Etiket: Sorunlara

  • Karataş: “Köklü sorunlara gerçekçi çözümler gerekiyor”

    Karataş: “Köklü sorunlara gerçekçi çözümler gerekiyor”

    Memur-Sen İl Temsilcisi Eğitim-Bir-Sen 2 Nolu Şube Başkanı Mustafa Karataş, 2019-2020 eğitim-öğretim yılı birinci kanaat dönemi, geleceğe yönelik çizilen hedeflerin uzağında, eğitim çalışanlarının sorunlarının çözümünün yeni döneme devredilmesiyle, köklü sorunlara kalıcı çözümler getirecek adımların beklentisiyle sona erdiğini belirtti.

    Üç yıllık hizmet süresini tamamlayan sözleşmeli öğretmenlere yer değişikliği hakkı tanınması, Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun taslağının hazırlanması, öğretmen atama ve yer değiştirme süreçlerine ilişkin bir çalıştay yapılması gibi bazı adımların dışında beklentileri karşılayacak bir iş ve işlemin hayata geçirilmediğini anlatan Karataş, “Sözleşmeli öğretmenlerin kadro ve eşit haklar beklentisinin karşılanmaması, 3600 ek gösterge artışı sözünün gereğinin yerine getirilmemesi, Öğretmenlik Meslek Kanunu ile ilgili belirsizlik, öğretmen atama ve yer değiştirme süreçlerine ilişkin bir sistemin oluşturulmaması, unvan değişikliği sınavları konusunda somut bir girişimde bulunulmaması gibi pek çok sorun çözüm bekliyor.

    Bunların yanı sıra, ücretli öğretmenlik garabeti, yer değişikliği sürecinde karşılanmayan talepler, öğretmene karşı giderek artan şiddete karşı etkin ve caydırıcı bir adım atılmaması, öğretmen açığı, erkek kamu görevlilerine dayatılan darbe ürünü kılık ve kıyafet yönetmeliği, ek ders esaslarındaki eşitsizlik, ders ücretlerindeki adaletsizlik, okulların bütçe sorunu, eğitimin denetim ve rehberlik ayağının ihmal edilmesi gibi konularda beklentileri karşılayan adımlar hâlâ atılmış değildir” dedi.

    Mesleğin itibarını artıracak, öğretmenlerin haklarını geliştirecek kanun ivedilikle çıkarılmalıdır

    Sendika olarak, uzun süre önce teklif ettiğimiz Öğretmenlik Meslek Kanunu, 2023 Eğitim Vizyonu’nda yer verilmesiyle birlikte bir beklentiye dönüştüğünü dile getiren Mustafa Karataş, “Bir an evvel çıkmasını istediğimiz kanun, öğretmenlerin haklarını ve yetkilerini koruyacak ve geliştirecek bir eksende ele alınmalıdır. Öğretmenlerin görev, yetki, hak ve sorumluluklarının belirlendiği, mesleki gelişim ve kariyer basamaklarının ve iş güvencelerinin tanımlandığı, öğretmene destek niteliğinde bir meslek kanunu bir an önce çıkarılmalıdır” dedi.

    Sözleşmeli öğretmenlikten vazgeçilmeli, istihdam modeli kadrolu olmalıdır

    Mustafa Karataş, sözleşmeli öğretmen istihdamı, gerek sözleşmeli eğitimciler gerek istihdamı gerçekleştiren kurumlar gerekse farklı statüdeki personelden aynı kamu hizmetini alan öğrenci ve ebeveynler açısından ciddi sorun oluşturduğunu ifade ederek, “Sözleşmeli öğretmenlik, kabul edilmiş hatanın tekrarı, geçmiş sıkıntıları unutmanın, aynı kısır döngüyü yeniden kurup birçok değeri heba etmenin adıdır. Sözleşmeli öğretmenlik uygulaması anayasal hakları sınırlamakta, aile bütünlüğünü bozmakta, eşleri birbirinden, çocukları da anne babalarından ayrı bırakmakta, öğretmenleri işi ile eşi arasında tercihe zorlamaktadır. Haklı taleplere, geçerli mazeretlere duyarsız yanlış istihdam politikası, öğretmenlerimizin moral ve motivasyonunu olumsuz etkilemekte, eğitimde verimliliği düşürmektedir. Kamu istihdam politikalarına yön verenler, nitelikli kamu hizmetinin ancak iş ve iç huzuruna kavuşmuş, anayasal hakları tesis edilmiş kamu personeli eliyle yürütülebileceğini görmeli, sözleşmeli öğretmenler kadroya geçirilmelidir” dedi.

