Etiket: sorun

  • İSO Başkanı: “Mevcut kıdem tazminatı çalışanlar için bir sorun”

    İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, yaptığı açıklamada “Mevcut haliyle kıdem tazminatının biz her zaman işverenlerden ziyade çalışanlar için bir sorun olduğunu söylüyoruz” dedi.

    İstanbul Sanayi Odası (İSO) Başkanı Erdal Bahçıvan, ’Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu-2016’ araştırmasının sonuçlarının açıklandığı basın toplantısında gündemde olan kıdem tazminatına getirilecek yeni düzenlemeyi değerlendirdi. Bahçıvan, “Mevcut haliyle kıdem tazminatının biz her zaman işverenlerden ziyade çalışanlar için bir sorun olduğunu söylüyoruz” dedi.

    “Kıdem tazminatı alabilen çalışan sayısı yüzde 10’un altında”

    Genel Türkiye çalışanları içersinde kıdem tazminatı alabilen çalışan sayısının en iyimser ihtimallerle yüzde 10’un altında olduğunu vurgulayan Bahçıvan, “Böyle bir tablonun sürdürülebilir olmadığı çok net bir gerçek. O nedenle işverenden daha ziyade çalışanlar açısından mutlak değiştirilmesi gereken bir gerçekle karşı karşıyayız. Farklı farklı nedenlerden dolayı çalışanlarımız ne yazık ki hayatlarının kendileri için en gerekli dönemlerinde bu haktan mahrum kalıyorlar. Bu konuda mutlak suretle bir iyileştirilmenin yapılmasının ve sosyal hakkın hayattaki en önemli değeri olan belli bir zaman diliminden sonra böyle bir fona sağlıklı ulaşılmasının düzeltilmesi yönündeki düşüncemizi savunmaya devam edeceğiz” diye konuştu. Bahçıvan, bugünkü mevcut halin gerek çalışanlar açısından gerekse Türkiye ekonomisinin bir fon biriktirmesine engel olması açısından sağlıklı bir yöntem olmadığını İstanbul sanayisi olarak savunduğunu dile getirerek “Çalışma hayatında uzun bir süreden beri kangren olmuş konu, bu dönem reformist bir adımla neticeye ulaşır” dedi.

    İlk üçte bir değişiklik

    İSO Türkiye’nin 500 Büyük Kuruluşu -2016 araştırmasında birinci üretimden satış rakamlarına göre 32 milyar 594 milyon lira ile Tüpraş birinci oldu. İkinci sırada 16 milyar 314 milyon lira ile Ford yer alırken, geçtiğimiz yıl 5’incilikte bulunan Tofaş, bu yıl 12 milyar 856 milyar liralık satış rakamıyla üçüncü sıraya yerleşti.

  • Yrd.Doç.Dr. Kahraman: “Engelli birey için işsizlik en büyük sorun”

    Türkiye’de yaşayan 9,5 milyona yakın engelli birey için işsizliğin en büyük sorunlar arasında yer aldığını ve profesyonel olarak nitelendirilebilecek işlerde çalışan engelli bireylerin oranının yüzde 10’u bile bulmadığını dile getiren Yrd.Doç.Dr. Serpil Kahraman, engelliler haftasında işsizliğe dikkat çekti.

    Her yıl dünya genelinde 10 Mayıs ile 16 Mayıs tarihleri arasında düzenlenen Engelliler Haftası’nda Türkiye’nin engelli istihdam tablosunu ele alan Yaşar Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd.Doç.Dr. Serpil Kahraman, “TÜİK verilerine göre ülkemizde toplam nüfusun yüzde 12,29’unu engelli bireyler oluşturmakta. Ülkemizde erkek engellilerde istihdama katılım oranı yüzde 35’in üzerindeyken, kadın engellilerde bu oran yüzde 6’ya kadar düşmekte” dedi.

