Etiket: Sürecini

  • ABD Başkanı Trump: “Çeşitlilik Vizesi Kurası programını durdurma sürecini başlatıyorum”

    ABD’nin New York şehrinde gerçekleşen terör saldırısına ilişkin açıklama yapan ABD Başkanı Donald Trump, “Çeşitlilik Vizesi Kurası programını durdurma sürecini başlatıyorum” dedi.

    ABD Başkanı Donald Trump, New York’ta bir göçmen tarafından kamyonetle gerçekleştirilen ve 8 kişinin ölmesine neden saldırıya ilişkin basın açıklaması yaptı. Konuşmasına hayatını kaybedenler için üzüntüsünü ifade ederek başlayan Trump, “Bugün Dünya Ticaret Merkezinin sadece birkaç blok ötesinde yaşanan New York’taki korkunç terör saldırısının yasını tutuyoruz. Bir adam, kamyonetiyle bisiklet yoluna girerek, 8 kişiyi öldürdü ve 11 kişinin yaralanmasına neden oldu” dedi. Bütün Amerika’nın sevdiklerini kaybeden aileler için dua ettiğini belirten Trump, “kalplerimiz onlar için atıyor” şeklinde konuştu. Saldırganı “hayvan” olarak nitelendiren ABD Başkanı Trump, “Hükümetin, saldırıyı ve saldırıyı düzenleyen hayvanı daha fazla araştırmak için federal ve yerel yetkililerle yakından çalışıyor” şeklinde konuştu.

    “Çeşitlilik vizesini durdurma sürecini başlatıyorum”

    Trump, Yeşil Kart kurası (green card) olarak da bilinen Çeşitlilik Vizesi Kurası programını durdurma sürecini başlattığını söyledi. Trump, kongreden yeşil kart programının kaldırılmasını isteyeceğini de sözlerine ekledi. “Çeşitlilik kurası kulağa hoş geliyor ancak bu iyi bir şey değil, iyi bir şey değildi” diyen Trump, bu programa her zaman karşı olduklarını belirtti.

    29 yaşındaki saldırganın, Özbek asıllı Sayfullo Saipov’un Guantanamo kampına gönderilmesi gerektiğini söyledi.Trump, “Bunu gerçekten düşünüyorum, evet. Onu Guantanamo’ya gönderin” dedi.

    Guantanamo Kampı, 2002 yılından itibaren askeri hapishane olarak kullanılmakta olan, Guantanamo körfezi askeri üssü nün bir bölümüne verilen isim.

  • Ali Yalçın, 4.Dönem Toplu Sözleşme sürecini değerlendirdi

    Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, 4. Dönem Toplu Sözleşme sürecinden üçlü rakamlarla, buçuklu rakamlarla uzlaşma çıkmayacağını Kamu İşveren Heyeti’nin görmesi gerektiğini belirterek, “Bize sunulan teklif, markası cimri, modeli keyfilik olan bir hesap makinesinin ürünüdür. Biz, ‘markası adalet, modeli hakkaniyet’ olan bir hesap makinesinin devreye girmesini bekliyoruz” dedi.

