Etiket: SÜRECİ

  • Aday Öğretmen Yetiştirme Süreci Toplantısı Yapıldı

    Millî Eğitim Bakanlığı tarafından ilk defa 2016 yılı Şubat döneminde uygulanmaya başlanan Aday Öğretmen Yetiştirme Programı kapsamında adaylık sürecini Erzincan’da geçirecek öğretmenler, Erzincan Belediyesi Konferans Salonu’nda bir araya geldi. Gerçekleştirilen “Aday Öğretmen Yetiştirme Süreci 1. Değerlendirme Toplantısı’na Erzincan Belediye Başkanı Cemalettin Başsoy, İl Millî Eğitim Müdürü Aziz Gün, Millî Eğitim Müdür Yardımcısı Yakup Yıldız ve aday öğretmenler katıldı. İl Millî Eğitim Müdürü Aziz Gün’ün açılış konuşmalarının ardından aday öğretmenlere hitap eden Erzincan Belediye Başkanı Sayın Cemalettin Başsoy: “Aile fertlerinden birçok kişinin öğretmen olduğu bir ailenin mensubu olarak yeni atanmış olduğunuz görevinizde başarılar diliyor; sizlerin bugünkü heyecanını yüreğime hissediyor; Erzincan Belediye Başkanı olarak Can Erzincan’ımıza da hoş geldiniz diyorum. Millî Eğitim Bakanlığı tarafından ilk defa uygulanmaya başlanan Aday Öğretmen Yetiştirme Programını, önemsiyor ve gerçekten takdire şayan bir uygulama olarak gördüğümü belirtmek istiyorum. Bu sürecin sizlere çok şeyler katacağına; mesleki yeterliliğinizi artıracağına yürekten inanıyorum. Öğretmenler olarak göreviniz büyük, yükünüz ağır. Herkes “öğretmen’” dediği zaman saygın, değerli ve hata yapma lüksü olmayan bir meslek grubu olarak görüyor. O nedenle sizlerin çocuklara ve gençlere örnek bir hayat sergilemeniz, doğruluğu ve dürüstlüğü öğretmeniz gerekiyor. Ülke olarak aydınlık yarınlara ancak sizlerin sayesinde ulaşabiliriz.” dedi.

    Protokol konuşmalarının ardından aday öğretmenler; tüm Türkiye’de eş zamanlı gerçekleştirilen web üzerinden canlı yayın bağlantısı ile Başbakan Ahmet Davutoğlu ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın katılımlarıyla Ankara Ticaret Odası (ATO) Congresium´da gerçekleştirilen “Aday Öğretmen Yetiştirme Süreci 1. Değerlendirme Toplantısı’nı izlediler.

    Toplantıda konuşan Millî Eğitim Bakanı Nabi AVCI, Başbakan Davutoğlu´nun aday öğretmenlerle buluşmasının, onlara hitap etmesinin, bir başbakanla öğretmenlerin buluşmasından daha çok, “Hangi işi yaparsa yapsın, hoca sıfatıyla temayüz eden, hocalık mesleğine düşkünlüğünü her fırsatta belli eden, akademi dünyasının nadir münevverlerinden biri ve en önemlisi bir meslek büyüğü ile bir araya gelme” anlamını taşıdığını ifade etti. Son dönemde, eğitimin bütün alanlarında olduğu gibi, maarifin can damarı öğretmenlik mesleğine özel bir önem verdiklerini belirten Avcı, toplam öğretmen sayısının bugün itibarıyla 921 bin 389’a ulaştığını bildirdi. Başbakan Davutoğlu´nun özel önem verdiği ve her fırsatta önemine işaret ettiği “şehirden öğrenme” yöntemine uygun olarak da öğretmenlerin hem yaşadıkları hem de görev yapacakları şehirlerin kültürünü, sanatını ve tarihi mirasını yerinde görerek birikimlerini zenginleştirdiklerini belirten Avcı, “Bütün bu süreçlerdeki tecrübelerin, aday öğretmenlerimiz ve danışman öğretmenlerimizin sürece ilişkin paylaşımlarının, Eğitim Bilişim Ağı´nda (EBA) hazır edilen ´günlük´ sayfasında paylaşılmasının da son derece faydalı bir mesleki gözlem külliyatı oluşturmasını ümit ediyoruz.” diye konuştu.

