Etiket: Taleplerini

  • Hayvanseverler, Bakan Özlü’ye taleplerini iletti

    Kurban Bayramı münasebetiyle Düzce’nin Akçakoca ilçesine gelen Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü’ye hayvanseverler taleplerini bir notla iletti.

    Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, Kurban Bayramı münasebetiyle Düzce’nin Akçakoca ilçesine geldi. Ziyaretleri sırasında Bakan Özlü’ye, hayvanseverler ve Dohaycan üyesi Nermin Alpay, taleplerini içeren bir not verdi. Bakan Özlü notu alarak hayvanseverlerle bir süre sohbet etti.

  • Demirkol, esnafın taleplerini dinledi

    Haliliye Belediye Başkanı Fevzi Demirkol, Zahireciler Borsasını ziyaret ederek, Haliliye İlçesinde yaşayan esnafın taleplerini dinledi.

    Başkan Fevzi Demirkol, Zahireciler Borsasını ziyaret ederek, Borsa Başkanı Ali Yücetepe ile birlikte esnafla görüştü. Haliliye ilçe sınırlarında oturan esnafın problemlerini dinleyen Başkan Demirkol, sorunların çözümü için notlar aldı. Haliliye Belediyesi’nin çalışmalarından memnun olduklarını ifade eden esnaf, Başkan Demirkol’a teşekkür etti. Başkan Fevzi Demirkol ise Haliliye Belediyesi olarak her zaman esnafın yanında olduklarını ve her türlü sıkıntılarında ulaşabileceklerini söyledi. Başkan Demirkol, ziyaretle ilgili yaptığı açıklamada, “Zahireciler Borsamızdaki esnafımızı ziyaret ettik. Bölgemizde bulunan halkımızla, esnafımızla çeşitli zamanlarda bir araya gelmekteyiz ve Haliliye’de oturan diğer bölgelerdeki esnafımızla da hemhal olmaktayız” diye konuştu.

    Zahireciler Borsası Başkanı Yücetepe’de, Başkan Demirkol’un sürekli esnafın yanında olduğunu söyleyerek, ziyaretlerinden dolayı teşekkür etti.

  • Sağlık çalışanları taleplerini toplu sözleşme masasına ambulans ile gönderdi

    Sağlık-Sen Genel Başkanı Metin Memiş, sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarının sorunları ve taleplerine çözüm önerilerini toplu sözleşme ambulansı ile toplu sözleşme masasına gönderdi.

    Sağlık-Sen Genel Başkanı Metin Memiş, 4. Dönem Toplu Sözleşmede sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarının taleplerini paylaşmak üzere basın toplantısı düzenledi. Memiş, Türkiye’de sağlıkta dönüşümle birlikte millete hizmet yolunda çok önemli adımlar atıldığını söyleyerek, “Bu hizmetin yapılmasında sağlık çalışanlarımız baş aktör olarak Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın gerçekleşmesine en büyük katkıyı sundular. Bugün Türkiye’de hasta memnuniyetinin yüzde 76’larda olduğu, sağlık tesislerindeki kalite artışının yaşandığı, vatandaşın sağlık hizmetine erişiminin kolaylaştığı bir dönemde, sağlık çalışanlarımızın özlük hakları noktasında yine sosyal hizmet çalışanlarımızın özlük hakları noktasında 4. Dönem Toplu Sözleşme masasına oturacağız. Sağlık mesleği kutsal bir meslek, ülkemizde gelinen son noktaya baktığımızda sağlık çalışanlarımız fedakar, cefakar bir şekilde ülke insanına hizmet etmenin onur ve gururunu yaşıyor. Sağlık çalışanları her alanda var. Savaşta sağlık çalışanları vardı, terörle mücadele sürecinde asker ve polisimizle beraber sağlık çalışanlarımız bölge insanına hizmet ediyorlardı. Aynı şekilde bir bomba patladığı zaman millet oradan doğal olarak kaçarken sağlık çalışanlarımız bir can kurtarma sevdasıyla mesleğinin kutsallığı gereği olay yerine koşar. En son 15 Temmuz gecesinde hain darbe girişiminde sağlık çalışanlarımız hem hastanelerinde hem sokaklarda tanklara karşı hem de ambulanslarla demokrasi direnişi yapan yaralı vatandaşlarımızın hastanelere yetiştirilmesi noktasında sonsuz mücadele vermiştir. Ben bu anlamda sağlık çalışanlarımıza ülkesi için vatanı için milleti ve geleceği için vermiş oldukları hizmetlerinden dolayı canı gönülden teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.

