Etiket: Sürecinde

  • Pandemi  sürecinde üretim yapan okullar ödüllendirildi

    Pandemi sürecinde üretim yapan okullar ödüllendirildi

    Mustafakemalpaşa ilçesinde Covid-19 salgını sürecinde üretikleri koruma aparatları ve hijyen ürünleriyle takdir kazanan okullar teşekkür belgesi ile taltif edildi.

    MEB’e bağlı okullarla birlikte diğer kamu kurum ve kuruluşların ihtiyaç duyduğu maske, siperlikli maske, hijyen standı gibi ürünlerin üretimleri için yaptıkları çalışmalardan dolayı Hasan Celal Güzel ve Nilüfer Hatun Meslekî ve Teknik Anadolu liseleri, Meslekî ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü tarafından teşekkür belgesi ile ödüllendirildi.

    Mustafakemalpaşa Millî Eğitim Müdürü Mustafa Efe, okul müdürlerine belgelerini törenle takdim ederek, “Salgın sürecinde yapmış oldukları çalışmalar için okul müdürlerimize, öğrencilerimize ve tüm personelimize teşekkür ediyor, başarılarının devamını diliyorum” dedi.

  • Pandemi sürecinde özel eğitime devam kararı özel bireylere umut ışığı oldu

    Pandemi sürecinde özel eğitime devam kararı özel bireylere umut ışığı oldu

    Korona virüs sürecinde alınan yeni kısıtlama kararlarına rağmen özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde verilen eğitime devam edilme kararı, özel bireyler için umut ışığı oldu. Özel eğitimlerle çocuklarında gelişimi gören ailelerin ise yüzü gülüyor.

    Türkiye genelinde her geçen gün artan korona virüs vakaları sonrasında alınan yeni kısıtlama kararları ile yüz yüze eğitim uygulamaları, yıl sonuna kadar yeniden uzaktan eğitime döndü. Pandemi nedeniyle bir çok alanda uygulanan yeni kısıtlamalarda, özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde verilen eğitimlere ise devam edilmesine karar verildi. Pandemi sürecinin başında uygulanan daha önceki kısıtlamalarda eğitimleri aksayan özel öğrencilerin, yeni karar ile eğitim ve rehabilitasyon süreçlerine ise belirlenen programlarla ara vermeden devam ediliyor. Özel bireylere umut ışığı olan karar ise hem özel bireylerin velilerini hem de eğitimle hayatlarına umut olan eğitmenlerini memnun etti.

    “Özel eğitim merkezleri kapansaydı gerçekten çok zorlanırdık”

    Çocuğunun tedavisi için Avusturya’dan Kocaeli’ne geldiğini, özel eğitime devam kararının kendilerini memnun ettiğini ifade eden Rukiye Cebeci, “Özel eğitimler biran kapanacak mı kapanmayacak diye konuşuldu ama çok şükür kapanmıyormuş buna çok sevindik. Özel çocukların mecbur özel eğitim almaları lazım. Aileler için anneler için evde tek başına olmuyor. Öğretmenlerin verdiği bilgiler öğrencilerin aldığı eğitim çok önemli. Ben buraya gelişim bir ay olmadı ama kızım buna rağmen gelişim gösterdi. Avusturya da bir seneye aşkın eğitim alıyordum ama buraya geldim üç haftada Avusturya da aldığım bir senelik eğitimden daha fazla gelişim gösterdi. Kızım burada ilk kelimelerini çıkartmaya başladı, çok mutlu olduk. Bu kadar ilerlemişken özel eğitim merkezleri kapansaydı gerçekten çok zorlanırdık. Bütün öğrendikleri boşa giderdi. Çocuklar eğitim almazlarsa anneler ve çocuklar için çok zor bir süreç olur” diye konuştu.