    Başbakan Davutoğlu ise öğretmenlere hitaben yaptığı konuşmada: “Biz üniversite hocaları genellikle inşa edilmiş bir binaya çatı ve dış cephe yaparız. O bina sağlamsa bu çatı da sağlam olur. O binanın gerçek mimarları ise ilkokul öğretmenleridir. Öğretmenler sezgisel olarak da karşısına aldığı öğrencisini de hissederler” dedi. Öğretmenlik mesleğinin esasının, sevgi olduğuna işaret eden Davutoğlu, “Eğer bir öğretmen insanı sevmiyorsa, sevgiyi hayatının ana eksenine oturtmamışsa, doğayı sevmiyorsa, sabah pencereyi açtığında yeni açmış çiçeğe muhabbetle bakamıyorsa, bir kuş cıvıltısı duyduğunda içinde bir var oluşsal haz, bir hürmet duyamıyorsa, öğretmenlik yapamaz. Öğretmenliğin esası ve sadece kalıcı olanı, sevgiye dayalı olandır.” diye konuştu. Başbakan Davutoğlu, okullara akıllı tahtaların verildiğini, iyi binalar yapıldığını anımsatarak, “Öğretmenliğin ve bu ilişkinin esasında sadece öğretmen var, öğrenci var. Verdiğimiz akıllı tahtalar, iyi imkânlar sizin mesleğinizi daha iyi yapmanız içindir, ama asla sevgiyi ikame etmek için değil” diye konuştu.

  • Akhisar Arena’da Yeni İhale Süreci Başlıyor

    Akhisar Belediye Başkanı Salih Hızlı, Akhisar Belediyespor’un maçlarını oynayacağı Akhisar Arena Stadyumu’nun yapımıyla ilgili açıklamalarda bulundu. Yüklenici firmanın sözleşmesinin feshedilmesinin ardından yeni ihale sürecinin 10-15 gün içinde başlayacağını kaydeden Başkan Hızlı, stadyumunun ne zaman biteceği hakkında ise net bir tarih veremeyeceğini söyledi.

    Akhisar Belediye Başkanı Salih Hızlı, Türkiye’nin ilk kütüphanelerinden birisi olan ve yine Akhisar Belediyesi tarafından restore edilen Zeynelzade Halk Kütüphanesi’nde Akhisarlı basın mensupları ile buluştu. Gündemi değerlendiren Başkan Salih Hızlı’ya Başkan Yardımcıları Ömer İşçi, Latif Çakmak, Ali Velestin, Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürü İbrahim Topaloğlu eşlik etti.

    Yeni stadyum inşaatında müteahhit firma ile yolların ayrıldığını ve mahkeme sürecinin sona ermesinin ardından kamuoyu ile bilgi paylaşımını yapabildiklerini kaydeden Başkan Hızlı, bundan sonra stadyum ile ilgili tüm gelişmeleri tek kaynak olan resmi sosyal medya adresinden duyuracaklarının altını çizdi.

    Başkan Salih Hızlı, yaptığı konuşmada şunlara değindi:

    “Stadyum inşaatının sıkıntıya girdiğini hissettiğimizde bu konuda bilinçlendirme yaptık ama detaylı bir bilgilendirme yapmadık. Sıkıntılı bir süreç sonrası fesih ettik. Tasfiye süreci mahkemeyle devam ediyor. Yasal süreç devam ediyor fakat müteahhit yürütmeyi durdurma aldı ama biz bunu kaldırdık. İhaleyle ilgili bir sıkıntı yok süreç devam ediyor. Kesin hesaplar sonrası kesin ihaleye çıkacak. 10-15 gün içerisinde bir aksilik olmazsa ihaleyi yapacağız. Buna ilişkin A ve B planlarımız var. İhalenin yapılması ile ilgili engel yoktur. Ekonomik anlamda bir sıkıntı yoktur. Elimizden geldiği kadarıyla en kısa sürede Akhisar’a stat kazandırmak istiyoruz. Taraftarımızın ve Akigoların beklentileri çok doğaldır. Bu şehirde Süper Lig’de 4 yıldır olan bir takımımız var. Akhisar’ın ismini tüm Türkiye tanımıştır.”

