Etiket: Taha

  • Rio’da ilk altın Taha Akgül’den

    2016 Olimpiyat Oyunları’nda serbest güreş 125 kiloda mücadele eden milli güreşçi Taha Akgül, finalde İranlı Komeil Nemat Ghasemi’yi 3-1 yenerek Türkiye’ye Rio’da ilk altın madalyasını kazandırdı.

    Brezilya’nın Rio de Janeiro şehrinde devam Olimpiyat Oyunları’nda serbest güreş 125 kilo finalinde Taha Akgül, İranlı Komeil Nemat Ghasemi ile karşı karşıya geldi. Milli güreşçi, rakibi 3-1 mağlup ederek Türkiye’ye ilk altın madalyayı getirdi.

  • Taha Yalçıner Alanyaspor’a İmza Attı

    Alanyaspor dış transferde ikinci imzayı Samsunspor ile sözleşmesi sona eren orta saha oyuncusu Taha Yalçıner’e attırdı.

    Alanyaspor, son 3 sezonda Samsunspor’da forma giyen 29 yaşındaki orta saha oyuncusu Taha Yalçıner’i kadrosuna dahil etti. PTT 1. Lig’de 20 karşılaşmada forma giyen deneyimli futbolcu, kendisini 2 yıllığına turuncu- yeşilli renklere bağlayan imzayı Cengiz Aydoğan Tesisleri’nde attı. İmza törenine kulüp başkanı Hasan Çavuşoğlu, asbaşkan Bilal Gömeç, başkan yardımcısı Erdal Akgün, Muhammet Çetin, Enver Vural ve Ali Baki Boz katıldı.

    Başkan Çavuşoğlu, Süper Lig hazırlıkları kapsamında transfer çalışmalarına başladıklarını söyledi. Daha önce Ukrayna Premier Lig takımlarından Metalist Kharkiv’in sol bek oyuncusu Oleksandr Kaplienko’yu transfer ettiklerini belirten Çavuşoğlu, “Bugün de Samsunspor’dan herkesin bildiği başarılı futbolcu Taha Yalçıner’i kadromuza dahil ettik. Kendisinin önümüzdeki sezon takıma çok katkı sağlayacağını düşünüyorum. Yönetim kurulu olarak hem genel kurul hazırlığı, hem de transfer çalışmaları yapıyoruz. Zamanımızın çoğu kulüpte geçiyor. Taha’ya önümüzdeki sezon başarılı bir sezon geçirmesini temenni ediyorum. Alanyaspor camiasına hayırlı olsun” dedi.

    Taha Yalçıner ise, “Hepimiz için hayırlı ve uğurlu olsun. Kariyerimde ilk kez Süper Lig’de oynamış olacağım. Bana bu imkanı sağlayanlara çok teşekkür ediyorum. Hiç kimseyi mahcup etmeyeceğim. Tüm enerjimi Alanyaspor’un başarısı için harcayacağım. Herkese çok teşekkür ediyorum” diye konuştu.

    Futbola Fenerbahçe’de başlayan Taha Yalçıner bugüne kadar Muğlaspor, Karşıyaka, Adana Demirspor ve Samsunspor formalarını giydi.

  • AK Parti Malatya Milletvekili Taha Özhan:

    AK Parti Malatya Milletvekili Taha Özhan, yeni anayasa çalışmaları üzerinden muhalefeti eleştirerek, “Muhalefet partileri, 3-5 tane darbecinin çıkardığı akla ziyan bir metne inanılmaz şekilde yapışıp kalmışlar” dedi.

    AK Parti Malatya Milletvekili Taha Özhan, AK Parti İl Teşkilatı’nda basın açıklaması yaptı. Yeni anayasa girişimleri ve bu girişimlere karşı muhalefetin tutumu ile Anayasa Mahkemesi’nin kararlarını eleştiren Özhan, Malatya’da kurulacak olan ikinci üniversite hakkında da konuştu. Basın açıklamasında söz alan AK Parti Malatya İl Başkanı Hakan Kahtalı, “Bugün de Taha Özhan ile iki ilçe ziyareti yapacağız. Ülkemizin içinde bulunduğu sorunlu durum inşallah bir an önce biter. Cumhurbaşkanı, Başbakan, Milletvekilleri ve bizler bunun için elimizden geleni yapıyoruz. Teşkilat olarak bizler, ilimizde bu anlamda çalışmalar içerisindeyiz. İnşallah baharda terörsüz bir ülke olarak birlikte yaşayacağız” şeklinde konuştu.

