Etiket: Sürekli

  • Sürekli Yorgunsanız Fibromiyalji Olabilirsiniz

    Boyun, omuz, göğüs, sırt bölgesi, kollar, bacaklar ’da oluşan ve sebebi bulunamayan, neredeyse tüm vücudu dolaşan, ruhsal gerilimle artan ve bir türlü geçmeyen ağrıların altındaki nedenin fibromiyalji rahatsızlığı olabileceği belirtildi.

    Aydın Devlet Hastanesi Fizik Tedavi Rehabilitasyon Merkezi Uzmanı Uzm. Dr. Işıl Karataş Berkit, fibromiyalji hastalığı ve tedavi yöntemleri hakkında önemli bilgiler verdi. Uzm. Dr. Işıl Karataş Berkit, “Fibromiyalji tüm vücudu etkileyen yaygın kas ve eklem ağrıları, yorgunluk, halsizlik, uyku bozuklukları, depresyon, mutsuzluk, başağrısı, hormonal bozukluklar, bağırsak problemlerinin birlikte görülebildiği bir yumuşak doku romatizmasıdır. Halk arasında genellikle kas romatizması olarak bilinmektedir. Bunun yanında tükenmişlik sendromu, kronik ağrı sendromu, kronik yorgunluk sendromu olarak da ifade edilebilmektedir” dedi.

    ‘FİBROMİYALJİ TANISININ GECİKMEDEN KONULMASI GEREK’

    Hastaların çoğunlukla yaygın kas ağrılarından yakındıklarının altını çizen Uzm. Dr. Işıl Karataş Berkit,”Ağrılar özellikle boyun, sırt, bel, omuz kuşağı, göğüs, kalça, uyluk, baldır ve kollarda görülebilmektedir. Ağrı sıklıkla yanıcı ve sızlayıcı şekildedir. Zaman zaman bu ağrılar günlük yaşam aktivitelerini olumsuz yönde etkileyecek kadar şiddette olabilir. Kaslarda dokunmaya duyarlı hassas bölgeler saptanabilir. Bunun yanında ağrıyla beraber en sık uyku bozukluklarını görmekteyiz. Özellikle uykusuzluk, bazen çok uyuma ve dinlendirmeyen bir uyku hastalarımızın sıkça dile getirdikleri şikayetler arasındadır. Ek olarak hastalarımız tonlarca yük kaldırmış gibi kendilerini halsiz, yorgun ve bitkin hissettiklerini ifade ederler. Ayrıca sabahları eklemlerde sertlik ile el ve ayaklarda şişlik hissi, mutsuzluk, karın ağrısı, tuvalet alışkanlıklarında değişiklik gibi birçok belirti yaygın ağrıya eşlik etmektedir. Bu belirtilere sahip çalışan hastalarımızda, konsantrasyonda bozulma, iş motivasyonunda azalma, verimlilikte düşme, iş gücü kaybı görebilmekteyiz. Buda ekonomiyi, iş hayatını ve hastanın mesleki kariyerini olumsuz yönde etkilemektedir. Bu nedenle fibromiyalji tanısının gecikmeden konulması ve uygun tedaviye başlanması çok önemlidir” şeklinde konuştu.

    ‘FİBROMİYALJİ BAŞKA HASTALIKLAR İLE KARIŞTIRILMAKTADIR’

    Fibromiyalji tanısını, hastanın öyküsünü alarak ve fizik muayenesini yaparak koyduklarını belirten Uzm. Dr. Işıl Karataş Berkit, “Öyküde ağrılı bölgeler, ağrının karakteri ve süresi ile ağrıya eşlik eden belirtiler bizim için önemlidir. En az 3 aydır yaygın kas ağrıları olan ve bu ağrının başka bir hastalık ile açıklanamadığı hastalara “Yaygın ağrı indeksi” ve “Semptom şiddeti testleri” uygulayarak fibromiyalji tanısı koyuyoruz. Yapılan laboratuvar testleri ve radyolojik tetkikler genellikle normaldir. Ama altta yatan başka hastalıkların varlığının araştırılması için fibromiyaljiye ait belirtileri olan hastaların, genel fizik muayenelerinin yapılması ve laboratuvar testlerinin gözden geçirilmesi gerekmektedir. Fibromiyalji’de yaygın kas ağrıları dışında birçok sistemi ilgilendiren şikâyetlerinde olması nedeniyle başka hastalıklar ile karıştırılmaktadır. Böyle hastaların uzun yıllar farklı tanılarla takip edildiğini ve maalesef tedavide bu nedenle başarısız olunduğunu biliyoruz. Artık günümüzde Fibromiyalji farkındalığının oluşması ile böyle hastalar daha erken dönemlerde Fizik Tedavi Uzmanına yönlendiriliyorlar. Bu şekilde erken tedavi ile sonuçlarımız daha yüz güldürücü oluyor” ifadelerini kullandı.