    “MAÇLARIMIZI AKHİSAR’DA OYNAMAK EN BÜYÜK ARZUMUZ”

    Akhisar Belediyespor’un 4 yıldır Süper Lig maçlarını Manisa 19 Mayıs Stadyumu’nda oynadığını hatırlatan Başkan Hızlı, “Stadyum inşaatı ile ilgili bir süre ve tarih veremiyorum. Ama bu stadın ne zaman biteceği belli değil anlamına gelmesin, en kısa sürede stadın bitmesi için gayret ediyoruz. Bu süre içerisinde Manisa’da maç seyrediyoruz taraftarımız artı bir gayret sarf ediyor. Onlara teşekkür ediyorum. Ankara’da finansman açısından stadyum ile ilgili görüşmelerimiz oldu. Olamayacak, bitmeyecek diye bir sıkıntımız yok. En kısa sürede ve en hızlı biçimde stadyumu bitirme ve Akhisar’ın maçlarını Akhisar’da oynaması için gayret gösteriyoruz. Biz stadyumdaki imalatın son aşamada kötü gittiğini fark edince fesih yoluna gittik. Fesih yapmamızda bile mahkeme sürecine maruz kaldık. Doğru zamanda ihaleyi bitirdik. Yeni ihale ile ilgili tespitler yapılıyor. Bu kusurların nereden kaynakladığına göre arkadaşlarımız tespitler yapacak” dedi.

    “FİNANSMAN İLE İLGİLİ EKSİKLİK YOK”

    Müteahhittin ne kadar harcama yaptığının hesaplanacağını kaydeden Başkan Hızlı, “Kalan malzemelerin hesapları yapılacak. Bunlar bittikten sonra yeni bir ihale yapılacak. 40-45 gün süreç yaşanacak ve 10-11 günlük sözleşme süreci olacak. Bu süreçler bizim ön gördüğümüz süreçler değil. Akhisar halkı sözleşme ile ilgili detayları bilmiyor. Finansman ile ilgili eksiklik yok. Bundan sonra tüm detaylar resmi duyuruları stadın resmi sosyal medya adresinden tek elde duyurulacaktır” diye konuştu.

  • Türkiye Profesyonel Futbolcular Derneği, Fıfpro Üyelik Süreci Başladı

    Türkiye Profesyonel Futbolcular Derneği (TPFD), çalışmalarını güçlendirmek amacıyla uluslararası alanda ilk önemli adımını attı. Dernek, Başkan Hakan Ünsal, Genel Sekreter Alpay Özalan ve Yönetim Kurulu Üyesi Bülent Korkmaz başta olmak üzere 6 kişilik temsilci komitesiyle Uluslararası Futbolcular Derneği’ne (FIFPro) üyelik sürecini başlatmak için geçtiğimiz günlerde Hollanda’daydı.

    FIFA tarafından da tanınan FIFPro’ya üye olma sürecini başlatmak için Hoofddorp’taki merkezde gerçekleştirilen ziyarette, FIFPro Genel Sekreteri Theo van Seggelen, Üyelik ve Uluslararası İlişkiler Direktörü Frederique Winia ve derneğin Avrupa Kıtası Üyeleri Yönetimi Kurulu Üyesi Tony Higgins ile bir araya gelindi. Görüşmenin ardından üyelik sürecinin ilk adımı olarak TPFD’nin üyelik sürecinin ‘Gözlemci’ statüsüyle başladığı FIFPro tarafından açıklandı.

    4 saate yakın süren görüşmede, TPFD tarafından öncelikle derneğin 5 yıllık çalışma planı aktarıldı. Yapılan görüşmede gelecek dönem planlamalarının yanı sıra; ülkedeki futbolcuların ücretlerinin ödenmemesi, şiddet olayları, futbolcu hakları, kulüplerin etkisi ve sonucunda yaşanan mağduriyetler konularında karşılıklı görüş alışverişlerinde bulunuldu.

