Etiket: Talebi

  • Müzik çalışanlarından kısıtlama kararı ertelensin talebi

    Müzik çalışanlarından kısıtlama kararı ertelensin talebi

    Müzik sektöründe çalışan sanatçılar, İçişleri Bakanlığının geçtiğimiz günlerde yayınladığı genelge kapsamında eğlence mekanları ve düğün salonları gibi toplu organizasyon etkinliklerinde canlı müzik ve performans yapılmasına yönelik getirilen kısıtlama kararının ertelenmesini istedi.

    Eğlence mekanları ve düğün salonlarında canlı müzik ve performans yapılmasına getirilen kısıtlama kararına tepkilerini dile getiren MÜZİK-SEN Genel Başkanı İpek Koçyiğit, “Müzik ve sahne emekçilerinin meslek kuruluşu olarak yöneticilerimizden beklentimiz, düğün salonları ve diğer müzikli iş yerleri için getirilen kısıtlamaların bir an önce kaldırılarak, bu iş yerlerinde emeği ile çalışanların tekrar işlerine kavuşturulması ya da bu tür iş yerlerinde kayıt dışı çalıştırılması nedeniyle hiçbir haktan yararlanamayan müzik ve sahne emekçilerine gerekli maddi desteğin bir an önce sağlanmasıdır” dedi.

  • Düğün salonu işletmecilerinden düğünler iki saate çıkarılsın talebi

    Düğün salonu işletmecilerinden düğünler iki saate çıkarılsın talebi

    Ankara’da çeşitli illerden düğün organizasyonu yetkilileri bir araya geldi. İşletmeciler, İçişleri Bakanlığının genelgesi ile düğünlere getirilen kısıtlama nedeniyle oluşan mağduriyetlerinin çözülmesini istediler.

    Başkentte bir araya gelen Ankara, İstanbul, Bursa düğün salonları dernekleri ile Ankara Müzisyenler, Ankara Aşçılar, Ankara Organizasyonlar, Kınacılar Derneği yetkilileri, Yenimahalle ilçesindeki bir kır düğünü mekanında buluşarak, İçişleri Bakanlığının aldığı düğünlerdeki kısıtlama kararından dolayı mağdur olduklarını dile getirdikleri bir basın toplantısı düzenlediler. Alınan kararın sektördeki birçok kişiyi olumsuz etkilediğini belirten işletmeciler, kısıtlamanın Ekim ayı sonuna kadar ertelenmesini istediler.

    Konu hakkında açıklama yapan Ankara Düğün Salonları Derneği Başkanı Yılmaz Ulucan, “14 ilde alınmış olan düğün kısıtlamaları birçok işletmeyi, aile büyüklerini ve birçok çifti zor durumda bırakmış, maddi ve manevi zarara uğratmıştır. Her vatandaş gibi bizler de alınan bu kararların insan ve toplum sağlığına olduğunun farkındayız. Anlamakta zorlandığımız konular var. Bu 14 ilde restoranlarda herhangi bir kısıtlama yapılmadı. Restoranlarda bulaşmayan virüs her türlü tedbiri alan düğün salonlarında nasıl bulaşıyor? Tatil yörelerinde bulaşmayan virüs, düğün salonlarında nasıl bulaşıyor? Düğün salonları işletmecileri olarak isteklerimiz şu şekildedir; ilk genelde şartlarının Kasım ayı sonuna kadar devam ettirilmesi, denetimlere kontrolsüz ve denetimsiz şekilde yapılan sokak ve köy düğünleri ile başlanmasıdır. Hiçbir düğün, kına ve düğün organizasyonlarının bir saat içerisinde tamamlanamayacağı aşikardır. Bu sürenin minimum iki saate çıkarılması gerekmektedir” ifadelerini kullandı.

    Mağdur olduklarını söyleyen Ankara Müzisyenler Derneği Başkanı Turan Dokgöz de, “Hepimiz şok içerisindeyiz. Tüm müzisyen arkadaşlarımızın sahneleri var. Bu mağduriyetlerin bir an önce giderilmesi, bu sınırlamanın Ekim sonuna ertelenip kaldırılmasını rica ediyoruz. Müzisyen arkadaşlarımız çok zor durumda, çoğu çalgı aletleri satarak hayatlarını devam ettirmeye çalışıyor. Devlet büyüklerimizin en azından bu hafta için bu kısıtlamayı kaldırmalarını rica ediyoruz” dedi.

