Etiket: Şubesi’nde

  • MÜSİAD Konya Şubesi’nde Ekonomi Ve Finans Sistemi Ele Alındı

    MÜSİAD Konya Şubesi Cuma Konferanslarında bu hafta Küresel Finans Krizi Birlikte Gelişen Fırsatlar ve Tehditler konusu konuşuldu.

    Konferansın açılış konuşmasını yapan MÜSİAD Konya Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Av. Mehmet Ali Özbuğday, “Günümüzde gerek iş yaşamımızı, gerekse de günlük yaşantımızı idame ettirmek için paraya her alanda ihtiyaç duyuyoruz. Ömrümüzün her aşamasında ihtiyaç duyduğumuz bu paranın helal yollardan kazanılması ve helal yollara harcanması da Müslümanlar olarak dinimizin bir gereği. İş dünyasının temsilcileri olarak bu hafta da dünya üzerindeki ekonomi ve finans sistemini ele almak ve İslam dininin mensupları olarak iş ve günlük yaşamımızı nasıl şekillendirmemiz gerektiğini incelemek istedik” dedi.

    Konferansa konuşmacı olarak katılan Prof. Dr. Mete Gündoğan da, yaptığı sunum eşliğinde dünya üzerindeki mevcut ekonomi ve finans sisteminin özellikle ikinci dünya savaşından sonra gelişme gösterdiğini belirterek sözlerine başladı. Prof. Dr. Gündoğan, “Bu modeli savunan ekonomistler paranın kendi dolaşım hızının olduğunu öne sürmektedirler. Aslında Müslümanlar olarak bizim itiraz ettiğimiz nokta da burada başlamaktadır. Bizim savunduğumuz sisteme göre paranın kendi dolaşım hızı olamaz ancak ve ancak mal ve hizmet dolaşımı olursa para dolaşımı mümkün olabilir. Piyasada mal ve hizmet dolaşımı olmadan paranın dolaşımı paradan para kazanmaya, yani faiz sistemine götürür. Bu durum da dinimizce haram kılınmış son derece sakıncalı bir konudur. Günümüzde dünya üzerindeki mevcut ekonomi ve finans sisteminin temeli borca dayalı para sistemine dayanmaktadır. Bu borca dayalı sitemden dolayı 2008 yılında dünyada büyük bir ekonomik kriz meydana gelmiştir ve halen de etkisini sürdürmektedir. Küresel sermaye sahipleri yaşanan bu krizi aşmak için özellikle Ortadoğu ve Arap ülkelerine yüklü miktarlarda kredi vererek borç transferi yapma yöntemini seçmişlerdir. Bu yüklü miktarlardaki kredileri de ancak o ülkelerde karışıklık olması ve yönetimlerinin değişmesi sayesinde kabul ettirebilecekleri için Ortadoğu’da ve yakın coğrafyalarda savaş ve kaos ortamı tesis etmeye çalışıyorlar; çünkü bu sayede küresel sermaye sahipleri hafızasız, istikrarsız ve istedikleri şekilde değiştirdikleri devletin yeni yöneticilerine kolay bir şekilde yüksek faiz oranları ile kredi verebilir konuma geliyorlar. Arap baharı diye tabir edilen olayların ve Ortadoğu’da yaşanan savaşın altında yatan temel sebep borç transfer edilmesine zemin oluşturmaktır. Yaşanan karışıklıkların ardından hak etmediği halde çoğu zaman askeri darbe ile yönetime gelen devletin en üst düzey yöneticilerini ilk ziyaret edenler dünya para akışını elinde bulunduranlar olmaktadır. Bu duruma verilebilecek en iyi örnek Mısır’da yaşanan iç karışıklık ve akabinde meydana gelen askeri darbe ile yönetimin el değiştirmesidir. Üzülerek ifade etmek istiyorum ki, ülkemizin de içinde olduğu borca ve faize dayalı ekonomi ve finans sistemi değişmedikçe dünya huzura ve sükûnete kavuşmayacaktır. Günümüzde uygulanan ekonomik modelde büyük sermaye sahipleri hiçbir mal ve hizmet ortaya koymadan, üretmeden para üzerinden para kazanmaya devam etmektedir. Bu borç üreten sistemin tamamen değişmesi ve insanların borçla yaşamaktan kurtarılması gerekmektedir. Paranın normal şartlarda üretim aracı olması gerekirken mevcut bankacılık ve finans sisteminde borç olarak karşımıza çıkmaktadır. Para merkez bankaları tarafından faizle bankalara ve finans kurumlarına, sonra banka ve finans kurumları aracılığı ile de yüksek faizle toplumun her kesimine ulaşmakta, yani para sisteme en tepeden borç olarak sokulmakta ve herkesi etkilemektedir. Ülke olarak içinde faiz olmayan yeni bir ekonomi ve finans sistemine olan ihtiyacımız, her geçen gün daha da zaruri hale gelmektedir. Bunu gerçekleştirilebilmek için de öncelikle piyasada dolaşan paranın ortada dönen mal ve hizmet dengesini sağlayacak kadar olması sağlanmalıdır. İslam ülkeleri arasında yeni ortak bir ekonomi ve finans sistemi geliştirilmelidir; ancak bu sayede faiz tuzağından kurtulmak mümkün olabilir. Şu an ülke olarak ekonomimiz bu sistemden kurtulmak için müsait durumda. Avrupa ekonomisi ciddi bir çöküş içerisindeyken bu fırsatı iyi değerlendirmek zorundayız. Bu borca ve faize dayalı sistemden kurtulur, batıyı taklit ekmekten vazgeçer, onların ekonomik değer yargılarını reddeder ve kendi sitemimizi oluşturabilirsek dünyanın en büyük ekonomisi oluruz” şeklinde konuştu.

