Etiket: Tanısı

  • Son 24 saatte bin 578 kişiye korona virüs tanısı konuldu

    Son 24 saatte bin 578 kişiye korona virüs tanısı konuldu

    Türkiye’de son 24 saatte bin 578 kişiye korona virüs tanısı konuldu.

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Twitter hesabından Türkiye Günlük Koronavirüs Tablosu’nu paylaştı. Buna göre, son 24 saatte 96 bin 842 kişiye korona virüs testi yapıldı, bin 578 kişiye virüs tanısı konuldu. 53 kişi hayatını kaybederken, bin 13 kişinin tedavisi tamamlandı. Bakan Koca, paylaşımında, “Son hafta günlük hasta sayısı en çok artan illerimiz; Van, Karaman, Erzincan, Çankırı ve Kayseri. Ağır hasta sayısı en çok olan illerimiz; İstanbul, Ankara, Konya, Erzurum ve Yozgat. Tedbirlere birlikte uyarak başarılı olabiliriz. Birlikte tedbirli olalım” ifadelerini kullandı.

  • Son 24 saatte bin 12 kişiye korona virüs tanısı konuldu

    Son 24 saatte bin 12 kişiye korona virüs tanısı konuldu

    Türkiye’de son 24 saatte bin 12 kişiye korona virüs tanısı konuldu. Bin 298 kişi iyileşirken, 19 kişi virüs nedeniyle hayatını kaybetti.

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Twitter hesabından Türkiye Günlük Korona Tablosu’nu paylaştı. Buna göre, son 24 saatte 45 bin 232 kişiye test yapıldı. Bin 12 kişiye korona virüs tanısı konulurken, bin 298 kişi iyileşti. 19 kişi ise virüs nedeniyle hayatını kaybetti. Türkiye’deki toplam vaka sayısı ise 212 bin 993 olurken, iyileşen hasta sayısı 194 bin 515’e, hayatını kaybedenlerin sayısı ise 5 bin 363’e ulaştı.

    Bakan Koca, paylaşımında, “Son 3 günde ortalama entübe hasta sayısı en yüksek 5 il; İstanbul, Ankara, Konya, Diyarbakır, Bursa. Ortalama yoğun bakım hasta sayısı en yüksek 5 il; İstanbul, Şanlıurfa, Ankara, Gaziantep ve Konya. Beklediğimiz sonuçlar için tedbirlere daha fazla uyalım” bilgisi verdi.

  • Apandisit tanısı konulan obez hastaya başarılı müdahale

    Kiloları yüzünden bölgedeki hastanelere kabul edilmeyen apandisit tanısı konulan hasta, Özel Gaziantep Anka Hastanesi’nde gerçekleştirilen başarılı ameliyatla sağlığına kavuştu.

    Kilis Devlet Hastanesinde akut apandisit tanısı konulan, ancak çok riskli olduğu için ameliyat edilemeyen ve ismi açıklanmayan hasta bölgedeki bazı hastaneleri dolaştıktan sonra Özel Gaziantep Anka Hastanesi acil servisine başvurdu. Yaklaşık 200 kilo olan M.E.’nin yapılan muayene, tetkik ve tahlillerinde apandisit olduğu ortaya çıktı. Hasta, Op. Dr. Atilla Duran tarafından kapalı yöntemle ameliyat edildi. Ameliyatı başarılı bir şekilde gerçekleştirilen ve sağlığına kavuşmanın mutluluğunu yaşayan hasta, ameliyatı gerçekleştiren Op. Dr. Duran, ekibi ve Özel Gaziantep Anka Hastanesi’ne teşekkür etti.

    Riskli bir ameliyatı başarı ile gerçekleştirdiklerini belirten Op. Dr. Atilla Duran, “Acil serviste değerlendirildiğinde, FM (Fizik Muayene) bulguları ve dış merkezde çekilen abdominal tomografide hastada, akut apandisit ile uyumlu bulgular ve göbek fıtığı kesesine sıkışmış omentum dokusu tespit edildi. Bunun üzerine hasta için acil ameliyat kararı aldık. Morbid obez olan hastada açık apandisit ameliyatı ile kapalı apandisit ameliyatının artı ve eksilerini değerlendirdik. Değerlendirme sonrası ise hastada kapalı apendektomi ameliyatına karar verdik. Anestezi ile konsülte edilen hasta yüksek riskle ameliyata alındı. Kapalı yöntemle hastaya apendektomi ve göbek fıtığı onarımı ameliyatı yapıldı. Hasta operasyon sonrası tedbir amaçlı yoğun bakıma alındı. Vital bulguları ve genel durumu çok iyi olan hasta servise alındı, rejimi açıldı. Aktif sorunu olmayan hasta bir günlük servis takibinin ardından, Anka Hastanesi diyetisyeni Merve Boztoprak’a yönlendirilerek, beslenme tedavisi oluşturuldu, hastamız şifa bulması sonucu taburcu edildi. Ameliyat boyunca hastayı stabil halde tutan ve ameliyat konforumu sağlayan başta anestezi uzmanlarımız ve anestezi teknisyenleri ile ameliyat boyunca samimi yardım, sabır ve desteklerini gördüğüm ameliyathane hemşirelerine, personeline, yoğun bakım ve servis hemşirelerine teşekkür ederim” ifadelerini kullandı.

