çalışma ruhsatı alan firmaların da ayrıca İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmelikteki ilgili iş yeri şartlarını haiz olduklarını gösteren belgeyi 30.06.2021 tarihine kadar Bilgi Sistemine yüklemeleri veya Ticaret İl Müdürlüğü’ne teslim etmeleri zorunluluğu getirilmiştir. Buna uymayanların yetki belgesi iptal edilecektir.” diye konuştu.

    Uğurdağ sözlerini şöyle sürdürdü: “15.08.2020 tarihinden önce sınava girerek seviye 5 mesleki yeterlilik belgesi almış alım satım danışmanlarının mesleki yeterlilik belgeleri geçerli kılınmış, ancak bu tarihten sonra alım satım danışmanları için seviye 4 mesleki yeterlilik belgesi zorunlu olmuştur. 01.01.2021 tarihi itibarıyla ikinci el motorlu kara taşıtı ticaretiyle iştigal eden işletmelerin, motorlu kara taşıtı alım satım sorumluları ile danışmanlarının adı, soyadı, T.C. kimlik numarası veya yabancı kimlik numarası ve iletişim bilgilerini 31.01.2021 tarihine kadar Bilgi Sistemi üzerinden Ticaret İl Müdürlüğüne bildirmeleri zorunluluğu getirilmiştir”

  • Başakşehir’in Avrupa’da sahne alacağı tarih belli oldu

    Başakşehir’in Avrupa’da sahne alacağı tarih belli oldu

    Medipol Başakşehir’in, Avrupa Ligi Son 16 Turu’nda Kopenhag ile rövanş maçına çıkacağı tarih belli oldu. Turuncu-lacivertliler, UEFA’nın aldığı karar doğrultusunda 5-6 Ağustos tarihlerinde çeyrek final için mücadele edecek.

    UEFA Yönetim Kurulu, video konferans yoluyla yaptığı toplantıda Avrupa Ligi ve Şampiyonlar Ligi’ne yönelik değerlendirmelerde bulundu. Buna göre korona virüs sebebiyle mart ayında askıya alınan UEFA Avrupa Ligi, ağustos ayında kaldığı yerden devam edecek. Turnuvanın son 16 turu rövanş mücadeleleri 5-6 Ağustos, çeyrek final karşılaşmaları 10-11 Ağustos’ta Almanya’nın Köln, Duisburg, Düsseldorf ile Gelsenkirchen şehirlerinde oynanacak. Yarı final müsabakaları için de 16-17 Ağustos’ta sahaya inilecek. Avrupa Ligi’nin kazananı ise 21 Ağustos’ta Almanya’da bulunan Köln Stadı’nda belli olacak.

    Başakşehir sahne alacak

    Türkiye’yi Avrupa kupalarında temsil eden tek takım olan Medipol Başakşehir, UEFA Avrupa Ligi Son 16 Turu ilk maçında sahasında Kopenhag’ı 1-0 mağlup etmişti. Turuncu-lacivertliler, korona virüs pandemisinden dolayı verilen aranın ardından rövanş maçına ise 5-6 Ağustos tarihlerinde çıkacak. Ancak bu karşılaşmanın Danimarka’da mı yoksa tarafsız bir sahada mı oynanacağı henüz netleşmiş değil.

  • Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Eğilmez: “Eski Türk toplumlarında kadına ve çocuğa tecavüzün cezası idamdı”

    Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Eğilmez: “Eski Türk toplumlarında kadına ve çocuğa tecavüzün cezası idamdı”

    Eski Türk Uygarlıklarında uygulanan cezalar hakkında bilgi veren Atatürk Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Savaş Eğilmez, bu toplumlarda kadına ve çocuğa tecavüzün, vatan hainliğinin, masum birini kasten öldürmenin cezasının idam olduğunu söyledi.

    Türk tarihi boyunca kurulan bütün devletlerde, töre diye isimlendirilen hukuk sistemine sıkı bir bağlılık görüldüğünü ifade eden Eğilmez, bugün modern toplumlarda ayıp sayılan ama herhangi bir ceza karşılığı olmayan unsurların Türk töresi içerisinde bir cezayla yaptırımın uygulandığını belirtti. Eğilmez, “Mesela, yere tükürmek toplum tarafından hoş karşılanmayan bir davranış ama bunun caydırıcı bir cezası yoktur. Ağaç kesmek, bitkiye zarar vermek, hayvanlara zarar vermek Türk töresi içerisinde bunların ciddi anlamda tazminat, ceza usulleri var. Bunun yanında dayak cezası vardı” dedi.

    Suçların cezalarının 5 başlıkta kategorize edilebildiğini kaydeden Eğilmez, “Bu başlıkları kamuya karşı işlenen suçların cezaları, inançlara ve tabulara karşı işlenen suçların cezaları, namusa karşı işlenen suçların cezaları, cinsel suçların cezaları var birde devlete karşı işlenen suçların cezaları var. 5 maddede kategorize edilebilir. Para cezası, dayak cezası, hapis cezası, sürgün cezası var ve birde en ağır olanlar bedene karşı yapılanlardı. Organ eksiltme, idam etme şeklinde cezalar görebiliyoruz. Türk töresinin en tepkili olduğu konu kadın ve çocuklara karşı işlenen suçlardır. Bilerek yada tasarlayarak adam öldürme, idamla karşılık buluyordu ama bazen de zor şartlarla ikna ederek tazminat karşılığında geçiştirilebiliyordu” diye konuştu.

