Etiket: Soruları

  • Beyaz Saray: “Trump ve Rusya ilişkisi ile ilgili gelen soruları kabul etmeyeceğiz”

    Beyaz Saray yönetimi, basın toplantılarında Trump ve Rusya ilişkisini inceleyen soruşturma hakkında gelen soruları kabul etmeyeceğini açıkladı.

    Açıklama, Beyaz Saray’da yapılan basın toplantısı sırasında bir gazetecinin görevden alınan Federal Soruşturma Bürosu (FBI) Direktörü James Comey’in elinde olduğu ve Rusya – Trump ilişkisini kanıtladığı iddia edilen belgelerin sorulmasından sonra geldi. Beyaz Saray Sözcüsü Sean Spicer, “Biz Başkan’ın gündemine yoğunlaşıyoruz, bu konuyla alakalı gelecek soruların muhatabı Marc Kasowitz’dir” şeklinde konuştu. Trump’ın uzun süredir avukatlığını yapan Marc Kasowitz, ABD Başkan’ının boşanma ve ticari davalarına bakıyor.

  • Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli soruları yanıtladı

    Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) banka senedi ile hiç bir işi olmayacağını ve banka senedini araç olarak kullanmayacağını söyledi.

    Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli Vodafone sponsorluğunda düzenlenen CEO Club Büyüme ve İstihdam Zirvesi sonrasında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Canikli, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) banka senedi ile hiç bir işi olmayacağını ve banka senedini araç olarak kullanmayacağını belirtti.

    Banka senetlerine ilişkin soruya Canikli, “TCMB’nin banka senedi ile hiç bir işi olmayacak. Yani araç olarak kullanmayacak. Zaten TCMB kanununda bir değişiklik yapmadan, biz o sistemi regüle etmiş olsaydık bile, Merkez Bankası kanunda değişiklik yapmadan yine kullanamazdı. Ama şimdi tamamen piyasadaki hassasiyeti dikkate aldık. Onu da saygıyla karşılıyoruz. Öyle bir amaç yoktu ama piyasanın öyle bir hassasiyeti oluştu. O yüzden Merkez Bankası tamamen bu işin dışında, hiç bir şekilde orayı kullanmayacak” dedi. Bu konuda bir vazgeçme olduğuna ilişkin soruya Canikli, “Vazgeçme diyebilirsiniz. Merkez Bankasının bu yöntemi, bu aracı hiç bir şekilde kullanması söz konusu olmayacak.Çok net bir şekilde söylüyorum” ifadelerini kullandı.

    “KGF 250 milyar liralık bir paket, o bitince bitecek”

    Kredi Garanti Fonu (KGF) kredilerinin kalıcı hale getirilip getirilmeyeceğinin sorusuna Canikli, KGF’nin 250 milyar liralık bir paket. O bitince bitecek. Her şeyi ilan ettik. Her şey açıktır. Dolduğu anda bu proje tamamlanmış olacak. Dolayısıyla geçici, kalıcı bir şey değil. Kredi genişlemesi de özel bir durumdu. Bu KGF nedeniyle bir miktar hedeflediğimiz gibi genişledi. Bundan sonra normal trendine girecek. Olağan dışı bir dönem yaşadık. Özel bir paketti. Şimdi olağanüstü dönem bitti, her şey normale dönüyor. KGF destekli kredi nedeniyle kredi genişlemesini genel şeye sokmamak lazım. Kesinlikle özeldir. Bundan sonra normal kulvarına girecektir” şeklinde konuştu.

    “Bu şirketleri Kayyum sıfatıyla yönetiyoruz”

    Başbakan Yardımcısı Canikli, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) bünyesindeki şirketlere yönelik soruya ise “Baştan beri kural belli, bu şirketleri kayyum sıfatı ile yönetiyoruz. Mahkemeler bu şirketlerle ilgili, bunlar üzerinden teröre finansman desteği sağlandığı, terör örgütleri adına kara para aklandığı gerekçeleriyle yönetimine kayyum tayin ediyor. Normalde geçmişte bu tek tük uygulanan bir sistem ama Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) bağlantısı nedeniyle çok sayıda firmaya bu şekilde kayyum ataması söz konusu oldu. Bu şirketlerin yönetim sorununun gündeme geldi” dedi.

