Etiket: Sözünde

  • KUDAKA’dan Uluslararası Dede Korkut İzinde Sözünde Çalıştayı ve basın tanıtım organizasyonu

    KUDAKA’dan Uluslararası Dede Korkut İzinde Sözünde Çalıştayı ve basın tanıtım organizasyonu

    Her yıl geleneksel olarak Bayburt’ta düzenlenen Uluslararası Dede Korkut Kültür ve Sanat Şöleni etkinlikleri kapsamında KUDAKA tarafından “Uluslararası Dede Korkut İzinde Sözünde” isimli çalıştay ve basın tanıtım organizasyonu gerçekleştirildi.

    Bayburt Şair Zihni Kültür Merkezinde düzenlenen çalıştaya, Bayburt Valisi Ali Hamza Pehlivan, Belediye Başkanı Hükmü Pekmezci, Bayburt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Selçuk Coşkun, kamu ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile akademisyenler katıldı.

    Çalıştayın açılış oturumunda konuşan Vali Pehlivan, konuk akademisyenleri Bayburt’ta ağırlamaktan mutluluk duyduklarını ifade etti. Uluslararası Dede Korkut Kültür ve Sanat Şölenlerinin bu yıl 25’inci yılına girdiğini kaydeden Vali Pehlivan, “Dede Korkut’un UNESCO İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Temsili Listesi’ne dâhil edilmesi bu konudaki çalışmaların Bayburt’ta olmasının ne kadar değerli olduğunu ortaya koyuyor. Bu bağlamda “Dede Korkut’un İzinde ve Sözünde” projesinin Bayburt’tan başlatılmış olmasından dolayı mutlu olduğumu ilimiz adına bildirmek isterim ifadelerini kullandı.

    Türk coğrafyasında Dede Korkut’un izini sürecek bir dizi çalışmayı kapsayan projenin heyecan verici olduğuna dikkat çeken Vali Pehlivan, “Özellikle Dede Korkut’un hikâyelerinde geçen kardeş ülkelerimizde belgesel ve bilimsel çalışmaların yapılacak olması bizi heyecanlandırdı. Dede Korkut’un izinde, sözünde demek, aynı zamanda ecdadın izinde ve sözünde olmak anlamına da geliyor. Bu çalıştayla bu yolculuk adeta tersten başlatılmış oluyor. Orta Asya’dan kalkıp Anadolu topraklarını yurt edinen Türk Milleti’nin en eski ve kadim yerleşim yerlerinden birisi olan Bayburt’ta bu yolculuğu başlatmış oluyorsunuz. Yolunuz açık olsun. Bayburt ilimizin ve Bayburt’ta yaşayan bütün hemşerilerimizin selamlarını geçtiğiniz duraklardaki kardeşlerimize lütfen iletin” diye konuştu.

    Vali Pehlivan, “Bu çalışmanın nihai olarak çok güzel sonuçlar ortaya çıkaracağına inanıyorum. Bu sonuçların yeni nesille paylaşılmasının hep arzu ettiğimiz geçmişini, köklerini ve tarihini bilen, daha güçlü bir şekilde ayakta duran gençlik idealimize de katkı yapacağına inanıyorum” dedi.

    Belediye Başkanı Hükmü Pekmezci de çalıştayın Bayburt için hayırlı olmasını temenni ederek katılımcılara teşekkürlerini bildirdi.