    Toplantı sonrasında FIFPro Avrupa Kıtası Üyeleri Yönetimi Kurulu Üyesi Tony Higgins, “Türk Futbolu ve yaşanan sıkıntıları uzun zamandır yakından takip ediyoruz. Derneğin Türk Futbol tarihinde büyük başarılara imza atmış isimlerle yeniden harekete geçmesi bizi de çok sevindirdi. TPFD’nin çalışmalarını yakından takip edeceğiz ve gereken tüm desteği onlara sağlayacağız” dedi.

    Derneğin uluslararası en önemli adımını attığını vurgulayan TPFD Başkanı Hakan Ünsal, “FIFPro üyeliği hem dernek hem de Türk Futbolu açısından çok önemli bir adım. Dünya arenasında gün geçtikçe daha yakından takip edilmeye başlanan ülkemiz futbolunun ana öğesi olan futbolcularımızın da dünya standartlarında haklara sahip olmaları en büyük amacımız. Bu amaçla yola çıktığımız ilk günden itibaren FIFPro ile temas halindeydik. Uzun süren görüşmeler sonucunda üyelik sürecimizin başlaması hepimizin için mutluluk verici. Bundan sonraki süreçte FIFPro ile birlikte hem karşılıklı bilgi, deneyim paylaşımında bulunacağız hem de ülkemizdeki futbolcuların da uluslararası haklara sahip olmaları konusunda çalışmalar yürüteceğiz” diye konuştu.

    TPFD’nin ziyaretine ve üyelik sürecinin başladığına kendi internet sitesinde de detaylı biçimde yer veren FIFPro, haberi, “Dünya Kupası Kahramanları Türkiye Profesyonel Futbolcular Derneği’ni Yeniden Canlandırıyor” başlığıyla verdi.

    FIFPro NEDİR

    Uluslararası Profesyonel Futbolcular Birliği, FIFPro, kuruluş yolundaki ilk tohumlarını 15 Aralık 1965’te, Fransa, İskoçya, İngiltere, İtalya ve Hollanda Futbolcular Birliği temsilcilerinin Paris’te gerçekleştirdiği toplantıda attı. Dünya çapında 65 bin erkek ve kadın futbolcunun temsil edildiği birlikte 58 ülkenin üyeliği bulunuyor. 2005 yılından bu yana derneğe üye futbolcuların verdiği oylarla birlik tarafından yılın en iyileri seçiliyor. 50. yılını doldurmuş olan birlik futbolcu hakları savunuculuğu, futbolda şikeyi önleme, futbolculuk sonrası kariyer planlaması gibi eğitimler de veriyor.

  • Batuhan Yaşar: “Çözüm Süreci Asıl Şimdi Mi Başlıyor”

    İhlas Haber Ajansı ve TGRT Haber Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar, Türkiye Gazetesi’ndeki köşesinde ’Çözüm süreci asıl şimdi mi başlıyor’ başlıklı yazısında; Haziran ayına dikkat çekiyor. Yaşar yazısında, “Hükümet şehirleri terörden temizlemek için kendisine hangi ayı hedef koydu?”, “Devletin terörle mücadelede yeni projeksiyonunda neler var?”, “Yüksekova ve Nusaybin’den sonra sırada başka ilçeler var mı?”, “Dokunulmazlıklarla ilgili Ak Parti ne yapacak?”, “HDP’de hangi milletvekillerinin dokunulmazlığı kalkıyor?”, “Türkiye’nin terörist dediğine Avrupa neden savaşçısı diyor” sorularına cevap aradı. “TOKİ neden PKK’nın hedefinde?” sorusuna dikkat çeken Yaşar, bölücü terör örgütünün TOKİ’nin bölgedeki çalışmalarından niçin rahatsız olduğuna, yapılan çalışmalardan örnek vererek cevapladı.

    Batuhan Yaşar’ın yazısının tamamı ise şöyle:

    “Dünyanın her yerinde bombalar patlıyor.. Kafanızı nereye çevirseniz, terör operasyonları yapılıyor.. Batı, bugüne kadar Orta Doğu’da patlayan bombaları hep eğlenceli bir film gibi izledi. Bundan sonra da pek değişeceğe benzemiyor.