    Konferans, soru-cevap bölümü ve MÜSİAD Konya Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Av. Mehmet Ali Özbuğday’ın günün anısına Prof. Dr. Mete Gündoğan’a hediye takdimi ile son buldu.

  • İlim Yayma Cemiyeti Erzurum Şubesi’nde Toplu İstifa

    İlim Yayma Cemiyeti’nin Erzurum Şubesinde uzun yıllardır Başkanlık yapan Raci Solmaz, yönetim kurulunun asil ve yedek üyeleriyle birlikte istifa ettiklerini belirtti.

    Solmaz, “İlim Yayma Cemiyeti’nin Erzurum Şubesi olarak birlikte çalıştığımız, samimi ve gayretli bütün arkadaşlarımla, İlim Yaymanın vizyonuna ve misyonuna zarar vermeden; bugünlere gelmiş olmanın onurunu ve sorumluluğunu taşıdık. Son zamanlarda yaşanan gelişmeler ve gördüğümüz lüzum üzerine; yönetim kurulumuzun asil ve yedek kurulu üyeleri ile yaptığımız istişareler sonucu istifa etmek zarureti doğmuştur.” dedi.

  • Alperen Ocakları Afyonkarahisar Şubesinde Görev Değişimi

    Afyonkarahisar Alperen Ocakları Eğitim, Kültür ve Yardımlaşma Vakfı İl Başkanlığı görevini yaklaşık 2 yıldır sürdüren Nurettin Temurtaş’ın görevini İhsan Açıkalın’a devrettiği belirtildi.

    Büyük Birlik (BBP) Partisi Afyonkarahisar İl Başkanı Cemil Çoker, il yönetim kurulu üyeleri ve Alperenler Ocakları üyelerinin hazır bulunduğu devir teslim töreninde Türk Bayrağına sarılı Kur’an-ı Kerim’in rehberliğinde görev değişikliği yapıldı.

    Törende konuşan yeni başkanı İhsan Açıkalın görevini layıkıyla yerine getirmek için gayret göstereceğini ifade ederek, “Bu büyük emaneti ve görevi en iyi bir şekilde sürdüreceğime inanıyorum. Omuzlarımda ki yükün farkındayım. Muhsin Yazıcıoğlu gibi bir liderin kurmuş olduğu Alperen ocaklarında İl Başkanı olarak görev almak benim için onur kaynağıdır. Özellikle ortaokul, hatta ilkokul okuyan genç kardeşlerimiz sigara,uyuşturucu,alkol ve her türlü ahlaki erozyonla karşı karşıya kalmaktadırlar.Gençliğimiz bu kötü alışkanlıkların pençesinde harap olmaktadırlar.İşte böyle bir ortamda Alperen Ocakları gibi sivil toplum örgütlerinin önemi bir kez daha ortaya çıkmaktadır.

    Bu amaçla Afyonkarahisarlı hemşehrilerimizden istirhamım çocuklarını güvenle Ocağımıza göndermeleridir” dedi.

    Konuşmaların ardından Başkan Açıkalın görevi Temurtaş’tan devraldı.

  • Emniyet Müdürü Soyulan PTT Şubesinde İnceleme Yaptı

    Gaziantep’te 24 saat içerisinde ikinci defa PTT Şubesi’nin soyulmasının ardından İl Emniyet Müdürü Erhan Gülveren bölgede inceleme yaptı.

    Gaziantep’in Şahinbey ve Şehitkamil ilçelerinde son 24 saat içerisinde akşam saat 17.00 sıralarında iki ayrı PTT şubesinin soyulması üzerine Emniyet Müdürü Erhan Gülveren, son soygunun yapıldığı PTT Düztepe Şubesi’nde inceleme yaptı. Olay Yeri inceleme Şubesi ve Asayiş Şubesi ekiplerinin sevk edildiği olay yerinde incelemelerini tamamlayan Emniyet Müdürü Gülveren, konun derinlemesine araştırıldığını ifade etti. Gülveren art arda yaşanan olaylarla ilgili uzman birim ve ekiplerin çalışma ve araştırmalarının detaylı bir şekilde sürdürüldüğünü kaydetti.