    “Fizik tedavileri çok aksadı, ayaklarında gerilemeler oldu”

    Daha önceki kısıtlamalarda fizik tedavi alan 5 yaşındaki kızında gerileme yaşandığını yeni kararla tedavinin devam etmesine sevindiklerini belirten Afiye Yiğit ise, “Pandemi sürecinde biz de virüse yakalandık. O dönemde çok sıkıntılar yaşadım çocuğun fizik tedavileri çok aksadı, ayaklarında gerilemeler oldu. Çocukla hiçbir şekilde iletişime geçemiyorduk. Bu şekilde baya zorluklar atlattım. Fizik tedavinin açılması bizim için iyi oldu. Şu an çok iyi bir ilerleme kaydettik. Virüse yakalandığım zamanlar hiçbir şekilde çocuğumla ilgilenemedim, fizik tedavisini yapamadım. Eldiven, maske ve tek giyimlik tulumlardan giyip kızımın yanına yaklaşmaya çalıştım ama buna izin vermedi. Okulların açılması bizim için çok iyi oldu bu yüzden” şeklinde konuştu.

    “Gelişim gösteren çocuklardan çok daha dikkatli olduklarını gözlemledik”

    Pandemi sürecinde öğrencilerin sağlığı için mücadele ettiklerini belirten Atlantis Rehabilitasyon Merkezi Eğitim Kordinatörü Dilek Güner de, “Haziran 15’i itibarı ile pandemi sonrası biz eğitimlerimize başladık. Üç kurala çok dikkat edildiği takdirde bir sorun yaşamadığımızı görmüş olduk. Maske, mesafe, hijyen konusunda çok dikkatli olmaya çalışıyoruz. Tabi ki bizim çocuklarımız özel çocuklar, maske takmalarını çok beklemiyoruz ama bazı çocuklarımız inanın çok daha bu konuda normal gelişim gösteren çocuklardan çok daha dikkatli olduklarını gözlemledik. Bu anlamda dönütleri çok güzel alabildik. Haziran 15 itibari ile hiç sorunsuz olarak eğitimlere devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.

    “Çocukların gelişimleri sıkıntıya uğradı, davranış problemleri çok gelişti”

    Özel eğitimin durmasının özel bireylere olumsuz etkilileri olduğunu belirten Dilek sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Biz maalesef Mart ayından sonraki sürecin sıkıntılarıyla biraz uğraşmak zorunda kaldık. Çünkü bizim çocuklarımız diğer çocuklar gibi aynı eğitimden faydalanma şansı söz konusu değil. Mutlaka birebir temas etmek zorundasınız çocuğa. O yüzden de gelişmeler sıkıntıya uğradı. Çocukların gelişimleri sıkıntıya uğradı, davranış problemleri çok gelişti. Aileler bu konuda ne yapacaklarını bilemediler. Sınırlı alanlarda vakit geçirmeleri, ev içerisinde sürekli olmaları maalesef bizim en sevmediğimiz televizyon, tablet gibi materyallerle çok zaman geçirmelerine sebep oldu. Açılışımızdan itibaren de bu konudaki hassasiyetimizi ailelerimizle ve çocuklarımızla paylaşarak bu süreci sağlıklı bir şekilde atlattık.”

    “Online eğitimden faydalanma şansımız söz konusu değil”

    “Eğitim aksamadığı takdirde tabi ki bizim için bir günün bile kıymeti çok değeri varken haftalarca günlerce kapalı olmak, çocukların eğitime gelememesi büyük sıkıntılar doğuruyor. Maalesef öğrenemedikleri becerilerin yerine yanlış davranışları öğrenme süreçleri oluyor. O yüzden bizim için bir saat, bir dakika bile çok kıymetli. Online eğitimden faydalanma şansımız söz konusu değil. Bu süreçte de desteklenmeleri, birebir temas edilmesi önemli. Olabildiğince bu süreçte, süreci doğru yönetmek adına eğitimcilerimiz ile birlikte canla başla bu süreçte uğraştık.”

  • Pandemi sürecinde devletin esnafa destek olmalısı gerektiğini belirten ÇESOB Başkanı Gür;

    Pandemi sürecinde devletin esnafa destek olmalısı gerektiğini belirten ÇESOB Başkanı Gür;

    Çorum Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (ÇESOB) Başkanı Recep Gür, koronavirüs salgınının başlamasından bugüne kadar esnaf ve sanatkarların rahat bir nefes alamadığını söyledi.

    “Esnafın hali ne olacak?” diye soran ÇESOB Başkanı Gür, önceki kapanma döneminde zor bir süreç geçiren esnafın bugün de aynı zorlukları yaşamaya devam ettiğini kaydetti.