    40 kişi Bağdat’ta, 50 kişi Sana’da öldü haberleri bir anlam ifade etmiyordu. Bundan sonra da etmeyecek…

    Bombaların Paris’te, Brüksel’de patlamasına başka, Ankara’da İstanbul’da patlamasına başka türden tepki verildiği gibi.

    Hiçbir zaman Eiffel Kulesi, Türk bayrağının renkleri ile ışıklandırılmayacak.

    Peki ama neden, sorusunun cevabını tekrar etmeye gerek var mı? Hayır yok, cevabı hepimiz çok iyi biliyoruz.

    O yüzden Türkiye özellikle de bugünden sonra çok daha güçlü olmak zorunda.

    Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun da dediği gibi bizim terörist dediklerimiz onlar için özgürlük savaşçısı. Brüksel bombacısını Türkiye iade ederken dikkate almadıkları gibi.

    PYD ve YPG olayında da stratejik ortaklarımızla yaşadıklarımız işte orada duruyor. Daha da çok orada öylece durur..

    Gelin şimdi fotoğrafa biraz daha yukarıdan bakalım isterseniz:

    Bütün bunlara rağmen Türkiye, o ne demiş bu ne yapmış gibi konjonktüre takılmadan terörle mücadele hedefinde kararlılıkla yürüyor.

    Peki terörle mücadelede nasıl bir projeksiyon öngörüyor? Birkaç gündür bu konuyu bütün boyutları ile araştırıyoruz..

    Bir defa hükümet, içerdeki temizliği Haziran, en geç Temmuz sonuna kadar bitirmeyi kafasına koymuş.

    Nusaybin, Yüksekova’da hatta Şemdinli, Şırnak merkez, Doğubayazıt ve Van’da müthiş bir mücadele var.

    Nusaybin aynı Sur gibi. Neredeyse her ev EYP’lerle tuzaklanmış. Nusaybin deyip geçmeyelim. Ayrı bir parantez açmak gerekiyor.

    PKK ve DAEŞ, Nusaybin’i kaçakçılık üssü olarak kullanıyor. DAEŞ şöyle yapıyor; PKK’yı taşeron olarak kullanıyor.

    Bu yüzden Nusaybin’de PKK’nın hemen arkasında DAEŞ de var. Adımınızı atsanız karşısı Kamışlı biliyorsunuz. PYD ve YPG’yi de unutmuyoruz tabii.

    Yüksekova nasıl uyuşturucu merkezi hâline getirildiyse Nusaybin de her türlü kaçakçılığın merkezi hâline sokuldu.

    Stratejik ortaklarımızın havadan attığı silahlar şimdilerde Türkiye’ye karşı kullanılıyor.

    Kablo ve cep telefonu tuzaklı bombalarla binalar askerin, polisin üzerine yıkılıyor.

    Yüksekova daha önce bitirilecek gibi görünüyor.

    Gençlik yapılanması, yani YDG-H halkla birlikte Yüksekova’dan kaçtı.

    PKK telsizlerinin hedefinde gençler var. Tehditlerin eşliğinde ‘geri dönün’ çağrıları tekrarlanıyor.

    Türkiye Cumhuriyeti Devleti için, Yüksekova ve Nusaybin’in terörden temizlenmesi, artık PKK’nın ve terörün belinin kırılması demek.

    Maalesef şehit haberleri her gün geliyor. Keşke 1 şehit bile vermeden bu iş bitirilebilse. Allah hepsinin yâr ve yardımcısı olsun.

    Hani Nevruzda PKK binlerle saldıracaktı. Ne oldu?

    Sosyal medya balonlarından biri olduğu anlaşıldı. Şimdi de Nisan ve Mayıs’ta kırsalda büyük saldırıların başlayacağından dem vuruluyor.

    Ama istihbaratın elinde PKK’nın böyle bir gücünün kalmadığı bilgisi var.

    Şanım bari sosyal medyadan yürüsün durumları yani..