    “Taleplerimizden önceliğimiz sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarımızın zam ve tazminatlarının arttırılması konusu”

    4. Dönem Toplu Sözleşmede sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarının mesleğinin kutsallığının gereği yaptıkları bu görevlerinin karşılığını almaları noktasında masada ellerinden geldiği kadar taleplerini dile getireceklerini belirten Memiş, “Çözüm bekleyen birçok sorunu da inşallah çözüme kavuşturacağız. Bugün Memur-Sen’in genel talepleri noktasında son düzenlemeler yapılıyor. Pazartesi günü toplu sözleşme masası hazırlığımızı Devlet Personel Başkanlığına verirken genel toplu sözleşme taleplerimizi açıklayacağız. Bugün ise sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarımızın taleplerini açıklıyoruz. Taleplerimizden önceliğimiz sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarımızın zam ve tazminatlarının arttırılması konusu. Bunları üç başlık altında topladık bunlardan birisi Özel Hizmet Tazminatlarının 15 puan arttırılması. 15 puanlık artışla birlikte sağlık çalışanlarımıza 146 liralık bir yansıma gerçekleşmiş olacak. Yine 5., 6. ve 7. bölgeler için ek puan 10 puan arttırılmalı talebimizi masaya getireceğiz. Bu da kalkınmada öncelikli olan illerde yapılacak olan düzenleme, burada da 100 liralık bir artış talebimiz olacak. İstanbul, Türkiye’nin kalbi, İstanbul’da sağlık çalışanı bulmakta zorluk çekiliyor. Hatta son dönemde dönem tayini sadece İstanbul’a açılmasına rağmen maalesef 170 tane tayin talebi oldu. İstanbul’da personel göndermek değil oradaki çalışanların orada kalmalarını sağlayacak teşvik modellerinin mutlaka getirilmesi gerekiyor. Bu anlamda da İstanbul’da görev yapan sağlık çalışanlarımıza 30 puan ek özel hizmet tazminatı talebimizi masaya taşıyacağız. 30 puanlık artışın karşılığında da 293 lira bir getiri olacak” ifadelerini kullandı.

    “Ek ödemelerin emekliliğe yansıtılması mücadelesi de bizim toplu sözleşme masasına getireceğimiz en önemli taleplerimizden birisi”

    Sağlık teşkilatına özel bir düzenleme olan iş gücü, iş riski ve temininde güçlük zamlarının çok gülünç miktarlarda olduğunu kaydeden Memiş, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Bu anlamda toplu sözleşme masasına iş gücü, iş riski ve iş temininde güçlük zamlarına ikişer bin puanlık artış talep edeceğiz. Bu artışların her birinin karşılığı 53 lira, toplamda 159 liralık bir artışımızı yine toplu sözleşme masasında sağlık çalışanlarımız için talep edeceğiz. Tüm sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarının ek göstergelerine 600 puan artırılması talebinde bulunacağız. Lisans tamamlamayla birlikte 2 bin 200 olan ek göstergeler sağlık lisansiyerlerinde 3 bin olacak. 3 bin 600 ek gösterge talebimizi masada tekrar yineleyeceğiz. Ön lisans ve altı okul mezunu olanların da 600 puanlık artışlarını masada talep edeceğiz. Sabit ek ödemelere 15 puan artış talep edeceğiz. Sağlık-Sen ailesi olarak ek ödemelerin sağlık çalışanlarına verilmesini 2010 yılında biz elde etmiştik. Bu kazanımımızla birlikte sağlık çalışanlarımız ayın 15’inde maaşlarıyla birlikte ek ödemelerini alır hale geldiler. Ancak döner sermayedeki adaletsizlikler nedeniyle şu an aynı ilde farklı hastanelerde çalışan arkadaşlarımız hastane gelirleri nedeniyle farklı ücret alabiliyorlar. 15 puanlık artışla birlikte yine 146 liralık bir artışı talep edip en azından bu adaletsizliğin bu makasın daralmasını toplu sözleşme masasında talep edeceğiz. Ek ödemelerin emekliliğe yansıtılması talebi öteden beri dile getirdiğimiz bir talep. Devlet şu anda bütün memurlarının ek ödemelerini emekliliğe yansıtmayarak onların geleceğiyle oynuyor. Sağlık çalışanları emekli olmak istemiyorlar çünkü bugün aldıkları maaşın üçte ikisini ancak alabilecekler. Onun için ek ödemelerin emekliliğe yansıtılması mücadelesi de bizim toplu sözleşme masasına getireceğimiz en önemli taleplerimizden birisi.”