    3600 ek gösterge konusundaki haklı beklenti küskünlüğe dönüşmeden sözün gereği yerine getirilmelidir

    24 Haziran seçimleri öncesinde vadedilen, Cumhurbaşkanlığı ikinci 100 Günlük Eylem Planı’nda ve 2023 Eğitim Vizyonu’nda yer verilen 3600 ek gösterge vaadi konusundaki haklı beklentinin, henüz hiçbir somut adım atılmaması nedeniyle yerini umutsuzluğa ve küskünlüğe bıraktığı bir sürecin yaşanmakta olduğunu belirten Mustafa Karataş, açıklamasını şöyle sürdürdü;

    “Eğitim çalışanlara verilen vaadi yerine getirecek, kamu personel sisteminde ülkesine ve milletine hizmet eden diğer unvanlardaki kamu görevlilerinin de ek gösterge beklentilerini karşılayacak, ek gösterge kaynaklı mağduriyetleri giderecek, çalışma barışını ve iş huzurunu sağlayacak şekilde bütün kamu görevlilerini kapsayacak bir ek gösterge çalışması yapılmasını istiyor ve bekliyoruz. Öğretmenlere 3600 ek gösterge verilmesi başta olmak üzere, seçim sürecinde kamu görevlilerine verilen vaatler ivedilikle yerine getirilmeli, sözlerin yerine getirilmemesinin oluşturacağı sosyal maliyet gözden ırak tutulmamalıdır.

    2023 Eğitim Vizyonu rafta, hedefler askıda kalmamalıdır

    Ülkemizin eğitim sisteminin gelecek projeksiyonunu betimleyen 2023 Eğitim Vizyonu Belgesi’nin içerdiği tespitler ve hedefler her geçen gün umut olmaktan çıkmakta, belirsizlik ümitleri söndürmektedir. Vizyon Belgesi’nde yer alan takvim doğrultusunda hedeflerin gerçekleştirilmesine yönelik çabaların yetersiz kaldığı endişesiyle birlikte, sürecin katılımcılıktan uzak, eğitim paydaşlarının görüş ve katkılarının dışarıda bırakılarak yürütüldüğünü görüyoruz. Paydaşların görüş, öneri ve eleştirilerinin hesaba katılmadığı, istişare mekanizmasının devre dışı bırakıldığı bir çalışmanın memnuniyet katsayısı da başarı oranı da düşük olacaktır.

    Bakanlık, özellikle eğitim çalışanlarının özlük haklarında ve çalışma şartlarında iyileştirme ve geliştirme vadeden hedefleri bir an evvel hayata geçirmelidir.

    Şiddete başvurmanın bedelinin ağır olduğu yasal bir düzenleme yapılmalıdır

    Şiddetin her geçen gün arttığını, farklı faillerle yeni kulvarlar bulduğunu, bedelini de eğitimcilerin ve tüm toplumun ödediğini üzülerek müşahede ediyoruz. Şiddeti önleyecek, eğitimcinin itibarını daha da artıracak, konumunu güçlendirecek, onu tehlikelere karşı koruyacak yasal düzenlemelerin yapılması artık kaçınılmazdır. Bunun için, yetkili kişi ve kurumlardan sivil toplum örgütlerine kadar toplumun tüm katmanlarına sorumluluk düşmektedir. Eğitim ve öğretim hizmeti sunumu esnasında veya verilen eğitim ve öğretim hizmetinden kaynaklanan nedenlerle eğitim çalışanlarına karşı cebir, şiddet veya tehdit kullanan kişilere hapis cezası verilmesi; eğitim kurumlarında görev yapan personele karşı görevleri sırasında veya görevleri dolayısıyla işlenen kasten yaralama suçunun tutuklama nedeni varsayılan suçlardan sayılması ve eğitim çalışanlarına karşı işlenen suçlar sebebiyle ceza hukuku kapsamında yürütülmekte olan işlemlerde ve davalarda personelin talebi üzerine Bakanlığın hukukî yardımda bulunması noktasında düzenleme yapılmalıdır.

