Etiket: stres

  • “Annedeki tedirginlik, şüphe ve stres süt yapımını azaltıyor”

    Anne sütü ve emzirmenin önemine dikkat çekmek amacıyla Bağcılar Belediyesi tarafından düzenlenen seminerde anne adayları kayınvalideleriyle bir araya geldi. Anne adaylarına sütün faydaları ve emzirme yöntemlerini anlatan Yeni Doğan Bebek Hemşiresi Derya Köksal, yakınlarına da “Süt yapımında annenin psikolojik olarak desteklenmesi gerekir. Özellikle yakınları tarafından desteklenmeleri çok önemli. Annedeki tedirginlik, şüphe ve stres kesinlikle süt yapımını azaltıyor” uyarısında bulundu.

    Bağcılar Belediyesi tarafından olarak ’Anne Sütü ve Emzirmenin Önemi’ isimli seminer düzenlendi. Bağcılar Belediyesi Kadın ve Aile Kütür Sanat Merkezi’nde gerçekleştirilen programa anne adaylarından kimi anneleriyle kimi de kayınvalideleriyle katıldı.

    Yeni Doğan Bebek Hemşiresi Derya Köksal, yaptığı konuşmada emzirme yöntemleri, emzirmenin anneyle bebeğe faydaları, bebeğin beslenmesi ve anne sütünün önemi hakkında aydınlatıcı bilgiler verdi. Anne sütünün bebek için en uygun besin olduğunu belirten Köksal, “Anne sütünün içinde ilk 6 ay bebeğin tüm ihtiyacını karşılayacak besinler mevcuttur. 6-12. ayda bebeğin ihtiyacının yüzde 50’sini, 12. aydan itibaren ise yüzde 30’una kadar ihtiyaçlarını karşılar. Ön süt dediğimiz ilk anne sütü sulu ve şekerli gelen kısımdır. Son süt yani emmenin son kısmındaki süt proteinli ve yağlı kısımdır. Bu da bebeğin doymasını sağlar” dedi.

    “Anne rahat olursa bebek de o kadar rahat büyüyor”

    Anne sütünün ve emzirmenin faydalarına da değinen Köksal, “Anne sütü, anne ile bebek arasında kesinlikle vazgeçilmez bir bağ oluşturur. Bu bağ bebeği hastalıklardan korur. Anne sütü sık emzirildiğinde bebeğin su ihtiyacını tam olarak karşılar. Anne sütünde bebeği kanserden koruyucu maddeler bulunmaktadır. Anne sütünün içerdiği maddeler bebeği gevşetir, rahatlatır, ağrısını azaltır ve uykuya çabuk dalmasını sağlar. Emzirilen bebekler anneyle temas kurdukları için daha az ağlarlar ve huzurlu olurlar. Anne sütü bebeğin zekasını 8 ile 10 puan artırır. Bu bebeklerde şeker hastalığı, kan kanseri ve diş çürükleri daha az görülür. Emzirmenin anneye de faydaları vardır. Annenin rahim kanseri, meme kanseri ve kemik erimesi gibi hastalıklara yakalanma riskini azaltır. Emzirme hormonları anneyi gevşetir ve dinlendirir” şeklinde konuştu.

    Anne adayları ve yeni annelerin yakınlarını ilgilendirecek uyarılarda bulunan Köksal şunları söyledi:

    “Süt yapımında annenin psikolojik olarak desteklenmesi gerekir. Özellikle yakınları tarafından desteklenmeleri çok önemli. Annedeki tedirginlik, şüphe ve stres kesinlikle süt yapımını azaltıyor. Annenin kendisine güvenmesi gerekiyor. Eğer kafasında negatif bir soru işareti varsa annenin sütü gerçekten geç geliyor. ‘Rahat ol her şey seni kontrolün altında. Sık sık emzir. Bebeğin annesi sensin ve bunu yapabilirsin’ diyerek ona güven verilmeli. Anne rahat olursa bebek de o kadar rahat büyüyor.”

  • Belediye personeline ‘Stres Yönetimi ve Öfke Kontrolü’ semineri

    Isparta Belediyesi Sağlık İşleri Müdürlüğü tarafından, belediye personeline yönelik ‘Stres Yönetimi ve Öfke Kontrolü’ konusunda seminer verildi. Aile ve Psikolojik Danışma Birimi Psikoloğu Havva Deniz tarafından verilen seminerde personele, günlük yaşamda karşılaşılan stresli durumları yönetme hususu ve sağlıklı iletişim kurma noktasında bilgiler verildi.