    Fibromiyalji’nin kadınlarda daha sık görüldüğünü belirten Uzm. Dr. Işıl Karataş Berkit, “Toplumda yaklaşık olarak her 100 kişiden 2’sinde fibromiyalji tespit edilmektedir. Kadınlarda erkeklere göre 5-9 kat daha fazla görüldüğünü biliyoruz. Ayrıca mükemmeliyetçi, titiz, yoğun iş temposunda çalışan; hipotiroidi, vitamin eksikliği ve kansızlığı olan hastalarda fibromiyalji’ye daha sık rastlamaktayız” ifadelerini kullandı.

    “FİZİK TEDAVİ ve REHABİLİTASYON ÜNİTEMİZDE HASTALARIMIZI DAHA YAKINDAN TAKİP EDEBİLİYORUZ”

    Hastalığın tedavisinin birinci adımını hasta eğitiminin oluşturduğunu aktaran Uzm. Dr. Işıl Karataş Berkit şunları söyledi; “Fizik Tedavi Uzmanınca yapılacak olan fibromiyalji tedavisi mutlaka hastaya özgü olmalıdır. Hastanın hastalığıyla ilgili bilgilendirilmesi, yaptığımız önerileri ve uyarıları dikkate alması, takiplerine zamanında gelmesi ve tedaviye uyum göstermesi tedavi başarımızdaki en önemli kısmı oluşturmaktadır. Tedavimizin ikinci basamağında ise ilaç tedavisi ve fizik tedavi yer almaktadır. Fibromiyalji tedavisinde egzersizin ve fizik tedavi uygulamalarının yeri tartışılmayacak kadar büyüktür. Hastalarımıza kas gücü, dayanıklılık, kardiyovasküler ve solunum kapasitesini arttırmaya yönelik; güçlendirme, germe, gevşeme egzersizleri, yürüyüş ve koşuyu içeren aerobik egzersiz programları düzenliyoruz. Özellikle yeni açılan Kardiyo-Pulmoner Rehabilitasyon ünitemizdeki koşu bandı ve bisiklet gibi cihazlarımızı kullanarak hastalarımızı daha yakından takip edebiliyoruz. Bunun yanında sıcak-soğuk uygulama, TENS, Laser ve Ultrason cihazlarımız ile Fizik tedavi uyguluyoruz. Ek olarak proloterapi, nöralterapi, kuru iğneleme gibi girişimsel işlemler ile kinesio-band(ağrı bandı), manipülasyon gibi tedavi tekniklerini kombine ederek çağın hastalığı diyebileceğimiz Fibromiyaljide mutluluk verici sonuçlar elde ediyoruz”

  • Sürekli Göz Sulanmasına Dikkat

    Göz Hastalıkları Uzmanı Op.Dr. Şeyda Atabay, sürekli yaşanan göz sulanması konusunda uyardı.

    Gözde sulanma ve enfeksiyonların sık sebebi olan gözyaşı kanal tıkanıklığının bebeklerde görülebildiği gibi ileri yaşlarda da sıkça rastlandığını anlatan Op.Dr. Şeyda Atabay, ”Görme üzerine direkt etkisi olmasa bile sürekli olarak sulanma ve çapaklanma nedeniyle görmenin risk altında olmasına neden olur. Ve eğer akut enfeksiyon atakları sıkça gözleniyorsa göz çevresinde abse oluşumu gibi önemli hastalıklara davetiye çıkarmaktadır” dedi.

    Göz yaşı kanalının göz iç kısmında başlayarak burun içine doğru açıldığını söyleyen Op. Dr. Şeyda Atabay, “Bu kanal punktum dediğimiz göz iç kısmından tıkanabildiği gibi, daha alt kanal yollarından daralabilir veya tıkanabilir. Ve bu durumlarda kanalın yeniden açılması ve drenajın sağlanması önemlidir. Çünkü kanal tıkanıklığı sürekli bir sulanma ve özellikle kış aylarında daha sık rastlanan burun ile göz arasında oluşan iltihaplı şişliklere neden olmaktadır. Sürekli sulanma neticesinde kronik olarak gözü silme işlemleri kronik travmalarla göz kapaklarında başka problemlere neden olabilir.