    Eğitim kurumu yöneticiliği kariyer mesleğine dönüştürülmeli, her olumsuzluğun faturası yöneticiye çıkarılmamalıdır

    Eğitim kurumu yöneticiliği, ikincil görev olmaktan çıkarılarak meslekleşmeyi sağlayacak çalışmalar yapılmalı, bununla ilgili olarak yetiştirme programları hazırlanmalıdır. Eğitim kurumu yöneticiliğinin eğitim liderliğine dönüştürülmesi, yöneticiliğin profesyonel bir meslek olarak ele alınarak ‘ikincil görev’ ve ‘görevlendirme’ kapsamından çıkarılarak kadro unvanlı bir uzmanlık mesleği hâline dönüştürülmesiyle mümkündür. Eğitim kurumu yöneticilerinin bir eğitim ve okul lideri olarak inisiyatif alanları genişletilmeli, mevzuat kuşatmasından kurtarılmalı, bürokratik rolleri azaltılmalı, yetkilendirilip güçlendirilerek eğitim-öğretimle ilgili rolleri öne çıkarılmalıdır. Okul liderliği, yetki ve yeterlilikler yönünden güçlendirildiği gibi, maddi ve manevi yönden de cazip bir meslek hâline getirilmelidir.

    Öğretmenlerimizin motivasyonunu daha da artıracak bir kariyer sistemi oluşturulmalıdır

    Kariyer basamakları uygulamasının yürürlükte olduğu zaman diliminde yapılan bilimsel çalışmalar, öğretmenlik kariyer basamakları uygulamasının öğretmenleri sosyal, kültürel ve sportif faaliyetlere teşvik etmenin yanı sıra kendilerini geliştirmelerine ve kariyer basamaklarında ilerlemek için lisansüstü eğitim yapmaya teşvik ettiğini, bu sonuçlar doğrultusunda eğitimde kalitenin artırılmasında önemli bir faktör olduğunu, öğretmenlerin kendini yenilemesi, alanındaki gelişmeleri takip etmesi bakımından olumlu sonuçlar doğurduğunu ortaya koymaktadır. Öğretmenlerin niteliğinin artırılması bağlamında gerçekleştirilecek politika süreçlerinde kariyer basamakları sistemine yeniden işlerlik kazandırılması gerekmektedir. Bu çerçevede paydaşların görüşleri ve talepleri doğrultusunda herkesin yararlanmasına açık, özgün, sadece sınav odaklı olmayan, süreç ve bireysel çaba odaklı, maddi ve manevi açıdan tatminkâr bir kariyer sistemi ivedilikle hayata geçirilmelidir.

    Öğretmenlerin yer değişikliği işlemlerinde mağduriyeti önleyecek adil bir süreç işletilmelidir

    Öğretmen atama ve yer değiştirme iş ve işlemlerinde eğitim ve öğretim faaliyetlerini sekteye uğratacak düzeydeki tasarım eksiklikleri, öğretmenlerin yer değişikliği taleplerinin karşılanamamasına, mağduriyetlerin yanı sıra çalışma barışının bozulmasına ve motivasyon kaybına neden olmaktadır. Dezavantajlı ve elverişsiz şartların hüküm sürdüğü yerleşim yerlerinde görev yapan eğitim çalışanlarına yönelik gönüllülüğü esas alacak tedbirlerin alınması, rasyonel atama ve yer değiştirme sistemlerinin kurulması, eğitimcilerin en büyük beklentilerindendir. ‘Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Süreci Tespitler ve Bir Model Önerisi’ raporumuzda Bakanlığın ve kamuoyunun dikkatine sunduğumuz üzere, yer değişikliği talepleri adil ve hakkaniyete uygun sonuçlar üretecek şekilde yeniden tasarlanmalıdır.

