Etiket: takip

  • Kimya ihracatçılarından karekod ve DNA barkod takip uygulamasına iptal isteği

    Akdeniz İhracatçı Birlikleri (AKİB) Koordinatör Başkanı ve AKMİB Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Ateş, gübreye DNA barkodlu takibi içeren tebliğin yeniden gözden geçirilmesini istedi. Ateş, “Karekod ve DNA barkod takip uygulaması ton başına 70-75 lira ek yük getirecek” dedi.

    Gübrelerin paketleme aşamasından son kullanıcıya kadar takibinin sağlanmasına yönelik usul ve esasları belirleyen tebliğ 6 Nisan 2017 tarih ve 30030 sayılı Resmi Gazete’de yayımlandı. Bu tebliğe göre gübre üreticileri, piyasaya arz eden dağıtıcı-ithalatçılar ve ihracatçılar bazı ürünlerde 1 Ocak 2018, bazı ürünlerde ise 1 Temmuz 2018 tarihine kadar faaliyetlerini tebliğ hükümlerine uyumlu hale getirmek, izlenebilirliği sağlamak amacıyla karekod ve DNA barkod içeren takip sistemini kurmak ve uygulamak zorunda bırakıldı. Konuyla ilgili açıklamada bulunan Uğur Ateş, belirtilen tarihten itibaren bu bilgileri barındırmayan ürünlerin güvensiz olarak değerlendirileceğine dikkat çekerek, “Asıl amacın patlayıcı özelliği nedeniyle nitratlı gübreleri kontrol ve takip etmek olduğu bilinmektedir. Ancak diğer tüm gübrelerin herhangi bir patlama özelliği ve riski bulunmamaktadır. Sistemin takibi bakanlığa istatistiki veri akışı sağlayacak ancak tamamen gereksiz olan bu uygulama ile süreç içerisindeki çiftçi, üretici, dağıtıcı- ithalatçı, bayi ve ihracatçılara büyük bir ilave yük getirecektir” diye konuştu.

    İç piyasadaki fiyat artışının nihai tüketiciyi ve tarım ürünleri ihracatını olumsuz etkileyeceğine, ihracatçıları dünya pazarında rekabetten uzaklaştıracağına vurgu yapan Ateş, “Bu uygulama 7 milyon tonluk bir pazara sahip olan ülkemizin gübre sektörüne ton başına yaklaşık 70-75 lira ek yük getirecek, oluşacak ilave maliyet verimin azalmasına, az kullanılması halinde ise ürün kalitesinde düşüşe neden olabilecek. Kimyevi gübrelerin tarımdaki girdiler içerisindeki payı yüzde 30-35 civarında olduğundan üretim maliyetinin ağırlığını gübre fiyatları oluşturuyor” şeklinde konuştu.

    Devletin daha önce KDV’den yüzde 18 muaf tutarak süreçteki firmalara yol aldırıldığını ve ihracatçılara avantaj sağlandığını belirten Ateş, “1 Ocak 2018 ve 1 Temmuz 2018’de yürürlüğe giren yeni karar ile sektör tıkanma noktasına gelecektir. Akdeniz Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği olarak, konunun yeniden gündeme getirilip, takibi gereken ürünlerin BÜGEM sistemini daha etkin hale getirerek izlenebilirliğinin sağlanmasını, maliyetin artması ile birlikte ihracatçının rekabet gücünü azaltacak bu uygulamanın iptal edilmesi yönünde karar alınacağını ümit ediyoruz” ifadelerini kullandı.

  • 6 ay boyunca takip edilen zehir çetesi çökertildi

    Tekirdağ’da 6 ay boyunca takip edilen zehir çetesi, operasyonla çökertildi. Operasyonda 9 kişi gözaltına alındı.

    Edinilen bilgiye göre, Tekirdağ İl Jandarma Komutanlığı, Çerkezköy ilçesi Kızılpınar Mahallesi’nde bazı şahısların uyuşturucu ve uyarıcı madde sattıkları yönünde ihbarlar aldı. Tekirdağ İl Jandarma Komutanlığı Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince yapılan araştırmalar neticesinde zehir tacirlerinin Kızılpınar Mahallesi’ndeki metruk binalar ve okulların etrafındaki parklarda faaliyet gösterdikleri, İstanbul’dan temin ettikleri uyuşturucu ve uyarıcı maddeleri Çerkezköy, Kapaklı ve Saray ilçelerinde uyuşturucu kullanan şahıslara ve gençlere sattıkları tespit edildi.