    ‘Stresli durumlar yok edilemez ancak, bakış açısı ve tavır önemli’

    Isparta Belediyesi Sağlık İşleri Müdürlüğü Aile ve Psikolojik Danışma Birimi tarafından belediyenin her müdürlüğünde belirli periyotlar halinde verilen seminerin sonuncusu Ahşap Sanat Merkezinde gerçekleşti. Aile ve Psikolojik Danışma Birimi Psikoloğu Havva Deniz, personele günlük hayatta karşılaşılan stresli durumların yok edilemeyeceğini ancak bu durumlar karşısında bakış açısı ve tavrın öneminden bahsetti. Psikolog Deniz, öfke ile ilgili olarak, “Öfkenin ortaya çıkmasına yol açan belli duygular vardır. Bunlar kıskançlık, üzüntü, merak, yalnızlık, itilmişlik, kaygı, hayal kırıklığı, haksızlık ve anlaşılamamak gibi hususlar olabilir. Öfkemizin altında yatan bu nedenlerden birisini anladığımızda öfkemizi kontrol altına almak daha kolay hale gelebilir” dedi.

    Deniz, öfke kontrolünün nasıl yapılabileceği, öfke karşısında kişinin gevşeme teknikleri uygulayabileceği ve bunun yanı sıra uzmandan yardım alınabileceğini kaydetti.

    ‘Beslenme, spor, egzersiz ve hobiler ile olumlu düşünme de stres yönetimine büyük fayda sağlıyor’

    Stres yönetimine ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Psikolog Havva Deniz, stresin tanımını yaparak, stres türlerine ilişkin bilgiler verdi. Stresin pozitif ve negatif olarak ikiye ayrıldığından bahseden Deniz, bu stres çeşitleriyle baş etmek için uygulanabilecek yöntemlere ilişkin bilgiler verdi. Deniz, “Bunlardan birisi zaman yönetimidir. Kişi önceliklerine göre zamanı denetleyip yönettiğinde daha işlevsel kararlar alabilir. Yine beslenme, spor, egzersiz ve hobiler ile olumlu düşünme de stres yönetimine büyük fayda sağlayacaktır. Bu aktiviteler esnasında vücudumuz belirli serotonin ve endorfin hormonlarının seviyesi artar. Böylece kişinin mutluluk seviyesi ile beraber benlik saygısı artar” görüşlerinde bulundu. Seminer karşılıklı soru cevap ile devam etti.

  • Ege’de “Enerji Stres Testi Çalıştayı”

    Ege Üniversitesi Güneş Enerjisi Enstitüsü-Biyokütle Enerji Sistemleri ve Teknolojileri Merkezi (BESTMER) tarafından düzenlenen “Enerji Stres Çalıştayı”nda konuşan Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, “Dünyanın gündeminde olan enerji politikaları konularında Ege Üniversitesinin öncülük etmesini istiyoruz” dedi.

    Ege Üniversitesi BESTMER tarafından “Enerji Stres Çalıştayı” düzenlendi. Etkinliğe Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, Güneş Enerjisi Enstitüsü Müdür Vekili Prof. Dr. Günnur Koçar, akademisyenler ve öğrenciler katıldı. Programın açılışında konuşan Ege Üniversitesi Prof. Dr. Necdet Budak, ülkemizde ilk defa bu konuda bir çalıştayın Ege Üniversitesi bünyesinde gerçekleştirildiğini söyledi. Konun uzmanları çalıştay ile ulusal enerji arzında yaşanacak olası problemlerin bertarafı konusunda teknolojik, ekonomik ve sosyal çevreyi gözeterek çözümler arayacaklarını ifade eden Prof. Dr. Budak, “Ege Üniversitesi olarak araştırma üniversitesi olma hedefimiz var. Dünyanın gündeminde olan enerji politikaları konularında Ege Üniversitesinin öncülük etmesini istiyoruz. Üniversitemizin yıllık 26 milyon TL enerji masrafı var. İzmir’de güneş çok. Neden buradan enerji üretmiyoruz, bunu hemen sorguladık. Bir proje başlattık aslında devletin tasarruf etmesi için. Üniversitemizin akademik açılış töreninde Meclis Başkanımız Binali Yıldırım’dan bu projemizle ilgili destek sözü aldık. Türkiye’ye öncülük yapabilecek bir altyapı kapasitemiz var. Dünyanın gündemi enerji, su. Ama çok daha fazla ivme kazanmamız lazım. Bunu yaparken var olan kaynakları kullanmamız gerekir” diye konuştu.