    Eğitim-Bir-Sen 37. Başkanlar Kurulu toplantısının açılışı Kızılcahamam Çam Otel’ de gerçekleştirildi. Toplantının açılış konuşmasını yapan Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, 4. Dönem Toplu Sözleşme sürecine ilişkin açıklamalarda bulundu. 4. Dönem Toplu Sözleşme sürecinin hukuken hala devam ettiğini belirten Yalçın, “Fakat fiilen devam etmesi için Kamu İşveren Heyeti’nin 14 Ağustos’ta bize sunduğu teklifin, müzakere edilebilir bir noktaya, bizim tekliflerimizle yan yana durabilecek oranlara çekilmesi gerekiyor. Kamu İşveren Heyeti’nin, başka bir ifadeyle hükümetin bize sunduğu her iki yıl için 3+3, bizim için kabul edilmesinden öte pazarlık edilmesi dahi güç bir teklif. Bize sunulan oranlar, masanın özne tarafını oluşturan doğrudan 5 milyon, dolaylı olarak 20 milyon insanın, daha iyi bir Türkiye ufkuna, emeğin değerini artırma ve hakkını alma umuduna oldukça uzaktır. Biz bütün bu değerlendirmeler ışığında, Kamu İşveren Heyeti’nin sunduğu teklife, üç alternatif cevapla masadaydık. Teklif düşük olunca, açık ve kesin bir tavırla, ‘Bu müzakereye kapalıyız’ tepkisini verdik. O günden bugüne ve halihazırda bu tepkimizi değiştirmemizi, masada pazarlık sürecine girişmemizi sağlayacak ikna edici, 4. Dönem Toplu Sözleşme sürecinin uzlaşmaya doğru gitmesini inşa edici yeni bir teklif ve tatmin edici bir oran henüz bize bildirilmedi. İşveren Heyeti’nin Başkanı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı, çeşitli vesilelerle yaptığımız görüşmelerde, ‘rakam değil mesaj vermeye çalışıyor.’ Rakamlara mesajı masada Kamu Görevlileri Sendikaları Heyeti olarak verdik. Bize mesaj değil rakam verilmeli. Basında bazı haberler yer aldı. 4 tane üçün yanına üç tane buçuk eklemek şeklinde yaklaşımlardan bahsediliyor. 2018-2019 yılları için dört 6 aylık döneme ilişkin mağdur edecek rakam verildi. Bize 4 altı ayda mağdur edecek rakam değil, dört başı mamur rakam lazım” şeklinde konuştu.

    “Markası adalet, modeli hakkaniyet olan bir hesap makinesi devreye girmelidir”

    “4. Dönem Toplu Sözleşme sürecinden üçlü rakamlarla, buçuklu rakamlarla uzlaşma çıkması bizim penceremizden imkansız ötesidir” diyen Yalçın, “Dört tane üçün yer aldığı teklif, büyümeyi es geçiyor, enflasyon gerçeğini göz ardı ediyor. Kamu görevlilerinin beklentilerini, bankaların yüksek kar gerçeğini, alın teri ve emeğin değerini yok sayıyor. Dört tane üçten oluşan teklif, Türkiye’nin ekonomik açıdan 2016 ve 2017 yıllarına göre ileriye değil, geriye gittiği kanaati uyandırıyor. Oysa biz biliyor ve görüyoruz ki, Türkiye’nin potansiyeli arttı. Biz inanıyoruz ki, Türkiye’nin hem bütçesi hem de cüssesi dikkate alındığında, dört tane üçten oluşan teklif, ne adaletle ne cömertlikle ilişkilendirilebilir. Bu teklif, markası cimri, modeli keyfilik olan bir hesap makinesinin ürünüdür. Biz, ‘markası adalet, modeli hakkaniyet’ olan bir hesap makinesinin devreye girmesini bekliyoruz. Toplu sözleşme sürecinin başlamasından kısa bir süne önce KİT’lerle ilgili 2016 ve 2017 yıllarına ilişkin ücretleri belirleyen Yüksek Planlama Kurulu kararı yayımlandı. Bu kararda, KİT Yönetim Kurulu başkanlarının ücretleri yüzde 100 artırıldı, üstelik geçmişe yönelik olarak. Bir başka ifadeyle, yönetim kurulu başkanlarının ücretlerinde geçmişe dönük yüzde 100 artış yapan irade, kamu görevlilerinin gelecek iki yıldaki maaşlarına 3+3 artış teklif ediyor. Geçmişe yüzde 100, geleceğe yüzde 3, yöneticiye yüzde 100, hizmet üreticiye yüzde 3. Böyle bir anlayışı yansıtan teklifi müzakere etmemizi beklemek, Memur-Sen’in geçmişini, davasını ve mücadelesini reddetmeye davet olur. Biz, bu daveti de bu daveti barındıran teklifi de gündemimize almayız. Çünkü soylu mücadelemize, bu mücadeleyi bize emanet edenlere, bu mücadelenin bugünkü müntesiplerine vefa borcumuzu, vekalet yükümlülüğümüzü beşer perdesinden büyük bir onur görüyoruz. Ne onurumuzu çiğnetiriz ne de kamu görevlilerinin emeğini değersizleştirme sonucu doğuracak bir müzakerenin öznesi olma hatasına düşeriz” ifadelerini kullandı.