  • MÜSİAD Konya Şubesi’nde Cuma Konferansları Sürüyor

    MÜSİAD Konya Şubesi, kuruluşundan bu yana mutat olarak düzenlediği Cuma Konferanslarının bin 148.’sini bu hafta gerçekleştirdi.

    Türkiye Ekonomisinde Yeni Dönem, Siyasi ve Ekonomik Vaatler ve İş Dünyasının Beklentileri konusunun ele alındığı ve Siyaset Bilimci – Sosyolog Prof. Dr. Mazhar Bağlı’nın konuk olduğu konferansa çok sayıda davetli katılım sağladı.

    Programa katılan işadamlarının yeni hükümetten beklentilerinin dile getirildiği ve interaktif olarak gerçekleştirilen toplantının açılış konuşmasını yapan MÜSİAD Konya Şube Başkanı Dr. Lütfi Şimşek, “7 Haziran seçimlerinden sonra başlayan ve 1 Kasım seçimlerine kadar devam eden süreçte millet olarak yaşamayı asla arzulamadığımız olaylarla karşılaştık. Siyasi belirsizlik ortamı ve terör olayları ekonomimizi olumsuz etkiledi. Bu anlamda iş dünyası olarak 1 Kasım seçim sonuçlarına göre yeniden güçlü bir hükümetin kurulacak olmasını ve yeniden istikrarın sağlanmasını çok önemsiyoruz. Şimdi önümüzde yeni bir dönem ve yeni bir vizyon var. Millet olarak hep birlikte daha çok çalışmamız ve daha fazla üretmemiz gereken bir döneme girdik. Tabi bu yeni dönemde iş dünyasının temsilcileri olarak bizim de beklentilerimiz var. 2023 hedeflerimize giden yolda sanayicilerimizin iş yaşamlarında karşılaştıkları sorunların çözüme kavuşturulması da elzem bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır. İnteraktif olarak gerçekleştireceğimiz bu konferansımızda da hem milletimizin hem de iş aleminin beklentilerini dile getirmek istedik” dedi.

    Konferansın birinci bölümünde 1 Kasım seçimleri ve ülkemizin yeni dönemine dair değerlendirmelerde bulunan Siyaset Bilimci-Sosyolog Prof. Dr. Mazhar Bağlı, “Öncelikle 1 Kasım seçimlerini aslında ülkemiz üzerinde oyun oynamak isteyenler, toplumsal mühendislik yapmaya kalkışanlar ve onların ülkemiz üzerindeki işbirlikçilerine karşı milletimizin mutlak zaferi olarak değerlendirmek gerekir. Bugünden itibaren ülke olarak seçim psikolojisinden biran önce çıkarak hedeflerimiz doğrultusunda daha yoğun bir çalışmanın içine girmeliyiz. Özellikle ekonomi başta olmak üzere pek çok alanda işverenlerimizin ve milletimizin yeni hükümetten beklentileri bulunmaktadır. Bu beklentilerin karşılanması hem 2023 hedeflerimizi doğrudan etkileyecek hem de ülkemizin geleceğe daha emin adımlarla ilerlemesini sağlayacaktır. Ülkemizin özellikle son on yıllık kalkınmasında büyük pay sahibi olan özel sektörün talepleri dikkatle dinlenmeli ve iş dünyasının sorunlarına çözüm üretilmelidir. Çünkü ekonomik anlamda güçlü olmayan ülkelerin bölgelerinde ve dünya siyasetinde söz sahibi olmaları beklenemez. Yeni dönemde yapılacak tüm reformların teminatı olacak ve ülkemizin geleceğe taşınmasında kilit rol oynayacak en temel konu ise yeni anayasadır. Ülkemizin hala askeri darbe sonucu oluşturulan ve toplumumuzun tüm kesimlerine hitap etmeyen bir anayasa ile yönetiliyor olması kabul edilebilir bir durum değildir. Yeni Türkiye vizyonuna uymayan bu anayasanın toplumsal bir uzlaşı ile değiştirilmesi kaçınılmaz bir konudur. Bu doğrultuda seçimsiz olarak geçireceğimiz önümüzdeki dört yıllık süreyi ülkemizin geleceği açısından bir milat olarak görüyor ve bu dönemin reformlarla geçirilmesi gerektiğine inanıyorum” şeklinde konuştu

    YENİ HÜKÜMETTEN BEKLENTİLER DİLE GETİRİLDİ

    Konferansın ikinci bölümünde ise Siyaset Bilimci-Sosyolog Prof. Dr. Mazhar Bağlı’nın moderatörlüğünde işadamlarının yeni hükümetten beklentileri dile getirildi.