    Konuşmaların ardından Azerbaycan, Kazakistan, Özbekistan, Türkmenistan ve Kırgızistan’dan çalıştaya katılan akademisyenler ilk iki oturumda; Dede Korkut’ta Oğuz İlleri, Türk Dünyası’nda destan geleneği ve Dede Korkut destanı, Türkmen kültüründe Dede Korkut, Dede Korkut kitabının Türkmenistan’da öğretilmesi ve yayınları, Kazaklarda Dede Korkut hikâyeleri, Dede Korkut ve Bayburt, Dede Korkut ve Gürcistan, Kitabi Dede Korkut konusunda eski bir araştırmaya yeni bakış: Emin Abidin’in Azerbaycan Türklerinin Edebiyat Tarihi (1927) adlı eseri hakkında son dönem incelemeleri, Dede Korkut’ta Türk felsefesinin temel kavramları: Metafizik ve ahlak, Deli Dumrul hikâyesinde ve Javat Bıynı yırında ölüm meleği, Türk kültüründe ejderha imgesi, Kitabı Dede Korkut’ta beylerin övgüsü, Dede Korkut’ta devlet ve devletlü kavramları, Dede Korkut hikâyelerinde kalıplar, Dede Korkut’ta işlenmiş bazı assemnatik köklerin tarihi, etimolojik analizi, Dede Korkut destanı öykülerinin diğer Türk destanlarına yansıması konu başlıklarından oluşan bildirilerini sundu. Çalıştayın üçüncü ve son oturumunda ise, Türk Dünyası Buluşma Merkezi Bayburt/ Eylem Planı görüşüldü.

    Çalıştaya, Kırgızistan – Türkiye Manas Üniversitesi, Azerbaycan Hazar Üniversitesi, Semerkand Devlet Üniversitesi, Çankaya İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ve Yasemin Karakaya Bilim ve Sanat Merkezi katkı sunmuştur.

    Basın Tanıtım Organizasyonu

    2019 Yılı Çalışma Programı Yerel Kalkınma Fırsatları Bayburt Yatırım Destek Ofisi Faaliyetleri kapsamında; 2018 yılında UNESCO İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Miras Listesine giren ve Türk Dünyası’nın ortak bir değeri olan Dede Korkut’un destanlarının ve hikâyelerinin korunması, yaşatılması ve gelecek nesillere aktarılması, Bayburt ilinin Türk Dünyası’nın bir araya geleceği önemli bir buluşma noktası haline gelmesi ve kültür turizminden yeterli payı alabilmesi amacıyla 21-25 Temmuz 2019 tarihleri arasında Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Türkmenistan’dan toplam 15 basın ve medya mensubunun katılımı ile uluslararası bir tanıtım organizasyonu gerçekleştirildi.

    KUDAKA tarafından gerçekleştirilen tanıtım organizasyonu boyunca aynı tarihlerde Bayburt’ta devam eden 25. Uluslararası Dede Korkut Şölenleri kapsamında gerçekleştirilen etkinliklere katılan basın- medya mensupları şölenlerden renkli görüntüler alarak çeşitli röportajlar gerçekleştirdiler. Ayrıca Bayburt’un doğal, tarihi ve kültürel varlıkları da ziyaret edilerek çeşitli çekimler yapıldı. Hazırlanan haberler; Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Türkmenistan’da ulusal çapta yayın yapan gazetelerde, televizyonlarda, haber portallarında ve sosyal medya kanallarında yayınlandı.

    Programın son gününde düzenlenen değerlendirme toplantısında, organizasyona dair değerlendirmeler yapılarak karşılıklı fikir alışverişinde bulunuldu. İleriye dönük gerçekleştirilmesi planlanan ortak çalışmalar ele alındı.

  • Başkan Yiğit Sözünde Durdu 2016 Model İtfaiye Aracını İlçeye Getirdi

    Yoğun Ankara temasları sonucu ilçeye birçok eser kazandıran, proje anlamında örnek bir belediyecilik sergileyen ve ilçeyi adeta baştan sona değiştiren Yığılca Belediye Başkanı Muzaffer Yiğit uzun uğraşlar sonucunda Yığılca Belediyesine daha önce söz verdiği itfaiyeyi kazandırdı.