    Alınan karardan herkesin olumsuz etkilendiğini dile getiren organizasyon yetkilisi Ferhat Gül, “Çok acele alınmış bir karar. Süreç kısa olduğu için çiftlerimiz başta olmak üzere bu sektördeki herkeste mağduriyet oluştu. Beklentimiz bu yasağın biraz ertelenmesi. İleri tarihe verilen bir kararname ile bizim bilgilendirilmemiz gerekiyordu. Net keskin bir bilgi akışı yok. Ne yapabiliriz, sesimizi nasıl duyurabiliriz diye buradayız” diye konuştu.

  • Diyarbakır Kahveciler Odasından oyun yasağının kaldırılması talebi

    Diyarbakır Kahveciler Odasından oyun yasağının kaldırılması talebi

    Korona virüsün en çok kahveciler ile çaycıları vurduğunu ve kendilerini bitirdiğini belirten Diyarbakır Kahveciler ve Çaycılar Odası Başkanı Abdurrahman Kavut, “Sıkıntılı bir süreçten geçiyoruz. Oyun oynanmadığı için esnafımız zor durumdadır. Korona virüs en çok bizleri etkiledi. Biz kahveci ve çaycıları adeta bitirdi” dedi.

    Korona virüs salgını nedeniyle faaliyetleri geçici süreliğine askıya alınan işletmeler, 1 Haziran’da normalleşme süreciyle birlikte oyun yasağı konularak tekrar hizmete açılmıştı. Diyarbakır Kahveciler ve Çaycılar Odası Başkanı Abdurrahman Kavut, korona virüs tedbirleri kapsamında kahvehanelerde uygulanan oyun yasağının kaldırılması çağrısında bulundu. Diyarbakır’da bin 200’e yakın üyelerinin bulunduğunu, kayıtsız üyenin ise bin 500’den fazla olduğunu belirten Kavut, “Korona virüs en çok bizleri etkiledi. Biz kahveci ve çaycıları adeta bitirdi. Pandemi süreci ve sonrasında esnafımız ekonomik sıkıntı yaşıyor. İş yerleri kapanan esnaflarımızın birikmiş kredi, kira, vergi, elektrik ve SGK prim borçları nedeniyle ekonomik olarak oldukça zor bir döneme girdik ve esnaf arkadaşlar kepenkleri komple kapatma durumuna bile geçiriyoruz” dedi.

    “Oyun yasağının bir an önce kaldırılmasını talep ediyoruz”

    1 Haziran tarihinde kahvehane ve kıraathanelerin açıldığını hatırlatan Kavut, ’’Oyun oynatılmadığı için müşteri gelmemektedir. Doğal olarak iş yerlerimiz günlük masraflarını dahil çıkaramamaktadırlar. Cumhurbaşkanımızın bize bu konuda yardımcı olacağınıza canı gönülden inanıyoruz. Normalleşme adımlarının atıldığı bu günlerde kahvehane, kıraathane ve kafelerin de gerekli hijyen ve sosyal mesafe kurallarının uygulanması kaydıyla tamamen normalleşmesini istiyoruz ve oyun yasağının bir an önce kaldırılmasını talep ediyoruz” diye konuştu.

  • Silvanlı STK’lardan Fen Lisesi talebi

    Silvanlı STK’lardan Fen Lisesi talebi

    Diyarbakır’ın Silvan ilçesinde faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşu temsilcileri, Kaymakam Mehmet Uslu ile görüşerek ilçeye Fen Lisesi kazandırılması talebinde bulundu.