    “İlk ve tek güneş enerji enstitüsüyüz”

    Dünyada küresel enerji sistemlerinin konuşulduğunu ifade eden Prof. Dr. Günnur Koçar ise, “Enerji konusu son derece gündemde. Dünyada küresel enerji sistemleri konuşuluyor ve küresel enerji sistemlerinin dinamikleri konuşuluyor. Tabii küresel enerji dediğimizde farklı sonuçları var. Küresel enerji dünya ve ülkemiz için önemli. Biz ilk ve tek güneş enerji enstitüsüyüz. Üzerinde çok fazla sorumlulukları olan bir kurum. Şu an bu etkinliği BESTMER kapsamında yapıyoruz” dedi.

    Enerji stres testi nedir?

    Stres testi; finansal piyasalarda ortaya çıkan yapısal olumsuzluklara, ekonomideki kırılganlıklara ve bunun sonucunda oluşan belirsizlik ve risklere karşı mali kurumların ne denli dayanıklı olduklarını belirleyen bir analiz yöntemi olarak ifade ediliyor. Çalıştay kapsamında, teknolojik gelişmeler, iklim değişikliği, sabotaj ya da terör saldırısı, savaş, doğal afetler, siyasi ve politik sebepler, ekonomik sorunlara bağlı olarak yaşanacak enerji krizlerine karşı farklı senaryo analizlerine bağlı bir çalışma gerçekleştirilecek. Olası senaryolar eşliğinde bir model oluşturulacak.

  • Kadınlar poligonda stres atıyor

    Antalya’da silah meraklıları, poligonda stres atıyor. Aralarında kadınların ve turistlerin de bulunduğu poligonda atış yapan silah tutkunları, emniyetin öncelikli olduğu alanda stres atıp rahatlıyor.

    Antalya’da ikamet eden vatandaşlar ile yerli ve yabancı turistlere hizmet veren poligonda kadınlar da silah merakını gidermek için eşleriyle birlikte atış yapıyor. Uzman gözetmenler tarafından önce kısa bir eğitim alan silah meraklıları, emniyetin olmazsa olmaz olduğu atışlarda hedefi vurmaya çalışıyor.

    Atış eğitiminin ücretsiz, atışların ücretli olduğu poligonda müşteriler hem tabanca hem de tüfekle atış yapabiliyor. Her müşterinin genelde 15 mermiden oluşan bir şarjörle atış yaptığı poligonda bazı müşterilere ise farklı silahlarla birden fazla atış imkanı sunuluyor.

    İsteyen ruhsatlı silahıyla geliyor

    İsteyenin kendi ruhsatlı silahıyla atış yapabildiği, silahı olmayan ve ilk kez eline silah alan müşteriler için de farklı silah seçeneklerinin bulunduğu poligonda hedeflere 10, 15 ve 25 metreden eğitmenler nezaretinde atış yapılabiliyor.

    Atış yapmak için gelen müşteriler emniyetin ön planda olduğu poligonda hedefin belli olduğunu ve kurşunun şaşma ihtimalinin bulunmadığını belirterek atış yaptıktan sonra kendilerini rahatlamış hissettiklerini söyledi. Atış yapan kadın müşteri ise daha çok spor amaçlı geldiğini belirterek “İlk defa eliyorum, çok farklı ve güzel bir deneyim oldu benim açımdan. Dışarıda sağa sola silah atanları kınıyoruz. Çocuklarımız ölüyor. En azından gelip atış yapmak istiyorlarsa burada yapsınlar” dedi.

    Öncelik emniyet

    Atış eğitmeni Mustafa Altunöz, ana hedeflerinin emniyet olduğunu söyledi. Öncelikle daha önce atış yapmayan misafirlere 5 dakikalık bir eğitim verdiklerini söyleyen Altunöz, “15 adetlik bir şarjör mermi atıyorlar devam etmek isterlerse diğer tabancalarla devam ediyorlar ve buradan rahatlamış olarak güven içinde çıkıyorlar” ifadelerini kaydetti.

    Kadınlar çok daha dikkatli

    Poligonun kadın atış eğitmeni Saadet Serpil Erbaş ise erkekler kadar kadınların da poligona ilgi duyduğunu söyledi. Kadınların erkeklere oranla daha dikkatli olduğunu ve emniyete önem verdiklerini söyleyen Erbaş “Bayanlar gitmiyor zannediyorlar ama çok geliyorlar ve onlardan daha iyiler. Bizi daha dikkatli dinliyorlar. Erkekler askere gidip birkaç mermi attıklarında kendilerini profesyonel zannediyorlar ama bayanlar burada ilk kez gelip atış yaptıkları için anlatılanları çok iyi dinleyip atış yapıyorlar. 1 şarjör atan da var 10 şarjör atan da var, grup halinde gelenler de var, altın günü değil mermi günü yapıyorlar burada” dedi.