    “Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı çalışanlarımıza alabileceğimiz ilave sosyal hizmet tazminatı sayesinde bu arkadaşlarımızın mağduriyeti gidecek”

    “Sabit ek ödemeler gelir vergisinden muaf olsun” diyeceklerinin altını çizen Memiş, “Sağlık çalışanları ek ödemelerini döner sermayeden aldıklarından dolayı ek ödemeleri ve maaşları beraber hesaplandığı için çifter vergi vermek durumunda kalıyorlar diğer bakanlıklarda çalışanlara karşın. Bu anlamda ek ödemelerin gelir vergisinden muaf olmasıyla birlikte yıllık 300-400 liralık bir kaybın da önüne geçmiş olacağız. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığında çalışanlara 10 ile 40 puan arsında değişen oranlarda ilave sosyal hizmet tazminatı talep edeceğiz. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı toplumun en dezavantajlı kesimlerine hizmet eden ama bu arada en dezavantajlı çalışan kesimi temsil ediyor. Bu anlamda bu bakanlıkta çalışan arkadaşlarımızın özellikle görülmesi gerekiyor ve bu anlamda bakanlık da dahil görüşmelerimizi yaptık. Bu konu bizim için çok önemli, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı çalışanlarımıza alabileceğimiz ilave sosyal hizmet tazminatı sayesinde bu arkadaşlarımızın mağduriyeti gidecek, bu konuyu toplu sözleşme masasında önemli bir pazarlık konusu olarak gündeme taşımış olacağız. Dağıtılabilir döner sermaye tutarı, her yıl Sağlık Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve SGK arasında imzalanan global bütçe artışı veya TEFE oranında artırılmalıdır talebimizi yapacağız. Döner sermayelerimiz her geçen gün eriyor, bu erimenin karşısına geçmek, döner sermayeleri güncelleyerek çalışanlarımızın hak ettiği döner sermayeyi almalarını sağlamak için masaya bu talebimizi getireceğiz. Yine döner sermaye katsayılarının arttırılmasını talep edeceğiz. Geçen toplu sözleşmede 1,50 olan tavan oranlarını 1,70’e çıkarmıştık, temel talebimiz tavan oranlarının 2’ye çıkarılmasıydı. Masaya tavan oranlarının 2’ye çıkarılması talebimizi bu sene tekrar getirmiş olacağız” diye konuştu.

    “Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğünde görev yapanlara nöbet ve icap nöbet ücreti verilmelidir, talebimizi masaya getireceğiz”