    Eğitimin kalitesi için ter döken memur ve hizmetli çalışanlarımızın özlük hakları iyileştirilmelidir

    Millî Eğitim Bakanlığı kadrolarında Genel İdare Hizmetleri Sınıfı, Teknik Hizmetler Sınıfı, Yardımcı Hizmetler Sınıfı ve diğer hizmet sınıflarında çalışanların eğitim-öğretim hizmetinin aksamadan en etkin şekilde yürütülmesi için emek sarf ettiği gerçeği görülmeli; eğitim-öğretim sınıfı çalışanlarına tanınan haklar kendilerine de tanınmalıdır. Şef, memur ve hizmetlilere öğretim yılına hazırlık ödeneğinin ödenmemesi hak ve adalete uygun değildir. Bu nedenle, hazırlık ödeneği, öğretmenlerle birlikte eğitim ve öğretim hizmetlerinin yürütülmesinde emek sarf eden Millî Eğitim Bakanlığı’nın merkez ve taşra teşkilatı kadrolarında görevli tüm hizmet sınıflarındaki eğitim çalışanlarına da ödenmelidir. Eğitim kurumlarındaki personelin haftalık 40 saati aşan çalışmalarının karşılığı fazla çalışma ücreti ödenmesi ya da personel yetersizliği gerekçesine sığınılmadan fazla çalışma karşılığı izin hakkından faydalanmalarının sağlanması yönünde düzenleme yapılmalıdır.

    Unvan değişikliği sınavı bir an önce yapılmalıdır

    Memur ve hizmetliler başta olmak üzere, Genel İdare Hizmetleri Sınıfı, Teknik Hizmetler Sınıfı, Yardımcı Hizmetler Sınıfı ve diğer hizmet sınıflarında yer alan eğitim çalışanlarının liyakat ve kariyer ilkeleri çerçevesinde mesleki ilerlemelerini sağlayan en önemli araçlardan birisi olan unvan değişikliği sınavları konusunda Bakanlık somut adım atmalı, unvan değişikliği sınavlarını ivedilikle gerçekleştirmeli; görevde yükselme sınav sonuçları çerçevesinde atama bekleyen boş kadrolara, şeffaf ve merkezi bir süreç dâhilinde atama yapmalıdır.

    Darbecilerin izleri tamamen silinmeli, darbe ürünü kılık ve kıyafet yönetmeliği değiştirilmelidir

    Kamusal alan yalanıyla yıllarca kadınlara ve kız öğrencilere yönelik uygulanan kılık ve kıyafet dayatması, verdiğimiz mücadele, yaptığımız eylem ve etkinlikler sonucunda kaldırılmış, kamuda çalışan kadınlara yönelik ‘başı açık’ ibaresinin yönetmelikten çıkarılmasıyla kadının kamu hizmetine katılımında bir engel aşılmış; Millî Eğitim Bakanlığına Bağlı Okul Öğrencilerinin Kılık ve Kıyafetlerine Dair Yönetmelik’te de yapılan değişiklikle öğrencilere kılık ve kıyafet dayatmasının kaldırılması son derece önemli bir adım olmuş ve bir yasak daha tarihe karışmıştır. Kamu görevlilerini ilgilendiren çerçeve yönetmelikte acilen değişiklik yapılmalı ve altı yıldır sürdürdüğümüz serbest kıyafet eylemi gerekçelerimizden olan erkek kamu görevlilerine kılık ve kıyafet dayatmasından da vazgeçilmelidir.”

    Yarıyıl, eğitim yöneticileri için sorunlara odaklanıp çözümler üretme dönemi olmasını arzu ettiklerini belirten Mustafa Karataş, “Eğitim-Bir-Sen olarak, birinci kanaat döneminin öğrencilerimiz için aktif bir dinlenme dönemi olmasını temenni ediyor, geleceğimize verdikleri emeklerden dolayı eğitim çalışanlarımıza teşekkür ediyoruz” dedi.

  • Kılıçdaroğlu: “Hacı Bektaş öğretisi ülkemiz ve bölgemizde yaşanan sorunlara çözümdür”

    Nevşehir’in Hacıbektaş ilçesinde düzenlenen 55. Ulusal, 29. Uluslararası Hacı Bektaş Veli’yi Anma Törenleri ve kültür sanat etkinliklerinde konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlı, Hacı Bektaş-ı Veli öğretisindeki evrensel değerlerin ülke ve bölgede yaşanan sorunlara çözüm sunabileceğini söyledi.

