Etiket: Sorundur

  • Doç. Dr. Hayati Akbaş: “Aşırı göğüs büyüklüğü ciddi bir sorundur”

    Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Hayati Akbaş, erken dönemde kız çocuklarının yaşadığı aşırı göğüs büyüklüğü probleminin psikolojik ve fiziksel sorunlara neden olabileceğini söyledi.

    Kız çocuklarında aşırı göğüs büyüklüğü sorunu hakkında açıklamalarda bulunan FBM Estetik Tıp Merkezi’nin kurucusu Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Hayati Akbaş, ailelerin, özellikle annelerin bu duruma karşı duyarlı olması gerektiğini ifade etti. Kız çocuklarında ergenlik dönemlerinden itibaren göğüslerde büyümenin başladığını belirten Akbaş, “18 yaşına kadar göğüsler normal bir ebada gelir. Ancak bazı kız çocuklarında 10’lu yaşlardan 18’li yaşlara kadar geçen sürede yeterli olmaz dümdüz bir vücut olabilir. Bazı kız çocuklarında o yaşlarda göğüs büyümesi daha hızlı seyreder. Ergenlik döneminde normalden daha büyük göğüslere sahip olabilirler. 12-13-14 yaşlarında neredeyse 4 yaşlarında 3-4 doğum yapmış aşırı göğüs büyüklüğüne ulaşan kadınların göğü kadar büyük göğüs oluşabilir. Çocuk bu dönemde aşırı göğüs büyüklüğünden psikolojik olarak etkilenir. Sürekli kalın kıyafetler giyerek göğüslerini kapatmaya çalışır. Arkadaşları arasında göze batmaktan utanır. Bu tür sorun yaşayan kız çocuklarında bu durum fiziksel ve ruhsal yönden negatif etki oluşturur. Aşırı büyük göğüslere sahip kız çocuklarının omurgalarında bükülmeler, eğilmeler meydana gelebilir. Bu durum bel fıtığı, boyun fıtığı ve kamburluk gibi kalıcı etkiler ortaya çıkarabilir. Birtakım psikolojik sorunlar ortaya çıkabilir. O yüzden 18 yaşına kadar beklemeyi düşünmemek lazım. Bu tür sorunlar yaşayan kız çocuklarında estetik plastik cerrahi müdahale erken dönemde yapılması lazım. Göğüs büyüklüğüne neden olan faktörler ilgili uzmanlar tarafından araştırılmalıdır. Ama bu durumda olan kız çocuklarının çoğunun estetik plastik cerrahi müdahale ile göğüslerin normal boyutlara getirilmesi gerekir. Ailelerin bu konuda dikkatli olması gerekir. Çocuklarının göğüsleri normalden fazla büyükse, çocuk göğüslerini gizliyorsa, çocuk kamburlaşmaya başlamışsa aile bu durumu dikkate almalı. Cerrahi yöntemle bu durumun tedavisi kolaydır. Zor bir işlem değildir. Çocuğun anatomisiyle birlikte psikolojisini de düzeltir. Fiziksel ve ruhsal yönden normal bir hale gelir. Özellikle anneler çocuklarda göğüs gelişimi konusunda duyarlı olsunlar. Kız çocuklarının göğüslerinin hiç gelişmemesi ve aşırı gelişmesi ciddi bir psikolojik ve fiziksel sorundur. Tereddüde kalan aileler nasıl bir yol izleyecekleri konusunda plastik estetik cerrahlarından bilgi alabilirler” dedi.

  • Ağaç Dikmek Değil Korumak Sorundur

    Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Anestezi Programı öğrencileri “Ağaç dikmek değil, korumak sorundur” sloganıyla, okul çevresinde ağaçlandırma çalışması yaptı.

    Çevre Koruma dersi kapsamında yapılan çalışmada öğrencilere, Prof.Dr. Özen Kulakaç ve Doç. Dr. İrfan Şaka da eşlik etti.

    Daha önce dikilmiş fidanlardan kurumuş ya da kırılmış olanlarının tespit edilerek yerine yenilerinin dikilmesinin amaçlandığı çalışmada, OMÜ Orman ve Çevre Düzenleme Birimi peyzaj sorumlusunun tarafından belirlenen yerlere 15 adet yeni çınar fidanı dikildi.

    Eğlenceli geçen etkinlikte, dikilen fidanların bakım ve sorumluluğu öğrencilere verildi.

  • Kadına Şiddet Psikolojik Sorundur

    Psikiyatrist / Psikoterapist Yrd. Doç. Dr. Rıdvan Üney, kadına şiddetin psikolojik bir sorun olduğunu kaydetti.

    Dünya sağlık örgütünün şiddeti, “bireyin kendisine, başkasına, belirli bir topluluk veya gruba yönelik yaralama, ölüm, fiziksel ve duygusal zarar, bazı gelişim bozuklukları veya yoksunluklar ile sonuçlanabilen, tehdit ya da fiziksel güç kullanma” olarak tanımladığını ifade eden Yrd. Doç. Dr. Rıdvan Üney, “Şiddet toplumumuzda neredeyse kanıksanacak duruma gelmiştir. Hatta bazen sözel şiddet ciddiye bile alınmamaktadır” dedi.