    Memiş, ambulans kullanan personelin tavan ek ödeme katsayılarının artırılması ve ek puan verilmesi gerektiğini vurgulayarak, “AFAD’a bağlı kamplarda misafir edilen özellikle Doğu, Güneydoğu bölgesinde Suriyeli kardeşlerimize hizmet veren sağlık çalışanlarımızın ilave ücretinin verilmesi mutlaka gerekiyor. O arkadaşlarımız 2 katı daha fazla çalışmalarına rağmen mağduriyetleri var. Bu anlamda AFAD’a bağlı kamplarda misafir edilen yabancı uyruklularının yaşadığı illerde çalışanlara ilave ücret talebimizi toplu sözleşme masasına taşıyacağız. Geçen toplu sözleşmede ebelik ve hemşirelik bölümünde lisans tamamlayanların 5 puan özel hizmet tazminatı artışını sağladık ortalama 50 lira civarında bir artış gelmişti. Bu toplu sözleşmede bütün yüksek lisans yapan arkadaşlarımızın diplomalarının sayılması ve özel hizmet tazminatlarının 5 puan arttırılması ve doktora yapanlara özel hizmet tazminatlarının 10 puan arttırılmasını masaya taşıyacağız. Nöbet ve icap nöbet ücretleri artırılmalı diyoruz. Nöbet ücretleriyle alakalı birçok düzenleme yapıldı, belli bir noktaya gelindi ancak yeterli değil. Önümüzdeki toplu sözleşme sürecinde icap ve nöbet ücretlerinin tekrar arttırılmasını ve alamayanlara bu ücretin verilmesini toplu sözleşme masasına getireceğiz. Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğünde görev yapanlara nöbet ve icap nöbet ücreti verilmelidir talebimizi masaya getireceğiz. Oradaki arkadaşlarımız sadece ek ödeme alabiliyorlar, nöbet tutmalarına rağmen nöbet ücreti alamıyorlar. Bu arkadaşlarımıza da nöbet ücretini talep etmiş olacağız. 112 acil sağlık hizmetlerinde görev yapan kadın memurlar için iki yıllık nöbet muafiyetinden, bir yıllık süreyi dolduranlara isteğine bağlı olarak nöbet tutabilir talebimizi masaya getireceğiz. Bu anlamda mahkemenin vermiş olduğu bir karar var ‘İki yıl nöbet tutamazlar’ diye bir karar çıktı. Ancak şu anda 112’lerde çalışanların büyük oranda bayan olması nedeniyle bir sıkıntı yaşanıyor. Arkadaşlarımız da nöbet tutmak istiyor. Bu anlamdaki talebimizi inşallah masaya taşıyarak en azından 1 yıl sonra bu arkadaşlarımızın isteğe bağlı olarak nöbet tutmalarının önünü açmış olacağız” açıklamalarında bulundu.

    “Aile hekimliği çalışanlarının yıllık izinlerinden ücret kesintisi yapılmamalıdır diyoruz”

    “Sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarına yıpranma payı talebimizi masaya getireceğiz” diyen Memiş, diğer taleplerini şöyle aktardı:

    “Yıpranma payı konusunda sağlık çalışanları noktasında ciddi bir yol kat ettik. Bu anlamda Sayın Cumhurbaşkanımız 14 Mart Tıp Bayramı’nda tekrar yıpranma payının bir an önce çıkarılması gerektiğini, bunun bizzat takipçisinin kendisi olacağını ifade etmişti. Bu toplu sözleşme masasında da dezavantajlı kesimlere hizmet eden sosyal hizmet çalışanlarımıza da yıpranma payı verilmesi konusunda talebimizi toplu sözleşme masasına getireceğiz. Kamu Hastane Birliklerindeki tabip dışı sözleşmeli yöneticilere sabit ek ödeme verilmesini toplu sözleşme masasına getireceğiz. Bu arkadaşlarımız sözleşmeliler, kanunda belirlenen ücret zaten bunlara verilmiyor, bir yönergeyle ücretleri düşürüldü. Bu arkadaşlarımız zaten mağdur edildi, bu arkadaşlarımızın ek ödemeyi alamamaları ciddi bir mağduriyet oluşturuyor. Onun için masaya getireceğimiz önemli taleplerimizden birisi de bu olacak. Aile hekimliği çalışanlarının yıllık izinlerinden ücret kesintisi yapılmamalıdır diyoruz. Daha önce tamamından kesinti yapılırken sendikamızın talebi doğrultusunda bir haftalık yıllık izinlerden kesinti yapılmıyor ancak bu yeterli değil, tamamından kesinti yapılmaması noktasındaki talebimizi toplu sözleşme masasına taşıyacağız. Üniversite hastanelerinde çalışan personelin döner sermaye katsayısı 1,70’ten 2’ye çıkarılmalıdır talebimizi masaya getireceğiz.”