    “BİR ASIRDIR TÜRKİYE’DE ANAYASA TARTIŞMASI DEVAM EDİYOR”

    Daha sonra konuşan AK Parti Malatya Milletvekili Taha Özhan, Türkiye’nin zor bir dönemden geçtiğini ifade etti. Özhan, “Az önce de şehit ailesini ziyaret ettik. Sözlerin tükendiği ziyaretler bunlar. İnşallah ülkemiz, en kısa sürede sükunete erecek. Bu noktada elimizden gelen tüm çabayı göstermek bizim boynumuzun borcu” dedi.

    Anayasa süreci hakkında konuşan Özhan, yeni anayasa tartışmalarının Türkiye’nin eskimeyen gündemi olduğunu kaydetti. Özhan, “Bu kadar uzun süre gündemde kalan başka bir konu herhalde yok. Bir asırdır Türkiye’de anayasa tartışması devam ediyor. Bu bir taraftan çok üzülecek bir durum ama diğer taraftan da bu meselenin çok canlı bir gündemin ve arşivin ortada olduğunu gösteriyor. Bu birikime yaslanarak biz yeni bir anayasa inşallah ortaya koyacağız. Bu yeni anayasanın temel bir özelliği olacak, geçmişte biz 2008 ve 2010 yılında yeni anayasa girişimlerinde bulunduk. Bu girişimler için diğer siyasi partilerle bir uzlaşmaya varmak istedik ancak hiçbiri maalesef istediğimiz tarzda, baştan aşağı yeni diyebileceğimiz bir anayasa ortaya çıkarmadı. Bunun da temel sebebi Türkiye’nin muhalefet partilerinin gerçekten 3-5 tane darbecinin çıkardığı akla ziyan bir metne inanılmaz şekilde yapışıp kalmasıdır. Bizim muhalefet partilerinden anayasa anlamında ayrıldığımız en temel eksen, biz ‘yeni bir anayasa’ diyoruz. Şu anki anayasada neyin yazdığıyla çok ilgili değiliz. Biz sıfırdan, boş bir kağıda milletin teveccühüne mahzar olacak yeni bir anayasa istiyoruz. Biz bu çabamızı öncelikle Meclis’te diğer partilerle tekrar hayata geçirmek istedik, ancak gördük ki daha teorik düzeyde bile yeni anayasa kısmında anlaşamıyoruz. O komisyon maalesef dağıldı, gönül isterdi ki o komisyon ile yürüyen bir süreç olsun. Şimdi AK Parti kendi teklifini kendisi hazırlıyor, ben de o komisyonun içindeyim, yazıma hızlı bir şekilde başlayacağız. Bizim hedefimiz, yaz başında kendi teklifimiz olacak anayasayı bütün her şeyiyle oluşturup, milletin önüne koymak. Bizim bu teklifimiz önce milletimiz tarafından teveccüh edilirse ardından Meclis’in ilgisi olursa, biz bu anayasayı çıkaracağız. 1980 darbesi anayasası ile mukayese edilmeyecek özgürlükçü, demokrat ve adaleti yerli yerine tesis eden bir anayasa olmasını ümit ediyoruz” sözlerini kaydetti.

    Muhalefetin garabet bir yaklaşım sergilediğini belirten Özhan, “Darbe hukukuna karşı çıkıp, o hukuku ayakta tutan anayasaya sahip çıkan bir muhalefetle karşı karşıyayız. Bu eski Türkiye nöbetini tutmanın tabi bir sonucudur. Eğer siz eski Türkiye’ye bu kadar sarılırsanız, ister istemez 80 darbesine doğrudan ve dolaylı bir şekilde sahiplenmeniz gerekir. Hükümet sisteminden şikayet ediyorlar, Cumhurbaşkanının yetkilerinden şikayet ediyorlar, kurumlar arası ilişkilerden şikayet ediyorlar, yargıdan şikayet ediyorlar. Bütün bu başlıkları topladığınızda tek bir adres çıkıyor, yeni bir anayasaya yapma ihtiyacı. Bütün bu şikayetleri sabah akşam dile getirip, sonunda da bu şikayetlerin giderilmesi için yapalım dediğimiz yeni anayasaya karşı çıkıyorlar. Bunun ismi bir garabettir. Ciddi bir kafa karşılıklılığı ve tutarsızlıktır. Bundan dolayı da müzakere edilebilecek bir aktör olmuyorlar. Millette ciddiye almıyor ve her seçimde aynı notu veriyor. AK Parti’nin mutfağında bu yemek pişiyor ama biz birçok farklı kesimden katkı alıyoruz. Çok farklı kesimlerden uzmanlarla bir araya geliyoruz, toplantılar yapılıyor. Yeni anaya için AK Parti mutfağında yoğun bir çalışma var. Bizim ümidimiz en kısa zamanda milletimizin önüne çıkarmak” ifadelerini kullandı.

    Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararları eleştiren Özhan, “Benim açımdan Anayasa Mahkemesi teknik anlamda mimarisiyle, kullandığı sınırı fazlasıyla aşan yani kerameti kendinden menkul, meşruiyet kaynağı da benim bilmediğim yetki kullanımlarıyla ciddi bir sorun. Can Dündar ve Erdem Gül aslında tipik bir davadır. Anayasa Mahkemesi’nde 90 bine yakın başvuru var, bu 90 bin başvurunun içinden Anayasa Mahkemesi, öyle bir tesadüf ediyor ki Can Dündar ve Erdem Gül davasını yakalıyor. Ardından davanın kendisinin görüldüğü mahkemelerde ilerleme olmamışken, bununla ilgili karar veriyor ve Türkiye yargı sistemi baştan aşağı ihlal edilmiş oluyor, yani hiçbir mahkemenin anlamı kalmıyor. Anayasa Mahkemesi, büyük kaotik bir duruma yol açıyor. Bu krizi de yönetmek bizim boynumuzun borcudur. Tam da bundan dolayı sadece Anayasa Mahkemesi için değil bütün yüksek, yüce gibi yine kerameti kendinden menkul nasıl alındığı belli olmayan sıfatlarla alınan bu mahkemelerin tamamı düzenlenmelidir. Bütün güç merkezinin temelinde milletin özne olacağı bir düzenleme yapmamız lazım. Yani seçilmişlerin ana tayin edici olduğu düzenlemelere ihtiyacımız var. Bu memlekette de seçilmişler bellidir. Anayasa Mahkemesi’nin siyasal gündemi kesinlikle var. 90 bin davanın içerisinden Can Dündar ve Erdem Gül davasını çıkarıyorsanız, siz hukuki bir tercihte bulunmuyorsunuzdur, sizin özel bir gündeminiz var demektir. Hukuk zırhının arkasına saklanarak yürütme şansınız yok. Normal bir vatandaşın Anayasa Mahkemesi’ne başvurusu süreci nasıl işliyorsa Can Dündar ve Erdem Gül’e de sıra o şekilde gelmiş olsaydı. Belki ondan sonra bizler sizin verdiğiniz karara bir şeyler söyleme ihtiyacı hissetmezdik. Ama baştan siz tercihinizi bu kadar proaktif yaptığınız zaman bizler sizin nasıl bir karar verdiğinizi görüyoruz. Bundan yaklaşık bir buçuk ay önce Anayasa Mahkemesi, MİT Yasası’nın bir maddesini iptal etti. ‘Uluslararası bir kriz anında Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT), takas metodu kullanarak rehine alışverişi yapma’ hakkı iptal edildi. Yani Can Dündar veya Erdem Gül, Suriye’ye gidip habercilik yapmaya çalışırken birilerinin eline geçse, MİT bunları kurtarmaya çalışsa artık kurtaramayacak. Can Dündar ve Erdem Gül hakkında ‘gazetecinin özgürlük alanını korkuyorum’ diyerek karar veren Anayasa Mahkemesi, bizzat o gazetecinin can güvenliği tehdit altına girse, kendi iptal ettiği o maddeden dolayı bizlerin de müdahale etme şansımız kalmayacak. Dramatik bir durum” şeklinde konuştu.

    Malatya’ya yapılması planlanan ikinci üniversite hakkında da konuşan Taha Özhan, “Süreçle ilgili bağlayıcı ve nihai şeyi söyleyecek hiçbir şeye girmemek lazım. İsim ve yer tartışmasının ardından içerik tartışmasına gelebilmişsek gayet güzel, bütün Malatya tartışsın. Ne olması ve nasıl olması gerektiği noktasında tartışılsın. Maalesef Türkiye’nin bazı yerlerinde açılan ikinci ve üçüncü üniversiteler şehirden kopuk, biz bunun olmasını istemiyoruz. Gönül isterdi ki İnönü Üniversitesi de geçmişteki kötü tecrübe ve süreci itibariyle bu durumda olmasaydı. Yani kurulduğu günden beri şehrimizle içli dışlı bir üniversite olmasını isterdik. Bu tecrübeden de Malatyalının dili çok yandığı için biz ikinci üniversitenin Malatya’nın ve Malatyalının üniversitesi olmasını istiyoruz. Her kurumun Malatya ile içli dışlı olmasını istiyoruz. Yeni kurulacak üniversite inşallah sanki Malatya’nın bir parçasıymış gibi hissettirecek şekilde olur. İsim ve yer tartışmasından ziyade içeriğin tartışılması çok güzel bir şey, diğerleri küçük detaylar” diye konuştu.