    “Daralan zamanı değerli kullanalım, memurun emeğinin değerini verelim”

    Önlerinde 72 saate yakın bir süre bulunduğunu, 72 saatin adil olanı, doğru olanı, makul olanı, makbul olanı masaya getirmek, toplu sözleşme metnine dönüştürmek için yeterli bir süre olduğunu vurgulayan Ali Yalçın, şunları kaydetti:

    “Bu zamanı değerli kullanalım, emeğin değerini artırmak için kullanalım, yeni ve büyük Türkiye’nin hayal olmadığını, gerçek olduğunu ispat için kullanalım. Bu zamanı insani yardımda dünya birincisi olan Türkiye’nin insani bir hayat için gerekli ücret ve maaşlar konusunda da dünyanın birinci liginde yer alması için kullanalım. 14 Ağustos’ta dile getirdiğimiz gibi iletişim için cebimiz de kapımız da açık. Türkiye, 21 Ağustos’ta 5 milyonu doğrudan, 20 milyonu dolaylı etkileyecek bir uzlaşmanın imzasına tanıklık etsin. Uzlaşmazlık metninin altına imza atmayı biz istemeyiz. Sanıyor ve inanıyoruz ki, işveren tarafı, hükümet tarafı da istemiyordur. Kamu görevlilerinin beklentilerini karşılamayan tekliflerde ısrar edilirse, uzlaşmazlık metninin altına imza atmaktan da imtina etmeyiz. Buradan sesleniyorum. 14 Ağustos’ta getirilen teklife yönelik olarak yaptığımız ‘teklifi küçültenler, Türkiye’yi büyütenlerle temas kursun’ çağrımızı yineliyoruz. Bir adım öteye gidiyoruz, Türkiye’yi büyüten kamu görevlilerinin yetkili temsilcileri ile siyasi iradenin temsilcileri önümüzdeki 72 saati değerli kullanmak anlamında bir araya gelmeli, masada artık pazarlık aşamasına geçilmeli. Biz bize atılacak adıma sessiz kalmayız ve sırt dönmeyiz. Herhangi bir adım atılmadan da kendi teklifimizle pazarlık etmeyiz.”

  • CHP’li Bingöl: “Bugün itibarıyla olağan kongre sürecini başlatmış bulunuyoruz”

    CHP Genel Başkan Yardımcısı Tekin Bingöl, “Bugün itibarıyla olağan kongre sürecini başlatmış bulunuyoruz. Bu sürecin tamamlanmasının hemen akabinde Parti Meclisimiz 36. Olağan Kurultay’ın tarihini belirleyecek” dedi.

    CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında gerçekleşti. Toplantının gündemine ilişkin CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Selin Sayek Böke’nin ardından Genel Başkan Yardımcısı Tekin Bingöl de konuştu.