    “Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığında çalışanların nöbet ücretleri yeniden düzenlenmelidir”

    Adli Tıp Kurumu çalışanlarının ek ödeme tavan katsayılarının arttırılmasını, 1,70’ten 2’ye çıkarılmasını masaya götüreceklerini ifade eden Memiş, “Adli Tıp Kurumunda çalışanlara ‘adalet hizmetleri tazminatı’ verilmesini talep edeceğiz. TSK’dan devrolan personele daha önce almış oldukları yemek, tayin bedelinin ödenmeye devam edilmesi talebimizi toplu sözleşme masasına getireceğiz. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığında çalışanların nöbet ücretleri yeniden düzenlenmelidir diyoruz. Daha önce günlük 3 saat haftalık 9 saat alabildikleri nöbet ücretlerini bir önceki toplu sözleşmede günlük 4 saat haftalık 12 saate çıkarmıştık. Bunun şimdi daha da arttırılmasını, günlük 6 saat haftalık 18 saate çıkarılması talebimizi toplu sözleşme masasına taşıyacağız. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığında merkez ve müdürlüklerde görev yapan tüm öğretmenlere öğretim yılına hazırlık ödeneği verilmesini talep edeceğiz. Üniversite ve Adli Tıp Kurumundaki hekimlerin sabit ek ödemeleri diğer hekimler gibi emekliliğe yansıtılmalıdır diyoruz. Sağlık Bakanlığında görev yapan hekimlerin ek ödemeleri emekliliklerine yansıtılıyor ama Adli Tıp Kurumu ve Üniversitelerdeki hocaların yansıtılmıyor, bunların da yansıtılmasını talep edeceğiz. Engelli çalışanların talepleri halinde eğitim durumları itibariyle şartlarını taşıdıkları kadrolara atanması sağlanmalıdır talebimizi taşıyacağız. Sağlık çalışanlarına zorunlu mesleki mali sorumluluk sigortası yapılmasını talep edeceğiz. Şu anda yanlış bir algı var sanki sadece meslek riski hekimlerde var. Hekimlerin mesleki mali sorumluluk sigortaları var ama birçok sağlık çalışanı arkadaşımıza meslek kusuru nedeniyle dava açılmış durumda. Aynı şekilde hekimlere olduğu gibi diğer sağlık çalışanlarımıza da mesleki mali sorumluluk sigortası yapılması konusunu toplu sözleşme masasına taşıyacağız” şeklinde konuştu.

    “Gerekirse masaya yumruğumuzu vuracağız, restimizi çekeceğiz ama çalışanlarımızın hakkını alacağız”