    “Bu şirketler henüz devlete geçmiş değil”

    Şuanda ceza yargılamasının devam ettiğine ve terörün finansmanı iddiasının olduğunun altını çizen Canikli, “Sayı az olsaydı sorun yoktu. Sayı hızla artmaya başlayınca, yönetim problemleri de ortaya çıkmaya başladı. Eğer biz o şekilde bırakmış olsaydık, ekonomi üzerinde de ciddi ağırlığı olan firmalar var, bunların büyük çoğunluğu batmış olurdu. Bu tehlikeyi gördük. Hızlı hareket ettik ve TMSF’yi devreye soktuk. Çünkü mahkemelerin görevi yönetmek değil. Biz bu şirketleri mahkemenin sonuna kadar, yargılama sonuna kadar yöneteceğiz. Görevimiz o. Yani şu anda henüz bunlar devlete geçmiş değil. Yargılama devam ediyor” açıklamalarında bulundu.

    “Basiretli tüccar gibi, ticari teamüllere uygun şekilde şirketleri yönetiyoruz”

    Yargılama sonunda mahkemeler iki karar vereceğini aktaran Canikli, “Ya suçlu bulur, bu şirketler üzerinden terör örgütlerine finansman sağlandığı şeklinde bir karar verir. O zaman müsadere kararı verir, bütün şirketler devlete geçer. Devlete geçtikten sonra da satılır. Ama ne zaman? Yargılama sonunda, ya da şirketler üzerinden terör örgütlerine finansman sağlanmadığı şeklinde bir tespiti olur mahkemenin, o zaman da sahiplerine iade edilir. Yani iki ihtimal söz konusu. Bize gelen bilgilere göre bu kayyum atanan firmaların tamamı üzerinden terör örgütlerine kaynak aktarılmış gözüküyor. Dolayısıyla mahkeme de bu kanaatte olursa sonuçta bunların hepsi müsadere edilip devlete aktarılacak. Şu anda biz bunları yönetiyoruz, mahkeme sonuna kadar da yöneteceğiz. Basiretli tüccar gibi, ticari teamüllere uygun bir şekilde” ifadelerini kullandı.

    “Hiçbir zaman bu şirketleri satmak gündeme gelmedi”

    Hiç bir zaman satma gündeme gelmediğini bildiren Canikli, “Ama ilk düzenlemelerde KHK’lara koyduk. Hangi durumlarda satıyoruz? Mali yapısı bozulmuş, içi boşaltılmış, zarar eden, faaliyetine devam etmesinde fayda umulmayan ya da bu şekilde yönetilmesi zor olan, kan kaybeden firmaları satıyoruz. Satmamız gerekir. Çünkü zarar eden bir firmayı devam ettirirseniz ne olur, zarar büyür. Devredilmeden önce FETÖ mensupları tarafından içi boşaltılmış firmalar da var. Ya da çok özel firmalar var. Bilişim alanında var, başka alanlarda var. Oranın çok özel bir şekilde yönetilmesi gerekiyor. Yani bizim o yönetimi sağlamamız mümkün değil. Ekonomi açısından da önemli. Biz yönettikçe kan kaybediyor. Onları da bir an önce, bu alanda faaliyette bulunan firmalara satmak şeklinde. Yani devamında fayda umulmayan kavramı da bunu içeriyor” diye konuştu.

    “Mağdurlar tarafında beklenti oluştu”

    Yarım kalan inşatlar yüzünden mağdur olan ilgili özel bir çalışmalarının olup olmadığı sorusunu da yanıtlayan Canikli, Bazı firmalarda inşaatların yarım kaldı. Bu firmalara kayyum atandığında paraları yoktu. Buralarda ciddi mağduriyetler oldu. Bu anlamda ismi gündeme gelmeyen başka firmalar da var. Devraldığımız firmaların mali yapısı, durumu bu mağduriyetleri giderecek durumda değildi. Bu firmalara kayyum atandığı için mağdurlar tarafında beklenti oluştu” dedi.