    6 ay boyunca takip edildi

    Tekirdağ KOM ekiplerince 6 ay boyunca gizlice yürütülen teknik ve fiziki takip çalışmalarının ardından Cumhuriyet Başsavcılığı talimatı üzerine dün Çerkezköy ilçesinde 9 adrese operasyon düzenledi. Operasyonda A.V, İ.A, H.T, O.K, E.D. H.A. M.K. E.K ve S. Ş isimli 9 şüpheli gözaltına alındı. Şüphelilerin ev ve araçlarında narkotik köpeği Limit ile birlikte yapılan aramalarda 300 gram kokain, 50 gram eroin, 400 gram bonzai, 100 adet uyuşturucu hap, 2 adet av tüfeği, 2 adet tabanca, 44 adet tabanca mermisi, 2 adet tabanca şarjörü, 40 adet av tüfeği fişeği, suçtan elde edilen bin 510 TL ve 200 dolar para ele geçirilerek el konuldu.

    Gözaltına alınan 9 şüpheli hakkında ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurmak’, ‘uyuşturucu ve uyarıcı madde imal ve ticareti’, ‘uyuşturucu ve uyarıcı madde kullanılması kolaylaştırmak’, ‘kullanmak için uyuşturucu ve uyuşturucu madde satın almak kabul etmek ve bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak’ suçlamalarıyla başlatılan soruşturma devam ediyor.

  • Otoparka çekilen aracı çekiciyi takip ederek silah zoruyla gasp etmişler

    Gaziantep’te otoparka çekilen aracı çekiciyi takip ederek silah zoruyla gasp eden 3 kişi tutuklandı.

    Gaziantep’te 6 Haziran Cuma günü özel bir otoparka çekilen bir araç, güvenlik görevlilerine silah çeken 2 şahıs tarafından gasp edildi. Sanayi Mahallesi’ndeki otoparktan aracın gasp edilmesinin ardından Gaziantep Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi Gasp Büro Amirliği ekipleri çalışma başlattı. Araç görevli trafik ekipleri tarafından yakalanırken, ekipler araca el koydu. Polisler, güvenlik kamera görüntülerinden gaspçıların çekiciyi takip ettiğini belirledi. Polis tarafından yapılan araştırma neticesinde aracı kullanan E.A. ile beraberinde olayı gerçekleştirdikleri ileri sürülen M.K. ve M.Y. yakalanarak gözaltına alındı. Yakalanan şüphelilerden M.Y.’nin üzerinde 1 adet tabanca ile 7 adet dolu fişek ele geçirildi. M.A.’nın başka bir gasp suçundan arandığı da tespit edildi. Adli işlemlerin ardından adli makamlara sevk edilen 3 şahıs, tutuklanarak cezaevine gönderildi.

  • Merkezi Yönetim Bütçe Takip Raporu açıklandı

    TÜSİAD ve Koç Üniversitesi Ekonomik Araştırma Forumu ortaklığıyla hazırlanan ve 2012-2017 yılları arasında Merkezi Yönetim Bütçesi’nde gözlemlenen eğilimler ile 2018 yılı bütçesine ilişkin analizlerin sunulduğu ‘Merkezi Yönetim Bütçe Takip Raporu’ tanıtım toplantısı düzenlendi. Raporda; kalıcı ve eşitlikçi bir vergi reformuna ihtiyaç olduğuna dikkat çekilirken, bütçe harcamalarındaki mali katılığın kırılması gerektiği vurgulandı.

    TÜSİAD ve Koç Üniversitesi Ekonomik Araştırma Forumu (EAF) ortaklığı ile düzenlenen, vatandaşlardan toplanan vergilerle yapılan kamu harcamalarının sadece parlamento tarafından değil vatandaşlar ve Sivil Toplum Örgütleri tarafından da izlenmesini ve denetlenmesini sağlamak ve bu konularda farkındalık oluşturmak amacı ile hazırlanan ‘Merkezi Yönetim Bütçe Takip Raporu’nun tanıtım toplantısı İstanbul Beyoğlu’nda bulunan TÜSİAD Genel Merkezi’nde gerçekleştirildi.