    “Cezalandırma işlemi ölümden sonra da devam ediyor”

    Cinayet, kadına ya da çocuğu tecavüz gerçekleşiyorsa bunun cezasının ölüm olduğunu vurgulayan Eğilmez, “Kaynaklardan öğrendiğimiz kadarıyla 1050’li yıllarda en hafifi tecavüz suçunun karşılığı 300 sopaydı. Eski Türkçede ceza uygulanan sopa ya da kamçılara berge ismi veriliyordu. Ama bu 300 sopanın da sonucunda insan bedeni dayanmıyor ve bu ceza da ölümle sonuçlanıyordu. Kadın ve çocuklara işlenen suçlarda cezalar kamuoyu önünde gerçekleştirilip ibret olması sağlanıyordu ve ceza ölümden sonra da devam ediyordu. Mesela, 1156 yılında Malatya’da bir Ermeni Papaz, kilisede yalnız kaldığı sırada günah çıkarmaya gelen yeni nişanlanmış bir genç kızdan yaralanmak istiyor. Bu genç kız buna itiraz ediyor ama bu itirazları papaz fiziksel güç kullanarak bertaraf edip genç kıza tecavüz ediyor. Sonrasında bu olayın duyulmaması için genç kızın başını taşla ezerek öldürüyor. Otorite bu suçtan papazı ele geçirdikten sonra derisini yüzerek öldürüyor ve cesedini de kamuoyu önünde yakıyor. Bu şu mesajı veriyor; ibretlik bir cezadır, bir daha toplum tarafından işlenmemesi işlendiği taktirde de başına neler gelebileceğinin bilinmesi için yapıyorlar. Çocuklara karşı işlenen suçlara işkenceli ölüm cezaları veriliyor. Derisi yüzülüyor, ağaçlarla gerdirilerek öldürülüyor, bazı bölgelerde kaynar sulara atılıyor. Bu kadar şiddetli cezalar olduğunu görüyoruz” ifadelerini kullandı.

    “Vatan hainliği, hırsızlık gibi suçların cezaları da idam olmuştur”

    Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Savaş Eğilmez son olarak şu açıklamalarda bulundu:

    “Devlete karşı işlenen suçlarda vatan hainliği, görevi kötüye kullanma, halka zulmetme suçlarının da Türklerde ölüm cezası ile son bulduğunu görebiliyoruz. Hırsızlığa Türk toplumu çok tepkilidir. Kaynaklardan öğrendiğimiz kadarıyla Göktürklerde, Hunlarda, Bulgar Türklerinde ve Kırgız Türklerinde de büyük hırsızlık cezasının ölüm olduğunu belirtebiliriz. Töre çok sıkı kurallarla çevrelenmiş bir yapıya sahip. Bununla beraber devletin başındaki Türk Hükümdarı yargının da başı kabul ediliyor. Devlete, millete veya şahsına karşı işlenen suçlarda da kendisi yargıda bulunabiliyor. Vatan hainlerine, saltanata karşı işlenen suçlarda, hazine yağmalanmalarında, görevi kötüye kullanmada verdiği ölüm cezalarına ‘siyaseten katl’ ismini veriyoruz. Türk töresinde ki bu uygulama İslam Hukuku ile de örtüşüyor.”

  • Güneş Vakfı’nda “İslam Düşüncesinde Tarih Anlayışı” konferansı

    Güneş Vakfı’nda “İslam Düşüncesinde Tarih Anlayışı” konferansı

    Güneş Vakfı tarafından geleneksel olarak düzenlenen Konferans etkinliklerinin bu hafta ki konuğu Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Zeki İşcan, “İslam Düşüncesinde Tarih Anlayışı” sunumu ile oldu.

    İslam’ın bugün ki meselelerinden ve İslam medeniyetinin batı medeniyetlerine göre tavırlarından bahseden Prof. Dr. İşcan şu ifadeleri kullandı; “Bugün İslami diyebileceğimiz bir düşünce var mı? Ya da İslami düşünce dediğimiz yapıda bir tarih şuuru varmı? Öncelikle bu sorularımıza cevap bulmalıyız. Diğer bir taraftan da düşünce nedir sorusunun cevabına bakmamız gerekiyor. Düşünce derken tabi ki de aklı kastetmiyoruz. Düşünce derken farklı yöntemlerle yeni bir bilgi elde etmeyi kastediyoruz. Yani düşünce demek yeni paradigma demektir. Aslında düşünce düşünemediklerimizi düşünmektir. Bu anlamda düşünce kutsalın kutsalını da bozacaktır. İşte bu nokta da düşünce ile tarih şuuru arasında bir ilişki kurmamız mümkündür. Çünkü tarihin sırrı da hafızadır yani düşüncenin toplamıdır. Tarih ise hafızaların toplamıdır. Ayrıca milliyetçilik milletin tabanından çok milletin beyninden beslenir. Milletin beyni ise tarihtir. Milletin beyni de aynı zaman da istikbali oluşturabilmektir. Şunları da söylemeliyim ki hem düşünce hem de tarih şuuru maalesef zamanımızda çok eksik durumdadır. Çünkü İslami düşünce, hayatının en bedbaht dönemini bu dönemde yaşamaktadır. Bizlere düşen ise değişerek daim kalmak yerine daim kalarak değişmektir. “

    Konferansın ardından Güneş Vakfı Başkanı Prof. Dr. Alpaslan Ceylan, sunumundan ötürü Prof. Dr. Mehmet Zeki İşcan’a Teşekkür Belgesi takdim ederek şu ifadeleri kullandı; “Türk Dünyasına büyük hizmetleri olan ve Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı Kurucu Başkanı Merhum Turan Yazgan’ı vefatının 7. yılında rahmet ve minnetle anıyoruz. Ayrıca bugün bizlere hem İslam hem de tarih şuuru hakkında önemli bilgiler veren Prof. Dr. Mehmet Zeki İşcan’a vakfımız adına çok teşekkür ederim.”