    Hem Kuzey Irak’ta hem de kırsalda operasyonlar hız kesmeden devam ediyor.

    Tunceli, Bitlis, Şemdinli kırsalında PKK inleri bir bir yok ediliyor.

    Ne çok in varmış, dediğinizi duyuyorum. Evet öyle maalesef.. Temizle temizle bitmiyor. Mağaraları kullanılmaz hâle getiriliyor.

    Sur, Cizre ve Silopi’de olduğu gibi devlet bölgenin her metrekaresinde hızla sahaya giriyor.

    Halkın devlete olan güveni daha da pekiştirilecek.

    Bundan sonrası için de atılacak adımlar en ince ayrıntısına kadar hesaplandı.

    Hiç boşluk bırakılmayacak.

    Adım adım, planla/programla hem 90’lı yıllardan ne kadar farklı olduğunu, hem de ne kadar güçlü bir sosyal devlet olduğunu vatandaşına hissettirecek.

    Yeri gelmişken, ünü yurt dışına kadar ulaşmış bizim TOKİ var ya TOKİ.. İşte o TOKİ, çok ilginç bir şekilde PKK tarafından raporlaştırılmış. İlginç cümleler var:

    “TOKİ bu özel savaşın taşeronluğunu üstlenmiştir. Bölgede TOKİ tarafından yaptırılan 341 ilave karakolla toplam karakol sayısı 1600’e ulaştı. Amed halkı orta sınıflaştırılmak isteniyor.”

    Şimdi bu cümleyi daha dikkatli okuyun lütfen:

    “Halk ayaklanmalarının etkinliği kentlerin mimari yapılanmalarıyla her zaman ilintili olmuştur.”

    PKK’nın TOKİ raporu tam 4 sayfa. Özetle deniyor ki; bu TOKİ var ya bu TOKİ, bölge halkı için çok tehlikeli. Tanktan toptan bile daha tehlikeli.

    Bir de biliyorsunuz dokunulmazlıkların kaldırılması konumuz var. Adalet Bakanlığı’ndan konuyu bütün detaylarıyla araştırdım;

    Adalet Bakanlığı, Pazartesi günü Meclis’e 41 fezleke daha gönderecek. Böylelikle TBMM’deki toplam fezleke sayısı 560’a çıkacak. 560 fezleke 117 milletvekilini alakadar ediyor.

    AK Parti, Anayasaya geçici madde ekleyerek tek seferde, 117 milletvekilinin dokunulmazlığının kaldırılmasını zorlayacak.

    Peki, Anayasaya madde eklenmesi zor iş, ya olmazsa ne mi olacak, dediniz?

    Duyduğumuza göre, Kandil’in bile önüne geçmiş 5-6 milletvekilinin dokunulmazlığının kaldırılması için komisyon çalışmaya başlayacak.

    Kim mi bu isimler?

    Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, Ferhat Encü, Faysal Sarıyıldız, Tuğba Hezer Öztürk, Abdullah Zeydan..

    Çözüm sürecinin hangi aşamasına geçtik, filan diye sorulurdu biliyorsunuz.. İşte Haziranla, Temmuzla artık çözümün son aşamasına geçiliyor.”

  • ’Türkiye’nin AB’ye Üyelik Süreci’ Toplantısı

    Gaziantep Sanayi Odası (GSO) Yönetim Kurulu Başkanı Adil Konukoğlu, AB Bakanlığı tarafından Gaziantep’te açılması planlanan temsilciliğe ilişkin, “Temsilciliğe, GSO olarak ofis vermeye hazırız. Buyurun, istediğiniz ofisi sizlere takdim edelim” dedi.

    AB Bakanlığı tarafından düzenlenen ‘’Türkiye’nin AB’ye Üyelik Süreci – Sivil Toplumla Diyalog Toplantısı’’, Şehitkamil Kültür ve Kongre Merkezinde yapıldı. Toplantı, AB Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır’ın açılış konuşmasıyla başladı.