    “Mağduriyetleri gidermek için birkaç proje ürettik”

    Bu mağduriyetleri nasıl giderecekleri yönünde epey kafa yorduklarını belirten Canikli, “Bazı modeller geliştirdik. Muhtemelen çözeceğiz. Mağduriyetleri giderecek bir kaç modelimiz var. Bir kaç proje üreterek, oradan elde edeceğimiz kaynakla bunları tamamlamak şeklinde. Onlarda birkaç yarım kalmış proje var. Onlar da karlı değil aslında. Ama karlı hale getirip kaynak üretmeye çalışıyoruz. Orada özel sektör yönetiminin bütün yöntemlerini kullanıyoruz. Tabi kamuya da yük olmaması gerekiyor. Ama sanıyorum bir formül bulacağız. Halen çalışıyoruz. Takvim olarak bir şey söylemeyeyim, ama sonuç itibarıyla çözeceğiz” ifadelerini kullandı.

    “Banka senetlerini de bir miktar geciktireceğiz”

    Başbakan Yardımcısı Canikli, banka varlık senetleri ile ilgili yasal düzenlemenin ne zaman çıkabileceği ile ilgili bir soru, yasal düzenlemeye ihtiyaç olmadığını Sermaye Piyasası Kurulu’nun (SPK) düzenlemesinin yeterli olduğunu dile getirdi. Hassasiyet nedeniyle banka senetlerini de bir miktar geciktirebileceklerini aktardı. Canikli, “Hiç aklımıza bile gelmeyen bir hassasiyet oluştu. Ama önemli. 2002 öncesinde çok kötü tecrübeler var. Hassasiyet oluşunca yeni bir yanlış anlamaya meydan vermemek açısından belki onu şu anda gündeme getirmeyebiliriz. Çıksa bile, yayınlansa bile Merkez Bankası onu zaten kullanamayacak, çok net” şeklinde konuştu.

    “Burada işte Varlık Fonu devreye girecek”

    Nokta atışı teşviklere yönelik, ilgili bakanlıkların çalışmaları olduğunu alan, ürün ve sektör çalışması yaptıklarını belirten Canikli, “Firmalara bazı ürünleri belirli fiyat seviyesinde üretmelerini söyleyeceğiz. Birçok alanda ürün olacak ama hepsinin ortak özelliği teknoloji yoğun ürünler olacak. Bu konuda Varlık Fonu da şöyle devreye girecek; bu tür alanlar genelde uzun vadeli finanse edilmesi gereken alanlar. Yani dönüşü uzun olan, bazen 5, 10, 15, hatta 20 yıl olan, dolayısıyla mevcut finansman sistemimiz bu kadar uzun vadeyi düşük maliyetle finanse edemiyor. Varlık Fonu bu tür şeylerde devreye girecek” açıklamalarında bulundu.

    “Bizim tercihimiz Türkiye, İstanbul”

    Uluslararası Gayrimenkul Borsasının ne zaman kurulacağı ve fiziki merkezinin nerede olacağının sorusuna Canikli, ona İslam İşbirliği Teşkilatı Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi (İSEDAK) bünyesinde karar verileceğini ama tercihlerinin her zaman Türkiye, İstanbul olduğunu dile getirdi.

  • Polis ’sınav soruları çalındı’ diyen genci uyuşturucudan dinledi

    Bursa’da, FETÖ ile bağlantılı olduğu öne sürülen ilginç bir tezgah daha ortaya çıktı. 2009 yılında polislik sınavı sorularının çalındığı iddiasıyla savcılığa suç duyurusunda bulunan kişiyi ‘uyuşturucu ticareti yapmak’ suçundan dinlediği iddia edilen 6 polis, hakim karşısına çıktı.