    Türkiye’deki işverenin engelli istihdamına yönelik bakış açısını değerlendiren Kahraman, firmaların yüzde 66’sının engelli istihdamını sadece yasal bir zorunluluk olarak gördüklerini söyledi. Kahraman, “Kamu ve özel sektör payları istihdam politikalarının belirlenebilmesi açısından önem arz etmektedir. Örneğin, özel sektörde yaklaşık 24 bin istihdam açığı mevcut. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının, ‘İş Gücü Piyasasının Özürlüler Açısından Analizi’ araştırmasına göre; Türkiye’de, firmaların yüzde 66’sı engelli istihdamını yasal bir zorunluluk olarak görmekte olup ancak kalan yüzde 34’lük kesim sosyal sorumluluk ve işe uygunluk gerekçesini belirtmektedir. Firmaların engellilerin istihdamından kaçınma gerekçelerine baktığımızda ise yüzde 48’i yani neredeyse yarısı çalışan sayısının kota altında kaldığını, yüzde 31’i sektörün uygun olmadığını ve kalan yüzde 11 ise engelli kontenjanında başvuru bulunmadığını gerekçe göstermektedir” diye konuştu.

    Niteliksiz işlerde çalışıyorlar

    Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının araştırmasına göre engellilerin yarısından çoğunun niteliksiz işlerde çalıştığını belirten Kahraman, “Engellilerin yüzde 29,8’i satış, yüzde 25,5’i büro elemanı olarak çalışırken profesyonel olarak nitelendirilebilecek işlerde çalışanlar yüzde 10’u bile bulmuyor. Ne var ki, iş gücüne katılan engellilerin çok az bir bölümü eğitim aldıkları alanda istihdam olanağı bulabilmekte. Öte yandan engelli istihdamına yönelik araştırmalar eğitim düzeyi veya mesleki eğitim ve engelli istihdamı arasında ilişki olmadığı şeklinde ilginç bir sonucu da ortaya koymaktadır” dedi.

    Neler yapılmalı

    Engelli bireylerin istihdam sürecine dahil olmasının bu bireylerin toplumsal, sosyal ve ekonomik hayata katılımlarını sağlayan en önemli etken olduğunu ifade eden Serpil Kahraman, engelli istihdamını artırmak için neler yapılabileceğini de anlattı. Kahraman, “Ülkemizde firmaların, engelli bireylerin istihdam payını arttırmak üzere özellikle vergi indirimi kolaylığı ve enerji maliyetlerinde indirim gibi doğrudan maliyet düşürücü politikaları beklediklerini görmekteyiz. Esasen iş yerine erişimin sağlanması, iş yeri koşullarının engelli bireye uygun hale getirilmesi gibi uygulamalar yanında, toplumda farkındalık oluşturan etkinliklerin artırılması engelli bireylerin istihdama katılım payının arttırılmasında daha temel bir adım teşkil edecektir” şeklinde konuştu.

    Rakamlarla iş başvurusu

    Geçen yılın ilk yarısı İŞKUR’a başvuruda bulunan toplam engelli sayısı 32 bin 742 olup, 7 bin 393 kişi işe yerleştirildi. Yine aynı dönem kamuda çalıştırmakla yükümlü olduğu engelli birey sayısı 8 bin 542 iken, özel sektörde bu rakam yaklaşık 105 bine ulaştı.

    İzmir özelinde

    2015 yılı sonu itibariyle, İzmir’de İŞKUR’a başvuruda bulunan engelli birey sayısı toplam 3 bin 636 olurken, bu rakamın 960’ı işe yerleştirildi. Engelli istihdam etmek zorunda olan iş yeri sayısı toplam 960 olurken, bu iş yerlerinden yalnızca 44’ü kamuya aittir. Söz konusu iş yerlerinde halen 5 bin 112 kişi çalışırken, açık kontenjan bin 479, kontenjan fazlası çalışan ise 393’tür.

