Fenerbahçe ile Beşiktaş arasında oynanan basketbol derbisini A Milli Erkek Basketbol Takımı Başantrenörü Ufuk Sarıca da takip ediyor.
Fenerbahçe ile Beşiktaş arasında oynanan Tahincioğlu Basketbol Süper Ligi 1. hafta maçını A Milli Erkek Basketbol Takımı Başantrenörü Ufuk Sarıca da takip ediyor. Saha kenarında maçı takip eden Sarıca hem milli takımı hem de Beşiktaş’ı çalıştırırken siyah-beyazlı kulüpten ayrılmış ve sadece milli takımın başında kalmıştı.
Türkiye, 55’inci Uluslararası Antalya Film Festivali’ni TV+’tan takip etti. 7 gün süren festivalde platform, 20 ünlü ismi röportajlarla ekranlarına taşıdı. Yapılan özel çekimler ve renkli röportajları dijital ekrandan 500 bin kişi izledi.
Turkcell’in dijital televizyon platformu TV+’ın ana iletişim sponsorluğunda gerçekleştirilen 55’inci Uluslararası Antalya Film Festivali şölen havasında sona erdi. Türk ve dünya sinemasının en ünlü isimlerini bir araya getiren festivalin coşkusunu izleyicilerle paylaşan platform, Antalya’dan en özel anları ve röportajları dijital ekranlara taşıdı. Platform, 7 günlük Antalya Film Festivali süresince kişiye mikrofon uzatırken; Murat Evgin, Fadik Sevin Atasoy, Tuba Ünsal, Wilma Elles, Mehmet Ali Erbil, Ferzan Özpetek, Hazal Kaya, Özge Özpirinçci ve Fatih Aksoy’un da aralarında bulunduğu 20 ünlü isim ekranlara konuk oldu. Ayrıca festival boyunca 500 bin kişi, platformu dijital ekranından takip etti.
Sanat desteklenmeye devam edecek
TV+ ile sinema sektörünü sahiplendiklerini belirten Turkcell Dijital Medya ve Eğlence Servisleri Direktörü Barış Zavaroğlu, “Bu kapsamda ulusal ve uluslararası birçok film festivalinin sponsoru olduk. 150’nin üzerinde yerli yabancı kanalın yanında 5 binden fazla film, dizi, çizgi film ve belgeseli kullanıcılarımızla buluşturmakla kalmayıp açık hava film gösterimleriyle de ulusal ve uluslararası yapımlara destek veriyoruz. Ultra HD kanallarımız, seçkin spor etkinlikleri ve en yeni teknolojik deneyimleri kullanıcılarımıza sunmanın yanı sıra, sinema alanında yaptığımız iş birlikleri ve sponsorluklarla da tüm Türkiye’yi kucaklıyoruz. Sanatı destekleme stratejimizin önemli bir parçası olarak Türkiye’nin ilk ve en köklü film festivali olan 55’inci Uluslararası Antalya Film Festivali’nin ana iletişim sponsoru olmanın da gururunu yaşıyoruz” dedi.
Cem Yılmaz ile kahkaha dolu anlar
55’inci Antalya Film Festivali’nde film gösterimleri ve ödül töreninin yanı sıra sinemanın öne çıkan isimleriyle keyifli sohbetler gerçekleştirildi. Festivalde Yaşam Boyu Başarı Ödülü alan Cem Yılmaz, TV+ sponsorluğundaki paneller dizisinin konuşmacıları arasındaydı. Yapımcı, yönetmen ve yazar Ömer Vargı ile birlikte bir söyleşi gerçekleşen söyleşi büyük ilgi gördü. Festivalin son gününde Cem Yılmaz’lı sohbet paneline sinema ve tiyatro oyuncusu Ozan Güven eşlik etti.
Sinemaseverlere müjde
Platformdan yapılan bilgilendirmede; Yaşam Boyu Başarı Ödülü alan ve sinemada 20’nci yılını kutlayan Cem Yılmaz’ın Arog, Av Mevsimi, Her Şey Çok Güzel Olacak filmleri, TV+’ta sinemaseverlerle buluşacağı açıklandı.