    Edinilen bilgiye göre, 2009 yılında bir dershaneye giden öğrenci, polislik sınavı öncesi soruların verildiğini ifade ederek, savcılığa suç duyurusunda bulundu. Daha sonra ifadesi alınan öğrenci, ‘uyuşturucu ticareti yapmak’ iddiasıyla usulsüz şekilde dinlendi. 2009 yılında yapılan bu usulsüz dinleme iddiaları üzerine yapılan operasyonlarda dönemin KOM Şube Müdürü A.K., KOM Şube Müdür Yardımcısı İ.Y., 2009 yılındaki Narkotik Büro Amiri M.S., aynı yıl Narkotik Büro Amirliği’nde görev yapan polis memurları B.K., Ö.S., M.İ. ve H.K. gözaltına alındı. Şüpheliler, Fetullahçı Terör Örgütü kurma, yönetme, örgüte üye olma, iftira, kişiler arasındaki görüşmelerin dinlenmesi ve kayda alınması, resmi belgede sahtecilik ile görevi kötüye kullanma suçlarından sevk edildikleri adli mercilerce tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından başka dosyadan gözaltına alınan A.K., İ.Y., M.S., B.K., Ö.S. ve H.K. tutuklandı.

    İş adamlarını, siyasileri, TSK ve MİT görevlilerini dinledikleri iddiası

    Bursa 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen başka davadan dolayı tutuklu olan sanıkların her biri için 20’şer yıla kadar hapis cezası isteniyor. Kendi aralarında resmi hiyerarşiye paralel hiyerarşik yapı oluşturdukları, gizlilik esasına azami riayet ettikleri iddia edilen polislerin, iş adamlarını, siyasileri, TSK ve MİT görevlilerini usulsüz şekilde dinlediği de iddianamede yer aldı.

    “Bylock sistemi kullanmıyorum”

    2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıkan dönemin KOM Şube Müdürü A.K., “21 Temmuz 2016 sabahı evimde uyurken kapı çaldı. Polis geldi ve gözaltına alındım. Ben o tarihte şube müdürüydüm. 180-200 kişi o dönem KOM’da çalışıyordu. Her gün önüme en az 100 tane evrak geliyordu. 13.09.209 tarihinde müşteki sınava girmiş. 16.09.2009 tarihinde ise şikayet dilekçesi vermiş. 18-19.09.2009 tarihlerinde de gazetelerde haber çıkmış. O aralarda bayram olduğu için gazetelerden haberi okumadım. 23.09.2009 tarihinde de ilk tutanak alınmış. Evrakları İ.Y. imzalamış. 30 Eylül tarihli talep yazısında ise benim imzam vardı. Dinlemenin sonlandırılması yazısında ise imzam yoktur. Şubenin içerisinde olanlar rutindir. Şube müdür yardımcısı benim yerine imza atabilir. Bylock sistemi kullanmıyorum” dedi.

    “Suçsuz olduğunu anlayınca dinlemeyi sonlandırdık”

    Dönemin KOM Şube Müdür Yardımcısı İ.Y. ise “Bursa’da bilinen 4-5 uyuşturucu mahallesi vardır. Biz ciddi biçimde çalışıyoruz. Gelen ihbarlar risk analizine tabi tutulur. Uyuşturucu satan kişiler bu suçtan kaydı olmayan kişilerden yararlanırlar. Onların evlerinde günlük kira karşılığında uyuşturucu saklarlar. Bazı torbacılar da şoförleri kullanır. E.K, uyuşturucudan sabıkası bulunmadığından risk analizinde şüpheli görülebilir. Daha sonra koruma tedbiri uygulanıyor. Şüpheli kişi hakkında bilgiye ulaşılır ya da ulaşılmaz. Narkotikte bu uygulama her zaman böyledir. E.K. olayında dinlemeyi sonuna kadar sürdürmedik. Suçsuz olduğunu anlayınca sonlandırdık. Uyuşturucu dışında başka bir dinleme yapmak akla, mantığa aykırıdır” diye konuştu.

    “Alt terör örgütü yöneticisi değilim”

    Terör örgütü üyesi olmadığını anlatan İ.Y., şunları söyledi:

    “Alt terör örgütü yöneticisi değilim. Fetullah Gülen’i hiç görmedim. Kendisiyle bir irtibat sağlamadım. Amerika’ya da hiç gitmedim. Gülen’in 1 numaralı sanık olarak benim iddianamemde olmasını anlayamıyorum. Örgüt üyesi olsam başka eylemlerimin de olması gerekirdi. İsteseydim dinlemeyi istediğim kişiye yaptırırdım. Böyle bir yetkim vardı. Örgüt adına kimseden talimat almadım. Işık evlerinde de kalmadım. Sohbetlerine katılmadım.”