  • AK Parti Milletvekili Uzer: “2002-2007 yılları arasında bu ülkeyi nasıl yönettik, gelin bize sorun”

    Gaziantep’te halı fabrikasında çalışan işçilerle bir araya gelen AK Parti Gaziantep Milletvekili Ahmet Uzer, kendisinin de milletvekili olduğu Ahmet Necdet Sezer’in Cumhurbaşkanlığını hatırlatarak, “2002-2007 yılları arasında bu ülkeyi nasıl yönettik gelin bize sorun. Çünkü Ahmet Necdet Sezer gibi bir Cumhurbaşkanı vardı” dedi.

    AK Parti Gaziantep Milletvekili Ahmet Uzer, Şahinbey Mehmet Tahmazoğlu, belediye meclis üyeleri ile birlikte 16 Nisan referandumu çalışmaları kapsamında Gaziantep organize sanayi bölgesinde faaliyet gösteren bir halı fabrikasında çalışan işçilerle buluştu. Yemekte işçilere hitaben konuşan Milletvekili Uzer, “Türkiye’de şuanda bir problem yok. Cumhurbaşkanımız bizim kurucu liderimiz, Eski Genel Başkanımız, bizim insanımız. Başbakan’da AK Partinin Genel Başkanı ve bizim liderimiz. Şu anda problem yok. Yani Cumhurbaşkanı ile Başbakan aynı pencereden bakıp, karar veriyorsa problem yok. Aralarında uyum var ise problem yok ama yarın ilerde 2019 da Başbakan’dan ve Cumhurbaşkanı’ndan herhangi biri farklı görüşlerden olursa bu ülkeyi yönetmek imkansız hale gelir. Bunu biz görüyoruz ve bunun için bu fırsat düştüğünde bu teklifi sizlerin huzuruna getirdik. 2002 yılında tek başımıza iktidar olduk. Bende 2002’de Gaziantep’ten Milletvekili seçildim, Ankara’ya gittik. Siz gelin 2002 ile 2007 arasında bu ülkeyi nasıl yönettik bize sorun. Çünkü Ahmet Nejdet Sezer bir Cumhurbaşkanı vardı. İnan bize kan kusturdu, çok sesimiz de çıkmadı. Çıkamadı. Niye uzlaşmak zorundayız. Ülkeyi yönetebilmek için onla kavga etmemek zorundayız. Eğer o gün Ahmet Nejdet Sezer değil de Abdullah Gül Cumhurbaşkanı olsaydı, biz 2002 2007 arasında Türkiye’yi uçururduk. Her şeyimizi engelledi, her şeyimize müdahale etti. Zaten biliyorsunuz, o Çankaya köşkünden de dışarıya çıkmadı. 7 yıl görev yaptı, bir kez yurt dışı seyahatine gidip de Türkiye’yi temsil etmedi. Ben 5 yıl Milletvekilliği yaptım. Çankaya köşkünü Ahmet Nejdet Sezer Cumhurbaşkanı iken görmedim .Cumhuriyet Halk Partili milletvekillilerini eşi ile çağırır. Bizi çağırmazdı. Eşimiz başörtülü diye. Böyle ayrımcılık yapan ve bu memlekete nifak tohumların eken bir adamdı. Ülke yönetiminde keyfiyet olmaz ama O yaptı. 2007 yılında O da gitti. Abdullah Gül, Cumhurbaşkanı seçildi. Türkiye derin bir nefes aldı ve Türkiye’deki vesayetler bir bir bitti” ifadelerini kullandı.

  • İstihdamda en büyük sorun iş beğenmeme

    Eskişehir Çalışma ve İş Kurumu (İşkur) Müdürlüğü tarafından düzenlenen ’7’nci Eskişehir İstihdam ve Kariyer Günleri’ etkinliğinde yapılan konuşmalarda istihdamla ilgili en büyük sorunun işsizlerin iş beğenmemesi olduğu belirtildi

    ESOGÜ Kapalı Spor Salonunda düzenlenen ve 2 gün süreyle devam edecek olan kariyer günlerinin açılışına Vali Azmi Çelik, İşkur Genel Müdür Yardımcısı Bekir Aktürk ve İşkur Eskişehir İl Müdürü Hasan Yoldaş da katıldı. Yapılan konuşmalarda istihdamla ilgili en büyük sorunun iş beğenmeme ve iş mülakatlarına dahi gitmeme olduğu ifade edilirken, işsiz vatandaşlara seslenilerek bu konuda hassasiyet göstermeleri gerektiği belirtildi.