    4/C’li geçici personele döner sermaye ödenmelidir taleplerini masaya taşıyacaklarına işaret eden Memiş, “4/C’li vekil ebe/hemşireler, kamu görevlisi olmayan aile sağlığı çalışanları ve ek ders karşılığı görev yapan meslek elemanları 4/B sözleşmeli statüye ya da kadrolu statüye geçirilmelidir talebimizi toplu sözleşme masasına getireceğiz. Giyecek yardımı tutarları artırılmalı, sözleşmeli personelin de faydalanması sağlanmalıdır. Giyecek yardımının güncel, günümüze uygun şartlardaki bir ücretlendirme yapılmasını ve bunun sözleşmeli personele de verilmesini toplu sözleşme masasında talep edeceğiz. Gördüğünüz gibi arkada bir ambulansımız var, bu ambulanslarımızla sağlık çalışanlarımız yıllardan beri bu ülke insanına hizmet ediyor, bu ülke insanının sağlığına kavuşması için çare arıyor, koşturuyor. Adı üstünde ‘Hızır Acil’ eski adıyla. Ambulansımızın üstüne sağlık çalışanlarımızın toplu sözleşme taleplerini yazdık ve inşallah bu ambulansımızla birlikte taleplerimizi toplu sözleşme masasına götüreceğiz. Diyoruz ki: Biz bu ülkenin insanına hizmet ederken sağlık çalışanları maalesef bir mağduriyet yaşıyor, sağlık çalışanları hak ettiğini alamıyor, artık sağlık çalışanları SOS vermeye başladı, bu anlamda sağlık çalışanlarının derdine derman olun. Önümüzde yatan arkadaşımız sağlık çalışanlarını temsilen burada yatıyor. Birazdan bu arkadaşımızı ambulansa bindireceğiz, toplu sözleşme taleplerimizi dosya halinde teşhisi ile birlikte göndermek kaydıyla evet bugüne kadar biz bu ülkeye, bu millete hizmet ettik bugün de sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarımızın sorunlarını size gönderiyoruz, buna çözüm bulun diyerek bu ambulansımızla göndereceğiz. Ben şuna inanıyorum ki 4. Dönem toplu Sözleşme Masasında başta sağlık ve sosyal hizmet çalışanları olmak üzere kamu çalışanlarını Memur- sen’imiz onurlu ve gururlu bir şekilde temsil edecek ve inşallah bu masada çalışanlarımızın, kamu çalışanlarımızın, sağlık çalışanlarımızın, sosyal hizmet çalışanlarımızın dokunulmayan taleplerine dokunmak kaydıyla birçok sorunu inşallah masada çözeceğiz. Eğer masada bizim derdimiz anlaşılmayacak ise gereğini yapacağız, gerekirse meydanlara ineceğiz, gerekirse taleplerimizi meydanlardan seslendireceğiz. 4. Dönem Toplu Sözleşmemiz tüm sağlık, sosyal hizmet çalışanlarımıza ve tüm kamu çalışanlarımıza hayırlar getirsin temennisinde bulunuyorum. 1 Ağustos tarihi itibariyle 30 günlük bir maratona hep beraber gidecek ve sağlık, sosyal hizmet çalışanlarımızın hak ve kazanımları için masada ter dökeceğiz. Gerekirse masaya yumruğumuzu vuracağız, restimizi çekeceğiz ama çalışanlarımızın hakkını alacağız” ifadelerini kullandı.

    Memiş’in açıkladığı sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarının sorunları ve taleplerine çözüm önerileri, sağlık mensuplarını temsilen bir kişi sedyeye yatırılarak Toplu Sözleşme Ambulansı ile toplu sözleşme masasına gönderildi.

  • Engelli vatandaşlar YSK’dan taleplerini açıkladı

    Engelliler Konfederasyonu Başkanı Avukat Turhan İçli, engelli vatandaşların seçimlerde gizli ve güvenli oy kullanma, refakatçi ile oy kullanma, sandıklara erişimi konusunda sorunları olduğunu ifade etti.

    Engelliler Konfederasyonu ve engelli vatandaşlardan oluşan bir grup, 16 Nisan’da yapılması planlanan anayasa değişikliğinin oylanacağı referandumda gizli ve güvenli oy hakkı, sandıklara erişebilirlik gibi sorunlara ilişkin olarak Yüksek Seçim Kurulu (YSK) binası önünde basın açıklaması yaptı. Grup adına konuşan Engelliler Konfederasyonu Başkanı Avukat Turhan İçli, engelli vatandaşların seçimlerde gizli ve güvenli oy kullanma, refakatçi ile oy kullanma, engelli vatandaşların sandıklara erişimi gibi sorunların olduğuna dikkat çekti. Türkiye’de yaklaşık 10 milyon engelli yurttaş yaşadığına ve bu 10 milyon yurttaşın 7 buçuk milyonunun oy kullanma hakkına sahip olduğunun altını çizen İçli, “Türkiye’deki seçmen sayısına orantıladığımız zaman yaklaşık büyün seçmenlerin yüzde 12’si engeli seçmen. Bu yüzde 12’nin iradesinin bozulmadan, sakatlanmadan sandığa yansıması son derece önemli. Eğer bu irade sakatlanarak sandığa yansıyorsa bu seçimlere gölge düştüğü anlamına gelmekte, seçim sonuçlarını şaibeli hale getirmektedir. Türkiye’de ne yazık ki hem seçim alanlarına erişim bakımından hem bağımsız ve gizli oy kullanma hakkının sağlanması bakımından son derece elverişsiz ve kötü bir durumdayız” diye konuştu.