    Diğer sanıklar da haklarındaki suçlamaları kabul etmedi. Mahkeme heyeti, duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.

  • Uğur Okulları Akademik Kurul Üyeleri, 2016 YGS’deki Hatalı Soruları Değerlendirdi

    Uzmanlar, Yükseköğretime Geçiş Sınavı’nda (YGS) hatalı oldukları ileri sürülen soruları değerlendirdi.

    Matematik bölümünde yer alan hatalı sorulara değinen Uğur Okulları Akademik Kurul Matematik Üyesi Nilda Kiraz, ‘’Yayınlanan 15. fonksiyon sorusu, bileşke kuralının tanımına aykırı biçimde hazırlandığından bilimsel hata içeren yanlış bir sorudur. Problemler konusundan sorulan sorular uzun paragraflar ile oluşturulmuş olup yayınlanan 30. soruda anlatım eksikliği nedeniyle farklı cevaplara gidilebiliyor” dedi.

    Felsefe sorularını yorumlayan Uğur Okulları Akademik Kurul Felsefe Üyesi Gülay Ataç, “2016 YGS Sosyal Bilimler Testi 32.soruda, bireyin eylemlerinden sorumlu tutulması, özgür olduğu varsayımına dayandırılmaktadır. Bu görüş indeterminizmdir. İndeterminizme göre insanın davranışlarından ahlaksal olarak sorumlu tutulabilmesinin önkoşulu; davranışlarında özgür olması, şu ya da bu biçimde davranmayı kendisinin seçmiş olmasıdır. Otodeterminizm ise insanın uyacağı yasaları, kendi aklı ve iradesiyle kendisinin belirlediğini, bunun da kişilik gelişimi ve bilgilenme sonucu gerçekleşebileceğini savunur. İndeterminizm, özgürlüğü insana verilmiş bir özellik olarak görürken, otodeterminizm bunun bir süreçle kazanılabileceğini savunur. Parçadaki anlatım indeterminizme uygun bir argümandır. Bu nedenle yanıt E değil B olmalıdır” diye konuştu.

    Türkçe sorularını değerlendiren Uğur Okulları Akademik Kurul Üyesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı Cevdet Eyüboğlu şunları söyledi: ‘’Türkçe sorularından 12. soruda,“…numaralanmış cümlelerden hangisi, yükleminin türü bakımından ötekilerden farklıdır?” denilmiştir. I. cümlede “görünür”, III. cümlede “sorar”, V. cümlede “atılmıştır” sözcükleri eylemdir ve bu sözcüklerin yüklem olduğu cümleler de eylem (fiil) cümlesidir.II. cümlede kullanılan “perişandır” sözcüğü ad soylu bir sözcük olduğu için bu sözcüğün yüklem olduğu cümle ad (isim) cümlesidir. Sorunun IV. cümlesinde yüklem görevinde kullanılan “gelmektedir” sözcüğü ise “gel-“ eyleminden “-mak” isim – fiil yapan eke “-de” hâl ekinin gelmesiyle oluşmuş bir ek grubudur. Sözcüğün sonundaki “-dir” eki ise ek eylemdir. Bu ek ve bu eklerin kullanıldığı sözcükler ile ilgili iki farklı görüş bulunmaktadır. Bir grup dil bilimci (Muharrem Ergin, Zeynep Korkmaz …) bu “-makta” ekinin “-yor” şimdiki zaman kip ekiyle aynı görev ve anlamda olduğu için bu eki kip eki olarak kabul etmektedir. Ancak bir başka grup dil bilimci (Tahir Nejat Gencan, Kemal Demiray …) bu ekin fiilimsi (eylemsi) yaptığını ve bu sözcüklerin ek eylem alarak yüklem göreviyle kullanıldığını belirterek sadece anlam bakımından “-yor” ekiyle aynı özellikte olduğunu kabul eder.Bu nedenle bu sorunun ÖSYM tarafından tekrar incelenmesi gerektiğini düşünüyorum.