    Konferansa katılan işadamları ilk olarak cari açık konusu ve orta gelir tuzağının aşılması konusunda yeni hükümetten beklentilerini dile getirdi. Cari açık konusunun yeni hükümet tarafından öncelikle çözülmesi gereken bir konu olduğu ve ülke olarak teknolojiye dayalı ve katma değeri yüksek ürünler üretilmesi gerektiği noktasında sinyaller veren bir gelişme olduğu vurgulandı. Sanayicinin bu konuda desteklenerek özellikle katma değeri yüksek ve teknoloji odaklı ürünler üretmeye teşvik edilmesi gerektiği belirtildi. Ayrıca yurtdışında üretilen ve ithal kalemlerimiz arasında yer alan birçok ürünün ülkemizde kolaylıkla üretilebilecek durumda olmasına rağmen daha ucuza mal edildiği için yurtdışında üretilen ürünlerin tercih edildiği ve bu yaklaşımın da cari açığı artırdığına dikkat çekilerek, bu durumun önüne geçilmesi için de yerli üretim konusunda yeni teşviklerin uygulanması gerektiği ifade edildi. 2002 yılında ülkemizde kişi başına düşen milli gelir 2.500 Dolar seviyesindeyken günümüzde bu oranın on bin dolar seviyesinde seyrettiğini söyleyen işadamları, bu oranın insanlarda rahatlığa ve atalete sebep olmaması için bu oranın yukarılara çıkarılması noktasında yeni hükümetten acilen çalışma yürütülmesi talebinde bulundu. 7 Haziran seçimlerinin ardından yaşanan terör olaylarının, ülkede terörle etkin, kesintisiz ve kararlılıkla mücadele edilmesi gereğinin önemini bir kez daha ortaya koyduğunu belirten ve sorunun terör örgütlerinin her türlü faaliyetlerinin nihayete erdirilmesiyle, terörle mücadelenin sürdürülerek çözüme kavuşturulması gerektiğini özellikle belirten iş dünyası temsilcileri, bu konunun ülkenin geleceği ve önüne güvenle bakabilmesi açısından hayati öneme sahip olduğu görüşlerine yer verdi. İşadamları ayrıca tarım sektörünün ülkemizin en dinamik sektörleri arasında yer aldığını ve bu noktada yeni hükümetin tarım sektörünün katma değer üretecek şekilde ekonomiye dahil edilmesi için yeni projelerin desteklenmesini istediler. Sanayicilerin iş yaşamlarında en fazla maliyet ayırdıkları kalemlerin başında gelen enerji konusu da konferans esnasında gündeme getirildi. Enerji konusunun da en az tarım sektörü kadar çözüme ihtiyacı olan bir nokta olduğu ve enerjide dışa bağlılığın her geçen gün arttığı vurgulanarak, yeni hükümetin bu durumun önüne geçilmesi için yeni yatırımları hayata geçirmesi ve sanayiciye kolaylıklar sağlaması istendi. Ülke olarak 2023 hedeflerine ulaşmak için tüm milletin büyük sorumlulukların düştüğünün güçlü bir şekilde dillendirildiği konferansta, ülkenin geleceği açısından son derece önemli görülen bir diğer konu da mesleki eğitim konusu olarak ön plana çıktı.

    Sanayiciler, ülkemizin büyük bir genç nüfus potansiyeline sahip olduğu, bu potansiyelin doğru kullanılmasının ve genç nüfusun mesleki eğitime yönlendirilerek üretim sürecine dahil edilmesinin dünya nüfusunun giderek yaşlandığı bir dönemde hem ülkeyi hedeflerine bir adım daha yaklaştıracağı hem de Türkiye’nin diğer ülkeler arasında bir adım öne çıkaracağı görüşünde birleşti. 1 Kasım seçimleri öncesi seçim meydanlarında sıkça tartışılan asgari ücret artışı konusunda da yeni hükümetten beklentilerini de dile getiren işadamları, yeni hükümetten bu artışın sanayiciye ekstra maliyet yükü getirmeden ve kayıt dışılığa sebep olmadan paylaşılarak çözüme kavuşturulmasını ve bununla birlikte sanayicinin önünde önemli bir sorun teşkil eden kıdem tazminatı konusunda da yeni bir düzenleme getirilmesini istediler.

    Konferans MÜSİAD Konya Şube Başkanı Dr. Lütfi Şimşek’in günün anısına Siyaset Bilimci – Sosyolog Prof. Dr. Mazhar Bağlı’ya hediye takdimi ile son buldu.