    “Engelli seçmenin oy kullanma hakkı tehlikeye düşürülmüş oluyor”

    Seçim alanlarının oy kullanacak engelli bireyler için elverişsiz olduğuna değinen Turhan İçli, şunları söyledi:

    “Birleşmiş Milletlerin (BM) 298 sayılı Yasa’nın 74’üncü maddesi gizli serbest oy kullanılması için gereken önlemlerden söz ederken, engellilerin gizli ve serbest oy kullanma hakkını kullanması için gereken önlemlerin alınacağını belirtmektedir. Ama bu önlemler alınabilmekte midir ona bir bakmamız gerekiyor. Birincisi erişilebilirlik açısından bakarsak olaya, Türkiye’de 55 bin seçim alanı var. 55 bin sandık alanının Yüksek Seçim Kurulunun verdiği bilgiye göre 46 bini incelenmiş; bu incelenen sandık alanlarının, binaların engellilerin erişimine uygun olmadığı tespit edilmiş. Bu YSK’nın bize verdiği bilgi. 19 bin seçim alanı, yani okul engellilerin erişimine uygun olmadığına göre, 9 bini de incelenmediğine göre 28 bin seçim alanı ya elverişsiz ya da elverişli olup olmadığı bilinmiyor demektir. Bu toplam seçim alanlarının yarısı, hatta fazlası sırf bu nedenle pek çok engelli seçmenin oy kullanma hakkı tehlikeye düşürülmüş oluyor.”

    “En büyük engel mevcut mevzuat”

    Yüz binlerce görme engellinin oylarını başkaları aracılıyla kullanmakta olduğunu belirten İçli, pek çok engelli vatandaş için gizli ve bağımsız oy hakkının uygulanmadığını, bunun da önündeki en büyük engelin mevcut mevzuat olduğunu ifade etti. İçli, açıklamasında şunları kaydetti:

    “Mevcut mevzuat engellilerin sadece refakatçisi ile oy kullanabileceğini düzenliyor. Oysa gizli oy hakkını güvence altına alabilecek değişik yöntemler var. Bunlardan biri şablon olabilir, biri elektronik cihazlarla güvenli bir şekilde gizli oy kullanabilir. Evde oy hakkını kullanma; sandığın engelli seçmenin ayağına gitmesi bir başka seçenek. Mektupla uzaktan kullanılması yine bir başka seçenektir. Aslında bunlardan birini tercih etmek değildir. Sorun bunların hepsinin mümkün olabileceğini mevzuata yerleştirmek ve YSK’nın da hepsine uygun önlemler almasıdır. Bunların hepsinin engelli seçmene seçenek olarak sunulması gerekiyor.”

    “Milli Eğitim Bakanlığı derhal bu önlemleri hızlıca almalıdır”

    Milli Eğitim Bakanlığına da çağrıda bulunan İçli, Bakanlığın okulları engellilerin erişimine uygun hale getirmeleri yönünde gerekli adımları atmaların talep etti. İçli, “Bu sadece önümüzdeki 16 Nisan’da yapılacak referandum için ve sonrasındaki seçimler için değil, aynı zamanda eğitim hakkının kullanılması için de gerekli bir şeydir. Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi’ne göre bütün mekanların erişime uygun hale getirilmesi gerekiyor. Diğer mevzuatlarımız da bunu destekliyor ve şu anda 28 bin sandık alanının, binasının, okulunun erişime uygun olmaması, Milli Eğitim Bakanlığının bu yasaları çiğnediği anlamına geliyor. Milli Eğitim Bakanlığı derhal bu önlemleri hızlıca almalıdır. Uzun vade de uygun hale getirmelidir“ şeklinde konuştu.

