Etiket: söylüyor

  • Bakan Kurtulmuş: “Muhalefet partileri ne yapacaklarını değil, neyi yıkacaklarını söylüyor”

    Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş, “Maalesef muhalefet partileri ne yapacaklarını değil, neyi yıkacaklarını söylüyor. Araba yaptırmayacağım diyor.1960’lı yıllarda Türkiye’ye araba yaptırmayan zihniyet, aynı zihniyetti. Türkiye’ye kendi arabasını yaptırmadılar, Anadol diye bir markayı maalesef utanç olacak bir markayı getirdiler, bir tenekeyi bir saman parçasını millete sattılar” dedi.

    Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş, iftar öncesinde Atatürk Havalimanı Taksiciler Kooperatifini ziyaret etti. Bakan Kurtulmuş’u Kooperatif Başkanı Fahrettin Can ve bir grup taksici kapıda karşıladı. Taksicilerin sorunlarını dinleyen Bakan Kurtulmuş, 24 Haziran seçimlerinde taksici esnafından da destek istedi.

    “Taksici kardeşlerimizden 24 Haziran seçimlerinde destek bekliyoruz”

    24 Haziran seçimlerine yaklaşık iki haftalık sürenin kaldığını hatırlatarak taksici esnafından destek isteyen Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş, “Taksici kardeşlerimizden Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en önemli seçimi olan 24 Haziran seçimlerinde destek bekliyoruz. Verdiğinizi biliyoruz ama sadece kişisel olarak destek vermeniz yetmez. Taksicilerin şöyle bir özelliği de vardır; taksiciler ayaklı propaganda aracıdır. Taksiciler toplumun nabzını tutan en iyi kamuoyu araştırmacılarıdır. Şimdi bu kamuoyunun nabzını tutuyorsunuz. Bugünü de çıkarırsak 16 kaldı. İki haftaya yakın bir süre içerisinde sizlerin de desteklerini istiyoruz” şeklinde konuştu.

    “Muhalefet partileri ne yapacaklarını değil, neyi yıkacaklarını söylüyor”

    Muhalefet partilerinin Türkiye genelinde devam eden büyük çaplı projelere ilişkin tutumlarını eleştiren Bakan Kurtulmuş, “Maalesef muhalefet partileri ne yapacaklarını değil, neyi yıkacaklarını söylüyor. Neyi yaptırmayacağını söylüyor. Araba yaptırmayacağım, diyor. Yaptırma. Siz şimdi şoför kardeşlerimizsiniz. Ben hatırlıyorum çocukluğumuzda Anadol marka bir araba vardı. Hala vardır. Arkalarını kesmiş pikap gibi kullanırlar. Anadol marka araba çarpıştığı zaman keçiler kaportasını yerdi. İçi saman doluydu. 1960’lı yıllarda Türkiye’ye araba yaptırmayan zihniyet, aynı zihniyetti. Türkiye’ye kendi arabasını yaptırmadılar, Anadol diye bir markayı maalesef utanç olacak bir markayı getirdiler, bir tenekeyi bir saman parçasını uzun yıllar boyunca millete sattılar. Türkiye’ye 1940’lı yılların sonunda uçağını yaptırmadılar, Türkiye’de 1970’li yıllarda savaş uçaklarını yaptırmadılar. Zaten aynı kafa yaptırmıyor. Birinci köprü dersin istemez, ikinci köprü dersin istemez, Marmaray dersin istemez, araba dersin istemez. Şimdi bir tane aklı evvel de çıkmış ‘Ben de Çanakkale Köprüsünü yaptırmam’ diyor. Allah akıl versin” açıklamasında bulundu.

    Taksicilerden ‘Uber’ teşekkürü

    Atatürk Havalimanı Taksiciler Kooperatifi Başkanı Fahrettin Can ise son dönemde yaşanan Uber sorununa değinerek, “Biliyorsunuz Uber denen korsan bir taşımacı var. Bu bizim 55 yıllık emeğimizi bir anda silip süpürmeye başladı. Gerçekten esnaf olarak çok rahatsız olduk. Çünkü biz bunları devlet ihalelerinden aldık. Gece gündüz bu arabaların içerisinde yatarak buralara gelmişiz. Ama diğeri gidip 100 bin liraya bir araba alıyor ve gelip bizimle aynı işi yapıyor. Bizim bunu esnaf olarak kabul etmemiz mümkün değil. Sağ olsun Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımızın bu haksızlığa dur diyeceğini biliyorduk. Sonunda esnafı rahatlattılar. Huzurunuzda onlara teşekkür ediyorum” dedi.

    Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş, konuşmasının ardından temsili olarak taksiye binerek direksiyona geçti. Bakan Kurtulmuş, kısa süreliğine taksiyi kullandı.

  • Netanyahu: “İran yalan söylüyor”

    İsrail Başbakanı Netanyahu yaptığı açıklamada, İran’ın nükleer çalışmaları yürüttüğünü söyledi.

    İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, akşam saatlerinde yaptığı açıklamada, İran’ın 2015 yılında, nükleer faaliyetlerinin askeri boyutunu durdurması hakkında, ABD, Fransa, İngiltere, Rusya, Çin ve Almanya ile yaptığı anlaşmayı çiğneyerek, nükleer faaliyetlerine devam ettiğini söyledi. İran’ın defalarca bu iddiaları reddettiğini hatırlatan Netanyahu, “Bu akşam burada size tek bir şey söyleyeceğim, İran yalan söylüyor” şeklinde konuştu. Daha sonra İran’ın süreçte yaptığı açıklamalara değinen Netanyahu, “İran ilk önce hiçbir zaman nükleer silah programına sahip olmadığını söyledi, öte yandan 100 bin gizli dosya şunu gösterdi ki, İran bunu yaptı. Daha sonra ise yapılan anlaşmaya rağmen İran nükleer konusundaki bilgisini artırmaya yönelik çalışmalarına devam etti. Son olarak ise yapılan anlaşmanın gereği Uluslararası Atom Enerji Kurumuna karşı açık olmadığında da yalan söyledi” ifadelerini kullandı.

    Açıklamasını İngilizce olarak gerçekleştiren Netanyahu, İran’ın nükleer programına ait olduğunu iddia ettiği bazı belgeleri basınla paylaştı. İran’ın 2015 yılında yapılan anlaşma sonrası, çalışmalarını gizlemekte azami gayret gösterdiğini söyleyen Netanyahu, “2017 yılında İran, nükleer silahlarla ilgili dosyalarını, Tahran’daki çok gizli bir yere taşıdı” iddialarında bulundu.

  • Balıkçılar “Bu yıl Hamsi avı olmadı” diyor ama uzmanlar aksini söylüyor

    Balıkçılar bu sezon Hamsi avının kısır geçtiğini belirtirken, su ürünleri araştırmacıları ise tam tersini söylüyor.

    Trabzon Su Ürünleri Merkez Araştırma Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. İlhan Aydın, yaptıkları tespitlere göre bu sezon Hamsi avında önceki yıla göre yaklaşık yüzde 50 artış yaşandığını söyledi. Özellikle kamuoyunda bu yıl Hamsi’nin önceki yıllara göre çok daha az avlandığı algısının öne çıktığına dikkat çeken Aydın, daha önce 70-80 bin ton civarında avlanan Hamsi avının henüz sezonun bitmemesine rağmen 150 bin tonu bulduğunu söyledi.

    Hamsinin kısa sürede av verdiğini sonrasında ise azaldığını ifade eden Aydın, “Deniz, üç boyutlu bir ortam ve kısa süreli verilerle bir şey yapamıyorsunuz. Bu anlamda TÜBİTAK’la başladığımız yolculuğumuz Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın desteği ile devam ediyor. Son dönemde göç balıklarını inceliyoruz. Hamsi, Palamut, Lüfer, Çaça ve İstavrit gibi ekonomik anlamda önemli balık türlerimiz var. Bunlar aynı zamanda ekolojinin de temelini oluşturuyorlar. Bu türlerin doğası gereği zaman zaman avlarında iniş çıkışlar yaşanıyor. Hiç avcılık yapmazsanız da evet artacak ama orada da bir iniş çıkış olacak. Bu işin doğasında var. Fakat bu yıl Hamsi üzerinde geçmiş yıllara nazaran kamuoyunda az avlandığı şeklinde bir algı var. Halbuki bu sene geçen yıldan yaklaşık yüzde 50 daha fazla avladık. Tespitimiz, çalışmalarımız henüz bitmedi ama 150 bin ton gibi bir rakam ortaya çıkıyor. Bu da bize şunu gösteriyor. Bu yıl, 250-300 bin tona göre az ama 70-80-100 bin tona göre de daha fazla avladık. Dolayısıyla bunun bir döneme sıkışmış olması sorun teşkil ediyor. Son yıllarda hep böyle. Kısa süre içinde av veriyor sonra avcılık azalıyor. Mesela Lüfer ve Palamut’un çok olduğu zamanlarda o yıl ve devam eden yıllarda Hamsi’de azalma oluyor. Bunu net olarak 2005-2012 ve 2012-2016 yılları arasında tespit ettik” dedi.

    “Palamut avında dünya birincisiyiz”

    Palamut avında Türkiye’nin dünya birinci olduğunu da kaydeden Aydın, “5 bin tonlardan başlayıp 70-80 bin tonlara varan palamut avımız var. Palamut avında dünyada birinciyiz. Bizden sonra Meksika geliyor. Dolayısıyla 5 türü (Hamsi, Palamut, Lüfer, Çaça ve İstavrit ) dahil ettiğimiz projedeki ürettiğimiz rakam çok önemli. Çünkü bu türler hem Türkiye balık üretiminin yüzde 70-80’nini oluşturuyor hem de tüm Akdeniz havzası, Karadeniz’i de içine aldığımızda yüzde 80’ninden fazlasını oluşturuyor. Dolayısıyla bu türlerin çoğunluğunu biz avlıyoruz bununla ilgili çabayı da biz gösteriyoruz” diye konuştu.

