Etiket: stres

  • Öğretmenler Mustafa Ceceli İle Stres Attı

    Bağcılar’da 24 Kasım Öğretmenler Günü etkinlikleri kapsamında ünlü sanatçı Mustafa Ceceli sahne aldı. Öğretmenler ve aileleri hep bir ağızdan okudukları şarkılarla stres attı.

    Bağcılar Belediyesi tarafından 24 Kasım Öğretmenler Günü’ne özel bir program düzenlendi. Bağcılar Olimpik Spor Salonu’nda düzenlenen etkinlikte emekli öğretmenlere ve çalışan öğretmenlere çeşitli hediyeler dağıtıldı. Öğretmenler Türk Halk Oyunları Ekibi tarafından oynanan halk oyunları ve Öğretmenler Korosu tarafından seslendirilen şarkılarda geceye katılan meslektaşlarından büyük alkış aldı. Gecede ayrıca 180 stajyer öğretmen, dev masaya kurulan Türk Bayrağı’na el basarak yemin etti.

    Kürsüde öğretmenlere ödüllerini takdim eden Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı, burada yaptığı konuşmada öğretmenlerin gününü kutladığını ifade ederek, “Sizler geleceğimizi emanet edeceğimiz yavrularımız için bir umut kaynağısınız. Evlatlarımızı yalnızca zihnini, kalbini aydınlatmakla kalmayıp emekleriniz, gayretleriniz, ilim ve irfanınızla milletimizin geleceğini şekillendirmektesiniz. Dinamik güçlü, sağlam bir toplum olmak şüphesiz eğitimle mümkündür. Her şeyin başı eğitimdir, eğitimin asıl amacı öğrenmektir. İktisatçılar ülkemizin kalkınmasını sağlayacak en önemli etkenlerin insan faktöründen geldiğini ifade eder ve insan iktisat sektöründe beşeri sermaye olarak yerini alır. Günümüzde beşeri sermaye hızla değişen ve küreselleşen dünyanın en önemli üretim faktörü haline gelmiştir. İşte bu beşeri sermayeyi işleyen ve geliştiren de siz değer öğretmenlerimizsiniz” dedi.

    CECELİ ÖĞRETMENLER İÇİN SÖYLEDİ

    Gecenin sonunda sahne alan ünlü sanatçı Mustafa Ceceli, öğretmenler gününde yeni şarkılarını seslendirdi. Ceceli’yi dinleme imkanı bulan öğretmenler ve yakınları ise Ceceli’nin şarkılarına hep bir ağızdan eşlik etti.

  • Stres Ve Hastalıklar Saç Dökülmesine Neden Olabiliyor

    Genetik yatkınlık, stres ve hastalıkların saç dökülmesine yol açabileceği belirtildi.

    Saç Sorunları ve Kozmetik Birimi Koordinatörü Yasemin Gülgör,

    saçların güçlenmesi ve güçlü olması amacıyla uygulanan PRP yönteminin hem kadınlar hem de erkeklerde etkili olduğunu anlattı. Gülgör, saç dökülmelerinin hastalıklara veya dış etmenlere bağlı olabileceğini söyledi. Genellikle genetik sebeplerle saç dökülmesi görüldüğüne dikkat çeken Gülgör, “Ailede saç dökülmesi olması, kişide de dökülme gözükmesi riskini artırıyor. Genetik etmenlerin yanı sıra saçlarımızın en büyük düşmanı; strestir. Saç dökülmesi başka bir hastalık nedeniyle meydana gelebileceği gibi aynı zamanda saça dışarıdan sürülen sağlıksız şekillendirici ürünler de dökülmeye sebebiyet vermektedir” dedi.

    SAÇ DÖKÜLMESİ ENGELLENEBİLİR Mİ?

    Saç dökülmesinden en çok genetik yatkınlığı olan kişilerin korktuğunu ve saçları seyrelmeye başlayanların kendilerine başvurduğunu dile getiren Gülgör, “Saç dökülmesi tamamen engellenir, son bulur’ diye bir şey söyleyemeyiz. Ancak PRP dediğimiz yöntemle seyrelen saçlarınızı güçlendirebilir, daha yoğun bir görünüm elde edebiliriz. Bu yöntem, saç dökülmeleri konusunda endişesi olan kişiler için faydalıdır. Hem kadınlar hem de erkeklerde uygulanabilir” şeklinde konuştu.

    PRP NEDİR?