    Devletin kanunla kapattığı veya kısıtladığı kıraathane, internet kafe, öğrenci servisi, lokanta, kafe ve kafeterya gibi işletmelere biran önce babalığını göstererek destek vermesi gerektiğini vurgulayan Gür, kurum olarak mağduriyet yaşayan işletmelere destek verilmesi konusunda Belediye Başkanı Dr. Halil İbrahim Aşgın’la görüştüklerini ve Başkan Aşgın’dan daha önce olduğu gibi aynı şekilde destek sözü aldıklarını belirtti. Gür ayrıca Valilik nezdinde de girişimlerin sürdüğünü kaydetti.

    Vatandaşların sağlığı için alınan hiçbir karara karşı olmadıklarının altını çizen Recep Gür, “Tedbirlere evet, ancak bizim halimiz ne olacak? Daha önce getirilen kısıtlama tedbirleri kapsamında en büyük sıkıntıyı esnaf ve sanatkarımız yaşadı. Hiç kuşkusuz yeni alınan kısıtlama tedbirleri kapsamında olumsuz etkilenecek olan kesim yine esnaf ve sanatkarlarımızdır” dedi.

    Bu alınan kararlar kapsamında esnafın özel olarak desteklenmesi gerektiğine dikkat çeken Gür, “Yeni alınan kararlardan olumsuz etkilenecek olan esnafımız ekonomik olarak desteklenmelidir. Hiç zaman kaybedilmeden iş yerleri kapanan esnafımıza ve yanlarında çalıştırdıkları personellere nakdi yardım yapılmalı. Kira yardımının yanı sıra elektrik, su, doğalgaz gibi genel giderlerini karşılamak için her ay düzenli olarak belli oranda esnafımıza nakdi yardım yapılmalı” diye konuştu.

    ’Bazı meslekler yok olma noktasına geldi’

    Bazı mesleklerin artık bitme noktasına geldiğini de ifade eden ÇESOB Başkanı Recep Gür, “Yeni tedbirler kapsamındaki kısıtlamalarla birlikte esnafımızın artık dayanacak gücü kalmadı. Kovid-19 tedbirleri kapsamında faaliyetleri durdurulan ve çalışma saatleri ile çalışma şekilleri sınırlandırılan tüm esnafımıza destek sağlanmalıdır” şeklinde konuştu.

    Esnaf ve sanatkar camiası olarak her zaman devletin ve milletin yanında olduklarını ifade eden Gür, “Mart ayından bu yana halkımızın sağlığı için yapılan tüm düzenlemelere harfiyen uyduk. Sağlık için alınan tüm tedbirleri destekliyoruz ancak salgının yayılmasını önlemek için faaliyetleri durdurulan kıraathane ve internet kafe işletmecileri başta olmak üzere, örgün eğitime yeniden ara verilmesiyle işine ara veren servis araçları, okul kantinleri ve hizmetleri yalnızca paket servisi ile sınırlandırılan restoran, lokanta, pastane, kafe gibi işletmelere nakdi destek şart. Bu işletmeler zaten Mart ayından bu yana çok sıkıntılı bir süreçten geçiyor” dedi.

    ’Esnafımız Bağ-Kur, SSK ve vergi ödemelerinden muaf tutulmalı’

    Kapalı olduğu süre boyunca esnaf ve sanatkarların SSK, Bağ-Kur ve vergi ödemelerinden muaf tutulması gerektiğini söyleyen Recep Gür, “Kısıtlamalar nedeniyle çalışmayan esnafımız bırakın ev geçindirmeyi, iş yeri kirasını ve faturalarını bile ödeyemez durumdalar. Bu dönemde esnafımız ya kepenk kapatacak ya da nakdi desteklerle bir şekilde ayakta kalacak. Esnafın kira, elektrik, su ve doğalgaz faturalarını ödeyebilmesi için aylık nakdi yardım yapılmalı. Esnaf ve sanatkarlar kapalı oldukları bu dönemde SSK, Bağ-Kur ve vergi ödemelerinden muaf tutulmalı. Ayrıca geçmiş dönem borçları için yapılandırmaya başvuran esnafın tüm borçları da faizsiz olarak en az 1 yıl süreyle dondurulmalı” ifadelerini kullandı.