    “İş gücü arzında bulunanların sektörün istediği niteliklere sahip şekilde yetiştirerek gerekli gayreti göstermeleri lazım”

    Eskişehir Valisi Azmi Çelik, yaptığı konuşmada, çalışma hayatında milli seferberlik başlatıldığını aktararak, kariyer günlerinin iş veren ve çalışacak olan vatandaşların buluşması açısından çok önemli olduğunu ifade etti. Vali Çelik, “İş gücü arzında bulunanların kendi üzerilerine düşen sorumluluklarının da farkına vararak, kendilerini sektörün istediği niteliklere sahip şekilde yetişme noktasında gerekli gayreti göstermeleri lazım. İş başı eğitimlerimiz var evet, bizim mesleki eğitimlerimiz var evet fakat bütün bunlar daha başlangıçta firmaların istedikleri özelliklere sahip personeli maalesef teminde yeterli olmuyor. Onun için mesleki eğitimde firmalarla, özel sektörlerle bizim kamu kurumlarımızın, özel sektörle bizim eğitim kurumlarımızın, İşkur’umuzun işbirliği son derece önemli. Umut ediyorum ki, istihdam ve kariyer günleri bu anlamada bizlere yönlendirici olacak” dedi.

    İşkur Genel Müdür Yardımcısı Bekir Aktürk ve İşkur Eskişehir İl Müdürü Hasan Yoldaş da yaptıkları konuşmalarda, istihdam sağlamada nitelikli eleman yetiştirilmesinin önemine vurgu yaparak, bu alanda yapılan çalışmaları anlattılar. Konuşmacılar, istihdamla ilgili en büyük sorunun işsizlerin iş beğenmemesi olduğu belirtiler.

    Yapılan konuşmaların ardından Vali Çelik ve protokol üyeleri, açılış münasebetiyle kurdele kesilmesinin ardından kurumların açmış olduğu stantları ziyaret edildi. Ziyaret esnasında Atatürk Teknik Mesleki Lisesinin bulunduğu stantta, öğrencilerin yapmış olduğu robot ile Vali Çelik’in kafasına şapka takılmaya çalışıldı.

    Ayrıca, İhlas Pazarlama da etkinlikte stant açarak, verdikleri hizmetler hakkında bilgiler verip, iş arayan vatandaşların kararlarında yardımcı olmaya çalıştı.

  • Endometriozisin yol açtığı 8 sorun

    Acıbadem Fulya Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Hüsnü Görgen, endometriozisin neden olduğu 8 sorunu ve tedavi yollarını anlattı.

    Prof. Dr. Hüsnü Görgen, rahim içi zarının, bir başka deyişle endometrium tabakasının rahim dışında vücudun herhangi bir yerinde oluşmasına endometriozis dendiğini belirterek, “Normalde sadece rahim içinde bulunan, adetten sonra kalınlaşarak bebeğin yerleşmesini sağlayan ve her adette atılarak yenilenen bu endometrium dokusu bulunduğu bölgelerde adet benzeri kanamalara yol açarak şiddetli ağrılara ve karın iç organlarının yapışmasına neden olabiliyor. En sık 25-34 yaş grubunda görülen bu hastalık kadınların yaklaşık yüzde 10’unu etkileyen, yani aslında oldukça yaygın bir sağlık sorunu. Normal muayene ve görüntülemede saptanmasındaki güçlükler sonucu tanı konulması yılları bulabildiği için hastalar yıllarca şiddetli ağrıyla yaşamak zorunda kalıyor. Bazı kadınlarda hiçbir belirti vermeyen veya sorun oluşturmayan endometriozisin yol açtığı problemler sadece bununla sınırlı değil” ifadelerini kullandı.