    “Morbid obezite tüm dünyada ciddi bir sorun”

    Op. Dr. Atilla Duran, ölümcül şişmanlık olarak da adlandırılan morbid obezitenin tüm dünyada hızla artış gösteren ciddi bir sağlık sorunu olduğuna dikkat çekerek, uyarılarda bulundu. Duran, “Obezite, gelişmiş ülkelerde olduğu kadar ülkemizde de giderek artan bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Morbid obezite,vücut kitle indeksinin 40’ın üzerinde olmasıdır. Vücut kitle indeksi bireyin kilosunun, boyunun metrekaresine bölünmesi ile elde edilen değerdir. Sigaranın yaygın bir halk sağlığı sorunu olmaktan çıkmakta olduğu gelişmiş toplumlarda morbid obezite, önlenebilir ölüm nedenleri arasında ilk sırayı alma yolunda hızla tırmanıyor. Morbid obeziteyi sadece obezitenin ileri bir şekli olarak görmek çok doğru bir yaklaşım değildir. Aslında ikisi arasındaki fark gece ile gündüz arasındaki fark kadar açıktır. Bu nedenle diyet alışkanlıklarında değişiklik, ilaç tedavisi, davranış değişiklikleri, egzersiz programları gibi kilo vermeye yönelik girişimler morbid obezitenin tedavisinde başarısız ise,kalıcı ve en etkin tedavi kişiye özgü seçilmiş Morbid Obezite Cerrahisi’dir. Bu da merkezimizde yapılabilmektedir. Vücut kitle indeksine göre morbid obez (ölümcül şişman) olarak kabul ettiğimiz durum, hayatı tehdit eden acil hastalıklarda ameliyat riskini de ciddi oranda artırmaktadır. Tedavilerinin ve iyileşme süreçlerinin çok daha riskli ve karmaşık olmasından dolayı, normalde her hastanede gerçekleştirilebilecek akut apandisit tedavisi morbid obez hastalarda daha özel merkezlere ihtiyaç göstermektedir. Morbid obezitenin bir başka olumsuz boyutu da maalesef morbid obez hastalarımızın hastalığını kabul etmemesi, olağan karşılaması ya da bunu kendi kaderi gibi kabul etmesidir” dedi.

    Başarılı sonuç için erken tedavi önemli

    Duran, tedavide başarıya ulaşmak için tedaviye erken başlamanın önemli olduğunu ifade etti. Op. Dr. Atilla Duran, ”Morbid obezitenin bir hastalık olarak kabul edilmesi gerekiyor. Tedaviye ne kadar erken başlanırsa o kadar başarılı sonuç alınır” diye konuştu.

    Duran, Morbid obezitenin toplumun her kesimine anlatılması gerektiğini hatırlatarak, mutlak suretle kişiye özgü tedavi protokolleri ile önüne geçilmesi gerektiğini de sözlerine ekledi

  • “Türkiye’de her yıl yaklaşık 150 bin kişiye kanser tanısı konuyor”

    Manisa Celal Bayar Üniversitesi (MCBÜ) Rektörü Prof. Dr. A. Kemal Çelebi, uluslararası kanser ajansının yeni tahminlerine göre, kanser hastalığı bu hızda devam ederse nüfusun yaşlanması ve nüfus artışına bağlı olarak 2025 yılında toplam 19,3 milyon yeni kanser hastası olacağını belirterek, “Türkiye kanser haritası incelendiğinde her yıl yaklaşık 150 bine yakın yeni kanser hastası tanısı konulmaktadır. Ülkemiz kanser tedavisine yılda 3 milyar dolar harcamaktadır” dedi.