    CHP’nin 35. Olağan Kurultayının 16-17 Ocak 2016’da yapıldığını hatırlatan Bingöl, “Tüzüğümüz amir hükmü 2 yılda bir olağan kongre ve kurultayın yapılmasını emrediyor. Bu yıl içinde bizim olağan kongre takvimini ve ardından da Parti Meclisinin (PM) alacağı tarihte 36. Olağan Kurultayımızı yapmamız yönünde bir değerlendirme söz konusu oldu. Bugün yaptığımız MYK toplantımızda, bugün itibarıyla olağan kongre sürecini başlatmış bulunuyoruz. Takvimimiz oldukça geniş bir zaman dilimini kapsıyor. Bizim kongrelerimiz sadece ilçe ve il kongreleriyle sınırlı olmayıp, başlangıcından itibaren bir dizi iş ve işleyişi gerektiren bir kongre süreci. O açıdan bugünden itibaren olağan kongre takvimimiz başlatılmıştır. Bundan önce yaptığımız üç toplantıda da çok büyük bir ağırlıkla milletvekillerimizin, Parti Meclisi üyelerimizin ve il başkanlarımızın ortak kararı da açıklamaları da ’olağan kongre sürecinin başlatılması’ yönündeydi. Bu değerlendirmelerin ışığında bugünkü toplantıda kararı aldık ve olağan kongre sürecini başlatıyoruz. Ardından da bu sürecin tamamlanmasının hemen akabinde Parti Meclisimiz 36. Olağan Kurultayın tarihini belirleyecek ve kurultayımızı gerçekleştireceğiz” açıklamasında bulundu.

    “Bizim zaten bu yıl içinde olan kongrelerimizi yapma zorunluluğumuz var”

    Basın mensuplarının sorularını cevaplayan Bingöl, olağanüstü kurultay talepleri olduğunu hatırlatarak, bunları nasıl karşıladıklarının sorulması üzerine, “Bizim zaten bu yıl içinde olan kongrelerimizi yapma zorunluluğumuz var, tüzüğümüz bunu emrediyor. Dolayısıyla böyle bir takvim önümüzdeyken, dönüp bir olağanüstü kurultay tartışmasını başlatmak doğru değil. Kaldı ki örgütlerimizin çok büyük bir kesimi bu konuda olağan kongre takviminin başlatılması talepleriyle bize geliyorlar. Toplantılarda da bunu ifade ettiler” değerlendirmesinde bulundu.

    “Olağanüstü kurultay bizim gündemimizde yok”

    “2 yıllık süre içerisinde örgütlerimizde yenileme ihtiyacı olan birtakım birimlerimiz söz konusu” diyen Bingöl, “Olağanüstü kurultay yapsak dahi yıl içinde ikinci bir olağan kongre takvimini başlatmak zorundayız. Düşünün birkaç ay arayla iki kurultay yapılacak. Bu, asla gerçekçi değil. Olağanüstü kurultay bizim gündemimizde yok. Biz bugün olağan kongre takvimimizi başlattık. Bunu da çok sağlıklı bir şekilde yürütüp, kurultayımızı gerçekleştireceğiz” ifadelerini kullandı.

    Bingöl, ilçe kongrelerini başlatmadan önce bir dizi işlemin gerçekleştirileceğini, bu kapsamda üye listelerinin, seçmen kütüklerindeki adreslere göre güncelleneceğini bildirerek, üye listelerinin örgütlere gönderilmesi ve askı süreci ile il ve ilçelere yapılan itirazın ardından kongreleri gerçekleştireceklerini anlattı.

    Kongre sürecinin bu yıl bitip bitmeyeceği sorusuna Tekin Bingöl, il ve ilçe kongrelerinin ekim, hatta kasım ayına kadar sarkabileceğini ifade etti.

    “Cumartesi günü yapılan il başkanları toplantısında, bazı il başkanlarının sizin istifanızı istediğine yönelik haberler çıktı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz” sorusuna Bingöl, şunları kaydetti:

    “Bu, bizim aile içinde yaşanmış bir olay. Bazı il başkanları değil, sadece bir il başkanının, bir bireysel meseleyi gündeme getirerek yapmış olduğu bir açıklama. Onun dışında hiçbir il başkanımız bu doğrultuda açıklama yapmamıştır. Aksine farklı birtakım açıklamalarla o konunun doğru olmadığını ifade etmişlerdir. Bu anlamsız tartışmayı büyütmenin partime hiçbir yarar getirmeyeceğini düşündüğüm için sosyal medya yazılanların hepsinin yalan olduğunu bildiğimden il başkanlarımızın da benimle aynı düşünceyi paylaştıklarından dolayı konuyu gündeme getirmedim.”