    Silvan Kaymakamı Uslu, Silvan Eğitim, Kültür ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Mehmet Çeliker, Silvan Boşatlılar Derneği Başkanı Mehmet Bayka ile Silvan Muhtarlar Derneği Başkanı Murat Ateş ile görüştü. STK temsilcileri Kaymakam Uslu ile görüşmelerinde ilçeye Fen Lisesi kazandırılması talebinde bulundu. Kaymakam Uslu, “İlçede Fen Lisesinin olması öncelikli çalışmalarımızın arasındadır. İlçemizin değerli bir iş adamı kentte bir okul yapmak istiyor. Bu okul neden Fen Lisesi olmasın, bu doğrultuda çalışmalarımız devam edecektir. Sizin de böyle bir girişiminizin olması anlamlıdır. Silvanlılar birlikte hareket ettiği zaman birçok alanda yapmak istedikleri çalışmaları sonuca kavuşturacaklarına inanıyorum. Fen Lisesi çalışmalarınızı destekliyor, devletimizin vereceği imkanlar doğrultusunda çalışmalarınıza destek olacağız” dedi.

    Silvan Eğitim, Kültür ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Mehmet Çeliker ise “Ben bir eğitimci olarak Silvan’da Fen Lisesi açılmasını çok istiyorum. Yıllardır ilçemizde Fen Lisesi açılması için girişimlerde bulunduk, bundan iki yıl önce çıkan Fen Lisesi kararı iptal edildi. Bizler Silvan sivil toplum kuruluşları olarak, ilçemize Fen Lisesini kazandırma çalışmalarımıza devam edeceğiz. Son zamanlarda gerek girişimlerimiz olsun, gerek sosyal medya üzerinde yapılan kampanya çalışmaları olsun, halkın talebi ilçede Fen Lisesinin açılması yönündedir” diye konuştu.

  • Akay’dan şekere zam talebi

    Akay’dan şekere zam talebi

    Kayseri Pancar Ekicileri Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Akay; şeker fabrikalarının faaliyetlerinin aksatmadan sürdürebilmeleri için şekere zam yapılmasının gerektiğini söyledi. Akay, “Türk Şeker’in zararı hazine tarafından karşılanıyor ama diğer şeker fabrikalarının zararı kimin tarafından karşılanacak” dedi.

    Kayseri Pancar Ekicileri Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Akay, çiftçilerin kullandığı ürünlerin tamamına zam geldiğini hatırlatarak, çiftçinin en büyük beklentisinin bu zamları karşılayabilecek bir zammın pancar taban fiyatına yapılması gerektiğini vurguladı. Başkan Akay, “Pancar hasat mevsimine 1.5 aylık bir süre var. Eylül’ün 15’inden itibaren hasat yapılması bekleniyor. Normal mevsimi de o dönemdir. Bu 1.5 aylık süre içerisinde çiftçilerimiz özellikle pancar taban fiyatı konusundaki beklentileri yavaş yavaş hissedilmeye başlandı. Aslında pancar taban fiyatları kanun gereği bir önceki yılın ekim ayının sonuna kadar yapılması gerekiyor. Geçen sene de Ağustos ayında açıklandı. Bu sene de şuana kadar bu konuda herhangi bir açıklama yapılmadı. Biliyorsunuz ki girdilere oldukça yüksek oranlarda zamlar geldi. Özellikle çiftçilerimiz kullanmış olduğu tohum, gübre, ilaç gibi bütün girdilere, tarımda kullanılan malzemelere önemli oranda zamlar geldi. Dolayısıyla bunları karşılayabilecek bir zammın pancar taban fiyatına yapılması çiftçini en yüksek beklentisidir. Ancak sektörde durum biraz farklı seyrediyor. Geçen sene Ağustos ayında açıklanan pancar taban fiyatına göre yüzde 28’lik bir artışı öngörüyordu. Bu açıklama Cumhurbaşkanımız tarafından yapılmıştı. Pancardaki bu yüzde 28’lik bu artış şekere yansıtılmalıdır. Hiçbir şekilde şekere zam gelmedi. Bu pancar zammının şeker maliyetine etkisi en az yüzde 20 seviyesindedir. Dolayısıyla işletmedeki personel ücretlerinden tutunda doğalgaza, kömüre ve kireç taşına kadar kullanılan pek çok malzemeye kadar bütün ürünlere gelen zammı dikkate almasak bile sadece pancar zammından dolayı en az şekere yüzde 20 zam gelmesi lazım ki bir önceki senenin pozisyonunu koruyabilsin. Bu olmadığı gibi iskontolu şeker satışları devam etti. Bu sektördeki sıkıntının bir ifadesidir. Türkiye kotalı üretim yapan bir ülkedir. Kotalı üretim yapan bir ülkede şeker satışında niye sorun olur. İhtiyacımız kadar kota belirleniyor, ihtiyacımız kadar üretiliyor. Hatta geçen sene 150 bin ton eksik üretildi. Buna rağmen şeker satışlarında sorun yaşanıyor. Zammı bir tarafı bırakın, iskontolar uygulanıyor. Geldiğimiz bu noktada şeker fabrikaları açısından bu önemli bir sorundur. Geçen seneki pancar maliyetine katlanmak durumunda kaldılar. Bundan dolayı da şeker fabrikaları aslında zarar etti. Bu zararın üzerine bu sene pancara zammında gelmesi fabrikaları çok daha içinden çıkılmaz bir durumla karşı karşıya bırakacak. Onun için öncelikli olarak şeker fiyatlarına zam yapılması gerekir ki; pancar zammı da bu çerçevede rahatlıkla görüşülüp konuşulabilsin. Yoksa şeker sektörü açısından bir kriz sıkıntısı olacak gibi görünüyor” ifadelerini kullandı.