  • Son Dünya Şampiyonumuz Taha Akgül Avrupa Şampiyonasından Çekildi

    Letonya’nın Riga şehrinde devam eden Büyükler Avrupa Güreş Şampiyonasında güreşçilerimizin başarıları Türk milletini gururlandırdı. Ancak Letonya’ya kadar güreşmek için kendi isteği ile gelen Taha Akgül’den gelen haber güreş severleri üzdü. Bugün mindere çıkması beklenen Dünya Şampiyonumuz Taha Akgül’ün sakatlığının geçmemesi nedeniyle sağlık ekibi tarafından güreşmesine izin verilmedi. Konu hakkında bilgi aldığımız Türkiye Güreş Federasyonu Başkanı Musa Aydın yaptığı açıklamada; “Taha’nın bacağında yaklaşık 15 cm yırtık vardı. Taha’yı Avrupa Şampiyonasına dahi getirmek istemedik. Kendisi çok istedi ama dün akşam sağlık ekibimizin bana verdiği raporda güreşmesi halinde olimpiyatlara katılmasının çok zor olduğunu sakatlığının geçmediğini burada güreşmesinin çok sakıncalı olacağını ifade edildi. Bizde insan sağlığının güreşten daha önemli olduğunu, burada güreşmemesi yönünde karar aldık. Taha’nın mutlak favori olduğu bir şampiyonaydı ama baştan da belirttiğim gibi insan sağlığı, sporcu sağlığı daha önemli. İyileşsin Olimpiyatlarda bizim onan beklentimizi tüm Türk halkının bildiği gibi bizlerde orada şampiyonluk bekliyoruz inşallah” diyerek üzüntüsünü dile getirdi. Yasemin Adar ve Soner Demirtaş’ın altın madalyası ve Mustafa Kaya’nın gümüş madalyası ülkemize başta olmak üzere bizlere büyük sevinç yaşatmasıyla ilgi olarak yaptığı açıklamada ise; “ Yazın Las Wegas’ta yapılan Büyükler Dünya Şampiyonasında üç madalyamız kendi hatalarımızdan dolayı gitti. Yasemin Adar Soner Demirtaş’ ve Mustafa Kaya’yı kutluyorum. Grekoromen müsabakalarında da madalyalar bekliyoruz. Güreşimiz her geçen iyi gidiyor. Hedefimiz olimpiyatlar…. Onun için çalışmalarımıza ara vermeden devam edip, Rio Olimpiyatlarında ülkemize madalyalar kazandırmayı hedefliyoruz” diyerek güreşte iddialı olduklarını vurguladı. Serbest ve kadın milli güreş takımımız yarın saat 17.30 gibi İstanbul Atatürk Hava Limanı’nda olacak.

  • AK Parti Malatya Milletvekili Taha Özhan:

    AK Parti Malatya Milletvekili Taha Özhan, Türkiye’nin jeopolitik pozisyonu nedeniyle bölgedeki gerçekleri bildiğini ifade ederek, “Biz Suriye konusunda neyi öngördüysek o çıktı. Biz krizin ilk gününden beri bu katliamlar yaşanmasın diye Baas Rejimine pozisyonlarını ve yaklaşımlarını değiştirmelerini tavsiye ettik ama Baas rejimi 1982’de Hama’da yaptığı katliamların aynısını yapmayı tercih etti ve yüz binlerce insanı katlederek isyanı bastırabileceğini düşündü. Maalesef şu an çok üzücü bir durumdayız” diye konuştu.

    AK Parti Malatya Milletvekili Taha Özhan AK Parti Malatya İl Başkanlığında gündeme dair açıklamalarda bulundu.

    Son açıklanan rakamlara göre Suriye’de hayatını kaybeden insan sayısının yarım milyonu bulduğunu belirten Özhan, “Tabi bunlar resmi rakam. Bunun üstüne bir de kayıp olan, izi bulunamayanları da eklerseniz bu rakam yarım milyonu da aşıyor. Ülke nüfusunun neredeyse yarısı mülteci olmuş durumda, 22-23 milyon olan Suriye nüfusu 15-16 milyonlara inmiş durumda. Eğer bu katliamlar devam ederse nüfus daha da düşer ve şu ana kadar ülkesinden daha önce göç eden nüfus sayısı kadar bir göç dalgası ile karşı karşıya kalabiliriz. Bu sayı milyonları buluyor ve bu göç edenler Irak, Lübnan, Ürdün ve ağırlıklı olarak da canını kurtarmak için Türkiye’ye sığınıyor. Suriye krizinin birinci boyutu bu, yani derin bir mülteci krizinin ortaya çıkması bu krizin en önemli boyutu. Suriye meselesinin ikinci boyutu da çok yoğun bir katliamın devam etmesi. Esed, Rusya, İran ekseninin kazanacağı bir denklemde ancak milyonlarca insan hayatını kaybeder ve milyonlarca insan mülteci durumuna düşer. Bunların zaferi bu kadar acımasız sonuçlar doğurur. Dolayısıyla Türkiye bunlara mani olmak için son günlerde gerek diplomatik gerekse askeri hareketlilik içerisine girmiş durumda” ifadelerini kullandı.