    Başkan Gür, yardım yapılırken vergi mükellefiyeti olsun olmasın herkese yardım yapılması gerektiğini, bu zor günlerin birlik ve beraberlik içinde aşılacağına inancının ise tam olduğunu sözlerine ekledi.

  • Irak krizinde dip yapan yumurta fiyatı pandemi sürecinde arttı

    Irak krizinde dip yapan yumurta fiyatı pandemi sürecinde arttı

    Irak’ın yumurta ihracatının durmasının ardından dip yapan yumurta fiyatları, pandemi sürecinin ardından ise zirve yapıyor. Son bir ay içerisinde yumurtanın koli fiyatına gelen yüzde 30’luk zam gelirken, yumurta üreticileri ise zammın maliyet artışından kaynaklandığını kaydetti.

    Yumurta fiyatında uçuk bir artış olmadığını ifade eden Gaziantep Yumurta Üreticileri Birliği Başkanı Kenan Uygur, yaşanan maliyet artışlarından dolayı yumurta fiyatlarının yükseldiğini belirtti. Irak’ın ithalatı durdurmasından dolayı uzun süredir yumurtayı maliyetinin altında sattıklarını aktaran Kenan Uygur, “Yumurta kalitesine ve maliyet artışlarına baktığımızda hala bizim üreticimizin aleyhinde bir fiyat skalası var” dedi.

    “Koli çıkış fiyatı 15 ile 16 lira arasında”

    30’lu yumurta kolisinin üreticiden çıkış fiyatının 15 ile 16 lira arasında olduğunu, ancak fiyatın boyuta ve büyüklüğe göre değiştiğini sözlerine ekleyen Uygur, “Bizim kendi işletmemizde 2 milyon yumurta tavuğumuz var. Ortalama günlük 1 milyon 700 ile 1 milyon 800 bin arasında yumurta üretmekteyiz. Ürettiğimiz yumurtaların bir kısmını ihracata, Katar, Dubai, Birleşik Arap Emirliklerindeki diğer ülkeler ve çok da az olsa Irak’a gönderiyoruz. İç piyasada da ulusal, bölgesel ve yerel marketlerin birçoğunun tedarikçisiyiz. Türkiye’de üretilen yumurtanın yüzde 15’lik kısmı Gaziantep’te üretiliyor. Son yıllarda bu sektörde en büyük kapasite artırımı ve en büyük yatırım yapan şehir Gaziantep’tir. 5 yıl öncesine kadar Gaziantep yumurta üretiminde çok küçük bir pay sahibiydi. Ancak şuan ciddi bir paya sahip. Şuan ki ekonomik şartlardan dolayı şu an yeni yatırımlar yapılmıyor. 2019‘un başından beri yatırımlar yapılmıyor. Hatta yeni yatırımlar yapılmadığı gibi bazı üreticiler üretim azaltmasına gidiyor” diye konuştu.

  • Erdoğan: “Salgın sürecinde dayanışma konusunda başta gelişmiş ülkeler olmak üzere dünya iyi bir sınav veremedi”