    “Şekere yüzde 30 seviyesinde zam gelmeli”

    Akay, “Benim söylediğim oran ve rakamlar gerçek rakamlardır. En az yüzde 20 zam gelmesi halinde sadece geçen sene ki pancar zammından kaynaklanan maliyeti karşılıyor. Diğer girdi maliyetlerini de düşünecek olursanız bütün bunları karşılayabilmek için asgariden yüzde 30 seviyesinde şekere bir zam gelmesi lazım. O geçen seneki maliyeti karşılar. Bu sene de çiftçinin beklentisi çerçevesinde pancara zam geleceğine göre onu da karşılayacak bir oranında üzerine ilave edilmesi lazım. Örnek olsun diye söylüyorum; pancara yüzde 15 zam geldiyse bunun karşılığı olarak yüzde 10 ilave yapılması lazım. Buradan çıkan sonuç yüzde 20+yüzde 10 olursa asgari yüzde 40 seviyesinde şekere zam gelmesi lazım ki fabrikalar faaliyetlerini aksatmadan sürdürebilsinler. Biz bunu her platformda ifade ediyoruz. Bulunduğumuz bütün toplantılarda anlatıyoruz” dedi.,

    “Türk Şeker’in zararı hazine tarafından karşılanıyor ama diğer şeker fabrikalarının zararı kimin tarafından karşılanacak”

    Türk Şeker’in referans kurum olarak kabul edildiğini ama kurumun bu konuda adım atmadığını dile getiren Başkan Akay, “Bu işin Türkiye’de muhatabı olarak Türk Şeker kabul ediliyor. Referans kurumu olarak o kabul ediliyor. Türk Şeker de her nedense bu konuda adım atmıyor. Çünkü Türk Şeker aslında büyük ölçek de zarar ediyor. Fakat bu büyük ölçekteki zararı hazine tarafından karşılanıyor. Türk Şeker’in zararı hazine tarafından karşılanıyor ama diğer şeker fabrikalarının zararı kimin tarafından karşılanacak. Bu doğru dürüst değerlendirilmiyor, eksik bırakılıyor. Anlatımlarımız ve girişimlerimiz şuana kadar bir sonuç vermedi. Ümit ediyorum ki; bu noktadan sonra inşallah bu konuda önemli bir gelişme sağlarız” şeklinde konuştu.

    “Kayseri Şeker güçlü bir kuruluş”