    Hastalar hastalığın erken evrelerinde rüzgarlı havaya çıktıklarında gözlerinde sulanma olduğunu söylerler. Ancak daha ileri evrelerde hiçbir uyarı etki olmadan otururken konuşurken gözden su akması şikayetleri oluşturur. Ara ara olan göz çapaklanmaları göz ile burun arasında şişlik oluşumları ile devam eder” diye konuştu.

    Tedavide öncelikle hastanın değerlendirildiğini, tıkanıklık seviyesini anlamanın çok önemli olduğunu ifade eden Op.Dr. Şeyda Atabay, “Punktum düzeyinde oluşan tıkanmalarda tedavi daha kolay ve kısa iken daha alt seviyelerdeki tıkanıklıklarda daha ileri cerrahi seçenekler gündeme gelir. Endoskopik veya dışarıdan eksternal yapılacak dakriosistorinostomi ameliyatları gayet başarılıdır. Ameliyat sırasında gerekli görülmesi durumlarında kanal açıklığını korumak amacıyla tüp yerleştirilebilmektedir. Tüm bu sorunlar lokal anestezi veya genel anestezi ile 45 dakikalık bir operasyonla giderilebilmektedir” şeklinde konuştu.

  • Eyüp Biçen: “Sürekli Gelişmek İçin Kurum İçi Eğitimi Önemsiyoruz”

    Biçen İnsan Kaynakları Müdürü Eyüp Biçen, şirket olarak gelişmenin öncelikle kurum içi eğitimden geçtiğini belirterek iç eğitmenlerin eğitimlerini başarıyla tamamladıklarını söyledi.

    Biçen İnsan Kaynakları Müdürü Eyüp Biçen, şirket olarak büyümenin hatlarını çizdi. Biçen, büyümeyi sağlayacak en önemli unsurun kurum içi eğitim olduğunu vurguladı. Gelecek için kendini sürekli yenileme hedefiyle yola devam ettiklerini dile getiren Biçen, “Kurumsal gelişimini desteklemek amacıyla 2015 yılının Temmuz ayında Eğitimcinin Eğitimi Programını (EEP) başlatmıştık. EEP sürecini başarıyla tamamlayan Biçen eğitmenleri kurum içi eğitimin öncüleri oldular. Danışman, Eğitmen ve Koç Yasemin Sungur’un vermiş olduğu ve toplam 3 Modülden oluşan EEP programlarına Biçen’in farklı departmanlarından 13 eğitmen adayı katıldı. Katılımcılar; eğitim programcılığı, sağlıklı iletişim yöntemleri, yetişkin eğitiminin püf noktaları, kurumsal sistem, sorunların tespiti ve sorunların eğitim yöntemleriyle çözümü konularında uzmanlaştılar. Böylece Eğitimcinin Eğitimi Programı tamamlanmış oldu ve bir sonraki aşaması olan süpervizyon dönemi başladı” dedi.

    Biçen İç Eğitmenleri’nin, Işık Eğitim Salonu’nda eğitim vermeye başladıklarını belirten Biçen, “İç Eğitmenler, ’İçimizdeki Mutluluk, Kariyer Planlama, Müşteri Karşılama ve Uğurlama, Tanzim Teşhir ve Alan Yönetimi, Pusula Yönetimi, Geri Bildirim, Anlamak-Anlatmak-Anlaşmak, Temel İletişim, Genel Hijyen, İK-DK Müşteri Memnuniyeti ve Geri Bildirim’ eğitimi veriyorlar” şeklinde konuştu. Biçen İnsan Kaynakları Müdürü Eyüp Biçen, sürekli gelişimde olmak için kendi iç eğitmenleri yetiştirdiklerini söyleyerek ‘EEP’nin 2. Tur eğitimlerini ise yakın zamanda başlatmayı planladıklarını belirti.

  • Sürekli Yorgunluk, Fibromiyalji Rahatsızlığı Sebebi Olabilir

    Nörolog Dr. Emel Gökmen, Fibromiyalji’nin yaygın vücut ağrıları ile kendini gösteren ama tüm bedeni etkileyen bir hastalık olduğunu belirterek, “Bu ağrılar ensede, sırtta daha belirgindir. Bel, kollar, bacaklar, kalça eklem ve kaslarında da olabilir” dedi.