    “Sayın Baykal’ın kişisel görüşüdür”

    CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal’ın 2019’daki seçimlerde cumhurbaşkanı adayının belirlenmesi konusundaki açıklamalarının hatırlatılması üzerine Bingöl, “Bizim partimizde arkadaşlarımız zaman zaman kendi düşüncelerini kamuoyuyla paylaşıyorlar. O da Sayın Baykal’ın kişisel görüşüdür. Bunları yetkili kurullarımızda değerlendiriyoruz. Bizim şu anda önümüzdeki en önemli mesele, Türkiye’deki rejim değişikliğiyle ilgili yoğunlaşmamız” şeklinde konuştu.

    Tüzük ve program kurultayının olup olmayacağı soru üzerine ise Bingöl, “Kongreler ve kurultay bizim önceliğimiz ama elbette program ve tüzükle ilgili ilerleyen günlerde ne tür bir ihtiyaç söz konusuysa, ne tür düzenlemeler yapılması icap ediyorsa onlarla ilgili düzenlemeler yapılır, kararlar alınır. Şu anda önceliğimiz örgütlerimizin talebi doğrultusunda kongre sürecini başlatmak” dedi.

    Bingöl, CHP’nin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) ne zaman başvuracağı sorusuna “Arkadaşlarımız çalışıyor. AİHM’e başvuracağımızı önceden açıklamıştık. Hukukçu arkadaşlarımız, konunun uzmanları bu konuyu enine boyuna değerlendiriyorlar. Çok sağlıklı bir başvuru gerçekleşecek. O da zaman içinde sizinle paylaşılır” cevabını verdi.

  • ‘Çözüm Süreci’ni bitiren teröristler öldürüldü

    Adıyaman’da 20 Temmuz 2015 tarihinde ‘Çözüm Süreci’nin bitmesine neden olan terör saldırısını gerçekleştiren teröristler öldürüldü.

    Güvenlik güçleri tarafından sabahın erken saatlerinde merkeze bağlı Çamyurdu ve Yazıbaşı köyü kırsalında insansız hava aracı görüntüledi. Görüntüleme sonrasında düzenlenen hava harekâtında öldürülen 8 PKK’lı teröristten 4’ünün başlarına ödül konan teröristler olduğunu öğrenildi. Öldürülen teröristlerin cenazeleri otopsi yapılmak üzere Adıyaman Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Morguna kaldırıldı.

    Yeşil ve gri listedeki ödüllü teröristler

    Adıyaman kırsalında oldukları istihbarat raporlarında yer alan 10 kişilik terörist gruptan 8’i güvenlik güçlerinin operasyonunda öldürüldü.

    Adıyaman kırsalında gerçekleştirilen operasyonda öldürülen 8 kişilik terörist grup içerisinde PKK’nın sözde bölge sorumlusu olan ve ihbarcısına 1 milyon TL ödül verilecek olan (Renas) kod adlı Veli Temirci, 300 bin TL ödüllü (Nurhak Elbistan) kod adlı Fırat Berkpınar, 300 bin TL ödüllü (Ali Norşin) kod adlı Şefik Körman, 300 bin TL ödüllü (Bezar Elçi) kod adlı Abuzer Arıca’nın olduğu bildiriliyor. Öldürülen diğer 4 teröristin ise bu kişilerin emirleri doğrultusunda hareket ettikleri, kırsalda iki grup halinde oldukları öğrenildi. İki grubun birleşerek bir eylem hazırlığında olduğu kaydedildi.