    MCBÜ Hafsa Sultan Hastanesi Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı açılış töreni, Rektör Prof. Dr. A. Kemal Çelebi, Yunusemre Belediye Başkan Yardımcısı Mustafa Dandin, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Bilal Gümüş ve Prof. Dr. Birol Kovancılar, Manisa Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Sait Cemal Türek, Başhekim Prof. Dr. Emin Kurt, dekanlar, müdürler, öğretim elemanları ve davetlilerin katıldığı bir törenle gerçekleştirildi. MCBÜ Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ömür Karakoyun Çelik törende yaptığı konuşmada, açılışa katılan konuklara ve başta Rektör Prof. Dr. A. Kemal Çelebi olmak üzere kliniğin kurulmasında katkısı olanlara teşekkür etti.

    Ardından konuşan Hafsa Sultan Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Emin Kurt, “Kanser yüzyıllardır tedavi edilemeyen bir hastalık iken bugün neredeyse tedavi edilebilir bir aşamaya gelmiştir. Bizim hastanemizde de kanser tedavisi hem tıbbi hem de cerrahi olarak uzun yıllardır yapılmaktadır. Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı’nın açılması ile birlikte en son teknoloji ürünü olan cihazlar sayesinde hastalarımıza daha etkili bir tedavi uygulayacağız” dedi.

    Radyasyon Onkoloji Ana Bilim Dalı Kliniği’nin hizmete girmesinin sevincini yaşadıklarını kaydeden MCBÜ Rektörü Prof. Dr. A. Kemal Çelebi, “Göreve geldiğimiz Kasım 2014’ten itibaren bu bölümün açılabilmesi için her türlü fedakarlık ve çaba gösterilerek bugünkü iddialı konumu ile karşınıza gelmiş bulunuyoruz. Üniversite hastanesi olma özelliğimiz ve sorumluluğumuzla hastalarımıza tam teşekküllü olarak hizmet verebilmek için tüm birimlerimizin faaliyette olması, olmazsa olmazımızdı. Her hastalığın tedavisinde ana tedavi modelini destekleyen tamamlayıcı tedavi yöntemlerinin de hastalarımıza sunulması gerekmektedir. Günümüzde ölüm nedenleri içinde birinci sırayı, bilindiği gibi kalp hastalıkları almaktadır. İkinci sırada ise kanser yer almaktadır. Çağımızın en önemli sağlık sorunlarının başında gelen kanser hastalığının tedavisindeki yenilikler, sağlık kurumlarını hem insan gücü olarak hem de tıbbi cihaz olarak planlamalarını yeniden gözden geçirmeye ve etkinliklerini artırmaya yöneltmiştir. Çünkü kanser hastalığı tanı konulduğu andan itibaren tedaviye kadar uzanan süreçte çok dinamik savaş isteyen tıbbi bir patolojidir” diye konuştu.

    “2025’te 19,3 milyon yeni kanser hastası olacak”

    Uluslararası kanser ajansının yeni tahminlerine göre kanser hastalığı bu hızda devam ederse nüfusun yaşlanması ve nüfus artışına bağlı olarak 2025 yılında toplam 19,3 milyon yeni kanser hastası olacağını aktaran Çelebi, konuşmasına şöyle devam etti:

    “Türkiye kanser haritası incelendiğinde her yıl yaklaşık 150 bine yakın yeni kanser hastası tanısı konulmaktadır. Ülkemiz kanser tedavisine yılda 3 milyar dolar harcamaktadır. Avrupa ülkeleriyle karşılaştırıldığında Türkiye’nin kanser bütçesi Avrupa’daki 6. büyük bütçedir. 2013 Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu verilerine göre yaklaşık 15 milyar dolar sigara tüketimi için harcanmaktadır. Kanser hastalığının günümüz tedavisinde; cerrahi, kemoterapi (ilaç) ve radyoterapi yöntemleri yaygın olarak kullanılmaktadır. Radyoterapinin kanser tedavisindeki yeri yüzde 60 civarındadır. Hastanemizin Radyasyon Onkolojisi, başta bölge insanımız olmak üzere kanser tedavisinde önemli bir açığı kapatmış olacaktır. Halihazırda 2 öğretim üyesi, bir uzman kadrosuyla, aylık 45-55 hastaya tedavi uygulamaktadır. Gün geçtikçe öğretim üyesi kadromuzu güçlendirerek daha çok hastamıza etkin tedavi hizmeti sunmayı hedefliyoruz. Önümüzdeki yıl temelini atıp hızlı bir şekilde yapımını tamamlayarak açmayı düşündüğümüz onkoloji merkezimizle daha fazla hastaya tedavi hizmeti sunmayı planlamaktayız. Kanserle mücadele sadece tedavi ile değil aynı zamanda kanserden koruyucu yöntemlerin de sunulmasıyla yapılmaktadır. Onkoloji merkezimizin bu bölümüyle de toplum sağlığını koruyucu gerekli eğitimler verilecektir. Bu münasebetle kanser tedavisinin önemli bir basamağını oluşturan Radyasyon Onkolojisi Bölümümüzün açılışını hep birlikte yapmaktan büyük mutluluk duymaktayız. Ülkemiz ve bölge insanımız için hayırlı olmasını diliyorum.”