    Toplantının açılış konuşmasını gerçekleştiren TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Sekreteri Bahadır Kaleağası, mali politikayı yakından ve adım adım izliyor olmalarının en önemli nedenlerinden bir tanesinin yüksek seviyelere ulaşan enflasyon rakamları olduğunu belirterek, şu ifadeleri kullandı:

    “TÜSİAD uzun zamandır finansal istikrara dikkat çekmeye çalışıyor ve enflasyonun en kısa zamanda yüzde 5 olan hedefe yakınlaştırılması yönünde gerekli önlemlerin alınması gerektiğini vurguluyor. Maalesef geldiğimiz noktada enflasyon oranı makul seviyeleri aştı. Aynı anda yükselen cari açık ve ekonomimiz için tehdit haline gelen kur riski, ekonomik politikalarımızın yeniden gözden geçirilmesini zorunlu kılmaktadır. 2001 krizi sonrasında yapısal reformlar ile kırılganlığımızı azaltmış, borçluluk oranımızı düşürebilmiştik. Kriz döneminde yüzde 70’lere varan merkezi yönetim borcumuz yüzde 28 oranına indirmeyi, yüzde 16’lara çıkan bütçe açığını Avrupa Birliğinin Maastricht kriterlerine uygun olarak yüzde 3’ün altına indirmeyi başarmıştık. Yine bu dönemde yapılan reformlar sayesinde enflasyonu hızla tek haneye düşürmüş, dış borcumuzu yüzde 35 seviyelerine kadar indirmiştik. Şimdi ekonomiden ciddi bir durgunluğa yol açmadan yumuşak bir inişi başarabilmemiz için yeniden reform gündemine dönmeye, bunun yanında mali ve para politikalarımızın uyumlu çalıştığı bir ekonomik programa gereksinim var”.

    Açılış konuşmasının ardından söz alan Bilkent ve Ankara Üniversitesi Öğretim Görevlisi Ferhat Emil, ‘Merkezi Yönetim Bütçe Takip Raporu’nun sunumunu yaptı. Emil, sunumda 2012-2017 yılları arasında Merkezi Yönetim Bütçesi’nde gözlemlenen eğilimlerden bahsederken, 2018 yılı bütçesine ilişkin analizleri de kamuoyu ile paylaştı. Açıklanan raporun yanı sıra seçim sonrası dönemde izlenmesi gereken maliye politikaları da tartışıldı.

    Ferhat Emil tarafından hazırlanan ‘Merkezi Yönetim Bütçe Takip Raporu’nun birinci bölümünde, rapor boyunca kullanılacak bütçe terimlerinin açıklamaları yer alırken; ikinci bölümde 2012-2017 yılları arasında Merkezi Yönetim Bütçesi’nde gözlemlenen eğilimler ve maliye politikalarına ayrıldı. Üçüncü bölümde ise 2018 Mali Yılı Bütçesi ile ilgili değerlendirmeler paylaşıldı.

    Raporda, 2016-2017 yılları arası belirgin bir mali gevşemenin başladığı dönemler olarak nitelendirilirken, temel olarak şu tespitler yer aldı:

    “2012-2017 yılları arasında mali disiplin açısından iki dönemi ayırt etmek gerekmektedir. Birinci dönem 2012-2015 döneminde bütçede mali disiplinin tesis edildiği bir ancak 2016-2017 yıllarında ise belirgin bir mali gevşemenin başladığı dönemlerdir. Genişlemeci politikaların bütçe açıklarından çok nakit yönetim aracı olması gereken nakit dengesi üzerinden gerçekleştirilmeye başladığı dikkati çekmektedir. Son iki yılda harcamalardaki ortalama artış gelirlerdeki ortalama artışın biraz daha üzerindedir. Bütçe gelirlerinde son iki yılda harcama oranı yüzde 16 artarak gelirlerdeki ortalama artış oranının (yüzde 14) 2 puan üzerinde kalmış bunun sonucu olarak bütçe açığı yüzde 1,5 olarak gerçekleşerek 2012’deki seviyesine ulaşmıştır”.