    Yabancı misafirlerin de poligonlara büyük rağbet gösterdiklerini söyleyen Erbaş “Özellikle Arap ülkelerinden fazlaca misafirimiz var. Arap uyruklu bayanlar da çok meraklı atış yapmaya. Bunun dışında ev hanımları, iş kadınları, avukatlar her kesimden gelen oluyor. Bunların arasında ruhsatlı silahları olan bayanlar da var. Fırsat buldukça düzenli olarak gelip atışlarını yapıyorlar” diye konuştu.

  • Stres yüzünden 19 yıl çocuğu olmadı

    Diyarbakırlı Mürüvvet Türk, 19 yıl boyunca ikinci bir çocuk sahibi olmak için birçok şehirde tedavi görmesine rağmen olumlu sonuç alamadı. Ciddi anlamda stres yükünün olduğu anlaşılan Türk, Kadın Hastalıkları ve Tüp Bebek Uzmanı Doç. Dr. Hakan Çoksüer’in uyguladığı akupunktur tedavisi ile ikinci çocuğunun kalp atışını duymanın sevincini yaşıyor.

    Diyarbakırlı Mürüvvet Türk (39), ikinci bir çocuk sahibi olmak amacıyla eşiyle beraber birçok şehirde tüp bebek tedavisi gördü. Tedavi gördüğü tüp bebek merkezlerinin hiçbirinden olumlu bir sonuç alamayan Türk ve eşi tavsiye üzerine Kadın Hastalıkları ve Tüp Bebek Uzmanı Doç. Dr. Hakan Çoksüer’in yanı gelerek tedavi olmaya karar verdi. 19 yıl boyunca çocuk sahibi olamamalarının altında yatan sebepler araştırıldığında hastada ciddi anlamda stres faktörünün hakim olduğu görüldü.

    Doç. Dr. Çoksüer’in uyguladığı akupunktur tedavisi sonrası tüp bebek tedavisi olumlu sonuçlanan Türk, ikinci çocuğunun kalp atışının duymanın sevincini yaşıyor. Kendilerine geldiğinde hastada ciddi anlamda tükenmişlik olduğunu gördüklerini belirten Doç. Dr. Çoksüer, “Hastamız bize geldiğinde 19 yıllık çocuk isteği vardı. Şehir dışında birçok merkezde tedavi gördüğünü belirtti. Hastada ciddi anlamda stres faktörü olduğunu, umutsuzluk ve tükenmişlik olduğunu gördük. Aynı zamanda eşinin de sperminde parametrelerde biraz zayıflık gördük. Hastaya tüp bebek tedavisi uygulamadan önce akupunktur tedavisi uyguladık. Tedaviden sonra hasta psikolojik olarak uygun hala geldikten sonra hastaya tüp bebek tedavisi uyguladık. Bunu yaparken aynı zamanda akupunktur tedavisini de devam ettik. Transferden 12 gün sonra 19 yıllık çocuk özlemi mutlulukla perçinleşti. Hasta hala inanmıyordu. Kalp atışını duyduktan sonra artık dünyalar onun oldu” dedi.

    “Akupunkturun 4 önemli etkisini bu hastada gördük”

    Akupunktur tedavisinin önemli etkilerini sıralayan Doç. Dr. Çoksüer, şunları kaydetti:

    “Akupunktur tedavisini hem stresi yok etmek için hem hastanın yaşının ilerlemiş olması ve 19 yıl boyunca çocuğunun olmamasından dolayı yumurtaların kalitesini arttırmak için hem transfer öncesi rahim zarının güçlenmesi ve kanlanması için ve hem de bağışıklık sistemini güçlendirmek için uyguladık. Bağışıklık sistemi hem düşük ihtimalini azaltıyor hem de embriyonun rahmin içerisine tutunma gücünü arttırıyor. Biz bu hastada ve başarımızda akupunkturun 4 tane önemli etkisini gördük. Çocuk sahibi olmak isteyenler varsa akupunktur ile ilgili araştırmalarını yapsınlar ve kendilerine uygun olup olmadığına bakarak ona göre karar versinler.”

    “Çok mutluyum”

    İkinci çocuğunu doğuracak olmanın heyecanı içerisinde olan Mürüvvet Türk, “18 yaşında bir çocuğum var. Ondan sonra tedavi görmeme rağmen çocuğum olmadı. Allah Hakan Hocadan razı olsun. Şimdi çocuğumun kalp atışını duydum. Çok mutluyum” diye konuştu.