Festival TIR’ı ilgi odağı oldu
Ayrıca platformun sinema tırı yediden yetmişe tüm Antalyalıları sinema ile buluşturduğu belirtilirken; festival boyunca tam donanımlı 2 adet TV+ sinema tırı, Antalya’daki tüm ilçeleri dolaştı 5 bin Antalyalı sinemanın keyfine vardı.
Adana’da 2 yaşındaki kız çocuğunu sokakta oynarken arabasıyla ezip kaçan sürücü, Adana polisinin 240 kilometre güzergah arasında kamera kayıtlarını incelemesi sonrası yakalanırken, zanlı “kızı taş zannettim yoksa dururdum” dedi.
Edinilen bilgiye göre, olay merkez Yüreğir ilçesine bağlı Çamlıbel Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, 18 Eylül günü 2 yaşındaki Ela Nur Tarhan evlerinin önündeki sokağa çıktı. Kız çocuğu bir süre sonra evlerinden biraz uzaklaşarak 2876 Sokağa girdi. Çocuklarının evde olmadığını gören anne Fatma ve baba Çetin ile kız çocuğunun ağabeyi Halil Tarhan sokakta çocuğu aramaya başladı. Ağabey kız çocuğunu 2876 Sokakta yerde kanlar içinde yatarken gördü. Olay yerine anne ve baba da geldi. Araçla kız çocuğu özel bir hastaneye kaldırıldı ancak hayatını kaybetti.
Sokağa giren arabalar tek tek incelendi
Kız çocuğunun ölmesi sürücünün de kaçması nedeniyle Adana Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğüne bağlı Cinayet Büro Amirliği ekipleri harekete geçti. Polis, çocuğa çarpan sürücüyü yakalamak sokağı gören kameraları incelemeye aldı. Ancak sokağı direk gören kamera olmadığı için bu sokağa yakın güvenlik kameraları incelemeye alınarak sokağa girebilecek araçlar tek tek tespit edildi. Polis kızın evden çıkış saati ve ağabeyinin onu bulma saatini de tespit ederek bu saat diliminde 100 aracın sokağa girdiğini belirledi. Polis bu araçları tek tek inceleyip çocuğa çarpıp altına alabilecek araç sayısını 6 ya indirdi.
Aile kızına çarpan aracı bulduğunu söyledi
Polis kız çocuğuna çarpabilecek araç sayısını 6’ya kadar düşürdüğü sırada anne ve baba bir otomobilden şüphelendiklerini, hatta kesin kızlarına o otomobilin çarptığı ihbarında bulundu. Polis bunun üzerine otomobili ve sürücüsünü bulup emniyete götürdü ancak polis çocuğa çarpıp öldüren şahsın bu otomobil olmadığını düşünerek çalışmasına devam etti. Yapılan çalışmalar sonucunda 31 MA 3211 plakalı bir kamyonetin çocuğu altına alarak öldürdüğü tespit edildi.
100’e yakın kameranın görüntüsü incelendi
Polis belirlediği kamyonetin nereye gittiğini, gidiş istikametindeki bütün kameraları inceleme altına alarak belirledi. Polis 240 kilometre alanda 100’e yakın güvenlik kamerası inceledi. Zanlının Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde olduğu tespit edildi. Polis bir ekiple Reyhanlı’ya giderek zanlıyı yakaladı. Zanlı, olayda kullandığı araçla birlikte Adana’ya getirildi.
“Taş zannedip yoluma devam ettim”
Polis kamyoneti süren Suriye uyruklu Amir Harba (24) ile olayda yanında bulunan Abdülmelik El Cevher’i (23) sorguya aldı. Harba sorgusunda arkadaşıyla birlikte sandalye sattığını, o gün de o sokakta bir kişiyle sandalye indirirken küçük bir kız çocuğu gördüğünü ancak kamyonete binip giderken kız çocuğunu fark etmediğini belirterek, “Kamyonete binip giderken sanki bir taşın üzerinden geçtim gibi oldu. Ben onun kız çocuğu olduğunu bilsem durur onu hastaneye götürürdüm. Ama ben taş zannedip yoluma devam ettim. Çok pişmanım” dediği öğrenildi.