    20 Temmuz 2015’teki terör saldırısı ile ‘Çözüm Süreci’ sona erdi

    ‘Çözüm Süreci’ olarak bilinen sürecin sonlanmasına neden olan saldırıyı gerçekleştiren ve 5’er kişilik iki grup halindeki PKK’lı teröristlere Adıyaman mezar oldu. 20 Temmuz 2015 tarihinde Adıyaman merkeze bağlı Kömür beldesi Boğazözü köyü Kurk mezrası Derinsu bölgesinde terör örgütü PKK unsurlarının görülmesi üzerine başlatılan operasyonda Kayseri nüfusuna kayıtlı Uzman Onbaşı Müsellim Ünal (21) şehit olurken, 2 asker yaralandı. Bu terör saldırısı ve ardından Şanlıurfa’da 2 polisin infaz edilmesi ‘Çözüm Süreci’nin bitmesine neden oldu. Uzman Onbaşı Müsellim Ünal’ın Adıyaman’da düzenlenen cenaze törenine dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu katılmıştı.

    ‘Çözüm Süreci’nin bitiş tarihi olarak kayıtlara geçen bu terör saldırısının ardından 24 Haziran 2016 tarihinde yine Kömür beldesi Boğazözü köyü sınırları içinde bölücü PKK terör örgütü mensuplarınca güvenlik güçlerine yönelik yapılan saldırıda Kahramanmaraş nüfusuna kayıtlı Jandarma Er Mücahit Şimşek şehit oldu.

    9 Eylül 2016 tarihinde daha önceki saldırılara yakın bölge olan Çamlıca köyü Bahçe mezrasında sivil kıyafetli PKK’lı teröristler, korucu başı Yusuf Sönmez’i vücuduna 7 kurşun sıkarak şehit etti.

    Adıyaman’da 2015 ve 2016 yıllarında 1 uzman onbaşı, 1 er ve 1 korucu başını şehit eden terörist grup operasyon ile etkisiz hale getirildi. Saldırı hazırlığındaki terörist gurubun Adıyaman kırsalında oldukları istihbaratını alan güvenlik güçleri, insansız hava aracı, savaş uçağı ve helikopterlerle operasyon yaptı. Havadan yapılan saldırıda 8 terörist etkisiz hale getirildi. Adana Jandarma Bölge Komutanı Tümgeneral Hacı İlbaş’ın yönettiği, İl Jandarma Alay Komutanı Ercan Atasoy’un içinde bulunduğu operasyonu Vali Abdullah Erin dakika dakika takip etti.

  • İzmir TÜMSİAD üyeleri referandum sürecini değerlendirdi

    Tüm Sanayici ve İş Adamları Derneği (TÜMSİAD) İzmir Şubesi üyeleri İzmir’in Buca ilçesinde düzenlenen toplantıda referandum sürecini değerlendirdi.

    TÜMSİAD İzmir Şubesi üyeleri 16 Nisan’da yapılacak referandum süreci hakkında görüş ve düşüncelerini paylaşmak üzere düzenlenen kahvaltılı toplantıda bir araya geldi. Toplantıya, İzmir AK Parti Milletvekili Kerem Ali Sürekli, TÜMSİAD Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyesi ve Ege Bölge Başkanı Mehmet Ceylan, TÜMSİAD İzmir Şubesi Başkanı Erkan Çoruk ve Sosyal Güvenlik Kurumu İzmir İl Müdürü Ekrem Gülcemal ile üyeler katıldı.