    Sürekli yorgunluk, halsizlik, hiçbir şey yapacak halin olmamasının tipik olduğunu söyleyen Gökmen, mutsuzluk, uyku bozuklukları, vücutta ağrılı hassas noktalar, eklemlerde sabah sertliği, ellerde ve kollarda uyuşma, şişlik hissi, kabızlık, gaz, şişkinlik gibi barsak çalışmasında düzensizlikler, sancılı ve düzensiz adet kanamaları, tiroit hastalıkları, glikoz toleransı bozukluğu gibi hormonal bozuklukların da fibromiyaljide olabileceğini belirtti.

    Dr. Gökmen; fibromiyaljinin aslında daha yaygın bir hastalık olduğunu çünkü fibromiyalji hastalarının ancak 1/3’ünün tanı alabildiğini, çoğu zaman hastaların kendilerini anlatmakta zorlandıklarını belirtti. “Oysa yalnızca hastaların yaşadıklarını gözlemlesek, durumun herhangi birinin uydurabileceğinden çok daha ciddi olduğunu görebiliriz” dedi.

    Fibromiyalji ile tükenmişlik sendromu bazen karışabilmektedir. Dr Gökmen; tükenmişlik sendromunda yaşanılan iş ve ortamın etkisinin daha fazla olduğunu, fibromiyaljide ise bedenin olumsuzluklarının dikkat çektiğini belirterek, “Fibromiyalji de beden ağrıları mutsuzluğun önüne geçer. Fibromiyaljidehasta içinden yapmak ister ama bedeni onu taşıyamaz. Tükenmişlik sendromunda içinden de hiçbir şey yapmak gelmez” dedi.

    Dr. Gökmen, çözüm olarak bir yerlerden başlamak gerektiğini belirterek hastalara şu önerilerde bulundu: “Ne yaşarsanız yaşayın, hastalığınız adı ne olursa olsun bu duruma düştüyseniz belki bu yazıyı bile okumak içinizden gelmeyebilir. Ancak yaşadığınız her sorunun neden ya da nedenleri vardır. Nedenleri bulup çözülürse sağlınıza kavuşabilirsiniz. Film ve tahlillerle bu işin içinden çıkamıyorsanız integratif tıbba yönelebilirsiniz. Bu alanda akupunkturdan, nöral terapiye, homeopatiden, bio-rezonansa, barsak düzenlemelerine birçok yöntem ülkemizde de yaygınlaşmaya başladı. Bu yöntemleri araştırıp sorgulayabilirsiniz. En iyisi nedenini ve çözüm algoritmasını size açıklayabilen yöntemdir. Unutmayınız!.. Biraz kendinizi toplayıp bir yerlerden hayatınızı düzenlemeye başlayabilirsiniz”.

  • Yozgat’ta Sürekli Patlayan Sular Vatandaşın Tepkisini Çekiyor

    Yozgat Taşköprü Mahallesi Funda 2 Sokak’ta sürekli patlayan çeşme suları vatandaşı bezdirdi.

    Yozgat Taşköprü Mahallesi Funda Sokaktan geçen şehir şebeke suları ve mahalle çeşme borularının sürekli patlaması vatandaşı çileden çıkardı. Yaz kış demeden sürekli sular altında kalan mahalleli yetkililerden soruna çözüm bulunmasını istedi. 15 gündür patlayan suyun yapılmadığını ifade eden vatandaşlar, “Akan su şehir şebekesine mi yoksa mahalle çeşmesine mi ait olduğu belli değil. Hem suların boşa akması hem de mahallenin sürekli su akması kışın buzlanmalara yazın da çamura sebep oluyor. Belediyenin bu şebeke ile ilgilenmesini istiyoruz. 15 gündür burada su akıyor kimse görmüyor. Hiçbir belediye görevlisi gelip bakmıyor. Hava soğuk olduğu için sabah kalkıyoruz mahalle tüm buz tutmuş oluyor. Biran önce bu sorunun çözümlenmesini istiyoruz” diye konuştu.

    Köyden hastaneye gelen Tahsin Ertunç isimli vatandaş da kendi köylerinde dahi bu şekilde sokaklardan su akmadığını belirterek, “Geçen hafta da gelmiştim hastaneye su akıyordu bu hafta geldim halen akıyor.” dedi.