    Başkan Yiğit itfaiye aracı ile ilgili olarak ise “Öncelikle bu itfaiyeyi Yığılca’mıza kazandırma noktasında bizlere yardımlarını esirgemeyen başta Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı Hayrettin Güngör beye ve ekibine, İl başkanımıza ve Vekillerimize İlçem adına teşekkür ediyorum. İtfaiyemiz çok geniş fonksiyonlu bir donanıma sahip. Yığılca’mıza hayırlı uğurlu olsun” dedi.

  • Taşeron İşçilere ‘Kadro’ Sözünde 100 Bin Sıkıntısı

    Kamu Şirket İşçileri Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (KAŞİD) Genel Başkanı Adem Kuru, 1 Kasım seçimlerinin kazananının taşeron işçilerin olduğunu, beklentilerinin 700 bin taşeron işçisinin tamamının kadroya alınması olduğunu söyledi.

    AK Parti’nin 1 Kasım’da tek başına iktidar olmasının ardından partinin seçim vaatleri arasında yer alan taşerona işçiye kadro sözünde tartışmalar devam ediyor. KAŞİD Genel Başkanı Adem Kuru, 1 Kasım’da seçimin kazananın taşeron işçiler olduğunu ve ilk kez bir hükümet partisinin seçimde önce bu sözü verdiğini belirterek şunları söyledi:

    “Bu seçimin kazananı Türkiye genelinde çalışan taşeron işçi arkadaşlarımız olmuştur. Çünkü yıllarca iktidar partilerinin seçim beyannamelerinde taşeron işçisiyle alakalı somut söylem ortaya atılmamıştı. Nihayetinde 1 Kasım seçimlerinin arifesindeki seçim beyannamesinde taşeron işçilere kadro ve asgari ücretin bin 300 lira olacağı söylenmişti. Biz bunu duyduktan sonra yine umutlandık yine sevindik ve Türkiye genelindeki haklı mücadelemizde gelinecek son noktanın somut gelişmesini yaşadık.”

    “700 BİN KİŞİNİN KADROYA GEÇİRİLMESİNİ İSTİYORUZ”

    İlk etapta asıl işi yapan 100 bin kişinin kadroya alınacağını söylemlerini değerlendiren Kuru, ”Bizim için önemli olan tek bir nokta var. Biz diyoruz ki kamuda çalışan 700 bin işçi arkadaşımız tamamı hiçbir ayrım yapmadan bu arkadaşlarımızı ayrıştırmadan, bu insanlar kendi kurumları içerisinde bölmeden ve gruplandırmadan 700 bin kişinin tamamının kadroya geçmesini en doğal ve olması gerek neticedir. Fakat bakıyoruz ki şuanda ortamda anlamını çözemediğimiz söyleyenlerin dahi anlamını çözemediği fakat ‘asıl işi’ yapanları kadroya alacağız söylemleri yine de bizi mutlu etmeye yetmiştir. Biz zaten istiyoruz kadro çalıştığımız iş yerlerinde hem temizlikteki hem güvenlikteki, hem bilgi işlemdeki, yemekhane, hasta yönlendirme, teknik birim ve bununla beraber birçok kalemde çalışan arkadaşlarımız zaten asıl işi yapıyor. Asıl işin bir parçasını yapıyoruz. İş kanununun 2’inci ve 3’üncü maddesinde asıl işverenin kendi yapması gereken işi alt işveren eliyle yürütemez diyor kanun eğer yapıyorsa bunların kadrolu olması gerekir diyor. Yapmış olduğumuz çalışmalarda Çalışma Bakanlığında istemiş olduğumuz müfettişlerde, müfettiş raporlarında temizlik işlerinde çalışan arkadaşlarımız da dahil asıl işverenin işi yapmış olduğumuzu ispatladık” diye konuştu.