    PYD terör örgütünün 2011 yılında Baas rejimini tarafından bir örgüt olarak kurulduğunu söyleyen Özhan, “2011 yılında Suriye’de İsyan çıktığında Kürtlerin de yoğunlukla yaşadığı bölgelerde 15 16 tane Kürt Partisi vardı. Öncelikle bu partilere yoğun saldırılar düzenlendi. Onlarca kişi suikastlara kurban gitti ve on binlerce kişi başta Irak ve Türkiye olmak üzere göçmen durumuna düşürüldü. Dikkatinizi çekiyorum bunların neredeyse tamamı Kürt’tü. Orada ilk nüfus hareketliliği yaşatılan nüfus Kürtler oldu. Ardından da Rusya, İran ve Esed rejiminin de desteğiyle PYD kendisine açılan alanda ilerlemeye başladı. Uluslararası Af Örgütünün de kayıtlarına girecek şekilde etnik temizlik suçları ve katliamlar işlediler. Bu PYD tarzı örgütlerin herhangi bir aklı ahlakı ve vicdanı bulunmaz. Dolayısıyla böyle bir örgütün ortaya karakterli, ahlaklı ve vicdanlı bir siyaset koyması mümkün değil” dedi.

    Türkiye’nin çok açık bir şekilde PYD’nin o bölgedeki muhalif unsurlara ve sivillere karşı katliamlar uygulamasına sessiz kalmayacağını beyan ettiğini kaydeden Özhan, “Türkiye bu beyanların ciddiye alınmadığı takdirde askeri müdahalenin gerçekleşeceğini de söylemişti. Maalesef bu beyanlar ciddiye alınmadı ve gereken askeri müdahalede yapıldı, olayın çok karmaşık bir tarafı yoktur. Sayın Başbakan cumartesi günü akşamı açık bir şekilde üç tane temel kırmızı çizgi koydu. Bu üç kırmızı çizgi daha önce de defalarca dile getirmişti. Azez Bölgesi’nde kesinlikle bulunmaması gerektiğini, muhaliflere ve sivillere saldırmaması gerektiğini ve Rusya destekli operasyonlar sonrasında, alan geçirmeye çalışmaması gerektiği çok açık bir şekilde PYD’ye söylenmişti. Bunları yaptığı takdirde askeri müdahalenin olacağı da söylenmişti. Cumartesi ve Pazar günü bu müdahaleler yoğun bir şekilde yapıldı. Şu anda PYD’nin saldırdığı yerlerin tamamı muhaliflerden oluşuyor. PYD nin bir DAEŞ maskesi var. DAEŞ’in orada olmadığını dünya alem biliyor. PYD’de hemen taktik değiştirip Nusra ile savaştığını söylüyor. Bu da trajikomik bir olaydır. Bizde buna şöyle cevap verelim o zaman; PYD gerçekten Nusra ve DAEŞ ile savaşıyorsa ve sivillerle hiçbir işleri yoksa Türkiye’de DAEŞ’i bombalamıştır başka bir şey yapmamıştır” diye konuştu.

    Malatya’ya yapılacak yatırımlar hakkında da konuşan Özhan, AK Parti’nin Malatya’da neler yapılacağına dair hazırlıklı bir şekilde seçime gittiğini ve seçimden önce Malatya’ya bazı sözler verdiklerini ifade ederek, “Şimdi de bu sözleri yavaş yavaş yerine getirmeye başladık. Bizim seçim beyannamemizde çok fazla başlık olmakla beraber bazıları çok öne çıkıyordu. Bunların başında da sağlık geliyor. Sağlık alanında Malatya’ya çok büyük yatırımlar yapılacak, bunları geçen hafta İl Başkanımız Sayın Hakan Kahtalı’da ifade etti. Biz bunların sıkı takipçisi olacağız, inşallah bu yatımlarla birlikte Malatya’mızı hak ettiği yere taşıyacağız” şeklinde konuştu.