    Erdoğan: “Salgın sürecinde dayanışma konusunda başta gelişmiş ülkeler olmak üzere dünya iyi bir sınav veremedi”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Salgın sürecinde dayanışma ve yardımlaşma konusunda gelişmiş ülkeler başta olmak üzere dünya maalesef iyi bir sınav veremedi. Bırakın yardımlaşmayı, dayanışmayı salgın karşısında mazlum ve mağdurlar adeta kaderlerine terk edildi. Türkiye olarak bu noktada örnek bir tavır ortaya koyduk. Tüm dünyada din, dil, ırk bölge ayrımı yapmadan yardımına koşmayı kendimize görev atlettik” dedi.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’da bir otelde düzenlenen Türk Konseyi Sağlık Bilim Kurulu toplantısına katıldı. Türk Konseyi Sağlık Bilimi Kurulu Toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sağlık altyapımızın gücü depremde olduğu gibi korona virüs salgınında da en büyük avantajlarımızdan biridir. Dünyanın son dönemde karşılaştığı en büyük sağlık krizi olan korona virüs salgını sürecinde canla başla fedakarca çalışan sağlık ordumuza buradan bir kez daha şükranlarımı sunuyorum. Ölenlere Allahtan rahmet diliyorum. Yaralı sağlık ordumuzun mensuplarına şifalar diliyorum. Dünyanın tamamıyla birlikte ülkemizi de olumsuz etkileyen bu salgın maalesef yeni dalgalarla hala yoluna devam ediyor. Vaka sayısının 45 milyonu geçtiği can kaybı sayısını 1 milyon 200 bine ulaştığı salgına karşı hala kesin ve etkili bir çare bulunamamıştır. Fiilen kullanım aşamasına gelen aşı çalışmaları bu konudaki en büyük ümidimizdir. Türkiye bir yandan Çin, Rusya, Amerika gibi ülkelerdeki aşı çalışmalarını yakından takip ederken, diğer yandan da kendi aşısını geliştirmek için yoğun bir çaba içindedir. İnşallah önümüzdeki bahar aylarında kendi aşımızı vatandaşlarımıza uygulayabilecek aşamaya gelmiş olacağız. Yılsonu itibariyle dünyadaki aşı çalışmalarından bilim insanlarımızın uygun gördüğü birini veya birden fazlasını vatandaşlarımızın istifadesine sunmayı planlıyoruz. Amacımız ilk etapta yüksek risk gruplarından başlayarak bu hizmeti bütün vatandaşlarımıza ulaştırmaktır. İşte böyle bir dönemde gerçekleşen Türk Konseyi Sağlık Bilim Kurulu 4. Toplantısını işbirliği imkanlarını genişletilmesi ve eldeki birikimin paylaşılması bakımında önemli bir adım olarak görüyorum” dedi.

    “Salgın sürecinde dayanışma ve yardımlaşma konusunda gelişmiş ülkeler başta olmak üzere dünya maalesef iyi bir sınav veremedi”

    Salgın sürecinde ülkelerin yardım ve dayanışma konusunda iyi bir sınav vermediğini söyleyerek konuşmasını sürdüren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Salgın sürecinde dayanışma ve yardımlaşma konusunda gelişmiş ülkeler başta olmak üzere dünya maalesef iyi bir sınav veremedi. Bırakın yardımlaşmayı, dayanışmayı salgın karşısında mazlum ve mağdurlar adeta kaderlerine terk edildi. Türkiye olarak bu noktada örnek bir tavır ortaya koyduk. Tüm dünyada din, dil, ırk bölge ayrımı yapmadan yardımına koşmayı kendimize görev atlettik. Salgın döneminde 155 ülkenin ve 8 uluslararası kuruluşun tıbbi malzeme desteği talebine olumlu cevap vererek elimizdeki imkanları paylaştık. Maskeden solunum cihazına ve kimi ilaçların üretimine kadar her konuda kendimiz ve dostlarımız için en iyisini yapmanın gayreti içinde olduk. İnşallah bundan sonrada aynı insani ve vicdani tavrımızı sürdüreceğiz. Rabbimden bütün insanlığı bu salgından bir an önce kurtarmasını diliyorum” diye konuştu.

    “3 çocuk temennisi Ülkemizin geleceği bakımından hayati öneme sahip bir tespittir”

    Türkiye’nin dünyanın genç ve nitelikli nüfusuna sahip ülkeler arasında ilk sırada yer aldığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye artık 84 milyonu bulmak üzere olan nüfus içindeki 15 milyona yaklaşan ilk, orta, lise öğrencisi ve 8 milyon üniversite öğrencisiyle gerçekten imrenilecek genç bir insan kaynağına sahiptir. Hali hazırda 30 yaş nüfusumuzun toplam nüfusa oranı yüzde 40’a yaklaşıyor. Ayrıca çeşitli statülerde ülkemizde yaşayan 5 milyon yabancıyı da bu insan havuzuna ekleyince rakam 90 milyonu buluyor. Her ne kadar doğum oranları düşüyor olsa da hala dünyanın en genç ve nitelikli nüfusuna sahip ülkeleri arasında ilk sırada yer alıyoruz. Her fırsatta dile getirdiğim en az 3 çocuk temennisi öyle rast gele söylenmiş bir ifade değil. Ülkemizin geleceği bakımından hayati öneme sahip bir tespittir. Genç ve yetişmiş insan nüfusumuzu korumak mecburiyetindeyiz. Dikkat ederseniz sadece genç demiyorum. Aynı zamanda yetişmiş vurgusunu da yapıyorum. İnsani ve milli değerlerle güçlü bir şekilde donanmamış, çağın teknolojisine ve pratiklerine hakim şekilde yetiştirilmeyen bir genç nüfus avantaj olmaktan çıkıp başlı başlına bir sorun haline dönüşür. Bunun için eğitim, kültür ve bilim alanındaki hassasiyetimi sürekli daha ileriye taşıyoruz. Geçtiğimiz asra gelişmiş, bu sıfatla damga vuran ülkelerin nüfus konusundaki kayıpları sebebiyle ciddi bir gelecek kaygısı içine girdiklerini görüyoruz. Hatta bu endişenin batıda giderek yükselen İslam düşmanlığı ve yabancı karşıtlığının ana sebebi olduğunu biliyoruz” şeklinde konuştu.