    Nevşehir’in Hacıbektaş ilçesi Çilehane mevkiinde bulunan Kemal Kılıçdaroğlu Kültür Merkezi’nde düzenlenen 55. Ulusal, 29. Uluslararası Hacı Bektaş Veli’yi Anma Törenleri ve kültür sanat etkinliklerinde konuşan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Hacı Bektaş-ı Veli öğretisinin tarihine dair bilgiler verdi. Hacı Bektaş-ı Veli öğretisindeki demokrasi, eğitim, adalet, barış gibi evrensel değerlerin Türkiye’nin ve bölgenin içinde bulunduğu sorunlara çözüm olabileceğini belirten Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Hacı Bektaş-ı Veli aynı zamanda yalan söyleyen, boğazına düşkün, mal ve mevki hırsına kendini kaptırmış yöneticilerin elinde bir ülkenin harap düşeceği konusunda da uyarılarda bulunmuştur. Yine ‘Çalışmadan geçinen bizden değildir’ sözünün de günümüzde iki karşılığı vardır; birincisi çalışmadan geçinenlere karşı reddiyeyi içerir. İkincisi ise yoksulluğu yenmek yerine sürdürmenin amaçlandığı bir yönetim tarzında geniş halk kesimlerini uyanışa davet eder. Hacı Bektaş-ı Velî kulun kula muhtaçlığını kabul etmez. Hiçbir millet ve insanı ayıplamayan dini, dili, rengi ne olursa olsun ‘İyiler her an iyidir’ diyerek etnik ayrımları reddeder. Bizim de bugün yapmamız gereken budur.”

    “Hünkârlar, erenler ve pirlerin öğretileri ahlaklı toplumu inşa edecektir”

    “Bugün ihtiyacımız olan aslanla ceylanı Hünkâr’ın kucağında buluşturan huzur ve adalettir. Bunun yolu hak eşitlik, hukuk, hakça paylaşım ilkeleri etrafında bir araya gelmek, ahlaklı bir toplumu inşa etmektir. İlk bakacağımız yer Ahmet Yesevî, Mevlana, Hoca Nasreddin, Pir Sultan, Hacı Bektaş-ı Velî öğretileridir. Yapmamız gereken onların sevgi ırmağında yıkanmaktır. Aslanla ceylanı kucağında taşıyan Hacı Bektaş-ı Velî bir tasavvuf ehlidir. O, insanın iç dünyasının zenginliğini her şeyin üzerinde tutar. Onun tasavvufunun konusu insandır, nefsin ıslahıdır. Onun felsefesi sadece sözlerine değil, deyişlerine de yansımıştır. Anadolu’yu bize yurt yapan bu toprakları irfan bahçesi haline getiren tüm erenlerimiz, dervişlerimizi, pirlerimizi rahmetle anıyorum. Allah ülkemizi, vatanımız, yurttaşlarımızı her türlü kaza, bela, ihanetten korusun. Bu ülkede özgür bir şekilde onurumuzla yaşama imkanı veren başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere bütün şehitlerimize şükranlarımı sunuyorum.”

    Hacı Bektaş Veli’yi Anma Törenleri devam ediyor.

  • Başkan Dağdelen: “Sorunlara çare üreten bir yapıyız”

    AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Teşkilat Başkanı Mustafa Ataş’ı, il teşkilatı ile birlikte ziyaret eden AK Parti Kırıkkale İl Başkanı Nuh Dağdelen, “Bizler de Kırıkkale’de çözüm odaklı siyaseti şiar edinerek yolumuza devam ediyoruz” dedi.

    AK Parti Kırıkkale İl Başkanlığının faaliyetleri hakkında bilgi aktaran Başkan Dağdelen, “AK Parti siyasi tarihimizde sorunlara çare üreten bir yapı olarak haklı bir yere sahip olmuştur. Bizler de Kırıkkale’de çözüm odaklı siyaseti şiar edinerek yolumuza devam ediyoruz. Bu vesileyle her adımımızda gücünü, arkamızda hissettiren genel merkezimize ve zat-ı alilerine şahsım ve teşkilatım adına şükranlarımı sunarım” dedi.

    AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ataş ise ziyaretten duyduğu memnuniyeti ifade ederek, başarı dileklerini ileterek inancın, eğitimin ve disiplinin önemine işaret etti.

    Ataş daha sonra, İl Başkanı Nuh Dağdelen ve beraberinde AK Parti Kırıkkale İl Yönetim Kurulu üyeleri, ilçe başkanları Kadın ve Gençlik Kolları Başkanları ile birlikte hatıra fotoğrafı çektirdi.