    Kısacası; 12.sorudaki IV. cümlenin yükleminin (gelmektedir) isim ya da eylem olması ile ilgili farklı görüşler olduğu için bu sorunun ÖSYM tarafından tekrar incelenmesi doğru olacaktır. Ayrıca 1. sorunun soru kökü ile 28.sorunun D ve E seçeneklerinin de incelenmesi gerektiği kanaatindeyim.”

    Fizik sorularını yorumlayan Uğur Okulları Fizik Bölüm Başkanı Ahmet Akça ise şunları kaydetti: ‘’Basın kitapçığı 3. soruda yerçekimi ivmesinin değerinin 10m/s2 olarak verilmesi gerekirdi bu soru özellikle yabancı okullarda eğitim gören öğrencilerimiz için sıkıntı yaratmaktadır çünkü bu okullarda çekim ivmesi değeri 9,81 m/s2 olarak verilmektedir. Öğrencilerimizin çekim ivmesinin değerini ezbere bilmek gibi bir zorunluluğu yoktur. Basın kitapçığı 4.soruda ise sporcunun sürati ve hızı sorulmuş fakat burada doğru ifade sürat ve ortalama hız olmalıydı.

    Basın kitapçığı 7.soruda ise 50 kg ve 60 kg kütleli iki çocuğun enerji ve hız değişimleri sorgulanmıştır fakat çocukların boyutları ihmal edilmediğinde sorunun doğru cevabıyla ilgili kesin bir kanıya ulaşılamamaktadır. Eğer çocukların boyutları ihmal edilirse ki bu durum 50kg ve 60kg kütleli cisimler için çok mantıklı olmayacaktır, sorunun doğru cevabı D seçeneği olacaktır. Fakat sorunun doğru cevabı A olarak düzenlenmiştir. Soru bilimsel olarak birçok yanlışı barındırdığından iptal edilmesi daha doğru olacaktır kanaatindeyiz.

    Basın kitapçığı 9. soruda ise kütleleri farklı iki farklı maddeyi ısıca yalıtılmış ortamda bir araya getirerek ısı alış verişi yapması sağlanmıştır bu durumda denge sıcaklığı, ısı sığası büyük olan maddeye yakın olacaktır. Fakat cisimlerin kütleleri ve öz ısıları ile ilgili net bir bilgi yoktur dolayısıyla denge sıcaklığının hangi maddeye yakın olacağı ile ilgili kesin bir söylem oluşturulamaz. Sorunun III. öncülünde denge sıcaklığının yeterince beklendiğinde kütlesi büyük olan maddeye yakın olacağı söylenmiştir ve cevap anahtarında bu öncül doğru olarak alınmıştır. Bu soruda III. öncül net doğru bir ifade olmadığından soru kökünün “hangileri kesinlikle doğrudur?” şeklinde düzeltilmesi ve cevabında I ve II olması gerekir. Basın kitapçığı 14.soruda ise sorunun 3. öncülü “Bazı ışıkları insan gözü göremez” şeklindedir. Burada doğru ifade “Bazı ışınları insan gözü göremez” şeklinde olmalıydı çünkü ışıktan bahsedilirken her zaman görünür ışık bölgesi kastedilir. MEB fizik kitapları da bu olguyu bu şekilde anlatır. Öğrencilerimiz doğru cevaba I. ve II. öncülün kesin yanlış olmasından dolayı ulaşabilmiştir”.

  • TEOG Sınavında Tüm Soruları Doğru Cevaplayan Öğrenci Altın İle Ödüllendirildi

    Geçtiğimiz hafta açıklanan Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) sınavından tüm soruları doğru cevaplayan Seda Nur Salim, Okul Aile Birliği tarafından altın ile ödüllendirildi.

    Tavşanlı Fatih İmam Hatip Orta Okulu öğrencilerinden Seda Nur Salim, Okul Aile Birliği Başkanı Ahmet Canatan ve yönetimi tarafından gerçekleştirilen ziyarette altın ile ödüllendirilerek ailesine de başarı belgesi verildi. Okul Aile Birliği Başkanı Ahmet Canatan, “Öğrencimizin başarısı bizleri gururlandırdı. Onun başarısında katkısı olan ailesine, okul idarecilerine ve öğretmenlerine teşekkür ediyoruz” dedi.