    Şiddetli ağrı

    Endometriozisin yol açtığı önemli problemlerden birinin, cinsel ilişki sırasında veya günlük işleri yaparken kasık bölgesinde yaşam kalitesini bozacak şiddette ağrıya yol açması olduğunu söyleyen Prof. Dr. Görgen, “Öyle ki endometriozis hastalarının yüzde 60-70’inde kronik bir hal alan ağrı gelişiyor. Endometriozise bağlı ağrı bağırsaklarda, idrar torbasında, belde veya bacaklara vuran kronik ağrılar şeklinde gelişebiliyor. Ayrıca şiddetli adet ağrılar olağan bir durum değildir, özellikle daha önce ağrısız adet gören bir kadında sonradan adet ağrılarının oluşması bu hastalığı düşündürüyor. Aynı zamanda genç kızlarda ağrı kesicilere yanıt vermeyen şiddetli adet ağrıları geliştiğinde, altta yatan neden endometriozis olabileceği için hekim başvurmak gerekiyor. Pelvis (leğen kemiği) içindeki diğer organlara ait sorunlar yaşanabiliyor. Özellikle idrar ve dışkı yapma hissi olup yapamama en sık görülen yakınmaları oluşturuyor. Cinsel ilişki sırasında kasık bölgesinde ağrı meydana gelebiliyor. Ağrı cinsel ilişkiyi olumsuz yönde etkilediği için zamanla cinsel isteksizlik problemi de oluşabiliyor” şeklinde konuştu.

    İnfertilite

    “İnfertilite (kısırlık), endometriozisin yol açtığı bir başka önemli problem” diyen Prof. Dr. Görgen, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Endometriozise bağlı yumurtalıklar ve tüplerde oluşan yapışıklıklar üreme sağlığını olumsuz etkileyerek hamileliği önleyebiliyor. Ayrıca endometriozis odaklarında salgılanan bazı maddeler de yumurta ve spermin döllenmesine, rahim içerisine yerleşmesine engel olabiliyor. Yapılan çalışmalarda infertilite nedeniyle hekime başvuran kadınlarda yüzde 15-55 oranında endimetriozis olduğu tespit edilmiş. Bazı hastalar kendiliğinden hamile kalabilirken bazıları ise çeşitli yardımcı tedavi yöntemlerine gereksinim duyabiliyor. Kadının yumurtalıklarında endometriozis oluşması durumunda bazen kistler (çikolata kistleri) gelişebiliyor. Bu kistler çok büyürlerse ağrı ile kist cidarının yırtılması gibi ciddi problemlere neden olabiliyor. Endometriozis iş hayatını da olumsuz etkiliyor. Şiddetli adet sancısı ve kasık ağrıları nedeniyle iş veriminde düşüş, hatta işe gidememe sorunlarına neden olabiliyor. Şiddetli ağrının oluşturduğu günlük işlerde aksama, iş gücü kaybı, cinsel sorunlar ve infertilite gibi nedenlerden dolayı depresyon ile anksiyete gibi psikolojik sorunlar gelişebiliyor. Endometrioma (çikolota) kistlerinde çok nadiren de olsa kist çeperinde kanser gelişebiliyor.”

    Tedavi yöntemleri

    Endometriozisin kalıcı bir tedavisinin olmadığını ifade eden Prof. Dr. Görgen, “Bunun nedeni ise hangi tedavi uygulanırsa uygulansın bireysel farklılıklar göstermekle birlikte, endometriozisin 2 yıllık tekrarlama sıklığının yüzde 20 dolayında olması, süre uzadıkça riskin artması. İlaç tedavisi veya cerrahi yöntem gibi tedavilerin amacı şiddetli ağrıyı gidermek ve varsa infertiliteyi (kısırlık) ortadan kaldırıp kadının hamile kalmasını sağlamak. Endometrioz hastalığında ilaç ve cerrahi tedavilere başvuruluyor. Hangi tedavinin uygulanacağına ise hastalığın şiddeti, neden olduğu sorunlar ve hastanın diğer özelliklerine bakılarak karar veriliyor” açıklamasını yaptı.