    “Kalıcı ve eşitlikçi bir vergi reformuna ihtiyaç var”

    Gelir Politikalarında ise KDV indirimleri ve yeniden yapılandırma kolaylıkları gibi uygulamaların ekonomik büyümede sağlıklı ve üretken bir vergi tahsilatına imkan vermediğine vurgu yapıldı. Vergi tahakkuk ve tahsilatları arasındaki farkların son beş yılda artmaya başlarken, bunun özellikle yurtiçi KDV tahsilatında kendisini gösterdiği ifade edildi. Raporun gelir politikaları ile ilgili bölümünde yer alan diğer tespitler ise şu şekilde oluştu:

    “Yurtdışı muamelelerden alınan vergiler vergi sisteminin en istikrarlı vergisi olma özelliğini göstermekte ve ironik olarak kendisi bir risk unsuru olan dış açık arttıkça vergi tahsilatı da artmaktadır. Toplanan vergi gelirlerinin ortalama yüzde 67’si dolaylı vergiler olup bu oran vergi adaleti açısından olumsuz bir duruma işaret etmektedir. Gelişmiş ülkelerde bu durumun tersi söz konusudur. Dolaysız vergi tahsilatında da yükün çok büyük bölümü ücretlilerin üzerinde kalmaktadır. Bu nedenle kalıcı ve eşitlikçi bir vergi reformuna ihtiyaç vardır”.

    “Bütçe harcamalarında mali katılık söz konusu”

    Raporda ayrıca, bütçe harcamalarında mali bir katılık söz konusu olduğuna dikkat çekildi. Katılığın kırılmadıkça ve bunu finanse edecek herhangi bir vergi reformu yapılmadığı sürece kamudaki yatırım, istihdam ve teknolojik gelişmeyi teşvik edici yeni politikaların uygulanmasına imkan verecek esnekliğin kalmayacağı kaydedildi. Harcama politikalarındaki diğer eğilimlerde ise şu ifadelere yer verildi:

    “Kamunun yatırım stoku 2017 yılı itibariyle 3 bin 240 adet projeden oluşmaktadır. Bunların ortalama tamamlama süresi 4,4 yıldır. Bu projelerin güncellenmiş fiyatlarla değeri 208 milyar dolar olup, 2018 yılında kamu sektörü toplam olarak 23 milyar dolar civarında yatırım harcaması yapacaktır. Yatırımların ağırlığı Ulaştırma sektöründe olup Eğitim sektörü ikinci sırada gelmektedir.

    Bu yıl Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) projeleri kapsamında doğan yükümlülükleri ödemek üzere; şehir hastaneleri için iki kalemde toplam 2,6 milyar TL, Karayolları Köprü Geçiş ücretleri için 3,5 milyar TL ve Kredi Garanti Fonu ödemeleri için de 3 milyar TL olmak üzere yaklaşık 9 milyar TL ödenek ayrılmıştır”.

    Rapor tanıtımının ardından ‘Yeni Hükümet Döneminde Nasıl Bir Bütçe?’ konulu bir panel düzenlendi. TÜSİAD Başekonomisti Dr. Zümrüt İmamoğlu moderatörlüğünde gerçekleşen panelde Kadir Has Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Mahfi Eğilmez, Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakkı Hakan Yılmaz, Ankara Üniversitesi ile Bilkent ve Ankara Üniversitesi Öğretim Görevlisi Ferhat Emil konuyla ilgili görüşlerini paylaştı.

  • AGİD temsilcileri Nevşehir’de seçim sonuçlarını takip etti

    24 Haziran Pazar günü yapılan Cumhurbaşkanlığı ve 27. Dönem milletvekilliği seçimlerini Avrupa Güvenlik ve İş Birliği Teşkilatı (AGİD) temsilcileri de takip etti.

    Türkiye’de yapılan Cumhurbaşkanlığı ve 27. Dönem milletvekilliği seçimleri yurt dışından da yakından takip edildi. Bu kapsamda kısa adı AGİD olan Avrupa Güvenlik ve İş Birliği Teşkilatından Hollanda ve Fransa’dan birer temsilci Nevşehir’deki seçimi yakından takip etti. Seçim günü başta Nevşehir merkez olmak üzere ilçe ve beldelerde oy kullanma işlemlerini yakından takip eden AGİD temsilcileri akşam ise İlçe Seçim Kurulunda oy sayma işlemlerini takip etti.

    Avrupa Güvenlik ve İş Birliğinden yaklaşık 300 kişilik ekibin Türkiye’de seçimi takip ettiği öğrenildi.