  • Bursa iş dünyası taleplerini hükümete aktardı

    Bu yıl 9’uncu kez yapılan Türkiye Ticaret ve Sanayi Şurası, Başbakan Binali Yıldırım’ın başkanlığında 365 oda ve borsanın yönetim kurulu ve meclis başkanlarının iştirakiyle Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Şurada, 81 ilden 365 oda ve borsanın başkanı, özel sektörün meselelerini Başbakan Yıldırım ve bakanlara iletti.

    BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay ile Bursa’daki oda ve borsa başkanlarının da katıldığı Şura’da Bursa iş dünyasının taleplerini İnegöl Ticaret ve Sanayi Odası (İTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Metin Anıl açıkladı. Başkan Anıl, sürdürülebilir büyüme için katma değerli üretime odaklanmaları gerektiğini ifade etti. Bursa’nın merkezinde bulunduğu 1. Bölge’nin yüksek teknolojili üretimde Türkiye’nin sürükleyici gücü olduğunu belirten Anıl, Marmara Havzası’na özel teşvik politikaları uygulanması gerektiğini kaydetti. Metin Anıl, Teknoloji Sanayi Bölgesi (TEKNOSAB) örneğinde olduğu gibi Marmara Havzası’nda lojistik avantajları ve yatırım maliyetleri cazip, Ar-Ge merkezlerinin kümelenen sektörlerle bir arada olduğu yeni nesil OSB’lerin kurulması gerektiğini vurguladı.

    Lojistikteki maliyetlerin rekabet gücünü doğrudan etkilediğine dikkat çeken Anıl, Bursa sanayiinin lojistik ihtiyacını karşılayacak olan liman, hızlı tren ve otoyol projeleriyle entegre edilmesi planlanan ‘Lojistik Köy Projesi’nin de TEKNOSAB ile birlikte yüksek teknolojili üretim ve ihracata büyük katkı sağlayacağını söyledi. Metin Anıl, “Hızlı tren ve Bursa Çevre Yolu’ndan ulaşımın sağlanabileceği Mudanya Ketendere’deki kargo ve yolcu limanının da en kısa sürede yapılması gerekiyor” dedi.

    Metin Anıl, konuşmasında Bursa’nın tarım sektöründeki beklentilerini de dile getirdi. Gemlik tipi zeytinin farklı bölgelerde de üretildiğine işaret eden Anıl, bu durumun iç piyasada ve ihracatta önemli sıkıntılara neden olduğunu söyledi. Anıl, Gemlik Zeytini Coğrafi İşaret Bölgesi’nin Bursa’da Ürün İhtisas Borsası üzerinden Türkiye’nin depolama ve satış merkezi haline getirilmesiyle sorunun çözüleceğini kaydetti.

    İTSO Başkanı Anıl, Bursa iş dünyasının talepleri doğrultusunda Uludağ’da yönetimin tek elden ve Büyükşehir Belediyesi tarafından gerçekleştirilmesi gerektiğini; nitelikli eleman sorununa karşı oda ve borsaların mesleki eğitim kurumlarının yürütmesinde bulunmasını istediklerini de sözlerine ekledi.

    Başbakan Binali Yıldırım, sanayi ve ticaret odası başkanlarının ifade ettiği meseleleri şuraya katılan bakanlarla birlikte büyük bir titizlikle not ettiğine dikkati çekerek, “Bunların hepsine çözüm bulmak, ülkemizin ve milletimizin muasır medeniyetler yolculuğunda en önemli paydaşlarından biri olan siz sanayi ve ticaret erbabının önünü açmak, yolunu aydınlatmak, 65. Hükümet olarak bizim en önemli görevlerimizden biridir. Bundan emin olabilirsiniz. AK Parti iktidarı olarak geçtiğimiz 14 yılda hep bunu yaptık. ’Her şeyi biz biliriz, biz yaparız’ zehabına kapılmadan, memleketin bütün paydaşlarını, her alandaki sivil toplum kuruluşlarını işin içine dâhil etmek suretiyle vatandaşımızın, milletimizin beklediği en uygun, en ideal çözümü üretmeye çalıştık” ifadesini kullandı.

    9. Türkiye Ticaret ve Sanayi Şurası’na Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik de katıldı.