    Pıhtı hücrelerinden zengin kan demek olan PRP tedavisinde kişinin kendi kanından elde edilen, pıhtı hücreleri ve büyüme faktörlerinden zengin plasma cildi yenilemekte kullanılıyor. PRP, işlemde kişinin kendi kanı kullanıldığı için hiçbir alerji ve kanla bulaşan hastalık riski taşımıyor. İyileşme süreci, içerik dolayısıyla çok kısa olurken uygulama bölgesinde doku gelişimi başlıyor, hasar görmüş zayıf saç folikülleri onarılıyor ve yeni, güçlü saç kılı üremeye başlıyor.

  • PASİNLER’DE SINAV KAYGISI VE STRES SEMİNERİ

    Pasinler İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nce, İlçedeki okullarda öğrenim gören 12. sınıftaki öğrencilere LYS öncesi “Sınav Kaygısı ve Stres” konulu seminer düzenlendi.

     

    Erzurum Yakutiye Rehberlik Araştırma Merkezi’nden Psikolojik Danışman ve Rehber Öğretmen Muhsin Erhan tarafından verilen seminere katılım yoğun oldu. Stres ve sınav kaygısı konularında öğrencilere bilgilendirmelerde bulunulan seminer sonrasında, öğrenciler böyle bir çalışmanın kendilerine faydalı olduğunu ve bundan çok memnun olduklarını dile getirdiler.

  • STRES OBEZİTEYE DAVETİYE ÇIKARIYOR!

    Uzman Diyetisyen Şefika Aydın Selçuk, stresin obeziteye davetiye çıkardığını söyledi. Şefika Aydın Selçuk, “Stres, pek çoğumuzun bildiği gibi, bizi zorlayan, kısıtlayan ve engelleyen olaylar, durumlar karşısında verdiğimiz tepkilerin tümüdür. Birçok insanın düşündüğü gibi sadece üzerimizde hissettiğimiz baskı ve gerginlikle sınırlı değildir” dedi.

     

    Özellikle de endüstriyel toplumlarda yaşayan insanlar kentleşme ve buna bağlı olarak kalabalıklaşma, gürültünün artması, hızla zorlaşan yaşam şartları, trafik sorunu ve benzeri durumlarla sıklıkla karşılaştığını dile getiren Şefika Aydın Selçuk, “Modern çağın hastalığı olarak bilinen stres karşısında bedenin stresin 3 aşamasında tepki gösterdiği kanıtlanmıştır.Bedenimiz üzerine gelen tehdide karşın 3 aşamalı tepki gösterir.Alarm tepkisi, Direnme dönemi ve Tükenme dönemidir.Alarm aşamasında stres yaratıcı faktörler fark edilmekte ve biyokimyasal tepkiler harekete geçirilmektedir. Beden kendini korumaya hazırlamaktadır. Stres yaratıcı faktörler ortadan kalkmayıp etkisini sürdürmeye devam ettiğinde ise beden tükenme aşamasına gelmektedir.”diye konuştu.

     

    “Stres birçok hastalığın oluşmasından sorumlu olabilir! Stres kalp hastalıklarının, inmenin, kanserin, solunum yolları hastalıklarının, eklem iltihaplarının, mide- barsak bozukluklarının, uykusuzluğun, depresyonun, psiko-somatik rahatsızlıkların, deri hastalıklarının, kronik ağrı ve sancıların ve şişmanlığın başlıca nedenlerindendir” diyen Uzman Diyetisyen Şefika Aydın Selçuk, daha sonra şunları kaydetti; “Özellikle son yapılan çalışmalarda; fazla kilolu olma ( overweight ), obezite ve tıkarcasına yemek yeme ( binge eating ) gibi beslenme bozukluğuna da bağlı bu durumların oluşumunda stres faktörü büyük rolü oynamaktadır. Obezite yüksek yağlı ve karbonhidratlı besinlerin tüketimi ile ilişkilendirilirken günlük yaşam stresinin artmasında da motivasyonu arttıran besinler ilişkilidir.

     

    Stresin olağan dışı sürelerde devam etmesi halinde bedende sistematik yıpranmalara neden olmaktadır. Stresli bir yaşam insanın duygusal gerginlik hissetmesine, toplumla bütünleşmeme ve uyumsuz kişilik sergilemesine neden olmaktadır. Stresin tırmanma süreci gösteren belirtileri; sürekli telaş içinde olmak espri anlayışını yitirmek, karar almada ve bu karara bağlı kalmada güçlük çekmek, giderek sabırsızlanmak, unutkanlık, alınganlık, sürekli kusur bulma ve başkalarını azarlama, değersizlik, yetersizlik, terk edilmişlik duyguları, sigara ve içki eğiliminde artma, aşırı hayal kurma, sağlığa aşırı ilgi ve uyku bozukluğudur.Bedendeki değişimler ise şöyle olmaktadır: nefes alış verişi ve kalp atış hızı yükselir. Enerji düzeyi artar. Tansiyonumuz yükselir. Besinlerin emilim hızı azalır. Vücut harekete geçmeye hazırlanırken kas gücümüz artar. Gözbebekleri büyür, tükürük miktarı artar, mide asidi artar, solunum derinleşir, ter bezleri faaliyeti artar, tüm duyu organları hassaslaşır.Stresle baş edebilmede beslenme çok önemlidir. Sağlıklı beslenme günlük stresi azaltır anlamına gelmez, sağlıklı beslenme vücudun stres ile mücadele etmesinde ve hastalığa yenilmemesinde yardımcı olur.