    Daha sonra, AB Bakan Yardımcısı Ali Şahin’in moderatörlüğünde devam eden toplantıda Gaziantepli sivil toplum kuruluşları, yerel yönetimler, iş dünyası kuruluşları ve üniversitelerin temsilcileri söz alarak, üyelik süreciyle ilgili görüş ve önerilerini paylaştılar, projelerini anlattı.

    Toplantıda söz alan GSO Yönetim Kurulu Başkanı Adil Konukoğlu da, AB Bakanı Volkan Bozkır’ın AB üyelik süreciyle ilgili çalışmalarından duyduğu memnuniyeti ifade ederek, “Allah kendilerinden razı olsun. Sanayi Odası olarak yaptığımız birçok projenin altında kendilerinin imzası var. Bundan dolayı kendilerini kutluyorum’’ dedi.

    Mülteciler konusuna değinen Konukoğlu, dinamik ekonomisiyle her zaman bir çekim merkezi olan Gaziantep’in son dört yıldır binlerce Suriyeliyi ağırladığına dikkati çekti. Gaziantep halkı ve yerel yönetimlerin, Suriyelilerin her türlü ihtiyacını karşılamak için ellerinden geleni yaptığını vurguladı.

    AB’NİN MÜLTECİLER İÇİN VERECEĞİ 3 MİLYAR AVROLUK DESTEK

    AB’nin, mülteciler için Türkiye’ye 3 milyar avroluk maddi destek sağlayacağını hatırlatan Konukoğlu, “3 milyar avronun dağılımı konusunda biz eşitlik değil, adalet istiyoruz. Mültecilerin çoğunluğunu Hatay, Gaziantep, Şanlıurfa, Mardin’de ağırlıyoruz. Gaziantep’in 1 milyon 850 bin nüfusu içinde 350 bin kayıtlı Suriyelinin oranı çok daha yüksektir. Bundan dolayı AB’den gelecek 3 milyar avro paranın nüfusa göre oranlanmasını istiyoruz’’ şeklinde konuştu.

    GSO olarak, uluslararası tescilini 2013 yılında AB’den aldıkları Antep baklavasının Türkiye’den tescil edilen ilk ve tek ürün olması açısından büyük önem taşıdığının altını çizen Konukoğlu, Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’in yoğun çabaları sonucunda, Gaziantep’in UNESCO tarafından gastronomi dalında ’Yaratıcı Şehirler Ağı’na alındığını ve bu alanda Türkiye’nin öncü şehri olduğuna da vurgu yaptı.

    “AB BAKANLIĞI TEMSİLCİLİĞİNE OFİS VERMEYE HAZIRIZ’’

    Konukoğlu, “Sayın Bakanım, siz bize destek verdiğiniz müddetçe ülkemizi uçurmaya hazırız. Yeter ki Gaziantep’in önünü açın, bu destekleri vermeye devam edin. Önümüzdeki yolu açmaya devam ederseniz, biz taahhüt ettiğimiz 30 milyar dolar ihracatı 2023 yılında gerçekleştiririz’’ ifadelerini kullandı. Konukoğlu, GSO’nun, şehirdeki çeşitli kuruluşlarla birlikte AB finansman desteğiyle yaptığı projeleri anlattı. Konukoğlu, Gaziantep Organize Sanayi Bölgesinde kurdukları Mesleki Eğitim Merkezi’nin mayıs ayında devreye gireceğini, bu merkezdeki laboratuvar eksiklerini tamamlamak için destek beklediklerini söyledi. Bu arada, toplantıda söz alan bir sivil toplum örgütü yetkilisinin ’AB Bakanlığı’nın, Gaziantep’te bir temsilcilik açması’ önerisi üzerine AB Bakanı Volkan Bozkır da, Valilik ve Büyükşehir Belediyesinin destekleriyle Gaziantep’te bir temsilcilik açabileceklerini bildirdi.

    Konuşmasında bu konuya değinen GSO Başkanı Adil Konukoğlu, Bakan Bozkır’a hitaben, “Biraz önce, Gaziantep’te AB Bakanlığı Temsilciliği açma sözünü aldık. Gaziantep Sanayi Odası olarak yer vermeye hazırız. Buyurun, istediğiniz ofisi sizlere takdim edelim’’ önerisinde bulundu.