    Şiddete uğrama konusunda kadınların oldukça sıkıntılı durumda olduklarını söyleyen Üney, “Türkiye’de kadınların yüzde 38’i yaşamlarının herhangi bir döneminde fiziksel veya cinsel şiddetten birine maruz kalıyor. 2015 yılında 303 kadınımız sadece kadın olduğu için öldürüldü. 2013’te 237 ve 2014’te 294 kadın cinayeti işlendi. Ancak cinayetler dışında, belki de zaman zaman önemsenmeyen şiddet durumu ve bunun kadının psikolojik durumuna etkisi göz ardı edilmektedir. Kadına yönelik şiddet; cinsel şiddet (taciz, tecavüz), duygusal şiddet, sözel şiddet, ekonomik şiddet ve aşağılamayı da içermektedir. Eğitimsizlik şiddette önemli bir nedendir. Kırsal bölgelerde yaşayanlar, 15-24 yaş arası kadınlar, düşük gelir seviyesinde olan kadınlar daha fazla şiddete uğruyorlar. Bunun en büyük nedeni kadınlarda çaresizlik, gelirlerinin olamaması, bazı gelenekler ve hukuki yolların kullanılamamasıdır. Ancak ne var ki, bu grup dışındaki kadınlarda şiddete maruz kalmaktadırlar” diye konuştu.

    Psikiyatrist / Psikoterapist Yrd. Doç. Dr. Rıdvan Üney, şiddet uygulayan kişilerin özellikleri şöyle sıraladı:

    “1. Kendine güveni olmayanlar. 2. Ekonomik sorun yaşayanlar. 3. İletişim yönü zayıf olanlar. 4. Aşırı kıskanç olanlar. 5. Aşırı alkol kullanımı olanlar. 6. Uyuşturucu madde kullananlar. 7. Ailesinden şiddet görmüş erkekler. 8. Cinsellikte sorun yaşayan erkekler. 9. Cinsel yönden sapkınlığı olanlar. 10. Psikopatlar (yoğun suç davranışı olanlar). 11. Şizofreni gibi psikiyatrik sorunu olanlar. Kadına ilk defa şiddet uygulandığında, karşısındaki sanki bir kereliğine yanlışlıkla yapmış gibi davranır. Bu affedildiğinde veya görmezden gelindiğinde giderek dozu artar. Şiddete maruz kalan kadının psikolojisi nasıl etkilenir: 1. Öncelikle hem ailesinden hem de bazı kültürel açıklamalardan dolayı suçluluk duygusu gelişir. “Ben ne yaptım? Neyi eksik yaptım?” duygusu gelişir. 2. Çevresinden sorunu gizlemeye çalışır. 3. Şiddet ve tehditler arttıkça yasal yollara başvurma konusunda cesareti azalır. 4. Bunu bir kader olarak algılayabilir. 5. Aile ve arkadaş desteği olmayanlar konuyu konuşabilecekleri ya da fikir alabilecekleri kimseyi bulmakta zorlanırlar. 6. Ağlamalar, dalgınlıkları olur. 7. Çoğu zaman kıyafet veya makyajla şiddetin izlerini gizlemeye çalışırlar. 8. Sinirlilik artar. 9. Çabuk tepki verirler. 10. Çocuklarına karşı tahammülleri azalır, hatta bazen onlara şiddet sergileyebilirler. 11. Evden kaçma davranışı sergileyebilirler. 12. Kâbus ve karabasan görebilirler. 13. Eğitimli grup bu konudaki utançlarından dolayı daha zor yardım ararlar. 14. Depresyona girebilirler. 15. Sinirsel bayılma nöbetleri olabilir. 16. Unutkanlık ve kafa karışıklığı yaşayabilirler. 17. Toplumdan uzaklaşabilirler. 18. Duygusal uyuşukluk yaşayabilirler. 19. İşyerinde ve evde işlerini yapmakta zorlanabilirler. 20. Şiddet gördüğü yerde olmak, çok ciddi sıkıntı hissi verir. Şiddet gören kadınlar bazen ne yapacakları, hangi adımı atmaları konusunda sıkıntı çekerler. Önerilerimiz: 1. Cesur olun, çevrenizdekilerin sizi engellemelerine aldırmayın. 2. Hatalı bir davranışınız bile olsa, bu asla şiddeti açıklamaz. 3. Asla utanmayın ve suçluluk yaşamayın. Şiddet, yapanın olumsuzluğudur. 4. Mutlaka polise başvurun ve tutanak tutturun. 5. Şiddet gösterenden mutlaka şikâyetçi olun. 6. Tehdit de bir şiddet davranışıdır. Bunu unutmayın. 7. Şiddet uygulandıktan sonra karşınızdakinin olumlu davranışları ve özürleri bile olsa şikâyetinizden vazgeçmeyin. Şiddet uygulayanlar affedildiğinde davranışlarını tekrarlama eğilimindedirler. 8. Yakınlarınıza ya da ailenizi bilgilendirin. 9. Bu konuda Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Belediyeler, Barolar, Savcılık, Alo 183 hattı, İl Sosyal Hizmetler Müdürlükleri size yardımcı olabilir. Aklınızdan çıkarmayın. 10. Sıkıntılarınız yoğunlaştığınızda psikiyatrist ya da psikologdan yardım almaktan çekinmeyin.”