    Kuru, sözlerine şöyle devam etti:

    “Bakanlar Kurulu netleştirip kamuoyunu sunacaklar asıl işi yapan 100 bin arkadaşımızı belirleyecekler. Ondan sonrada inanıyoruz ki kamuoyunun oluşturulması, sivil toplum örgütlerinin ve özellikle bu konuda önderlik yapan işçi sendikalarının konfederasyonlarının da ortak çalışmasıyla bu 100 bin zamanla 200 bin olacak ve 700 bin olacak ve kamunun tamamını kapsayacaktır. Burada bence en önemli olan nokta AK Parti tarafından seçim beyannamesine kadro söyleminin konmuş olması ve Türkiye genelinde asgari ücretle çalışan tüm işçilerimize zam yapacağız vaadinin olmasıdır. Bu Türkiye’de artık bizim mücadelemizin, taşeron işçilerinin vermiş olduğu mücadelenin doğruluğunun da aynı zamanda ispatıdır. Bunu zamanla göreceğiz asil işçilerin kim olduğunu, alt işveren işçilerinin kimler olması gerektiğinin Bakanlar Kurulu’nda tanımlandıktan sonra bizde göreceğiz. Fakat biz diyoruz ki dernekler olarak, federasyonlar olarak 5 yıldır yapmış olduğumuz mücadele de gördüğümüz öğrendiğimiz ve mahkeme kararlarından edindiğimiz bilgiye göre kamuda çalışan tüm taşeron işçiler asıl işin bir parçasını yapıyor ve asıl işçidir. Tanımda 100 bin kişiye kadro vereceğiz dedikleri zaman bizim tezimiz çürüyor fakat bizde diyoruz ki mahkeme kararlarına göre tüm işçiler asıl işin parçasını yapıyor ve asıl işçidir 700 bin kişi kadroya alınmalıdır diyoruz. Bu yapılan hukuk zaferlerinin gösterdiği neticedir. Sayın Başbakanın ve ilgili bakanların da inşallah zamanla 100 bin ile başlayan bu kadro mücadelesinde kadroya geçişlerin zamanla artacağının ve bunların tamamının da bu 4 yıllık iktidar boyunca 4 yılın sonunda 700 bin kişinin kadroya geçeceğine canı gönülden inanıyorum.”

    “SADECE 100 BİN KİŞİ KADROYA ALINACAKSA BÜYÜK SIKINTI OLUR”

    Tüm taşeron işçilerini kapsayacak bir şekilde kadro verilmesi gerektiğini aktaran Kuru, ”Asıl işi yapıyor diye 100 bin kişi kadroya alınırsa bu bizim için büyük bir sıkıntı olacaktır. Hem bizim için sıkıntı olacaktır. Hem de bunun yasal düzenlemesini yapan siyasi otorite için sıkıntı olacaktır. Samimiyeti olan konuşan, aynı sofranın etrafında olan, aynı masanın etrafında yemek yiyen işçi arkadaşlarımızın artık bir kesimi kenara kayacak taşeron işçi olarak devam edecek. Asıl işçi olarak tanımladıkları ve o statüyü verdikleri kadroya geçecektir. Belki kadroya geçen arkadaşlarımızın nefsine hoş gelecek, kadrolu olduk diyecek, iş garantimiz, güvenilir geleceğimiz oldu diyecek ama diğer taraftan belki de nefsimize ağır gelecek bizlerin arkadaşlarımızı bakış açısı değişecek. Belki de taşeron işçi olarak devam edecek olan arkadaşlarımızın nefsine ağır gelecek onların bize bakış açısı değişecek. Bu yüzden özellikle Sayın Başbakanımızdan mücadele veren ilgili bakanlardan ve milletvekillerinden istirhamım biz Türkiye’de hiçbir gruba yapacakları ekonomik iyileştirmeden kimseyi ayrıştırmadan kimseyi bölmeden, kimseyi gruplaştırmadan herkese eşit ve partinin ismi gibi adaletli bir dağıtım ve paylaşım istiyoruz. Taşeron işçiye kadro gelecekse 700 bin kişiye gelsin. Taşeron işçiye kadro verecekse, 100 bin ile başlayacaksa bunun devam edeceğini de açıklamalarını isteriz” şeklinde konuştu.