    Kayseri Şeker’in Türkiye’de finansal anlamda en itibarlı kuruluşlardan bir tanesi olduğunun altını çizen Kayseri Pancar Ekicileri Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Akay, “Biz şeker satışlarında sorunlar yaşadık ve halen sezon sonu gelmesine rağmen elimizdeki şekerlerin tamamının satılmış olması gerekiyor. Halen bizim satılacak epeyce şekerimiz var. Buna rağmen Kayseri Şeker’in ciddi bir parasal itibarı var. İhtiyaçlarımızı finansal kuruluşlardan karşılıyoruz. Şekerimizi sattıkça da onların hesabını kapatıyoruz. Bu konuda herhangi bir problem söz konusu değil. Kayseri Şeker’in bu itibarının bunun için yeterli olacağını düşünüyorum. Biz çiftçilerimizin bütün ihtiyaçlarını zamanında ve yeterince karşılıyoruz. Temel prensibimiz bu. Bugüne kadar da bundan hiçbir şekilde taviz vermedik. Bizde kırmızı çizgiler şunlardır; çiftçinin ihtiyacının zamanında ve yeterince karşılanması, personelimizin ücretlerinin, ikramiyelerinin ve hak edişlerinin de bir gün dahi aksatmaya meydan bırakmadan ödenmesi. Bunlar bizim kırmızı çizgilerimiz ve en önemli hususlar. Bu manada çiftçilerimizin ihtiyaçlarını karşılama noktasında Kurban Bayramı öncesinde yine önemli bir ödeme gerçekleştirdik. Yaklaşık 72 milyon TL ödeme gerçekleştirdik. Bayram öncesinde çalışanlarımızın maaşları ödendi. Bunların hepsini zamanla yapıyoruz. Çiftçilerimiz başkasına muhtaç olmadan işini sürdürmek zorunda. Çiftçinin elinde bir sermayesi yok” şeklinde konuştu.

    “Çiftçiler bizim ailemizin bir parçasıdır” diyen Akay, çiftçilerin Kurban Bayramı’nı tebrik ederek, şunları söyledi:

    “Biz ‘Büyük Kayseri Şeker ailesi’ ifadesini her zaman gururla söyleriz. Onları ailemizin bir parçası olarak görürüz. Çocukları da bizim çocuklarımız seviyesindedir. Onların eğitimleri konusuna biz ilgisiz kalmadık. Yıllar öncesinden bir vakıf kurmuştuk. Bu sene itibariyle çiftçilerimizin ve çalışanlarımızın yaklaşık üniversitede okuyan yaklaşık bin 500 çocuğuna karşılıksız burs verdik. Bu üniversite seviyesinde olan bir uygulamaydı ve lise seviyesinde de yapmak istedik. Birlik Vakfı Kayseri’de okul inşa etme konusunda teşebbüse geçti. Onlar bize ‘Biz çiftçi çocuklarını ücretsiz olarak okutmak ve barındırmak istiyoruz, sizinle bir sözleşme yapalım’ dediler. Biz de bunu değerlendirdik ve kabul ettik. O okulun inşaatına biz destek sağladık. Şimdi okul tamamlandı ve bu sene faaliyete geçiyor. Bu çerçevede çiftçilerimizin çocuklarının sınav sonuçlarına göre 50 tane çocuğu ücretsiz olarak Kayseri Koleji isminde faaliyete başlayacak olan fen lisesi ve Anadolu lisesinde okuma hakkı kazanacak. Çiftçilerimiz zor şartlarda, herkesin evde karantinada olduğu, virüsten köşe bucak kaçtığı bir ortamda büyük cesaret göstererek ekim ve üretim faaliyetleri yapma konusunda büyük bir gayret içerisinde oldular. Onların bu gayreti ve bu cesareti takdire şayandır. Bunun altını çizmek gerekiyor. Allah emeklerini zayi etmesin. Bu zorluklara rağmen üretimden geri durmadılar. Ülkemizin ihtiyacını karşılama noktasında ellerinden gelen bütün gayreti gösteriyorlar. Pandemi bize bir takım şeyleri öğretti. Türkiye’nin gıda ihtiyacını mutlaka kendisine yetecek şekilde kendisi tarafından üretilmesi gerekliliğini de öğretti. Bu çerçevede biz çiftçilerimize her türlü desteği veriyoruz ama bunun yeterli olduğunu da düşünmüyoruz. Türkiye’de sadece bizim çiftçilerimiz yok. Milyonlarca çiftçi var. Bunlara da her türlü desteğin sağlanması lazım. İhtiyaçlarının karşılanması lazım ki; bu üretimi başarabilecek olan çiftçilerdir. Bu vesile ile hepsinin Kurban Bayramı’nı tebrik ediyorum. Sağlık ve afiyet içerisinde nice bayramlara erişmelerini diliyorum. Emekleri zayi olmasın. Allah emeklerini bereketli eylesin.”