     

    Stresli zamanlarda bazı kişilerde yeme isteği artabilir! Stresin kaynağı ister fiziksel ister duygusal olsun vücut adrenalin salgılayarak reaksiyon vermektedir. Stres döneminde salgılanan hormonlardan bazıları kortizol ve seratonindir. Stresin besin ögeleri gereksinimine etkisi tam olarak bilinememekle birlikte metabolizmada bazı değişiklikler oluşmasına neden olmaktadır. Serotonin hormonu beyindeki sinir hücrelerine iletileri taşıyan hormondur. Beyin hücreleri daha fazla stres altında iken daha fazla serotonine gerek vardır. Karbonhidrattan zengin yiyecekler seratonin üretimini arttırırlar. Stres sürecinde vücudun yakıta ihtiyacı vardır ve bu yakıt karbonhidratlar ve yağdır. Stresli zamanlarda tatlı, cips, kızartma, çikolata kuruyemiş ve benzeri kalorili gıdaların ilk tercih olma sebebi hem yağ hem karbonhidrat içermeleridir. Alınan gıdaların tek dezavantajı kalori açısından zengin besin değeri açısından düşük olmalarıdır. Bu da fazla tüketimin ve sık tüketimin olduğu dönemde stresle beraber kişide kilo artışına sebep olmaktadır.”

  • ‘Stres ve depresyon egzersizle önlenebilir’

    Uzman Dr. Selkin Yılmaz, kalp damar sistemi ve solunum sisteminin egzersizle güçlendiğini söyledi.

    Kalp ve damar sağlığını geliştirmek, kas inşa etmek, kaslarını korumak, forma girmek için birçok kişinin egzersiz yaptığını belirten Medical Park Antalya Hastane Kompleksi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölümü’nde görevli Uzman Dr. Selkin Yılmaz, egzersizin insan bedeninde pek çok olumlu etkiye sahip olduğunu söyledi.

    Uzman Dr. Selkin Yılmaz, egzersizin kas iskelet sistemini güçlendirdiğini belirterek “Osteoporoz, yani halk arasındaki adı ile ‘kemik erimesi’ riskini de azaltır. Kemik kütlesini ve kemik yoğunluğunu artırır. Bunun yanı sıra kasları güçlendirir. Denge ve koordinasyonu artırarak düşme riskini azaltır ve eklem sertliğini önler. Tüm bunların yanı sıra esnekliği artırır” dedi.

    “AKCİĞER KAPASİTESİNİ ARTIRIR”

    Kalp damar sistemi ve solunum sisteminin de egzersizle güçlendiğinin altını çizen Dr. Yılmaz, şunları söyledi:

    “Yapılan egzersizler HDL’yi yani iyi kolesterolü artırır. LDL’yi yani kötü kolesterolü de azaltarak kan basıncının azalmasına yardımcı olur. Yine egzersiz sayesinde ritmik ve daha derin nefes alıp vermeyi sağladığı gibi akciğer kapasitesini de artırır. Hücrelerin oksijenlenmesinde de dolaylı olarak artış sağlanır.”

    Yapılan egzersizlerin kalori yakmanın yanı sıra eklemlere binen yükü de azalttığını hatırlatan Dr. Yılmaz, “Kireçlenmede de azalma gözlemlenir ve egzersiz sayesinde vücut konturü düzene girer. Ayrıca, egzersiz, şeker hastalığını kontrol eder. Kasılan kaslar enerji için şeker kullanır, aynı zamanda hücrelerin insülin duyarlılığını artırır” dedi.

    Depresyon ve stresin egzersizle önlenebildiğine vurgu yapan Uzman Dr. Yılmaz, sözlerini şöyle tamamladı:

    “Egzersiz sayesinde ağrı azalır. Vücuttaki serotonin ve norepinefrin düzeyleri artar böylece depresyon riski azalır. Endorfin düzeyi de artar. Böylece egzersiz sonrası kişi kendini daha iyi hisseder ve relaksasyon artar. İyi uyku düzeni sağlar. Kalın bağırsak kanseri riskini azaltır çünkü egzersiz bağırsak hareketliliğini artırır.”