Zanlılar sorgularının adliyeye sevk edildi.
İzmir’de Türkiye’nin batı sahillerini etkileme ihtimali bulunan fırtına ile ilgili tüm birimler alarma geçerken, oluşturulan kriz masası ile koordinasyon merkezi harekete geçirilerek kent 7/24 kameralarla gözetim altında tutuluyor.
Ege’de yıkıcı etkileri olabilme ihtimali bulunan tropikal fırtına nedeniyle tüm birimler teyakkuza geçti. İzmir Ulaşım Merkezindeki (İZUM) koordinasyon merkezi de olağanüstü duruma geçti. Merkezde hummalı bir çalışma yürütülürken, kameralarla gece gündüz kent gözetim altında tutulacak.
Yapılan çalışmalar hakkında bilgi veren İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Buğra Gökçe, “Çok büyük bir doğa olayı var. Yıkıcı etkisi de olabilir. Bunu önlemek anlamında yapabilecek bir şey yok ama alınabilecek tedbirlerle etkisini azaltmak mümkün olabilir. İki gündür bir kriz masası kurduk ve koordinasyon kurulu üzerinden bunu araştırmaya çalışıyoruz. Belediyemizin ilgili birimlerinin tamamı teyakkuz halinde, özellikle itfaiye teşkilatının tüm izinlerini iptal ettik. İtfaiye birimimiz yoğun biçimde hazırlıkları yapıyor ve ekiplerin tümünün sevk ve idaresini sağlamış vaziyette. Diğer taraftan Su ve Kanalizasyon İdaremiz de önemli bir görev üstleniyor. Hem su baskınlarını önlemek anlamında mazgalların kirliliğini kontrol ediyor hem de risk görülen alanda konuşlanmaya çalışıyor” dedi.
Ağaçlar çelik hasırlarla sabitleniyor
Kentte bulunan ağaçlardaki ağırlıkların alındığını ve riskli bulunan ağaçların çelik hasırlarla sabitlendiğini ifade eden Gökçe, “Park Bahçeler Birimimiz de böylesi olaylarda ağaç yıkılması çok sık rastlanan bir durum, dolayısıyla şimdiden ağaçların önemli bölümünde budama faaliyetlerini hızlandırdı. Vatandaşlardan gelen ihbarlarda da riskli bazı ağaçları kaldırma işlemi yapılıyor. Bir bölümünün de çelik hasırlarla sabitlemesi yapılıyor. Fen İşleri Dairesi de ekipmanlarını gözden geçirdi, hazırlıklarını tamamladı. Sosyal Hizmetleri de teyakkuza geçirdik. Böylesi bir olası durumda aşevinin de faaliyeti söz konusu olabilir. Yerel hizmet birimlerimizin de tümünü uyardık, herkes bulunduğu bölgedeki muhtarlıkla irtibat halinde olacak. Böylece elimizden geldiğince hazırlık yapmaya uğraşıyoruz. Ülke kentlerinin yapılaşma durumu da belli, dolayısıyla bunların hepsini gidermek mümkün olmadığı için etkilerini minimize etmek anlamında çaba içerisindeyiz” diye konuştu.