  • (Özel Haber) Bu öğrenciler şarkıları işaret dilinde söylüyor

    Balıkesir Karesi Halk Eğitim Merkezi’nde açılan işaret dili kursuna katılan öğrenciler, günlük hayatlarında engellilerle aralarında bulunan iletişim sorunlarını aşmak istiyorlar.

    Balıkesir Karesi Halk Eğitim Merkezi’nde açılan işaret dili eğitimine her yaştan kursiyer büyük ilgi gösteriyor. Kimisi engelli çocuğuyla, kimisi günlük hayatta engellilerle iletişim kurmakta zorlandıkları için işaret dili eğitimi aldıklarını ifade ediyor. Karesi Halk Eğitim Merkezi İşaret Dili Eğitmeni Ahmet Duran işaret dili eğitimime 2008 yılında Afyonkarahisar’da üniversitede okurken başladığını hatırlatarak, “Afyon’da Türk Eğitim Gönüllüleri Vakfı’nda çocuklara gönüllü olarak bilgisayar eğitimi dersi veriyorduk. Orada verdiğimiz ders sırasında bir kız öğrencimin işitme engelli olduğunu öğrendim, ona daha faydalı olabilmek için işaret dili öğrenmeye başladım. Daha sonraki süreçte tercümanlığımı alarak Balıkesir’deki görevime devam ediyorum” dedi.

    Kurs, şarkılar eşliğinde daha eğlenceli

    Kursiyerlere verilen eğitimler hakkında da bilgiler veren Ahmet Duran, “Türk işaret dili 120 saat süren tam eğitim kursundan oluşmaktadır. Günlük yaşamda işitme engellilerle anlaşabilmek için modüller eşliğinde bunu öğrencilerimize öğretmeye çalışıyoruz. Bunu daha çok şarkılarla birlikte yapıyoruz ki hem daha eğlenceli bir hale geliyor hem de gelen kursiyerlerin daha iyi öğrenmelerini sağlıyor. Bunları gören insanlar da merak edip feyiz alıp kursumuza geliyorlar. 120 saatin sonunda kursiyerler eğer isterlerse ve kendilerini geliştirmek isterlerse 220 saatlik tercümanlık kursuna katılmaya hak kazanıyorlar. Tercümanlığı aldıktan sonra birçok resmi kurumda anlaşmalı olan yerlerde işaret dili tercümanı olarak çalışabiliyorlar. Öğrenciler son 3-4 yıldır işaret diline çok fazla ilgi duyuyorlar ve gerçekten işitme engellilerin durumlarını anladıkları için empati kurarak derslere daha çok katılım sağlıyorlar. Şarkılar eşliğinde de öğrenmeleri daha kolay hale geliyor. Her insan bir engelli adayı olduğu için öğrencilerde bunun bilincinde olup işaret dili derslerine devam ediyorlar” şeklinde konuştu.

  • 66 yıldır hem çalıyor hem söylüyor

    Altı yaşında saz çalmaya başlayan 72 yaşındaki Eskişehirli duayen ozan Arif Çayır, 6 bin civarında bestelediği türkü olduğunu söyledi.

    Saz çalmanın ve sazla birlikte türkü söylemenin bir yetenek işi olduğunu belirten ozan Arif Çayır, daha çok küçük yaşlarda saz çalmaya ve türkü söylemeye başladığını anlattı. Babasının kaval çaldığını söyleyen Çayır, “Babamın kaval çalmasından esinlenerek saza merakım daha fazla arttı. Küçük yaşlarda Aşık Veysel’in saz çalmasına ve türkü söylemesine ilgi duydum. Aşık Veysel hayatta iken karşılıklı saz çalarak atışmalarda bulundum. Şimdiye kadar 6 bin civarında enstrüman çalan sanatçı yetiştirdim. 6 bin civarında da bestelediğim türkülerim var ve türküleri kitap haline dönüştüreceğim. Kültür ve Turizm Bakanlığından ’Halk Ozanlığı’ belgem var. 12 parça müzik aletimi çalarak icra ediyorum. Müzik aletlerimin bazıları saz, kısa bağlama, keman, ut, cümbüş, tambur. Nefesli çalgılardan ise kaval, zurna ve klarnet” dedi.

    “Amacım kültür ve sanata katkıda bulunmak”

    Eskişehir Şairler, Yazarlar, Ozanlar Derneğinin (EŞYODER) kurucu üyeleri arasında yer altığını anlatan ozan Arif Çayır, “Aynı zamanda bu dernekteki ozanlar komisyonu başkanıyım. 66 yıldır Eskişehir’de duayen ozanım. Ozan olarak saz çalmayı ve bestelediğim türküleri severek, isteyerek söylemeyi hobi olarak yapıyorum. Amacım Eskişehir kültür ve sanatına katkıda bulunmaktır” ifadelerini kullandı.