    Toplantıda açılış konuşmasını yapan TÜMSİAD İzmir Şubesi Başkanı Erkan Çoruk, “Tüm Sanayici ve İş Adamları Derneği olarak 2005 yılında kurulan derneğimiz bugün itibariyle Türkiye genelinde 12 bin üyesiyle ve İzmir şubesi 500 üyeyle çalışmalara devam ediyor. Türkiye genelinde 81 temsilcilik, 51 noktada şubesi uluslararası arenada 9 ülkede genel merkez çözüm ortağı yine 45 temsilciliğiyle inşallah milletimizin birliği, kalkınması ve beraberliği için çalışmalara devam etmektedir. Gerçekten 2006 yılında yaşadığımız badireler hepimiz için çok üzücü. Bunun ekonomiye yansımaları da rakamsal olarak belirli noktalara yansıdı. Biliyorsunuz ülkemizin 2023 yılındaki 500 milyar dolarlık hedeflerine ulaşma noktasında, 2016 yılındaki 215 milyarlık bir hedefimiz vardı. Tahmin ediyorum ki 143 milyar dolar civarında gerçekleşti 2016 yılındaki ihracat hacmimiz. Fakat bu konuda temelin birlik, beraberlik ve kardeşlik olduğuna inanıyoruz. 15 Temmuz sürecinde kamuoyunda oluşan Yenikapı ruhunu yine bu seçimlerde de tecelli etmesini gönülden arzuluyorum” dedi.

    “Türkiye’nin büyümesi için 16 Nisan’da Evet”

    Türkiye’nin ve iş adamlarının daha fazla büyümesi için 16 Nisanda ’evet’ denilmesi gerektiğini vurgulayan TÜMSİAD Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyesi ve Ege Bölge Başkanı Mehmet Ceylan, “Bölgemizde yakın coğrafyamızda ciddi anlamda ekonomik iktisadi kültürel anlamda tehditler var ama bu tehditlerin bertaraf edilmesi adına da çok ciddi çalışma yapılması lazım, önümüzün açılması lazım. İş adamlarımızın, ülkemizin daha iyi noktalara gelmesi lazım. Şunu artık hepimiz herhalde idrak ettik diye düşünüyorum. Bizim büyümekten başka, güçlü olmaktan başka alternatifimiz yok. Dolayısıyla da 16 Nisandaki referandumla neden evet denilmesi gerektiğini 16 Şubat’ta Haliç Kongre Merkezinde yaptığımız açıklamada belirttik” ifadelerini kaydetti.

    “Mevlam neylerse güzel eyler”

    Toplantıda kısa bir konuşma yapan AK Parti İzmir Milletvekili Kerem Ali Sürekli ise, “Evet demek güzel bir şey, güzel bir kelime. Benim konuşma tarzımda da ’evet’ hep geçişlerde yer alır ve bu süreçte işime çok yarıyor. Hayırla işimiz var da, ’hayır’ kelimesiyle yapı itibarıyla, mizaç itibarıyla işim olmuyor, genelde evet derim. O bakımdan bu süreçte benim işim kolay hamdolsun. Allah’ın izniyle 16 Nisan’da bu millette büyük çoğunlukla ’evet’ diyecek. Biz anlatıyoruz halk dinliyor, AK Parti seçmeninden bir fire bile yok, kararsızlar da kararlarını ’evet’ yönünde veriyor. ’Evet’e yönelik büyük bir yöneliş var. Ancak hiçbir zaman gevşemeyeceğiz, son güne kadar çalışacağız. Teşkilatlarıma sürekli söylediğim bir şey var; biz zaferden sorumlu değiliz. Biz çalışacağız, çalışmaktan seferden sorumluyuz, zafer cenabı Allah’ın takdiri. Biz, 15 Nisan akşamı yatağa başımızı koyduğumuzda diyeceğiz ki hamd olsun. Her şeyi yaptık, tedbirler noktasında her şeyi yaptık hamd olsun deyip yatacağız. Sabah kalktığımızda sandıklara sahip çıkacağız, ondan sonra takdir her zaman olduğu gibi cenabı Allah’a ait, mevlam neylerse güzel eyler” dedi.

    Konuşmaların ardından AK Parti İzmir Milletvekili Kerem Ali Sürekli’ye teşekkür plaketi takdim edildi.