    Konuşmaların ardından açılış kurdelesi kesildi ve klinik gezilerek, Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ömür Karakoyun Çelik tarafından cihazlar hakkında bilgi verildi.

  • Prof. Dr. Tamer Dodurka: “Tekirdağ’da bin ile 2 bin arası çölyak tanısı konulmuş”

    Tekirdağ Çölyakla Yaşam Derneği Başkanı Bahar Ayşegül Yılmaz, glutensiz gıda paketi yardımı nedeniyle ziyaret ettiği Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Prof. Dr. Tamer Dodurka, kentte bin ile 2 bin arası çölyak tanısı konulduğunu söyledi.

    Tekirdağ Çölyakla Yaşam Derneği Başkanı Bahar Ayşegül Yılmaz, glutensiz gıda paketi yardımı nedeniyle Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Prof. Dr. Tamer Dodurka’yı ziyaret ederek dernek adına teşekkür etti ve teşekkür belgesi sundu.

    Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi Sağlık İşleri Dairesi Başkanlığınca Tekirdağ’ın tüm ilçelerini kapsayan glutensiz gıda yardım paketi dağıtımı devam ediyor. Şimdiye kadar Tekirdağ Büyükşehir Belediyesine Çölyak hastalığı tanısı konulduğuna dair sağlık raporu ile birlikte başvuran 65 kişiye, içinde çeşitli glutensiz ürünler bulunan toplam 213 adet yardım paketi dağıtıldı.

    “İlimizde bin ile 2 bin arası çölyak tanısı konulmuş hasta bulunmaktadır” Ziyaret sırasında konuşan Prof. Dr. Dodurka, “Toplumumuzun farkına varmakta güçlük çektiği bu hastalarımıza yardım paketleriyle destek olmaya ve elimizden geldiğince bu hastalığa karşı farkındalık oluşturmaya gayret ediyoruz. Bu konudaki çalışmalarını takdirle izlediğimiz Tekirdağ Çölyakla Yaşam Derneği’ne ve başkanına Sayın Bahar Ayşegül Yılmaz’a çok teşekkür ediyoruz. Çölyak hastalığı, tahıllı gıda maddelerinin içerisinde bulunan gluten isimli bir protein yüzünden bağırsakların iç çeperinde sindirimle görevli bazı yapıların hasar görmesi ve sindirimin aksaması sonucu meydana çıkmaktadır. Bu nedenle çölyak hastaları ömürleri boyunca tahıllı maddelerden yapılmış ürünlerden faydalanamaz, hatta gluten içeren ilaçlar, şampuan, kremler vb kozmetik ürünleri de kullanamazlar. Tek çareleri glutensiz undan yapılmış mamulleri yemeleridir ki, bu mamuller hem pahalı olmakta hem de zor bulunmaktadır. “Türkiye’de 250 bin ile 750 bin arasında çölyak hastası olduğu tahmin edilmektedir, ancak bunların sadece yüzde 10’una tanı konulduğu dikkate alınırsa hastalığı taşıdığı halde hekime müracaat etmeyen insanların bir hayli çok olduğu ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle Çölyakta farkındalık oluşturmak özel bir önem taşımaktadır. Namık Kemal Üniversitesi, Tekirdağ Devlet Hastanesi ve ilçelerdeki diğer sağlık kuruluşlarının verilerine göre ilimizde bin ile 2 bin arası çölyak tanısı konulmuş hasta bulunmaktadır” dedi.

    Prof. Dr. Dodurka, Çölyaklı hastaların Tekirdağ Büyükşehir Belediyesine yaptıkları müracaatlarla ilgili olarak ise, “Süleymanpaşa 25, Çorlu 18, Çerkezköy 9, Kapaklı 2, Saray 1, Muratlı 2, Malkara 1, Hayrabolu 2, Ergene 6, Toplam 65 kişi” şeklinde bilgi verdi.