  • Milletvekili Adayı Evli, Adıyaman’ın sorunlara çözüm sözü

    Cumhuriyet Halk Partisi Adıyaman Milletvekili Adayı Mahmut Nedim Evli, Adıyaman sorunlarının çözümü noktasında ellerinden gelen her şeyi yapacaklarını belirterek, sorunsuz bir Adıyaman ve Türkiye için çalışmalarda bulunacaklarını söyledi.

    CHP Adıyaman milletvekili adaylarının Adıyaman sorunlarının bilincinde olduklarını dile getirerek Adıyaman tütün konusunun, sulama konusu gibi bütün sorunlara geldikleri gün el atacaklarını belirten Milletvekili Adayı Evli, CHP’yle bütün sorunların ortadan kalkacağını ifade etti. Bütün sorun ve sıkıntıların CHP’yle biteceğini belirten Milletvekili Adayı Evli, “Adıyaman’ımızın ırgat kent olmasından dolayı oldukça büyük üzüntüler duyuyoruz. Adıyaman’ımızın GAP mağduru olmasından dolayı çok üzülüyoruz. Adıyaman’ımızın üvey evlat muamelesi gibi muamele görmesi bizlerin yüreğini parçalıyor ve Adıyaman halkı bunu hak etmiyor. 2 Bin 500 dönüm tarıma elverişli arazimiz vardır. Şuanda sulanabilir arazimiz yüzde 16’dır. Her bir tarafımız sularla doluyken, denizi aratmayacak bir baraj hemen yanı başımızdayken sulanabilir arazilerin yüzde 16’larda olması bizleri derinden üzüyor. Bizler bu sorunların tümüne hakimiz ve hepsini de çözeceğiz. Bizlerin tek istediği bir insanın, bir şahsın karar verdiği değil, meclisin, vekillerin, tüm toplumun karar verdiği bir mekanizma ortaya çıkartmaktır. İnşallah 24 Haziran’da, Cumhuriyet Halk Partisi iktidar olacak, Muharrem İnce cumhurbaşkanı olacak tekrardan parlamenter sistemine dönüş yapacağız. Adıyaman’ı yönetemedikleri gibi Türkiye’yi de yönetemiyorlar. Bizler de hem Adıyaman’ı, hem de Türkiye’yi yönetmeye talibiz” dedi.

    Adıyaman’ın kıyılmış tütün konusuna da değinen Milletvekili Adayı Evli, “Tütün meselesi Adıyaman’ın ne büyük sorunlarından bir tanesidir. Tütün olmazsa Adıyaman’ın zaten yaşama şansı yoktur. Kırsal kesimde vatandaşlarımız özellikle bir dönüm,500 metrede el imkanlarıyla yaptığı tarlalarda geçimini sağlıyor. Bu bir birinden değerli tütün üreticilerimizi açlığa ve yoksulluğa kimsenin mahkum etme hakkı yoktur. Bizim bu çıkarılan tütün yasasını kabul etmemiz mümkün değildir. Açık ve net bir şekilde söylüyorum, Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında tütünle ilgili bizim çalışmalarımız var. Eskiden de olduğu gibi çok cüzi bir vergiyle vatandaşlarımızın tütünü serbest olacak vatandaşlarımız istediği gibi satış yapabilecek” diye konuştu.

  • Kuru meyve sektörü sorunlara birlikte çözüm bulacak

    Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Birol Celep, ana ihraç ürünleri çekirdeksiz kuru üzüm, kuru incir ve kuru kayısı ile ilgili komisyonlar oluşturduklarını ve üç ürünle ilgili sorunların çözümü için üretici, tüccar, ihracatçı ortak hareket edeceklerini kaydetti.

    Türkiye’nin çekirdeksiz kuru üzüm, kuru incir ve kuru kayısı üretim ve ihracatında dünya lideri olduğunu anlatan Celep, “Bu ürünlerde satıştan öte pazarlamaya yoğunlaşmalıyız. Türk üzümünün ortalama ihraç fiyatı ile diğer üretici ülkelerin ihraç ancak bu ürünlerin ortalama ihraç fiyatları arasında önemli farklar var. Bu durum ne üreticiyi, ne tüccarı, ne de ihracatçımızı mutlu ediyor. Komisyonlarımız yapacakları çalışmalarla bu ihraç ürünlerimizin daha katma değerli ihracatının yolunu açacak” diye konuştu.