Kentin her noktası kameralarla kontrol altında tutuluyor
Koordinasyon merkezinde kentin her noktasına yerleştirilen kameralarla gözetim yapıldığını dile getiren Buğra Gökçe, “Kameralarımız İzmir’in hemen hemen her noktasına buradan ulaşabilir durumda. Çok geniş açı ve yüksek çözünürlüklü görüntüler de alabildiğimiz için çok uzun mesafeli alanları da tespit edebiliyor, aksaklıkları buradan yerinde de görebiliyoruz. Dolayısıyla ilgili birimlere anında nokta atış ile burada talimat da gönderiyoruz. Şurada ağaç devrildi, burada kaza oldu, doğa olayı oldu, müdahale edilmesi lazım gibi uyarılarla bir anlamda burası koordinasyon merkezi görevi görüyor ve bilgilerin birçoğu burada toplanıyor. Onun için burası kıymetli bir koordinasyon merkezidir, buradan bazı olayları sevk ve idare ediyoruz. Daha sıkı bir gözleme yapmak zorunda kalıyoruz. Vatandaşlardan gelen şikayetleri buradan tespit etmeye çalışıyoruz. İnşallah bir felaket olmasın. İnşallah Türkiye’ye gelmeden açık denizde etkisini sönümlendirdiği bir doğa olayı olsun, burası da daha yoğun bir çalışma içine girmesin, vatandaşlarımızın da burnu kanamasın” ifadelerini kullandı.
Vatandaşlara önemli uyarı
Sadece yetkili birimler değil vatandaşların da sorumlulukları olduğunu dile getiren Gökçe, şunları söyledi:
“Vatandaşlarımıza da çok büyük sorumluluklar düşüyor. Özellikle kıyı kentlerimizde balkonlarda yaşanır, cam kenarlarına ağaçlar, çiçekler konur. Böyle fırtına hallerinde bunların önemli bir risk olduğunu söylemeliyiz. Dolayısıyla balkonlarımızda cam kenarlarında bulunan unsurların sabitlenmesi ya da içeri alınması lazım. Çünkü binalar uçtuğunda can kaybına yol açabilir, felaketler getirebilir. Site apartman yöneticileri için de aynı şey söz konusu, onların da apartmanlarının çatılarında kontrol yapmaları lazım. Çünkü sabitlenmemiş kiremitler uçtuğunda bir küçük kiremit dersiniz ama yaralanma ve ölüme yol açabilir. Alışveriş merkezi ve hastane yöneticilerinin de aynı kontrolleri yapması gerekiyor. Tenteler, çadırların gözden geçirilmesi gerekiyor. Tüm işletmelerin de dikkatli olması gerekiyor. Tek tek herkese söyleyebileceğimiz bir şey olmadığı için biraz da duyarlılık gösterilmesi gerekiyor. Zor bir süreç olacak, öyle görüyoruz.”
Adıyaman’da, bir bankadan çıkan iş adamını takip edip daha sonra iş adamının para dolusu çantasını çalan soyguncular kayıplara karıştı. Soyguncular kent merkezinde onlarca kişinin gözü önünde soygun yaptı.
Edinilen bilgilere göre, merkez Atatürk Caddesi üzerinde bulunan bir bankaya giden işadamı Sırrı Yılmaz, bankada yaptığı bir takım işlemlerin ardından içerisinde 25 bin TL nakit para, bir miktar çek, kredi kartları olan çantası ile cadde üzerine park ettiği otomobiline bindi. Otomobili ile kısa bir süre ilerleyen iş adamı Yılmaz, otomobilinin sağ arka lastiğinin patlak olduğunu görünce otomobili yine aynı cadde üzerine park ederek otomobil lastiğini değiştirmek istedi. O esnada 4 soyguncudan biri Yılmaz’ın yanına gelerek yardım etmeye çalıştı. Bir şahıs Yılmaz’a hem yardım edip hem de oyalamaya çalışırken diğer 3 soyguncu da gizlice otomobile yanaşarak otomobilin sol ön kapısını açarak otomobil içerisinde bulunan para dolu çantayı alarak hızla kaçtı. Çantanın çalınmasının hemen ardından Yılmaz’a yardım etme bahanesi ile oyalayan şahıs ise olay yerinden hızla kaçınca durumu fark eden Yılmaz, polis ekiplerine haber verdi. Olay yerine gelen Asayiş Şube Müdürlüğü ekipleri olay yerinde incelemelerde bulundu.
Polis ekipleri gündüz vakti binlerce insanın kullandığı cadde üzerinde soygun olayına karışan 4 şahsın yakalanması için çalışma başlattı.
Olayla ilgili soruşturma sürüyor.