    “Türkiye salgının etkisiyle hızlanan küresel yapılanma süreciyle ilgili analizlerde geleceğin yıldızları arasında gösteriliyor”

    Yüksek teknolojinin kullanımı ve tasarımı konusunda her projeye destek verdiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye salgının etkisiyle hızlanan küresel yapılanma süreciyle ilgili analizlerde geleceğin yıldızları arasında gösteriliyor. Katıldığımı bilim toplantılarında ve ödül törenlerinde gördüğüm bir gerçeği sizlerle paylaşmak istiyorum. Türkiye’nin geçtiğimiz dönemde demokrasi de ve kalkınmada gerçekleştirdiği tarihi atılım her alanda olduğu gibi bilim ve araştırma faaliyetlerinde de önümüzü açmıştır. Başbakanlığım ve cumhurbaşkanlığım döneminde bilimsel çalışmaların teşviki araştırma geliştirme faaliyetinin yaygınlaştırılması yüksek teknolojinin tasarımı ve kullanımı hususundaki her projeye şahsi destek verdim. Bu süreçte gerek üniversitelerimiz, gerekse kurumlarımıza bağlı araştırma tasarım teknoloji kuruluşlarımızı, gerek özel sektörümüz birbirlerini destekleyecek şekilde hızlı bir yükselişe geçmiştir. Türkiye’nin sağlıktan savunma alanına kadar geniş bir yelpazede dünya çapında başarılar ortaya koymasının gerisinde bu güçlü işbirliği ve yoğun çalışma iklimi vardı. Gençlerimize ve çocuklarımıza bilim ve araştırma şevki kazandırmak için Türkiye çapından pek çok proje yürütüyoruz. Yurtdışındaki bilim insanlarımızın Türkiye’ye dönüşünü teşvikten okullarımıza kurduğumuz deneye yap atölyelerine kadar geniş bir alana yayılan bu gayretlerimizin karşılığını yavaş yavaş almaya başladık” dedi.

    “İçinden geçtiğimiz şu kritik süreci başarıyla geride bırakıp 2023 hedeflerimize ulaştığımızda karşımızda yepyeni bir Türkiye göreceğiz“

    2023 hedefleriyle ilgili konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Halen içinden geçtiğimiz şu kritik süreci başarıyla geride bırakıp 2023 hedeflerimize ulaştığımızda karşımızda yepyeni bir Türkiye göreceğiz. Bu güne kadar kat ettiğimiz mesafe sayesinde artık geleceğimize dün olduğundan daha fazla umutla bakıyoruz. Ülkemize ve kendimize olan güvenimizin artması 2053 vizyonumuzun altını daha güçlü bir şekilde doldurmamızı sağlıyor. Maruz kaldığımız tüm saldırıları, önümüze çıkartılan tüm engellemelere rağmen diğer alanlarla birlikte bilimde de Türkiye’yi dünyanın en ileri ülkeleri arasında ilk sıralara taşımakta kararlıyız. Bu konuda en büyük desteği yine bilim insanlarımızdan bekliyoruz. Sizlerin yol göstericiliğinde hep birlikte sürekli daha ileriye giderek tarihin verdiği sorumluluğu hakkıyla ifa edeceğimize inanıyorum” diye konuştu.